Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engelli kadın olmak mı zor, erkek olmak mı?

Shukufe Allah bilir kimin ne oldugunu beni bende bilirim sana nedesem yalan olur ama yinede mutlu olmadigin belli Rabbim yolunu huzurunu bozmasin derim
 
İnsanlar için bazı değerler vardır bunu siz neden sorguluyorsunuz? Müslümanlarla ne alıp veremediğin var :)İnanç Allahla kul arasındadır,bunu sorgulamak kendini allah zanneden insancıklara düşmez:p
 
maşallah konu yine çok alakasız yerlere kaymış. birkere herkesin dini imanı dünyaya bakış pesfektifi var ne alaka, kim ne dert yanıp bir sey tartısacak olsa hooop din iman, pes artık. bu kadar da olmaz ki yeter gınna geldi. insanın bir dinin olması hayvancasına huşu içinde susması mı demek? insan hiç mi koca ömürde içini dökmek, hiç değilese boşalmak istemez. bir kere olsun isyan etmez insanlık için iyiyi, güzeli, doğruyu istemez, neden bu böyle düzeltemez miyiz allahım yeter demez? bu din denilen her taşın altından çıkan, recim gibi basımıza başımıza atılan taş gibi pencit pilavımıdır_ yoksa din sürekli insan olmamızın önüne konulan engel midir? bırakın insanca yasamayı istemenin adını isyan koymayı artık, dinı uyuzluklarımıza alet etmeyelim. çünki din esasında reformdur yozlaşma değil.
birileri karanlığa gömülmekten memmun aydınlıktan korkabilir, amenna kabul. ama aydınlığı özleyen hakıranlarında sesini yalancı din bezirganlıklarıyla boğmasına göz yumulmasını beklemesinler, yeter. uyduruk dininiz sizin olsun. gercek dinin ne olduğunu sizden daha iyi bilir yasarız. daha fazla karanlık çığırtkalığınızla boğmayın insanlığı...

şu bi gercek elbette ki engelli kadın olmak çok daha zor. "Ülkemizde zaten ‘kadının adı yok’, engelli kadının adı hiç yok. Toplumun hemen her ferdi kadar, -hatta daha da fazla- bizimde görünmez zincirlerimiz var. Ama zincirleri kırmak, ön yargıya karşı durmak öyle kolay değil: Zaten de bu yönde çabalar çok cılız. Peki birilerinin gölgesinde ‘korumalı’ bir yaşantı bize cazip geldiğinden olabilir mi? Kanımca hayır, bu kadar basit değil. Bir değerlendirme yapalım; hayatı paylaşmayı seviyoruz, duyarsız değiliz, bir duruşumuz, tavrımız var. Yani kendimiziz, çalışıyoruz (bir kısmımız için de geçerli olsa) ve yetersizse de ekonomik özgürlüğü olanlarımız var. Ama daima bir yanımız eksik, tüm bunlar yetmiyor. Sorun cesarette değil; sorun toplumun engelliyi ve kadını ayrı ayrı birer hayvanmışçasına zincire vurduğu, göz ardı edilemeyecek kadar laletli bir gerçekliktedir. Çünkü hala bir yerlerde, töre cinayetlerinin çözülemediği, baskı ve dayaktan kurulu bir gerçekliği sürüyor hayatlarımız. Kadın hala köle ve bunu görüp de umursamayanlarsa, bu işkenceye çanak tutanlardır. "

Engelli olmak nedir ki, işte toplum benim engelim ve bilinsin ki her halimle kendim olmak asıl gururum. Düşünen ve fikir üreten; tavırı ve duruşuyla hayatın içinde olan aydın bir bireyim!

Engelse bir çoklarının özünde pranga, oysa benim bedenimde o bile değil: Varsın engellerimiz mi varmış olsun, kırıp atalım zincirlerimizi, diyebiliyorsak gerçekte bizler engelsiziz.

