Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Huzur



Rabbim bizleri hem dünyada hemde ahirette imtihanları kazanan rızasını kazanan ve ahirette cennetine giren kullarından eylesin amin

Sevdiğiniz bir arkadaşınızı etiketleyin bakalım 😇

Dua eder dua beklerim
Selam ve dua ile vesselâm 😇
 



Bin aydan değerli olan bir gecedeyiz müslüman kardeşimlerim ve büyüklerim rahmet kapılarının sonuna kadar açıldığı meleklerin hayır için akın akın indiği bir gecedeyiz. Kendimizi bu gece hesaba çekmenin tam zamanı.
Hatamız var mı ?
Eksikliğimiz var mı?
Allahın emirlerine ne kadar uyuyorum ?
Allah için ne yapıyorum?
Allah benden hoşnut mu?
Bugün ölüp Allah'ın huzuruna çıktığımız zaman;
Allah azze ve celle hoş geldin ey kulum mu dicek,
Yoksa neden neden böyle geldin yanıma neden böyle çıktın huzuruma ey kulum mu dicek...
Hangi taraftasın kardeşim...
Cehenneme girmek için ölümü bekleyen mi,
Cennete girmek için ölümü bekleyen kullardan mısın?

Rabbim bizleri bu mübarek gecenin hürmetine, okunan kuran-i kerimler hatırına, çekilen zikirler hatırına, yapılan dualar hatırına, günahlarımızı afeylesin bizlerden razı olsun ibadet ve kulluğumuzu kabul eylesin dünya ve ahirete ait bütün işlerimizi düzeltsin cennet ve cemali ile şereflendirsin cehennem azabından korusun rabbim bizleri kendisini hatırlayan kendisine şükreden ve hakkıyla ibadet eden kullarından eylesin günahlardan haramlardan uzak duran hakkıyla kulluk eden ve rızasına ulaşmak için çaba gösteren kullardan eylesin
amin amin amin
Selam ve dua ile...​
 
🙏🏻🙏🏻🙏🏻🙏🏻🙏🏻
 
S.A. Nurbaki Hocadan bu tür hatıralar dinlemiştim. Allah rahmet etsin. Çok etkileyici bir hatıra.
 
İmamı Azamın Babası Ve Elma Hikayesi
Mezheb imamı İmam-ı Azam Hazretlerinin babası Sabit Hazretleri gençliğinde bir gün dere kenarında abdest alıyormuş. Tam abdest almaya başlayacağı zaman dere sularına kapılıp gelen bir elma görmüş, Elmayı nereden geldiğini ve haram veya helal olup olmadığını düşünmeden bir defa ısırmış. Hikmeti ilahi, o ana kadar elmanın ne olduğunu düşünmeyen Sabit hemen hata ettiğini ve mutla*ka elmanın sahibini bulup helal ettirmesi lazım geldiğini düşünmüş. Abdestini tamamlayıp namazını da eda ettikleri sonra suyun geldiği tarafa doğru gitmeye başlamış. Elma elinde olduğu halde araya araya, elmanın düştüğü bahçeyi ve sahibini bulmuş.

Bahçenin sahibine meseleyi anlatıp, elmayı yanlışlıkla ısırdığını ve hakkını helal etmesini istemiş. İmam-ı Azam Hazretlerinin babasının bu hareketi elma sahibinin dikkatini çekmiş. Hakkını helal edemeyeceğini, hakkını helal etmesi için bazı şartlan olduğunu söylemiş. Sabit hazretleri ne isterse yapacağını, yeterki hakkını helal etmesini isteyip şartının ne olduğunu sormuş. Elma sahibi de, hakkını helal etmesi için iki sene bahçesinde çalışması lazım geldiğini ve kendisine iki yıl hizmet etmesinin şan olduğunu söyleyince Sabit Hazretleri çaresiz kalmış, Âhirette ceza çekmektense, bu dünyada bir şahsa iki sene hizmet etmek daha iyidir diye düşünmüş. Ve şartlarını kabul ettiğini söylemiş.

