Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Haftanın Konusu] Sakatlar da 'Hrant'

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

OturanBoğa

Yönetici
Üyelik
9 Ocak 2003
Konular
676
Mesajlar
58,529
Reaksiyonlar
943
Türk Ceza Kanunu
"Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama
Madde 216- (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kamunun güvenliği için tehlikeli tarzda kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması hâlinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."​
UYARI: "Nefret söylemi ifade özgürlüğü kapsamında değildir"
"İfade özgürlüğü kapsamında, ırkçı ve ayrımcı bir nefreti vurgulayan ifadeler, korumayı gerektirmez. Çünkü başkalarının haklarıyla ilgilidir. Başkalarının haklarının gözardı edilmesiyle ilgilidir."
"Ulusal, ırksal ya da dinsel nefretin, ayrımcılık, düşmanlık ya da şiddete kışkırtma biçimini alacak şekilde savunulması, yasalarca yasaklanır."
"Nefret söylemini engellemeyen gazeteci de suç işler"

UYARI: Aşağıdaki tartışma ayrımcılık ve ötekileştirme zemininde açılmıştır. Bunun dışına taşacak siyasal polemiklere ve sloganlara müsade edilmeyecektir.

Ötekileştirmek ve Ayrımcılık

“Ötekileştirme, kendi özdeğerliliğini, başkasının farklılığını kötüleyerek ve kendini överek arttırma çabasıdır.”

“Ayırımcılık (discrimination), bir kişi ya da gruba yaş, ırk, renk, milliyet ya da etnik köken; cinsiyet, hamilelik ya da medeni durum; özürlülük; dini inanç; cinsel tercih veya diğer kişisel özellikler nedeniyle başka kişi ya da gruplara göre farklı davranılması sonucu oluşur.”
“Bazı insanların, din, yaş, cinsel yönelim, cinsiyet, sosyoekonomik sınıf, kültür, etnik köken, ulus, siyasi görüş vb. nedenlerle diğer insanlardan farklı muamele görmesi ve çoğunlukla aşağılanması.”
Bir başka deyişle ayrımcılık, “insanları ırk-dil-din-cinsiyet-sakatlık vb. ayrımı yaparak değerlendirme”ktir.

“Ayrımcılık, bir kişinin normal günlük yasam etkinliklerine özgürce ve tam olarak katılma olanağından mahrum bırakılması durumunda ortaya çıkmaktadır. Ayrımcılık, işyerinde taciz ya da haksızlığa uğrama; bina ya da tesislere fiziksel erişimin engellenmesi; mal ve hizmetlerden yararlanmadan mahrum bırakılma; uygun barınma ya da konut bulmada zorluklar; ya da sendikaya katılmadan mahrum bırakılmayı kapsayabilir.”

TCK 122’de ayrımcılık, “kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım” yapmak, olarak ifade ediliyor.

"BM İnsan Hakları Komitesi, 1989 yılındaki 37. Oturum’unda yaptığı 18 No’lu Genel Yorumu’nda ayrımcılığa ilişkin şu tanımı geliştirmiştir; “KomiteSözleşmelerde kullanılanayrımcılık teriminin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, politik ya da diğer görüşler, ulusal ya da sosyal köken, mülkiyet, doğum ya da diğer statüler gibi herhangi bir zemin üzerine dayandırılan, ve bütün hak ve özgürlüklerin eşit ölçüde bütün bireyler tarafından tanınmasını, kullanılmasını veya yararlanılmasını kaldırma veya zayıflatma amacına sahip, herhangi bir ayırma, dışlama, kısıtlama veya üstünlük tanıma olarak anlaşılması gerektiğine inanmaktadır” ( U.N. Human Rights Committee ,1989).

Avrupa Konseyi’nin de, Avrupa İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerin Korunması Sözleşmesine Ek 12 nolu Protokolü benzer bir ayrımcılık tanımı yaparak, ayrımcılığı genel olarak yasaklar. Protokol’daki tanımda; “Kanunda öngörülen haklardan yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasî veya başka görüşler, ulusal ya da sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensubiyet, servet, doğum veya başka bir statüden kaynaklanan herhangi bir nedenle ayrım yapılmaksızın sağlanır. Hiç kimse herhangi bir kamu otoritesi tarafından, yukarıda sayılan gerekçelerle ayrımcılığa tâbi tutulamaz” demektedir ( Council of Europe, 2000).
Ayrımcılıkla mücadele konusu, sosyal dışlanmayla mücadelesi ile de yakından ilgilidir. En fazla sosyal dışlanma tehlikesi altında olanlar; farklı kökenlere sahip kimseler, kadınlar, yaşlılar ve özürlülerdir. İşsizlik, alkol ve ilaç bağımlılığı, fiziksel veya zihinsel özürlülük, ailede rolün azalması vb. nedenler de toplumsal dışlanmaya sebep olabilmektedir."​

Not: Aşağıdaki yazı, Sosyal Grupların ve Ayrımcılığın Kökeni başlıklı yazımın devamı niteliğindedir.

****

Sakatlar da 'Hrant'

Bülent Küçükaslan

"Gözümüz başkasını görmeyecek kadar kararmış, ruhumuz başkasını hissetmeyecek kadar yıpranmış, vicdanımız hiçbir şeyden incinmeyecek kadar körelmiş değil" (Füsun Sayek)​
19 Ocak 2007 Cuma günü saat 15:00’da dünyanın en güzel yürekli, en kocaman gülen, en içten bakan, en candan seven kocalarından-babalarından-dedelerinden-ağabeylerinden-dostlarından-arkadaşlarından-komşularından-gazetecilerinden biri, Hrant Dink, öldürüldü!
O dakikadan beri boğazım düğüm düğüm.
“Sanki bir yanım eksildi” değil, sahiden bir yanım eksildi. Sekiz sene önce vurulup felç olduğumdan beri bacaklarımın tutmaması gibi, şimdi de boğazımda bir düğüm var, nefes alamıyorum.

Eğer sizin, bir çift bacağın sadece yürümek için değil yaşamak için de gerekli koşul kılındığı bir durumda ‘bacaklarınız olacak’ aileniz-dostlarınız-arkadaşlarınız-akrabalarınız-devletiniz yoksa, yürüyememek çok acıdır; ve eğer size ‘nefes verecek’ 100 bin ‘Hrant’ınız-milyonlarca vicdan sahibi omuzdaşınız yoksa, nefes almak gerçekten çok zordur.

Varsa...

Evet bir yanınız yine dertli olur, ama bu derdin ancak toplumsal bir meseleden kaynaklandığı sürece dert olduğunu, toplumsal bilinç ve tercihler doğru olduğunda dertlerin de ortadan kalkacağını bilir, yaşama kaldığınız yerden devam eder, 100 bin çift ayakla sekiz kilometre yolu yürüyebilir, ve nehirler gibi akabilirsiniz...

Hrant Ağabey’i uğurlayan yüzbin çift ayak ve milyonlarca yüreği görünce, nedir dedim acaba bunun sırrı, neden Hrant Dink herkesi bu kadar birleştirdi, nasıl oldu da 100 bin kişiyi çatlağına çekebildi ve koca bir ırmak olarak akabildi?

Bu sorular zihnimi kurcaladığında (şaşırtıcı şekilde) cevap da apaçık ışıldadı zihnimde. İşte o zaman anladım ki, bu işin büyüsü (empati/duygudaşlık kuranlar için) cevapların çok kolay ve açık olarak görülebilmesindeydi.
Cevap çok açıktı:

Çünkü O ‘bizden’ biriydi.

Her nereli olursak olalım, hangi dili konuşursak konuşalım, geçmişimiz ne olursa olsun, ne düşünürsek düşünelim; her ne olursak olalım yani, mutlaka birlikte ve iç içe yaşayalım, dediği için ‘bizden’di Hrant Ağabey.
Kimsenin kimse üzerinde baskı kurmadığı, hiç kimsenin farklı olan (din, dil, ırk, cinsiyet, sakatlık vb.) özelliklerinden dolayı hor görülmediği, herkesin kendi kültürünü ve değerlerini özgürce yaşayabildiği, ama illa da iç içe yaşayabildiği, rengârenk bir çiçek bahçesi olsun Türkiye’miz, dediği için ‘bizden’di Hrant Ağabey.
Vicdanı olan birilerini gördüğünde, “Bakın bu benim yaram” diyebildiği, birinin yarasını gördüğünde, “Gel kardeşim, bilirim nasıl sızlar o yara, bilirim o yaranın merhemi yüreklerimizdedir, senin yaran benim yaram” diyebildiği, o kocaman yüreğini herkesten önce ve herkesten daha içten ortaya koyabildiği, “Korkma! Bu topraklar, bu halk, herkese analık eder, herkesin yarasını iyi eder Anadolu” dediği için ‘bizden’di Hrant Ağabey.
Ayrımcılığa uğrayıp ötekileştirildiğinde, “Tıpkı bir güvercin gibiyim... Onun kadar sağıma soluma, önüme arkama göz takmış durumdayım. Başım onunki kadar hareketli... Ve anında dönecek denli de süratli.(...) Ama tüm bunlar olurken şu gerçeği de tek güvencem sayacağım. Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler. Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce.” dediği için ‘bizden’di Hrant Ağabey.
Hayatını bu coğrafyada haksızlığa uğrayan, ezilen, aşağı görülen kimliklerin hak mücadelelerine adadığı için ‘bizden’di Hrant Ağabey.

