Konuyla ilgili çok güzel bir yazı paylaşmak istedim;
Bir bakan...
Aslında bakamayan!
Başbakanla sürekli ters düşse de, yerinden kıpırdatılamayan bakan…
Seçildiği bölgede, memleketinde, güçlü ve sayıca fazla bir kitle tarafından desteklendiği için,
mevcut başbakanın da bu oy potansiyelini göz ardı edemeyeceğinden mütevellit koltuğunda
hala gerile gerile oturmakta olan sağlık bakanı…
Bir gezisi sırasında girdiği kahvehanede, kendisinin verdiği selamı almayan bir vatandaşı
önce azarlamıştı. Ardından vatandaş için, Türkiye Cumhuriyeti Bakanına saygısızlıktan dava
açıldığı söylemleri dilden dile dolaşmaya başlamıştı.
Bu sefer Batman bölge hastanesindeydi. Seçim çalışmalarını yürütüyorlardı yarı İngiliz, yarı
Türk bakan arkadaşı Mehmet Şimşek ile. Gözleri görmeyen bir vatandaş çıktı karşılarına.
Asgari ücretle ev geçindirmeye çalışan, engelli vatandaşımız; asgari ücretli çalışan
arkadaşlarının genel bir serzenişini yansıttı bu iki bakana. Engelli vatandaş daha derdini bile
anlatamadan “Gözlerin görmediği halde iş vermişiz sana!” dedi Sağlık Bakanı ve aslında
içinden seslendirdiği cümleleri bizler yüzünden okuduk. Aslında diyordu ki:
“Engellilerin çalışmaya hakları yok, ama bizim sayemizde bu halde bile çalışıyorsun!”
İnsan ister istemez düşünüyor: ‘Engellilerin herhangi bir devlet kurumunda çalışıyor
olmaları’ iktidarın kendi bahşettiği bir lütuf mudur? Yani Sayın Bakan olmasa, asgari
maaşla bile çalıştırılmaya gerek görülmeyecek, buna hakkının olmadığı söylenecek engelli
bir vatandaşımız mı var yoksa? Oysa 4857 sayılı yeni iş kanuna göre, 50 kişiden fazla işçi
çalıştırılan kuruluşlarda, mevcut sayının en az %3 ü kadar engelli çalıştırılma zorunluluğu
vardır. Bu iktidarın ya da herhangi bir bireyin bahşettiği bir lütuf, bir kıyak değildir. Bu;
demokratik toplumlarda, sosyal devlet anlayışının hakim olduğu yönetimlerde, o devletin
uygulaması gereken zorunluluktur. Bu insanlar haklarından daha fazla bir şey istemiyorlar. Ve
bu yüzden de bir bireye minnet duymak zorunda değiller.
Fakat bu türden bir olayın aslında sert tepkiler doğuracağı günümüz gelişmiş toplumlarının
aksine, ülkemizde bunu da seçim malzemesi olarak kullanmayı ilke edinmiş siyasi
partilerimiz var. Ve en başta bu cümleleri kuran bakanlar, insanlara “Doğru demiş işte, adam
kör! Fuzuli yere iş vermişler ama adam işi beğenmiyor! Nankör yahu bunlar!” dedirtmek
için ellerinden geleni yapacaklar. Bunun sokak kulisine otobüste, metroda, kaldırımda, tv
programlarında şahit olabilirsiniz çok yakında.
Onlara göre mükemmellik kendi egolarıyla sınırlı.
Ne kadar fazla ego, o kadar fazla tatmin.
Fazla zevk almayın artık üstümüzden. sonra sıradanlaşır!
MEHMET TANRIVERDİ ve YAZILARI | Facebook
Mehmet Tanrıverdi
15 mayıs 2011