karahanweb,
AKP tarafından engelli bireylerin toplumsal hayata katılabilmeleri için yapılan destekler genellikle “muhtaçlık yardımı” niteliğinde. Engelli bireylerin aldığı muhtaçlık aylığı ya da ağır engelliye bakan kişinin aldığı bakım aylığı, engelli bireyin ve ailesinin onurlu bir yaşam sürdürmesini sağlamaktan uzak. AKP Hükümeti, 2013’te yaptığı düzenlemelerle aile içi kişi başı gelir sınırı üzerinden yüz binlerce engelli ve ailesinin aylıklarını kesmiş ve genel sağlık sigortasından yararlanma haklarını ellerinden almıştır.
Engelli üyelerinin aylıklarının kesilmesi aile içinde büyük bir yıkıma yol açmaktadır. Lütuf gibi ve düzensiz aralıklarla yapılan yardımlar, engelli bireyi daha muhtaç ve daha bağımlı hale getirmektedir. Ailenin engelli üyelerine bakan kişilere yönelik evde bakım aylığı uygulamasında adil bir İş Yasası’na göre, 50 ve üzerinde işçinin çalıştığı yerlerde yüzde 3, kamu kurum ve kuruluşlarında yüzde 4 oranında engelli çalıştırma zorunluluğu vardır. Buna rağmen Türkiye’de çalışan engelli sayısı yüz bini geçmemektedir.
AKP, engelli dostu görünerek engellilerden oy toplamak için büyük çaba harcamaktadır. Oysa AKP iktidarında engelliler, giderek artan düzeyde yardıma muhtaç bir toplum kesimi haline gelmiştir. Çünkü AKP iktidarı, engellileri herkesle eşit haklara ve olanaklara sahip, bağımsız ve onurlu yurttaşlar olarak görmemektedir. AKP iktidarı yalnızca vücut ve zihin bütünlüğü tam olan insanlara göre politika yaparak, engelli yurttaşlarımızın hayatını zorlaştıran kurumsal ayrımcılığı politikalarının merkezine yerleştirmektedir. AKP’nin bu yaklaşımı sosyal hukuk devleti anlayışı ile çelişmektedir. Çağdaş sosyal hukuk devleti anlayışı, tüm engelli yurttaşlarımızın başkalarına gereksinim duymadan yaşamını sürdüren, üreten ve toplumsal yaşama katkıda bulunan bireyler olmalarını amaçlamaktadır.
Engelli bireylerin toplumsal yaşama etkin olarak katılabilmeleri için atılması gereken adımların başında, altyapı hizmetlerinin engellilere yönelik olarak düzenlenmesi gelmektedir. 2005 yılında çıkarılan “Özürlüler Yasası”nda engellilerin, kanunda belirtilen yedi yıllık sürenin sona ereceği Temmuz 2012 itibarıyla, yaya geçitlerini rahatça kullanabileceği, tüm resmi yapılara kolaylıkla erişebileceği, yeşil alanlarda serbestçe dolaşabileceği, spor tesislerini engelsiz olarak kullanabileceği belirtilmekteydi. TBMM’de temsil edilen tüm siyasi partilerin oy birliğiyle yürürlüğe giren kanun, yedi yıl içerisinde engelsiz bir Türkiye yaratılmasını öngörüyordu. Buna rağmen, sürenin dolmasına üç gün kala, yasanın uygulanması 2015’e ve toplu taşıma araçlarının engellilere göre düzenlenmesi 2018 yılına ertelendi.
Ülkemizde engelli raporlarında yaşanan sorunlar yüzünden birçok yurttaş “engelli haklarından” faydalanamamaktadır. Engelli yurttaşlardan ihtiyaçlarına yönelik olarak ilgili kurumlara yapacakları başvurularda ayrı ayrı rapor almaları istenmektedir.
Türkiye’de engellilerin yaşadığı sorunların kaynağında altyapı yetersizliklerinden de önce, iktidar partisinin engelli bireyleri eve kapatma anlayışı yatmaktadır.
Türkiye’de, doğuştan engellilik oranı çok yüksektir. Bu nedenle doğuştan engelliliğin koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi yoluyla azaltılması büyük önem taşımaktadır. Oysa AKP’nin uyguladığı “Sağlıkta Dönüşüm Politikası”, sorunları hafifletmek yerine ağırlaştırmaktadır. Sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan zorluklar, tanı ve tedavi bedellerinin yüksekliği ve devlet tarafından karşılanmaması, tıbbi yetersizlikler gibi nedenler doğuştan engelli bebek sayısının yükselmesine yol açmaktadır.
Ülkemizde engelli bireylerin yüzde 44.3’ü, sağlık hizmetlerinden yararlanamamaktadır. Zihinsel engellilerde bu oran daha da artmaktadır. Sağlık hizmetleri açığının başlıca nedenleri arasında ulaşımda ve katkı payında yaşanan sorunlar bulunmaktadır. Engelli bireylerin kullanmak zorunda olduğu ve hayatlarını kolaylaştıran protez, ortez, işitme cihazı,
tekerlekli sandalye, akülü
sandalye, hasta bezi, hasta
minderi, hasta karyolası gibi tıbbi malzeme ve tıbbi cihazların SGK tarafından sağlanmasında büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Engelliler için gerekli fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinin sayısı yetersiz.