Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Eshat] Menfaatlerin başladığı yerde dostluklar biter...

Evet haklısın arkadaşım...
 
Bir hayat klasiği

Yaşamış olduğumuz çevremizde insanlara baktığımız zaman genel itibarıyla insanların rutin işlerle uğraştıklarını görürüz. Tabi bu genel anlamda bir değerlendirmedir. Hayatını çok değişik güzelliklerle süsleyerek kendisi ve çevresindeki insanlar çeşitli güzellikler yaşatan insanlarda mevcuttur.

Hayatımızı renkli kılabilmek birazda bizim elimizdedir. Çünkü yaşamış olduğumuz hayatımız, yine yaşamış olduğumuz olaylara göre şekillenmektedir… Tabi bunun güzel ve iyi yönleriyle değerlendirmek bizi daha mutlu edecektir. Fakat nedense biz insanlar olayları hep kötü yönleriyle değerlendiririz. Sanki mutlu olmak istemiyormuşuz gibi…

Bütün insanlar genelde şu söylemi dile getirirler. “Şu üç günlük dünyada kimseyi kırmaya değmez… Mutlu olmayacak ne var ki;” gibi… Oysa şimdiki ortamlara baktığımız zaman insanların hiçte söyledikleri gibi hareket etmedikleri açık ve net bir şekilde görülmektedir. Bunların genelde söylemlerde kalması da üzücü dür.

Bizlerin de kendimizi ve çevremizdeki insanları mutlu edecek güzellikleri görerek hem kendimize, hem çevremize pozitif enerji vermemiz birçok güzellikleri yaşamak adına örnek bir davranış olacaktır. Hayatımızda her zaman olayları iyi yönleriyle güzel bir şekilde analiz ederek değerlendirmek herkes adına yararlı olacaktır.

Hayatımızdan güzelliklerin eksik olmaması temennisiyle…
 
Hayattan insana değerr vermek çok önemlidir. Tabi değer verirkende kendinede değer verildiğini hissetmek gerekmektedir. Burada karşılıklı bir değer verme söz konusu ise değerler daha iyi anlaşılır.

Bazı değerler vardır ki; insan için çok önemlidir bu değerlerede saygı göstermek gerekmektedir. Aynı zamanda birilerine değer vermeden değer beklmek sanırım biraz bencillik olur. İşte olayaı bu yönüle değerlendirdiğimiz zaman daha mantıklı bir düşünce ortaya konulabilir. Karşımızdaki kişinin konumu ne olursa olsun verdiğimiz değer her zaman için o kişinin gerçekleştirdikleriyle ölçülmelidir. Yani mevki ile makam ile ölçülen değerler insanı yanıltır.

Hayatta her zaman değer verebilmek ve değer bulabilmek temennisiyle...
 
Sevgi...

Sevgi sözcüğü ilk duyulduğu anda bile insana gerekten mutluluk veren bir sözcüktür. Kimi sevdiğine sevgisini anlatır, kimi duygularını anlatır, kimide içinden geldiği gibi haykırır sevgi sözcüğünü...

Sevgi insan hayatının vazgeçilmezidir. Birçok güzellikler sevgiyle başlar sevgiyle devam ederek gider. İşte biz insanların çok ihtiyaçları olduğu sevgi kelimesinin anlamıda çok büyüktür. İnsanın yaşam kalitesini artıran, insanın güzel duygularla yaşamasını sağlayan, insanı insan yapan sevgi hayatımızdan hiç eksik olmamalıdır. Sevginin değerini kıymetini bilerek sevgiyi öncelikle kendi yüreğimizde hakettiiği yere getirebilmeliyiz.

İnsanlar için önemli bir ihtiyaçtır sevgi... yaşama en güzel değerleri katarak, insanları bam başka deryalara götürür sevgi...

Dilinizdeki sevgi sözcüğünün ve hayatınızdaki sevginin hiç eksilmeyerek devam etmesini diliyorum.

