Ben İstanbul vilayeti Büyükçekmece ilçesinde oturmaktayım. Buranın belediye başkanlığı muhalefetteki (CHP) bir partiye ait. Hem İstanbul Büyük Şehir Belediyesinden hem de Büyükçekmece Belediyesinden çeşitli vesileler ile defalarca arandım. İBB AK Partide iken de, CHPye geçtikten sonra da arandım. Hatta sadece aranmadım, evime geldiler, oturdular, kendilerine çay kahve ikram ettik, oturduk, muhabbet ettik. Dertlerimizi paylaştık, taleplerimi ve önerilerimi ilettim, onlar bazı işlerin neden yavaş işlediğini veya yapılamadığını izah ettiler. Aynı fikirde olmadığım bir parti veya kuruluştan bir kimse gelip de benim ile sakatların dertleri konusunda konuşmak istese seve seve buyur eder, konuşur, elimden geldiğinde güzel bir şekilde ağırlamaya çalışırım. Kovmam yani. Ayrıca kimse bu zamana kadar gelip benden imza filan istemedi. Her hangi bir belgeye imza isterse de belgeyi okur, imza atılabilecek bir belge ise imzalar, değil ise atmam; bu kadar basit. Gelen kişi sizinle aynı görüşte olmayan bir kurumdan/partiden/cemiyetten/camiadan geldi diye ön yargılı olmaya, gereksiz senaryolar üretmeye bence gerek yok. Bu arada belki özürlü kimlik kartı sahiplerinin bilgilerini belediyeler veya sair kamu kurumları elde edebiliyor, bilemiyorum. Selametle.