Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

''Tekerlekli sandalyeye MAHKUM''u kınıyorum... [Tartışma]

Süper bir karikatür yahu!
Mazallah, ya tekerleksiz sandalyeye mahkum olsaydık... :)
 
Dogru Babür abi '' daha kötüsüde olabilirdi ' :?
buna da Şükür diyelim.
 
=)))) hehehee... baben, ii güldürdün beni... :D

daha önce de görmüshtüm aslinda bu karikatürü (siyahpelerinli.ye selam ;)) ama burda görünce daha da bi hoshuma gitti =))))
bi sürü güldüm walla...


tekerleksis sandaylelere mahkum olmadigi icin
cok mutlu olup haline shükreden rekursion.dan
herkese selamlaaar :p



[size=2]not: ayhan abisinin cevabi da harika ama: "sittir lan!" =)p[/size]
 
tartışmalarınızı da , esprilerinizi de okudum, bolca şaşırıp bolca güldüm :) özellikle rekursion seni bu ilginç,neşeli ve insanı ikna ettiren anlatımlarından dolayı tebrik ediyorum :D pegasusla ikiniz yazdıklarınızı okurken (özellikle senin rekursion:)) lise dönemime gidip edebiyat hocamı anımsadım. o da her cümleyi kelime, hatta hecelerine kadar didik didik ederdi içinden çıkamazdık. sen de benzer bi şekilde açıklamışsın konuyu ama sen ondan daha iyi toparlıyorsun o yüzden kolay ve sıkılmadan okudum yazını :D

bu arada az önce bi kez daha farkettim BeN Bu SiteYi ÇooK SeviYorum yaAa :D
 
Rekursiyon....Anlatımın süpperr....Birşey bundan daha iyi anlatılamazdı herhalde...

Babür abicimm....Alemsin yaanii....Yaptın yine yapıcaanı....Koptum burda... :wink:
 
adriaan buradaki herkesin görüşüne saygım var ama bence o kadarda kafaya takılacak birşey değil.sonuçta kelimeleri yumuşatmanın bize bir getirisi olacağına inanmıyorum.mahkum kelimesi yerine kelimeyi yumuşatıp birazda uzatıp tekerlekli sandalyede yaşamını sürdürüyor denilse ne değişecek.zamanında bizlere sakat diyorlardı sonra düşündüler düşündüler özürlü dediler sonra birazdaha usluplandırdılar engelli dediler.ne oldu bizden giden gerimi geldi.bence böyle toplumdaki olguları fazla kafaya takmayın derim ben.
 
:) teshekkürler gokche ve barbiebarbie...

GoKcHe' Alıntı:
kolay ve sıkılmadan okudum yazını :D
bu sözlerin cok sevindirdi beni... uzun yazilarimla forumlara katilirken müthish bi sucluluk duyuom her seferinde :)... uzunlugu yüzünden mesajlarimin okunmayacagi ve forumda boshu boshuna kalabalik yapicagini düshündügümden olucak heralde :)... inanin ki kisa yazmaya ugrashiom... her seferinde kisa bi mesaj niyetiyle bashliom yazmaya ama elimde degil, uzuo, sürekli bishiler gelio aklima... :p

okumyanlari gayet iyi anliabiliom tabe :)
 
Bu forum kaç senedir devam ediyor bilmiyorum ama dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz gibi sanki...
Aslında problem hazımsızlık meselesi gibi görünüyo. Hazmetmekle kabullenmek aynı şey gibi görünüyo ama değil.
Birisi yenmek demek birisi yenilmek. Birisi dipten çıkmak demek, birisi dibe gömülmek...
Bu arada bülent abinin aşçı , pilot , taksici üçlemesine de katılmıyorum. Onlar hayata tutunmak için tencerelerine , uçaklarına yada taksilerine mecbur değiller. Ama biz mecburuz.
 
Uzun süredir bu konuda ses seda çıkmamıştı. Konu, belki içinden çıkılamaz bir hal aldığından belki söylenecek sözler kendi çapımızda tükendiğinden herhangib ir sonuca varmadan eteşkesvari bir suskunluğa bürünmüştü.

Ancak bu tartışmadan herkes kendinece bir takım sonuçlar çıkarmış ve savundukları düşüncelere eklemlemişlerdi. Sevgili Nazmiye Güçlü ablamızda bizimle ilintili hazırladığı bir yazısında bizlerin "tekerlekli sandalyeye mahkum" kelimesinden nefret ettiğimizi vurgulamış. Bu yazıyı daha önce okusaydım kendisine itirazımı daha önce iletirdim ama yeni gördüğümden şimdi söylemek istiyorum. Bu başlık altında bu tanımlama öbeğinden rahatsız olmayan ben de düşüncemi beyan ettim. Yani yazısına destek olsun diye sergilediği öyle eklektik tavırları haksız çıkaracak kadar da savundum.

Ama benim şu an bu yazımı yazmamı sağlayan unsur bu değil. Ben Sayın Güçlü nün yazılarındaki bir tutarsızluığa dikkat çekmek istiyorum. Ve daha doğru olacağından bu yazıyı okuma olasılığından hareketle direk kendisine hitap ederek sormak istiyorum. Siz "sakata sakat deyin" adlı yazınızda engelli kelimesini oldukça zorlama bir şirinlik gösterisi olarak tanımlamış ve bunun tıpkı kadına "bayan" demek gibi zihinlerde kodlanmış bir aşağılamanın ortaya çıkmaması için bir tür savunma olduğunu ifade etmeye çalışmıştınız. Yani benim anladığım bunlar ama açıkça sakat kelimesinin utanılacak bir şey olmadığı bu nedenle son derece somut bir olgunun aslında neden küçültücü bir şeymiş gibi kullanıldığını sorgulamıştınız. Kanaatimce çokda haklıydınız. Ama anlamadığım sakat kelimesine yönelik sergilediğiniz bu realist duruşu "tekerlekli sandalyeye mahkum" tanımnlaması için neden kullanmıyor ve sakat kelimesi hakkındaki düşüncelerinizle tezat bir hale düşüyorsunuz.

Önemli olan bir kelimenin ne olduğu değil onun zihinlerde kullanıldığı 'kod'un olumsuz bir anlama bürünmesi ise burada aynı şey tekerlekli sandalyeye mahkum olmak durumu içinde geçerli. Sandalyeye mahkum olmak değilde nedense bu durumun olumsuz bir şeymiş gibi değerlendirilip savunuya geçilmesi hali...

Daha öncede yazdım. Bir siyaha zenci demek bizim topraklarda aşağılayıcı bir anlam içermez. Ama Amerika da aynı kelime son derece aşığılayıcı bir koda sahiptir. Tıpkı bunun gibi sakat kelimesinin de kullanılması ayıp olmamalı aksine bu kelimenin olumsuz anlamda neden kullanılıyor olduğu sorgulanmalı. Peki br insanın tekerlekli sandalyeye mahkum olması neden aşağılayıcı bir durum olsunki bende buna sizin varolduğunu iddia ettiğiniz şekilde karşı çıkayım.

Tekerlekli sandalyemle ilişkim bir zorunluluk ise(Ki öyle) bunun türkçedeki karşılığı bir tür metafordan daha öte bir zorunluluk anlamında reel mahkumiyeti içerirki bu mahkumiyet neden sorundur anlamamakta devam etmekteyim.

Her iki yazınızdaki duruş bir tutarsızlık değil midir? Değilse neye dayanarak? Açıklarsanız mutlu olacağım.
 
Pegasus' Alıntı:
[Tekerlekli S]andalyeme, sağlıklı dönemlerimi kıyasladığım bir ürün olarak değil, aksine, şu an içinde bulunduğum hayatı bana katlanılır kılan bir kurtarıcı olarak bakıyorum. Eğer bir tekerlekli sandalye olmasaydı sanırım bir ölüden farkım olmazdı. Bugün sağlam bir insan kadar olmasa da tekerlekli sandalyem sayesinde özgürlüğüm tamamen benim ellerimde. Onun sayesinde tekrar hayatın içine dönebildim.
K
Bundan daha güzel anlatılamazdı kardeşim.
Özgürlüğümü sağlayan tekerlekli sandalyemle ilişkimi "mahkum olmak"la açıklamak, sandalyemin bana verdiği özgürlüğü yoksaymak olmaz mı?
Ya da şöyle sorayım: "mahkum olmak" deyince 'özgürlüğü kısıtlanmak, kötü bir duruma düşmek, hüküm giymek' anlaşılıyorken, beni özgürleştiren tekerlekli sandalyemle ilişkimi "mahkumiyet"le anlatmak nasıl bir mantığa sığabilir?

Kelimeler canlıdır; diğer kelimelerle hangi koşullarda yanyana geldiklerine ve zikredildikleri zamana bağlı olarak anlam kazanırlar.
Yürüyebilen birini tekerlekli sandalyede oturmaya/yaşamaya mecbur ederseniz, bu (onun için özgürlük kısıtlayıcı olduğundan,) bir mahkumiyettir. Ama aynı sandalyeyi yatalak birinin altına verirseniz, bu (onun için özgürleştirici olduğundan,) bir "mahkumiyet" değil, 'yardımcı'dır.

Sonuç olarak diyorum ki: Bizler tekerlekli sandalyemize (hatta hayatımıza) tekerlekli sandalye kullanmayanların gözüyle bakıp, kendimizi değerlendirirsek, evet (ve vah vah!,) tekerlekli sandalyeye mahkumuz; ama kendi penceremizden bakarsak, o zaman tekerlekli sandalyemizin bizim için ne kadar özgürleştirici olduğunu (aaa!) görürürüz. İşte ancak o zaman (kendimiz olabildiğimiz ölçüde) tekerlekli sandalyenin mahkumiyetine bir son verebilir, ve o'nu, hücrenin kapısını açan anahtar olarak 'değer'lendirebiliriz.
 
Öncelikle beni şaşırtmadığın için teşekkür ederim. Çünkü onları yazarken senin hemen atılıp bu sayfaya atıfda bulunacağını tahmin etmiştim. :)

Bu yazdıklarımız alıntılaman beni tam anlamadığını gösteriyor. Tabiki tekerlekli sandalyemiz bizi hayata bağlıyor ve hatta bizi özgürleştiriyor. Onsuz bir hayat bizim için düşünülemez bile. Ama zaten mahkum olmak durumu da tam da burada ortaya çıkıyor. Onsuz özgür olamıyoruz.

Tekerlekli sandalyemiz olmadan hayatın içine özgürce katılamıyor hatta hayattan neredeyse tam anlamıyla kopuyoruz. Bu özgürleşme esnasında tekerlekli sandalyemizle olan zoraki ilişkimize mahkumiyet diyoruz. Yoksa sandalyemizi kullanmamıza değil. sandalyemizi kullanmamız bizi özgürleştirse bile bu özgürleşme olayında ona mahkum olmamızdır mesele.

Umarım bunu gözardı etmezsin.
 
Merak ediyorum; şairler "Ben sana mahkümum" dediklerinde aslında ne demek istiyorlar. He anladım galiba sevgilileriyle olan ilişkilerini aşağılamak niyetindeler. Vay terbiyesizler!!! :D:D:D:D

Ne edepsiz adamlar ki bunlar bir sevgi ilişkisini bile "mahkumiyet" ile ifade ediyorlar.

Bir daha, vay terbiyesizler!!..

:D
 
O şiir mısrası " Ben sana mecburum" değil miydi :wink:
 
Yok selime o mecbur olan, mahkum olanlar da var.

yaz google cıkar bi dünya.
 
Aşkı için insan kendini öldürür bile edebiyatta ve şiirde. Bu, aşkının gücünü anlatmak için yapılan bir benzetmedir. "Aşkına mahkum olarak", "aşkı için ölerek", aşkının büyüklüğünü dile getirmeye çalışmaktır. Bir anlamda olumlamaktır. Oysa "tekerlekli sandalyeye mahkum olmak" düpedüz olumsuzlamadır.

Çok basit bir mantık aslında. Çevrenizdeki en yakın kişilere aynen şu şekilde sorun:
Şimdi sana birkaç kelime söyleyeceğim. Bana sadece şu iki kelimeden biriyle cevap vereceksiniz: "olumlu bir şeyi çağrıştırıyor" veya "olumsuz bir şeyi çağrıştırıyor".
Soru 1: Mahkum
Soru 2: Mahkum olmak
Soru 3: Yardımcı
Sory 4: Yardımcı olmak
Soru 5: Tekerlekli sandalyeye mahkum olmak
Soru 6: Tekerlekli sandalye kullanmak

Herkes çevresindeki 1-2 kişiden görüş alıp buraya yazarsa iyi olur... :)

Kardeşime sordum.
1- Olumsuz
2- Olumsuz
3- Olumlu
4- Olumlu
5- Olumsuz
6- Olumlu

Ve anneme sordum
1- Olumsuz
2- Olumsuz
3- Olumlu
4- Olumlu
5- Olumsuz
6- Olumsuz ("ama üstteki soruya göre olumlu")
 
Sevgili kardeşim konuyu tuttun olumlu olumsuz noktasına taşıdın yav. Derdimiz bu mu bizim? Mahkümiyet tabiki olumsuzluk çağrıştıracak. Ortada bir zorunlu bağımlılık durumu var. Sorduğun insanların bunu olumlamasını nasıl beklersin. Tabiki böyle olacak. Sen herhalde "AAA ne kadar güzel demek tekerlekli sandalyeye mahkum. hımm harikaaa" gibi cümleler kurmalarını bekliyordun.


Çevrene sor bakalım, Sakat kelimesi için, kör, sağır vb kelimeleri için olumlu mu diyecekler.

bunlar tabiki kendine içkin bir olumsuzluğa sahiptir.

Ya sonunda anladım galiba. Sen nihai olarak sanırım sakatlığı olumlu bir şey olarak görmemi istiyorsun...

Şimdi soru şu; bir sakatın kendi sakatlığını olumsuz bir şey olarak kabul edip yola devam etmesi mi doğrudur yoksa sakatlığını ısrarla olumlu bir durum olarak kabul etmesi mi? Bunlardan hangisi doğrudur??? Ve hangisi gizli bir kompleks içermektedir???



Bir de yukarda sürekli sakatlarınbaşarılarına şaşıyormuşuz gibi alıntılamışsın düşüncelerimi. Yahu ben bu dünyada havada asılı olan bir adama, su üstünde yürüyen birine bile şaşırmam. Kaldıki bu dediklerine... (Mesele şaşırmak değildir kaldıki şaşırdıgımızı söyleyerek bizi salakmış gibi göstermeye çalışman gözümden kaçmadı. Böyleşam şeytanlıklarına ihtiyaç duymana üzüldüm valla :) )

Mesele takdir etmektir hepsi bu. Sana göre bu yanlış bana göre bu yapılan illada aşağılama amacı gütmeyebilir. Sen bunun tümden yapılmaması gerektiğini savunuyorsun (Galiba) bense bunun yapılmasının faydaları olabileceğini...

Yani şaşmak falan yok.

Şaşıran sensin.

Şaşkın kardeşim :)
 
Ya birgün, okul müdürüm öğrenciler için; onlar bizim velinimetimizdir dediği zaman birden irkilmiştim. Ne yani şimdi bu öğrenciler müşteri mi diye geçirmiştim aklımdan....

Mantıklı bir şekilde düşününce, öğrenci olmadan öğretmenliğinde olmayacağı sonucuna vardığımda neden olmasın demiştim...... :D

Her şey bir yana da, ben neyi düşünmeye başladım biliyormusun sevgili şefim???? :D

Ya ben galiba bu siteye üye olmadan önce çok daha mutluydum. :D

Kelimelerime dikkat etmeliyim, övgü de bulunmamalıyım, sonra ne gelecek hıııııı :D :D :D

Kardeşim özgürlüğümü elimden aldınız, bu nasıl iş yaaaaaaaaa :D :D :D

Sadece bir başka açı kazandırabilmek için, bir nefes alma diye düşünün bu yazdıklarımı, yoksa hayatımdan hala memnunum.
 
:)
Hangisini tercih edersin(iz), neden?
1- Tekerlekli sandalyeye mahkum olmak
2- Tekerlekli sandalye kullanmak

Elimizde olumlusu varken, neden olumsuzu tercih edelim? Ve neden bu tür çıkışlarla insanlarda farkındalık uyandırmayalım?

"Sen nihai olarak sanırım sakatlığı olumlu bir şey olarak görmemi istiyorsun"
Hayır, ben sakatlığın sadece bir durum olarak görülmesini istiyorum :) O durum bazen olumlu olur, bazen olumsuz, ve bazense etkisiz... Baştan bir önkabul yapmayalım diyorum.
Bir parmağının olmaması da sakatlıktır, sadece bir parmağını hareket ettirebilmek de! Bir parmağı olmadığı için Anadolu'da iş bulamayan biri de sakattır, hareket ettirebildiği bir parmağıyla İstanbul'da bilgisayar uzmanı olan biri de! Yani, her durum kendi içinde ve o anki koşullara göre değerlendirilmelidir.

Mesele taktir etmekse, hakeden elbette taktir edilecek. Ama herkes için sıradan olan şeyleri sakatlar yapınca (sen yapamayacaklarını sandığın için!) sakatları taktir etmeyeceksin bir; ikincisi de taktiri her hakedene yaptığın gibi, başarının kendisini överek yapacaksın, sakatlığa atfederek değil...

Not: Burada tartışmaları biraz (da) felsefik olarak ele almış oluyoruz aslında...
 
Ya bizlerin sadece kelimelr üzerinde yoğunlaşması bana biraz saçma geliyor.engelli çocuklarımızı tamam çocukken bu tür kelimelerden koruyalım büyüyüpte tek başına dışarı çıkacak olursa ne yapacağız.helede ergenlik dönemi esnasında dışarı çıkıyor arkadaşlarıyla ve birisi ona sakat,özürlü veya aaa t.sandalyeye mahkum bakın dediğinde evinde bizim yani en güvendiği ailesinin yanında hiç duymadığı bu sözleri duyunca esas ben o zaman o çocuğun psikolojisini düşünemiyorum.kendimden örnek ben ailemden çok küçük yaşlarda benden bir yaş küçük olan kardeşimin haricinde topal kelimesini asla duymadım.nitekim büyüdüm okula ve kurslara gitmeye başladım.ve bir gün okuldan çocuklardan biriyle tartıştık bana ilk dediği sözün topal olduğunu hatırlıyorum.tabi ben çocuğu bir güzel dövdüm.daha sonra ailem çağrıldı vs. Yani arkadaşlar bize nasıl hitap edildiği değil bizleride birey olarak kabul etmeleri önemli insanların.yine bence tabii
 
andante' Alıntı:
Ya ben galiba bu siteye üye olmadan önce çok daha mutluydum. :D

Kelimelerime dikkat etmeliyim, övgü de bulunmamalıyım, sonra ne gelecek hıııııı :D :D :D

Kardeşim özgürlüğümü elimden aldınız, bu nasıl iş yaaaaaaaaa :D :D :D
hahaha =)... kelimelere dikkat etmek, üc düshünüp bir konushmak her zaman iyidir ;)... eger bunu bu sitede ögrendiysen üye oldugun icin cok mutlu olmalisin :p... ben de burayi daha cok ziyaret etsem iyi olucak galiba :D


***

gecen sene bulundugum rehabilitasyon merkezinin pnömoloji bölümünde cigerleri kanserden bitmish, dört aylik ömrü kalmish bir hasta ile tanishtim... sandalyesinde oturan bana "ölecegim ama... sana shöyle bakiorumdaaa... sandalyeye mahkum bir hayattansaaaa......." dedi, daha tanishali 15 dakika bile olmamishti :)... ne diyecegimi shashirdim, "haklisin" dedim :)... sandalyeye olan "mahkuietimle" ölmek üzere olan bir insana ölümü biraz olsun sevimli kilabildiysem ne mutlu bana :)...

ya da haberlerde karshilashiriz hani, türlü sebeplerden dolayi intihar etmek icin bir yerlere cikip "ölmek istiorum, atlicam!" diyenlere... evlerinde kahvelerini yudumlayarak seyrederken "salak! ordan atlayinca ölüceni nerden bilion? ya ölmeyip te sakat kalirsan? ömrünün sonuna kadar tekerlekli sandalyeye mahkum olarak cekersin o zaman!" diyenlere ne demeli?... bu cümlenin farkli versionlarina bir kac kez shahit oldum...

böyle sheyleri göz önüne alinca sandalyesine olan mahkumietinin bilincinde olarak hayatini özgürce yashayanlardan cok daha fazla o hayata dishardan bakanlar "mahkum" kelimesine ihtiyac duyuyor gibime gelior ;)...

Pegasus' Alıntı:
Bu yazdıklarımız alıntılaman beni tam anlamadığını gösteriyor. Tabiki tekerlekli sandalyemiz bizi hayata bağlıyor ve hatta bizi özgürleştiriyor. Onsuz bir hayat bizim için düşünülemez bile. Ama zaten mahkum olmak durumu da tam da burada ortaya çıkıyor. Onsuz özgür olamıyoruz.

Tekerlekli sandalyemiz olmadan hayatın içine özgürce katılamıyor hatta hayattan neredeyse tam anlamıyla kopuyoruz. Bu özgürleşme esnasında tekerlekli sandalyemizle olan zoraki ilişkimize mahkumiyet diyoruz. Yoksa sandalyemizi kullanmamıza değil. sandalyemizi kullanmamız bizi özgürleştirse bile bu özgürleşme olayında ona mahkum olmamızdır mesele.

Umarım bunu gözardı etmezsin
gözardi etmiorum... hic bir zaman da etmedim (oturan boga.ya hitaben söylemishsin ama "tekerlekli sandalyeye mahkum" degimine pek sicak bakmayanlardan biri olarak cevap verme hakki buldum kendimde ;))... söylediklerini gözardi etmedigimi daha önceki mesajlarimda da görmüsh olmalisin zaten... seni yanlish anlamadiysam özetle "sandalyeye mahkum" kelimesine karshi cikishlarin altinda yatan tek shey sandalyeye olan ilishkiyi kabullenememek, reddetmektir diorsun... olabilir, insanlar sandelyesiyle, orteziyle, bastonuyla vs. olan ilishkisinden nefret edior, unutmaya calishiyor, "mahkum" kelimesiyle daha da cok hatirlatildigi icin karshi cikiyor olabilir... bilemicem... senin de bütün bunlari ashmish biri olarak bu kelimeye gayet "cool" baktigini gördüm, takdir ve tebrik ediorum... ama karshi cikanlarin arasinda tekerlekli sandalyede sürdürülen bir hayatin pek özgür olamayacagi düshüncesini biraz daha besledigi icin bu tanimlamanin kullanilmasini sakincali gören, bu yüzden dogru bulmayanlari da sen gözardi etmezsin umarim...

yanlish anlamadiysam, oturanboganin konuyu olumlu-olumsuz noktasindan ele alishi bu tür deyimlerin sandalyedeki hayat hakkinda zaten varolan olumsuz düshünceleri biraz daha olumsuzlashtirdigina dikkat cekmek icindir... yoksa sandalyedeki hayata reklam yapmak, herkesi özendirmeye calishmak icin degil...

iyyykk!!! bu gidishattan hic hoshlanmiom, senin eskiden tashidigin "oturanboganin yalakasi" ünvanini korkarim yakinda benim yakama yapishtiricaklar :)... o "yüce" ünvana beni layik görücekler :)
 
diğer yazılanların hiçbirini okumadan videoyu izledim MUHTEŞEMDİ.

8 yıl önceki tartışmayı tekrar gündeme getirmen inanki değmiş. bence bu video ana sayfaya konmalı ve siteye girer girmez açılmalı. kendimi denizin altında hissettim inanki:))

bu sandalye hakkında nasıl fikir sahibi olabilirim acaba. bulunduğum yerde dalgıç klüpleri var, tüp bulabilirim.
 
... almancada da buna benser deimler var... örnein 'an den rollstuhl gefesselt' = 'terkelekli sandelyeye baalanmish/kelepcelenmish/zincirlenmish'... mahkum gibi ;) ... cou engelliler bu deimden raatsis olduklari halde sadece halk arasinda diil basinda da cekinmeden kullanilio...

Buda Almanların bağlanmış/kelepçelenmiş/zincirlenmiş anlamına gelen sözcüğü eleştiren bir karikatürü sanırım :)


"Tekerlekli sandelyeye bağlanmış birini görürseniz, onu çözün,yada polisi arayın!"
 
Özgürlüğümü sağlayan tekerlekli sandalyemle ilişkimi "mahkum olmak"la açıklamak, sandalyemin bana verdiği özgürlüğü yoksaymak olmaz mı?
Ya da şöyle sorayım: "mahkum olmak" deyince 'özgürlüğü kısıtlanmak, kötü bir duruma düşmek, hüküm giymek' anlaşılıyorken, beni özgürleştiren tekerlekli sandalyemle ilişkimi "mahkumiyet"le anlatmak nasıl bir mantığa sığabilir?

Kelimeler canlıdır; diğer kelimelerle hangi koşullarda yanyana geldiklerine ve zikredildikleri zamana bağlı olarak anlam kazanırlar.
Yürüyebilen birini tekerlekli sandalyede oturmaya/yaşamaya mecbur ederseniz, bu (onun için özgürlük kısıtlayıcı olduğundan,) bir mahkumiyettir. Ama aynı sandalyeyi yatalak birinin altına verirseniz, bu (onun için özgürleştirici olduğundan,) bir "mahkumiyet" değil, 'yardımcı'dır.

Sonuç olarak diyorum ki: Bizler tekerlekli sandalyemize (hatta hayatımıza) tekerlekli sandalye kullanmayanların gözüyle bakıp, kendimizi değerlendirirsek, evet (ve vah vah!,) tekerlekli sandalyeye mahkumuz; ama kendi penceremizden bakarsak, o zaman tekerlekli sandalyemizin bizim için ne kadar özgürleştirici olduğunu (aaa!) görürürüz. İşte ancak o zaman (kendimiz olabildiğimiz ölçüde) tekerlekli sandalyenin mahkumiyetine bir son verebilir, ve o'nu, hücrenin kapısını açan anahtar olarak 'değer'lendirebiliriz.


Burada yazılanlar o kadar değerli, o kadar güzel ki. Kelimeler gerçekten çok önemli. Bir dilin geçmişi insanlığın geçmişini taşıyor ve bilinçaltında yaşamaya devam ediyor. Belki de tekerlekli sandalyenin olmadığı zamanlardan kalan "yatağa mahkumiyet" insanlara hala uzak bir kavram olan tekerlekli sandalyeye uygulanıyor. Ya da engellilerin aslında cezalandırıldığı gibi daha ilkel düşüncelerin kalıntısı ifadeler...
Bu umut ve akıl dolu tartışma için herkese çok teşekkürler.
 
Üst Alt