Sevgiyle yaşayın, sevgiyle kalın...
 
İbret alınacak gerçek bir öykü…

İbret alınacak gerçek bir öykü…

O zamanlar özel sektörde çalışıyordum. Daha yeni işe başlamıştım. Tabi ben özel sektörde işe başlarken engelli kadrosundan girmedim. Fakat engelli kadrosunda yaklaşık olarak 30 kişi falan çalışıyordu. Beni öyle bir işe verdiler ki; tam görmeyle alakalı bir iş, ben kısmen görme engelli olduğum için sıkıntı yoktu. Yani işimde de oldukça başarılıydım. Bunun üstüne zaten 4 ay sonra vardiya sorumlusu (ustası) oldum. Kendi çalıştığım vardiyanın ustası olduğum için bütün arkadaşları da tanıyordum. Bundan dolayı iyi bir ekip olarak güzel bir çalışma ortamı oluşturmuştuk.

Engelli olanları ise, eşit olarak her vardiyaya dağıtmışlardı. Fakat engelinden dolayı vardiyaya gelemeyecek olan kişilerde, sürekli olarak gündüz vardiyasında çalışıyorlardı. Tabi vardiyada çalışan kişilerde engeline göre uygun olan işlerde çalıştırılıyorlardı.

Bir gün işletme şefimiz, bütün vardiya ustalarını toplayarak bir toplantı düzenledi. İşletme şefimiz önce kendisi kısa bir konuşma yaptı ve daha sonra herkesin sorunlarını anlatmasını istedi. Herkes sorunlarını anlatırken sıra bayan olan bir usta arkadaşımıza geldi. Arkadaşımız kendi vardiyasıyla ilgili sorunları anlattı. O arkadaşımızın vardiyasında çalışan ve engelli olan kişilerden verim alamadığını vurguladı. Bu sorun benim dikkatimi çekti. İşletme şefimizde eğer verim alamıyorsak müdürle görüşeyim, gerekirse tazminatlarını verelim, işten çıkartalım dedi. O an böyle bir şeyin olması beni o kadar üzdü ki, anlatamam. Sadece engelli değil, normal kadroda çalışan bir kişinin dahi işten çıkartılması beni üzerdi. Sonra sıra bana geldi. Ben kendi vardiyamla ilgili sorunları aktardıktan sonra, engelli olan arkadaşları, işten çıkartmak yerine ben kendi vardiyamda çalıştırabileceğimi söyledim. Arkadaşlara böyle bir fırsat verelim dedim. İşletme şefimizde bu öneriyi olumlu karşıladı. Bu arkadaşlarımızdan 2 tanesi benim vardiyama geçti. Ekip olarak çok güçlü ve organizeli bir ekip olduğumuz için, bu arkadaşlarda o ekibe ayak uydurarak, güzel bir çalışma ortamı sağlandı. Tabi ay sonlarında herkesin üretimleri oransal olarak belli olduğu için, benim üretimimde bırakın düşmeyi, çok daha verimli bir ay oldu. Yani insanları idare ederek, insanları iş konusunda iyi bir şekilde yönlendirmek çok önemlidir. Tabi çalışma arkadaşlarımın fedakârlığı da en az bunun kadar önemlidir.

Daha sonra o bayan olan vardiya sorumlusu arkadaşımla bu konuyu görüştük. Ben kendisine böyle bir şeyi gündeme getirmesinin yanlış olduğunu söyledim. Engelli diye, zayıf ve güçsüz diye, insanları sınıflandırmanın yanlış olduğunu belirttim. Tabi bu arkadaşımla bu konu da benimle hemfikir değildik. Belki iyi niyetliydi, ama ısrarla engelli insanların bu tür işlerde çalışmasının uygun olmadığını savunuyordu. Ben de zaten fazla ısrar etmedim.

