Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Dün Şevket Çavdar’ın bir Hayatı Vardı; Bugün Yok. NEDEN? [Tartışma]

bezmez

Üye
Üyelik
24 Kas 2008
Konular
11
Mesajlar
56
Reaksiyonlar
0
2 Mayıs 2012 Güncel:

Antalya'da 21 Ocak'ta çift kol nakli yapılan Atilla Kavdır da saat 16:00'da kalp ve böbrek yetmezliği sebebiyle hayatını kaybetti.
Cihan Topal'dan sonra Türkiye'nin ikinci çift kol nakli yapılan Atilla Kavdır, iyileşip hastaneden taburcu olduktan sonra, aşırı ilgiden rahatsız olduğunu söyleyerek bir ay önce hastaneye dönmüştü. Fizik tedavi gören Kavdır, çift kol naklinden 101 gün sonra bugün saat 16.00'da, böbrek ve kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti


_____________________
Yazan: Dikmen Bezmez


Bu sabah okuduğum haberin başlığı şöyle diyordu: “Çift Kol ve Bacak Nakli Ölümle Bitti”.

Haftalardır medya bacak, kol, yüz vs. nakil haberleri ile çalkalanıyordu. Bu haberlerin her birinin, aklımda oluşturduğu bir sürü soru işareti vardı. “Bir ara zaman ayırmalı; oturmalı; düşünmeli; yazmalı” diye günler geçti. Ne zaman ki, bu sabah yukarıdaki başlık ortaya çıktı, “Düşünmeden, zaman kaybetmeden, ‘pes yahu’ diyerekten yazmaya başlamalı” diye hissettim. Bu yazı ile biraz çalakalem de olsa, işte bunu yapmaya çalışacağım. Haftalardır manşetlerde dolanan haberlere; bu haberlerin temsil ettiği sisteme ve o sistemin kurbanlarından biri olduğunu düşündüğüm hayatını kaybeden Şevket Çavdar’a dair yazmaya çalışacağım. Muhtemelen bu yazıda yanıtlardan çok, sorular ortaya çıkacak. Zaten dileğim de, hep beraber bir oturup düşünmemiz.

Belki en son söylemem gereken şeyi en baştan söyleyeyim ve olayın tazeliği ile de, “analitik” bir dilden uzak durma hakkımı kullanayım; hatta biraz da zamanında duyduğum ve sevdiğim bir ifade ile “ciğerden” yazayım. Geçtiğimiz haftalarda aynı anda çift kol ve çift bacak nakli yapılan, sonrasında bedeni eklenen uzuvları besleyemediği için sağlığı kötüleşen Şevket Çavdar’ın hayatını kaybettiğini bugün gazetelerden öğrendik. Benim açımdan burada söz konusu olan, kıymetli ve muhtemelen üzüntüsü-sevinci, hazzı ve sıkıntısı ile herkesinki kadar dolu dolu yaşanan bir hayatın, ne uğruna olduğunu düşündüğümüzde yanıtlayamadığımız bin bir soru işareti ile sona ermesidir. Bu son derece üzerinde düşünülmesi gereken bir durum bence. Haberin tazeliği içerisinde iki temel sorunun peşinden koşmak önemli gibi geliyor:

1- Nasıl bir sistem içerisinde yaşıyoruz ki, bedenlerimizi olabildiğince “normal” hale getirmek için hayatlarımızı riske atmaya hazır hale gelebiliyoruz? Yani gerek sakat kişiler olarak, gerekse bedenini değiştirmek için risk almaya hazır olan diğer kesimler olarak, -Zayıflamak için bıçak altına yatan kadınları düşünün. Onların da bir kısmı hayatları pahasına almıyorlar mı bu riski?- nasıl bir sistematik düşünce şekli ile çevriliyiz ki, bedenlerimizi “normal” kılabilmek için, her şeyi ama her şeyi yapmaya hazır hale geliyoruz?

Dün Şevket Çavdar’ın bir hayatı vardı; bugün yok. Bu hiçbir zaman değişmeyecek.