Neden Sakatlar da Hrant?
Şimdi biraz bencillik yapıp, O’nu kendime daha yakın hissetmemi sağlayan yukarıda saydıklarımın dışında birkaç ortak noktamızı daha sıralamak istiyorum.
‘O’ askerde hak ettiği halde çavuş olamamış mesela, ‘biz’ de ne asker ne polis olabiliyoruz. ‘O’ kaymakam ya da üst düzey bir bürokrat olamıyor mesela, ‘biz’ de olamıyoruz. ‘O’nun nüfus cüzdanına “Ermeni” diye yazılıyor mesela, ‘biz’imkine “sakat”. ‘O’ndan Ermeni diye uzak duruyorlar mesela, ‘biz’den sakatız diye. ‘O’nu ders kitaplarında aşağılıyorlar mesela, ‘biz’i okullara almıyorlar. ‘O’na Ermeni diye kız vermiyorlar mesela, ‘biz’e sakatız diye. ‘O’na rahatça yaşayabilmek için göze batmaması öğretilmiş mesela, ‘biz’e sakatız diye evde oturup verilenle yetinmemiz. ‘O’nu Ermeni diye ötekileştirdiler mesela, ‘biz’i sakatız diye. ‘O’ Ermeni diye ikinci sınıf vatandaşlığa itiliyor mesela, ‘biz’ sakatız diye.

Ve ‘Ermeni’ sözü de ‘sakat’ sözü de aşağılama ve küçük görme aracı olarak kullanılıyor mesela.
Ve ‘O’, Ermeni diye öldürüldü mesela!
...
...
...

Yürüyebilmek için iki koltuk değneği kullanmak zorunda olan bir arkadaşımız, bir süre önce bir çocukluk anısını anlattı.
Beş-altı yaşlarındayken, yeni taşındıkları ahşap evin önünde oturmuş, “belki birisi gelir çağırır” diye umarak, karşı arsada oyun oynayan mahallenin çocuklarını izliyormuş. Arada bir çocukların kaçamak gözleri takılıyormuş bizimkinin koltuk değneklerine, ama ne gelen varmış ne de çağıran.
Arada onların meraklı bakışlarını hissettiğinde bizimkisi, kulaklarını daha bir “dört açıp, ağızlarından çıkacak bir ‘gel’ kelimesi”ni bekliyormuş umutla; ama yok yok yok!
Beklemeyi sürdürmüş...
Derken iki çocuk koşarak yanına gelmiş. Bizimkinin yüreği heyecan ve mutlulukla pır-pır atmaya başlamış tabii.

- İsmin ne?
- Musa
- Seni tanımıyoruz, yeni mi geldin?
- Evet.

“Bir yandan da çocuklar biraz çekimser biraz da merakla koltuk değneklerime dokunuyorlar...
Onlar beni incelerken, ben de nice umutlar çıkartıyorum derinlerden.
Ama her şey kararıyor birden!
Koltuk değneklerimi çekiyorlar aniden!
Düşüyorum önlerinde!
Bedenimde acı, kulaklarımda kahkahalar, ama en çok da yüreğimde sancı!
Sadece iki koltuk değneği yüzünden eğlence oldum mahallenin çocuklarına.
Ağlıyorum, ve ilk o zaman engelli olduğumun farkına varıyorum”

Hasılı... Sadece iki koltuk değneği yüzünden mesela! *

***
Her şeye karşın Hrant Ağabey’in sanırım en belirgin özelliği, sürekli ve amansız bir umut adamı olmasıydı. Biz de öyle bitirelim...
Yaşar Kemal’in Ölmez Otu romanında, köyde bir başına bırakılan Meryemce Ana’ya haykırttığı gibi,

  • “Kokusuna kurban olduğum insanoğlu, kokusuna kurban olduğum insanoğlu, kokusuna kurban olduğum insanoğlu.”
    “Cenneti tümden verseler insansızsa vizzo istemem. Cehenneme atsınlar, insan varsa can kurban. İnsansız dünya batsın.”
“Kendini hâlâ insan hissedebilenlerin başı sağ olsun.”


* Nazi Almanya'sında 200 bin sakat ve hasta İNSAN, üstün ırkı bozuyorlar/kirletiyorlar gerekçesiyle öldürüldü.
 
Özgürlükleri kısıtlayan her türden gerici zihniyeti her yerde ve her zaman yerle bir etmesini bilelim. Bu uğurda Hrant Dinklerin niçin aramızdan alındıklarını unutmamak kadar, özgürlük ateşiyle, esaret altında tutulmaya çalışılan insanlığımızın onurlu yürüyüşlerine sahip çıkmak, vicdanı olan her insanın olmazsa olmazı olmalıdır....

Evet hepimiz birer HRANT DİNK olmalıyız....destekliyorum..
 
Bülent bey demişki sakatlarda hrand dink .nedemek sakatlarda hrand ben kendi adıma hrand ın öldürülmesini kınıyorum ama hrand dinkin hiç bir fikrine katılmıyorum,hrand dink in konuşmaları öyle son yazdıkları gibi değil.ben sakalatım ama hrand değilim olmakta istemem.hrandla bizim ne alakamız var.
 
harme28 demişki..
Bülent bey demişki sakatlarda hrand dink .nedemek sakatlarda hrand ben kendi adıma hrand ın öldürülmesini kınıyorum ama hrand dinkin hiç bir fikrine katılmıyorum,hrand dink in konuşmaları öyle son yazdıkları gibi değil.ben sakalatım ama hrand değilim olmakta istemem.hrandla bizim ne alakamız var.

seninde fikrine saygı duyarız..sende oyle düşünüyorsun..
 
harme28 ve engin934, Allah'a salarak soruyorum: ilk mesajın tamamını okudunuz mu?
Türklük-Ermenilik-Memetlik-Hrantlık değil burada tartıştığımız şey.

Elbette hepimiz Türk'üz, hepiniz Türk'sünüz, zaten onun için bunu söylüyorsunuz, söylüyoruz. Ermenilerin böyle bir şey söylemesine gerek yok ki.
"Hepimiz Ermeni'yiz" demek, "Acınız bizi birleştiriyor, size empati duyuyoruz" demek.
Bunu nasıl anlamazlar?
1963 yılında ABD Başkanı John F. Kennedy sıkıntı içindeki Berlin'e gitti ve konuşmasında:
"Ich bin ein Berliner!" (Ben de Berlinliyim) dedi. Amerikalılar ona "Hayır, sen aslında Bostonlusun!" diye itiraz ettiler mi?
1993 yılında Almanya'nın Solingen kasabasında altı Türk'ün aşırı milliyetçiler tarafından yakılması üzerine sokaklara dökülen Almanlar 'Hepimiz Türk'üz!' diye haykırdılar. Acaba onlara 'Hayır siz Alman'sınız!' diyen oldu mu?
Avrupa'nın çeşitli yerlerinde zencilerin ırk ayrımcılığına kurban gitmeleri üzerine 'Hepimiz zenciyiz!' sloganları atıldı. Acaba onlara, 'Hayır siz beyaz derilisiniz' diye karşı çıkıldı mı?
Bu sloganlarla kimse ikamet, renk, milliyet ya da din değiştirmiyordu ki! Sadece haksızlığa uğramış olanlara empatiyle bakıyor, kör nefreti kınıyor.
Bu kadar basit bir şeyi anlayamayanlar başka herhangi bir şeyi anlayabilirler mi, doğrusu bilmiyorum. Belki de bal gibi anlıyorlar ama anlamamış numarası yapıyorlar.
H.Ş.
bir alıntı da empati (duygudaşlık) üzerine: "empati genel olarak; diğeri'ni "diğeri" olarak anlamaya ve onun potansiyellerini tahmin etmeye yönelik çaba harcamak, kendini diğerinin yerine koyabilme kapasitesidir. Bu çaba, bireyin kendini merkeze alarak dünyaya ve dolayısıyla diğerine bakmak yerine, kendinden çıkarak diğerinin bakış açısına yerleşmesini gerektirir.."