Aradan yaklaşık olarak bir yıl falan geçmişti. Ben daha işten saat gece 12:00 de çıkmıştım. Yani o bayan arkadaşıma vardiyayı teslim ettim, eve geldim. Yattım uyumak üzereydim bir telefon geldi. Arayan işyerindeki güvenlikçi arkadaşlardı. Araba gönderiyoruz hemen işyerine gel, işlere bakacak kimse yok dediler. Bir anda şaşırdım! Ben vardiyayı arkadaşa teslim ettim dedim. Ne oldu bir şey mi var? Dedim. Sen gel dediler. Neyse işyerine gittim. Gördüklerim karşısında şok oldum. O an ki; manzara insanın tüylerini diken diken edecek kadar dehşet vericiydi. Bayan olan vardiya sorumlusu arkadaşımız, geçirmiş olduğu iş kazasında elinin bileğine kadar olan kısmını, makine içine almış. Öyle bir şekilde olmuş ki; elinin kemiklerinin, her bir parçası pirinç tanesi kadar olmuş. Etraftaki kan izleri, makinedeki yapışmış olan kemik ve et parçaları hâlâ güzümün önünden gitmiyor. İnsanların korku dolu bakışları, olayın etkisinde kalınarak düşülen psikolojik durum, insanlarda etkin bir şekle görülüyordu. O arada kendi arkadaşının öyle bir durumda olduğunu görmek insanı o kadar etkiliyor, o kadar ürkütüyor ki; gerçekten çok kötü oluyor. Bu karşılaştığım durum benim hayatımdaki en üzücü ve en etkileyici anlardan birisi olarak hafızamda yer etmiştir.

Tabi arkadaşımızı hastaneye göndermişler. Bütün herkes işyerinde olayın şokunu yaşıyordu. İnsanların o durum karşısındaki duygularını anlamak ve bazı şeyleri anlatmak çok zor oluyor. Adeta sözün bittiği anlar oluyor diyebilirim. Ben o gün sabaha kadar işyerinde kalmak zorunda kaldım. Sabah işten çıkınca direk olarak hastaneye gittim. Tabi ailesi, akrabaları bütün herkes oradaydı. Hepsi üzüntü içerisindeydi. Annesinin o anki hali çok kötüydü. Kadın gözyaşları içerisinde bir köşede sessizce ağlıyordu. Arkadaşımızla görüştüm. Geçmiş olsun dedim. Zaten kendisi pek konuşacak durumda değildi. Gerçekten zor bir durumdu. Aradan birkaç gün geçtikten sonra, işyerindeki arkadaşlarla hep beraber arkadaşımızı hastaneye ziyarete gittik. Arkadaşımız bizi görünce gözyaşlarını tutamadı. Bütün arkadaşlar kendisine teselli olmak için içlerinden gelenler söylediler. Tabi o an duygular çok yoğundu. Hatta bazı bayan arkadaşlımın gözyaşlarına hâkim olamadıklarını gördüm.

Aradan yaklaşık olarak 4 ay falan geçti. Arkadaşımız işyerine döndü. Tabi eli olmadığı için vardiya ustalığı yapamıyordu. Birkaç gün benimle çalıştı. Benim vardiyamda çalıştığı süre içerisinde, bütün arkadaşlar gerekli hassasiyeti göstererek, arkadaşımızı hayata bağlamak adına, herkes üzerine düşeni yaptılar. Daha sonra arkadaşımızı idari kısma aldılar. Orada kendisine uygun bir iş verildi. Aradan biraz daha zaman geçtikten sonra, işyerimizin sahibi arkadaşımızın elinin yerine protez kol taktırdı.

İlerleyen zaman içerisinde, bir gün bu arkadaşımız benim yanıma gelerek şöyle bir şey dedi; hatırlıyor musun? İşletme şefiyle yaptığımız toplantıyı, o toplantıda engelli olan kişilerden verim alamadığımı söylediğim günü dedi. Ama bunu söylerken de gözyaşlarına hâkim olamadığını gördüm. Ve devam etti, Aslında sen beni uyarmıştın fakat ben daha fazla üretim için, seni dinlemedim dedi. Bir süre ağlamaktan konuşamadı. O an geçmişte yaptığı hatadan dolayı kendisini suçluyordu. Bu durum karşısında bende aşırı bir duygu yoğunluğu yaşadım. Bende kendisine her insanın hata yapabileceğini, fakat bu saatten sonra bunları düşünmenin hiç kimseye bir yarar getirmeyeceğini anlattım. Kendisine teselli vermeye çalıştım, ama bir noktada sözlerin kifayetsiz etmediğini gördüm. Yani kendisini suçlama psikolojisini yenemediğini gördüm. Ama ilerleyen zaman dilimi içerisinde bazı olayları daha iyi anlatma fırsatı buldum.

Arkadaşımız bütün bu yaşadıklarına rağmen hayatta mücadele etmesini başarabildi. Yani sonradan engellide olsa, yaşanan olayların etkisinden kurtulabildi. Aynı zamanda çok neşeli ve güler yüzlü bir arkadaşımızdı. Engelli olduktan sonra da yine kendisinin yüzündeki tebessümü hiç eksilmedi. Zaten bu çok önemliydi.

Daha sonra benim en iyi arkadaşlarımdan birisi oldu. Hatta ben kendim için sağlık kurulu raporunu almayı ve birçok engelli haklarının nasıl olduğunu onunla birlikte araştırarak öğrendim.

İşte olayları şöyle bir özetleyecek olursak, “hayatta insan ne oldum dememeli, ne olacağım demelidir.” Bu örnekte de olduğu gibi insanın hayatta başına ne geleceği hiç belli olmuyor. Hiç kimse ben sağlıklı bir insanım, bana bir şey olmaz dememelidir. Engellileri küçük görmemelidir. Engellilerinde bu toplumda herkes gibi yaşamaya haklarının olduğunu bilmelidir. Bunu düşünerek! Hareket etmelidir. Zira yarın engelli olmayan bir insanın kendiside engelli olabilir veya en sevdiklerimizde engelli olabilir, bunu iyi hesap ederek olaylara geniş bir açıdan bakmalıyız. Şunu da iyi bilmeliyiz ki, “Son pişmanlık asla fayda vermiyor.” İşte bunun için olayları değerlendirirken sadece kendimizi değil, karşımızdaki insanı da düşünerek geniş bir yelpazeden bakarsak, doğruları görmemiz ve anlamamız daha kolay olabilir.

Hayatta hiç kimse engelli olmasın. Fakat herkes engelliyi anlasın.
 
Bugün bir başkayım...

Sanki yaşadığım dünya bir farklı, hayat bir garip bakıyor bana, anlam veremediğim duygularımın tarifi imkansız... İmkansız olan bir şey daha var. O da içimde yaşayan ve ebediyyen yaşayacak olan hayallerim. Belki hayalperest değilim. Ama her insan kadar bende hayal kurarım. Nedensiz, sebepsiz de olsa;

Bak yine batıyor güneş, işte bu güneş gibi sönen umutlar, yıkılan hayaller varya; bitmek tükenmek bilmeyen, içimden gitmeyen hayaller varya; Senin sensizliğin içimde bir ulaşılmazı temsil ediyorsa ve sen çok uzaklarda hemde çok uzaklardaysan... Bunu düşünmek bile beni kahretmeye beni ürkütmeye yetiyorsa. Şimdi yaşadığım duygularımın anlamını bir bilsen, sen olmadan seni yaşadığımı bir görsen... Ama biliyorum bunlar bile benim için bir hayaldir. Ve ben sana sevgilim bile diyemiyorum! Zira buda benim için yalandır.

Hani bazı gerçekler vardır ya! İnsan zamanla kabullenmek zorunda kalır. İşte bende öyleyim. Bunu sen de biliyorsun ki;ve eminim sende öylesin ki; bu sevgimiz en azından içimizde olsun bitmedi, bitmeyecektir....
 
Menfaatlerin başladığı yerde, dostluklar biter...

Günümüz dünyasına basit bir gözlemleme yapacak olursak, insanların maddi çıkarları çerçevesinde birbirleriyle dostluklar kurma eğilimlerinde olduğunu görmemiz sanırım çok da zor değildir. Aslında gümümüzün acı bir gerçeğidir. İnsanlarla menfaatler doğrultusunda değilde gerçeketen değer bulduğumuz içim dostluklar kurmak gerekir. Zira bu şekilde olmazsa o zaman insanların gerçek değerleri anlaşılamaz. Yani hak eden insana hak ettiği değeri vermemiş oluruz. Diğer bir deyimle bizde hakettiğimiz değeri bulamamıış oluruz.

Yapılan işlerde menfaarler önplandaysa o dostluğun ömrüde mendaatlerin sürdüğü kadardır. Menfaatler bittiği zaman dostlularında bitmesi anlamını taşır. Oysa bizlerin samimi, içten ve candan dostluklara o kadar ihtiyacımız var ki; işte olayı bu boyutuyla değüerlendirdiğimiz zaman gerçek dostlukların önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Gerçek dostluk kendi çıkarından çok dostunun çıkarını düşünmektir. Fedakarlığı, özveriyi, hayatı, acısıyla ve tatlısıyla paylaşmaktır. Sevginin, saygının ve seviyenin en güzel şekilde yaşatıldığı dostluklardır.

Hayatımızda en güzel dostlukları yaşayarak, hayatta güzel günler yaşamak temennisiyle....
 
Hayatı sevgi üzerine kurmak.

Yaşadığımız hayatı sevgi üzerine kurarak, çok daha güzel bir açıdan görmemiz mümkün olabilir. Hayatın her yerinde, her zaman bazı güzellikleri yaşamak ve yaşatmak mutluluk adına umut verici gelişmeler olarak nitelendirilebilir. Hani umutlar zirvedeyken insan bir başka heyecanlı olur. Adeta etrafına gülücükler saçar. İşte bizimde hayatımızdaki güzellikleri sevgiyle besleyerek, etrafımıza sevgi ve güzellik verebilmek çok güzel olacaktır.

Sevginin hayatımızdan hiç eksilmeyerek çoğalması demek, bizim yanımızda çevremizdeki insalarıda sevmek anlamına gelir. Hayatta her sevgi bir anlamı ifade eder. Anlamlı olan herşeyde güzeldir. Bütün bu güzellikleri hayatımızda sevgiyle birlikte yaşamak gerekir.

Hayatımızda sevgi hiç eksik olmasın...

Sevgiyle kalın.
 
Derinlere işlenmiş

Sevgiyle yaşayarak, Sevgiyle ölmek,
Hiç dayanır mı bilmem buna yürek?
Var mı bizim sevgimize bir hiç örnek?
Ayrılsak işte sevdiğim biz severek.

Sevgi içimizde bir ateş gibi yanıyorken,
Birbirimizden hiç ayrılmayız derken,
Neden? Sevdiğim bu ayrılık çok erken,
Bitti işte sevdiğim biz ayrılmayız derken.

Hani o günler ne kadar güzelmiş,
Meğerse benim için çok değerliymiş,
Senin sevgin benim içime yerleşmiş,
Çıkmıyor işte çok derinlere işlenmiş.

Eshat
 
hocam menfaatlerin başladığı yerde dostluklar bitermiş diyorsun ama. aşkta bir menfaat değilmi şiirlerin aşka dönük senin ondan beklediğin aşkına karşılık vermesi ve aşk menfaati değilmi be hocam
 
Değerli arkadaşım herşeyden evvel yorumunuz için teşekkürler...

Aşk bir insanın içinde, karşılıklı ya da karşılıksız olarak yaşadığı, fakat insanın elinde olmayarak içinde hissettiği farkılı bir duygudur.

Aşık olmakla, dostluk kurmak benim için iki ayrı kavramdır. Elbette ki; ikisininde ortak değerleri ve ortak noktaları mevcuttur. Lakin bir insanla arkadaş olmak, dost olmak, insanın isteği dahilinde gerçekleşir. Siz de takdir edersinizki; hiç kimse sevmediği bir kişiyle dostluk veya arkadaşlık kuramaz. Zaten zorla arkadaş olunmaz. Zira aşka gelince, bir insan ilk anda gördüğü bir kişiye veya ilk anda hiç sevmediği birkişiye aşık olabilmektedir. Aşık olacağın kişiyi seçme olnağın ya hiç yoktur, yada çok azdır.

Aşık olma noktasındaki menfaat olayına gelince, elbette bir karşılık beklendiği için bir menfaat söz konusu olabilmektedir. Zaten benim buradaki bütün yazılarımın hepsinin başlığı bu değildir. Bu sadece ilk yazdığım konunun başlığını oluşturmaktadır.

Oysa ben burada birçok konuyu yazmaktayım. Örneğin: Memleket hasreti, aşk, sevgi, umut, yaşadığım olaylar....vs.

Umarım istediğiniz cevabı verebilmişimdir...
 
sorunda o değilmizaten eshat kardeşim.bir yazarın yada yazı yazanın şahısları sevmeme gibi bir şansı yoktur ki. İNSAN İYİDİR KÖTÜ OLAN ONU ŞARTLARA GETİRENDİR. belkide kötü gördüğümüz insanda onun öyle olmasına bizimde bir katkımız olmuştur bilemeyiz ki.
 
Sevgi olayı elbetteki; insanlar arasında çok kuvvetli bri bağdır. Bunun için her insan sevebilir.

İnsanların kötü olmasında herkesin kendisini sorgulamasına gelince biz toplum olarak başkalarını sorgulamaktan, kendimizi sorgulamaya zaman bulamıyoruz. İnsanları dış görünüşüyle veya daha değişik önyargılarla bakmaktansa geniş bir yelpazeden bakarak değerlendirmemizi ona göre yapmamız doğruları görmemiz için en doğrusu olacaktır.
 
Birşey var...

Birşey var, ruhumun derinliklerinde anlatamadığım.
Birşey var, içimden söküp de hiç atamadığım.
Birşey var, hayatıma katmak isteyipte katamadığım.
Birşey var, yapmayı çok isteyip de yapamadığım.

Birşey var, içimde heyecanla bekleyerek tuttuğum
Birşey var, güzümün önünden gitmeyerek baktığım
Birşey var, her zaman hayalde olsa umutla baktım
Birşey var, hiç kimseye anlatmayarak içime attığım

Eshat
 
Bu akşam vakti yine sen aklımdasın
Hayalinle her zaman karşımdasın
Bitmek bilmeyen umutlarımdasın
Hayatımda hep sen va sen varsın.


Var olan umutlar hiç sönmesin
Sevgiler umutlar hayatta bitmesin
Herkes mutlu olsun sevsin sevilsin
Bu üç günlük dünya sevgisiz bitmesin.

Eshat
 
Sevgiler…

Şöyle bir baktım da kendi kendime,
Kıyasladım kendimi önceki halimle,
Hiç sığmıyordu adeta içim içime,
Bütün sevgileri yaşardım içimde.

Sevgi içimde baharı temsil eder,
Benim için bir “Gül’ü” simgeler,
İçimdeki o gül her şeye değer,
Değerleri bilmek gerekmiş meğer.

Zaten sevdiğini kaybedince anlıyorsun,
Değerini kıymetini o zaman biliyorsun,
Hak ettiği değeri bütün kalbine veriyorsun,
İşte o an sevdiğinin değerini anlıyorsun.

Neden sevgiler bitince daha da yücelirler?
Sevenler ayrılınca daha mı çok severler?
Sevginin değerini ayrılıkla mı ölçerler?
Oysa dünyada en büyük değerdir sevgiler.

Eshat
 
Aşkımız Bitmesin

Yine bir akşam vakti hayalimdesin,
Yüreğimin sana özel köşesindesin,
Sen benim için çok ama çok değerlisin,
Bitmesin sevdiğim bu aşkımız bitmesin.

Biz seninle bu aşk bitmez demiştik,
En büyük yeminleri aşkımız için etmiştik,
Aslında biz ayrıldığımız gün bitmiştik
Bitmesin sevdiğim bu aşkımız bitmesin.

Eshat
 
Hasretin Vuslatı

İçimdeki hasretin vuslatı olur mu bilmem?
Bu hasret gözyaşları diner mi zannetmem?
İçimdeki bu hasretle güzellikleri fark etmem,
Ben sevdiğimi hiçbir zaman terk etmem.

Sevmek hayatta bütün güzellikleri yaşamaktır,
Mutluluğun en yüksek zirvesine ulaşmaktır,
Ulaştığın o zirvede tutunarak kaynaşmaktır,
Sevdiğinle en güzel duyguları paylaşmaktır.

Eshat
 
Unutmayalım

Ruhumun derinliklerinde sen varsın,
Yüreğimdeki umutları bağlayansın,
Bu dünyada yaşamamı sağlayansın,
Benim hayatımda tutunacak dalımsın.

Bütün güzellikleri yaşamak çok zor olsa da,
Senin sevgin bana hasreti anımsatsa da,
Sen benden çok uzak diyarlarda olsan da,
Kalbimde ki yerin çok ayrıdır sen unutsan da.

Ama eminim sen de beni unutmadın,
İçinden tek kelimede söküp atmadın,
Kader işte sevdiğim ne yaparsak yapalım,
Bitecekse bitiyor. Ama biz bizi unutmayalım.

Eshat
 
Değerli arkadaşım;

Herşeyden evvel güzel güzel dilek ve temennilerinzden dolayı teşekkürler...

Her ne şekilde olursa olsun o güzellikler sizin güzel görmenizdendir..
 
Gerçek dost

Bir dost arıyorum gerçekten sevecek,
Bütün yüreğiyle gerçek mi gerçek?
Her an değer verecek, kıymet bilecek,
İşte benim için dostluk böyle bir gerçek.

Böyle gerçek dostlar çok zor bulunur
Dostlar için yürekler ortaya konulur
Yüreksiz olan insandan dost mu olur?
İşte benim için gerçek dostluk budur.

Hayatta gerçek dost diye sarılırsın,
Gerçekleri görünce çok yanılırsın,
İşte o zaman gerçek dostunu ararsın,
Sende gerçek bir dost olmaya var mısın?

Eshat
 
Umutlu ol

Bir umut, bir hayal, bir gelecek,
Bir gün hayatımızda şekillenecek,
Her zaman gerçek olan gerçek,
Mutlaka bir gün gerçekleşecek.

Umutsuz olma, hayatı yaşamalısın,
Bütün dertleri kederleri aşmalısın,
Önce kendin inanarak başlamalısın,
Yüreğinde hep bir umut taşımalısın.

Umutsuz yaşanmaz sende biliyorsun,
Hayattın da neden her şeyi siliyorsun?
İçindeki umutları bir bir bitiriyorsun,
Boş yere bu hayatı zindan ediyorsun.

Eshat
 
Arkadaş

Şu kalp kırıldıysa affeder mi bilmem?
Ben arkadaş dediğim arkadaşımı silmem
Kalbimi kırsa da onu hissetmem görmem
Arkadaşıma ben asla kahretmem ve küsmem

Benim için arkadaşlığın tarifi yürektedir
Arkadaş denilince sözler tükenmektedir
İçimdeki sevgiyi hissetmesi gerekmektedir
Hissetmiyorsa gerçek arkadaş değil demektir.

Eshat
 
Yaşamaksa sevdiğim

Bir umut deryasında kayboluyorum,
Hayatımda umutlarım için yaşıyorum,
Senin sevgini içimde hep taşıyorum,
Yaşamaksa bu sevdiğim ben yaşıyorum.

Hiç kimse senin kadar sevmedi beni,
Senin sevginin kalbimde ayrıdır yeri,
Şöyle dönüp de bakarsan bir geri,
Sevdiğin hala bekliyor sevgisiyle seni.

Seni seven şu yüreğimde sen varken,
Viran olmuş yüreğim hasretle beklerken,
Benim güzel sevdiğim yanımda yokken,
Yaşamaksa sevdiğim yaşıyorum işte ben.

Eshat
 
Mutluluk güzeldir

Bugün o kadar mutluyum ki anlatamam,
Bu mutluluğuma en ufak keder katamam,
Bir ömür boyu bu mutluluğu unutamam,
Ben bu mutluluğumu içimden atamam.

Mutlu olmak gerçekten çok güzeldir,
İnsanın içinde adeta bir başka özeldir,
Bütün mutluluklar yaşanıyorsa güzeldir,
Benim içimde ki mutluluk ise bana özeldir.

Eshat
 
Bir gurbet akşamıydı

Hüzünlü bir gurbet akşamıydı yaşadığım,
İçimdeki dertlerle, kederlerle ağladığım,
Yüreğimde ki sevinçleri arayıp bulamadığım,
İşte bunlar benim yaşayıp da anlatamadığım.

Hayat çok güzel gerçekten yaşamaya değerse,
Değer verdiğin hayat sana da biraz değer verse,
Bitecektir zaten bütün dertler, kederler istenirse,
Umut denilen umutlarımız içimize yeşerirse…

Eshat
 
Bütün dertler

Bütün dertler hüzünler doldu içime,
Gelmeyin dertler gelmeyin üstüme,
Söylenecek ne bir söz, ne bir kelime,
Bırakın yeter artık, beni kendi halime.

Bir insanın üstüne bu kadar gelinmez,
İnsan olan insanı bu kadar da üzmez,
Üç günlük dünyada kırılmaya değmez,
[FONT=&quot]İnsanları kırarak eline bir şey geçmez.

Eshaat
[/FONT]
 
İçinden geldiği gibi.

Hayatı içinden geldiği gibi yaşamalısın,
Bütün koyduğun hedefler için çalışmalısın,
Hayat çok zor ama sen buna alışmalısın,
Yaşayabildiğin kadar mutlu yaşamalısın.

Her mutluluk insan için bir umudu getirir,
O umutları insan içinde büyütür, yeşertir,
Bunun anlamı mutluluğun değerini bilmektir,
Mutluluğu yaşayarak hayata gülmektir.

Eshat
 
Sevginin değer

Aşk insanın içinde bitmek bilmez,
Bir girmişse yüreğine artık silinmez,
Âşık olan insana sözler kar etmez,
Sevdiğinden başkasını asla göremez.

Sevgi işte insanın gözünü kör edermiş,
Yaşanan sevgiler işte böyle güzelmiş,
Bütün dünya sevgiye çok değer vermiş,
Vermeyenler ise zaten hiç sevmemiş.

Sevmeyen insana diyecek sözüm yoktur,
Sevginin benim için anlamı hep çoktur,
Mutlu yaşamak içinse asla sınır yoktur,
Sevginin değeri her an sevgiden çoktur.


Eshat
 
Üst Alt