2- Neden böyle bir sistem içerisinde yaşıyoruz? Yani burada nasıl çıkar ilişkileri dönüyor olabilir ki, bu sistem hayatlarımızı riske almamızı sağlayacak kadar güçlenebiliyor? Tekrar duvar gibi yüzümüze çarpıyor:

Şevket Çavdar dün vardı; bugün yok. Bu hiçbir zaman değişmeyecek.​

Bu sorulara şu anda aklıma düştüğü şekilde yanıt vermeye çalışacağım. Ancak esas amacım, bu soruları ortaya atmak ve tartışmaya açmak.

İlk sorunun yanıtını hepimiz biliyoruz. Sakat beden, kadın bedeni, şişman beden, kısa beden... Sayısal çoğunluğu oluşturmamıza rağmen, elimizdeki güç söz konusu olduğunda miniminnacık bir azınlığız. Bedenlerimiz evirilip çevrilmesi gereken objeler. Bir kere göze hitab etmemiz gerekiyor. “Güzel” , “normal” değilsek eğer etrafta pek görünür olmamamız gerekiyor. Bu başa çıkılması çok kolay bir durum değil. Çünkü tüm bu gerekliliklere rağmen ortalarda dolaşırsak, bedenlerimizin üzerine bakışlar dikiliveriyor. Bu bakışlar değişik şeyler söylüyorlar: “Aaaa, ne garip!”, “Ne çirkin!”, “Şükürler olsun Rabbime ben böyle değilim”, “Aslında ilginç. Biraz daha baksam ne olur?”, “Dur şunu iyice süzeyim”, “Yahu ne cesaret, bu haliyle açmış bacağını. Yani bir yandan helal olsun ama, öte yandan da her şeyin bir şeyi var canım”, “Yazık…”, “Görmek istemiyorum”, “Bu haliyle evlenmiş”, “Yanındaki kadın-adam da pek güzel. Neden birlikteler ki acaba?” vs. vs. vs. Bütün bunlar dikilen bakışlarda okunuyor. Sokağa çıkıldığı anda dert başa alınıyor. İşte içinde yaşadığımız sistemin önemli bir parçası bu. Bundan dolayı kadınlar bıçak altına yatıyor, bundan dolayı sakat bedenler “ne pahasına olursa olsun” “normalleşmeye” çalışıyor. Her şeye değer (mi)?

İkinci sorunun yanıtı üzerine sanırım bir kitap yazmak bile yetmez. Biraz örneklerden yola çıksak? Günlerdir “flaş, flaş, flaş…” haberleri takip ettiniz mi? Bir google taraması ile çıkanlar: “Yüz nakli olan Uğur Acar tıraş oldu”; “Genç olsaydım seninle evlenirdim, sakallı halin daha iyi”; “Uğur yarın kamera önüne çıkacak”; “İlk kez yürüdü ve basın karşısına çıktı”; “İlk iş teklifini aldı”; “Uğur Acar’ın annesi ve ağabeyi duygularını anlattı”; “Yüz nakli röportajı krize neden oldu”; “Uğur Acar bahçede yürüyüş yaptı”; doktorun söylediği: “Yolu biz açtık”; “Yeni yüzü için tercihi top sakal”; “Hafta sonu Uğur’u göreceksiniz”; “Yeni yüzünü ilk kez televizyonda gördü” -bu favori manşetimdi-; “Uğur gözlerini açtı ve bu işareti yaptı”… Biliyorum artık durmam gerek; bu manşetlerin her biri aynı yere çıkıyor ve uzatmanın âlemi yok, ama kendimi durduramıyorum. Onca gün maruz kaldıktan sonra, bir fırsatını bulmuşum, bırakın sıralayayım… Bu manşetlerin dışında televizyon görüntüleri de aklımda. Uğur başparmağını kaldırıyor ve “her şey harika” işareti yapıyor. Uğur gazetecilerin sorularını az ve öz şekilde yanıtlayıp muhabbeti kısa kesmeye bakıyor gibi geliyor bana, ama kimse peşini bırakmıyor. Uğur biraz yorgun bir ifade ile etrafı süzüyor, gazeteciler ve medya temsilcileri arka planda sanki Amerikan Futbolu oynamaktalar, birbirlerinin üzerindeler, “flaş, flaş, flaş…” ve olan oluyor tabii sonunda, Uğur yeni yüzünü ilk kez televizyonda görüyor.

