Arkadaşlar biraz uzun olacak lütfen dikkatli okuyun. Çok dua ettim, sakin kalmaya çalıştım ve muaf olup eve döndüm.
Ben 05.01.2023 tarihinde Manisa komando eğitim birliğinde askerliğime başladım. Girişte psikolojik tedavi aldınız mı sorusuna doğru cevap verme açısından anksiyetem için kısa bir dönem tedavi aldığım için evet dedim. Ondan sonra orada kısa bir görüşme ve bölüklere ayrıldığımızda bölük komutanı yanına çağırıp sorunun ne falan diye sordu. Konuşma bozukluğu ve anksiyete+depresyonumdan bahsettim. Baskı durumlarında tekmil bile veremiyorum dedim. Bana çok abartıyorsun kıtaya çıktığında ne yapacaksın falan dedi. Kafamı eğdim. Sorunu kendileri yaşamıyor ya. Ondan bu kadar rahatlar. Beni revire, revir de beni psikiyatriye sevk etti konuşma bozukluğundan. Manisa ruh hastalıkları hastanesinde doktora çıktım ve konuşurken hiçbir takılma yaşamadım doktorla. Çünkü doktor beni dinliyor, görüşlerime değer verdiğini hissediyordum. Orda bana bir ilaç yazdı. Acemi birliğime geri döndüm. Benden sonra tedavi olanların ilaçları geldi benimki gelmedi. Ama ben kendimi zorlayarak oradaki askerin eğitimimi tamamlayıp usta birliğim olan Tekirdağ'a gittim. Bilen bilir Trakya genelde sürgün yeridir.
Sırf psikiyatr öyküm olduğu için oraya verildiğimi düşünüyorum. Aslında pek çok insana göre daha kalifiye idim. İster narsizm ister kendinin farkında olmak diyin.
YAZI OKUMAYA ÜŞENENLER HAVA DEĞİŞİMİ VE MUAFİYET BURADA BAŞLIYOR
Usta birliğime başladım. Orda da geçmişte psikolojik tedavi aldınız mı sorusuna evet dedim. Rdm asteğmenleri sorun olursa bizimle iletişime geçin falan dedi. Daha sonra katılış muayenesi için revire çıktık. Tabip binbaşı rdm ile görüşmesi uygundur dedi. Şansımıza o zamanlar denetim olduğu için astekler atışa gitmişti ve rdm ile görüşemedim. Bölük komutanına da böyle söyledik. Bölük komutanı genel danışmanlık yaparken yanına çağırdığında konuşma bozukluğum olduğunu bundan dolayı psikolojik de sıkıntılar çekebildiğimi ama yardımcı olurlarsa askerliğimi yapabileceğimi söyledim. O da merak etme bir şey olmaz sen burda kalacaksın değil mi bak diye sordu. Evet dedim bitirip gitmek istiyorum. Nereden bileyim bizim kışladan hep muafiyet alıp gidenler olduğunu. Konuşma bozukluğum içinde dalga geçenler olursa bana direkt söyle çünkü böyle bir yerde her türden mahlukat var, ben onlarla ilgilenirim dedi. Tamam deyip çıktım. Sonra askerlik başladı. Askerlik dediğim sabah mıntıka gündüz full çalışma akşam 7 de komutanlar gidiyordu. Evet zordu ama bir şekilde üstesinden geliyordum. Konuşma konusunda da baskı hissettiğim de çok sıkıntı çekiyordum ama içime attım hep, sürekli düşünüyordum. Ta ki 6 Şubat depremine kadar. Eşim Hatay 'da tek kalmak zorundaydı. Depreme tek başına yakalandı. Sabah olunca uyandık. Tıraş olurken arkadaşlar dediler ki deprem olmuş şu şu illerde isterseniz ailenizi arayın. Ben her zamanki gibi 5 civarı bir deprem sandım tıraşı bitirdim. Sonra eşimi ararım dedim. Telefon çekmiyordu. Belki yüz defa denedim. Sonra depremin çok çok büyük olduğunu ve bir sürü can kaybı olduğunu öğrendim android telefonu olanlardan. Ve ben eşime ulaşamıyordum. Bu halde ictimaya çıktık tabur komutanı konuşma yaptı vs. Daha sonra bizi yine denetim var diye çalıştırdılar. Kamyonun arkasına biniyor bir şeyler taşıyorduk. Her kamyona binişimde eşimi arıyordum ama düşmüyordu. Her neyse ben orada kafayı yedim zaten. Bir ara bana farklı bir telefondan ulaştı eşim. Neyseki iyiydi ve patlak lastikle Adana'ya gittiğini söyledi. Evimizin durumunun çok kötü olduğunu bildiğin yıkıldığını söyledi. Daha sonra