Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Monalisa] Gurbete Düşmüş Yabancı

[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Damien Hirst denen çağdaş sanatçıyı :)confused:) duymuşsuzdur sanırım. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Bu sanat dehası, ölü hayvanları turşulayarak köşe olmuş bir ademoğludur. “Gerçekliğin Denizinde Bir Garip Köpek Balığı” adını verdiği eseri; kimyasallarla dolu bir havuzun içine koyduğu bir köpekbalığı leşinden ibaret olmakla birlikte, bu eserin fiyatının tam 10 milyon dolar olması ne kadar enteresan geliyor kulağa. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3][/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Formaldehit'e batırılmış ölü köpekbalığı da sanat mı? Ölü bir balığı jelin içine herkes koyabilir diyen sanat eleştrimenine ise, “Ama şimdiye kadar kimse koymadı, değil mi?.. “ cevabını yapıştırmış Damien Hirst .[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Böylesi bir yapıt için, çok anlamlı bir isim seçmiş olması ve muhtemelen bu eserin de yer aldığı sergiyi tamamen bu fikir üzerinden düzenlemiş olması, bence, Damien Hirst’in yaptığı iş sanat mıdır değil midir tartışmalarını daha en baştan geçersiz kılıyor. [/FONT][/SIZE]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]2007 yılında sergilenmeye başlanan “Tanrı Aşkına” isimli, üstü binlerce elmasla kaplı bir kafatasından oluşan eserinin ise 51 milyon Dolar değerinde olduğu söyleniyor. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Daha da estetik nedir, güzel nedir, sanat nedir, sanat felsefesi nedir, kim sanatçıdır, sanat eseri neye denir tartışmalarına girmem, sizin güzel başınızı da yormam sevgili monalisa. ;)[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ve sevgili Kuyucak, her halükarda Genco Erkal’ı ya da Haluk Bilginer, Rutkay Aziz, Yıldız Kenter gibi sevdiğim ve çok başarılı bulduğum oyuncuları tiyatro sahnesi yerine, sinemada izlemeyi tercih ederim. Bu benim kişisel tercihim. Kendimi zorlamadığımı zannetmeyin ama bir türlü zevk alamıyorum tiyatro izlemekten ne yapayım.:eek:[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Bu arada burası sizin kişisel günlüğünüz müydü yoksa halka açık kamusal bir alan mıydı bilemedim monalisa. Ama göründüğü kadarıyla artık ok yaydan çıkmıştır, sayfanız kamuya açılmıştır bilgilerinize:D [/SIZE][/FONT]
 
Sanat nedir, güzel nedir, sanat felsefesine girmeyeyim derken verdiğin uç örnekle ağzıma lafı tutuştuvermişsin be arkadaşım:):)

Hayvanları katlederek ya da bir kafatasını binlerce elmasla süsleyerek sanat yaptığını söylemek olsa olsa sanat değil, zanaattır. Şimdi seninle sanatla zanaatın ayrımını konuşacak değilim elbet::))

Farklı olmak mıdır sanat? Tabii ki değil. Bence, öncelikle sanatın özünün ne olduğunu tartışmak gerek... Madem, sen benim başımın ağrıyacağını düşünerek:) bu konulara girmeyelim diyorsun.

Ben de diyorum ki, sanatın her alanını konuşmaktan ve tartışmaktan bırak başım ağrımasını, özellikle keyif aldığımı belirtmeden geçemeyeceğim. ( Bu sitede bir zamanlar Andante vardı. Birdenbire onunla konuştuklarımızı anımsadım. Kuyucak da arasıra konuştuklarımıza katılırdı. Öyle değil mi Kuyucak?) Ama zorlama yok tabii ki.:):) Sen girmek istemiyorsan, girmem. :):)

Ama sen burda olsaydın sana tiyatroyu sevdirebilirdim belki... Bana bu şansı verirdin değil mi? Tiyatrodan çıkıp bir oyunun peşine takılıp o karakterleri konuşmak, çıkardığımız dersleri konuşarak türlü çıkarımlar yaparak bir boza içmeye hayır demezdin değil mi:):))

Yaşamımda hep sınırlandırmalardan nefret ettim. Kurallardan, kalıplardan nefret ettim... Sınırsızlığa aşığım ben:):)

Şurda ağız tadıyla bir iki lafın belini kıralım:):) Sanatla yoğrulalım. Sanatla insanlaşalım. Boşverrrr... kişisel sayfayı falan filan.:):) Kendimi sınırsızlığın kollarına bıraktığım kadar özgürüm... Gerisi hikaye dostum:):)
 
Hoşgeldin sevgili Kalem,

Ben yine Aristo'dan söze başlayacağım. Senin söylediklerin ben de onun kimi sözlerini çağrıştırıyor.