Bakın burada medya bayram etti -“Allah’ım ne sansasyon ne sansasyon”-; bizler bayram ettik -“Hanım mutfağı bırak da gel Uğur yüzünü gösteriyor”-; doktorların bayramına dair bir temsili alıntı yapmama gerek bile yok. Onların bayramı kimseninki ile yarışamaz. Kanımca, yukarıdaki sansasyonel başlıklar bu ilişkiler ağından bağımsız düşünülemez. Burada her birimizin bir takım çıkarları var; bu çıkarlar bu sistemin pekişmesini sağlıyor ve bu sistem, önce bedenlerimizden nefret etmemize sonra da onları “düzeltebilmek” için hayatımız pahasına riskler alabilmemize yol açıyor. İşte bu sistem dün hayatta olan Şevket Çavdar’ı bugün aramızdan alıyor. Belki manşetlere çıkmak yerine, dinlenmeye ihtiyacı olan bir yüz nakli hastasını, oturma odalarımıza taşıyor.

Gerçekten şapkamızı önümüze koyalım ve düşünelim: Şevket Çavdar’ın dün bir hayatı varken bugün neden yok?
 
ilk başta gerçekten çok üzgün olduğumu belirtmek isterim.ve Allah rahmet ve mekanını cennet eylesin...yine doktorlar aç gözlü ve reklam peşinde olmalarının cezasını vatandaşa kesti diye düşünüyorum.şöyle ki sıradan basit diş çekimlerinde bile bazen sağlık için aynı anda 2 dişi çekmeyen doktorlar burada koskoca insanın anotomisini değiştirdiler.yada değiştirdiklerini sandılar.acele etmeden yavaş yavaş yapacakları işi bir anda yapalım olursa önce biz yaptık diyerekten böbürlenme yarışına girdiler.sansasyonu ve reklamı seven gazetelerde gaz verdi.dediğim gibi yavaş yavaş yapılıp kalbin yada vücudun vereceği tepkye göre devam edilmeli yada brakılmalıydı.artık ölen öldü kalan sağlar bizimdir hesabı.Allah rahmey eylesin
 
Çünkü Şevket Çandar'ın "hayalleri" vardı... Umutları vardı. İnsan umut ettikçe yaşar. Ya da yaşamayı göze alır...

Nakil kararını alırken "ölmek için" yatmadı masaya. Umutlarını yeşertmek için yattı...

Nazım Usta'nın dediği gibi:;" mesela denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu?"

O şimdi hayatta değil, çünkü yaşamak yanı ağır bastı... Hayalindeki gibi bir yaşam için ölmeyi göze aldı... Onu çok iyi anlıyorum. Mekanı cennet olsun...

Tanrılar (toplumun dayatmaları) kurban istedi...
 
Şimdi alın o kolları, müsait bir yerinize nakledin! Evet evet, canlı yayında, lütfen, rica ediyoruz...
Ölümüne neden olduğunuz Şevket Çavdar’ın, o güzel gülen çocuğun o güzel vücuduna iliştirdiğiniz o lanetli uzuvları alın şimdi, “hiç durmadan dünyada bir ilki gerçekleştiren Türk doktorlar”dan birine götürün, rica edin, “bir ilk olacak” deyin, “canlı yayında” deyin, “herkesi televizyon başına kilitleyecek bir haber” diye ekleyin; çevrede de ucube gösterisi izleyen meraklı halk kalabalığı olsun, alın Şevket’in vücuduna soktuğunuz o kolları, gururla havaya kaldırın, dönün doktora, “biri bana hocam” deyin, “biri de size”; gösteriyi izleyen halk kalabalığından bir ses yükselsin “Süpeeeeeeeeeeeer”, televizyon başındakiler heyecanla ayağa fırlasın, bağırsın, “yakın çek, yakın çek”; şuhu içinde alın o kolları, hatta Şevket’in bacaklarını da (eminim bacaklarını size bağışlamaktan mutluluk duyardı), nerenize istiyorsanız, bir ilk gerçekleştirmenin gururuyla, oranıza (hayır, oranıza değil) nakledin, reytingler patlasın!

