Bir hacet ettiler bir de pişkin pişkin sıvıyorlar.
Ona geleceğim ama ilk önce murat temizyurek denen akp yalakasına cevap yazayım da içimde kalmasın.
murat temizyurek sana bir defa isminle hitap ediyorum yazımın geri kalanında senden "AK yalaka" olarak bahsedeceğim.
Birincisi senin bir engelin olduğunu düşünmüyorum yüksek ihtimalle akpye yalakalık yapasın diye Almanya'daki yobaz tarikatlardan biri tarafından fonlanıyorsun. Hani şu DENİZ FENERİ ile Müslümanları dolandırarak götürdüğünüz milyonlarca dolar var ya hangi AK yalakaların ceplerini ne şekilde doldurdu çok iyi biliyoruz.
Bir davada suç ispat edilmediği sürece hiç kimse suçlu sayılamaz. Belgelerle suçları kanıtlanmış olsa yargılanmazlar mahkum olurlardı. 4 yıldır tüm hukuk kuralları çiğnenerek sadece gizli tanık ifadelerine dayanılarak yüzlerce kişi hapiste tutuluyor. Gizli tanıklardan birinin kimliği basına sızdı ve yalan şahitlik yapmaktan defalarca hapse giren bir madrabaz olduğu ortaya çıktı.
Gencecik teğmenimizin telefonuna karakolda teröristlerin rehberinin yüklendiğini bizzat o polisler kabul etti! hakkında başka hiçbir suçlama olmamasına rağmen hukukun ırzına geçilerek tahliye talebi reddedildi. Gencecik teğmenimiz yaklaşık 2.5 yıldır hiçbir suç yöneltilmeden Silivri Toplama Kampında tutuluyor.
Zir vadisinde yapılan kazının videoları ve ses kayıtları internette dolaşıyor. 1 yıldır toprak altında saklanıyordu denilen mühimmatın, kazından 2 gün öncesine ait günlük gazeteye sarılı olarak çıkarıldığını gördük. Kazıyı yapan polislerin de 2 gün önce bu bombaların eğitimini abd lilerden aldık dediğini kulaklarımızla duyduk. Üstüne üstlük bombaların krokisi dedikleri paçavranında hatalı olduğu ortaya çıktı. İlginçtir ki hatalı kroki ile hiç aramadan doğru noktayı kazdılar. İnsan eli ile koysa ancak böyle bulabilir!
Evlerine sabaha karşı baskın yapılarak tutuklanan 4 askerimizin evinde direk buzdolabı motorunu açarak eroin buldular ve bunlar eroinman dediller. Askerlerimiz itiraz edip kan testi yaptırınca hiçbirisinin eroin kullanmadığı ve ikinci bir elle koymuş gibi bulma vakası olduğu ortaya çıktı.
Fetullahçı Samanyolu televizyonu ergenekon baskını yapılmadan yarım saat önce bulunan mühimmatın listesini kalem kalem yayınladı! Daha yapılmamış baskında ne bulunacağını bilen fetullahçıların bu çirkin filmin senaristleri olduğunu herkes görmüş oldu.
Taraf gazetesinden aydınlık dergisine danıştayın krokisi fax çekildi. Arkasından aydınlık dergisine baskın düzenlendi ve o kroki nedeniyle onlarca gazeteci terörist diye yakalandı. Ancak taraf gazetesine en ufak bir soruşturma açılmadı!
Soner Yalçın'ın bilgisayarına virüs yoluyla bir dosya yollandı ve antivirüs bu dosyayı 1 saniye içinde sildi ancak her ne hikmetse bilmem kaç terabayt veri ve video arasında o silinen dosyayı 2 saat içinde bularak Soner Yalçın'ı hiç okumadığı bir dosya yüzünden hapse attılar!
Ahmet Şık ise feto hakkında kitap yazmaya kalktığı için apar topar yakalanıp terörist diyerek hapse atıldı. Eşine ancak hitler döneminde rastlanacak bir şekilde mahkeme görülmeksizin, savcı kararıyla daha basılmamış kitap polisler tarafından yok edildi. Delillerin polis tarafından yok edildiği bir davaya Muz Cumhuriyetinde bile rastlayamazsınız.
Devam ediyoruz mahkemede kötü bir örneği olan belgenin fetullahçı zaman gazetesinde net bir fotoğrafı yayınlandı.
Bu mahkemedeki belge
Bu da fetullahın zaman gazetesinde yayınlanan belge.