Sabit hazretleri, bir elmayı yanlışlıkla ısırdığı için elmanın sahibine iki sene hizmet etmiş ve adamın işinde canla başla çalışmış. İki sene dolduktan sonra adama, zamanının dolduğunu ve artık hakkını helal etmesini söyleyince, adanı:

" Yine helal etmiyorum. Benim bir kızım var. Onunla evlenirsen ancak o zaman helal ederim " demiş. Hazreti Sabit:

" Olur "demiş. Adam. yalnız kızının kusurlu olduğunu; elinin çolak, gözünün kör. ayağının topal, dilsiz ve kulağının sağır olduğunu söyleyip, iyi düşünmesini ve sonra pişman olmamasını söylemiş. Hazreti Sabit yine düşünmüş taşınmış. "Âhirette ceza çekmekten iyidir" deyip bu kızla evlenmeyi kabul etmiş...

Meğer Adam, Hazreti Sabit'e kızını vermek için büyümesini beklemiş. Düğün yapılmış. Nikah kıyılmış. Zifaf gecesi Hazreti Sabit'e gelinin olduğu odayı göstermişler. Sabit Hazretleri içeriye girip, içerde kendisine söylenen evsafla bir kızının bulunmadığını görünce bir yanlışlık olduğunu zannederek hemen dışarı fırlamış. Ve durumu oradakilere anlatmış. Çünkü içerde kayınpederinin söylediğinin aksine her azası yerinde genç ve güzel bir kız bulunuyormuş.

Kayınpederi bir yanlışlık olmadığını söyleyerek, meseleyi şöyle anlatmış: "Benim kızım kördür, çünkü daha harama bakmamıştır. Sağırdır; çünkü haram şeylere kulak vermemiştir. Topaldır, çünkü gayri meşru yolda yürümemiştir." diye sayıp, "Senin banımın o içerde bekleyendir. Allah mesul etsin evladım " demiş.

Daha sonra seneler geçip bu evlilikten Numan ibni Sabit İmamı Azam Hazretleri dünyaya gelmiş. Annesi, İmamı Azam'ı hocaya okuması için teslim etmiş. O zaman henüz 3 yaşında bulunan Numan üç günde Kur'an-ı Kerimi hatmettiği zaman annesi :

"Ah oğlum! Baban o elmayı ısırmasa idi. sen daha az zamanda hatmederdin" buyurmuş.

Rabbim bolca istifade eden helale harama dikkat eden ve rızasını kazanmak için ihlas samimiyet cesaret ve imanla çaba gösteren kullarından eylesin rabbim cümlemizi sevsin ve razı olsun :eek:
Aminn Aminn Aminn
Dua eder dua beklerim :);)
 