Beğenmediniz mi bu önerimi? Aptalca mı geldi? “Neden durup dururken bedenime başka birinden alınan kol ve bacakları iliştireyim” mi diyorsunuz? Bence de! Neden bu çocuğa bu zulmü yaptınız? Neden o çocuk o zulümle baş edemedi ve yaşamını başkalarının ellerine bırakıverdi? Kolları olmadan yaşamı gayet de güzel sürüyorken, sevdiklerine gülücükler atabiliyorken, neden öldü? Toplum olarak "sakatlık ölümden beter" diye kafasının etini yemiş olmayalım?
 
ben bu yazilan hayaller ugruna olmeyi kabul etmiyorum
cok cok uzuldum reklam sohret pesinde doktorlarin hastanenin bu derece sakatlari harcamasina
ehhh sakat isteoluversin 3 5 doktor denegi olarak
yooo bide iyi oldu isteee o zaman o sakat kardesimizin o ilaclarla ameliyatlarla hayatindan calinacagi cektigi acilari hesap etmeden medyada 7 duvelde meshurrr doktor surusu isteee
 
Evet bu zulme ne gerek vardı TV de gördüyümüz gülen yüzünü soldurdular zaten daha önceden çok kötü evrelerden geçmiş belkine yüzü yeni yeni gülmeye hayata bu şekilde alışmışken yeniden o evreleri yaşattılar.Amaç neydi o ünüversite hastanesi yaptı biz yapamazmıyız medyada hergün körükledi olan gülen o yüze oldu Allah rahmet eylesin üzülmekten başka bir şey yapılamığor.
 
Yazıklar olsun, engelilerin umutları neden yeşermiyor... Hacettepe tarih yazma sevdasında iken tarihi utandıracak.. Allah rahmet eylesin...
 
Ben sizleri ve sizin gibi düşünen insanları anlamıyorum gerçekten. Şurada şu yorumları yapan kaç kişi sıra bekliyor acaba ? Reklam reklam diye kızıyorsunuz bu işler reklam olmadan olmaz ! Böyle insanların olduğunu millet bilecek ki bir yakını öldüğünde bağış yapsın. Üstü kapalı tutarsanız sıra bekleyerek ölür insanlar. Ayrıca sen ne biliyorsun da konuşuyorsun muhabbeti yapmayın. Benim belimden aşağısı yeniden yapıldı yapılandırıldı. Çok zor süreçler geçti. Bu tamamen bünye ile alakalı bir durum kabul etmeye bilir etmedi de. Bazıları da çıkıp hepsi takılmak zorunda mı idi ? her gün yüzlerce kol bacak bağışlanmıyor. Ya hep ya hiç deyip kabul etmiş rahmetli. Ben buradan böyle bir olaya cesaret eden bütün hekimleri ayakta alkışlıyorum. Bir şeylerin yapıla bilmesi için birilerinin fedakarlık yapması gerekir yıllardır böyle oldu böylede olacak.

Bugün neden mi hayatı yok ? böyle yaşayacağıma ölürüm daha iyi mantığı var. O adama zaten bir problemde öleceği söylendi yakınlarına da. Kimseyi zorla yat sana kol bacak takacağız denmiyor.
 
Demek ki eli ayağı düzgün olmazsak bu hayat bize zindan arkadaşlar. Ya bedenen yokuz ya da halihazırdaki bedenemizle varız ama, kuytuda köşede durup ses çıkarmazsak var olma iznimiz vardır. Bu izne razı olmazsak sevgili Şevket gibi bizi de öldürürler. Şevket bedenen ölmeden önce o öldüğü ana kadar hergün öldürlmüştü zaten. O da bu fazla ölümleri kaldıramayınca böyle bir ölümün altına imza atmak zoruda kalmıştır. Kalbim seninle Şevket...Hüznün, hayal kırıklıkların daima seni elbirliğiyle öldüren herkesin kabusu olsun. Bunu kalbimin yanan tüm ateşiyle diliyorum senin yerine.
 
