Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Bakan'ın küstahlığı: Gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz, daha ne istiyorsun

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
murat temizyurek;

Yazdıklarınızda yalan,dolan,iftira,hakaret,aşağılama var.
Neden şaşırmadık acaba?
Bakanı böyle yapıyorsa yandaşı ne yapacaktı ki zaten?

Yönetimi göreve çağırıyorum burada alenen bir hakaret söz konusu.
Site yönetimi ya gereki yaparak bu insanı cezalandırsın ya da biz onun seviyesine inerek hakettiği cevabı vermesini biliriz.
 
Bu söylemin içinde riya var ukelalık var karşısındakini hor görme var edepsizlik var varda varrrr

:mad: Zaten acıma acındırma fakir fukara garip guraba söylemleri moda oldu nezamndır herşey hor görme üzerine
hep beter olma hep mağdur yoksul olma üzerine kurgulanıyo ondan sonra da birileri el uzatan gözeten kollayan kahraman rolünde
bu devran böyle dönecek gibi..
Bakanın söylemi açıkca aşağılama hor görmedir ama medya nerde bu medyaa
 
Söylediklerinizin hepsi yalan dolan,iftira.Hepsi boş lakırdı ezbere söylenmiş içerisi boş laflardan ibaret.
Ben size hepsi gerçek ve belgeli olan bir iki örnek yazayım şuraya belki Almanya'dan burayı iyi göremiyorsunuzdur görmenize yardımcı olur.

Silivri'deki durum 4 yıldır devam ediyor.Orada ortaya atılan iddaaların hiç ama hiç birisi belgelenmiş kanıtlanmış değil.Hepsi tamamen varsayımdan,ifitradan,şehven telefon numaralarının kopyalanmasından,Gölcük'te bulunan dökümanların sahteliğinde,İddanamede yer alan 2 nolu cd'nin tamamen düzmece olduğundan,isimsiz iftira dolu sözde ihbar maillerinden,eski pkk itirafçısı sözde gizli tanıkların yalan dolan dolu iftiralar içerden beyanlarından oluşmaktadır.Bu kadar süre geçmesine rağmen yargılanan hiç kimseye ceza verilememesi de bunun kanıtıdır.
Burada insanları aşağılayacak kadar zekanız var ama maalesef bu zekanızı olayları tarafsız olarak araştırmak,incelemek okumak,öğrenmek için kullanmıyorsunuz.
PKK liderini kim asmadıysa git ona sataş ama bunu yaparken de bana da elebaşı ile İmralı'da neler konuşulduğunu,nelerin pazarlığının yapıldığını en basitinden odasına bile nemi emici özelliği olan özel duvar kağıdı döşenilmesini de izah ediver.
Sekiz yıllık Akepe iktidarında özelleştirilen tam 721 kurumun kimlere kaç paryaa peşkeş çekildiğinin hesabınıda verecek kapasiten vardır sanırım.
Tekel özelleştirmesinde ilk ihaleyi alan kişilerin kısa bir süre sonra Tekel'i kça paraya sattığını artada kazandığı paracıkları pardon 600 Milyon Doları da anlat bana.
Soğuk Ankara günlerinde coplanan,gazlanan,soğuk sulara atılan,dayak yiyen Tekel işçilerini de anlatırsan sevinirim.
"Çiftçi Milletin efendisidir" cümlesinden yola çıkarak Çiftçi'ye "ananı da al git" diyebilecek kadar seviyeli bir başbakanı anlat bana.

Bunlarla yetinemezsen merak etme bende hepsi belgeli olan bunlar gibi yüzlerce durum var hepsini bol bol uzun uzun anlatırım sana.
Haaa tüm bu yazdıklarımı anlarmısın bilmem o da senin kapasitene bağlı işte.
 
arkadaşlar o bakanı cumhurbaşkan ına şikayet edelim. ben bir mail attım sayın gül e sizde atın.cumhurbaşkanlığı sitesine girin orda var.

o atılan mesajları uzmanlar okuyor ve çoğu da cumhurbaşkanına iletilmiyor malesef. ben bir kaç ay önce yazdım çünkü cevap uzmanlardan ve geçiştirici bir şekilde geldi.
 