Entelektüel anlamda düşünüldüğünde kadınların yarısı ‘toplum engelli’ ve bu öylesine benimsenmiş ki, görülemiyor! Özetle analitik düşünce, dolaysıyla algılama yetimizi kaybetmişiz.

'…Bütün zorba hükümdarlar hep dini alet edindiler; Hakiki ulema, dini bütün alimler hiçbir vakit bu zorba hükümdarlara boyun eğmediler. Fakat gerçekte alim olmamakla beraber, sırf o kılıkta bulundukları için alim sanılan, çıkarına düşkün haris ve imansız bir takım hocalar da vardır. Hükümdarlar işte bunları ele aldılar ve işte bunlar dine uygundur diye fetva verdiler. Gerektikçe yanlış hadisler uydurmaktan çekinmediler. Gerçek ve imanlı ulema her vakit her devirde bunların kinine hedef oldu.'...... Mustafa Kemal ATATÜRK

Yine haykırıyorum ki; SÖZ EYLEM DEĞİLSE NEYE YARAR? Biz kadınlar ezilerek sömürülüyorsak, bedenlerimizin kullanım hakkında, eğitimizde, bakışımızda, gülüşümüzde, günlümüzde vs vs yoksa söz hakkımız; elbetteki suç bizim demeye de dilim varmıyor ama, kabul edelim ki ŞUÇ BİZİM. Çünkü ÖRGÜTLÜ BİR TOPLULUK DEĞİLİZ.!

GARDİYANLARIMIZ; babalarımız, erkek kardeşlerimiz, sevgililerimiz,
dostlarımız, eşlerimiz, hatta çocuklarımız, özetle sevdiklerimiz.
Yani toplum öyle bir sistem kurmuş ki, kadına rağmen din, kadına
rağmen siyaset, kadına rağmen kadın ve açılımları gardiyanımız olmuş.
Biz kadınlarsa hala ve ısrarla kör ebeyi oynamakta diretiyoruz!

Mutlu değiliz, sevdiklerimiz örgütlüce ruhumuzu, kadınlığımızı çalıyorlar. Çok az erkek bir yanının, yani eşinin mutsuzken kendilerinin de asla mutlu olamayacağını görebiliyorsa da, bu görüş toplumun genel bakışınca bastırılarak hiçe sayılıyor.

Kadınlarımız ekonomik bağımsızlığı başta olmak üzere, türban gibi
bir çok sosyal olgu ve normlarca bağımsızlığı ellerinden alınarak, savunmasız erkeğe sunuluyor. Analar kendilerini şeytanla eş görerek, kızlarını mutlu olmak ve günaha girmemek adına; her ne olursa olsun, erkeklerine karşı koymamanın öğüdüyle büyütüyor. Yinede erkekler yetiniyor mu tabi ki hayır, çünkü tavizlerde daima bir sonraki adımlar vardır.

Cumhuriyetin kadını olarak eğer gerçek özgürlüğü tatmış olsaydık, emin olun ki BU CAHİLİYE GÜNLERİNİ YAŞAMIYOR OLURDUK: Çünkü o zaman ÖZGÜRLÜK BİZİM VAZGEÇİLEMEZ RUHUZ OLURDU.

Umutluyum yinede, çünkü; esaret kadar ruhumuzu hırsla kamçılayan
daha başka ne olabilir ki, esaret ruhumuzun kamçısı...

Yani demem o ki, kadın görmeye başlayıp da tavrını koymadıkça; birileri daima kadın adına, ama kendi yararına, karar verecek. Dolaysıyla bu tabu asla kırılamayacak.

Kadın önce, Atatürk’ünde ön gördüğü gibi; kendini eğitecek, aydınlanacak sonra bu aydınlık, erkeğe yansıyacak. Ancak o zaman bizlerde zincirlerimizi kırabiliriz. Toplumun geneli sosyo-ekonomik olarak gelişmedikçe, bizim sorunlarımız daima barınma, iş ve aş gibi temel sorunlarca perdelenmiş kalacak. Bu noktada; gelişmiş ulus ve gelişmekte olan ulus anlamında bakabilirsek ki, bende tarafım: Toplumun geneli ağlıyorsa bizim için gülmek, ne derecede gerçekçi demeden edemiyorum.