Aristo, kuvve ve fiilden söz ederken kuvvenin fiil durumuna geçmesini inceler. Belirli koşullarda güce uygun biçimde etkide bulunan ve etkiye uğrayan bir araya gelir. Birinin etkide bulunması ve diğerinin etkiye uğraması zorunludur kuvvenin fiil durumuna geçmesi için. Eğer, bir diğeri etkiye uğramıyorsa, onun edilgin gücü yok demektir.

Aristo'ya katılırsınız. Katılmazsınız. Böyle diyor Aristo.

Her insanın ilgi alanı farklı olabilir tabii... Bence, insanın çevresi ve arkadaşları çok önemli. Kimileyin çevremizdeki insanlar iyi ya da kötü yönde etkileyebilirler bizleri... Ancak, burda insanın kendi seçimleri de önemli. Ya da kendimizi tanımamız...

Valla! Şiir olmadan ve tiyatro olmadan bir yaşam düşünemiyorum ben... O nedenle de, bu tür etkinliklerin olduğu yerlere gidiyorum...

Orhan Veli'yi, Nazım'ı, Enver Gökçe'yi, Arif Damar'ı, Kemal Özer' konuşmaktan da zevk alıyorum...

Herkes kendini yaşamalı diyorum...

Ama benim sanatı sevmemi sağlayanlardan biri de edebiyat öğretmenlerimdir. Tüm öğretmenleri saygıyla selamlıyorum...

İşe bak! Öykü, empatizan, sen...

Hepiniz öğretmensiniz...

Ne güzel pırıl pırıl beyinlere biçim vermek...

Kutluyorum sizleri...
 
[FONT=Verdana]Merhaba .[/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Sanat imgelerle yaratılan bir hayal bahçesi.. Bu bahçeler gerçekliğe yakınlık ve uzaklığına göre değerlendirilebilir elbet.. Zaten bu yüzden sanat ve adı üstünde hayal bahçesi.. O bahçede bin bir türlü çiçek var.. Herkese göre bir bahçe var.. Aradığını bulamayana da buyur kendi bahçeni yarat denmiş, sınırsız bir özgürlük… Ancak aynı bahçede olanların tatlı sohbetleri akıl almaz güzellikte olur bence.. Aşıkların atışması gibi diyelim.. Biri alır sözü, daha bitirmeden öteki hazırlar söyleyeceklerini.. Tat buradadır işte.. [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Tiyatro ve müzik (müzik şiirdir aynı zamanda) ayrılmaz bir ikilidir… Kardeştir ve hangisi büyük bilinmez.. Bütün o hayal bahçelerinin başladığı yerdirler.. Ondan önce insan pek insan değildi.. İnsan tiyatro ve müzikle insan oldu.. Antik şehirlere bakın ne dediğimi anlarsınız..[/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Şu bahçeyi sevmiyorum deme hakkı herkesin vardır.. Fakat o kötü olacak anlamına gelmez.. Zaten kimsede demez.. [/FONT]
[FONT=Verdana]Şimdi öyle bir dönemdeyiz ki; İnanın hobi olarak tiyatro, sinema, müzik ve dramanın (şiirin) tadını her şeyde aramayı ilke edinen ben, bu bahçelerin sınırları nerde başlar nerde biter bulamam.. Aranjman derim çoğunlukla.. Müzik, aynı zamanda dramadır.. Şiirdir .. Onu sahnelemek oyunculuktur.. Sinema tiyatroya göbekten bağlıdır.. Dedim ya tiyatro da müziktir aynı zamanda.. Ayrıca kim demiş tiyatro sinemadan bağımsızdır diye? Her bahçede diğer bahçelerin çiçeklerinin kokuları vardır .. Bence o bahçelerin birine giren hepsini sever..[/FONT]
 
