Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Kendi engelinizle barışık mısınız?

selam

Önceki yaşlarımda farklı olduğumun farkında idim. Şimdi ise farklılığımın farkınıdayım. Sorun yok bence aklım farklı diğerlerinden kafam iyi çalışıyor sanırım.
 
yürürken karşıma ayna falan cıkarsa barışık degilim normal hayatta umrumda bile degil
 
Hayat o kadar garip kii. 12 yaşındayken her şey değişmişti artık geçirdiğim rahatsızlıktan dolayı yürürken aksamaya başlamıştım... dünyayla küsmüştüm,yıkılmıştımmm.. Üzerinden 9 sene geçti zamanla alışıyor insan... Artık ne hayata ne de kendime küsüm, hayat her şekilde yaşanmaya değer...
 
Engelimle kah barışık kah kanlı bıçaklıyım tabir yerindeyse.
Engelimle ilgili espri işine gelince hiç acımam kendime yeter ki espri olsun :D
Bendimide çiğnerim engelimide.

Birgün kavga muhabbeti vardı kendim hakkında"söyleyin onun yeğeni çok sakat adamdır "dedim gülüştük.

Ama engelimi unutmuştum.Unutmasamda aynı şeyi söylerdim.
Cümlenin ciddiyeti kalmadı espriye döndü çünkü ben zaten sakattım. :D
 
insan herkese yalan söyleyebilir ama bunların içinde en tehlikeli olanı kendine söylediği yalandır. belki diğer yalanlarınızı birileri açığa çıkarabilir ama kendimize söylediklerimiz, biz o kolay yoldan vazgeçip bedelini ödemeyi göze alana kadar öylece kalacaktır. sakatlığıyla (pegasusun tespiti çok doğru) barışık olmak heralde, etrafta sizi seven insanlar olduğunun yani kabul gördüğünüzün, belki iyi bir tahsil görme şansını/azmini yakaladığınızın yada sakatlığımızın getirdiği kısıtlara adapte olabildiğimizin veyahutta bi şekilde hayatınızda bulduğunuz sarıldığınız bişeyle (saydıklarımın dışında) mutlu olabildiğinizin çok basit bir ifade şekli. aslında kaçınılmazın tadını çıkarmaktır en hakiki fikrim ama ben sakatlığımla barışmam. ona adapte olup hayatıma devam ederim ancak bu durum barışılacak bi durum deildir. bin yılda bir aklıma gelir belki ama bunla barışık olmak çok şablon ve bence esra ceyhan bilgeliğinde birisinin ortalığa salladığı bir ifadedir(deyimin ilk çıkışını kastediyorum). katılmıyorum. hayatlarımız daha detaylı ve düşünülmüş cümlelere layık.
 
karşı komşumuzun bir kızı vardı boyu 157 bazen annesine bana gelince malzemeden çalmışsınız diye espiri yapardı.
 
ben gayet barışığım... her şeyle, herkesle... bizim tüfekle (bacağım oluyor kendileri :)) dalga da geçerim, esprisini de yaparım. gülünsün eğlenilsin! nedir abicim be :)
 
insanin engeliyle barışık olması için cevresinin durumuna bakar benim cevrem hep bana takıldıgı için gayet serbes olmuşamdır herşeyi veren Allahu hütala sevgide veriyor cocukların cevremde olması yokmu engelimi bile unutturuyor babalarının sözlerini tutmayan cocuklar benim sözümü tuttugunu görüpte aylem bani bu kadar sevip titrerken engelimle nasıl barışık olmam olmadıgım olmadı degil hama hicbir zaman içimde kopan fırtınaları dışarıya belli etmedim engelime hep küstügüm 3 zaman olmuştur kızların yanında dügünlerde ölülerde küsmek ayrılık demektir peşimi bıraksa bugün küsecegim
 
evet engelimle barışık olmayı zor da olsa başardım.küçüklüğümden beri böyleyim artık bazı şeyleri daha iyi anladım hayatın yükseltiği duvarları ındirdim biirbirine geçirdiği zincirleri kırdım.hani grafikler vardır bir işin gidişatını gösterir benim de bir grafiğim var kötüden iyiye giden
 
dostlarımla birlikteyken dalga da geçerim engelimle... "ne bağırıyorsun sağır mı var" derim.. biri soluksuz anlatmaya başladığında "ben duymasam da sen duyuyormuşum gibi anlat, rahatla" derim... birisi anlayıp anlamadığım test ederse "nasıl anlamamki duvar olsa anlar" derim... :mrgreen:

ama yeni tanıştığım insanlarla böyle olmuyor malesef..
çünkü onların önyargılarının olup olmadığını bilmiyorsunuz.
aradaki soğukluk eriyip kayboluncaya kadar soru işaretleri gitmiyor aklınızdan..
bu davranışlarıma da yansıyor biliyorum..
 