Birisi ağlarken onunla ağlamak, düştüğünde kaldırmak, "hadi dayan" demek... hele hele de bizler gibi çok sık "düşen" ve "ağlayan" (sakat) insanlar için o kadar da zor olmasa gerek!?
 
Harme 28 , Engin 934 , Selda Akdağ'a tamamen katılıyorum.

Hayatta herkese saygılı olmaya çalışırım ve herkesin de herkese saygılı olmasını isterim.
Bu üzücü olyı da sonuna kadar kınıyorum.
Ama olayların da birbirine karıştrılmamasını isterim kendi adıma ; sakatım ama bir başkasının adını almaya onunla özdeşleşmeye ihtiyacım yok derdimi anlatabilmek için. Tam tersine olayları birbirine karıştırmayalım ki ; durumumuzu net ifade edeblelim. Bence bize ayrımcılık yaplımıyor ; anlaşılmıyoruz. Bunun için de durumumuzu doğru ifade edebilmeliyiz.
 
Alahın verdiği canı ancak Allah alır.Her türlü şiddete karşıyım Ama Engin934 e katılıyorum....
 
Bir konu açılıyor...
Aynı saatlerde konuya muhalefet etme cesaretinde olacaklar için tehdit duyurusu yapılıyor...
Hiç kimsenin kimsenin canını almaya hakkı yoktur.Bizim insanlarımızda onların topraklarında binlerce kere öldü.Ama onlar hepimiz birer Türküz demedi,demezde...
Yani ya hrank kişiyi seveceğiz,yada siteden gideceğiz.
Muhalefet eden,yallah tazyik...
Ben bir hrank değilim diye atılacakmıyım şimdi bu siteden?
Ayrımcı kim şimdi?
Benim benimsemediğim bir kişi ile özdeştirilmem isteniyor.
Ermeni kişiye kız verilmiyor iş verilmiyormuşta,sakatada verilmiyormuş,aynı şeymiş...
O insan vatanına gider ve kızda alır işte kurar komutanda olur.
Sakatın ayrı vatanımı var?

Ben bu ülkede sakatım...
Bu ülkede işte buldum,aşta,eşte...
Şimdi,ya ben sakat değilim,yada sakatım ve sizin önyargılarınız acımasız.
Vallahi bravo...
Hrankı ya benimse,yada siteyi terket deniliyor.
 
cem' Alıntı:
Bir konu açılıyor...
Aynı saatlerde konuya muhalefet etme cesaretinde olacaklar için tehdit duyurusu yapılıyor...
Hiç kimsenin kimsenin canını almaya hakkı yoktur.Bizim insanlarımızda onların topraklarında binlerce kere öldü.Ama onlar hepimiz birer Türküz demedi,demezde...
Yani ya hrank kişiyi seveceğiz,yada siteden gideceğiz.
Muhalefet eden,yallah tazyik...
Ben bir hrank değilim diye atılacakmıyım şimdi bu siteden?
Ayrımcı kim şimdi?
Benim benimsemediğim bir kişi ile özdeştirilmem isteniyor.
Ermeni kişiye kız verilmiyor iş verilmiyormuşta,sakatada verilmiyormuş,aynı şeymiş...
O insan vatanına gider ve kızda alır işte kurar komutanda olur.
Sakatın ayrı vatanımı var?

Ben bu ülkede sakatım...
Bu ülkede işte buldum,aşta,eşte...
Şimdi,ya ben sakat değilim,yada sakatım ve sizin önyargılarınız acımasız.
Vallahi bravo...
Hrankı ya benimse,yada siteyi terket deniliyor.

OturanBoğa' Alıntı:
[size=4]Değerli Arkadaşlar,

Bundan böyle bu siteye IRKÇI, SALDIRGAN VE KIŞKIRTICI mesaj yazan kişilerin üyelikleri hiç bir açıklama yapmaksızın silinecektir.

BU SİTE BARIŞTAN, ÖZGÜRLÜKTEN, EŞİTLİKTEN, KARDEŞLİKTEN TARAF, AYRIMCILIK KARŞITI BİR MİSYONA SAHİPTİR.
Bu temel İNSANLIK ÖZELLİKLERİNİ RUHUNDA BARINDIRAMAYAN kişilerin bu sitede yeri yoktur.
Kendisini bu değerlerin dışında gören her kim varsa, bir saniye bile burada durmasın ve üyeliğini iptal ettirsin...

Ve bu konuda en küçük bir taviz verilmeyecektir.

Engelliler.Biz Site Yönetimi[/size]

E.. Pes yani Cem.. Buradan o anlamı çıkarmak için çok uğraştın mı? :evil:

Muhalefet etmek "IRKÇI, SALDIRGAN VE KIŞKIRTICI mesaj yaz"makla mı oluyor sadece?

"ÖZGÜRLÜKTEN, EŞİTLİKTEN, KARDEŞLİKTEN TARAF, AYRIMCILIK KARŞITI" muhalefet yapılamıyor mu?


schatzzz' Alıntı:
HERKESİN FİKİRLERİ VARDIR HERKES DE FİKİRLERİNİ YAZABİLECEK KADAR DA ÖZGÜR Bİ YER SANIYORUM BU FORUMU VE BEN BÖYLE BİŞEYE ASLA KATIMIYORUM. ...

"IRKÇI, SALDIRGAN VE KIŞKIRTICI" fikirleri yazmakla ne elde edeceksin, onu merak ettim. :roll:

Özgürlük; isteyenin, istediği yerde, istediği zaman, istediği şeyi yapma hakkı değildir. Böyle bir şey, dünyanın hiç bir yerinde YOKTUR!




[size=2]Not: Sevgili Gökhan, mesajımı hazırlarken sen benden önce davranmışsın. Değiştirmeye gerek görmedim. Ayrıca uzun bir aradan sonra hoş geldin. ;) [/size]
 
Beni tam beş yaşımda anaokulunda kendi halimde bir çocukken alıp özel bir izinle okula başlattılar Almanyanın Hamburg şehrinde.

Neden bunu yaptıklarını anlatmak uzun bir hikayedir de o okula ilk gidişimi hiç unutmuyorum .

Öğretmenim benim elimden tutarak sınıfın ortasına getirdi, ve beni sınıftaki diğer çocuklarla tanıştırdı.Sınıftakilerden tam iki yaş küçüktüm ve oldukça çelimsizdim de.

Sınıfa girer girmez gözüm sadece bir şeye takıldı. Tanrım!!!! ne kadar güzel bir kızdı o.... Lacivert gözlü, simsiyah saçlı beyaz tenli sanki tanrının özenle yatrattığı müthiş varlık lacivert gözleriyle bana bakıyordu.

İçimden, öğretmenin beni bu kızın yanına oturtmasını diledim. Ve Tanrı dileğimi yerine getirdi. Adının Anita olduğunu işte o zaman öğrendim.

Bak Anita sen de yabancısın, Sanem de Türk, beraber oturun çok daha iyi anlaşacağınızı düşünüyorum.

Beş yaşında ilk red edilişim Anita sayesinde oldu. Bunu daha öncede yazmıştım. Red etmek üzerine dünya görüşü ve sanat bölümünde.

Asla asla ben onunla oturmam diyebilmişti Anita bana. Yıllarca bunun nedenini merak ettim durdum. Hiç bir şey yapmamıştım. Sınıftan daha içeri yeni giriyordum, ne yapmış olabilirdim ki!!!!

Daha sonra Türkiye ye dönüp ilkokula devam ettiğimde bunun nedenini anlayacaktım öğretmenimizin Kurtuluş Savaşını anlatma seanslarında.

Yunanlılar bizim düşmanımızdı.....

Anita da Yunanlıydı.... :D

Hepimizin yaptığı bir çok yanlış var .... Bizim yaptığımız yanlışlığı başkaları yapmıyor mu dersiniz????

Şimdi ben bu başlıkta yazılanları okuyunca neyin tartışıldığını anlamakta zorlandım.Devam etsin bakalım düşünceler, meydana dökülsün incilerimiz birer birer de aydınlansın benim için ortalık belki o zaman bende işin içinde olurum.

Ancak bu haliyle gerçekten ne yapılmak istendiğini anlayabilmiş değilim.
 
