Herkese merhaba; Bildiğiniz üzere 5 Eylülde bir ortopedik operasyon geçirmiştim. Doktorlarımın tavsiyesiyle bir süre evde kontrol altında tutuldum. Bakanlığımın işlerini evden yürütmeye çabaladım. Birkaç gün önce de çalışmaya başladım. Bu süreç bazı konular üzerinde düşündüğüm bir dönem oldu. Bunları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ne önemli, ne önemsiz? Ne doğru, ne yanlış? Ne öncelikli, ne değil? Son 1 ayda 46 yıllık hayatımın en zor ayını yaşadım. Bireysel acıyı ve toplumsal acıyı bir arada hissettim. Kanuninin söylediği gibi, bir nefes sıhhatin her şeyden daha önemli olduğu anları yaşadım. Paylaşmayla acının nasıl azaldığını, en zor zamanda bile aile sıcaklığının, ailemin, eşimin, çocuklarımın, kardeşlerimin, eşimin ailesinin, bütün çalışma arkadaşlarımın yarayı nasıl sarmaya çalıştıklarını gördüm. Bütün bu moral ve motivasyonla 1 ayda olacağı söylenen fiziksel iyileşmeyi 1 haftada sağladım, benden istenen hareketleri yapmayı başardım.
Engellilerden sorumlu bir Bakan olarak tekerlekli sandalyeyle yaşamanın, bastonla yürümenin zorluğunu öğrendim. Kaldırımların bir engelli için ne demek olduğunu, bir yere rahatça ulaşmanın ne kadar önemli olduğunu bizzat yaşadım. Hastanede beni ziyarete gelen bir engellinin Bakanım sen de bizdensin deyip içten sarılışına şahit oldum. Başbakanımıza Çok iyiyim. Tek bastonla yürüyebiliyor, merdiven çıkabiliyorum dediğim anlardaki hislerim beni çok düşündürdü. Bundan 2 ay önce, gün gelecek merdiven çıktığım zaman çok iyiyim diyeceğim hiç aklıma gelmezdi. Hayat olumlu ve olumsuz sürprizlerle dolu. Bu deneyimden öğrendiğim birkaç şeyden biri de insanoğlunun her şeyi yaşayabilme, zorluklara dayanabilme, sabretmeye ve bunlarla başa çıkmaya göre yaratılmış olduğu Yüce Mevla hiç kimseye dermansız dert vermesin diye bol bol dua ettim.
Engellilerin önündeki bütün engelleri kaldırmak için ben ve arkadaşlarım büyük azim ve kararlılık içindeyiz. Geçirdiğim ameliyattan bu yana arayarak, mektup ya da e-posta göndererek veya sosyal medya aracılığıyla yanımda olan herkese çok teşekkür ediyor, sağlık ve afiyet diliyorum.
Ne önemli, ne önemsiz? Ne doğru, ne yanlış? Ne öncelikli, ne değil? Son 1 ayda 46 yıllık hayatımın en zor ayını yaşadım. Bireysel acıyı ve toplumsal acıyı bir arada hissettim. Kanuninin söylediği gibi, bir nefes sıhhatin her şeyden daha önemli olduğu anları yaşadım. Paylaşmayla acının nasıl azaldığını, en zor zamanda bile aile sıcaklığının, ailemin, eşimin, çocuklarımın, kardeşlerimin, eşimin ailesinin, bütün çalışma arkadaşlarımın yarayı nasıl sarmaya çalıştıklarını gördüm. Bütün bu moral ve motivasyonla 1 ayda olacağı söylenen fiziksel iyileşmeyi 1 haftada sağladım, benden istenen hareketleri yapmayı başardım.
Engellilerden sorumlu bir Bakan olarak tekerlekli sandalyeyle yaşamanın, bastonla yürümenin zorluğunu öğrendim. Kaldırımların bir engelli için ne demek olduğunu, bir yere rahatça ulaşmanın ne kadar önemli olduğunu bizzat yaşadım. Hastanede beni ziyarete gelen bir engellinin Bakanım sen de bizdensin deyip içten sarılışına şahit oldum. Başbakanımıza Çok iyiyim. Tek bastonla yürüyebiliyor, merdiven çıkabiliyorum dediğim anlardaki hislerim beni çok düşündürdü. Bundan 2 ay önce, gün gelecek merdiven çıktığım zaman çok iyiyim diyeceğim hiç aklıma gelmezdi. Hayat olumlu ve olumsuz sürprizlerle dolu. Bu deneyimden öğrendiğim birkaç şeyden biri de insanoğlunun her şeyi yaşayabilme, zorluklara dayanabilme, sabretmeye ve bunlarla başa çıkmaya göre yaratılmış olduğu Yüce Mevla hiç kimseye dermansız dert vermesin diye bol bol dua ettim.
Engellilerin önündeki bütün engelleri kaldırmak için ben ve arkadaşlarım büyük azim ve kararlılık içindeyiz. Geçirdiğim ameliyattan bu yana arayarak, mektup ya da e-posta göndererek veya sosyal medya aracılığıyla yanımda olan herkese çok teşekkür ediyor, sağlık ve afiyet diliyorum.