öğrenecektim ki pek çok arkadaşımı daha ilk depremde kaybetmişiz. Eşim bir yakınımıza yerleşti. Ben de gitmek istiyordum ama afet izninin açılmasını bekledim 2 gün. Bölük komutanı eşinde bir sorun yok ailende de bir sorun yok bence gitmene gerek yok dedi. Hayır gitmek istiyorum dedim. Gidene kadar bölük astsubayı bak oğlum gitmek istiyor musun istersen iptal edebiliriz dilekçeyi falan dedi. Hatta bilet almıştım 600 küsur liraya o zaman bile sordu gitmek istiyor musun diye. Kesin gidiyor musun diye. Ailemiz, biz umurlarında değiliz çalışacak adam eksilecek ya tek dertleri bu. Afet iznine gittim 10 gün. Geri geldim ama yapamıyordum. Eşim orada sağda solda kalıyor ben burada askerliğe kendimi veremiyordum. Adana'ya gittiğimde de uykumda sallanmalar karabasanlar, nefes darlığı, kalp atışını deprem sanmalar bunlar baş gösterdi. Askerliğe taşınınca bu semptomlar rdm ye çıkmaya karar verdim. Tabip binbaşı beni rdm görüşmesi uygundur demişti gidememiştim ya. Onu bahane ederek çıktım bölük komutanına. kıta kanaat formunu gelişi güzel doldurdu. Uyku kalitesi iyi yazıp geçmişti ama inanın 10 dk uyuyor yarım saat yatakta dönüp daha tekrar 5-10 dk uyuyor kalkıyordum. Sonra tekrar bu döngü oluyordu. Ve uyuyamadığımı kendisine söylemiştim. Neyse rdm de problemlerimden bahsettim. Çok ilgilenmedi oradaki astek. Revire çıktım beni psikiyatriye sevk etti. Eşin nerde kalıyor şimdi falan diye sordu sadece.
Hastaneye gittik. Yanımda bir arkadaş o da portör muayenesinin sonucunu almaya geldi. Neyse doktorun yanına çıktım askerim deyince 20 dakika sonra falan aldılar. Doktorun başı çok kalabalıktı. Sorunlarımı anlatınca zaten askerlik böyle bir yer falan dedi. Ama direkt ilk dediği sana şu ilacı yazalım ve 30 gün hava değişimi veriyorum oldu. Ben çok değil mi deyince yani ya ilacını alıp birliğine döneceksin ya da dedi 30 gün ailenle vakit geçireceksin dedi. Diğer gelişinde sorunların devam ederse muafiyet alırsın dedi. Ben 15+15 alıp sonrakinde muaf olmak istiyordum. Çünkü prosedür böyle diye biliyordum. Burada doktorun inisiyatifinde olduğunu anladım. Yani bir hava değişimi de alıp muaf olabiliyorsunuz. 30 günlük hava değişiminde tahmin edebileceğiniz gibi sorunlarım azalmadı aksine arttı. Maddi olarak elimizdekinden yedik kredi kartlarına yüklendik. Psikolojik olarak da semptomlarım daha da fazlalaştı. Burada yazdım zaten önceki sayfalarda görebilirsiniz. Birkaç onda birkaç gün bunda kalıyorduk yük olmamak için. Eşim zaten ara sıra uykusundan bağırarak uyanıyordu. Halen atlatamadı o psikolojiyi zaten. Ben artan kalp çarpıntılarım için kardiyolojiye gittim hava değişimi süresinde. Dideral yazdı. Çarpıntıyı kesiyor ama kalp atışını yavaşlattığı için çok yoruluyordum artık. Üstelik aşırı terleme de yapıyordu yan etki olarak. 2 merdiven çıkıyordum kesiliyordu bacaklarım yürüyemez hale geliyordum. Zaten bizim taburda bu şekilde işe yaramazdım. Hem maddi hem fiziksel hem ruhsal olarak askerliğe elverişli olmadığımı biliyordum. Hava değişimim pazartesi günü bitti birliğe gidene kadar anksiyetem tavan yaptı. 16.25 gibi kışlaya vardım.16.53 te ancak bizim tabura vardım. Bölük komutanı çıkmıştı bölük astsubayı 5 dk daha geç gelsen tutanak tutardım dedi. Canınız sağolsun komutanım dedim güldü falan. Benimle birlikte muaf alan bir arkadaşım daha vardı. O ikinci hava değişiminde doktora sormuştu gerekli evrakları. Komutanım bu evraklar lazım dedim. Tamam yarın hallederiz onları dedi. Çavuş onların bir kısmını hazırlamaya başladı. Revire de yazdırdım kendimi. Salı günü oldu. Rdm görüşmesine gittik. O günde bölük komutanımız yoktu.