Dünkü yazımda ne vardı bilmiyorum silinmiş.Mesele değil.:)

Allah aşkına kimse Türkiye de Türk olmayanların ezildiğini ayrımcılık yapıldığını söylemesin.Eğer ayrımcılık yapılsaydı kimse ülkemizde yaşıyan ermeni, rum unsurlarından behsedemezdi..Aslında ayrımcılık yapıldı.Ayrımcılığa uğrayanlarda bizzat Türkler olmuştur..Hırant Dink'e gelen tepkiler sanki ermeni olduğu için geldi.Bu tepkinin nedeni yazdığı yazılardır.Dınk'i yazdığı "Türk"ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur." yazısıyla tanıdı.Bu çevreler ayrımcılığı öyle körüklediler ki yaptıkları yetmiyor ki artık 301. maddeyide kaldırın diyorlar.Orhan Pamuk taziye evinden çıkar çıkmaz Dink'in katili 301. maddeyi savunanlardır demedi mi? Alın size ayrımcılık alın size ötekileştirme..Hiç kimse olayların bu noktaya nasıl ve kimler tarafından getirildiğini söylemiyor.Ayrımcılık yapmayın diyenlere bakıyorum Ağızlarında Türk'ten başka herkez var.Ama yaptıkları ve söyledikleri çok doğal karşılanıyor.Akıllarına gelen herşeyi söyleyecekler ama sen cevap vermeyeceksin kendini savunmayacaksın.Konuşuncada aşırı milliyetçi olacaksın.Milliyetçiliğin Kötü örneklerini bu coğrafyada bulamaz kimse.Etnik yapısından dolayı haksızlığa uğradığını söyleyenler tam tersi bu ülkede en rahat eden,düşündüğünü rahatça söyleyen çevrelerdir.

Bir Söz vardır "Bana dostunu söyle, Sana kim olduğunu söyleyeyim" diye. Dink'i, Cenazesinden sonra ortaya çıkanlar sayesinde çok daha iyi tanımış olduk.Dikkatimi çeken ise bu insanların hep etnik ayrımcılıkla ve ötekileştirme çabaları ile ön plana çıkanlar olduğu.

Dünyanın hiçbir ülkesinde azınlıklar Türkiye'de ki kadar rahat değildir.Nerde olursan ol insanların farkındalıklarını alttan alta kaşır insanları sen busun sende şu, siz 1 değil 5 siniz, 1000 yıldır aynı topraklarda yaşıyorsunuz ama senin birde yurdun vardı.AAA nasıl unutmuşum buda bayrağın derse...Kimse sana aferin devam et, istediğin gibi düşün ve yaşa demez.

Engellilerle Dink'in aynı kefeye konması konusuna gelirsek.İdda ediyorum Dink çok daha rahat yaşıyordu.

gokhanBu ülkede yaşıyacaksak kurallarada uyacağız.Bu kurallarda sen-ben diye ayrım yapmaz.Ayrımcılık olmasın diyosunuz ama "çiçek bahçesi, sayısız kimlikten örülü coğrafya" cümlelerini dile getirmekten de geri durmuyorsunuz..Bunların yerine "Etle tırnak olmuşuz"u tercih ederim.

Baben' Alıntı:
Özgürlük; isteyenin, istediği yerde, istediği zaman, istediği şeyi yapma hakkı değildir. Böyle bir şey, dünyanın hiç bir yerinde YOKTUR!
Babür abi buna sonuna kadar katılıyorum.Bu sadece cem ve schatzzz için geçerli değil sanırım.

Engelliler.biz yönetiminden "Irkçılık" nedir? açıklaması istiyorm mümkünse.
 
Sevgili baben abi,
Ermeni bir kişi ile özdeşleşmek istemediği yazınca,neyle suçlanacağımki başka?
Ben nekadar arındırılmış yazarsam yazayım,yekünde ırkçı olacağım.
Şimdi soruyorum,ben yazıdaki kişi ile sırf sakatım diye aynı kareye sokulmaktan hoşlanmıyorum.Bu düşünceye tamamen karşıyım.Saldırgan,kışkırtıcı ve ırkçımıyım?
Elma elmadır,armut armut.
Bir elma olarak,aslında hepimiz armutuz demek istemiyorum.
Elmalığımı seviyorum diye,elmacı denecek.İyide,ben elmayım yahu...
Ölen kişinin siyasi kimliği okadar önplandaki,biz nekadar bulaşmak istemesekte siyasi kısmına,başarmak nekadar mümkün?

1 yılda 365 gün vardır.
Ve bu 365 günün en az 35 gününde,dünyanın herhangi bir noktasında kabul edilen,oya sunulan,sunulması istenen gibi değişik başlıklar altında,ermeni soykırım tasarısını izliyoruz.
Yani 10 günde bir,bizimle uğraşanlar aslında o milletin insanları.Kötü günler,düşmanlıklar geride bırakılmaktansa,bütün dünyada yankılandırmayı seçen onlar.Yardımına koştuğumuz lübnan bile soykırımı kabül etmiş.Bu kadar suyu bulandırmasalar,belkide bitecek bu nefret.
Peki,her fırsatta tazeleyen ve her ülkenin anayasasına bu eski defterleri açan kim?
İnsan insandır...
Gönül isterki,savaşarak-yıkarak-mahvederek yaşayacağımıza,herkes kendi sınırları içinde uslu uslu otursun,yarınlarına baksın.
Ama kimse rahat durmuyorki.
Lübnan nereeeee,ermini soykırımını kabül ettirecek ermenistan nere.
Dünyanın bütün ülkelerine bizi kötülemeleri ana damarları olan milletlerin insanını sevemiyoruz diye,ırkçımı olacağız?
Sevmiyorum,sevemiyorum kardeşim...
Biz ülke olarak,kimin nesinin tasarısı peşindeyiz,varmı bir örneği?
Sırf bacağım 4cm kısa diye,tarih boyunca bizi çekememiş milletin insanları ile aynı karede yakıştırılmaya tahammül edemiyorum.
Kaldıki,bu ülkede ticareti engellenmeyen birsürü yahudi-ermeni-rum vs. birsürü insan var.
Kız vermiyorlar,iş vermiyorlar komik.
Adamlar yüzlerce holding kurmuş,şakır şakır ticaret yapıyorlar memlekette.Kim ne diyorki?
Hiçte bile ayrımcılık yapılmıyor.
Burda markamı sayalım,birsürü şirket aslanlar gibi ticaretinide yapıyor,kimsede onlara sen ermenisin rumsun bilmemnesin demiyor.
Zırt pırt dünya coğrafyasında tasarı diye yırtınmasalar,hangimiz yaşam savaşına düşmüşken 100 sene önceki günlerin derdini güdeceğiz.
Bir tüp olmuş 38ytl.
İnsanlar ekmek kavgasında işinde gücünde.Akşam evine gelip bebeğini severken haberlerde izliyor,fransa kabul etti,amerika görüştü,italya kaşındı,almanya hapşırdı bıdı bıdı ermeni tasarısı bilmemnesi.
Milletin hayatına ayrımcılığı sokanlar,bizi beğenmiyor sonra.
Bu ne perhiz,bu ne lahana turşusu...
Ben hiçbir insanın dinine,milletine saygısızlık etmiyorsam,onlardanda o saygıyı beklerim.
10 günde bir bizi vahşi diye tescillemek için debelenen bir milletin bize saygısımı var?Bize yapılanlar için,bizim kadar utanıyorlarmı?
 
Haftanın konusunu okuyunca ilk aklıma gelen şey konunun farklı yerlere sürükleneceği.Yapılan yorumlarda görüyorum ki tahminimde yanılmamışım ve önümüzdeki günlerde bu polemiklerin daha da artacağına hiç şüphem yok :) Ötekileştirmek ve Ayrımcılık’ı Bülent Bey çok güzel bir şekilde ele almış ve bu çerçevede konuyu ele almak tartışmayı daha verimli hale getireceği kanaatindeyim.

Ayrıca “Hepimiz Hrant Dink’iz” sloganı hem halkların kardeşliği mesajını hem de Dink’e yapılan bu saldırıya duyulan aynı şiddetteki öfkeyi ifade ediyor.
‘’Hepimiz Hrantız!”, “Hepimiz Ermeniyiz!” sloganları o gün varolan acının simgesidir ve bunu saygı ile kabullenmek gerekir.binlerce insan durup dururken meydanları doldurup bu sloganları atmadı arkadaşlar. Genelde söylendiği gibi, tersi bir durumda da Hrant Dink, “Hepimiz Türküz!”, “Hepimiz Müslümanız!” diye bağırıyor da olabilirdi!!
 
Grafiker' Alıntı:
Babür abi buna sonuna kadar katılıyorum.Bu sadece cem ve schatzzz için geçerli değil sanırım.