İstanbul'un fethinden sonra Hazreti Fatih bütün mahkumları serbest bırakmıştı. Fakat bu mahkumların içinden iki papaz zindandan çıkmak istemediklerini söyleyerek dışarı çıkmadılar. Papazlar Bizans imparatorunun halka yaptığı zülüm ve işkence karşısında ona adalet tavsiye ettikleri için hapse atılmışlardı. Onlar da bir daha hapisten çıkmamaya yemin etmişlerdi.
Durum Hazreti Fatih'e bildirildi. O, asker göndererek, papazları huzuruna davet etti. Papazlar hapisten niçin çıkmak istemediklerini Hazreti Fatih'e de anlattılar. Fatih o dünyaya kahreden iki papaza şöyle hitap etti:
- Sizlere şöyle bir teklifim var: Sizler İslam adaletinin tatbik edildiği memleketimi geziniz, müslüman hakimlerin ve müslüman halkımın davalarını dinleyiniz. Bizde de sizdeki gibi adaletsizlik ve zulüm görürseniz, hemen gelip bana bildiriniz ve sizler de evvelki kararınız gereğince uzlete çekilerek hâlâ küsmekte haklı olduğunu isbat ediniz.
Hazreti Fatih'in bu teklifi papazlar için çok cazip gelmişti. Hemen Padişahtan aldıkları tezkere ile İslam beldelerine seyahate çıktılar. İlk vardıkları yerlerden biri Bursa idi... Bursa'da şöyle bir hadiseyle karşılaştılar:
Bir Müslüman bir yahudiden bir at satın almış, fakat hiçbir kusuru yok diye satılan at hasta imiş. Müslümanın ahırına gelen atın hasta olduğu daha ilk akşamdan anlaşılmış. Müslüman sabırsızlıkla sabahın olmasını beklemiş, sabah olunca da erkenden atını alıp kadının yolunu tutmuş. Fakat olacak ya, o saatte de kadı henüz dairesine gelmemiş olduğundan bir müddet bekledikten sonra adam kadının gelmeyeceğine hükmederek atını alıp ahırına götürmüş. Atını alıp götürmüş ama at da o gece ölmüş.
Hadiseyi daha sonra öğrenen kadı, atı alan müslümanı çağırtıp meseleyi şu şekilde halletmiş:
- Siz ilk geldiğinizde ben makamımda bulunsa idim, sağlam diye satılan atı sahibine iade eder, paranızı alırdım. Fakat ben zamanında makamımda bulunamadığımdan hadisenin bu şekilde gelişmesine madem ki ben sebep oldum, atın ölümünden doğan zararı benim ödemem lazım, deyip atın parasını müslümana vermiş.
Papazlar islam adaletinin bu derece ince olduğunu görünce parmaklarını ısırmışlar ve hiç zorlanmadan bir kimsenin kendi cebinden mal tazmin etmesi karşısında hayret etmişler.
Mahkemeden çıkan papazların yolu İznik'e uğramış. Papazlar orada şöyle bir mahkeme ile karşılaşmışlar:
Bir müslüman diğer bir müslümandan bir tarla satın alarak ekin zamanı tarlayı sürmeye başlar. Kara sabanla tarlayı sürmeye çalışan çiftçinin sabanına biraz sonra ağzına kadar dolu bir küp altın takılmaz mı? Hiç heyecan bile duymayan Müslüman bu altınları küpüyle tarlayı satın aldığı öbür müslümana götürüp teslim etmek ister;
- Kardeşim ben senden tarlanın üstünü satın aldım, altını değil. Eğer sen tarlanın içinde bu kadar altın olduğunu bilseydin herhalde bu fiata bana satmazdın. Al şu altınlarını, der.
Tarlanın ilk sahibi ise daha başka düşünmektedir. O da şöyle söyler:
- Kardeşim yanlış düşünüyorsun. Ben sana tarlayı olduğu gibi, taşı ile toprağı ile beraber sattım. İçini de dışını da bu satışla beraber sana verdiğimden, içinden çıkan altınları almaya hiçbir hakkım yoktur. Bu altınlar senindir dilediğini yap, der. Tarlayı alanla satan anlaşamayınca mesele kadıya, yani mahkemeye intikal eder. Her iki taraf iddialarını kadının huzurunda da tekrarlarlar.
Kadı, her iki şahsada çocukları olup olmadığını sorar. Onlardan birinin kızı birinin de oğlunun olduğunu öğrenir ve oğlanla kızı nikahlayarak altını cehiz olarak verir.
Papazlar daha fazla gezmelerinin lüzumsuz olduğunu anlayıp doğru İstanbul'a Hazreti Fatih'in huzuruna gelirler ve şahit oldukları iki hadiseyi de aynen nakledip şöyle derler:
- Bizler artık inandık ki, bu kadar adalet ve biribirinin hakkına saygı ancak İslam dininde vardır. Böyle bir dinin salikleri başka dinden olanlara bile bir kötülük yapamazlar. Dolayısıyla biz zindana dönme fikrimizden vazgeçtik, sizin idarenizde hiç kimsenin zulme uğramayacağına inanmış bulunuyoruz, derler.

Rabbim bizleri islâm adaleti ile kuran adaleti ile muamele yapan kullarından eylesin. 🥰
Rabbim bizleri kendisine bolca şükreden kendisini bolca zikreden ihlas samimiyet ve imanla kulluğunu yerine getirip rabbini seven kullarından eylesin 🥰
Rabbim bizleri de sevdiği ve razı olduğu kullardan eylesin
Aminn Aminn Aminn
Dua eder dua beklerim ☺
 
Bismillahirrahmanirrahim
RAHMAN RAHİM HAKİM HÂK HAY REZZAK VE ŞAFİ olan ALLAH'IN adıyla 🥰
Eskici hurdaciyaaa...
Eskici hurdaci
Eski demir alır eski bakır alır eskiciiiiiiii
Hurda alır eski alır
Plastik alır alüminyum alırım eskiciiiiiiii....
Ne kadar da sıradan hatta boş bir meslekmiş gibi duruyor değil mi ?
Gerçi insanoğlu diyesin boş bir iş ile uğraşır mi?
Belkide tam tersi ?
Hayatımıza yön verecek
Gerçek sağlam kararlar alabileğimiz
Hayatımızda ki sorunları sıkıntıları çözebilecegimiz bir alan belki de

Öyle değil midir ki zaten zaman zaman yaşamışsınızdır..

Sizin için çok önemli olduğunu düşündüğünüz birseyin aslında o kadar da değerli olmadığını.

Sizin için önemsiz olan birseyin bir eşyanın bir insanın
Bir duygu ve düşüncenin zaman zaman sizi ters köşe yapio ne kadar mutlu ettiğini...

Bazen bir çivi bulamazsınız... halbuki tüm işinizi çözecektir.

Bazen onlarcası olur ama ise yaramamıştır.

Tıpkı ayette Alemlerin tek rabbi olan Allah'ın dediği gibi

Sizin hayır bildiklerinizde şer,
Şer olarak bildiklerinizde hayır olabilir.
Allah bilir siz bilmezsiniz...
Bakara süresi 216. Ayet


Neyse eskiciiiii hurdaciiii

Buruk kalpler alınır
Kırık kalpler alınır.
Sıkıntılar sorunlar alınır
Hüzünler alınır
Hastalık
Dert keder alınır

Burda şu hadis-i şerif geldi aklıma,


[Hadis No : 4658]

Ebu Hureyre ve Ebu Said radıyallahu anhüma'nın anlattıklarına göre, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurmuştur:

"Mü'min kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık bir üzüntü hatta bir ufak tasa isabet edecek olsa, Allah onun sebebiyle mü'minin günahından bir kısmını mağfiret buyurur."

Buhari, Marda 1; Müslim, Birr 52, (2573); Tirmizi, Cenaiz 1, (966).


Eskiciiiii hurdaciiiiii
Bu nasıl bir eskici

Nedir ki bunlar acaba bir eskici neden bunları almak istesin?
Neden bunları sevsin
Yanı eskici dediğin ise yarayacak şeyleriona fayda verecek eşyaları hurdaları bozuk eşyaları almaz mıydı?

Bunlarla ne işi olurdu ki?.....

Elbetteki eskici olsa bike her hurdayı alamaz değil mi
Tabi ki isine yarayacak olan hurdaları
Kabloları demirleri
Vidaları
Sağlam ayrılan parçaları para kazanacağı,,
Değerlendireceği
Fayda gireceği
Mutlu olabileceği parçalar arıyordu ve alıyordu.

Peki bunlar anlam veremedim
Hüzün kırık kalbin buruk kalbin
Sıkıntı ve sorunun
Hastalığın
Üzüntünün..

Ne faydası olacaktı eskiciye ne kazandıracakti..
-Görünürde para etmez diya bunlar değil mi...

-Görünür mü tabi ki yaa görünür

Peki görünmeyen de olamaz miydi acaba

Bu eskici hurdacı başka birşey mi görüyor acaba
Bizim bakıpta göremediğimiz

-görünmeyen paralar...

Olabilir mi ki nedir acaba bu görünmeyen para ne olabilir ki.?

Gerci,
Hüzün
kırık kalp
buruk kalp
sıkıntı dert
keder acı
Bunlar görmüyordu değil

Evet evet sanırım anlıyorum görünmeyen birşey varsa elbette görünmeyen parada olabilir neden olmasın ki,
Peki bu görünmeyen duyguları eskici ne yapacaktı. Nasıl paraya çevirecekti.. bunu merak ettim

Ve bunu neden yapacaktı kimin için yapacaktı..
Kendisi mu mutlu olacaktı
Yoda bu çaba bu iş bu uğraş bu AMEL başka birisi için miydi ..

Velevki başka birisi için olmuş olsun

Kimdi O' (celle celaluhu)
Değecek hak edecek bir zat olmalıydı.

Eskiciyi seven bilen onu giren görülen kollayan ihtiyacını karışmayan rızık veren böyle coook önemli vasıflara sahip olmalıydı
Tabi ya elbette O,

ALLAH AZZE VE CELLE 🥰🥰

Degilmiydi ki bizi imtihan eden
Bizi hüzünle açlıkla mal mülk ile evlât ile eş ile ana baba ile imtihan eden Allah celle celaluhu idi.

Şimdi oturuyor taşlar yerine
Eskiciyi şimdi anlıyorum

Eskiciii hurdaciiiya ☺

Mal ile mülk ile imtihan edileceğiz sikiti sorun yaşayın hzuur yasamayacağız

Eskisinin istediği gibi

""Buruk kalpler alınır
Kırık kalpler alınır.
Sıkıntılar sorunlar alınır
Hüzünler alınır
Üzüntü ağrı
Hastalık
Dert keder alınır""

Bakin Allah celle celaluhu ne buyuruyor
Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: Resulullah (sav) buyurdular ki:

“ Kıyamet günü aziz ve celil olan ALLAH şöyle buyuracak:

“Ey ademoğlu! Ben hasta oldum beni ziyaret etmedin!” Kul diyecek:

“ Ey Rabbim, Sen Rabbülalemin iken ben seni nasıl ziyaret ederim?”

Rab Teâla diyecek:

“ Bilmedin mi, falan kulum hastalandı, fakat sen onu ziyaret etmedin, bilmiyor musun? Eğer onu etseydin, yanında beni bulacaktın!”

Rab Teâla diyecek:

“ Ey ademoğlu ben senden yiyecek istedim ama sen beni doyurmadın!”

Kul diyecek:

“ Ey Rabbim, ben seni nasıl doyururum. Sen ki alemlerin Rabbisin?”

Rab Teâla diyecek:

“ Benim falan kulum senden yiyecek istedi. Sen onu doyurmadın. Bilmez misin ki, eğer sen ona yiyecek verseydin ben onu yanımda bulacaktım.” Rab Teâla diyecek:

“ Ey ademoğlu! Ben senden su istedim bana su vermedin!” Kul diyecek:

“ Ey Rabbim, ben sana nasıl su içirebilirim, sen ki alemlerin Rabbisin!” Rab Teâla diyecek:

“ Kulum falan senden su istedi. Sen ona su vermedin. Bilmiyor musun, eğer ona su vermiş olsaydın, bunu benim yanımda bulacaktın!”

(Müslim, Birr 43)


Anladım eskici alınır derken sanırım arıyor arıyor ki biliyor ve asıl hazinenin orda olduğunu biliyor.

-Eskiciii hurdaciiiii ☺

Ayette AZîZ olan ALLAH celle celaluhu söyle buyuruyor,

Andolsun ki sizleri biraz korku, biraz açlık, mallardan, canlardan ve meyvelerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele! (Bakara 155. Ayet)

Anladım Allah celle celaluhunun yanında görünen para geçmiyor ya demek ki meseleyi çözmüş eskici
Görünmeyen paranın peşinde
Almaktan kastı eskisinin sahip olanların yanında olmak sahip olduklarına da şükür etmek miydi yoksa
Istek değildi bu kabulleniş 'di sanırım
Şikâyet değil ama ALLAH azze ve celle den gelene kabulleniş idi SABIR ŞÜKÜR ve HAMD idi

Allahın rızasını kazanma peşinde
Demek ki buralarda rıza daha çok bulunur demekki asıl paralar burada basılır. Hatta sen bir yaparsın ALLAH 10 verir 100 verir 1000 10000 verir değil mi ki eli en bol ve en çok dağıtmayı vermeyi rızıklandırmayı seven buluna nimetlerini bolbol veren Allah celle celaluhu değil mi 🥰🥰

Farz ibadetlerin kulluğun ve
Görevin yanında böyle insanlarla olmak böyle insanlara yardım etmek

Hüzünlendiğinde o hüznünün sana fayda sağlayacağını

Kalbinin kırık olduğunda orada rabbini bulmak gerektiğini

Hastanın yanında RABBİ'nin seni beklediğini

Acı keder dert sıkıntı ve hastalıkta sabrın sonunda mükafatın olduğunu bilmek degilmiydi
Ne diyor hadis-i şerifte

[Hadis No : 4662]

Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Mükâfaatın büyüklüğü belânın büyüklüğü ile (orantılıdır). Allah bir cemaati sevdi mi onları musebete müptela eder. Kim bundan razı olursa Allah da ondan razı olur, kim de razı olmazsa Allah da ondan razı olmaz."

Tirmizi, Zühd 57, (2398).