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kuyucak ve monalisa’nın böyle güzel laflarının üzerine, sevgili Monalisa ile tiyatroya gitmez olur muyum hiç. [/SIZE][/FONT]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]İlk fırsatta ikimizin de daha önce izlemediği bir oyunu araştıracağım Da Vinci’nin kızı. İstersen hangi oyuna gideceğimize sen karar ver, biletler benden, çıkışta bozalar senden. Tiyatro izlerken patlamış mısır yiyemeyeceğiz ama ne yapalım, idare ederim artık:);)[/FONT][FONT=Times New Roman] [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Oyunu sonuna kadar izleyeceğime, arada kaçmayacağıma da söz veriyorum monacığım. :D[/FONT][/SIZE]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Hatta tiyatro öncesinde ya da sonrasında bir yerlerde bir sergi bulup gezelim. Serginin her ikimizin ortak sanat zevkine hitap etmemesi daha da heyecanlı mı olur ne :confused: Tam bir sanat günü olsun. Sonra da oturup hem oyunu hem de sanatı konuşuruz uzun uzun. Zira üzerine on binlerce kitap yazılan, yüzyıllardır felsefesi yapılan bir kavramı bu foruma sığdıramayız gibime geliyor. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ayy cidden heyecan yaptım, çok sevindim bu plana. En kısa zamanda görüşmeyi diliyorum. :)[/SIZE][/FONT]
 
[FONT=Verdana]Ne güzel anlatmışsın Kalemciğim, [/FONT]

[FONT=Verdana]Sen de edilgin güç varmış demek::):)[/FONT][FONT=Verdana] Arkadaşların seni şiire, tiyatroya yöneltip etkilemişler… Birbirinizi karşılıklı etkileyip birlikte çoğalmışsınız. [/FONT]

[FONT=Verdana]Ve… Kuyucak arkadaşım… [/FONT]

[FONT=Verdana]İnan ki, bu kez söylediklerinin altına hiç tereddüt etmeden imzamı atarım::):)[/FONT][FONT=Verdana] Yazdıklarına bayıldım. Ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi sanatın anlamı… Ne iyi etmişsin de, duygularını, düşüncelerini yazarak hepimize katkı yapmışsın. Beni bu siteye çeken ilk insanlar Pegasus ve Andante’ydi. İşyerinde felsefe ya da sanat alanında konuşacak insan bulamayınca, boş zamanlarımda siteye girerek Pegasus’la felsefenin derinliklerine dalmak, Andante’yle müziğin, resmin, edebiyatın çeşnisinden tat almak yaşamımı renklendirmişti. [/FONT]

[FONT=Verdana]Şimdi sizlerle birlikte aynı duyguları duyumsuyorum. [/FONT]

[FONT=Verdana]Ya! Evet, sanat imgelerle yaratılan bir hayal bahçesi… O bahçede bin bir çiçek var… Çok haklısın. İnsan mükemmel bir varlık. Öyle ki, sanatla sınırsızlığı keşfetmiş… Tiyatro ve müziğin yanına bir de dansı eklemek gerek. Ritim, ezgi ve dans… Antik Yunan’da Diyonisos şenlikleriyle esrimenin en tepe noktasına varılır… Akıldan akıldışı olana geçiş bir anlamda… Zaten Diyonisos’da normalden, kuraldan, düzenden kopuş demektir. Niçe’ye göre de, Diyonisos yaratıcılık, coşku, tutkunun tanrısıdır. Apollon ise, sanatta akıl, dinginliktir. Sanat bu ikisinin birleşimidir. [/FONT]

[FONT=Verdana]Ve… Sevgili Empatizan,[/FONT]

[FONT=Verdana]Benim için Reşat Nuri Tiyatrosuna gidip de, sonra da Vefa Bozacına gitmek vazgeçilmez bir alışkanlık oldu zati::):)[/FONT][FONT=Verdana] Seninle gitmenin farkı da farklı olur benim için::):) Bu tiyatroyu sevmeyen kadını merak ediyorum:):) [/FONT]

[FONT=Verdana]Hımm! Önce sergi… Sonra tiyatro… Yahu::):)[/FONT][FONT=Verdana] Ben sakatım:):) Resim sergileri beni çok yoruyor::)[/FONT][FONT=Verdana] Çünkü, bir resmin önünde on dakika falan oyalanıyorum::) Şunu başka güne ertelesek olmaz mı::)[/FONT]
[FONT=Verdana]Ben emekliyim… Zamanım bol nasıl olsa::)[/FONT][FONT=Verdana] Sığdırabildiğimiz kadar sığdırırız forumlara sanat felsefesini::)[/FONT][FONT=Verdana]) İşimiz ne:)[/FONT]

[FONT=Verdana]Zaten boş insanların işidir felsefeyle uğraşmak:)[/FONT]
 
Üst Alt