Azar yetmedi şimdi de tehdit.
Buyrun;

16 Mayıs 2011 - 12:44
Bakanın fırçaladığı görme engelli işçiye tehdit!

SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ’ın Batman’da hastane ziyareti sırasında sorunların anlatmaya çalışan görme engelli geçici işçi Nurullah Mehmetoğlu, AK partili bazı vekillerin kendisini arayıp ’Niye bunları basınla paylaşıyorsun. İşinden olursun’ dediğini söyledi...

Haberin detayları için;
Bakanın fırçaladığı görme engelli işçiye tehdit! - Milliyet.com.tr

Bakan'ın o sözleri beni şok etti - GAZETEVATAN.COM

Akdağ'ın azarladığı engelli işçi içini döktü
 
öncelikle bakan akdağ a içinden geçenleri dürüstçe söyleyip gerçekleri görmek istemeyen vatandaşlara gerçeği görme imkanı verdiği için teşekkür ediyorum.bune ilk ne son fırçadır vatandaşa ne emeklisi ne işçisi ne engellisi ne gazisi ne şehit ailesi ne askeri ne çiftçisi ne memuru kaldı azarlanmadık.içlerindeki türk vatandaşına olan kin ve öfkelerini herdefasında kusuyorlar.629 lira asgari ücretle hayat mücadelesi veren görme engelli kardeşimizin daha iyi şartlarda biz engelliler gibi tüm tc vatandaşları gibi elbette hakkı.ama bu ikdidar nedense sanki bizi afrika kabilesi zannediyor.baldırı çıplak gezerken bir anda onlar sayesinde bugünlerdeymişiz gibi düşünüp ne istese vatandaş basıyorlar fırçayı aldıgımız nefesi içtiğimiz suyu bile sanki onlara borçluyuz.100 yıllık bir ülke 700 yıllık bir geçmişimiz oldugunu hatırlatır ve tarihin hiç bir döneminde türklüğümüz ve vatandaşlarımız bu kadar ayaklar altına alındığını düşünmüyorum hem genel hemde engelli arkadaşımıza yapılan bu çirkin tavırdan dolayı akp zihniyetini ve bakan ağdağ ı kınıyorum en yakın zamanda inş allah bütün bunların hesabını sorar diyorum.
 
murat beye hitaben,

Özelleştirilen yerler zarar eden kurumlar demişsin .petkim mi zarar eden kurum( her sene ilk 500 şirket arasında 1.sıradadır) yoksa tekel mi yoksa telekom mu (1 yıllık karına satıldı) yoksa limanlarımız mı yoksa boğaz köprülerimiz mi şimdi gözlerini ona diktiler..ihaleler şeffaf isabetli oldugunu söylüyorsun unakıtan bile kabul etti tekeli ucuza sattık ama ticarette böyle şeyler olur dedi pişkin pişkin hiç sıkılmadan utanmadan bir araştır istersen tekel rezaletini (2004 yılında 292 milyon dolara (Nurol-Limak-Özaltın-Tütsab ortak girişim grubu) MEY İçki Sanayi ve Ticaret AŞ’ye, MEY İçki’de iki yıl sonra 2006 yılında bu kez 810 milyon dolara ABD’de kurulu bir ortak gruba (Texas Pacific Group) satıldı. Yıl 2011, bu kez Amerikalılar satışa çıktı ve MEY İçki, 2 milyar 100 milyon dolara, Dünyaca ünlü, içkide dünya devi olarak tanınan İngiliz DİAGEO Şirketine satıldı. ) .Tarımın dışa bağlı olmuş bankaların tamamı yabancı dışardan doktor ögretmen alımı yapılması gündeme geliyor bu ülkede ilk kez kesilecek kurban bulamamış dünyanın bir ucundan hayvan getiriliyor. kayıtlı işsizlik millyonları bulmuş sen hala neyi kime yutturmaya çalışıyorsun.1999 depreminden sonra ülkenin ekonomisinin çökmesi gayet normaldir biz japaonya ekonomisine sahip değiliz ki onların bile bu son depremden sonra toparlanması yıllar alıcak.Açılan bir tek fabrika göster bu ülkeye 8 yılda kaç istihdam sağlanmış hangi yabancı şirket gelip yada fabrika açmış kaç istihdam sağlamış çinle yarışıyoruz diyordu geçen hafta siyaset meydanında burhan kuzu kuzu zannediyor bizi galiba bütün dünya markaları çinde fabrika açmış çin 2 milyar nufusa bakar hale gelmiş.bizde 70 milyonun 20 milyonu açlık sınırın altında başbakan doruladı bu oranı ayrıca..dış politikamız varmış söylediğin kadarıyla ben hiç göremedim barzani talabani bile takmıyor artık türkiye cumhuriyetini.natonun ne işi var der libyada sonra çark eder 2 ay sonra olmalı tabi özgürlük götürmeli.yıllardır teröre yol verdi bayraklarımız yakıldı atatürk heykelleri yıkıldı sokakta yüzlerce otobüs sivil araç mototflandı liseli kardeşimizi bile istanbulun göbegin de kaybettik.ama içişleri bakanı yoktu piyasada polise tokat atıldı yine yoktu polis linç edildi yine yoktu.kim nasıl cezalandırıldı örnek ver bagrım bagrım kürdistan diye bagırıyorlar bugün yine olaylar bitmek bilmiyor.açılım sevdasına bugün bunlara sebep olan başbakanımız kürt sorunu diye 8 yıldır üstüne basa basa söylemde bulunurken artık hayretle bakıyorum şu günlerde kürt sorunu yok kürdün sorunu vardır demesine bukadar istikrarlılar sözlerine bukadar sadıklar işte.neyse söylicek evet çok şey var ama gören görüyor bilen biliyor daha fazla vakit ayırıp yazamıcam.bana göre ülke elden gidiyor herkes aklını başına alıp tarafsızca düşünmeli olanları...
 