Doktorlara elbette kızıyorum ama topluma daha çok kızıyorum farklı olan insanları adam yerine koymadıkları için
 
bedel ödenir fakat; ne olursa olsun, bedeli ölüm olmamalı...
halen 2012 de base yarasından ölen engelli arkadaşlarımız varken. ilklere imza atılmaya çalışıyor....
 
Bence riski herkes biliyordu,cesaretli bir karar verdiler,sonuç malum Allah Rahmet Eylesin,doğru veya yanlış eğer tıpta ileriye dönük cesaretli adımlar atılmasa idi şimdiki organ nakil safasına gelemezdik.Reklamda abartma olabilir ama bir kalp,böbrek vs....nakiller kadar kol bacakta atılım şart,gerçekten sakat olarak yaşamak zor....
 
Yakınımı kaybetmiş kadar üzüldüm, Allah rahmet eylesin güzel kardeşimizin mekanı cennet olsun.
Kolları bacakları olmadan yaşamak kim bilir ne güçtür, yaşamadan insan bilemez, her ihtiyacı için birisine muhtaç olmak... Hayalleri vardı muhakkak onun da, yoksa böylesine zor, sonu belli olmayan bir yola girer miydi?
Kendi ameliyatlarımı anımsadım, ben de daha iyi olmak, daha iyi yürüyebilmek için defalarca riske girmedim mi? Küçük büyük, her genel anestezi bir risk. Ben sağ salim çıkabildim ama Şefket kardeşimiz başaramadı, çok ama çok üzüldüm. :(

Doktorların sınırları çok zorladığı besbelli. Bir başka gerçek te doktorların her zaman hastayı yeterince bilgilendirmedikleridir.
 
Mehuma Allah dan rahmet dilerim. Bence bu iki kol ve iki bacak nakli Nasrettin hocanın göle yoğurt mayalaması gibi oldu, ya tutarsa . Hazır bağış olmuşken hepsini takıverelim, engelli de umut çok zaten hayalleriyle yaşıyor burada bilim mantıktan uzaklaştı ,İnsan metabolizması böyle ağır operasyonu kaldırabilecekmi?tabiiki her ameliyatın kendine özgü riski vardır ama bu farklıydı , dün vardı bugün yok masaya yatmasaydı bugün vardı...
 
biz insanlarımızın geninde olan bir şey bu. gazetenin manşetine bakınsanıza “Çift Kol ve Bacak Nakli Ölümle Bitti”. çok basit - sıradan bir olaymış gibi..

şevket çavdar arkadaşımıza allahtan rahmet eyler makanı cennet olsun dileklerimizle..
 
Oturan Boğa, duygusallığını anlıyor, tepkini anlamaya çalışıyorum. "Lanetli uzuvlar" söylemini talihsiz bir ifade olarak görüyorum. Onlar bağıştı... Hani bizim ülkemizde börtü böceğin ziyafet çekmesi için toprağa bırakılan ama birbaşkasına hayat kaynağı olabilecek uzuvlar...

Rahmetliyi kimse zorla ameliyata almamış... "Deneyelim de görelim" dememiş... Bir risk alınmış ama başarıyla sonuçlanmamış... Hangi doktor başarısız bir operasyon geçirmek ister? Başarısızlıkla anılmak ister? Şu an kendi kararını kendisi vermiş bir insana saygısızlık ediliyor. Onu yargılamak bize düşmez... Çocuk, kendisini iyi hissetmek istediği şeyi yapmış. Sakatlık toplumun da, bireyin de sevimli bulmadığı bir durum, bu konuda elimizden birşey gelmiyor işte...

Öte yandan 4 uzvun birden vücuda yüklenmesi durumunda ortaya çıkması muhtemel riskler göz önüne alınmalıydı, bunca aceleye getirilmemeliydi diye düşünmüyor değilim...
 
Operasyon başarılı olsaydı, süpersiniz doktorlar derdik, ölünce tü kakamı oldular şimdi.
Ben şimdi anlamıyorum siz kime kızıyosunuz.

Doktorlara mı ?
Toplumun baskısına mı ?
Medyaya mı
Ameliyatı olmak isteyen, daha rahat daha mutlu yaşamak isteyen şevkete mi?

Ağır skolyozu olan bi arkadaşım var, gittiği doktorların çoğu ameliyatı etmeyi göze almıyor.
Neden ?
Ameliyat masasında kalır diye.
Ameliyat etmeyi kabul edenler de yüksek ücretler talep ediyolar ama onlarda yaşayacağının garantisini vermiyolar.

Sonuçta kimse şevketin ölmesini istemezdi, hem şevket hemde doktorlar ortak bi karar aldılar ama sonuç olumsuz oldu.

Boşuna suçlu aramayın bence.
 
Merhumu Allah gani gani Rahmet Eylesin,
Benim Kanaatim 2 kol 2 bacak değilde

Bu ay 1 kolunu
2. ay 2. kolunu
3. ay 1 bacağını
4. ay 2. bacağını belirli aralıklar ile yapılması gerekirdi diye düşünüyorum.

Vücud' un o başka uzuvlara yavaş yavaş alıştırması gerekirdi.

Tıp tarihine geçmek için 2 kol 2 bacak gazetelere manşet olayları, işte dünya Türk doktorları konuşuyordan ara gazı vermeler,

Çok Acele edinildi,

İşallah kardeşimizin mekanı Cennet olur, orada istediği, özlem duyduğu Uzuvlarına Rabbim nasip eder İşşallah
 
çok ama çok üzücü bir olay, keşke operasyon başarılı olsaydı da, bugün farklı şeyleri tartışıyor olsaydık...ancak yine de insan yaşamı bu kadar ucuz olmamalı...
 
Merhaba Arkadaşlar,

Yazılanları okudumda vah halimize demeden önce bu uğurda şehit olan olan Şevket Çavdar'a allahtan rahmet yakınlarınada baş sağlı diliyorum.

Evet vah halimize, çünkü,

Bakıyorum hemen saldırıya geçilmiş. Bunu yapmak çok kolay. Şimdi bu doktorları savcılık yakalasa mahkemeye çıkartsa mahkemede ömür boyu hapis verse ne kolay değilmi. Herkesin içine böyle ne kin varmışta burada kusmuş :)

Birde yorumlarda engelli değilmiyiz gelen vuruyor giden vuruyor. bizi kimse düşünmüyor gibi çok çok komik yorumlarda var :)

Güzel kardeşlerim doktorlarında çabası bizim gibi engellilere umut ışı olabilmek.

Hemen doktorlarımızı harcamayalım. Ya bu nakiller başarılı olsaydıda 1 yıl sonra ellerini ayaklarını kullansaydı bu zalım yorumları yapanlar gidip doktorların elinden öpecekmiydiniz.

Hatalar yok değil. Mesela organların taşınırken yere düşmesi karton kutuda olması çok yazık.

18 yıl önce ameliyat olduğumda Türkiyedeki ilk ilizrav da vaka hastasıydım ilk bende ilizarovla ilgili yöntem geliştirildi. Amerikadan gelen proflar dahil ameliyatımı tam 6 prof katıldı. Ameliyatım tam olarak 13 saat sürdü. Tehlikeli bi ameliyattı. Şimdi ben ve ailem bunları göze almasaydık o günlerden bugünlere nasıl fener yakabilirdik.

Sanırım artık aydınlanma çağına girdiğimiz için tennoloji son sürat ilerliyor. Bir takım şeylerin gelecek için geliştirilebilmesi için fedakarlık gerekir.

Şimdi herkes bu tutumda olursa doktorlar bu nakil konusunda çok çekimser olacak ve eksik kalacağız.

Lütfen arkadaşlar eliştiriler kin kusar gibi değilde eliştirel tadda olmasını dilerim.
 
Tamda düşünmenin arafesindeydim nakil işini hatta bugun yarın akdeniz üniversitesine başvuracaktım yine başvuracağım ama en fazla 1 tane için benimde 2 ayak 1 el nakli gerekiyor hepsi birden asla ama
 
aman edip ağa biraz daha düşün istersen, doktorların eli alışsın:eek:
 
bir doktor nasıl olurda 2 kol 2 bacak ameliyatını bir bedninin kaldıramıyacağını kalbinin ciğerlerinin bu sonradan eklenene organlara yetemeyeceğini hesaplamaz ilizarof ameliyatında bile çok 2 bacağa birden uzatma ameliyatı yapmayan doktorlar var çünkü kalbi o vücuda ytebiliyor bu yapılan normal organ nakli gibi br ameliyat değildir kesinlikle o kalbin o vücuda yetmeyeceğini bile bile ya tutarsa diyerek gencecik tek gayesi hayata tutunabilmek olan bir insanı yok ettiler kimbilir ne hayalleri vardı o ameliyata girerken çok üzgünm....
 
çünkü kobay olarak görüyorlardı ondan başarısız oldular
 
nasibegül;

Muhtemelen bunu doktorlarda hesaplamıştır. :) Bunun yapılması gerekiyordu diye düşünüyorum. Bir zamanlar herkez nasıl deprem uzmanıysa şimdide artık hepimiz profösör işin ehli olacağız desenize :)
 
Dilerim Şevket'in o masum yüzü gözlerinin önünden hiç gitmesin o doktorların.Bilimselliği tamamen kanıtlanmamış bu nakil işleminde önlerinde Akdeniz üniversitesinin ( insan vücudunun çoklu nakillere müsade etmediği ) bir örneği varken onu kobay olarak seçtikleri için.
Mekanın Cennet olsun Şevket Çavdar.
 
Arkadaşlar,
Hepimiz yorum yapıyoruz , ama birçok şeyi bilmeden... (kendimin çok bildiğini de iddia etmiyorum, yanlış anlamayın).
1.ci ay bir kol, 2.ci ay diğer uzuv şeklinde yapılması pek mümkün değil, birincisi ülkemizde organ/uzun bağışı çok az, her zaman bulunmuyor, uzuvların uzun süre muhafaza edilme şansı yok, en kısa sürede nakledilmesi gerekiyor. Ayrıca nakil ameliyatlarından sonra uzunca bir süre bağışıklık sistemi baskılanıyor, vücudun organı red etmemesi için ilaç tedavisi uygulanıyor. Bu durum da nakil ameliiyatlarının aşamalı olarak yapılmasını zorlaştırıyor.
Yine de 2 kol +2 bacak aşırı iddialı, sadece 2 kol ile sınırlı kalınmalıydı ilk etapta.

Şefket'in yaşamını, ameliyat öncesi psikolojisini, hayallerini ve... ve bu acı sonu düşündükçe kalbim acıyor, çok üzgünüm.
 
MEKANI CENNET OLSUN millet boşuna tıp okuyo ya siz burada maşallah döktürüyosunz keşke nakilleri tek tek çift çift siz yapıyosunz nası olsa hastanelere ünüversitelere gerek yok.Sadece burada yanlış olan medyaya yansıması çok die getirilmesidir kimse zorla bıçak altına alıp ameiyat etmemiiş zorla vermemişerdir kendi isteğiyle olp biten gözünün karartılmasıdıır tutsaydı sonuç iyi olsaydı en iyisi onlardıya şimdi en kötüsü doktorlar ben emin,imki bu uğruda illa birieri kendini feda ediyolar ve bu böle devam edeck ya yerimizde sayacağız ya biyerere varmak için bişeylerdn vazgeçeceğiz cesaretle girimiş ve başarısız çıkımıştır bugün siz biz nerdeyiz yarınn ne olacağız sadece Şevket kardeşimz için düşünmeyz bizim içinde yarın yok
 
Muhtemelen bunu doktorlarda hesaplamıştır. :) Bunun yapılması gerekiyordu diye düşünüyorum. Bir zamanlar herkez nasıl deprem uzmanıysa şimdide artık hepimiz profösör işin ehli olacağız desenize :)
ii sana malzeme çıkmış patlat espirilerini bunu bilmek için profosör olmaya gerek yok ama azcık araştır
 
en kotusu tabiiki DOKTORLAR hastane idaresi bunu HOOOOP diye destekleyen bilhassa daha yeni antalyada 2 elli bi ayakli ameliyatin naneleri belliyken tek ayagi kabul etmezken buna izin veren saglik bakanlidir
o yuz nakli olan adamin korkunc surati goz onundeyken yanina yonune bakmadan sakatin umidini kobay kull;anandoktorlardir
 
Üst Alt