(şansıma) yerine ona vekaleten farklı bir üsteğmenimiz kıta işlevsellik formunu doldurdu. Zaten önceki hava değişiminden önce ona dertlerimi dökmüştüm. Anlayışlı davranmıştı. Olumsuz yazdı askerlik yapamaz yazdı kısaca. Daha sonra rdm asteğmenine de durumunu belirttim. 6.4 luk depremden sonra evimizin daha da fazla yıkıldığını, bir an önce sağlam kalan birkaç parça eşyayı oradan çıkartmam gerektiğini, maddi olarak çok çaresiz kaldığımı anlattım. Şansıma o da iyi niyetli olduğumu anladı. Kardeşim dedi kimler kimler muaf aldı senin zaten alman gerekiyor dedi. Hem devlet memurusun hastanede çalışman daha önemli dedi. Bende şahsen burada yaprak süpüreceğime orada bir can kurtarmayı tercih ederim dedim yanlış anlamayın beni sakın dedim. Ne yanlış anlayacağım öyle zaten dedi. Görüşlerini olumsuz doldurdu yani lehime olacak şekilde. Kıta işlevsellik formu, hava değişimi belgesi, fotoğraflı onaylı sevk belgesi ile birlikte kapalı zarf yapıp hastaneye sevk aldım. Benimle birlikte bir arkadaşım farklı sebepten hastaneye sevk almıştı. İşlerimizi hep birlikte yaptık. Kaç defa taburdan rdm ye ve revire gittim geldim hatırlamıyorum. Dideral kalbimi baskıladığı için buz gibi havada terliyor ve aşırı yoruluyordum normal yürüyüşte bile ama olsun muaf olayım da bunlar olsun dedim. Revire de son dakika yetiştik doktor çıkıyordu her şey son anda oldu yani. Çarşamba 9-11 arası kurula başvuruluyordu. 10.30 gibi anca yetiştik hastaneye. Çok geç çıkardılar bizi. Belgeler hazır olduğu için doktor direkt sağlık kuruluna geri gönderdi bizi giriş yaptılar fotoğrafımız çekildi boy kilo falan sordular. Sonra doktor tek tek odaya aldı bizi tekrardan. Hiçbir şey sormadı. Sorar diye bekledim ama belgelerde her şey yazdığından sanırım yanındaki sekreter askerliğe elverişli değildir yazdı kağıtlara. Sağlık kuruluna götürdük yine kağıtları. Tamam dediler 3 e 5 kala gelin sonuçlar açıklanacak. O 3-4 saat çok zor geçti aklımdan her ihtimal geçiyordu kalbim sıkışıyordu istemsiz olarak nefesim daralıyordu. Alamazsam ne yaparım diye içim içimi yiyordu. Neyse saat geldi çattı bizim kışladan farklı taburlardan askerlerde vardı. Oradaki herkes muafiyet aldı gördüğüm kadarıyla. Sonra zaten kurula giden ve elverişli değildir yazılan askerin %99 muaf aldığını anladım.
Raporları alıp birliğe döndük. Bölük komutanı çağırdı evraklara baktı bunu dedi bölük astsubayına götürün pılınızı pırtınızı toplayın gidin çabuk deyip eliyle köpek kovar gibi yapıp masaya vurdu. Son kez gördüğüm için umursamadım inşallah bir daha hiçbir yerde görmem kendisini. Bölük astsubayı sizin tercihiniz saygı duyuyorum falan dedi işte hakkınızda hayırlısı olsun gençler dedi. Yani iyi davrandı bize. Ondan sonra eşyaları topladık. Saat 16.55 falandı terhis belgesi hazırlanmamıştı. Bizde sormadık. Raporları alıp birlikten çıktık. Biz giderken halen diğer erler şafak muhabbeti yapıyordu. Keyfimizden gidiyormuşuz gibi hal ve hareketleri olan arkadaşlar vardı. Zaten yüzde 99.9 uyla bir daha görüşmeyeceğim için umursamadım. Laf çarpmaya çalışanlar falan vardı. Çıktıktan sonra rahatlamadım. Çünkü terhis belgemizi vermediler. Birazdan şubeye gidip ordan almaya çalışacağım. Ama her şey yolunda gitti. Allah'ın izniyle yine öyle olacak inanıyorum. Pozitif düşünmenin önemini çok iyi anladım bu süreçte. Şu an eşimin yanındayım yavaş yavaş halledeceğiz inşallah sorunlarımızı. Herkese geçmiş olsun. Ben yine buralardayım. Sonuçta az veya çok engelim var ve elimden geldiğince herkese yardım etmeye çalışacağım.
Umudunuzu kaybetmeyin. Her şey çok güzel olacak.