yazıklar olsun... bu zihniyetin diyeceği söz bu olur işte.. yazıklar olsunn...
 
bakanın bu davranışını kınıyorum.engelliye iş vermek bir lütuf değil yasal bir zorunluluktur.
 
çünkü artık teknoloji ilerledi ve internet sayesinde örgütleniyor sesimizi duyuruyoruz şu anda yaptığımız gibi.
 
sen nerde yaşıyorsun acaba..

avrupaya hangi talebini kabul ettirmişsinki avrupa sana hayranlık duysun.ab ye alalım diye peşinden mi koşuyorlarda hayır girmiyoruz der halemi gelmiş ülkede bizim haberimiz yok.abd nin (bop) başta olmak üzere her istediğini yapar göz yumarsan özelleştireceksin der özelleştirersen teskere der çıkartırsan ıraga giricez yol ver dersen üstünüde gelip senin memleketinde kurmuşsa sever amerika seni ozaman elbette neden sevmesinki.kaldıki amerika bizi sevmesin saygıda duymasın ihtiyacımız yok..
benim saf aldıgım bir parti yok malesef ben milliyetçi müslüman tarihine sahip çıkan bir TÜRK genciyim hepsi bu.hiç bir parti umurumda değil türkiyenin ,değerlerimin ve vatandaşımın bekasıdır beni ilgilendiren.

kendi ülkende türk bayragın yakılır olmuş sokakta kapının önüne koydugun araban yakılıyor,esnaf dükkanını açamıyor,otobüslerde şehrin ortasında vatandaşın yakılıyor sen hala onurdan bahsediyorsun.

kpss de olanları da gördük sınadan full çeken arkadaşların sınav tekrar edince nasıl kaçıştıklarınıda gördük.deniz feneri gibi ygs sınavınında halının altına süpürülmek istendiği aşikar önce şifre yok dendi ısrarla sonra var ama kopya yok dendi.şifre neden kondu madem kopya yoksa hangi mantık açıklar bunu kim inanır buna.

güneydoğuya yada istanbulda gazi mahallesine git ve ben türküm de gurur duyorumde bunu yap lütfen ozaman görücem ben söylediklerinde ne kadar samimisin.

o yanlı tv ler ve ezber konuşmalar akp hükümetinde mevcuttur.başbakanın mitinglerini izlediğimde anlıyorum ki hiç bir şey yapmamışlar.muhalesef gibi kişisel saldırıyor çalışan hükümet icraat atlatır.işsizliği bitirdim desin,ekonomiyi düzelltim desin,terörü çözdüm desin ,ortadoğuda oynanan oyunlara eşbaşkanım diyeceğine karşısındaydım desin ama diyemez çünkü yokk öle bişey...

yaptıkları tek olumlu işler yeni adliyeler yeni açılan bir kaç hastane ve doble yollar hepsi bu.ama bu hükümet belediye değil bunlar bir ülkenin kalkınmasını sağlamaz karında doyurmaz bağımsızlıgınıda sağlamaz.