Elbette.. Aylar önce başka bir forumda:

Baben' Alıntı:
[size=4] Burada, her şeyden önce, özgürlük kavramının tanımını doğru yapmak önemli! Özgürlük; isteyenin, istediği zaman, istediği yerde, istediği şeyi yapabilmesi midir, yoksa (bence de) zorunlulukların bilince çıkarılması mıdır?

"Benim saçmalama özgürlüğüm var" diye iç çamaşırlarınızla sokağa çıkın bakayım? Ya da "ben istediğimi yaparım" diye otoyolda, sol şeritten 120 km.'yle gidin bakalım. Bütün arabalar üzerinize doğru gelirken. Kaç saniye dayanabileceksiniz?

Hatta en basiti: "engelliler.biz" yazmak için, -e-, -n-, -g-, -e-, -l-, -l-, -i-, -l-, -e-, -r-, -.-, -b-, -i, -z-, (hoşuma gittiği için uzattım. :twisted: Kusura bakmayın. :oops: ) karakterlerin sırasıyla yazmak zorundayız! "Özgürüm", "zorunluluk tanımam" diye başka karakterlerle ya da sıralamasını bozarak yazın bakalım.. Siteye girebiliyor musunuz? :evil:
... [/size]

Kurallar, HERKES için geçerlidir!




cem' Alıntı:
Şimdi soruyorum,ben yazıdaki kişi ile sırf sakatım diye aynı kareye sokulmaktan hoşlanmıyorum.Bu düşünceye tamamen karşıyım.Saldırgan,kışkırtıcı ve ırkçımıyım?
Elma elmadır,armut armut.
Bir elma olarak,aslında hepimiz armutuz demek istemiyorum.
Elmalığımı seviyorum diye,elmacı denecek.İyide,ben elmayım yahu...
Ölen kişinin siyasi kimliği okadar önplandaki,biz nekadar bulaşmak istemesekte siyasi kısmına,başarmak nekadar mümkün?

* Böyle dediğin için; "IRKÇI, SALDIRGAN VE KIŞKIRTICI" olduğunu söylemedim! Sadece bu duyurudan o anlamı çıkartabilmene şaşırdım. Ve "Muhalefet etmek "IRKÇI, SALDIRGAN VE KIŞKIRTICI mesaj yaz"makla mı oluyor sadece?" diye ekledim..

* Elma da, armut da sonuçta MEYVEdir, değil mi?

* İşin siyasi boyutuna girersek, 1000 yıl öncesine gideriz ve içinden hiiiiiç çıkamayız. ;) (Bugüne kadar o zamana gidip de geleni görmedim.) İyisi mi kalsın..


schatzzz' Alıntı:
BEN SADECE FİKRİMİ YAZDIM NE KIŞKIRTMA NEDE IRKCILIK VAR SÖZLERİMDE NASIL Bİ ANLAYIŞTIR BU SİZİN Kİ ONUDA ANLAMIŞ DEGİLİM. BEN ERMENİ DÜŞMANIYIM DEMEDM SİZİN YAPTIGINIZ DA ÇOK YANLIŞ KONUYU IRKCILIGA KADAR GETİRMEYİ BAŞARDINIZ BİANDA.

Ben senin sözlerinde "ırkçılık" var demedim ki!

Cem "duyuru"ya biraz ters taraftan bakmış.. Ben de onun bu görüşünün doğru olmadığını vurguladım. Cem'i "sonuna kadar" destekleyince o uyarıdan payına düşeni almış oldun! Konuyu ırkçılığa getiren ben değildim, yani..
 
HRANT DİNK OLAYINA ÜZÜLDÜM.BİR İNSAN BÖYLE ÖLMEMELİYDİ.SONUÇDA İNSANDI, CANDI. BABAYDI, ARKADAŞTI,DOSTU,VATANDAŞTI.AMA BU DEĞİLKİ SAKATIM DİYE HRANTIM.BEN KABUL ETMİYORUM.HRANT DEĞİLİM...

Hepiniz birer Türk Bayrağı'sınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin.
 
Hrank da İnsandı...

BENDE ENGELLİYİM (Bunada tepki gösterin)

Şimdi yazılanları okuyorum da biraz içim acıdı. Hiçbir engelimin olmamasına rağmen ne işim var burda diye düşündüm bir an. Sonra tekrar düşündüm yazılanları ve içinde olduğum durumu. Herhangi bir engelim olmamasına rağmen sizinle aynı mücadeleyi verebiliyorum çünkü ben sadece bana değil tüm ayrımcılığa uğrayanlarla birlikte mücadele ediyorum. Burda olmamda oyüzdendir. Ben burdan sesleniyorum Bende engelliyim banada tepki gösterin. Sen bizim gibi değilsin bizim yaşadığımız sorunları yaşamıyorsun deyin. Ama sonra bir düşünün ortak yanımız insan olduğunu ve sonra tekrar yorum yazın olur mu.

Elbette Hrank gibi düşünmeyecek herkes, zaten demokrasininde gereği bu değil mi. Elbette farklılığımız olacak ama ortak bir buluşma yerimiz olacak vicdanımız da. Konuk olacağız birbirimizin vicdanlarına ve İNSAN olmanın erdemini bu şekilde yaşayacağız.

Tüm Farklılıklara Saygılarımla...
 
Çok güzel anlatan ve benzetme yapan oturanboğa'ya tepki mesajlarıda gelmiş ve diyorum işte Biz okuduğumuzu tam anlayamadan anlatılmak isteneni tam öğrenmeden hemen kendi anladığımıza göre hareket ederek tepki gösteriyoruz :!: :!:
 
Şunu en başta söylemek istiyorum bu şekilde insanların öldürülmesine karşıyım ama işin özüne gelincede ben ermeni deyilm,
Ben şükürler olsun MÜSLÜMAN ım,
Ben Şükürler olsun OSMANLI yım,
Ben Şükürler bu vatan uğruna Çanakkale şehit olan bir şehit torunuyum,
ben Şükürler olsun TÜRK OLARAK DOĞDUM, TÜRK OLARAK YAŞAYACAĞIM VE TÜRK OLARAKTA ÖLECEĞİM.
Ben engelliyim diye kimse beni zamanında bu vatanda masum TÜRK kanı akıtan ermenilerle aynı kefeye koyamaz kimsenin böyle bir hakkı yok.
Neden o kadar askerimiz kendini bilmez iki çapulcu tarafından ŞEHİT edilirken kimse çıkıpta hemipimiz MEHMETÇİĞİZ demiyor.
Neden başka ülkelerde TÜRK görevlileri ŞEHİT edilirken kimse sesini çıkarmıyor
Neden Filistinde Irakta Müslüman insanlar ölürken hiç kimse çıkıpta ben FİLİSTİN liyim ben IRAK lıyım diye sesini yükseltmiyor.

Hiç kimse aklından çıkarmasın TÜRK'ün TÜRK'den başka dostu yoktur.
 
Evet, korktuğum şey hem de en acı verecek derecede başıma geliyor...
Oysa “Gözümüz başkasını görmeyecek kadar kararmış, ruhumuz başkasını hissetmeyecek kadar yıpranmış, vicdanımız hiçbir şeyden incinmeyecek kadar körelmiş değil” sözüne o kadar inanıyorum ki...

Bu başlığı açarken özellikle ve kocaman bir uyarı mesajı yazdım, "bu tartışma ayrımcılık ve ötekileştirme zemininde açılmıştır" diye. Sonra uzun uzun ötekileştirme ve ayrımcılık tanımlarını alıntılyıp, altına da neden Hrant olmakla sakat olmanın birçok aynı yönü olduğunu ifade etmeye çalıştım.
Ama sanki ben bunları hiç yapmamışım, işin siyasi boyutunu bir kenara bırakmak istememişim, soykırımmış, olay sonrası tutumlarmış vs. bu sitenin konusu değildir ve olmamalıdır dememişim gibi, birçok arkadaşımız işi tam da istemediğim yerden ele alıp slogan atıyorlar.
Biliyorum tabii böyle olacağını. çünkü biz gerçekten okumadan fikir sahibi olan üstün bir milletiz! Ama bir canın ardından ağıt yakmamayı onuruma yediremedim...

Bir arkadaşımız ırkçılığın tanımını istemiş. Irkçılık kafatasçılıktır, ırkçılık Hitlerdir, ırkçılık "İnsanların toplumsal özelliklerini biyolojik, ırksal özelliklerine indirgeyerek bir ırkın başka ırklara üstün olduğunu öne süren öğreti"dir (K). Yukarıda mesaj yazan bazı arkadaşlar bu tanıma ne kadar uyuyor değl mi?! Kimse o aşşşağılık Ermeni kimliğini üstüne almak istemiyor! O iğrenç Ermeni kimliğine sadece kurşun sıkılır! Bırakın ölüsünün ardından ağıt yakmak, üstüne işemek girek! Hoş çişimizin boşa gitmesi de sözkonısı ama, olsun, giderayak bu da bizden olsun!

