Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Beynin oksijensiz kalması sonucu bitkisel hayat..?

Annenizin bilinci açık mı? Benim babamda da enfeksiyon var. Ama onun bitmek bilmeyen bir enfeksiyonu var. Bu kalp krizinden önce de sürekli bir yükseliyordu bir düşüyordu CRP.si. İki kere farklı hastanede yattı (biri göğüs biri kalp) Ama iki hastanede de ancak crp.yi düşürmeye çalıştılar, başka bir işlem yapamadılar. Crp'yi düşürünce de taburcu ettiler. İlk hastaneden taburcu olunca (göğüsten) eve geldik ve iki gün sonra kalp için yatış yapıldı üniversiteye. Ama orada crp tekrar yükseldi ve sürekli onu düşürmekle uğraştılar başka müdahalede bulunamadılar. En son crp düştü eve çıktık ve kalp için kontrole gidecektik ki (yaklaşık bir buçuk hafta sonra) babam kalp krizi geçirdi...

Dünden önceki gün gittiğimde ateşi vardı. Gözleri kapalıydı. İyi görünmüyordu. Bugün veya yarın operasyona alacaklarmış. Enfeksiyon varken nasıl yapacaklar bu operasyonu anlamış değilim...
 
aysu.01
bilinci kapalı vaziyette yatıyor malesef sadece gözlerini açıyor ve nefes alıyor


operasyon dediğiniz trakestomi ise bizim de enfeksiyon varken yapıldı
 
Merhaba tekrardan. Bugün hastaneden aradılar. Bize reçete yazacaklarmış ev tipi cihaz için. Ve yaklaşık 1 hafta 10 güne taburcu ederiz dedi. Benim birkaç sorum olacak. Birincisi babamda enfeksiyon devam ediyor. Yani düşüyor ama sonra tekrar yükseliyor, bu durumda taburcu ederlerse evde bakımı nasıl olacak fikriniz var mı? Doktor sağlık ocaklarının ekipleri var çağırırsınız enfeksiyonu takip edersiniz demiş. Peki enfeksiyon olması durumunda ne olacak? Hangi hastaneye götürücez? Şuan özel hastanede yatıyor. Tekrar oraya mı götürcez? İkinci sağlık ekipleri ne sıklıkla geliyor? En kapsamlı olarak sormak istediğim soru şu aslında, bu aşamadan sonra bize devlet maddi olarak hangi konularda ne kadar destekte bulunuyor ve bizim bu destekten yararlanabilmemiz için ne yapmamız gerekiyor? Bana bu konuda bilgi verebilir misiniz? Çünkü bundan sonraki süreç maddi olarak çok yıpratıcı okuduklarımdan anladığım...En azından haklarımızı bilmek istiyorum. Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.
 
aysu.01
Biz henüz eve çıkmadığımız için bu konularda bilgimiz olmadı
siz neler yaşadınız bilgilendirirseniz sevinirim çok geçmiş olsun acil şifalar inşallah
 
Malesef babamı kaybettim… hep umutlu oldum ama bu illet öyle bir illet ki yaşam ihtimali çok azmış… 45 günlük yoğun bakım sürecinde son buldu … umarım sizin hastalarınız mucize olur şifa bulur .
 
Emel3444Stemregen mavi yeşil alg takviyesini kullandınızmı acaba yazmıştınızda ise yardımı diye merak ettim
Nmt16 hastanızın durumu nasıl

Merhaba hastalarında Pk-merz kullanılanlar ne kadar süre kullanıldı ve sonrasında farklı ilaç kullanıldımı
 
Umutlubiri

Allah rahmet eylesin. Başınız sağolsun...Evet yoğun bakıma yatan hastaların yaşama ihtimalleri çok az...Bu yüzden üzülmeyin. Elinizden geleni yaptınız..Beyin oksijensiz kalınca geri dönüşü olmuyor malesef...
 
sizin hastanizin durumu nasıl şimdi benimde babama sadece 5 doz kullanıldı ama burda okuyorum 3ay felan kullanan olmuş o yüzden merak ettim
 
Dml19
Bizim hastamız bakım hastası oldu artık hala hastanede bilinci kapalı olarak yatıyor sadece gözlerini açabiliyor başka hiç hareket yok
sırtındaki yaradan dolayı mı bilmem enfeksiyonu hiç düşmüyor
sizin durumunuz nasıl
 
Babam 37 gün yoğun bakımda kaldı şimdi palyatife çıkardılar 1 hafta oldu orada evde bakımı öğretiliyor ama bizce yoğun bakımda ki halinden daha iyi gibi sürekli yanındayız bizim içinde daha iyi oldu inşallah daha iyi olurlar bir çaresi bulunur bu tür hastaliklarin
 
yoğun bakımda 3 günden fazla kalınırsa risk.Babam 2017 yılında 66 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra vefat etti.
 
Bilinci açık değil anlık geliyor konu oynat dediğimizde bir kaç sefer oynattı yada uyurken uyan deyince uyanıyor sizinki de varmı iyi bir gelişme biz palyatifte daha iyi gibi olduk ama şuan vücudunda enfeksiyon var peg açılacak tı enfeksiyon yüzünden açıklamıyor
turkuaz06
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah
 
Bizde de göz teması bazen oluyor ama takip etmiyor gözüyle inşallah Allah şifa verir hastalarımıza bu mübarek ayda dualarımız kabul olur inşallah
 
herkese hayırlı ramazanlar. babam 1 mart 2023 günü hasta olduğunu ve hastaneye götürmemi söyledi. bildiğim hastalıkları olarak şeker hastalığı ve tansiyonu vardı ancak bu yaşlılığa bağlı olarak normal düzeydeydi. ya da biz öyle biliyorduk. 64 yaşında ve 17 yaşından 60 yaşına kadar da düzenli olarak alkol kullandı. ayriyeten eski represant olduğu için de ilaçlar konusunda da bilgisi vardı ve biraz fazlaca bilinçsiz olarak ilaç tüketiyordu.

eve 5 dakika içinde vardığımda bilinci yerindeydi, karnının ve kalbinin agridigini söyledi. yolda nefes alışları biraz sıkıntılıydı ancak ben yolda gaza bastigimda fazla gaza basma, dikkatli ol dedi. saat 19.30 civarında hastane acil servisine getirdim. karnında belirgin bir şişlik vardı. acil doktoru yoğun bir gaz kütlesi olduğunu ve lavman ile oncelikli olarak bunu boşaltacagini söyledi. bu arada ekg çekildi, 3-4 tüp kan alındı. babamı güç bela lavmana götürdüm. ilk defa başıma böyle bir durum gelmişti. annemle ciddi bir durum olmadığını düşündüğümüz için annem gelmemişti. elim ayağım birbirine dolaştı. tuvalete güçlükle gittik, babam büyük abdestini yaptı, biraz rahatladı ancak şişlik büyük oranda duruyordu. babam hastaneden çok korkan bir insandır. panik atak ve anksiyetesi zaten vardı ve hastane ortamı bu durumları daha da çok tetikliyordu. zaman geçtikçe daha çok gerilmeye ve terlemeye başladı. " beni buradan götür, beni eve götür" diyordu, dudakları kurulmuştu. sürekli su istiyordu. acil doktoru su vermeyin demesine rağmen bir kaç damla da olsa vermek durumunda kaldım. bu arada annemi çağırdım ve annem de gelmişti. serum verdiler ancak babam anksiyetesi sebebiyle damar yolunu 3 kez çıkardı, geri takmak zorunda kaldılar. acil doktoru ile konuştuğumda kan ve idrar sonuçlarına bakarak yoğun bakıma alacağını söyledi. saat 9 civarı babamı yoğun bakıma aldılar. bu arada oraya gittiğini bildiği için panik durumu gittikçe arttı. kendisini rahatlatmaya çalıştığımda da gitmek istediğini söylüyordu. yoğun bakımdaki doktor ile görüştüğumde böbreklerde bozulma, kan değerlerinde yükselme olduğunu, her şeye hazırlıklı olmamiz gerektiğini söylediğinde şok oldum. 15-20 dakika sonra bir serum ya da iğne ile çıkarız diye düşündüğüm acil ziyareti ne hale gelmişti. geceyi yoğun bakımda geçirdi. sabahında saat 08.30 sıralarında yoğun bakımdan aradılar, babamın kalbinin durduğunu ve yakınlarının hastaneye gelmesini söylediler. hastaneye gelip içeri girdik, solunum cihazına bağlanmıştı, zor nefes alıp veriyordu. kalbi durduktan sonra geri döndürülmesi 10 dakika sürmüştü. o zamandan beri entube vaziyette.

Bugün tam 33 gün oldu. yoğun bakım doktoru ile görüştüğümde ilaçları tamamen kestiğini , atak ve nöbetlerin büyük oranda bittiğini ancak bilincin halen kapalı durumda olduğunu söyledi. İlaçların vücuttan tamamen atılmasını bekleyeceğini, bunu 1-2 gün süreceğini, halen bilinç açılmaz ise babamın evde bakım hastası olacağını ifade etti. Bilincin yerine tekrar gelmesi konusunda umudunun olmadığını da ekledi.

Babamın bilinci erine gelmez ise ben evde bakıma geçmeden ankarada iyi bir özel hastane ve iyi bir doktora göstererek şansımı denemek istiyorum. burada nöroloji uzmanı mı yoksa beyin cerrahi uzmanı mı daha faydalı olur? Benimle aynı yollardan geçip iyi bir hastane ya da doktor tavsiyesi verebilecek arkadaş varsa yazabilir mi? Süreç bundan sonra nasıl işleyecek onu da tam olarak bilmiyorum. önce devlet hastanesinin palyatif bölümüne alıp ordan mı eve sevkediyorlar? Allah bütün hastalara şifa, hasta yakınlarına sabır versin. Şimdiden teşekkürler.
 
İyi bir doktor önerisi yapamam fakat babaminda 20 dk durdu kalbi şuan palyatifteyiz burada bakımı öğretiliyor sonrasında eve çıkaracaklarını söylediler bizde aynı durumdayız ama yoğun bakım durumundan şuan daha iyi gibi geliyor bize inşallah hepimizin hastası iyi olur geçmiş olsun
 
Arkadaşlar herkese geçmiş olsun babam 24.03.2023 tarihinde kalp krizi geçirdi ve 15 kalbi durdu. beyin emarında sadece beyin oksijensiz kalmış görünüyor ağrılı uyaranlara tepki var ve gözleri açık ama bilinç yok doktorlar uyanma ihtimalinin %4 olduğunu söylüyorlar, ve bir tedavinin olmadığını söylediler doktor palyatif bakıma çıkarıp oradanda eve göndermek istiyor türkiyede götürebileceğimiz bir tedavisin olduğu bir varmı süreç nasıl olacak yardımcı olursanız sevinirim. 05347393525 ulaşırsanız sevinirim.
 
#Dml19 stemregen iki kutu kullandık bır faydasını görmedim bıraktık .
Arkadaşlar hastalarımız için öncelikli olan iyi bir bakım yoğun bakımdan palyatife yeni geçen arkadaşlar ,hastanede havalı yatakların üzerinde koruma çarşafı oluyor ona dikkat edin ,plastik olduğu için o çok fazla terletir ve mantar olmasına neden olur . Yatağı kontrol edin koruma varsa çıkarın . Yatağı dezenfekte edip sadece normal çarşaf serin , ve mutlaka fizik hareketlerini yaptırın egzersizden önce germe hareketleriyle vücudu açın . Peg den beslenenler korkmayın mamanın içine peynir zeytin , yumurta ,pekmez vb gibi besinler katıp hastaniza yedirin . Tavuk balık et sebze çorbaları yapıp robottan geçirip hastaniza yedirin . Mutlaka meyve ve yeşillik yedirin . Kefir çok faydalı .kendiniz mayalayin yapmıyorsanız sade kefir yedirin bı öğün ben kefirin içine yeşillik ,sarmısak koyup cacık gibi yediriyorum bı öğün . Bol bol su içirin
Ve eve çıkmaktan korkmayın saygilar herkese
 
Devlet memuruyum. Babam yaklaşık 2 aydır hipoksi sebebiyle yoğun bakımda tedavi görüyor. Bilinci kapalı. Refakatci izni alabilir miyim? Konu ile ilgili bilgi verebilen olursa çok memnun olurum. Allah tüm hastalarimiza şifa versin
 
Allmylife geçmiş olsun öncelikle
Babanız yoğun bakımda iken refakatçi izni alamazsınız . Palyatif yada normal servise aldıklarında hastanenin verecegi refakatçi zorunlu yazısıyla 6 ay izin hakkınız var .
 
Merhaba babam 8 gündür yoğun bakımda 20 dk kalp masajı yapılmış 3 defa kalp krizi geçirmiş buna bağlı bilinci kapalı herhangi bir ilerleme yok gerilemede yok durumunun aynı stabil olduğunu söylüyorlar.
Babam koah hastası oksijen zorluğu çekiyordu varmi bu durumda olan.
Paylaşırsanız sevenirim.
 
Babanızın durumu nasıl Allah hepimizin hastalarına şifa versin inşallah
 
Herkese merhaba. Bu siteye sanırım üç defa yazmıştım, ama asıl buradaki yazılanları sanırım en az iki kere okudum. Öyle ki, bir ara hangi konuşmanın hangi sayfada yer aldığını ezberime almıştım. Bu yazıyı yazmamdaki amaç, başımızdan geçenleri anlatmak. Belki birilerine bir yardımı olur, en kötü gerçekten yalnız olmadığınızı bir kere daha görmüş olursunuz. Fakat yine de, zaman kaybı olacağını düşünenler için 7Mayıs2023’te babamı kaybettiğimi belirteyim, ki baştan bu metni okumaktan vazgeçsinler.

Eğer okumaya devam ediyorsanız, muhtemelen beklemekten başka çarenizin olmadığı bir zaman dilimindesiniz. Kalbimin en derininden, Allah’tan hastalarımız için şifa, hasta yakınları için sabır ve güç, bizden uzakta yeni hayatlarına başlayan yakınlarımız için de rahmet ve huzur diliyorum.

Ben 29 yaşındayım. Eylül,2022’de evlendim ve Ekim,2022’de babam rahatsızlandı. Başta basit bir üşütme gibi düşünüldü ama zamanla babamın yorgunluğu arttı ve hareket kısıtlılığı başladı. Önce sağlık ocağına gitmişler annemle ve CRP’si yüksek çıkınca hekim babama hastaneye gitmesini tavsiye etmiş. Bu arada babam malesef hastaneye pek gitmeyen bir insandı, kalp şikayetleri ve nefes almada şikayet yaşamasına ragmen. Ve evet sigara içiyordu… Benim düğünümden önce ayaklarda hafif morarma da farkedilmiş, yani dolaşım bozukluğu sinyali vermiş vücut. Sonra, babam kalp doktoruna gitti ve kalp doktoru onu göğüse yönlendirdi. Göğsünde sıvı tespit edildi. Onun alınması gerektiği söylendi, bir de birkaç ilaç yazıldı (antibiyotik de vardı içinde). Babam göğüs doktorundan bir hafta on gün sonra çok ciddi bir mide kanaması geçirdi ve hastaneye kaldırıldı. Zaten herşey tam anlamıyla o gün başladı. Önce kanserden şüphelendiler sonra ülser dediler. Eve geldik ve hemen arkasından göğsündeki suyu çektirdik. Bu arada babam bir iki hastaneye daha gitti, ancak yoğun bakım fobisi ortaya çıktığı için hastanede kalamadı. Ve biz göğsündeki suyu aldırmak için özele gitmek durumunda kaldık. (Orada direkt yoğun bakıma alınmadan sıvı çekilebildi) Hemen sonra göğüs hastanesine yatırıldı bu sıvı birikiminin sebebinin araştırılması için. İki hafta kadar hastanede yattı. Koah teşhisi kondu, 2 hafta boyunca CRP yine çok yüksekti, düşmek bilmedi. Sürekli antibiyotik tedavisi gördü babam. İşin kötüsü başından sonuna kadar CRP tam düştü darken tekrar yükseldi düzenli olarak. Babama cihaz yazdılar, tüp, oksijen konsantratörü ve bipap. Hemen SGK’ya gittik ancak SGK’nın bize söylediği sıraya girsek (çok kişi vardı önümüzde) babamı taburcu etmeyeceklerdi ve hastanede çok perişan olmuşlardı annem ile babam. Biz cihazları sıfır aldık, yarısı kadarını SGK ödedi. Hastanedeki doktora, babam artık bu cihazlarla mı yaşayacak, diye sordum ve evet cevabını aldım. İlk yıkılışımdı benim. Ve gerçekten beynim reddetti. Ayrıca doktor burada işlerinin bittiğini ve acilen bir kalp doktoruna görünmesi gerektiğini söyledi. Eve çıktıktan bir gün sonra özel kalp doktoruna gitti annemle babam, o da üniversitede yatış yaptı babama. Kalp doktoru yüksek CRP için direkt olarak kansere odaklandı. PET testi istedi, onu da neredeyse yatış yapıldığı günden 2 hafta sonraya verdiler. Babam uzun süre (2-3 hafta gibi) hastanede yattı. Enfeksiyon hala düşmek bilmedi. Kültür yapıp ona göre antibiyotik kullanıldı, ancak tam düştü darken CRP yine yükseldi. (Bunun sebebini sonra anladığım kadarıyla anlatıcam) Nihayetinde babamın PET testi temiz çıktı, CRP 40 civarına düştü (buna düştü diyorlar, aslında maks 5 olması lazım) ve doktor babamı açık kalp ameliyatına almak istedi (kurul kararıyla). Ya da dedi, özel bir hastane adı ve doktor adı vererek ona gidebileceğimizi, onun bize anjiyo yapabileceğini söyledi (elindeki ekipmanların yeterliliğine dayanarak) Bu arada babamın yatışı esnasında, babamı anjiyo için aldı, hatta damara girildi (asistanları tarafından), fakat babam sonra odaya işlem yarım bırakılarak geri getirildi. Sonra, babama açık kalp ameliyatını teklif eden doktora babam açık kalp ameliyatı olmak istemediğini söyledi (çok korkuyordu) ve doktor da “ben olsam, ben de olmam” dedi. Daha doğrusu demiş, o sırada yoktum ben. Babam da bu söze de biraz güvenip doktorun önerdiği diğer doktora gidicem dedi ve hastaneden taburcu olduk. Araya kendimizi zar zor sıkıştırarak o doktora gittik, yazık canım babam tüm gün elinde tüpüyle doktor kapısında bekledi. Hala o görüntü gözümün önünden gitmiyor… Doktoru kalp kapakcıklarında da bir sorun olabileceğini söyleyerek detaylı görüntüleme istedi (üniversiteden), ona göre işleme alıp alamayacağımı söyleyebilirim dedi. Bir hafta sonraya üniversiteden randevu alabildik. Randevuya gitmeden bir gün önce artık herşey kafamızda netti. Eğer açık kalp ameliyatı olacaksa da olacaktı, o gün herşey belli olacaktı artık. Ama öyle ki, canım babam o gece kalp krizi geçirdi. Annem kalp krizi diyor, tam olarak ne olduğu bilinmiyor. Hemen özel ambulans çağırmış ve ambulans 5 dakika içinde gelmiş. Fakat yolda babamın kalbi durmuş, özel bir hastaneye çok yakınlarmış, acilinden girmişler. Babama beyin hipoksi tanısı kondu. Durumu öyle kötüydü ki, kriz geçiriyor gibiydi, onunla vedalaşın der gibi tek tek yanına aldılar bizi… Ama babam pes etmedi. O görüntüsünü de unutamaycağım… Babamı yoğun bakıma çıkardılar imzamızı alarak. Burada bir bilgi vereyim, eğer özel bir hastanenin acilinden girdiyseniz ve yoğun bakıma alındıysa hastanız tüm masrafları SGK karşılıyor. Hastanenin sizden herhangi bir ücret talep etme hakkı yok. Bununla ilgili ileride bir örnek anlatıcam. İlk zaman, sanırım 3 4 gün babamı uyuttular adını bilmediğim bir tedavi başlattılar. 4 gün sonra, yani uyandırmak istedikleri zamandan itibaren her gün sabah haber bekledik telefonun başında, uyandı mı acaba diye, ama malesef babacım uyanamadı. Ben işte o günlerde başlamıştım bu sayfada yazılanları okumaya. Yaklaşık bir hafta on gün sonra trakeotomisini açmak istediler, çünkü babam entübeydi. İzin istediler, çok zorlandık biz izin verirken. Ne iyi ne kötü nasıl bilelim? Ama izin verdik, iyi ki vermişiz. Çünkü ileride babamı palyatif servise geçirdiğimizde bir kadınla tanıştım, yazık annesi için izin vermemiş (tamamen iyi niyetle, canı yanmasın diye) ancak annesi uzun yaşamış ve ağzında boğazında hep yaralar, enfeksiyon oluşmuş. Belli bir zamandan sonra da malesef artık açılamıyor. İşte o dönemde hep iyi niyetle, en iyisi için kararlar veriyorsunuz. Ama sonucunu bilemediğimiz, çok zor çok büyük sorumluluk gerektiren kararlar bunlar. Çok zor… Biz izin verdik, hastane bunun için ücret çıkaracağını söyledi. İşte buraya dikkat, hastanenin böyle bir ücret talep etme hakkı yok (eğer hastane SGK ile anlaşmalı ise). Eğer böyle bir ücret talep ederse ve siz ödemek zorunda kalırsanız, lütfen ayrıntılı fatura talep edin çıkış yaparken. SGK’da görevli bir hekim tarafından uyarılmıştım ben de, ama neyse ki gerek kalmadı, çünkü çıkış yaparken hiçbir ücret talep edilmedi. Bu arada o fatura ile SGK’ya başvuruda bulunabiliyorsunuz şikayet için. Bir de”SUT eki” istemeniz gerekiyor, ayrıtısını ya SGK’dan bir görevliye sorun ya da internetten bakın lütfen, ben şuan tam hatırlayamıyorum ne yazık ki. Bu arada yoğun bakımda da düşmeyen bir enfeksiyonumuz vardı (ayrıac göğsündeki sıvı da birikti daha sonra hep, hatta yanlış hatırlamıyorsam iki kere daha çekildi), ve canım babam hala antibiyotik tedavi görüyordu. Bu siteyi dediğim gibi öyle çok okudum ki, artık başımıza gelecekleri beklemeye başlamıştım. Ve burada ne yazdıysa tek tek başımıza geldi. Bir kişi şöyle bir cümle kurmuştu: “yoğun bakımdaki zamanlarınızı otelde kalmak gibi düşünün, asıl zorluk çıkınca başlıyor” buna yakın bir cümle… çok acı ama çok doğru… Biz annemle neredeyse her gün yoğun bakıma gidip babamı görüyorduk. Tabi ne görme, 3 dakika 4 dakika… Ama ona da razıydık. Özel hastanede olduğu için şanslıydık… Şans?... İşte sonra bize ev tipi cihaz yazmak istediler ve babamı taburcu etmek istediler. Ev tipi ventilator cihazı… Gidin SGK’dan alın gelin, sonra size bakım eğitimi vericez dediler. Şu cümle: “babanız artık bakım hastası” Ne demek ki bu? Bakım hastası… Öğrendim… Çok korktuk, çok. Ne yapıcaz, nasıl yapıcaz… Bu arada babamın makattan kanaması oldu. Üç veya dört defa. Çok fazla kan takviyesi yapıldı. Bu da babamın taburcu oluşunu biraz erteledi. Tabi bir de yatak yaralarımız var… bu kanamalar kuyruk sokumundaki bası yaralarını epey büyüttü. Tabi yara deyince ben sandım ki çocukken düşüp yaralanırdık ya… Allah allah bu yaradan niye bu kadar korkuyorlar diyorum içimden. Meğerse o yara o yara değilmiş… Onu da öğrendim. SGK’ya gittik, cihaz hemen geldi elimize. Başladık palyatif servis aramaya. İki üç palyatif servis bizi kabul etmedi, çünkü babam entübe olduğu için cesaret edemediler. Cihazınız bozulabilir vs vs biz müdahale edemeyiz dediler. Yoğunbakımı olan bir hastanenin palyatifine gidin dediler, ki bulduk da öyle bir palyatif servis. Palyatif kelimesini hayatımda ilk defa duymuştum. Zaten bu dönemde çoğu kelimeyi hayatımda ilk defa duydum. Neyse bulduk servisi ve yerleştik. Doğum günümden iki gün önceydi. Ben o gün büyüdüm. Hiç unutmucam, ama hiç. Canım babam, güzel babam, seni çok seviyorum. Huzur dolsun ruhun inşallah. Minicik bir tavsiyem var haddım değil ama; sakın korkmayın. Hastanıza bakmaktan, onun sorumluluğunu almaktan sakın korkmayın. İnsan başına gelen herşeyin altından kalkma gücüne sahip. Hani derler ya Allah gücünü verir, başa gelen çekilir. Artık ne derseniz… Ben o gün babamın yarasıyla tanıştım. Sessiz bir şekilde çığlık atarak ağlamayı da ben o gün öğrendim. Çünkü annemin yanında güçlü olmam gerekiyordu. Ben, net bir şekilde: “Bu benim babam. Ben onun kızıyım. Şuan bana ihtiyacı var. Bu acı benim gerçeğim. Kabullen” dedim ve yüklendim sırtıma canım babamın tüm ihtiyaçlarını. Bir ablam var, ancak o çocuğu olduğu için ve çalıştığı için bu süreçte annemle ben başettik daha çok gereksinimlerle. Bir de şöyle birşey var, palyatif servislerinde siz tek kişilk ya da iki kişilk odada kalıyorsunuz hastanızla birlikte 7/24. Evet hasta bakıcıları oluyor, yara hemşiresi oluyor, günlük visit yapan doktoru oluyor, ama hastanın bakımıyla hasta yakını ilgilensin isteniyor. Yani sizin yeni eviniz orası oluyor. Bize doktorumuz açık açık şunu söylemişti ilk görüşmeye gittiğimizde, burası hastanızı eve götürmek ve ona bakmak için bir hazırlık aşaması sunuyor size. Doğru. Şunu da belirteyim, benim babam tam 2 ay yoğun bakımda kaldı. Ve 1 ay 10 gün de palyatif serviste… Oradan eve çıkmak nasip olmadı. Palyatif serviste de hala CRP’miz yüksekti bu arada. Bir de tansiyon yükseltici kullanılıyordu ara ara. Yani aslında durum hala yoğun bakımlıktı… Şimdi bize yoğun bakımda hasta bakıcılar babama nasıl bakacağımızı öğretti. Cihaz nasıl kullanılır, mama nasıl verilir, nasıl çevrilir, alt nasıl alınır, su nasıl verilir vs vs. Benim canım babam sanırım 90 kilo civarıydı. Bu yatan bir hasta için epey yükske bir kilo, çevirirken daha iyi anlıyorsunuz. Ama ne yapalım, biz onun da altından kalktık çok şükür. Fakat işin kötüsü şu, eminim ki kötü niyet gütmediler ama yoğun bakımdaki hasta bakıcılar annemle beni çok korkuttular. Zaten biz de korkmaya çok müsaitiz. Yok siz tek bakamazsınız, yok çok zor, yok çok ağır, yok kanaması oluyor, yok şöyle yok böyle. Nasıl korktuğumu anlatamam size. Kendim için değil elbette babam için. Yani ya bakamazsak, ya altından kalkamazsak? Allah’ın bir canı bize emanet, nasıl büyük bir yük… Ama tekrar diyorum korkmayın. Mis gibi de baktık. Şunu belirteyim, biz gece kalmalı bakıcı tuttuk palyatif serviste. Çok şükür de çok iyi bir insana denk geldik. Annem hergün gitti, sabahtan akşama babamın yanında kaldı. Ben gün aşırı gittim. Bakıcımız 7/24 kaldı babamla. Biz varlık içinde insanlar değiliz, evet bu kısım çok çok maliyetli onu da belirteyim. Ama biz arabayı sattık. Ve arabanın parası bittikten sonrası için de Allah büyük dedik. Bakıcı tuttuk, bakımı zor olduğu için değil, (evet kolay da değil) ama bir insanın 7/24 bir odadan çıkmadan yaşaması, ne kadar kalacağını bilmeden çok zor. Zor demek bile az. Fakat bunun üstesinden gelen de çok sayıda insan vardı palyatif serviste, bunu da bilin isterim. İnsanlar para karşılığı bu işi yapıyor, ancak manevi olarak bağlı olduğun insana bakıyorsan eğer o işler çok değişiyor. Tabi herkesin kendi gücü, kendi önceliği. Biz iyi ki de bakıcı tutmuşuz, tutabilmişiz ve o kadına denk gelmişiz, çok şükür. Babama 1 ay 10 günde sanırım 4 ve ya 5 defa birebir baktım. Yani yanımda annem var ve bakıcımız izinde iken. İlk başbaşa kalışımız gerçekten zordu. Aslında bakıcımız yanımızdayken birlikte yapıyorduk çoğu şeyi, özellikle annem hergün yanındaydı, ama başbaşa kalınca ilki zordu, yalan yok. Ama en son yanında kaldığım gece, yani 24 saat baktığımız gün, bir kez daha büyüdüm. Babamın yarasına pansuman bile yaptım. O yaraya bakabilmek çok acıydı, ama babama az da olsa şifa olabilmek öyle iyi gelmişti ki. Sanırım canımın yanışının üstesinden gelebilmek ve bunu şifaya dönüştürmek huzurunu ilk defa yaşadım. Yaşayan bilir, çok garip geldi bu cümle belki size, ama öyle işte… Bu arada babamın başka yerlerinde de yaralar çıktı, iyileşti birdaha çıktı, ama kuyruk sokumu iyileşemedi. Dışarıdan medikalden özel krem alıyorduk. Gerçekten o süreç maddi olarak çok yıpratıcı. Allah yardımcınız olsun. O gün bir krem 700 800 liraydı ve üç günde bitiyordu (tam hatırlamıyorum bu arada, üç aşağı beş yukarı yazdım sayıları). Palyatif serviste krem vardı elbet, ama babam tuvaletini her yaptığında tekrar pansuman yapmamız gerekiyordu ve o kadar üst üste isteyemiyorduk krem. Babama PEG açıldı bu arada, palyatif serviste. Yani ağızdan değil, mideden beslenmeye başladı. O da canım babamı rahatlattı biraz. Ama işte, durumlar gitgide daha da karmaşıklaştı ve babam iyiye gitmedi. Son günlerinde tansiyonu öyle düşüyordu ki… 5 Mayıs gecesi babam yine mide kanaması geçirmiş. 6 mayıs günü onun son günüydü, gecesinde vefat etti. 61 yaşındaydı… Son nefesine kadar yanındayım. Morga onu ben götürdüm. Yıkanmasında gül suyunu ben döktüm. (bu süreçte ablam da yanımdaydı) Mide kanaması ile başladı mide kanaması ile bitti… Benim babam çok ama çok güçlü bir insandı. Bunu hep bilirdim, ama o 3 ay 10 günlük sürede onun gücünü hayranlıkla izledim ve inanıyorum ki bana gücünü miras bıraktı. İyi ki benim babam olmuş. Size şunları söylemek istiyorum, yoğun bakımın ilk günlerinde babama resmen öldü muamelesi yaptık ve birkaç gün sonra farkettim ki onun yaşam savaşına saygısızlıkmış bu yaptığımız. O bitti demeden bitti dememeniz gerekiyor, onun savaşına saygı duyun ve yanında olun. Geri döndürülemeyecek olan tek şey, toprağın altına girmek. Umudunuzu hiç kaybetmeyin. Kim ne derse desin. Doktorlar mucize diyecektir, çünkü tıp için beyin, okyanus gibi. Uçsuz bucaksız. Evet belki mucize, ama imkansız değil. Ayrıca bir gün ölecekse de bugünden üzülmeyin. Bugün güce, sağlığınızı yitirmemeye, sabra ihtiyacınız var ve hepsi moralden geçiyor. Moraliniz yüksek olsun. Allah karşınıza iyi insanlar çıkarsın inşallah, bizim çok şükür hep iyi insanlar çıktı karşımıza. Sizi anlayan, sizinle empati kurabilen, size yardım etmeye çalışan insanlar çıksın inşallah karşınıza, öyle iyi geliyor ki… Yaşayanın bilmesi, ateşin düştüğü yeri yakması, iki iyiliğin biri, ölüm, varlıkla yokluk arasında mesafesizlik, araf, güç, hiçlik ve heplik ve dahası bu dönemde öğrendiğim nice kavram. Hastanız için ve sizin için hayırlısı ne ise o olsun. Ama yürekten söylüyorum, korkmayın. Herşeyin altından en iyi şekilde kalkacaksınız. Hatta siz bile inanamayacaksınız içinizdeki o güce. Bir de şunu söyleyeyim, bugün aldığınız her karar, tüm iyi niyetinizle, bildiğiniz kadarıyla, sınır ve kapasiteniz dahilinde aldığınız kararlar, o nedenle bugünün kararlarını gelecekte kendinize yük yapmayın. Evet hastanız için zor ama sizin için de çok çok zor bir dönem. Kendinizi ihmal etmeyin. Babamın enfeksiyon doktoruyla görüşmeye gittiğimizde (babam yoğun bakımdayken) anneme:”senin yarına çıkacağın ne malum, sen kendini ölümsüz mü sanıyorsun” demişti. Gülmüştük, traji-komik, acı ama gerçek… Ölüm hepimiz için her an var. Enfeksiyon demişken aklıma geldi, anladığım kadarıyla o doktor babamın düşmeyen CRP’sini şu şekilde yorumladı, ciğerleri o kadar zayıf ki bizim üstesinden gelebildiğimiz bakterilerin üstesinden gelemiyor. O nedenle kültür dahilinde verilen antibiyotik işe yarıyor ama başka bir bakteri tekrar enfeksiyona sebep oluyor. Bilmiyorum ne kadar doğru ya da ben ne kadar doğru anladım. Ama mantıklı gelmişti bu açıklama bana. Bir de babamı palyatife çıkarırken bize enfeksiyon bulaşmasından da korkmuştuk, bu düşmek bilmeyen CRP ya bizde de yükselirse diye, öyle ya insan korkuyor. Doktorun bu açıklaması, bize enfeksiyon bulaşmayacağı anlamına da çıkıyordu (bu arada babamda hastane enfeksiyonu olmadı hiç bir zaman çok şükür) ve gerçekten biz hiç etkilenmedik. Ama bu insandan insane değişeibilir bir durum, yine kafanız karışırsa bu konuyu da doktorunuza danışın derim.

Umarım birilerine iyi gelir bu yazı. Yalnız olmadığınızı bilin. Türlü sebeplerle kalp durması sonucu beyin hipoksi teşhisi çok yaygın. Herkesin her an başına gelebilecek bir şey bu malesef. Acı ama gerçek… Fakat herşeye ragmen iyileşen bir sürü de hasta var. Hatta bu sitede onların da hikayeleri var. Ümit etmekten vazgeçmeyin. Tüm gönlümle herkes için şifa diliyorum tekrardan. Ömrün de ölümün de hayırlısını diliyorum.

Ve canım babam seni çok ama çok seviyorum. Teşekkür ederim tüm öğretilerin için, savaşın için ve bana miras bıraktığın gücün için…Yeni yaşamında ruhun hep huzur bulsun.
 
2021 yılında beyin sapı pıhtı atması sonucu 2 ay yoğun bakım yoğun bakım sırasında kalp 5-6 kez durmuş hiç ümit verilmemiş.Çıksa bile bir işe yaramaz makinayla bağlı yaşar söylenmiş.Ama hiç bir zaman yakınlarım özellikle ümidini yitirmemiş.2 ay yoğun bakım sonrası tüm vücut felç sonrasında palyatif(ağır bakım) gözlerden başka hareket yoktu orada doktorum hafif kıpırdanmalar görünce bilken şehir hastanesine sevk etti buradaçok yoğun bir fizik tedavi aldım şu anda destekle yürüyorum ve işyerim beni bu halde kabul etti normal bir yaşantıya devam etmeye çalışıyorum.
Kısacası ümidinizi kaybetmeyin Allah'ın dediği olur.
 
Çok zor ben de 1 sene önce eşimin kalp durmasıyla tanıştım bu rahatsızlık ile önceki yazılarımda bahsetmiştim dolu dolu 1 sene bitti her güne umutla uyandım her hareketinde umutlandim, ilk zamanlara göre aynı değiliz ama iyide değiliz, hala bilinç yok okadar güçlüydüki benim eşim ama buna yenildi. Fizik evde aldiriyoruz hala devam ediyoruz cunki yapicak başka çarem yok bana bir çare sunmuyor hiçbir dr. Yazıp yazıp kaybolan insanlar vardı onları şimdi daha iyi anlıyorum kabullenmisler ve oyuzden yazmayı bırakmışlar. Ne zor Rabbim yardımcımız olsun.
 
Üst Alt