unutmadan asgari ücret 5 kat arttı 120 den 620 ye çıktı evet..2011 asgari ücret 620 tl / 30(etin kilosu)=20 kilo et alınıyor.yıl 2001 asgari ücret 168 lira/ 5 (etin kilosu)=33 kilo et alınıyor.enflasyon yokmuş sıfırlanmışmış geçin bunları.ben kimsenin iktidar olmasını istemiyorum siyasette umurumda değil ama bu ülkede yaşayan çocuklarımı bu ülkede büyütmek isteyen ülke sevdalısıyım.tekrar ediyorum partilerle hiç bir bagım yok..haklının yanında haksızın karşısındayım okadar...
 
Bakanın yaptığı davranış yanlış sanki o engelli kişiye çalışmak bir lütufmuş gibi davrandı elbet bu ülkedede engellinin çalışmasıda en doğal haktır.Derdini bakana anlatmasıda çok doğaldır ama verilen karşılık biraz düşündürücü
 
murat bey ev arabaya takılmışsınız borcu olmadan kredi almadan ev araba sahibi olan memur işçi ögrenci ve benzeri kim var 30 yıl vadeli kredilerle ev alıp çalışsan bile bir ömür maaşının gideceği krediler bunlar.zaten insanlar kredi kartı ve krediler oldugu için herşeyi iyi gidiyor sanıyorlar.bir çok vatandaş kredi kartıyla karın doyurup,aldıkları 1200 1300 lira (asgari ücretliyi düşünemiyorum bile) maşların tamamını kredi taksiti olarak ödüyorlar nerdeyse 20 30 yıl süresince kazanılmayan para dönüyor ortada.kimsenin mal mülk sahibi oldugu falan yok 100 bin lira kredi çekiyor 180 bin lira geri ödüyor.memurlar apartman diktide maaşıyla haberimiz mi yok.işçiler galerimi açtı yani.bankalar batmıyor deniliyor vatandaşı kucagına düşürmüşsünüz zaten neden batsınki neyse konu dışına fazla çıktık sanırım herkesin görüşü kendine türkiyenin durumu almanyadan öyle gözüküyor olabilir ben türkiyeden böyle görüyorum demek ki anlayan anlar.
 
Bakan bey kendi ipini çektide farkında değil...
 
İkinci bir aşağılama da Hüseyin Çelik'ten: aynı sözleri tekrar edip ne var canım bunda diyor. Özür dileyip istifa edeceği yerde edep ve haya da sınır tanımayan sözler böylelikle bireysel değil kurumsal sözler olmuş ve sözlere AKP sahip çıkmış, partinin zihniyetini kusmuştur. Hiç şüphem yok ki bu düşünce sadece AKP'ye ait değil. Alıntı aşağıdadır:

[FONT=Verdana][SIZE=2][FONT=Verdana]Çelik, "Sağlık Bakanı Akdağ, çocukların rehabilitasyonu konusunda çok büyük hizmetler yapmış olan, bu konuda, sizin kadar, bizim kadar, benim kadar çok çok hassas olan bir arkadaşımızdır. Sayın Sağlık Bakanı şu anda yatalak hastalara evde tedavi yaptırıyor. Bir görme engelli vatandaşımız, 'bize ne zaman kadro vereceksiniz' demiş. Bakanımız da, 'bak kardeşim, sen engelli bir vatandaş olduğun halde biz seni işe aldık, çalışıyorsun sevgili kardeşim' demiş. Bundan öteye bir azarlama, ona kötü bir muamele yapma söz konusu değildir. Maalesef sizin meslektaşlarınız, bu meseleleri çarpıtmakta birebirdirler, mahirdirler. Orada anormallik olan nedir bana söyler misiniz? Asgari ücretin az olduğunu söylemek her vatandaşın tabi hakkıdır. AK Parti iktidara geldiğinde asgari ücret 184 TL idi, şimdi 675 TL oldu. 120 dolara karşılık geliyordu, bugün 450 dolara karşılık geliyor. Para basarak vatandaşa dağıtmamızı birileri isteyebilir mi? Paramızın peşine 10 tane sıfır gelmesini hiç kimse ister mi? Dolayısı ile Sağlık Bakanımız bu konularda en hassas olan bir arkadaşımızdır. Bu şekilde töhmet altında bulundurmak çok çirkin bir davranış olur" dedi.[/FONT][/SIZE][/FONT]