Gelecek kaygısıdır, bireyleri ve toplumları ileri taşıyan! ! Bir kez daha görüyorum ki, ulusumuz hala aydınlanma sürecini tamamlayamadı. Yine biliyorum ki, neyse güneş kara toprağa; gerçek aydınlanma odur, insanlığa. "

not: basılı yazımdan alıntıdır.
 
dinin kutsamalarından şikayet edenler özgürlükten çok kendi kutsamalarını dayatmaya çalışmasa daha iyi olabilirdi ...
 
Ya siz zindanda mi yasiyorsunuz anlam veremiyorum sükredin ki avrupada yasamiyorsunuz
 
Soru bu:
''Engelli kadın olmak mı zor, engelli erkek olmak mı?''
Bence engelli kadın olmak daha zor.
Bir de engelli çocuğa sahip, engelli bir anne olmak daha da zor.
 
aslında bu konuyu iki düzlemde tartışmalıyız: 1. sosyal/ günlük yaşam 2. cinsel yaşam
sosyal yaşam çok konuşuldu ki bunu destekler devletin istatistik sonucunu kanıt olarak sunuyorum, ki
[FONT=Helvetica]eşitlik mi o da ne? dedirten cinsten! [/FONT]
Engelliler Sitesi - Engelli kadın kamuda neden yok?
Devlet Personel Başkanlığı’nın 2002-2014 yılları rakamlarına göre kamudaki engelli kadın sayısının azlığı göze çarpıyor
[FONT=Arial]
Çalışma Bakanı Faruk Çelik tarafından açıklanan rakamlara göre, 2014 Temmuz ayı (2014 ilk 6 ay) itibariyle; kamuda 7 bin 474 engelli kadın istihdamedilirken, 26 bin 608 engelli erkek istihdam edildi. 2002 yılından 2014 Temmuz ayına kadar kamuda memur olarak istihdam edilen kadın engelli sayısı 40 bin 597 olurken, 161 bin 524 engelli erkek istihdam edildi.İşte istihdam rakamları

Kadın Erkek Toplam

2011 4 bin 232 16 bin 597 20 bin 829
2012 5 bin 739 21 bin 575 27 bin 314
2013 7 bin 32 25 bin 708 32 bin 740
2014 7 bin 474 26 bin 608 34 bin 82

ama bu kısmını yeterince tartıştığımızı varsayarak ve belkide cesaretle birazda 2. cinsel yasamda durum ne tartısalım diyorum.

[/FONT]


maşallah konu yine çok alakasız yerlere kaymış. birkere herkesin dini imanı dünyaya bakış pesfektifi var ne alaka, kim ne dert yanıp bir sey tartısacak olsa hooop din iman, pes artık. bu kadar da olmaz ki yeter gınna geldi. insanın bir dinin olması hayvancasına huşu içinde susması mı demek? insan hiç mi koca ömürde içini dökmek, hiç değilese boşalmak istemez. bir kere olsun isyan etmez insanlık için iyiyi, güzeli, doğruyu istemez, neden bu böyle düzeltemez miyiz allahım yeter demez? bu din denilen her taşın altından çıkan, recim gibi basımıza başımıza atılan taş gibi pencit pilavımıdır_ yoksa din sürekli insan olmamızın önüne konulan engel midir? bırakın insanca yasamayı istemenin adını isyan koymayı artık, dinı uyuzluklarımıza alet etmeyelim. çünki din esasında reformdur yozlaşma değil.
birileri karanlığa gömülmekten memmun aydınlıktan korkabilir, amenna kabul. ama aydınlığı özleyen hakıranlarında sesini yalancı din bezirganlıklarıyla boğmasına göz yumulmasını beklemesinler, yeter. uyduruk dininiz sizin olsun. gercek dinin ne olduğunu sizden daha iyi bilir yasarız. daha fazla karanlık çığırtkalığınızla boğmayın insanlığı...

