İlk tavsiyem size "Engellilik ve Ayrımcılık" kitabı. Okuyun en azında ayrımcılık konusunda kaba bir fikriniz olsun ayrımcılığın ne olduğunu öğrenin daha sonra tartışalım sizinle yukarıda yazdıklarımı. Ama lütfen yazılarımı okuduktan sonra ulan şu ukalaya bir şeyler yazayım da haddini bildireyim psikolojisi ile okumayın ve yazmayın.
Bu kitabı okuyarak mı tartışma ehliyeti alıyoruz? Ayrımcılık hakkında uzman biri olmadığını zaten yazmıştım. Böyle bir tartışmayı yapmak için uzman olmaya, bilmem kaç tane ayrımcılık üzerine tez yazmaya gerek var mı? Bence yok... Çünkü biz toplumun her seviyesinden insana ulaşabilmeliyiz. Hayatta eğitim şart bu ayrı bir konu. Fakat hayatta yaşanılan insan tecrübelerini eğitimin içine uygulama metodu olarak tahavvül edemezsek bu eğitim imgesel bir düzlemde yapayalnız bırakmış oluruz.
Yok sizin hakkınızda "ukala" gibi bir düşüncem katiyen olmadı, olamaz ve olmayacakta... Fakat içime küçük bir detay takıldı bunu da söylemeden geçemeyeceğim. Hani derler ya "insanlar karşısındakini kendi gibi görürmüş." Ama ben biliyorum ki siz öyle değisiniz.
İnsan duygularını anlamadığımdan dem vurmuşsunuz Beyfendi benim mesleğim bu. Ama sizin karıştırdığınız yada en azından kaçırdığınız bir nokta var. " kurban psikolojisi" kavramı. her gün yüzlerce danışan geliyor psikolojik danışmanlara ve bunların çok büyük bir çoğunluğu "kurban psikolojisinde". İnsanların duygularını anlamak demek altta yatan bu psikolojiyi körüklemek değildir.
Gene kaçırdığınız bir noktayı yazayım siz ve sizin gibi birçok kişi "Empati" kavramı ile "Sempati" kavramını maalesef karıştıyor. insanları anlamak demek her şekilde onlara hak vermek , onlarla üzülmek yada onlarla sevinmek anlamına gelmek. Bizler empati kurarız fakat çoğunlukla Sempati kavramından uzak dururuz etik ilkeler gereği.
Burada kaçırdığımı düşündüğünüz noktalara gelince; Cehaletimizi mazur görün efendim. Bazı noktalar kaçırmış olabiliriz. Ve burada yine uzman bir kişi olarak sizin yardımlarınız elbette takdire şayandır. Çünkü bu sizin işiniz. Ve etik kuralları vardır.Biz kimiz ki?
Fakat ben burada şu empatiyle sempatiyi tam anlayamadım. Empatiyi sadece uzmanla mı kuruyor? Empatinin aşamalarına şimdi burada girmeyeceğim. Zira dersimiz "Etkili iletişim Teknikleri" değil. Bu konuda da uzun uzun tartışırız merak etmeyin.
Aynı zamanda burada teknik terimlerle tartışmayı kimsenin anlamayacağı boyutlara taşımakta istemiyorum. Çünkü biz burada "her lisana, her insana hitap etmeliyiz."
Çok takıldığınız belli olan şu "Ayağına sıkma" muhabbetine gelirsek. Eğer bir kişi engelli olmasının sebebini diğer insanlara " İBRET" olsun sebebine bağlıyorsa , o saatten sonra diğer bireylere toplumsal haklar mücadelesinden , eşit haklardan , erişilebilirlik konusundan , ayrımcılık ve ötekileştirme suçlarından bahsedemez.
Şimdi biz burada kimseye ibret olsun diye bir şeyler yazmadık ki... Lakin engellilik bir ibretlik durum değil zaten. Zira biz olaya böyle bakarak kendimizi acındırma kompleksine girersek zaten "uzun ince bir yoldayım" türküsünü söylemekten öteye gidemeyiz.
Sizin buradaki fikirlerinizi gerçekten önemsiyorum. Burada konuya bir uzman gibi bakmışsınız. Uzman olmasak da küçük bir analiz yeteneğimiz varmış demek ki...