Bakan Akdağ'dan ikinci açıklama: Engelliler bizim başımınızın tacıdır....
 
yakında seçim var ...çoğunuz bir parmak bal yalayıp tekrar aynı iktidara oy vereceksiniz ..... Avallara navallar ....
 
yakında seçim var ...çoğunuz bir parmak bal yalayıp tekrar aynı iktidara oy vereceksiniz ..... Avallara navallar ....
Katılıyorum sonuna kadar asıl körler içimizde bakan kör ama en azından gözleri gerçekden görmeyen kardeşlerimizin ufukları yürekleri daha açık ve daha net görüyorlar ....
 
Bu hadiseden tüm engelliler haberdar edilmeli ve o partiyi sandığa gömeli inanın şahsen akpye verecektım oyumu ama vazgeçtim.
 
Bakan Akdağ'dan Özürlü İşçiyle Yaşanan Diyalog Açıklaması

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile birlikte Batman'da yaptığı inceleme sırasında özürlü bir işçiyle yaptığı ve basına yansıyan diyaloğa ilişkin, "Görme engelli kardeşimizle gayet nezaket içerisinde bir konuşma yaptım. Aramızda bir gerginlik falan da olmadı. Ama bunu farklı şekillerde yansıtanlar oldu" dedi.

Sağlık Bakanlığı döneminde özürlü vatandaşlara yönelik önemli hizmetlerin yapıldığını belirten Akdağ, şunları söyledi:

"Benim Sağlık Bakanı olarak ve Sağlık Bakanlığı olarak engelli kardeşlerimize ne şekilde baktığım çok bellidir. 8,5 sene içerisinde onları başımızın tacı yaptık. Her türlü hizmeti verdik. Hastanelerde bütün engelli kardeşlerimiz için özel hizmet alanları açtık. Onlara, diğer insanlar önünde öncelik verdik. Bütün sağlık kuruluşlarının kamu olsun, özel olsun, engelli kardeşlerimize daha iyi hizmet vermesi için gerekli düzenlemeleri yaptık. Özürlülerle ilgili Özürlüler İdaresi'nin yaptığı çalışmalara çok ciddi katkılar verdik. Biliyorsunuz son 6 aydır da Türkiye'de, özürlü olduğu için ya da yatalak olduğu için evinde bulunan ve sağlık hizmeti gereken bu vatandaşlarımıza, biz Sağlık Bakanlığı olarak evde sağlık hizmeti veriyoruz. İlacından tutun, evde kan alınıp tahliller yapılması ve bir takım tıbbi malzemelerin sunulmasına kadar sağlık hizmeti veriyoruz. Ben Batman'da bizim bir hastanemizde çalışan bir işçi kardeşimizle, görme engelli kardeşimizle gayet nezaket içerisinde bir konuşma yaptım. Aramızda bir gerginlik falan da olmadı. Ama bunu farklı şekillerde yansıtanlar oldu."

Söz konusu görüşmeyi bazı basın kuruluşlarının farklı şekilde kamuoyuna yansıttığını ifade eden Akdağ, "Seçim zamanı maalesef böyle yansıtmalar oluyor. Üzerinde siyaset yapmaya çalışanlar oluyor. Bizim engellilere, engelli kardeşlerimize, görme engellilere bakışımız bellidir. Tekrar söylüyorum; hepsinin benim başımın üstünde yeri vardır" diye konuştu.

Bakan Akdağ'dan Özürlü İşçiyle Yaşanan Diyalog Açıklaması başlıklı ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile birlikte Batman'da yaptığı inceleme sırasında özürlü bir işçiyle yaptığı ve basına yansıyan diyaloğa ilişkin, "Görme engelli kardeşimizle gayet nezaket içerisinde bir konuşma yaptım. Aramızda bir özetli haberi okudunuz.

Medya73
 
Bir hacet ettiler bir de pişkin pişkin sıvıyorlar.

Ona geleceğim ama ilk önce murat temizyurek denen akp yalakasına cevap yazayım da içimde kalmasın.

murat temizyurek sana bir defa isminle hitap ediyorum yazımın geri kalanında senden "AK yalaka" olarak bahsedeceğim.