Hran Dink'in öldürülmesi ile askerlerimizin öldürülmesi arasında nasıl bir bağ kurulabilir, inanın aklım almıyor. Askeri bir çatışmada ölen ASKER ile, kimliği yüzünden öldürülen bir sivil aynı şey midir? Savaşta bile siviller öldürülmez be a vicdansızlar! Öldürülen askerlerin ardından "ana kuzuları" diye ağıt yakan insanlar, kalleşçe öldürülen bir SİVİL için de ağıt yakamaz mı yani? Bir canı almak kimin haddine! Asala diplomatlarımızı öldürdüğünde ağlamadık mı? Uğur Mumcu öldürüldüğünde ağlamadık mı? O zaman ağladık da, Ermeni asıllı bir Türkiye yurttaşı/aydını öldürüldüğünde neden ve nasıl ağlamayalım!? Sakın bu "metanet" O'nun aşşağılık bir Ermeni oluşundan olmasın! Sakın O'na Ermeni diye ayrımcılık yaptığımız için vicdanımız körelmiş olmasın?!

ndipi: "Salyangoz satılmaz hiç bir zaman unutmayın bir başkasının yanında da yada ortamında oldugunuzda sizin örgürlüğünüz biter bu yazdığımıda dikkate aldın"
suayip57: "Ben Türk olarak hiç bir millet ile aynı seviyeye indirgenemem"
Gülyagmuru: "Hepiniz birer Türk Bayrağı'sınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin" (Hrant Dink'e ağlayınca bayrak kirleniyor mu?)
cem: "Ermeni bir kişi ile özdeşleşmek isteme"m

alın size ırkçılık!

Grafiker sormuşsun, "Hırant Dink'e gelen tepkiler sanki ermeni olduğu için geldi" diye ve "Milliyetçiliğin Kötü örneklerini bu coğrafyada bulamaz kimse" demişsin. Yukarıdaki mesajlar sence sorunu ve iddianı (en azından güncelde) anlamsız kılmıyor mu?

Türklüğü aşağılamak konusuna gelince, Allah'a salarak soruyorum, şu ana dek Hrant Dink'in o alıntı yaptığın yazısını ya da başka bir yazısını tamamen okudun mu?
Bak o yazıyla ilgili Bilir Kişi Raporu ne diyordu:
  • ... Sanığın bütün yazıları birlikte incelendiğinde yazıya konu olan Türk ifadesi ile anlatılmak istenenin 1915 olayları sebebiyle Ermeni kimliğinde yer alan anlayış ve bakış açısı olduğudur. 159. maddede düzenlenen suçun oluşabilmesi için fail Türk kimliğine, Türklüğe yönelik eylemlerde bulunmalıdır. Oysa dava konusu yayında bu yönde bir eylem bulunmamaktadır. Yayında geçen "Türk"ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur" ifadeleri incelendiğinde ise ortaya çıkan sonuç sanığın Ermeni kimliğinde bir ruhsal sorun olarak ifade ettiği Türk olgusunu, yani 1915'te yaşananları Ermeni kimliğinin hayati bir unsuru olarak benimseyip, tüm çabaların ve birlikteliğin bu olgu üzerine kurulmasını, 1915 olaylarını soykırım olarak dünyaya kabul ettirme çabası ve inadından kurtulmak gerektiğini söylemektedir. Sanık daha önceki yazılarında da bu anlayış ve çabayı Ermeni kimliğini kemiren bir husus, ruhsal bozukluk ve zaman kaybı olarak nitelendirmektedir. Zehirli kan olarak ifade edilen husus, Türklük ya da Türkler değil Ermeni kimliğinde yer alan sanığın ifadesi ile hatalı anlayıştır. Tüm bu açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde, sanığın ifadelerinin 159. maddede düzenlenen anlamda Türklüğü tahkir ve tezyif olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Bir kere ifadeler Türklere ya da Türk kimliğine yönelik değildir. Aksine ifadeler Ermeni toplumunun oluşturduğu Türk anlayışına ve olgusuna yöneliktir. İkinci olarak sarf edilen sözlerde tahkir, aşağılama, küçük düşürme, zayıflatmak anlamına gelebilecek bir husus bulunmamaktadır.
cem, sen ne demişsin yukarıda, ".Kötü günler,düşmanlıklar geride bırakılmaktansa,bütün dünyada yankılandırmayı seçen onlar.." Ne kadar da benziyor Hrant Dink'in dediği şeye değil mi!?

301 olayına gelince, Sevgili Pegasus kardeşim, unutuyorsun, Hrant Dink o yazısında Türklüğü aşağıladı diye 301'den (sadece O!!!!!!) ceza aldı, hakkında malum basında nelr yazıldı neler..! O yazıyı okuyup da Türkliğe aşağılama sonucunu çıkaranlar varsa bu ülkede, o halde ya onları bertaraf etmek gerek ya da onların öyle anlamalarına olanak vermeyecek değişiklikler yapmak gerek. Hrant Dink Türklüğü aşağıladıysa var ya, bu ülkenin %90'ı idamlık!
301 onun için hedef. Farklı düşünce üretenlere "vatan haini" yaftası yapıştırmak için kullanıldığı için hedef. Düşünce düşünce ile çürütülür, vatan haini yaftalaması ve cadı avı ile değil!

Önce Anayasayı çiğneyerek Türklüğü ırka indirger ve sonra da "TÜRK'ün TÜRK'den başka dostu yoktur" derseniz, bölücülük yapmış olursunuz!

ÖTEKİLEŞTİRMEK VE AYRIMCILIK konusuna odaklanmak bu kadar zor olmasa gerek! :(
 
İnsan yaşamında ayrımcılıkta ötekileştirmekte her zaman vardı ve herzamanda olacaktır.

Böyle bir konunun özünden saptırılması kadar doğal bir şey olamazdı zaten.
Ben şahsen bu yazıyı yadırgamadım desem yalan olır.
Hatta sabahtan beri okuyup düşündüm öyle fikir beyan ediyorum.
Önyargı yok.
Benki saddamın ölümüne bile üzülmüşümdür. Konu can oldumu en doğalı üzülmek zaten.

Sakatlıkta enaz milliyetçilik kadar hassas bir konu hemde çook hassas.


Saygılar
 
ßaşLıqa katıLmıyorum...
ßenzetmeLer kanımca çok yersiz...
Hrant Dink demişki;
(Ermenilerin ruhsal hayatında, ulusal kimliklerinde Türk unsuru, bu anlamda -1915 olayları anlamında- ciddi etkiler doğurmaktadır ve Ermenilerin sağlıklı bir kimlik oluşturabilmeleri için bu etkiden kurtulmaları gerekmektedir. Bu kurtulma, Türklerin devlet ve toplum olarak Ermenilerin acılarını paylaştığını ifade etmesi ile mümkün olacaktır ki bu olasılığın gerçekleşmesi zor görünmektedir. İkinci yol olarak ise Ermeniler kendi kimliklerinden bu etkiyi çıkarmalıdır. Bu yol hem daha kolaydır ve yapılması gereken de budur. Ermeniler 1915’te yaşanan olayların gerçekliğinin farkındadır. Türkiye’nin ya da dünyanın bu olayları tanıması ya da tanımaması bir şeyi değiştirmeyecektir. Dolayısıyla Ermenilerin tek hedefi bu olayları Türkiye’ye ve dünyaya kabul ettirmek olamaz. Ermeni kimliğinin sağlığı başka ülkelerin soykırımı kabul edip etmemesine bağlı olamaz. Bu yaklaşım hatalıdır. Bu hatalı yaklaşım artık terk edilmelidir. Ermeni kimliğinin oluşumu bu bağlamda Türk’e bağlı kalmamalıdır. Ayrıca Ermenilerin tüm çabalarını dünya üzerinde ‘Türk’e baskı uygulamaya ve soykırımı kabul ettirmeye ayırması, kimliğin oluşumunu engelleyen bir zaman kaybıdır. Bu anlamda Ermeni dünyası kendini ‘Türk’ten kurtarmalıdır. Bu yapıldığında Ermeni kimliğinde ‘Türk’ten geriye kalacak boşluk sorun oluşturmayacaktır. Zira bu boşluk Ermenistan devletine gösterilecek ilgi ve devlet için harcanacak çaba ile doldurulmalıdır. Ermeni kimliğinin ‘Türk’ten kurtuluşunun yolu, ‘Türk’le uğraşmamaktır. ‘Türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil damarında mevcuttur. Yeter ki mevcudiyetin farkında olsun.)
 