şu bi gercek elbette ki engelli kadın olmak çok daha zor. "Ülkemizde zaten ‘kadının adı yok’, engelli kadının adı hiç yok. Toplumun hemen her ferdi kadar, -hatta daha da fazla- bizimde görünmez zincirlerimiz var. Ama zincirleri kırmak, ön yargıya karşı durmak öyle kolay değil: Zaten de bu yönde çabalar çok cılız. Peki birilerinin gölgesinde ‘korumalı’ bir yaşantı bize cazip geldiğinden olabilir mi? Kanımca hayır, bu kadar basit değil. Bir değerlendirme yapalım; hayatı paylaşmayı seviyoruz, duyarsız değiliz, bir duruşumuz, tavrımız var. Yani kendimiziz, çalışıyoruz (bir kısmımız için de geçerli olsa) ve yetersizse de ekonomik özgürlüğü olanlarımız var. Ama daima bir yanımız eksik, tüm bunlar yetmiyor. Sorun cesarette değil; sorun toplumun engelliyi ve kadını ayrı ayrı birer hayvanmışçasına zincire vurduğu, göz ardı edilemeyecek kadar laletli bir gerçekliktedir. Çünkü hala bir yerlerde, töre cinayetlerinin çözülemediği, baskı ve dayaktan kurulu bir gerçekliği sürüyor hayatlarımız. Kadın hala köle ve bunu görüp de umursamayanlarsa, bu işkenceye çanak tutanlardır. "

Engelli olmak nedir ki, işte toplum benim engelim ve bilinsin ki her halimle kendim olmak asıl gururum. Düşünen ve fikir üreten; tavırı ve duruşuyla hayatın içinde olan aydın bir bireyim!

Engelse bir çoklarının özünde pranga, oysa benim bedenimde o bile değil: Varsın engellerimiz mi varmış olsun, kırıp atalım zincirlerimizi, diyebiliyorsak gerçekte bizler engelsiziz.

Entelektüel anlamda düşünüldüğünde kadınların yarısı ‘toplum engelli’ ve bu öylesine benimsenmiş ki, görülemiyor! Özetle analitik düşünce, dolaysıyla algılama yetimizi kaybetmişiz.

'…Bütün zorba hükümdarlar hep dini alet edindiler; Hakiki ulema, dini bütün alimler hiçbir vakit bu zorba hükümdarlara boyun eğmediler. Fakat gerçekte alim olmamakla beraber, sırf o kılıkta bulundukları için alim sanılan, çıkarına düşkün haris ve imansız bir takım hocalar da vardır. Hükümdarlar işte bunları ele aldılar ve işte bunlar dine uygundur diye fetva verdiler. Gerektikçe yanlış hadisler uydurmaktan çekinmediler. Gerçek ve imanlı ulema her vakit her devirde bunların kinine hedef oldu.'...... Mustafa Kemal ATATÜRK

Yine haykırıyorum ki; SÖZ EYLEM DEĞİLSE NEYE YARAR? Biz kadınlar ezilerek sömürülüyorsak, bedenlerimizin kullanım hakkında, eğitimizde, bakışımızda, gülüşümüzde, günlümüzde vs vs yoksa söz hakkımız; elbetteki suç bizim demeye de dilim varmıyor ama, kabul edelim ki ŞUÇ BİZİM. Çünkü ÖRGÜTLÜ BİR TOPLULUK DEĞİLİZ.!