Birincisi senin bir engelin olduğunu düşünmüyorum yüksek ihtimalle akpye yalakalık yapasın diye Almanya'daki yobaz tarikatlardan biri tarafından fonlanıyorsun. Hani şu DENİZ FENERİ ile Müslümanları dolandırarak götürdüğünüz milyonlarca dolar var ya hangi AK yalakaların ceplerini ne şekilde doldurdu çok iyi biliyoruz.

Bir davada suç ispat edilmediği sürece hiç kimse suçlu sayılamaz. Belgelerle suçları kanıtlanmış olsa yargılanmazlar mahkum olurlardı. 4 yıldır tüm hukuk kuralları çiğnenerek sadece gizli tanık ifadelerine dayanılarak yüzlerce kişi hapiste tutuluyor. Gizli tanıklardan birinin kimliği basına sızdı ve yalan şahitlik yapmaktan defalarca hapse giren bir madrabaz olduğu ortaya çıktı.

Gencecik teğmenimizin telefonuna karakolda teröristlerin rehberinin yüklendiğini bizzat o polisler kabul etti! hakkında başka hiçbir suçlama olmamasına rağmen hukukun ırzına geçilerek tahliye talebi reddedildi. Gencecik teğmenimiz yaklaşık 2.5 yıldır hiçbir suç yöneltilmeden Silivri Toplama Kampında tutuluyor.

Zir vadisinde yapılan kazının videoları ve ses kayıtları internette dolaşıyor. 1 yıldır toprak altında saklanıyordu denilen mühimmatın, kazından 2 gün öncesine ait günlük gazeteye sarılı olarak çıkarıldığını gördük. Kazıyı yapan polislerin de 2 gün önce bu bombaların eğitimini abd lilerden aldık dediğini kulaklarımızla duyduk. Üstüne üstlük bombaların krokisi dedikleri paçavranında hatalı olduğu ortaya çıktı. İlginçtir ki hatalı kroki ile hiç aramadan doğru noktayı kazdılar. İnsan eli ile koysa ancak böyle bulabilir!

Evlerine sabaha karşı baskın yapılarak tutuklanan 4 askerimizin evinde direk buzdolabı motorunu açarak eroin buldular ve bunlar eroinman dediller. Askerlerimiz itiraz edip kan testi yaptırınca hiçbirisinin eroin kullanmadığı ve ikinci bir elle koymuş gibi bulma vakası olduğu ortaya çıktı.

Fetullahçı Samanyolu televizyonu ergenekon baskını yapılmadan yarım saat önce bulunan mühimmatın listesini kalem kalem yayınladı! Daha yapılmamış baskında ne bulunacağını bilen fetullahçıların bu çirkin filmin senaristleri olduğunu herkes görmüş oldu.

Taraf gazetesinden aydınlık dergisine danıştayın krokisi fax çekildi. Arkasından aydınlık dergisine baskın düzenlendi ve o kroki nedeniyle onlarca gazeteci terörist diye yakalandı. Ancak taraf gazetesine en ufak bir soruşturma açılmadı!

Soner Yalçın'ın bilgisayarına virüs yoluyla bir dosya yollandı ve antivirüs bu dosyayı 1 saniye içinde sildi ancak her ne hikmetse bilmem kaç terabayt veri ve video arasında o silinen dosyayı 2 saat içinde bularak Soner Yalçın'ı hiç okumadığı bir dosya yüzünden hapse attılar!

Ahmet Şık ise feto hakkında kitap yazmaya kalktığı için apar topar yakalanıp terörist diyerek hapse atıldı. Eşine ancak hitler döneminde rastlanacak bir şekilde mahkeme görülmeksizin, savcı kararıyla daha basılmamış kitap polisler tarafından yok edildi. Delillerin polis tarafından yok edildiği bir davaya Muz Cumhuriyetinde bile rastlayamazsınız.

Devam ediyoruz mahkemede kötü bir örneği olan belgenin fetullahçı zaman gazetesinde net bir fotoğrafı yayınlandı.

Bu mahkemedeki belge

ek_klasr.jpg


Bu da fetullahın zaman gazetesinde yayınlanan belge.

zaman.jpg


Bu belgedeki bilgilerin tamamının gerçek dışı olduğu tek tek kanıtlanınca ve oluşturulma tarihinin tutarsız olduğu ortaya çıkınca emniyet ve zaman gazetesi 2 defa sehven diyerek düzeltme yapmaya çalıştı ama yine de belgenin sahte olduğu meydana çıktı.