OturanBoğa'ya katılıyorum: Hepimiz Hrant'ız; bu toplumdaki ayrımcılıkları en iyi biz sakatlar anlarız; değer veriliyormuş görünüp degersizleştirilmeye çalışılmayı, önem veriliyormuş görünüp önemsizleştirilmeye çalışılmayı...
 
bırakın ırkcılıgı yada o ınsanın ne oldugunu...bı düşünün giden bı can...
ermenısı yahudısı lazı kürdü çerkezi hepsi bu topraklarda yasamıyormu?
bu ulkenın en güzel tarafı bu deılmı?
her dinden her kökten olan her ınsanın bu topraklarda yasaması...
bızı bıze düşman edenlere bakın arkadaslar...
en önemlı sorun bu işte...
barış ve kardeslık ıcınde yasamak varken bızı bize düşman eden güçlere bakın...
öldürülen kım olursa olsun ne olursa olsun sonucta bı insan...tasıdıgı senın benım gıbı bı can..kımın hakkı var o canı almaya..kım vermiş o hakkı ona...
daha geniş bakalım olaylara.anlamaya calışalım...
kımseyı kırmadan yargılamadan..
konusarak ve soylenmek ıstenenın gercekte ne oldugunu anlamaya calısarak anlayalım..
barış ve kardeslık ıcınde yasandıgında bu topraklarda ve bazı güçlerın gereksız etkısınde kalınmadıgında bu topraklar her zaman huzur ve refah toprakları olacak...
bunca sene beraber yasamıs aynı havayı solumus bunca ınsan bundan sonrada yasamaya devam etmelı.anlayıs saygı ve sevgı ıcınde...
 
Ben de azınlıklarla, sakatları (yani bizleri) aynı kategoride değerlendirmeye karşıyım. Yaklaşımda doğruluk payı olsa da -dışlanmışlık anlamında- milli değerler söz konusu olduğunda sakatların, toplumun diğer kesimlerinin kendilerine karşı takındıkları tavırları bahane ederek, kendi ülkesine, milletine, devletine karşı olumsuz bir tutum sergileyeceklerini zannetmiyorum. Biz de bu milletin evladıyız ve gerekirse en azından bu vatan için ölmesini biliriz.
Ama aynı davranışı bir kısım azınlıklardan özellikle ermenilerden asla göremezsiniz.
 
Biz nasıl bir milletiz anlamadım. Komşunun tavuğu bahçemizi talan etti diye gider sahibini vururuz ama milletlerin milletimize yaptığı kötülükleri çok kolay unuturuz. Tabii ki bir milletin ataları bize kötülük yaptı diye gidip çocuklarını vuralım demiyorum bu soysuzca bir hareket olur. Ama bazı şeylerin de unutulmaması gerektiğini söylüyorum. Çocukları olmayan insanların yurtlardan evlat edinmeye çalıştıklarında ebeveyni suç işlemiş çocukları istemediklerini biliyor musunuz? Sebebi suçun genetik boyutunun da olabileceği düşüncesi (aslında bir parça da olsa haklılık payları var.) ki Hrant Dink in ölümünden sonra kızının da “şimdi kanları DAHA MI TEMİZ OLDU” diye bağırması belki bu yüzdendir.
Dicle Üniversitesi mezunuyum oraya giderken pek çok insan tahmin edeceğiniz gibi benim adıma son derece tedirgin oldular. Ama benim çok güzel bir arkadaş çevrem oldu. Arkadaşlarımın çoğu Hatay, Diyarbakır ve Tunceli liydi. Ve 4. sınıftayken çok samimi bir arkadaşımdan ne duydum biliyor musunuz? BEN BURADA OTURURKEN DAĞDAKİ ARKADAŞLARIMI DÜŞÜNDÜKÇE UTANIYORUM. Şok oldum. Birileri bu lafları ediyor biz TÜRK milleti unutuyoruz. Bütün bunları unutabilecek galiba bir tek millet de bizizdir.
Amerikalılar (ki Amerikan ırkı yoktur) biriyle tanıştıklarında Amerikalıyım der ancak ki biraz daha sorarsan aslen Polonyalıyım gibi milliyetini belli eder. Neden bizim içimizdeki insanlar böyle yapamıyorlar neden öncelikle ırklarını söylüyorlar hiç farkında değil misiniz. Dikkat edin Atatürk “ne mutlu Türküm diyene” demiştir “ne mutlu Türk olana” dememiştir. Ben milliyetçilik yapmıyorum ama bu ülkede yaşayan hiç kimse bence Türk değilim diyemez. Eğer bu ülkenin nimetlerinden faydalanıyorsan çıkıp açıkçada korkmadan “ben Türk vatandaşıyım” diyebilmelisin.
AKŞAM GAZETESİNİN BİR RÖPORTAJIDIR:

Siz soykırım yerine daha yumuşak ifadeler kullanıyorsunuz. Reuters’e ise “soykırım” kelimesini telaffuz ettiniz.
Ben her zaman konuya yumuşak yaklaşmak gerektiğini söylerim ama karşımdaki “sizce bu soykırım mıydı?” diye net bir şekilde sorarsa kendi bildiğimi inkar etmem.

Yani Reuters’a “evet bu bir soykırımdır” dediniz.
Evet, aynen böyle dedim. Benim algılamam böyle. Ben bunu her zaman söylerim zaten! Ama elimden geldiği kadar Türkiye içerisinde, özellikle Türklerle konuşurken o kelimeyi kullanmamaya azami gayret gösteriyorum. Biliyorum ki bu kelimenin muhatabı oldukları için üzülüyorlar.

Muhatabı oldukları için üzülüyorlar derken ne kastediyorsunuz?
Türklerin soykırımı inkar etmelerini anlıyorum, çünkü soykırımlara karşı bir halk ve atalarının bunu yaptığını kabul etmek istemiyor. Ben bunda düşmanca bir duruş görmüyorum. Aksine insanca bir duruş görüyorum.

Soykırımı başka türlü tanımlamaya mı çalışıyorsunuz?
Ben aslında olanın adının o kadar önemli olmadığını, olanın kendisinin çok önemli olduğunu söylüyorum. “Siz buna soykırım deyin” gibi bir derdim asla yok! Aslında bu tip dayatmaların Türk toplumunda çok yanlış olduğuna inanıyorum. Bu toplum idrak etmeli, tartışmalı ve öğrenmeli.
Yani kendisine göre bir soykırım vardır. Ne kadar da Türkiye Cumhuriyeti yanlısı bir insan değil mi?
Ama çok üzüldüm bunu da bilmelisiniz çünkü silahsız bir insanın karşısına silahla çıkmak hele hele de arkasından vurmak ne bir Milliyete ne de bir insana yakışmayacak şeyler. Çünkü bir suç varsa Türk Adaleti zaten bunun gereğini yapacaktır. Söz konusu hareket hem Türkiye yi hem de Türk Adaletini bence yıpratmıştır.

Şimdi asıl meseleye gelirsek Bülent Beyin bizleri Hrant Dink le bağdaştırdığı noktalar bence birbirinden uzak şeyler. Ben toplumun herhangi bir kesiminin diğer bir kesimi aşağıladığını düşünmüyorum. Yaşananlar eğitimsizlikten başka bir şey değildir. İlkokuldayken kümeleri görmüştük.
Şöyle anlatayım

Sakat Sağlam
Eğitimli Eğitimsiz
Evli Bekar
Sigara içen Sigara içmeyen
Gelir düzeyi iyi Gelir düzeyi kötü
A milliyetinden B milliyetinden
Erkek Kadın