Küçük bir not : Ayağına sıkma uzmana yakışmıyor. Bu terimler sizin ağırlığınız ve karşınızdaki insana etkinizi azaltır düşüncesindeyim. Fakat yine diyorum. Sizin hangi lisanda karşınızdaki kişiyle iletişim kurduğunuz sizin yönteminiz benim dışımda bir olaydır."her yiğidin bir yoğurt yemesi var." Bu konuda sadece fikrimi beyan ettim. Siz kendi tecrübelerinizle devam edin efendim.
Sizin hiçbir fikriniz olmadığı konusuna gelirsek , öyle yazmışsınız çünkü. Bakın burası benim babamın sitesi değil , hatta belli bir forumda yönetici bile değilim. Kaldı ki herkes istediği şeyi yazar , çizer hatta öyle ki fikirlerimden dolayı burada özel mesajlarda dahi küfür bile yiyorum. Fakat önemli bir nokta var burada , birey dediğimiz kişi , yaptığı yada yazdığı şeyin sorumluluğunu alabiliyorsa bireydir. Sizler şöyle düşünemezsiniz ben yazarım kimsede karşıt düşüncesi (bazen alaycı da olsa) yazamaz mantığı ile hareket edemezsiniz. Bu düpedüz çocukluğa girer. Top benim , verin topumu oynamıyorum muhabbeti olur bu.
Benimde babamın sitesi değil. Biz de sadece toplumsal bir sorun hakkında kimseyi incitmemeye, üzmemeye çalışarak elimizden geldiğince, dilimizin döndüğünce bir şeyler paylaşarak ortak bir noktada fikir sahibi olmaya çalışıyoruz. Bilgilerimizi, tecrübelerimizi anlatarak insanların kafasında bir yol oluşturmaya gayret ediyoruz.
Zamanım oldukça; Seviyeli yazılan her yoruma, her tartışmaya cevap yazarım. Seviyesizliğin, hakaretin v.b. gibi kalitesizliklerin olduğu bir konuya zaten yazmam. Çünkü burada insanlar bazen duygularının esaretinde hareket ederek, zaferiyle mamur olma hırsının verdiği deli cesaretiyle saldırarak karşısındaki insanı hiç düşünmeden, ( empati kurmadan) sadece saldırmak gayesiyle yazıyorlar. Ben bunu acımasızlık olarak değerlendiriyorum. Kendisine saygısı olmayanın başkasına saygılı davranmasını beklemek Marmarayda Gemi beklemek gibi bir şey olsa gerek...
Bazen öyle şeyler okuyorum ki cevap vermezsem kendime saygısızlık olur. cevap verince de bozuluyor arkadaşlar.
Bu benim için geçerli olmadığından sorun yok yazın efendim. "No problem " desem yine kızacaksınız bana... Ama kızmayın. Biz Türkçemize aşığız. Ama hayat şartları bizlere bunları öğrenmeye mecbur ediyor maalesef...
Bakın ben bu sitede hiçbir zaman mesleğimin adını ön plana çıkarmadım , hiçbir yerde okumuş , yazmış biri olduğumu ima etmedim , zeki olduğumu hiçbir zaman söylemedim. Bu yazılanlar her zaman diğer ve özellikle de benden nefret edenlerin satırlarında mevcut, biraz inceleyin göreceksiniz bunu.
Evet, bunu biliyorum zaten. Bu yazıyı satır satır okudum. İlk başta sizin mesleğinizi ön plana çıkarmanıza gerçekten şaşırdım. Sizin yazılarınızın bazılarını takip ediyorum. İlk defa burada kendiniz hakkında bu kadar çok bilgi vermişsiniz.
Senden nefret etmek haddimize değil efendim. Çünkü ben yazılarımda duygularımla değil. Yazının içeriği, bilgi, belge ve mantığımla hareket ederim.
Vay bu adam yazmış hemen saldırayım diye düşünmek eçhel insanların işidir. Kaldı ki bizler sadece burada birbirimize yardımcı olabilmek adına çorbada tuz misali bir şeyler yazmaktır.
@
KUMSALL
Aslında olaya her açıdan bakmak gerekit kardeşim. Bu olayı tek bir veçheye indirgersek o zaman başarı söz konusu olmaz. Bizim olayı her yönleriyle aşama aşama değerlendirererek, her kesimden insanla, her seviyeden insanların fikir mühasebesiyle varılabilecek en yakın çözüm odaklı fikir noktaına ulaşabilmek önemlidir.