Bu belgedeki bilgilerin tamamının gerçek dışı olduğu tek tek kanıtlanınca ve oluşturulma tarihinin tutarsız olduğu ortaya çıkınca emniyet ve zaman gazetesi 2 defa sehven diyerek düzeltme yapmaya çalıştı ama yine de belgenin sahte olduğu meydana çıktı.
Gölcük'e arama yapmaya giden polislerin üzerinden 2 adet CD çıktı. Askerlerimiz dikkatleri sayesinde komplo CD'lerini kabul etmedi. Daha sonra karakolda Gölcük'ten alınan HDD'ye ekleme yaptıkları ortaya çıktı.
Sayın Doğu Perinçek'e darbe yapmak için şu toplantıya katıldın dendi adam o tarihte hapiste çıktı.
Sayın Cemil Çiçek'e Erzurum'da plan yaptın dediler. Buluşup konuştuğu kişileri hatta kaldığı oteli bile söylediler o da aynı isimli başka birisi çıktı. Dahası Cemil Çiğek'in Erzuruma hiç gitmediği ortaya çıktı.
Türk aydınlarını ve Türk Silahlı Kuvvetlerini pasivize etmekten başka hiçbir amacı olmayan bu davadaki saçmalıkları saymakla bitiremem. İddianame dedikleri bile bir üniversite öğrencisinin tezi çıktı. Üstelik üniversite öğrencisi bir iddianamede kişisel görüş olmaz bu yasalara aykırı oysa benim tezimde kişisel görüşlerim vardı dedi.
Yani bu saçma davanın neresinden tutarsanız elinizde kalıyor. Başta aşağıya kadar hukuksuzluk olan bu dava ile milli bilincimizi ayakta tutabilecek vatansever Türk aydınları bertaraf ediliyor.
Beyni stv, zaman, yeni şafak gibi tarikat gazeteleri ile yıkanan Ak yalakalar ise tek bir eylem yapmamış, tek bir militanı olmayan tamamı üst düzey yöneticilerden oluşan hayali bir örgüt olduğuna inanmış gibi yapıyorlar. Onlar da bu saçmalığın farkında ama ceplerini doldurabilmek için yalaklanmaları gerektiğini çok iyi biliyorlar.
Yine aynı AK yalaka Almanya'dan köylümüzün zevki sefa içinde yaşadığını söylemeye getirmiş. Hayatında köy görmeyen AK yalakalar "ananı da al git lan" denilen köylümüzün adına karar veriyorlar.
Köylünün hali perişan, mazot pahalı tarlayı süremiyor, tohum pahalı tarlasının tamamını ekemiyor, yem pahalı hayvan besleyemiyor, süt ucuz sürekli zarar ediyor ve sattığı hayvanın yerine yenisini alamıyor. Türkiye'deki hayvan sayısı yarı yarıya azaldı. Yüz ölçümü Konya kadar olan Uruguaydan angus ithal ediyoruz.
Dahası bazı yandaşlar zengin olsun diye et ithalatına izin verildiğinden büyük çiftlikler de zarar etmeye başladı ve on binlerce büyükbaş hayvan yetiştiren çiftlikler ellerindeki hayvanları satıp yeni hayvan yetiştirmeyeceklerini açıkladılar.
AK yalakalar kürtçü tarikatlarda yok edilen milli bilinçlerinin yerine şuursuzca tapınmayı öğrendiklerinden ceplerine kim para koyuyorsa kendilerinden fazla onları savunuyorlar. Bakın bir tane AK yalaka çıkıpta DENİZ FENERİ ne oldu diyebiliyor mu? O dolandırıcılık paraları bu yalakaların gözlerine pembe gözlük takmak için kullanıldı.
Gelelim bakanların açıklamalarına. Derdini anlatmaya çalışan çiftçiye "ananıda al git lan" diyen bir zihniyetten daha iyi bir açıklama beklenemezdi. Hâlâ arsızca engellileri aşağılamaya devam ediyorlar. Benim üç kuruş maaşımın yarıya yakınını vergi olarak alıyorsunuz ve aksırıncaya tıksırıncaya kadar yiyorsunuz. Siz de hiç mi utanma yok ki sırtından geçindiğiniz bir insanın onuruyla oynuyorsunuz?
Aynen hitler döneminde olduğu gibi engellileri toplumun sırtında bir yük ve itlaf edilmesi gereken fazlalıklar olarak gören bu faşist zihniyetliler ile 12 Haziranda görüşeceğiz!