Eeeessskiiiiccciiiiiii
Hurdaciiiiii☺

Bismillah
Rabbim gelmiş geçmiş ve gelecek, bilerek veyahut bilmeden işlediğimiz tüm günahlarımızı affetsin
Rabbim bizleri kendisine bolca şükreden zikreden ibadet ve kulluğunu yerine getiren kullarından eylesin
Rabbim bizlere Onu hakkıyla sevmeyi nasip eylesin
Rabbim bizleri sevdiği ve razı olduğu kullardan eylesin hayırlı okumalar
Dua eder dua beklerim eskici hurdacı dostlarım ☺☺

Mustafa DEMİR
10.09.2022 Saat 23.35
 
Bismillah
Her hayrın başı bismillahdır.
Karanlık çöktü yine gece.
Yorgunluk çöktü yine.
Hüzün doldu bugün de yüreğime.

Kırıldım yine öyle
Ve muhtaç olmanın bir kere daha
Hissettim ne kadar acı ağır kötü olduğunu.

Ses cikaramamanin ne kadar ağır olduğunu
Tecrübe ettim..

Yorgun hissiz hareketsiz bedenime
Eşlik etmek istedi ruhum kalbim aklım.

Ne söylenecek ki bu dost dörtlü.
Kim haklı kim haksız
Ne fark edecek ki
Artık hepsi hissiz hareketsiz bedenle
Hepsi aynı masada ...

Nerde hata yapıldı ki acaba
Hata mi haksızlık mi acaba
Akıl beyin kalp ve beden kim
Kim nerde ne hata yaptı

Değerli olan neydi ki
Neye kime nasıl değer vermeliydi bu dörtlü...

Kimlere güvendiniz siz dört arkadaş
Kimlere değer kıymet verdiniz
Kimi dost sanıp dost edindiniz ki.
Neden haddinden fazla deger kıymet verip
Kendinizi degersizleştirdiniz...

Hatayı nerde yaptık
Kimdi asıl dost
Kime güvenmeli
Kime inanmalı kimdi bu gerçek dost

Ne ilk okulda
Ne ortaokulda
Ne lisede
Ne akrabalarda
Ne iş yerinde
Ne ailede

Kimdi bu gerçek DOST...

herseyini bilen
Her eksiğini bilen
Her hatanı bilen
Her yanlışını bilen

Herşeye rağmen seni ele vermeyen DOST...

sana tüm ihtiyacını veren ve sadece seni dost olarak isteyen

Seni her saniye gören duyan bilen..

Ismini andığında saniyesinde yanında olan

Senin için gizli müjde ve mutluluk saklayan

Senin iyiliğini isteyen

Seni sen olduğun için seven

Dost olarak yetecek olan

ALLAH azze ve celle

Ya rabbi
RAHMAN ve RAHİM olan rabbim
HAKÎM ve KERİM olan rabbim
HAK ve HÂY olanrabbim
REZZAK ve ŞAFİ olan rabbim

BEN kendime zulmettim rabbim seni yanlış yerlerde aradım
Mutluluğu huzuru başka şeyler de aradim rabbim ben yanlış yapanlardan oldum

Sen affedicisin benim de gelmiş geçmiş ve gelecek tüm günahlarımı affet benden razı ol ibadet ve kulluğumu kabul et dünya ve ahirete ait bütün işlerimi düzelt cehennem azabından muhafaza eyle CENNET ve CEMALİNLE şereflendir seni hatırlamak sana şükretmek ve iyi ibadet etmem için bana güç kuvvet kolaylık ver

Rabbim beni senden başkasına muhtaç eyleme

Rabbim safi isminle hastalığıma şifa ver ve hastalıktan eser kalmasın iz kalmasın erki kalmasın

Rabbim beni ancak sana kulluk edenlerden eyke
Benim maddi manevi tüm beklentilerimin sadece senden olmasını nasip eyle

Yarabbim bana dünya ve ahirette iyilik ver

Rabbim bana senin rızana uygun bir ömür yaşamamı nasip eyle
Rabbim beni senin rızanı gözeten kullardan eyle
Rabbim beni sevdiğin kullardan eyle

Rabbim beni cennetin ile müjdele peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesselâma komşu eyle

Ve rabbim benden razı ol
Sen diyorsun yaa kur-an ayetinde;
DOST OLARAK ALLAH AZZE VE CELLE YETER..

BENI SANA DOST SENI DE BANA DOST EYLE

VE bu duayı okuyan herkese bu duayı nasip eyle

AMİNN AMİNN AMİNN
 
Üst Alt