slm

benide Allahü tala takside bağlamışş demekki taksit,taksit alıyor.
ilk engelli olduğumda hiç barışıkk diyildim kendimle ama şimdikk daha barışığımm.
arada bir küsüyorum o kadar.
 
bazı arkadaşların da dediği gibi engellerimizle barışık olamayız. olsa olsa engellerimizi kabullenebiliriz. bunun için de bir süreç gerekir. kabullenme süreci de kişiden kişiye değiştiği gibi içinde bulunduğumuz aile çevre vb şartlara göre kiminin uzun kiminin kısa sürebilir. ben ailemin en küçük çocuğuyum. ailemde benden başka babam ve iki abim daha var engelli. benimle beraber dört kişi daha sonra felç olan annemi de sayarsak bizim ev şu anda darülaceze gibi. insanın o anki ruh haline bağlı kabullenip kabullenmemek. bundan bir kaç yıl önce abimin arabasına "SENİ GİDİ TOPAL"yazdırmayı bile düşünmüştük mesela. varın siz düşünün ne kadar barışık olduğumuzu
 
Barış konuşuluyorsa savaş var demektir :) Ve barış güzel bir kelimedir.Kelimelerin en aklı başında olanı... Lakin ben engelimle barış ilan etsem bile meydanda benden bihaber insanların " iç savaş" tamtamlarını nasıl duymazlıktan geleyim.Hayır ben barışsam "sevdiğim" sevdiklerim barışmıyor.SENİN DE SULHUN MASAL OLUYOR...
 
aslında benim içinde bir sorun yok çünkü ben ama bağzen geliyor keşke diyorum ama o tabi gecici bir süre.Kendimize küs olsak yaşamayız zağten
 
çocukken bu durumumu kabullenemezdim zamanla baktım bunun bana zarardan başka bir getirisi olmuyor zamanla durumuma alıştım şuan olduğum durumdan dolayı bir sıkıntım yok engelimle barışığım ve belki biraz abest kaçacak ama durumumdan gayet memnunum tamam engelli olmasam iyi olurdu ama engelliyim bu duruma şükür etmesini bileceksin ve yaşamın her dakikasından zevk alacaksın elbet bununda bir mükafatı vardır bu dünyada olmasa bile...
 
üç beş arkadaş toplu halde gezerken kızım siz nerden geldınız dıye sordu bı teyze bende bizden kork biz uzaydan geldık demıştim teyzeye kadın hızla yanımızdan uzaklaşmıştı :d :d :d küçükken engellı olusumu kabullenemezdım şuanda dalga geçıyorum :d :d
 
selam önceleri bende çok karamsar düşünürdüm engeliyim diye sonra baktım olacak gibi degil ve bende düşündüm neden diye bunu aşmanın bir yolu olma gibi
dedim ve ilk önce kendimi yenilemeye karar verdim kewndimce aştım kendimi şimdi ben bile kendime gülüyorum yaşamayı ço ama çok seviyorum:)
 
Bence kimse engeliyle barışık değildir.Sadece alışkanlığın getirdiği bir kabulleniş vardır.Ama bu bile bazen karşımıza hiç kabullenemediğimiz olarak karşımıza tekrar tekrar çıkar.
 
evet engelimle barışığım bunu yapmak epey zamanımı aldı ama ben ona alıştım oda bana çok alıştı :) onunla bir evli gibiyiz.engelli olmak benim tercihim değil takdir ilahi onun bana verdiği bir hediye belki de beni tabi tuttuğu bir sınav inş sınıfta kalmam:)
 
14 yaşında 5 kez ameliyat oldum ve doktorlar yapılacak herşey yapıldı, bundan sonra hayatını uzun yürüme cihazlarıyla yürüyerek devam edeceksin dediklerinde anladımki bu geçici bir hastalık değilmiş :) en iyisimi biran önce engelimi kabullenip hayatın ve gezmenin tadını çıkarmam gerektiğini düşündüm ve anında uygulamaya başladım :)))))
 
BARIŞMAK MI, SAVAŞMAK MI?

Bir yıl önce yazmışım bu başlığa
Sabah sabah anasayfada görünce baktımda
Pek değişen bir şey yok gibi
Kimimiz sakatlığıyla barışmış...
Tebrik ediyorum, bu andlaşma için sakatlıktan ne alındı diye merak etmeden yapamıyor insan...
Sakatlıkla hayata devam etmek ile sakatlık dediğimiz olgunun bizzat kendisiyle barışmak aynı şey mi?
Bence değil.
Bu öyle bir şey ki
Üzülmeniz bile yasaktır halinize
Aile fertleriniz hissetse üzüldüğünüzü
Sizden çok kahrolurlar çünkü
Ve siz hep güçlü, sakatlığın hiç ama hiç etkileyemediği kahramanı oynamaya mahkumsunuzdur.
Oysa gerçekte bu sakatlık denilen seyin benden neler aldıgının cok iyi farkındayım.
Üstelik karşılığında başbakanlığın verdiği ve hiçbir işe yaramayan kartı dışında bir şey almadım.
Benden neler almadı ki
Dağları aldı mesela
Hayalimdi, dağlara çıkacaktım
İnsanların olmadığı diyarlarda çadırımı kurup ruhumu dinleyecektim
Hayatımın muhasebesini yapacaktım aşağılardaki karmaşaya bakıp
Bir sevgilim olacaktı belki yanımda
Ve onunla aramızda engel niyetine sadece iki ayrı bedenliğimiz olacaktı

Caddelerde, plajlarda yıllarca spor yapmış atletik bedenimle gururlu seyirtişimlerimi aldı.
Bütün sistem güzel bedenin olsun diye haykırırken bu meydan savaşında silahımı aldı.
Arzu toplumunda arzu nesnesiylken gücümüzden devasa parçalar koptu.

Kudret kelimesiyle birlikte anılırken
Kudretsiz kalmasak da gayrı
Kudretsiz bilinir olduk
Göstermeye kalkmanın anlamı kalmadı.

Sevgililerim oldu yalan yok.
üniversitemin en güzel kızlarıyla çıktım yalan yok
Güzel şeyler yaşadım yalan yok
Ve bu ilişkilerin hepsini ben bitirdim yalan yok
Ama yine yalan yok ki
Bu ilişkileri onların bitmesini istediklerini sezdiğim için bitirdim.
Kimi bir yıl, kimi bir kaç ay ve kimi bir kaç gün...

Birisine "sanırım ayrılmalıyız" dedim.
Bana üç ay boyunca ilanı aşk etmişti göz yaşları eşliğinde.
Bu yüzden o an itiraz eder sandım
Arabadan inip giderken adımlarına baktım
En küçük bir tereddüt yoktu
İşte sakatlık benden giden sevgilinin ayaklarındaki tereddütü aldı.

Bu bitişlerde benim hatalarım da var mutlaka
Hatta en acımasız yargıları kendime savururum
Ama sakatlığımın masum olduğuna inanmıyorum.
Kırılan aşk vazolarını onun usulca ittiğinden eminim...

Sakatlığımla neden barışayım ki.
Bir kör batan güneşi göremeyişiyle neden barışsın
Açan bir çiçeği
Bir bebek gülümseyişini
Dost yüzündeki kardeşçe ışıltıyı

Bir felçli neden barışsın
Sevdiğinin tenini ancak bedeninin bir kısmıyla hissedişiyle
Gidemeyiş ve gelemeyişleriyle
Gemlik körfezini neredeyse yüzerek karşıya geçebilen ben, neden barışayım sevgilinin dizime dokunuşunu hissedemeyişimle...

Sadece bizden almıyor sakatlığımız.
Öyle olsaydı belki barışmak daha kolay olurdu.
Sevdiğiniz insanın sizi mutlu etme yetisine balta vuruyor
Sizi mutlu edemediğini düşünen sevgilinin hüznünü katmerliyor, tam olarak öyle olmasa da...


Sakatlıgımla barısmam...
En çok onunla çaresiz bir yola devamdır benimki
fırsat bulduğum an sırtımdan atmak istediğim.
Ve bu
Asla karamsarlık falan da değildir.
Bilakis, ona olan hıncımla emziririm savaşçılığımı kimi zaman
Ve hayatı yaşamak için ona inat
Olabildiğince yaşarım.
Ne isyanlarla vakit kaybederim
Ne kardeşlik şiirleri yazarım sakatlıgıma
Zaman cebimdeki kredileri acımasızca tüketirken
Ne de ağlar ve çocuksu bir kaçışla metafizik limanlara sığınırım.
(Varsın çaresiz kayıklar o limanda huzurla sakinleşsin ölümüne korktukları fırtınadan)
Yaşam budur ve ben,
Fırtınanın sularına karışsa da gözyaşlarım
Sonuna kadar açık denizlerde boğuşacağım...
 
pegasus,
kaleminiz ne güzel yazmış farkındalığınızı.
ilk kez benden bir şeyler buldum.
 
Pegasus, İkinci baharı bile ilk kez etkileyebildiğine göre..Baya bi kapıp koyvermişin kendini..Gönülden olunca da
etkilenmemek elde değil..Beni de epey acıttı..Eskiden sana kısa yaz derken, şimdi de niye kısa kestin diyorum..

İnsanların içinde, her biri delikanlı, birden fazla eğilim var..Kişilik var diyelim de herkese uysun..Bunlar zaman zaman
kendi içinde kavga eder, bazen barışırlar, bazen küserler..Bizde bazen birisi oluruz, bazen diğeri oluruz..Yada ön ekranımıza
yani bize bakanlara, bizden beklenenlere en uygun olanı kişiliğimizi koyarız..Bize bakanlar mutlu olsun diye..Bak ne kadar
uygunuz beklediğiniz kriterlere diyerek hava bile atarız..Bizde mutlu oluruz..

Beklenen/göstermek istediğimiz kişiliğimiz çok yorar aslında insanı..Bazen kapıp koyvermek, yenilgi filan değil..Benim için
öbür delikanlı Bülent'lerde bu gösterdiğin Bülent kadar kıymetli, değerli..

Tatmin olmayı her anlamda alırsak, öbür yaşamda aldığın tatminlerin fazlasını bu yaşamda alıyorsun sen..Bir sürü şeyi
bu şekilde başarmak daha tatmin edici diyerek sana teselli vermek saçmalığına düşmek istemem..Bana ne yarım duyumsadığım
tatminlerden diyerek beni tersleyebilirsin bile..

Fakat bunlar için büyük uğraşlar veren tarafını da sevdim ben..
 
engelimle barışıkmıyım???
bu soruya bilmiyorum diye cevap vermem gerek dış görünüş olarak hamd olsun bir sorunum yok ben söylemek zorunda olduğum zaman
diyorum engelimi,ama küs olmak istemiyorum işte küs olmamalıyım gibi geliyo bana biz küçükken annem
hiçkimseye küsmeyin derdi günah diye küsmek kötü bişey ta ozamanlardan kalmış aklımda...
ama ben anneme söylemesemde içten içe kırılırdım küs olurdum ama konuşurdum işte benim durumumda böyle pegasus
nede güzel anlatmış duygulşarımıza tercüman olmuş:

Sakatlıkla hayata devam etmek ile sakatlık dediğimiz olgunun bizzat kendisiyle barışmak aynı şey mi?
Bence değil.
Bu öyle bir şey ki
Üzülmeniz bile yasaktır halinize
Aile fertleriniz hissetse üzüldüğünüzü
Sizden çok kahrolurlar çünkü
Ve siz hep güçlü, sakatlığın hiç ama hiç etkileyemediği kahramanı oynamaya mahkumsunuzdur.
Oysa gerçekte bu sakatlık denilen seyin benden neler aldıgının cok iyi farkındayım.
Üstelik karşılığında başbakanlığın verdiği ve hiçbir işe yaramayan kartı dışında bir şey almadım.
Benden neler almadı ki :
bendenden neler aldı başta sahnemi aldı pegasusdan da dağları almış,,
çocukluğumdan beri tek hayalini kurduğum tiyatroyu sahnemi aldı,konservatura gidecektim okuyacaktım
alkışlarımı aldı,heyecanımı aldı onun yerine koluma iğne girmeden önceki heyecanı bıraktı,
sevgilinin ayaklarındaki tereddütü aldı,bi işverenin çalışmana bakmadan diğerini seçmesindeki en bariz sebepti
şimdiye kadar söylemeye çekindiğim hep saklama gereği duyduğumdu...çevremdekilerin duyduğunda neşeme
enerjine şaşırmaları ve bildikleri andan itibaren uzaylı muamelesi
görmemin tek sebebiydi engelim...

ama genede ona küsemem,kabul ettim işte...sahnede oynayamadığım tiyatromu doğaçlama olarak hergün oynamaktayım ben
buda bi başarı..aileme ve kendime söylemek zorunda olduğum yalanlarım var.bende anlatırken benim böbreklerde çürümüş işte diyorum elma
armut gibi:) mutluyum diyorum.bu yalanıma artık kendimde inandım ne yapayım?bazen soran oluyor bilmedikleri için hiç

böbreklerde ağrı oluyormu diyorlar bende olmayan böbrek ağrırmı diyorum:) barışmadık ama alıştık.
 
40 yıldan sonra engeliyle barışmak

Size yaşanmış bi hadise anlatayım. bizim mahallenin muhtarının engeliyle barışmasının hikayesi bu...

Bizim mahallenin muhatarıda tıpkı benim gibi sağ ektremite polio sekeli kısalıkdan muzdarip engelli, topal(bu kelimeyi yanlış anlamayın olayda geçeceği için kullandım)

Neyse geçen gün kalabalık bi ortamda oturuyoruz işin ilginci engelli hemde aynı şekilde engelli üç kişi var. ben muhtar bide başka bi arkadaş. muhtar birden güldü (o gülünce mutlaka gün ışığı görmemiş bir laf söyleyeceğine alıştık artık) bize dönerek (diğer iki engelli kişiye)
- oğlum ben kurtuldum siz düşünün artık dedi.
-hayırdır muhtarım noldu yine dedik?

- Nolacak bugüne kadar bana topal selahattin diyolardı, uğraştım didindim muhtar oldum artık kimse topal selahattin demiyor muhtar selahattin diyor ben kurtuldum siz kendinize bakın dedi. (herkesin koptuğu an)

Kıssadan hisse : engelinizi arka plana atacak uğraşlar başarılar vb şeyler yapabilirsek kendiliğinden barışırız engelimizle . vesselam
 
Bugün çalıştığım yerde bir görevli son derece iyi bir niyet ve merak duygusuyla sağ koluma ne olduğunu öğrenmek istedi, sağ kolumu kullanamadığımı söyledim gülümseyerek..Nasıl yani diye devam etti,artık kalıcı mı diye de ekledi :)
Evet dedim yine gülerek ama gözlerinde öyle bir ifade vardı ki sanki bu durumum çok vahim bir durumdu ona göre.. Çok üzüldüm dedi şaşkınlıkla..yine güldüm :) yok dedim üzülmeyin ben böyle gayet mutluyum..
Engelim sebebiyle ne kadar güçlü olduğumu hissettirdi bana bu durum bir kez daha :)
 
Ben de çok neşeli muhabbet biriyimdir. Ama bazı debngesiz insnların söyledikleri şeyler canımı sıkmıyor değil. Onun haricinde barışığım yani... :)
 
Engelli oluşuma alıştım, buna barışık mı, kabullenmek mi demek doğru bilmiyorum, madem engelli olarak yaşıyoruz hayatın tadını çıkararak yaşayalım bari :) yani gezelim, görelim, gülelim, eğlenelim haydiiiiii çoşmaya :)
 
En duygusal halimle değil de en mantıklı halimle engelimle barışmak kırılgan bir barış sunacaktır…
Beyaz bir atın üzerinde rüzgara karşı çılgın gibi koşamadıktan sonra bütün dünyayla barışsam ne yazar ki…
 
Üst Alt