GARDİYANLARIMIZ; babalarımız, erkek kardeşlerimiz, sevgililerimiz,
dostlarımız, eşlerimiz, hatta çocuklarımız, özetle sevdiklerimiz.
Yani toplum öyle bir sistem kurmuş ki, kadına rağmen din, kadına
rağmen siyaset, kadına rağmen kadın ve açılımları gardiyanımız olmuş.
Biz kadınlarsa hala ve ısrarla kör ebeyi oynamakta diretiyoruz!

Mutlu değiliz, sevdiklerimiz örgütlüce ruhumuzu, kadınlığımızı çalıyorlar. Çok az erkek bir yanının, yani eşinin mutsuzken kendilerinin de asla mutlu olamayacağını görebiliyorsa da, bu görüş toplumun genel bakışınca bastırılarak hiçe sayılıyor.

Kadınlarımız ekonomik bağımsızlığı başta olmak üzere, türban gibi
bir çok sosyal olgu ve normlarca bağımsızlığı ellerinden alınarak, savunmasız erkeğe sunuluyor. Analar kendilerini şeytanla eş görerek, kızlarını mutlu olmak ve günaha girmemek adına; her ne olursa olsun, erkeklerine karşı koymamanın öğüdüyle büyütüyor. Yinede erkekler yetiniyor mu tabi ki hayır, çünkü tavizlerde daima bir sonraki adımlar vardır.

Cumhuriyetin kadını olarak eğer gerçek özgürlüğü tatmış olsaydık, emin olun ki BU CAHİLİYE GÜNLERİNİ YAŞAMIYOR OLURDUK: Çünkü o zaman ÖZGÜRLÜK BİZİM VAZGEÇİLEMEZ RUHUZ OLURDU.

Umutluyum yinede, çünkü; esaret kadar ruhumuzu hırsla kamçılayan
daha başka ne olabilir ki, esaret ruhumuzun kamçısı...

Yani demem o ki, kadın görmeye başlayıp da tavrını koymadıkça; birileri daima kadın adına, ama kendi yararına, karar verecek. Dolaysıyla bu tabu asla kırılamayacak.

Kadın önce, Atatürk’ünde ön gördüğü gibi; kendini eğitecek, aydınlanacak sonra bu aydınlık, erkeğe yansıyacak. Ancak o zaman bizlerde zincirlerimizi kırabiliriz. Toplumun geneli sosyo-ekonomik olarak gelişmedikçe, bizim sorunlarımız daima barınma, iş ve aş gibi temel sorunlarca perdelenmiş kalacak. Bu noktada; gelişmiş ulus ve gelişmekte olan ulus anlamında bakabilirsek ki, bende tarafım: Toplumun geneli ağlıyorsa bizim için gülmek, ne derecede gerçekçi demeden edemiyorum.

Gelecek kaygısıdır, bireyleri ve toplumları ileri taşıyan! ! Bir kez daha görüyorum ki, ulusumuz hala aydınlanma sürecini tamamlayamadı. Yine biliyorum ki, neyse güneş kara toprağa; gerçek aydınlanma odur, insanlığa. "

not: basılı yazımdan alıntıdır.
 
bayanlar daha fazla etkilenir. erkeklerde etkilenir ama herzaman üstesinden gelmeyi bilir bu birazda engel e bakar kimse darılmasın kimsenin darılmasınıda istemem şahsen

bir kere bu soru çok zor bir soru birimizin yazdığından diğeri etkilenebilir kalp kırmamak ve Düşünüp konuşmak lazım
 
Bu tamamiyle engel derecesi, cevre ve maddiyatla birinci derecede ilgilidir.Köyde geçimini çifçilikle sağlayan bir engelliyle, şehir hayatında masabaşında çalışan bir engelli arasında cok fark vardır.Engellilik kadın ve erkek için zordur fakat iki gönül birleşip zorlukları aşabiliyorsa ne mutlu onlara.
 
Tabiy ki her ikiside zor fakat bu ülkede kadın olmak daha zor !.
 
