[FONT=Arial]
kanunun aslı bu.....
T.C.[/FONT][FONT=Arial]BAŞBAKANLIK[/FONT][FONT=Arial]Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği[/FONT]
[FONT=Arial]Sayı : B.02.01.SYD 0.61.647.03.02/313-15707 11/11/2009[/FONT][FONT=Arial]
Konu : 3294 sayılı Kanun Uygulamaları
[/FONT]
[FONT=Arial]SARAYÖNÜ SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA VAKFI[/FONT][FONT=Arial]BAŞKANLIĞINA[/FONT]
[FONT=Arial]İlgi : 09/10/2009 tarihli ve 23-298 sayılı yazınız.[/FONT][FONT=Arial]
3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu kapsamında yapılan yardımlardan yararlandırılıp yararlandırılamayacakları hususunda tereddüt hasıl olan ve durumları altı madde halinde açıklanan kişilere ilişkin Genel Müdürlüğümüz mütalaası talep olunan ilgi yazınız incelenmiştir.[/FONT][FONT=Arial]3294 Sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu'nun "Amaç" Başlığını taşıyan l'inci maddesinde, "Bu Kanunun amacı; fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda bulunan vatandaşlar ile gerektiğinde her ne suretle olursa olsun Türkiye'ye kabul edilmiş veya gelmiş olan kişilere yardım etmek, sosyal adaleti pekiştirici tedbirler alarak gelir dağılımının adilane bir şekilde tevzi edilmesini sağlamak, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik etmektir." hükmü mevcut olup;[/FONT][FONT=Arial]Mezkur Kanunun "Kapsam" Başlığını taşıyan 2'nci maddesinde ise, "Fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda bulunan kanunla kurulu sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olmayan ve bu kuruluşlardan aylık ve gelir almayan vatandaşlar ile geçici olarak küçük bir yardım veya eğitim ve öğretim imkânı sağlanması halinde topluma faydalı hale getirilecek, üretken duruma geçirilebilecek kişiler bu Kanun kapsamı içindedir." hükmü yer almaktadır.[/FONT][FONT=Arial]Kanun metni lafzından da anlaşılacağı üzere; 3294 sayılı Kanuna göre yapılan yardımlardan yararlanılabilmesi için fakru zaruret içerisinde olmak, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmamak ve bu kuruluşlardan aylık ve gelir elde etmemek gerekmektedir.[/FONT][FONT=Arial]Bu çerçevede,
Sosyal güvenliğe tabi olan kişilerin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından yapılan yardımlardan yararlandırılamayacakları açıktur[/FONT][FONT=Arial]Mütalaaya konu edilen ve durumları izah edilerek 3294 sayılı Kanun kapsamında yapılan yardımlardan yararlandırılıp yararlandırılamayacakları sorulan kişilerin durumuna gelinecek olursa:[/FONT][FONT=Arial]I- Eşi tarafından 10-15 yıl önce terk edilen, eşinin nerede olduğu bilinmeyen ve Sosyal Yardım Bilgi Sistemi (SOYBİS) sorgulamasında eşinin sosyal güvencesi bulunduğu tespit edilen ailelerde eş ve çocuklar durumu hakkında cevap vermeden önce aşağıdaki değerlendirmelerin yapılması zorunluluğu doğmuştur.[/FONT][FONT=Arial]10-15 yıl önce eş ve çocuklarını "terk ettiği" iddia edilen ve sosyal güvenceye sahip eş hakkında "terk edildiklerini" iddia edenler tarafından geçen süre içerisinde herhangi bir işlem yapılmaması hayatın olağan akışına aykırı olmasını yanı sıra; bu durumun bazı kötü niyetliler tarafından kullanılabileceği düşünüldüğünden, bu durumda bulunan kişilerin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından yardım talebinde bulunmadan önce Türk Medeni Kanununca kendilerine tanınan hakları kullanmaları gerektiği düşünülmektedir. Şöyle ki;[/FONT][FONT=Arial]10-15 yıl önce terk edilen eşin Türk Medeni Kanunu hükümleri çerçevesinde kendisi ve reşit olmayan çocukları için boşanma davası açmadan bağımsız bir dava olarak "tedbir nafakasf'na hükmedilmesi talebiyle Hukuk Mahkemelerinde dava açmaya hakkı olduğu gibi, boşanma davası açarak evlilik birliğine son verme, boşanma davasından sonra ise kendisi için "yoksulluk nafakası",velayeti kendisine verilmiş çocukların geleceğinin korunması, eğitimi, terbiyesi, iaşesi için ise "iştirak nafakası" talep etme hakkı bulunmaktadır. (Burada sayılan haklar 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28'inci maddesine göre "ilanen tebligat" yapılmak suretiyle kullanılabilir) .../...[/FONT][FONT=Arial]Sözkonusu kişiler yukarıda sayılan haklarını kullanmaları sonucunda; nafaka almak suretiyle fakru zaruret hallerini ortadan kaldırabilecekleri gibi, mahkeme kararına rağmen nafaka alacağının tahsil edilememesi halinde "boşanmak" suretiyle Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilişiklerini kesip, 3294 sayılı kanun kapsamına girerek SYD Vakıflarının yardımlarından yararlanabilmeleri mümkündür.[/FONT][FONT=Arial]Sonuç olarak; eşi tarafından 10-15 yıl önce terk edilen, eşinin nerede olduğu bilinmeyen ve Sosyal Yardım Bilgi Sistemi (SOYBİS) sorgulamasında eşinin sosyal güvencesi bulunduğu tespit edilen ailelerde eş ve çocuklar; terk ettiği iddia edilen eş üzerinden sosyal güvenceye sahip olduklarından 3294 sayılı Kanun kapsamında yapılan yardımlardan
yararlanamayacakları.[/FONT][FONT=Arial]II- Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kendilerine dul ve yetim aylığı bağlanan kişiler sosyal
güvenlik sistemi içerisinde belli bir gelir elde ettiklerinden sosyal güvenceye sahip oldukları için, 3294
sayılı Kanun kapsamında yapılan yardımlardan
vararlandırılamavacakları.[/FONT][FONT=Arial]III- Eşi tarafından şiddet ve işkence gören ve adli mercilerce eşi evden uzaklaştırılan ancak eşinin emekli maaşı ve sosyal güvencesinden faydalanan ve koruma altına alınanlar eşleri üzerinden sosyal güvenceye sahip olduklarından 3294 sayılı Kanun kapsamında yapılan yardımlardan
vararlandırılamavacakları,[/FONT]
[FONT=Arial]T.C.[/FONT][FONT=Arial]BAŞBAKANLIK[/FONT][FONT=Arial]Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği[/FONT]
[FONT=Arial]
Sayı : B.02.01.SYD 0.61.647.03.02/313-15707 11/11/2009[/FONT][FONT=Arial]
Konu : 3294 sayılı Kanun uygulamaları[/FONT]
[FONT=Arial]-2-[/FONT]
[FONT=Arial]IV- Herhangi bir suçtan dolayı eşleri cezaevinde olup, cezaevinde verilen kurs ve işler kapsamında çalışmaları nedeniyle yapılan SOYBİS sorgulamasında sosyal güvencesi bulunduğu tespit edilen kişilerin muhtaç durumda bulunan eş ve çocuklarının durumuna gelince;[/FONT][FONT=Arial]
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Bazı Sigorta Kollarının uygulanacağı sigortalılar başlığını taşıyan 5'inci maddesinde; "
Hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte, ceza infaz kurumlan ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklular hakkında, iş kazası ve meslek hastalığı ile analık sigortası uygulanır ve bunlar, 4'üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar." hükmü mevcuttur. Mezkur Kanun'un 4'üncü maddesinde ise; "Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kollan uygulaması bakımından; (a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar" hükmü mevcuttur.[/FONT][FONT=Arial]Aynı Kanun'un "Genel Sağlık Sigortalısı Sayılanlar" başlığını taşıyan 60'ıncı maddesinde ise;
"... ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde bulunan hükümlü ve tutuklular... Genel sağdık sigortalısı ve genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılmazlar." hükmü yer almaktadır.[/FONT][FONT=Arial]Buna göre;
5510 sayılı Kanun, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutukluları belirli iş kollarında (iş kazası ve meslek hastalığı ile analık sigortası kollarında) sigortalı olarak kabul etmiş olmasına rağmen genel sağlık sigortalısı olarak kabul etmemiştir.[/FONT][FONT=Arial]
Bu kapsamda ceza ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların eş ve çocuklarının hükümlü veya tutuklu bulunan bu kişiler üzerinden sosyal güvenceye sahip olmadıkları, dolayısıyla "muhtaçlık" ve "fakru zaruret hali" değerlendirilmek suretiyle 3294 sayılı Kanun kapsamında yapılan yardımlardan yararlandırılabilecekleri,[/FONT][FONT=Arial]V- Anne ve babaları boşandıktan sonra farklı kişilerle evlenen bu nedenle kendilerine sosyal güvenceli anneanne veya babaanneleri tarafından bakılan çocuklara ilişkin yardım taleplerinin, kanunen çocuğa bakmakla yükümlü olan ve
çocuğun velayeti altında bulunduğu anne veya babasının sosyal güvenlik durumu dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği,[/FONT][FONT=Arial]Bu çerçevede; anne ve babaları boşandıktan sonra farklı kişilerle evlenen bu nedenle kendilerine sosyal güvenceli anneanne veya babaanneleri tarafından bakılan çocukların "fiili" durumlarının değil, "hukuki" durumlarının değerlendirilmesi gerektiği,[/FONT][FONT=Arial]* çocuğun velayetinin bulunduğu kişilerin sosyal güvencesi bulunmuyor ise "muhtaçlık" ve "fakru zaruret" hali değerlendirilmek suretiyle 3294 sayılı Kanun kapsamında yapılan yardımlardan
yararlandırılabilecekleri.[/FONT][FONT=Arial]* çocuğun velayetinin bulunduğu kişilerin sosyal güvencesi bulunuyor ise; 3294 sayılı Kanun kapsamında yapılan yardımlardan
yararlandırılamayacakları.[/FONT][FONT=Arial]VI- Kısa süreli olarak işe girip çıkan, ayda 5-10 gün gibi sürelerle sigorta kapsamında çalışan devamlı ve sürekli bir işi olmayan kişilerin durumu ise; sigortalı bir işte çalışmakta iken işten ayrılan kişi, işten ayrıldığı tarihten yeniden işe girdiği tarihe kadar sosyal güvenlik kapsamı dışında olduğu; ödenmiş primleri karşılığı belli bir süre sadece sağlık hizmetleri bedellerinin sosyal güvenlik kurumu tarafından ödenmesinin sosyal güvenlik kapsamında olduğu şeklinde değerlendirilemeyeceği cihetle, bu durumdaki kişilerin 3294 sayılı Kanun kapsamında olduğu, "muhtaçlık" ve "fakru zaruret" hali değerlendirilmek suretiyle yapılan yardımlardan
yararlandırılabilecekleri.[/FONT][FONT=Arial]Düşünülmektedir.[/FONT][FONT=Arial]Bilgilerinizi ve buna göre gereğini rica ederim.[/FONT]
[FONT=Arial]Aziz YILDIRIM
Genel Müdür [/FONT]
ya ben yeni memur oldum şimdi sakatlık maaşına da bir ay kaldı siz ce ne yapmalıyım ? ben bir ay sonrayı be,kjleyip sakatlık maaşımı alıp sonra onu kapatmayı düşünüyorum eğer şimdi kapatırsam 2 aylık bir zamanım yani param onlarda kalacak bir fikri olan varsa paylaşırsa sevinirim ... şimdiden tşk ler
sen ne uyanıksın oyle dılekçni ver maası kessınler yoksa cezasıyla ödersin