Gölcük'e arama yapmaya giden polislerin üzerinden 2 adet CD çıktı. Askerlerimiz dikkatleri sayesinde komplo CD'lerini kabul etmedi. Daha sonra karakolda Gölcük'ten alınan HDD'ye ekleme yaptıkları ortaya çıktı.

Sayın Doğu Perinçek'e darbe yapmak için şu toplantıya katıldın dendi adam o tarihte hapiste çıktı.

Sayın Cemil Çiçek'e Erzurum'da plan yaptın dediler. Buluşup konuştuğu kişileri hatta kaldığı oteli bile söylediler o da aynı isimli başka birisi çıktı. Dahası Cemil Çiğek'in Erzuruma hiç gitmediği ortaya çıktı.

Türk aydınlarını ve Türk Silahlı Kuvvetlerini pasivize etmekten başka hiçbir amacı olmayan bu davadaki saçmalıkları saymakla bitiremem. İddianame dedikleri bile bir üniversite öğrencisinin tezi çıktı. Üstelik üniversite öğrencisi bir iddianamede kişisel görüş olmaz bu yasalara aykırı oysa benim tezimde kişisel görüşlerim vardı dedi.

Yani bu saçma davanın neresinden tutarsanız elinizde kalıyor. Başta aşağıya kadar hukuksuzluk olan bu dava ile milli bilincimizi ayakta tutabilecek vatansever Türk aydınları bertaraf ediliyor.

Beyni stv, zaman, yeni şafak gibi tarikat gazeteleri ile yıkanan Ak yalakalar ise tek bir eylem yapmamış, tek bir militanı olmayan tamamı üst düzey yöneticilerden oluşan hayali bir örgüt olduğuna inanmış gibi yapıyorlar. Onlar da bu saçmalığın farkında ama ceplerini doldurabilmek için yalaklanmaları gerektiğini çok iyi biliyorlar.

Yine aynı AK yalaka Almanya'dan köylümüzün zevki sefa içinde yaşadığını söylemeye getirmiş. Hayatında köy görmeyen AK yalakalar "ananı da al git lan" denilen köylümüzün adına karar veriyorlar.

Köylünün hali perişan, mazot pahalı tarlayı süremiyor, tohum pahalı tarlasının tamamını ekemiyor, yem pahalı hayvan besleyemiyor, süt ucuz sürekli zarar ediyor ve sattığı hayvanın yerine yenisini alamıyor. Türkiye'deki hayvan sayısı yarı yarıya azaldı. Yüz ölçümü Konya kadar olan Uruguaydan angus ithal ediyoruz.

Dahası bazı yandaşlar zengin olsun diye et ithalatına izin verildiğinden büyük çiftlikler de zarar etmeye başladı ve on binlerce büyükbaş hayvan yetiştiren çiftlikler ellerindeki hayvanları satıp yeni hayvan yetiştirmeyeceklerini açıkladılar.

AK yalakalar kürtçü tarikatlarda yok edilen milli bilinçlerinin yerine şuursuzca tapınmayı öğrendiklerinden ceplerine kim para koyuyorsa kendilerinden fazla onları savunuyorlar. Bakın bir tane AK yalaka çıkıpta DENİZ FENERİ ne oldu diyebiliyor mu? O dolandırıcılık paraları bu yalakaların gözlerine pembe gözlük takmak için kullanıldı.

Gelelim bakanların açıklamalarına. Derdini anlatmaya çalışan çiftçiye "ananıda al git lan" diyen bir zihniyetten daha iyi bir açıklama beklenemezdi. Hâlâ arsızca engellileri aşağılamaya devam ediyorlar. Benim üç kuruş maaşımın yarıya yakınını vergi olarak alıyorsunuz ve aksırıncaya tıksırıncaya kadar yiyorsunuz. Siz de hiç mi utanma yok ki sırtından geçindiğiniz bir insanın onuruyla oynuyorsunuz?

Aynen hitler döneminde olduğu gibi engellileri toplumun sırtında bir yük ve itlaf edilmesi gereken fazlalıklar olarak gören bu faşist zihniyetliler ile 12 Haziranda görüşeceğiz!
 