Ve bir sürü küme bir insan kendisi için bir küme oluşturursa pek çok kesişen küme çıkar. Bunlar farklılıktır. Ayrımcılık değil.
Sizin kümeniz ne bir başkasının kümesinden yüksektir ne de alçak.
Arkadaşlar sürekli şunu söylüyorum ama kimse anlamıyor. Bizler farklılığımızın aşağılık bir şey olduğunun düşünürsek insanlar da bize öyle davranırlar. Ve bazen karşıdakinin yerine de koymamız gerekli diyorum. Hiçbir özel şirketin beni şantiyeye kabul etmediğini biliyor musunuz? O zamanlar çok sinirleniyordum oysa şimdi düşünüyorum kendilerine göre haklılar. Koca bir şantiyeye şantiye şefi tayin edeceksin ama adam sakat. Kazılan temel çukuruna inip çıkarken düşme ihtimali var. Bu bile bir problem. Peki siz potansiyel problem olarak görülen birini bu göreve seçer misiniz? Tıpkı hiçbir deneyimi olmayan bir sağlamı da o şantiyeye almayacağınız gibi beni de almazsınız. Bazı şeyleri direk sakatlıkla özdeşleştirmemek gerekli. Bu anlamda ben Hrant Dink değilim. Ben bu ülkenin sakat, mimar, sigara içen, evli, çocuklu ve Türk kümelerinin kesiştiği bir vatandaşıyım
Ayrımcılık diyor herkes peki biz kendi içimizde ayırımcılık yapmıyor muyuz? Siz ortopedik özürlüler düşünün körlere acıyarak bakmadığınıza emin misiniz?Ya da spastik özürlüye…Bir çocuğunuz olsa ona tutacağınız özel öğretmenin görme özürlü olmasını ister misiniz? Ya da bir büronuz olsa ayak işine koşturacak eleman arıyor olsanız faturaları yatıracak para tahsilatı yapacak malzeme alacak birini Down sendromlu bir arkadaştan seçer misiniz? Ya da babanızın ameliyatına yeni mezun bir doktorun girmesini ister misiniz? Ya da 1 metre kumaş alıp ilk defa terziliğe soyunmuş birine gider misiniz? Cevaplarınız hayırsa siz de ayrımcıların en büyüğüsünüz o zaman. Seçicilikle ayrımcılığı karıştırmayalım lütfen. Biz bu ülkede aşağılanan istenmeyen bir topluluk değiliz biz bu ülkede yaşayan sakatlarız ve bazı zamanlarda bunu anlayamayan bir takım salaklarla karşılaşıyoruz diye dışlandığımızı iddia edemeyiz.
 
UYARI: Bundan böyle içinde soykırım kelimesi geçen mesajları anında sileceğim
Bu başlık soykırmı var-yok tartışılsın diye açılmadı. Bu hem forum kurallarının dışında hem de kimse karşı görüşü kabullenemez! Yani tartışma olmaz, cadı kazanı olur...


Bases, farklı olmaya tahammül, farklı yanların ve farklı düşüncelerin özgürce ortaya koyulmasına müsade edilmediği için/yerde/zaman ayrımcılık olur zaten! Ayrımcılık yapılan kişiye, "sen farklısın; ya bu farklılığını törpüle, sin ya da git şurda takıl... her koşulda bizimle olamazsın" deniyor. Ayrımcılık tam da bu zaten. Bizimle olmak istiyorsan şu vücut standartlarında, şu düşünce yapısında, şu değer yargılarını benimsemiş, şu-şu-şu özelliklerde olmalısın. Ya böyle ol, ya "elimde olamayan sebeplerle olamıyorum ama, dediklerinizin doğru olduğu konusunda hemfikirim" de, ya da terk et!

Hrant Dink, "bu topraklarda yaşam benim hakkım, kuşaklar boyu bu topraklar vatanım olmuş benim. Ben bu toprakları, bu ülkeyi ve üzerinde yaşayan halkı seviyorum. Evet, bazı konularda farklı düşünüyoruz ama, onları da birarada olarak, konuşarak, dertleşerek aşabiliriz" diyen biriydi. O'nu öldürenler ve bir şekilde öldürülmesini haklı görenler, işte tam da yukarıda yazdığım ayrımcılığı yapıyorlar, "ssssssssssss!" diyorlar.
Hrant Ermeniydi, onun ataları zaten şerefsiz, kansız adi insanlardı. O ırktan gelen kişiler de ne olursa olsun ikinci sınıftı ve onlara karşı dikkatli olunmalıydı. Birisi çıkıp "konuşalım" derse ve azcık insan olursa, hemen üstüne çullanalım, öldürebilirsek öldürelim, ama illa da susturalım! Ya adam gibi şöyle-şöyle olsun, ya da "sus, susmazsan sıra sana gelecek"!"
Bu mudur bases? "Biz nasıl bir milletiz anlamadım ... Komşunun tavuğu bahçemizi talan etti diye gider sahibini vururuz ama milletlerin milletimize yaptığı kötülükleri çok kolay unuturuz" derken; unutmayın, hep kindar olun, hep tetikte, hep hazır kıta olun, mu demek istiyorsun? Onun için mi yürüyen yüzbin kişiye ve Hrant'ın katline üzülen mülyonlarcasına "sizi anlamıyorum" diyorsun? Farklı düşünenlerin (düşüncelerine katılmasanız bile) herkes kadar bu ülkenin sahibi olduğunu kabullenememek mi sorun?
"Siz olsanız hangisini seçerdiniz?" sorusuna kendince verdiğin onca cevapla, "herkes yerini bilmeli" mi demek istiyorsun?

Geçen hafta sohbet odasında 12 yaşında bir çocuğu, Buğra'yı konuk etmiştik. Sormuştum O'na Hrant Dink'İn ölümü hakkında ne düşünüyorsun, diye. Bütün çocukluğuyla, "Ben bu olaya çok üzüldüm, çok haksız bir ölüm, evremdekiler de çok üzüldü" cevaını vermişti.
Hrant Dink'İn karısı Rakel Dink'in o sevgi dolu Sevgiliye Mektup'unda dediği gibi,
"Yaşı kaç olursa olsun, 17 veya 27 olsun, katil kim olursa olsun bir zamanlar bebek olduğunu da biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratmayı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim."

Sosyal Grupların ve Ayrımcılığın Kökeni başlıklı yazımı okursanız, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız sanırım.
 
Bir gün sohbet odasında Oya Abla ile konuşuyordum... Konu forumlara geldi... Ben dedim; Oya Abla forumda ciddi yerlere yazmayı bende istiyorum... Ama inan o sayfaları okuduktan sonra yazasım gelmiyor.... Çünkü çoğu üye kalıplaşmış düşünceleriyle birlikte yazı yazıyor demiştim.....

E Oya Abla baksana... Neden yazayım ki şimdi ben buraya..... Boşuna paralıycam kendimi... Siz yazın ben okurum ... :wink:
 
Eğer siz seçicilikle ayrımcılık arasındaki farkı anlamıyorsanız diyecek bir şeyim yoktur. Neden bu cinayete üzüldüğüm noktasını almıyorsunuz da soykırım kelimesinin üzerinde duruyorsunuz anlayamadım. Hiç kimsenin bir başkasını öldürmekte haklı tarafı yoktur. Ama birileri kalkıp ta benim özelliklerimle ilgili şeyleri böyle bir konuyla bağdaştıramaz. Ben de Hrant Dink e Allah tan rahmet diledim. Ama bu olaya üzülmem beni bir Hrant Dink yapmaz benim adıma da böyle bir söyleme gidilemez. Siz "Bende bir Hrant'ım" diyebilirsiniz ama hangi bağlamda olursa olsun beni de içine alacak şekilde "sakatlar da birer Hrant" diyemezsiniz.
İnsanların suçlarını çocukları çekmemeli. Ben Milletlerin yaptıklarını ne çabuk unutuyoruz derken O bilmem kimin torunu haydi saldırın demedim. Söylemek istediğim bir insanın öldürülmesine tepki vermek farklı bir şey hepimiz Ermeniyiz demek farklı bir şey. Bana göre bu lafı söyleyenler açıkca bir ayırımcılık yapmaya çalışanlardan başkası da değil. Ben ayırımcı değilim çevremdekiler de değil. bir kaç kendini bilmez bırakın bir sakatla sağlam arasında ayırım olmayacağını anlacak kapasiteyi, alfabedeki sesli- sessiz ayırmını yapamayan insanlar yüzünden ülkemi sakat - sağlam ayırımı yapıyor diye kimse suçlayamaz. Bence sakat sağlam ayırımını yapanlarda sakatlığını sindirememiş insanlardan başkası değildir...
 
selam

bence konunu başlığı ters bir kere ne demek sakatlarda Hrat ben Hrant filan değilim ki,verdiğiniz örneklere göre bir çok toplumsal sınıfıda bu konuya başlık yapabilirdiniz.örneğin ermeniler için verdiğiniz örnekler bu ülkede işsiz gençler içinde geçerli,ne bileyim daha böyle bir sürü bu toplumdan örnek gösterebiliriz.
HEPİMİZ MUSTAFA KEMALİZ
 
Grafiker, Yaklaşımında vücut buluyor ırkçı-milliyetçi bakış. Başkasının tanımına ne hacet. 6-7 eylül olayları, maraş, sivas olayları vb birçok örnek bulabilirsin bu coğrafyada etnik ya da dinsel açıdan farklı insanların ne kadar rahat olduklarını anlamak için. tabii anlamak gibi bir kaygın varsa.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt