SİGARA
2008 Yılının ilk ışıklarından beri sigarayı bıraktım. Otuz beş yıla yakındır içilen, günde iki paket sigaradan bir anda vaz geçmek...Epey dağıttı beni, afallattı...Yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak istedim...Belki birilerine yardımı olur, belkide birilerinin bana desteği olur.
-Bir kere sigara damak zevki oluşuyormuş insanda...Aynı tuz gibi, şeker gibi...Tuzu yada şekeri bırakanlar, azaltanlar bilir ; Yemeği fazla tuzlu yemeye alışan bir damak, yemeklerin gerçek tadı karşısında dumura uğrar...Yediği her şey saman gibi gelir ona... Şu anda yemeklerden sonra ağzımda kalan binbir çeşit tada alışmaya çalışıyorum...Eskiden çektinmi bir fırt, tek tat olurdu...
-İkincisi, yenilen yada içilen bazı şeylerde tamamlayıcı unsur haline gelmiş bu meret...Onsuz olmuyor sanki o yenilen yada içilen şey...Kahvenin yanında, biranın yanında olmayınca, sanki bunlar anlamını yitiriyor..Hatta bazı eylemler bile var...Tuvalete sigarasız gitmek bile işkence şu an...
-Yukarıdakiler işin tadı tuzu, psikolojik yönü...Oysa işin gerçeği fiziksel bağımlılık...Hani yıllardan beri söylenen asıl yalan ; ''Sigara fiziksel değil, psikolojik bağımlılık yapar'' yalanı, kuyruklu yalanı...
Bir kere aynı eroin krizine giren insanlardakine benzer arazlar oluşmaya başlıyor düşüncede...
Bakın düşüncede diyorum yanlış olmasın...Başka şey düşünemiyorsun bir haftaya yakın...Ağzında sürekli bir kuruluk...Kafanda uyuşma...En kötüsü bir şeye yoğunlaşamamak...Otomobil kullanıyorsun mesela, her an kaza riski altındasın..Kırmızıyı görüyorsun ama algılamıyorsun...
Yada eve gideceğim diye yola çıkıyorsun, senelerce önce oturduğun kiralık evin önünde buluyorsun kendini...Kendimi CIGAR diye adlandırdığım, metresim mi/efendim mi/ belli olmayan kafamda yarattığım bir kişilikle savaş içinde buldum bir anda...Cıgar her gün yeni ve değişik kokularla daha çok, isterik, tatminsiz, profosyenel fahişeler gibi (erkek/kadın) davranmaya başlamıştı aslında epeydir...Ben maddi yada sağlık açısından frene bastıkça, o dalga geçiyordu... Gazla diyordu...
Nasılsa ölüm hep var diyordu... Ben evde ne varsa satıp, metresine para yetiştirmeye çalışan yada tam tersi jigolosunu beslemeye çalışan aç ve kart zamparalara dönmüştüm...O ise semirdikçe semiriyordu...Bir hesap yaptım kaba taslak; Şimdiye kadar benim nüfus hanemden (aile değil sadece benim, yani eş filan) bu cıgara giden meblağ 150.000.- dolar civarında...Bu para şu an bende olsa, hayatımın bundan sonrasını daha rahat ve kolay yaşarım...Bana kalansa,hırıltılar ve acı tatlar...
Cıgar denen fahişe hala peşimde ama... Ben dağlara kaçmaya çalışıyorum, o ise arkamdan bağırıyor ''Son bir kere daha...Ne olur...''
2008 Yılının ilk ışıklarından beri sigarayı bıraktım. Otuz beş yıla yakındır içilen, günde iki paket sigaradan bir anda vaz geçmek...Epey dağıttı beni, afallattı...Yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak istedim...Belki birilerine yardımı olur, belkide birilerinin bana desteği olur.
-Bir kere sigara damak zevki oluşuyormuş insanda...Aynı tuz gibi, şeker gibi...Tuzu yada şekeri bırakanlar, azaltanlar bilir ; Yemeği fazla tuzlu yemeye alışan bir damak, yemeklerin gerçek tadı karşısında dumura uğrar...Yediği her şey saman gibi gelir ona... Şu anda yemeklerden sonra ağzımda kalan binbir çeşit tada alışmaya çalışıyorum...Eskiden çektinmi bir fırt, tek tat olurdu...
-İkincisi, yenilen yada içilen bazı şeylerde tamamlayıcı unsur haline gelmiş bu meret...Onsuz olmuyor sanki o yenilen yada içilen şey...Kahvenin yanında, biranın yanında olmayınca, sanki bunlar anlamını yitiriyor..Hatta bazı eylemler bile var...Tuvalete sigarasız gitmek bile işkence şu an...
-Yukarıdakiler işin tadı tuzu, psikolojik yönü...Oysa işin gerçeği fiziksel bağımlılık...Hani yıllardan beri söylenen asıl yalan ; ''Sigara fiziksel değil, psikolojik bağımlılık yapar'' yalanı, kuyruklu yalanı...
Bir kere aynı eroin krizine giren insanlardakine benzer arazlar oluşmaya başlıyor düşüncede...
Bakın düşüncede diyorum yanlış olmasın...Başka şey düşünemiyorsun bir haftaya yakın...Ağzında sürekli bir kuruluk...Kafanda uyuşma...En kötüsü bir şeye yoğunlaşamamak...Otomobil kullanıyorsun mesela, her an kaza riski altındasın..Kırmızıyı görüyorsun ama algılamıyorsun...
Yada eve gideceğim diye yola çıkıyorsun, senelerce önce oturduğun kiralık evin önünde buluyorsun kendini...Kendimi CIGAR diye adlandırdığım, metresim mi/efendim mi/ belli olmayan kafamda yarattığım bir kişilikle savaş içinde buldum bir anda...Cıgar her gün yeni ve değişik kokularla daha çok, isterik, tatminsiz, profosyenel fahişeler gibi (erkek/kadın) davranmaya başlamıştı aslında epeydir...Ben maddi yada sağlık açısından frene bastıkça, o dalga geçiyordu... Gazla diyordu...
Nasılsa ölüm hep var diyordu... Ben evde ne varsa satıp, metresine para yetiştirmeye çalışan yada tam tersi jigolosunu beslemeye çalışan aç ve kart zamparalara dönmüştüm...O ise semirdikçe semiriyordu...Bir hesap yaptım kaba taslak; Şimdiye kadar benim nüfus hanemden (aile değil sadece benim, yani eş filan) bu cıgara giden meblağ 150.000.- dolar civarında...Bu para şu an bende olsa, hayatımın bundan sonrasını daha rahat ve kolay yaşarım...Bana kalansa,hırıltılar ve acı tatlar...
Cıgar denen fahişe hala peşimde ama... Ben dağlara kaçmaya çalışıyorum, o ise arkamdan bağırıyor ''Son bir kere daha...Ne olur...''