Hayrünnisa GÜL, Mehmet ŞİMŞEK, Recep AKDAĞ ve Lokman AYVA'nın mailllerine hergün sürekli kınama mesajları atılırsa muhakkak ses gelecektir. bu isitedekileri sadece biz okuyoruz.
 
Topsi;
Ağzına,eline,yüreğine sağlık dostum.
Gerçekleri belgeleri ile ne güzel de açıklamışsın.

Ak Yalaka lafını tuttum bundan sonra bende o eleman için aynı tabiri kullanacağım.Zira yazısında bize hakaret etmişti ama benim çağrıma ve uyarıma rağmen ne yönetimden uyarı aldı ne de özür diledi.
Bundan sonra beni kimse bu insan için kullanacağım sıfatlardan dolayı suçlamasın.
 
eee huylarıdır al ananıda git diyen onlar degilmi

bizde o bakanın maaşını kesilen vergilerimizle ödüyoruz o sayede son model lüks araçlara biniyorlar belki diyecegim ama belki degil hayal bile edemiyecegi şekilde yaşıyorlar . onlara oy verenler sayesinde devranlarını sürdürüyorlar .ama nedense bunlar akıllarına hiç gelmiyor.ha son olarak yeteneksiz oldukları halde bakan yapmışız
 
Nan’kör--Yılmaz ÖZDİL

Son bir hafta...

Engelliler
Haftası’ydı.
Birleşmiş Milletlere üye tüm ülkelerde 10-16 Mayıs’ta kutlanır. Ahalinin bilinçlenmesi için, Sağlık Bakanlığı tarafından radyo ve televizyonda eğitici programlar yayınlanır.

Bizde de
yayınlandı.
Çok eğiticiydi.

Bilinçsiz görme engelli “asgari ücret alıyoruz, iyileştirme istiyoruz” dedi. Sağlık Bakanımız bizzat bilinçlendirdi, “gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz, daha ne istiyorsun” dedi.

E hak etti...
Nan’kör yani.

Para’göz
gazeteciler
Aç göz’lü
işadamları
At göz’lüklü
seçmenler
Gözleri var
görmezler.

Bunun
gözleri yok...
Utanmadan
görüyor.

Daha ne istiyorsun?
Körolasıca...
Elinin kör’ünü mü?

Haddini bil.
A gözü doymaz.
Bon’kör bakanımıza dua et.
Göz’altına alınmadığına şükret.

Bak, ne demiş atalarımız?
Kör ölür
badem gözlü olur
kör görür
badem nokta nokta...

Şimdi merak edip diyeceksin ki...
Ne demek bu nokta nokta?

Görme engelliler alfabesi kabartma altı nokta değil mi kardeşim? Ben dilim döndüğünce yazdım. Bakar kör değilsen, gerisini sen koy bu olan bitenin sonuna, nokta nokta..
 
Süper bir yazı döktürmüş yine Yılmaz Özdil.
Bu yazı da "KAPAK" olsun birilerine.
 
anlayana:confused: zihniyetler değişmedikçe ,her zaman bu tür olaylara denk geleceğimizin bilincinde olmalıyız..
 
ahlaksız, insanlıktan nasibini almamış terbiyesiz herif. umarım baştan kendisi olmak üzere ailesinden birisinin başına daha beteri gelir.!
 
şimdide bazı akp milletvekillerinden tehdit

bir kaç gün önceki engelli arkadaşımıza yapılan küstahlığı saygısızlığı densizliği cahilliği ve insan olamamanın getirdiği bazi davranış ve söylemleri okumuş dinlemiş öğrenmiştik. bugunde o engelli arkadaşımız konuşmuş.

bir dakikanızı alabilirmiyim dediğinde bakanın verdiği cevaba bakın bunada bi yemek ısmarlayın.

bu cümleye ne denir ben burada yazmıyorum yazamıyorum ama bir bakan bunu yapabiliyor.

ve sonrada bazı milletvekilleri telefon açıp özür dileyecekleri yerde arkadaşımıza basınla niye paylaşıyorsun bunları yoksa işinden olursun deyip tehditte edebiliyorlar.

işte geldiğimiz son nokta diyeceğim ama korkarım ki son nokta değil.

gerçekten yazıklar olsunnnnn.

bu konuyla ilgili haberi burdan okuyabilirsiniz arkadaşlar.

http://gundem.milliyet.com.tr/-baka...em/gundemdetay/17.05.2011/1391143/default.htm
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt