Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engelli öğretmen norm kadro fazlası olur mu?

Değerli arkadaşlar, 4 yıl önce atandım. Ancak 4 yılda yaşadıklarım keşke atanmasaydım, dedirtti. Atanmam zaten bir olaydı. Pandemi zamanı şubat ayında Diyarbakır’a atandım. Seyahat yasağı olduğu için gidemedim. Bu süreçte ilden bir memur sürekli beni okul seçmem konusunda arayıp sıkıştırdı. Bende yönetmeliklerce haklarım olduğundan bahsettim ancak karşılığında bağırarak diğer öğretmenlerle aynı atama hükümlerine tabi tutulduğumu söyledi.

Neyse ben de merkez ilçe istedim. Çünkü raporumda “nefroloji doktorunun bulunduğu merkez ilçede öğretmenlik yapabilir” ibaresi vardı. Dikkate almadılar ve merkezde yer olmadığını söylediler. Ablamın görev yaptığı ilçeyi istedim ben de. İlçe dediğim köyden halliceydi. Haziran ayında çağırdılar, yasak kaltı, gittim. Elimde yer değiştirme yönetmeliği vardı. Bana telefonda bağıran, senin ayrıcalığın yok diyen arkadaşa hediye olarak getirdim; dedim. Atama şefi bu sefer, madem öyle Ankara’ya git; dedi. Bakanlığı aradım. Bir şube müdürüyle görüştüm. Kendisi bana “ilk atama yerimin İstanbul olarak değiştirilmesini istiyorum” şeklinde dilekçe yaz, dedi. Yazdım ve İstanbul’a ilk atamam yapıldı.

İstanbul ilde yine okul seçerken evime 60-70 km uzaklıktaki okullarda yer vardı. Bakanlık bana “evine yakın okul buluruz” dedi; “nasıl olur”dedim. Yine memur “bir okul seç yoksa ben yapıcam atamanı” diye bağırdı. Mecbur seçtim. Bir dönem uzaktan çalıştım. Zümremde herkesin 30 saat dersi varken benim 15’ti. Ders vermediler yani. Ses etmedim. Bu okula atama kararnamem gitmeden, memur arayıp “ bizim okulumuz engelliye uygun değil, başka okul bulun” demişti. Bir dönem sonunda mazeret değişikliğiyle evine 6 km uzaklıkta bir okula geldim. Yine bitmedi. Ders verilmedi. Kurs açılmadı. Hatta bir hocanın derslerini 30 saate tamamlamak için 3 saat o hocaya iki saat bana yazıldı. Bu arada edebiyat öğretmeniyim. Derslerimiz 5 saat. Türlü haksızlıklar yaşadım. Okul bir yıl sonra proje okulu oldu. Ayağım kırıldı, rapor aldım. Yerime hoca getirdiler. Müdürü raporum bitince iş başı yapıcam diye, aradım. Okuldan kovdu beni. Bağırarak üç kere “git benden sana sonsuz izin bir daha gelme” dedi. Haram yiyemem , maaş alıyorum, raporum bitti ne yapayım diye üsteleyince geri adım attı. Arkadaşlar derslerim bir bir bölündü. 4 katın dördüne dağıtıldı. İki saat üst üste aynı katı bile vermediller ki görme engelliyim, asansör yok. Gideyim diye eziyet ettikleri yetmiyormuş gibi gidip gelip başka okul bulalım dediler. Diğer ayağımı kırdım. Kırık ayağımla okula gittim, 8 saat gözlerimden aka aka ders anlattım. Rapor almamak için alternatif tıpla iyileşmeye çalıştım. Bağ dokular zedelendi, iyileşmedi hala.

Neyse o müdür emekli oldu. Yeni idare geldi. Bunlarda gülerek yapıyorlar yapacaklarını. Ders vermediler, proje yazdılar. Diğer hocalara hem ders verdiler, hem dyk/ egzersiz yazdılar. Hatta hocanın 19 saat dersi 8 saat kursu var. Kursa 3 öğrenci geliyor. 2 saat kurs yapıp çekip gidiyor. O varken proje bana yazılıyor. Madem ben körüm. Ders vermiyorsunuz. Proje de vermeyin deyip müdür tardımcısıyla tartıştım. Yeminler etti müdür kimseyi norm fazlası göstermedim, diye ama beni gösterdi. Ayrıca okul iki yıl önce deprem güçlendirmesi vesilesiyle tadilata girdi. Asansör talep ettim. Yapılıyor, denildi. Yapıldı, denildi. Binaya geçince asansörü bırakın, basamaklarda kılavuz çizgi bile yoktu. Ben yaptırayım, dedim. Hayır, biz yapacağız; dediler. Birinci kata sınıf verdiler. Birinci kata engelliye uygun olmayacak şekilde bant çektiler. Öğretmenler odası ikinci katta, ben öğretmen değilim ya işim ne orada. Bazı sınıflar çok güneşli. Perde istedim. Yapmadılar. Öğrenciler de duramayıp istediler. Yapıldı ancak perdeleri taktırmıyor. Müdür yardımcısıyla tartıştığımın ertesi günü karanlık tarafta ilk dersim, sabah karanlığı. Derse girdim, her yerin ışıkları yanıyor; benim sınıfımın yanmıyor. Dersim bitti, ikinci dersin ziliyle ışığı açtılar ki benim dersim bitmişti. Hakka girerim diye sınav kağıtlarımı bile kendi yazıcımdan çıkarıyorum. Okulun elektriğini kullanmayayım diye gitim pahalı, pili uzun süre giden bilgisayar satın aldım.

Ben bu kadar hassasken beni daha saymadığım pek çok konuda zora sokan idareciler, il/ilçe memurları hakkımı nasıl ödeyecek bilmiyorum. Ben aylarca ağlayarak okula gittim. İstenmiyorsunuz, biliyorsunuz, yüzünüze gülüyorlar. İşte lanet ediyorum, atandığıma. Bunları yaşatacaklarsa atamasınlar bizi. Şimdi ne olacak bilmiyorum. Okulun sayısı gittikçe düşüyor. Norm fazlası olan da benim. Yüzde 80 engelim var. Hem kısmi görme engelliyim hem de böbrek nakilliyim. Zaten emekli olana kadar yapmayı düşinmüyorum. Baktım öğrencilere faydam yok, istifa edeceğim. Hakkıma girenlere de hakkımı asla helal etmiyorum. Şunu aldım. Bir işi yapamayan engelliyse istenmiyor, değilse sorun yok. Bir hatayı yapan engelliyse aleyhinde kullanılıyor, değilse bir şey yok.
 
Son düzenleme:
@Lorne21, hocam üzülmeyin . Bu kadar emek çabanız olmuş . Sendikalar var eğitim gücü sen gibi birçok sendikaları arıyarak durumunuzu anlatmanızı tavsiye ediyorum. bu dünyada böyle ama üzülmeyin doğrudan da şaşmayın Allah sizinledir
 
Üst Alt