Engelli çocuğum olacağını bilsem aldiririm benim için bu sorunun cevabı bu kadar net yeter ki benim çektiklerimi
Yada daha kötüsünü yaşamasin
 
kadın için daha zordur bence...
Kadının omuzlarındaki yük daha fazladır. İyi bir anne ( başlı başına bir zanaattır), iyi bir eş , iyi bir çalışan olmak zorundadır kadın. bunların üzerine engelli olmanın getirdiği eksikliği ve toplumunun küçümser tavrını da koyun zaten kırılgan zarif bir çiçek olan kadının açmasını yeşermesini bekleyin ondan sonra.( engelli bir kadının gül olması yetmez. Gül kadar güzel ve zarif, zorluklara da kardelen kadar inatcı ve dayanıklı olması gerekir. )
 
kadın olmak, başlı başına zaten zor bir zanaattir zaten.
değilmiki engelli,
allah yardımcıları olsun.
 
kusura bakmayın ama bazı arkadaşlar aşırı derece saçmalamış,kadını öyle bir anlatmışki,kadın sanki bizim toplumumuzda bir köle,olayı tamamen feminist bir düşünceyle anlatmış,kadın yaşamıyo,kadın gezemeiyor,kadın eglenemiyor,saçma sapan şeylerle koca bir sayfa doldurmuş,sevgili arkadaşlar bırakın bu ayakları,engelli olmak kadın için ne kadar zorsa,erkek içinde o kadar zordur,kadın anne olmak zorundaysa erkekte evine bakma zorunda,hayat herkese zordur,bunu asla unutmayın,önemli olan insanın burda kendini geliştirmesidir.kendinii geliştiremiyorsan bu hayatta ister kadın ol ister erkek ol,hayat sana zor gelir..
 
En azından engelli olmanın zor olduğu konusunda hemfikir olabilmemiz güzel :)
Ben erkek olduğum için bana öyle geliyordur belki ama bence erkek olmak daha zor..
Geleceğe dair maddi kagılarım olmamasına rağmen sevdiğim kızın annesi bu çocuk yatalak kalacak kuruntusu yaptı diye ilişkim sonlanmıştı...
Şimdi evlendim, insan omzunda bir aile kaldırma gücü olsun istiyor. Biliyorsunuz bazen dışa bağımlı kalyorsunuz.. Tavana bir ampulu bile takamayan aile reisi imajı pek hoşuna gitmiyor tabi insanın...
Anlayışlı ailelerimiz ve arkadaş çevremiz olduğu için sıkıntı yaşamıyor olsak da, engelli erkek olmak zor...

Bayan olmak zor mu? muhakkak, hakkını yemeyelim bayanların..
 
en cok zorluk ceken insanlar saksiyi calistiramayanlardir bence:eek: agrilar olmadan gecim sikintisi olmadan az cok yuruyebiliyorsak iste gerisi kolay saksi calisirsa:eek:
kasap o kadar gecim sikintisiz bi hayat yasiyorsun aile reisi ampul takamadigina guldum:eek: ben koklear implantimi aldirdigim zaman basim cok donerdi ampulu takmaya sandalyeye cikarsan dusecen:(kablolu prize takivardim ampulu sabahleyinde zaten baska isler vardi cagirdim elektrikciyi
hasta degilsek para varsa en cokta kendimize guvenimiz varsa satayim hepsini:eek: egitimli toplumda yasarken hicbir engel insana o kadar koymaz
 
Tabii ki engelli kadın olmak zordur. erkek bi şekilde işini görür eder ama kadın için biraz daha zordur bu durum
 
Erkek zor elbette kimisi engelsiz kadin bile zor yazmis nesi zor aksama kadar evde yatiyor kadinlar
 
shukufe;

[SIZE=2][FONT=arial]Modern toplum ve yurdumuzun eski hali nasıldı acaba?[/FONT][/SIZE]
 
shukufe;

ya gülersin öyle :) neyse işallah hergünümüz güler yüzle geçsin inşallah :):cool::cool:
 
zorluk aslinda zorluk olmaktan çikip insanların farklı hor görmesinden ibaret oluşmaktadır utangaçlik çekinme tamamen daha önceki yillarda yaşamiş olduğumuz hor görülmenin etkisidir yurtdişinda normal insanlar gibi görürüler o yüzden orda pek sorun yok türkiyede farklı görüyorlar çok sorunlar çikiyor
 
erdalakbay;

Hop dedik çalışan kadınlarımız var hem çalışıp hem engelli hem çocuklu ama erkeğe daha zor çünkü bakmakla yükümlü bir eşi ve evladı olacak veya bakıyordur ama kadın da erkeğin yetmediği yerde çalışmayı düşünüp izin alıp eşinden çalışıyordur yok mu sanki öyle engelli evli bireyler bekar engelliye her şey toz pembe hayal kuruyor memur olayım diye benim gibi :D
 
ha erkek ha kadın ne fark eder her iki cins içinde yan gelip yatma (artık bu yan gelip yatma nasılsa benim bildiğim engellinin eve hapsolmasıdır o) hiçte keyifli birşey değil.gelelim konuya bence normal sağlıklı bi bayan için bile çok zorken mücadele etmek bu kadar çirkinleşmiş dünyada bir engelli kadın için artık siz düşünün baylar :)
 
papatyacim;

tebrik ederim çok güzel yorumunuz var,hayat herkes için zordur,ama erkekler için biraz daha zordur,çalışmayan kadına kimse zorla çalış diyemez,ama erkek evine ve eşine bakmakla yükümlüdür.ama lkadın ve erkek birbirlerine yardımcı olurlarsa,hayat ikisinede kolay gelir:D
 
ben şahsen engelli bir kadınla evlenmek isterim kendim gbi.çünkü bizi bizden iyi anlayan yok bazen öyle şeyler oluyorki o anda ölmek istiyorsunuz hayattan kndinizi soyutluyorsunuz
 
modern toplumlarda, yurdumuzun eski halinde kadin erkek farketmiyordu. zorluk her yerde ayniydi.ama ilkellesen, gericilige adim atan, seriat duzenine gecmesin ramak kalan turkiyemde artik engelli kadin lmak zor hemde cok zor olacak.cunku kadinlar is sahasinda Kabul edilmeyecek.toplum hizla erkek egemen topluma donusuyor. buda engelli kadinlar es bulamayacak, yani biryerlerde evlenmek erkek beslesin beni diyen kafalar varya onlar zaten secilmeyecegi icin ac kalacaklar, kendi kendilerine yetmeleinede firsat verilmeyecek, bu boyleartik engelli kadinlara hayat cok zor olacak turkiyemde.
Hic bir modern toplum Islamin kadina,engellige,zayifa ve s.. verdigi hukuk ve dikkati veremeyib ve veremeyecek.Siz sahte muselmana bakib da"seriat budur,din budur"demeyin,dine dindara bakib da kiymet verilmez,dindar dine göre deyerlendirilir...Asl dini arasdirin,gerceyi goreceksiniz zaten.Olke gercek bir seriat duzenine gecse emin olun ne kadinlarin,ne de engellilerin haqqi tapdanamazdi.
 
kadın olmak zor.çünkü erkek engelli olsada kadın kabulleniyor ama erkek kabullenemiyor.
 
bence erkek olmak daha zor erkek çalışıp evine bakmak zorunda çoluğuna çocuğuna hiçbişeyi eksik etmek istemez ailesini hep 4x4 lük yaşatmak ister buda engelli olunca biraz daha zorlaşıyor hatta baya bi fazla zorlaşıyor kadın engelli olsada yine erkeğe göre fazla bir sorumluluk sahibi değil dediğim gibi erkek evin direği engeller direğin ayakta durmasını çok zorlaştırır
tam benim düşüncemi ifade etmişsiniz bir ayrı mesele de birazda engeline görede değişebilir
 
Üst Alt