Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Monalisa] Gurbete Düşmüş Yabancı

monalisa

Üye
Üyelik
15 Nis 2008
Konular
5
Mesajlar
237
Reaksiyonlar
0
GURBETE DÜŞMÜŞ YABANCI

Felsefeci, kendi ülkesinde gurbete düşmüş yabancıdır diyordu Farabi.

Günlük yaşamın içindeyim. Her şey bir devinim içinde… Zaman ilerliyor… Tik… tak… Zaman süreksiz mi? Bölünemez mi? Bölüyoruz ama… Belleğimde düşünceler… Kopuk kopuk… Çevremde dedikodular… Dizi filmlere kendini kaptıranlar… Magazin ve kadın programlarının hastası olanlar… Futbolla yatıp futbolla kalkanlar… Söylenmiş her sözün karşıt anlamı olabileceğini bilmeyenler… Dalkavuklar… Yalnızca olgusal bilinçte yaşayanlar… Bilip bilmeden konuşanlar… Bir tek kendinin doğruyu bildiğini iddia edenler…

Uzaktan bir yabancı gibi izliyorum. Fizik gereksinmelerinden, kendi bedeninin tutsaklığından kurtulamayan prangalı köleler gibi geliyorlar bana.
Sistem bireyi her anlamda kuşatıyor.
Sistem tüm çalışanların çalışmadıkları zamanları şiddetli bir mücadele ile kendi içine haps ediyor. Tüm iletişim araçlarıyla… bilimiyle… sanatıyla… internetiyle…
Sonra da, bu zamanda insanın peşinden koşacağı, insanı insanlıktan çıkaran, insanı meta düzeyine düşüren “değer”ler üretiliyor. Böylece insan, alışveriş yaparken, gülerken, film izlerken, roman okurken, internette tartışırken kendi insanını yeniden yeniden üretiyor.
Sorgulamayan, düşünmeyen, düşüncelerine dayanak oluşturmadan konuşan bireyler ortaya çıkıyor.
İnsan… İnsana ne oldu? Ona ne yaptılar? Tüm kuramlar, tüm öğretiler hep onun ters giden alınyazısını düzeltmek için değil miydi? Onu geliştirmek, onu yetiştirmek, rahat ve huzura kavuşturmak için değil miydi? Ama ortada insan yok. İnsan bu basitliğin önünde diz mi çökecek? Yoksa insana giden yolu mu bulacak?

O insana nasıl ulaşacağım? Tüm derdim bu. Ya erdemli, güzel bir ilişkinin içinde olacağım? Ama kiminle… Ya da onlardan uzak duracağım. İşte çıkmaz bir sokak… İyiyi, güzeli, erdemi sürekli kılamıyorum. Çünkü, birşeyi bilmek yetmiyor. Uygulayamadıktan sonra… Sorun, her saniye, her an erdemli davranmak… İki saniye erdemli kalıp on dakika boş konuşmanın, bayağılığın içinde mi yüzeceğim? Bunun ayrımına vardığımda ya da sıradanlığa doğru kaydığımda alabildiğine yalnızlaşıyorum. Ağzımı bıçak açmıyor. Suskunum.

Benim dışımda o ne mi söylüyor. O böyle gelmiş böyle gider diyor. O başkaları gibi ol diyor. O felsefeyle, sanatla ilgilenme diyor. O neden her şeyde bir dayanak arıyorsun diyor. O politikada her gelenin aynı olduğunu söylüyor. O insanın bencil olduğunu söylüyor. O geyik yapıyor. O her espriye gülüyor. Senden de tüm bunlara ortak olmanı söylüyor.

İçim daralıyor. Bir çağlayan olup gürül gürül akmak istiyorum. Onların rüzgarına kapılacağıma onları sıradanlaştıran havadan uzaklaşmak istiyorum. Böyle anlarımda iyice yalnızlaşıyorum. Çelişkinin ağırlığını yaşıyorum. Entelektüel yalnızlık dedikleri bu olsa gerek. Bilginin denizinde kaybolmak, sarhoş olmak istiyorum. Ama kiminle? İnsanlarla tabii ki… Oysa insanlar bu noktanın çok gerisinde. Ne yapmalıyım? Onlara yaklaşıp kendime çekmeye çalışsam itici oluyorum. Suçlanıyorum. Onlara karışıp aynı potada erisem bu kez yok oluyorum. Geriye tek seçeneğim kalıyor. Yalnızlığım. Kulağıma Aragon fısıldıyor.

Yalnız kadın (adam) bir merdiven.
Bir yere götürmez insanları.
Ve sarayların tüm kapıları
Farksızdır ona zulümden.

Neruda araya giriyor.

Duyan var mı? Öldürücü bir arabanın vicdan azabını?

6 Mayıs 2009
 
Monalisa,
kalemine, yüreğine, düşüncelerine sağlık...
 
Aragon, "yalnız insan merdivendir hiç bir yere ulaşmayan" der, ama o merdivenle siz kendinize ulaştınız yetmez mi?

Kendin varoluşunuzu gerçekleştirebildikten sonra varsın yalnız kalın...Bu dünyada bir tek doğruyu söyleyen siz kalsanız da insanlar siz doğruyu söylüyorsunuz diye sizi taşlasalar da yaksa da siz yine de doğruyu söyleyin...Karanlıklar aydınlığa ancak böyle çıkar...Bunu siz herkesten daha iyi biliyorsunuz...
 
Toplumsallığın dışında kalarak yaşamanın bir anlamı var mı Sehribanu? Evet, şunu da öğrenmeye çalışıyorum. Kendi kendine yetmeyi...
 
Entellektüel yalnızlığının kapılarını araladığınıza göre,toplumsallığın dışında kalarak da yaşayabilirsiniz...Kendini varoluşunu gerçekleştiren insanlar yalnızdır zaten...Toplum içinde onlarla uyum içinde yaşamak sizin için çok kolay olmaz,çünkü o zaman siz tükenirsiniz...Ben de çok negativist oldum yaf:)
Vardır bir yolu mutlaka,monalisa....
 
Doğuda tevazu, bir erdemken batıda değil sanırım.
 
[FONT=Verdana]SU DAMLASI[/FONT]


[FONT=Verdana]Bugün yüreğim yangın yeri gibi…[/FONT]

[FONT=Verdana]Bugün yüreğim yelken açmak ister enginlere…[/FONT]

[FONT=Verdana]Bugün yüreğim kendi kendine dertleşmek ister olabildiğince…[/FONT]

[FONT=Verdana]Bir su damlası olup toprağa düşmek…[/FONT]

[FONT=Verdana]Yeşertmek her büyüyen tohumu…[/FONT]

[FONT=Verdana]Özgürlüğe koşarak solucanları delik deşik etmek… [/FONT]

[FONT=Verdana]Sana seslenirim ey dilsiz insan![/FONT]

[FONT=Verdana]Karanlığıma mı haps ettiler seni![/FONT]

[FONT=Verdana]Ne o ?[/FONT]

[FONT=Verdana]Sessiz çığlıkların kaldırımlarda mı can çekişir![/FONT]

[FONT=Verdana]Tutsak etme! Son çığlığını…[/FONT]

[FONT=Verdana]Hadi ! Sen de gel ! Çaresiz bir su damlası olma![/FONT]

[FONT=Verdana]Düş toprağa![/FONT]

[FONT=Verdana]Bak! Yağmurun sesine kulak ver![/FONT]

[FONT=Verdana]Yutma özgürlüğünü![/FONT]

[FONT=Verdana]Ellerin nerede?[/FONT]

[FONT=Verdana]Ayakların![/FONT]

[FONT=Verdana]Omurgasız bir yaratığa mı çevirdiler seni![/FONT]

[FONT=Verdana]Unutma! Efendiler![/FONT]

[FONT=Verdana]Baş ezmez…[/FONT]

[FONT=Verdana]Kuyruğa basar sadece…[/FONT]

[FONT=Verdana]Baş susturulmuş…[/FONT]

[FONT=Verdana]Baş sağır…[/FONT]

[FONT=Verdana]Baş kör…[/FONT]

[FONT=Verdana]Ah! Yüreğim![/FONT]

[FONT=Verdana]Yaralarım acır içimde…[/FONT]

[FONT=Verdana]Adalet, özgürlük, demokrasiyi…[/FONT]

[FONT=Verdana]Bağırlarına basıyorlar bir ana gibi! [/FONT]

[FONT=Verdana]Bir ana ! Çocuklarını katleder mi?[/FONT]

[FONT=Verdana]Soruyorum sana![/FONT]

[FONT=Verdana]Uyanmalı! Düşmeli yollara…[/FONT]

[FONT=Verdana]Uyuşan belleğim![/FONT]

[FONT=Verdana]Biliyorum ! Kimse silemez düşünceleri![/FONT]

[FONT=Verdana]Çünkü var olan![/FONT]

[FONT=Verdana]Nesneyle bütünleşendir. [/FONT]

[FONT=Verdana]Elveda diyemem…[/FONT]

[FONT=Verdana]Bir su damlasıyım ben…[/FONT]

[FONT=Verdana]Her yaraya…[/FONT]

[FONT=Verdana]Bir ağaç dikmesini bilirim ben! [/FONT]
 
[FONT=Verdana]HÜZÜN[/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Ölümle yaşamın buluştuğu yerde[/FONT]
[FONT=Verdana]Uçuşur belleğimde hüzün[/FONT]
[FONT=Verdana]Gözlerim tutuşur[/FONT]
[FONT=Verdana]Gün battı[/FONT]
[FONT=Verdana]Akşam oluyor[/FONT]
[FONT=Verdana]İçimde gümüş rengi bir sis[/FONT]
[FONT=Verdana]Karanlıklarda beyazı arıyorum [/FONT]
 
"Yaraya dikilen ağacın" meyvesi tatlı olur mu dersin Monalisa? Kaleminizi çok seviyorum...:)
 
Önce alan temizliği yapıyorum Mezo::))) İçimde yeşeriyor tomurcuk... İnsan acılarını sindirirse baldan tatlıdır direnmek...
 
[FONT=Courier New]BİZ ARKADAŞTIK [/FONT]

[FONT=Courier New][/FONT]
[FONT=Courier New]Biz arkadaştık... [/FONT]

[FONT=Courier New]Geceyi sarıp kollarımıza yürüdük karanlığın üstüne… [/FONT]

[FONT=Courier New]Her adımda koptuk birbirimizden… [/FONT]

[FONT=Courier New]Her adımda bağlandık… [/FONT]

[FONT=Courier New]Biz arkadaştık ve yıldızlara aşıktık…[/FONT]

[FONT=Courier New]Başka düşüncelerimiz başka düşlerimiz vardı başka umutlarımız başka aşklarımız … [/FONT]

[FONT=Courier New]Yıldızlar bize sırdaştı.[/FONT]

[FONT=Courier New]Biz yıldızlara açmıştık düşüncelerimizi … [/FONT]

[FONT=Courier New]Her adımda koptuk düşlerimizden…[/FONT]

[FONT=Courier New]Her adımda umudu bulduk... [/FONT]

[FONT=Courier New]Gözlerimizdeki korku geceden değildi… [/FONT]

[FONT=Courier New]Geceden değildi bu kaçış…[/FONT]

[FONT=Courier New]Biz geceyle yaşadık…[/FONT]

[FONT=Courier New]Elerimiz geceyi tuttu…[/FONT]

[FONT=Courier New]Umutla sabahı bekledik. [/FONT]

[FONT=Courier New]Aydınlıkla ısıttık yüreğimizi… [/FONT]

[FONT=Courier New]Biz arkadaştık...[/FONT]

[FONT=Courier New]Küs değildik ama sözcükler yetmedi duygularımızı anlatmaya…[/FONT]

[FONT=Courier New]Sessizlik gece kadar keskindi…[/FONT]

[FONT=Courier New]Mutluluğun kol gezdiği evlerden sokağa sıçrayan ışıklar arasında dalgalanan bir yıldız göz kırptı düşlerimize... [/FONT]

[FONT=Courier New]Biz arkadaştık…[/FONT]

[FONT=Courier New]Birbirimizin orada olduğunu bilmek yetti bize…. [/FONT]

[FONT=Courier New]Tuttuk ikimizde yıldızlarla soluğumuzu… [/FONT]

[FONT=Courier New]Anılarımıza daldık… [/FONT]

[FONT=Courier New]Yolu unuttuk saymadık giderken adımlarımızı.. [/FONT]

[FONT=Courier New]Gittiğimiz yoldan dönmeyecek gibi gittik sanki geri gelmeyecek gibi gittik… [/FONT]

[FONT=Courier New]Korkularımız kesmedi önümüzü. [/FONT]

[FONT=Courier New]Öylece ellerimiz cebimizde…[/FONT]

[FONT=Courier New]Dudaklarımızda ayrı şarkılar bir kalp bir yürekle yürüdük…[/FONT]

[FONT=Courier New]Farklı şeyler yaşadık ama aynı şeye üzüldük… [/FONT]

[FONT=Courier New]Aşktı gözlerimizdeki yaş…[/FONT]

[FONT=Courier New]Ayrılıktı esen rüzgar…[/FONT]

[FONT=Courier New]Özlemdi atan kalp…. [/FONT]

[FONT=Courier New]Tanıdıktı sokak ışıkları arkadaştı, akrabaydı… [/FONT]

[FONT=Courier New]Biz arkadaştık… [/FONT]

[FONT=Courier New]Aynı şeyleri yaşadık…[/FONT]

[FONT=Courier New]Yaşatanlar farklıydı[/FONT]

[FONT=Courier New]Uzam farklıydı[/FONT]

[FONT=Courier New]Zaman farklıydı… [/FONT]

[FONT=Courier New]İsimler aynıydı…[/FONT]

[FONT=Courier New]Aşktı, ayrılıktı, acıydı…[/FONT]

[FONT=Courier New]Kopmuştuk sevdiklerimizden…[/FONT]

[FONT=Courier New]Birbirimize yaslandık…[/FONT]

[FONT=Courier New]Farklı insanlar için aynı gözyaşıydı yüreğimize akıttığımız… [/FONT]

[FONT=Courier New]Gecenin kör karanlığı kadar keskindi sessizlik…[/FONT]

[FONT=Courier New]Konuşacak ne vardı [/FONT]

[FONT=Courier New]Ne söyleyebilirdi şarkılar herkesin yaşadığını biz de yaşadık yüreğimizin aldığı kadar…[/FONT]
 
[FONT=Verdana]YALNIZLIK [/FONT]

[FONT=Verdana]Yalnızlığım kelebek olur [/FONT]
[FONT=Verdana]Uçar geceleri bağrıma [/FONT]
[FONT=Verdana]Bir bulutun gölgesi [/FONT]
[FONT=Verdana]Düşer alnıma [/FONT]

[FONT=Verdana]Başı boş rüzgarlar [/FONT]
[FONT=Verdana]Sarhoş kederlerim [/FONT]
[FONT=Verdana]Savaşır durur [/FONT]
[FONT=Verdana]Ruhumun meydanında [/FONT]

[FONT=Verdana]Gece yıldızlara gebeyken [/FONT]
[FONT=Verdana]Kırılgan yağmurlar yağar tenime [/FONT]
[FONT=Verdana]Ben istiridye kabuğumda [/FONT]
[FONT=Verdana]Bakarım dururum yalnızlığıma. [/FONT]

[FONT=Verdana]Gecenin karanlığı sokulur yanıma [/FONT]
[FONT=Verdana]Samanyolu ağlasa da hıçkırıklarla [/FONT]
[FONT=Verdana]Bilirim acılar büyütür insanı [/FONT]
[FONT=Verdana]Ben alırım yalnızlığı koynuma [/FONT]

[FONT=Verdana]Sığınırım kör ışıkların altına [/FONT]
[FONT=Verdana]Şiirler içerim, şiirler dikerim [/FONT]
[FONT=Verdana]Gem vururken hayallerime [/FONT]
[FONT=Verdana]Pay ederim yalnızlıkları duvarlara[/FONT]
 
[FONT=Verdana]HÜZÜNLERİ İÇİNE ÇEKMELİ[/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Anka kuşu olmak… Yollara düşüp kendine yenilmek midir? Yoksa kendi tüyünün bir parçasına tutunup kovalamak mıdır kendini? O yollarda kimsesizliği görüp aynada yüzünün parçalandığını mı görmektir? Yoksa her varış bir kaçış mıdır? Gökler bile pusuda beklerken içindeki umudu harmanlamak mıdır?

Anka kuşu olmak… Varlığının en yüce aşamasının kendin olabileceğini bilmek ve ardına bakmadan, yorulmadan, çekinceli gülüşler bırakmamak yarınlara belki… Bedeli yalnızlıklarda olsa savrulmamak belki… Yine kendi kendine tutunmak… Örselense de duyguların varmak sevginin bereketli tarlalarına… Çünkü kendini keşfetmek insanı keşfetmektir bana göre… Heyhat! Rüzgar esiyor yaban ellerde! Kolay mı öyle nirvanaya çıkmak!

Üzüntü, hüzün, doyumsuzluk, tedirginlik, sürtüşme ve değişim… Neden yanılgılarımızı kabul etmek bu kadar zor! Sevdiğimiz, istediğimiz şeyleri elde edememek… Sevmediğimiz, istemediğimiz şeylerden kaçamamak… Neyi istiyoruz biz? Acı olmayan, gözyaşı dökmeyeceğimiz bir yaşam mı? Oysa dünkü ben şimdiki ben değilim. Şimdi bile şimdi dediğim anda geçmiş oldu. Yaşamda diyalektiğin kendisi varsa, üzüntülerden kaçmak ve mutluluklar ülkesine düşmek yanılgının ta kendisi değil mi?

Ben ve öteki ben… İşte burada kopuyor ipler… İnsan geceyi de inşa edebilir gündüzü de… Ama gerçekler batıyor ayaklarıma… Kanıyor yaşamın anlamı ellerimde… Biliyorum insan gülün hep gül olduğunu bilmeli… İnsan, inanmalı güllerin açacağına… İnsan yürümeli gülü bir araç gibi kullananların üstüne…

Bağırsa da hüzünler gölgesiz zamanlarda… Yüreğine akmalı ürkünç devinimlerin olduğu yere… Dünya kirlendi diyenlere ertelenmemiş düşlerimin aydınlığını sunmalıyım… Kaygı ve gözyaşı sinse de benliğime… Yaralarıma kelebekler konmalı… Uçmalı rezilliğin ve alçaklığın uçurumlarına… Benimin başarısı yine ben olmalı… Tırmanmalıyım sorumluluklarımın dağına… Hüzünleri bile içime çekmeliyim…



[/FONT]
 
[FONT=Verdana] Bağırsa da hüzünler gölgesiz zamanlarda… Yüreğine akmalı ürkünç devinimlerin olduğu yere… Dünya kirlendi diyenlere ertelenmemiş düşlerimin aydınlığını sunmalıyım… Kaygı ve gözyaşı sinse de benliğime… Yaralarıma kelebekler konmalı… Uçmalı rezilliğin ve alçaklığın uçurumlarına… Benimin başarısı yine ben olmalı… Tırmanmalıyım sorumluluklarımın dağına… Hüzünleri bile içime çekmeliyim…

Çok güzel cümleler, böyle düşünmeli ve böyle yapmalıyızki yaşamı ve yaşamımızı anlamlandıralım... Çok anlamlı bir yazı diğer yazdıklarınız gibi yüreğinize ve kaleminize sağlık...Paylaşımlarınız için teşekkürler...Sevgiler...
[/FONT]
[FONT=Verdana]
[/FONT]
 
Çiğdem İstanbullu arkadaşım şöyle sesleniyordu sevgilisine...

Herşeye rağmen
Sevgilim
Her şeye rağmen
Yaşa!
Yürü bu çamurlu yollarda
Derinliklerine in, denizlerin
Bir adam
Dişleriyle çektiği
Kamyonla kanıtlıyor
Varlığını...
Bir kadın
Belinin inceliğiyle...

..........

Şiir böyle sürer gider...

Ve... Bizler... Arkadaşımızla, sevgilimizle, eşimizle, çoluk çocuğumuzla yürüyeceğiz o yolları... Bata çıka da olsa... Elele... Birlikte...

Yaşam bir olunca anlamlılaşır.
 
Yaşam bir olunca anlamlaşır...
Monalisa çok doğru,tek başına anlamları arayıp yaşamaya çalışmak ancak anlamsızlıklarla
buluşturur bizleri...
Yaşamda, biz denilen ve birlikteliklerin olduğu günler temennisiyle...
 
[FONT=Verdana]Gel… [/FONT][FONT=Verdana]
Yalnızlıkları boşluktan at da gel…
Tut ellerimi…
Tekmele içindeki bencillikleri…
Beklentisiz sev beni…
Özgürlüğünü coşkularıma
Bırak da gel…

İyi niyet ve dilekler…
Yaşamı karşılamaya yetmez.
Melankolik olmak kolaycılıksa eğer
Sırtındaki yükleri yüreğime
Bırak da gel…

Şu başı bozuk düzende
Kaçış bir kısır döngüdür
Gerçeklikler sırtını sıvazlıyorsa eğer
Kimliğini kendine
Bırak da gel…
[/FONT]
 
[FONT=Verdana]BEN SENİNLE ÖLECEĞİM[/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]İçim bir kağnının tekerlekleri gibi…

Gıcırtılı ve hantal…

Göğsümde anlayamadığım bir hırıltı…

Gözlerim gülüşleri çalınmamış mevsimleri arar…

Umutları uğurluyorum kırık kalplerin üzerine basarak…

Sen?

Düşlerimde bir o kadar yakın… Düşlerimde bir o kadar uzaksın… İnsan hem yakın hem uzak olabilir mi?

Olur be gülüm! Olur…

Raspalanmışsa düşüncelerin… Dilsizse şehirler… Yakıp yıkmak geliyorsa içinden özlemin adını…

Özlemini nereye bıraksam da yüreğimi avuçlarıma alıp şekillendirsem…

Kokunu bir çiçeğin başından aşağı döküversem…

Yüzünün gölgesini ayın yansımasıyla birleştirsem…

Bakışlarını okyanusun ortasına çizsem…

Söküp atabilir miyim düşüncelerimden seni?

Hey! Zaman! Niçin karşımda bütün heybetinle duruyorsun?

Çekil! Ayaklarımın altından!

Tutsak olmak istemiyorum ben geceye!

Duvarlar! Niçin sessizsiniz bu kadar?

Yüreklerden akan çığlıklar sessizliği bozar…

Bilmez misiniz ?

İşte yine düşlerimin evrenindeyim!

Bilirim! Düşler düşüncelerimin fitili!

İşte o zaman! Umutlarım damlıyor toprağa…

Meltem bile çalamaz kokunu benden…

Hadi ! Gelin üstüme dilsiz şehirler!

Düşlerimi de çalamazsınız ya benden!

Zaman! Hadi eğil önümde!

Sessizlik senin değirmeninde…

Ufalarak benim sesim olur…

Çünkü dayanamaz hiçbir yürek!

Sessizliğin kimsesizliğine!

Alevlerin içinde…

Güneşin doğduğu yerdeyim…

Özlemler yıkasa da beynimi…

Ben seninle öleceğim…


[/FONT]
 
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]AŞK [/SIZE][/FONT]

[SIZE=3][FONT=Arial]Aşk nedir ?Hani hep şarkılara, şiirlere, romanlara konu olan aşk? Bu sözcüğün kendisi bile büyülü geliyor insana. Ne çok filozof bu konu üzerinde kafa yormuş, ne çok yazar kitap yazmıştır kim bilir! Ne çok şair aşkını satırlara dökmüştür ! Ben de bu soruyu kendi kendime sorarken önce sözlük anlamına baktım. Dil Derneği’nin Türkçe Sözlüğü’nde şöyle tanımlanıyor: Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu. Doğrusu kapsamı geniş bir konu. İnsan bir çok şeye bağlanıp sevgi duyabilir. Bu yazma aşkı olur, çocuk aşkı olur, vatan aşkı olur v.s. v.s. Fakat benim asıl üzerinde durmak istediğim konu kadın ve erkeğin birbirine duyduğu aşk. Nedense bu konu daha ilginç geliyor bana. [/FONT][/SIZE]
[FONT=Arial][SIZE=3]Hepimiz gün gelir aşık oluruz bir gün. Yaşamımızın bir döneminde karşılaşıveririz onunla. Kadın-erkek, genç-yaşlı, güzel-çirkin ne fark eder? Aşk kalbimizin kapısını çalar. Yüreğimiz birisi için atmaya başlar delicesine. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=3]Niçin yüreğimiz her hangi bir insan için çarpmazken sadece o insan için çarpar? Nedir bizi etkileyen? Bakışı, gülüşü, konuşması mı? Ya da yüzünün, gözünün, boyunun, posunun güzel olması mı ? Güzellik göreceli bir kavram. Kişiye göre değişebilir. Bilim adamlarının yaptığı araştırmalar güzel kadınların erkekleri, yakışıklı erkeklerin de kadınları etkilediğini ortaya çıkarmıştır. Demek ki biz insanlar aşık olduğumuzda duyularımıza göre hareket ediyor, içtepilerimize göre yönlendiriyoruz kendimizi. Kimi zaman aşık olmamamız gereken bir insana aşık oluyor, acı çekiyor, sonra da ben bu insana nasıl aşık oldum diye dövünüp duruyoruz. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=3]Aşk nedir öyleyse ? O yoğunlaşmış bir duygu katmanıdır. Öyle bir katman ki, içinizde tohumlar patlar, çiçekler açar, dallar yeşerir ilkbahar olur. Sonra güneş çıkar, yakar bedeninizi, sular kaynar, damarlarınızdan yüreğinize çağıl çağıl akar. Gün gelir yüreğiniz kızgın alevlerle yanar. Yaz olur. Bir gün bakarsınız yağmurlar yağar, her şey griye dem vurur. Sarının hüznü düşer yüreğinize. Sonbahar olur. Öteki gün ruhunuzda rüzgarlar eser, savrulursunuz. Bir de bakmışsınız karlar yağmış usul usul. Yüreğiniz donar. Kış olur. Aşk dört mevsim. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=3]Aşk coşkudur. Deli deli çarpar yüreğiniz. Sersemlemiş gibi kalbiniz atar. Kimi zaman ırmak olur akmak ister denizlere, kimi zaman kasırga olur paramparça eder yüreğinizi, kimi zaman bir denizdir. Bazen azgınlaşır bazen durulur. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=3]Aşk tutkudur. Vazgeçemezsiniz ondan. Siner içinize kokusu... Atmak istersiniz, kurtulmak... Ne fayda. Damarlarınıza verilen bir morfin gibi sizi bağımlı kılar. Yapamazsınız onsuz. Duramazsınız. Yoksa eğer sevdiğiniz Mecnun olursunuz .Yoksa eğer sevdiğiniz Leyla.[/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=3]Aşk sevmektir. Var mı daha güzeli ? Değerli olmaksa sevmek eğer, kim etmez canını feda! Beğenilmekse eğer, boynumuz kıldan ince. İnsan sevilmek, sevmek ister. Bunun için aşk bencildir. Girer ruhunuza yavaş yavaş esir eder insanın kendisini yine kendi egosu. Kalbinizi oyar kor ateşli maşalarla. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=3]Aşk cezbedendir. Bir bakışı, bir gülüşü sarar sizi tüm güzelliğiyle. Renk renk ışıklar yanar yüreğinizde. Çılgınca her şey döner durmaksızın. Toprak ayaklarınız altından kayar, bulutlar aşağıya iner, gökyüzü uçar gider. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=3]Aşk tanımaktır. Her insan bir deryadır. Deryalar çeker sizi mor ötesi ışınlar ile. Alır götürür uzaklara. Uzakların bilinmez albenisi yoğurur benliğinizi. Yeni bir şey keşfetmenin cazip gelen hali beyninizden kalbinize vurur. Kalbiniz bir kuş gibi çırpınır, hiç durmaksızın devinirken heyecanlar susmaz, top top yumak olur. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=3]Aşk cinselliktir. Kadın ya da erkek ne fark eder ? İçinize düşmüşse aşk ateşinin ağılı zehri tüm uzuvlarınıza akar. Şehvet duyguları her tarafınızı sarar. Dudaklarınız hummaya tutulmuş gibi öteki eşini arar. Bedeninizden bir ateş yayılır, yakar çıra gibi ruhunuzu. O ateş sönmez tül inceliğinde yağan yağmurlarla. Bir yağmur yağmalı ki, çukurlarda yuvalanmış sular birikmeli, dere olup çağlamalıdır denizlere. Denize varınca yüreğiniz durulur, her yer güllük gülistanlık olur. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=3]Aşk acı çekmektir. Acılarla yoğrulmadan algılanabilir mi güzelliklerin dili ! Açılır mı kapılar kapanmadan ! Her şeyin bir bedeli var. Güzelliklere erişecekse yüreğiniz kararsın koyu geceler kadar. Elbet bir gün yıldızlar üşüşür boğar gerilmiş karanlıkları. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=3]Aşk özlemektir. Özlemler tepe tepe yükselir dağ olur. Dağlar volkanları doğurur. Volkanlardan fışkıran lavlar düşer acımasızca yeşeren kalbinize. Sızlatır içinizi. İçiniz kanar, içiniz sevdiğinizi arar. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=3]Aşk... Yediveren gülleri gibi. Açar kalbinizde. Gökkuşağı gibi mor, sarı, kırmızı, pembe , mavi renklerin içinde dans eder peri kızı yüreğiniz. Takmış takıştırmış oynamışsınız göğün yedi kat üzerinde. Göğün yedi kat üzerinde kurmuşsunuz sofranızı, almışsınız elinize gönlünüzün telini. Çalar durursunuz en güzel aşk şarkılarını. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=3]Aşk... Beyaz bir martı. Konuverir kalbinize gizlice. Kalbiniz bembeyaz gelinlikler içinde. Saçlarınızda gelin telleri. Uçuşurlar aşk rüzgarı değince uzanır gider masmavi derinliklere. O derinliklerde bir yunus olur sokulur yüreğinize. Bir serçe olur uysallaşır, bazen uçurumlardan çıkagelen bir aslan pençesi. Çizer acımasızca kalbinizi. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=3]Aşk... Bir keman sesi. İçli içli çalar, kalbiniz sevdiğimi arar. Beyninizde canlanan hayali keman teline konar. Düşler görürsünüz titrek keman telinde. Bir çift göz, bir sıcacık bakış içinizi okşar. İçiniz sevdanın kollarında bağdaş kurar. [/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=3]Aşk yaşamak... Aşk duyumsamak... Aşk bütün olmak ...[/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=3]Aşk yaşamın kendisi. [/SIZE][/FONT]
 
Aşkı ne güzel anlatmışsınız,Monalisa...Üzerine söyleyecek hiçbir söz yok..
Yüreğinize sağlık..
 
Bu yazıyı bayağı önce yazmışım. Bilgisayarımda kayıtlı duruyordu. Bir arkadaş aşk hakkında karamsar düşündüğümü söylemiş. Onun söyledikleri ben de bu yazıyı paylaşma isteği uyandırdı. Asla aşk hakkında karamsar değilim. Aşkla yaşamın daha anlamlı olacağını düşünüyorum.

Aslında bu yazıyı yazdığım günden bu yana çok değiştim. Bugün aşkı anlatmamı isteseler daha farklı sözcüklerle aşkı anlatırdım. Ama yine de beğendiğinize sevindim Sehribanu ve Ensar.
 
[FONT=Verdana]Sevgili Kalem, [/FONT]

[FONT=Verdana]Bugün bana aşkın anlamını sorsalar daha farklı sözcüklerle anlatırdım demiştim.[/FONT]

[FONT=Verdana]Aşk kendini vermektir. Dürüstlükle, çıkar gözetmeksizin…[/FONT]

[FONT=Verdana]Aşk, bir başkasında bulamayacağın özelliklerin bir kişide toplanmasıdır. [/FONT]

[FONT=Verdana]Aşk, yeni insanın dilidir. [/FONT]

[FONT=Verdana]Aşk, varoluştur.[/FONT]

[FONT=Verdana]Aşk, kavgadır, aşk barıştır. [/FONT]

[FONT=Verdana]En önemlisi aşk, Rosa Luxemburg’un sevgilisi Leo’ya yazdığı gibi :[/FONT]

[FONT=Verdana]Birbirinden birer insan yaratmaktır. [/FONT]

[FONT=Verdana]Aşk, dönüşümdür. Aşk değişimdir. [/FONT]

[FONT=Verdana]Ancak, senin tanımına da katılıyorum. [/FONT]

[FONT=Verdana]Aşk, sorumluluktur. [/FONT]

[FONT=Verdana]Aşk, iki kişilik değil, aşk toplumsaldır. [/FONT]

[FONT=Verdana]Ne güzel söylemişsin. İnsan türünü sevmek diye… [/FONT]

[FONT=Verdana]Aşk insan türüne katkı yapmaktır. Ve… ben bunu başarabilenleri tebrik ediyorum. [/FONT]

[FONT=Verdana]Senin de yüreğine sağlık… Düşüncelerini paylaştığın için… [/FONT]
 
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]İNSANI ARIYORUM[/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Bugün toplumumuzda önemli bir sorun var. Kadın ve erkek önce birbirlerini karşı cins görüyorlar. Bir erkekle entelektüel paylaşım yapmak istiyorsunuz. Ama nafile! Paylaşamıyorsunuz. Bir erkekle entelektüel paylaşım konusunda ortak noktalarda buluşmak istiyorsunuz. Buluşamıyorsunuz. Sizin kadın olmanız bir duvar gibi önünüze dikiliveriyor. Üreterek yarattıklarınızla bütünlük içinde var olmak istiyorsunuz. O varoluşa o erkeği de katmak istiyorsunuz. Yalnızca bir insan, bir arkadaş belki de bir dost olarak… Birdenbire burnunuzun direği kırılıveriyor. Kadın olmanız kilitliyor tüm kapıları… [/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ben iki insanın dostluğundan öncelikle birbirlerini geliştirmeleri gerektiğini anlıyorum. Burada sevme biçimimiz ön plana çıkıyor. Ne yazık ki, bu sevme biçimlerinde kadın/erkek dostluğu hep farklı yerlere kayıyor. Bir insanı insani niteliklerinden dolayı sevmek bu kadar mı zor? Yalnızca ben ben olduğum için sevilemez miyim? Yalnızca birlikte gelişip evrilemez miyiz? [/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Dostluk/arkadaşlıkta hesap kitap içindeyiz. Eğer ile başlayan sevmelerimiz… çünkü ile başlayan sevmelerimiz… Çıkarlarımızın ön planda olması… Karşı cins olduğundan dolayı duyulan haz… Karşımızdaki kadından kadının cinselliğiyle ilgili beklentiler… Sizin bedeninizle ilgili çarpıcı sözler… Seni çok beğeniyorum, bu dostluk/arkadaşlık burada kalmasın istiyorum demeler… ….demeler… [/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Erkekler! Gelenekleri, kalıpları kırıp atamıyorlar bir türlü… Sapına kadar erkekler ne de olsa!!! [/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Bir yüz olmalı… insan yüzü… dupduru bakışları olmalı… sevgiyle bakan gözleri olmalı… Ama çıkarsızca… Ben yanında olduğum gibi olmalıyım… Şunu söylesem yanlış anlar mı dememeliyim… Şunu yapsam başka gözle bakar mı diye düşünmemeliyim… [/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Heyhat! Ne zaman öğretilmişliği bir yana bırakıp önce kendi varoluşumu yaratmaya çalışsam da, erkekler normal erkek gibi davranıyor… Farklı umutları, farklı beklentileri var… Kendimi anın çıngırağında sallanır buluyorum… Suyu çekilmiş bir toprak gibi kuruyorum… [/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Biliyorum… sevme gücümü yitirmemeliyim… Sevmek, duvarları yıkan bir güç olmalı… Ne zaman bu güçle coşsam, arkadaşlığa/dostluğa elimi uzatsam, elim havada kalıyor… Sevinci büyütemiyorum… Dostluk yalnızca kitaplarda mı var? [/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Hayır, hiçbirşeyi yarım almayacağım[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Bana gökyüzünü verin! Uzağa fırlatılmış yeryüzünü[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Denizleri ve ırmakları ve dağlardaki çığları…[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]……[/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Yevtuşenko “ya hep ya hiç “ diyordu… [/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sınırlardan kurtulmuş kadın/erkek dostluğu yok mu? [/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Yalnızca içtenliğin kol gezdiği sokaklar… [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kadın kimliğim olmadan… [/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Çünkü, dostluk kaledir… [/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ben savunmasız kalmak istemiyorum… [/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=3]İnsanı arıyorum… [/SIZE][/FONT]
 
Yaşamdan öğrendiğim birşey var.

Yaşamın ipi ben de olduğu zaman mutluyum.

Yaşamdan öğrendiğim birşey var.

Kendimi yenileyip değiştirdiğim zaman insanlaşma yolunda bir adım attığımı biliyorum...

Sonra da yaşamımı değiştirme gücüm olduğunu biliyorum...

Yalnızca, üzülüp ağlamak birşey yapmamaktır...

Önemli olan, yaşamın değiştirilebileceğine inanmaktır...

Ben buna inanıyorum...

Sonra da o sorumlulukları yerine getirmektir söz ve eylem birliği...
 
Şiirler direngenliğim...

Şiirler nefesim...

Şiirler ekerim toprağa...

Şiirler boy verir gecenin içinde...

Geleceğin sanatla yoğrulmuş insanla yaratılacağını biliyorum...

Paylaşımın için teşekkürler Askileipos.
 
Sözler içime işler Kalemciğim!

Sözün gücünü kim yadsıyabilir ki...

Hele bir de aşıksan imgelere!

Hele bir de o imgeler alıyorsa seni içine...

Sen sen olmaktan çıkar da çağlayan olup akmak istersin sevgi denizine...

Utanan kaldı mı bu dünyada!

Utanç, şeytanın emrinde!!!
 
Şiir dediğin dokunmalı yüreğine...

Yaşamı çoğaltmalı...

Gözlerim alevlenmeli...

Bir gülüş olmalı geleceğe...
 
çok güzel yazılar ve şiirlerr.. aşkın tanımı harika..diyorlar ya hani aşk yoktur..Bence aşk şiirlerde, şarkılarda ve ozanların, şairlerin kaleminde sazındadır aşk..Aşk yoktur diyenler bunlara baksın..
 
İnsansızlaştırmanın en güzel şekli renkli kutulardan enjekte ediliyor körpecik beyinlere. Düşünmeden , üretimden uzak beyinler yaratıyoruz toplum olarak. Çocuklarını koruma adına sorgulamasın yeter ki sorgulamasın başını sıkıntıya sokmasın denilerek atılıyor taze beyinler yeşertilmeden çöplüklere. Bilinçli bir şekilde yapılan-böl,parçala,yönet-bu eylemin farkında olan bir avuç insan; insan arıyor, bıkmadan ,usanmadan. Dostluklarında cinsiyet olgusu aramadan sözleriyle dokunmak istiyor bireylere. Ne güzel bir savaştır insan aramak kavramı. Bir bakıyorsun aşk yerini almış bu savaşta. Aşk kendinde var oluş, aşk benlikler savaşından uzak, aşk sadece ve sadece insanı , insani olanı doğurmak adına mayalanıyor. Bitmiyor bu arayış içine birazda hüzün misafir oluyor. Hayal kırıklıkları, her kırıklık başka bir doğrunun yansıması oluyor. Aşk , savaş, hüzün... devinime dönüşüyor. Kuvvetleniyor giderek arayış. Bellek sakince dokunuyor yeni keşfettiği yansımasına. Bitmemeli bu arayış bitmemeli...Yüreğiniz,kaleminiz,düşleriniz,düşünceleriniz dokundu , kanattı,sevdi,yeniden mayaladı beni...
 
Ne güzel bir nick... Öyküekin...

Kimsiniz? Nesiniz? Hiç önemli değil...

Yüreğimden dökülenler, başka bir yüreğin bam teline dokunmuşsa...

Biliyorum... Kapanmayacak yollar...

Tüm bentleri yıkacak insanlık...


Sevgiyle...
 
Üst Alt