yalnız iki şeyi karıştırıyormuşuz gibi geliyor:
"engelliler adına" çalışan bir derneğin baskın siyasetinin para toplamak olması, adı üstünde bir "siyaset", ve çok hatalı bir siyaset -- önceki sayfalarda eleştirildi zaten.
Ama buradan yola çıkıp da dilenen engellilerin kendilerini "engellilerin önündeki en büyük engel" vs. olarak görmek yanlış olur sanki. Ya da şöyle söyleyeyim: çalışan, üreten / çalışmayan, üretmeyen vs. bunlar elbette analitik kavramlar olarak çok kullanıldı, kullanılıyor. Ancak, 'çalışanı' kutsayıp, çalışmayanı aşağı görmekle fazladan bir işlem yapıyoruz: bu karşıtlığa bir değer atfediyoruz. He, atfedelim de burada birşey gözden kaçıyor: 70'lerde örneğin "ahlaksız bir çalışmayan"dan bahsedilence anlaşılan kapitalist sınıf oluyordu; şimdi ise tam tersine ezilen, dışlanan bir kesimden bahsediliyor. İşin ilginci ise bunu yine 'ezilen' başka bir kesimin, 'çalışanların' yapıyor olması. yani aslında egemenin konumunu benimsemiş oluyoruz - tam bu 'çalışmayan' lafından anlaşılan şeyin değişmesiyle.
Engellilerin konumu bu çalışmanın kutsallaştırılmasının altını oyabilecek bir konum gibi görünüyor oysa. Sakatlanmış bedenin kendisi, sistemin talep ettiği ideal işçiden farklılaşıyor. İşte tam da bu konumun sayesinde "çalışma"yı, bugün çalışmadan anlaşılan şeyin kendisini sorgulayabilecekken tam tersine engelli bir kesimi çalışmadığı için suçlamak da yine biraz hatalı bir siyasi taktik değil mi?
Yani, birilerine, bizim de bir şeyleri aynı engelsizler gibi 'becerebileceğimizi' kanıtlamak yerine, 'becerikli olma'nın kriterlerini sorgulamak daha uygun, eleştirel bir strateji olmaz mı? Bakın biz o ahlaksız, dilenci engellilerden değiliz demek yerine, ilkin dilencilerin dilenmesinin nedenlerini vurgulamak, sonra da tam da bu nedenlerin kendilerine, iktidarın çalışma-çalışan kurgusuna karşı çıkmak daha iyi olur gibi.
mesela, sistemin kendini yeniden üretmesinin yollarından birinin de işçilerle çalışmayıp örneğin dilenenler arasında bir karşıtlık kurmak olduğunu vurgulayanlar da var.
dediğim gibi, bu söylediklerimin BEDD'yi eleştirip eleştirmemekle bir alakası yok; derneğe yönelik bazılarına benim de katıldığım eleştiriler yapılmış zaten.