Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Rock Köşesi 2

Güzel insan Sunburn..Yazdıklarını okuduğumda sende enerjinin vücuda bürünmüşlüğünü seziyorum...Pek hoş,hayat dolu bir rocker+metallian karışımı!...
.....
Baba Zula'yı pscyhedelic olarak düşünmemiştim hiç..Gerçi psyche etkisini göz ardı etmemek gerek.."Eeee Babamız bizi sevmedi..Çirkiniz..." :D
Denizcan Yüzgül diye bir animasyon bölümü öğrencisinin bir Baba Zula şarkısı üzerinde yaptığı kısa film geldi aklıma..Filmle birlikte Pyschedelic bir yaklaşıma bürünmüştü sanırım..Sonuç olarak bu türe bir tanım koymaya çalışmak da mümkün değil.

Hah buldum onu da ,youtbe da varmış...Babasız Kızlar balosu..Ve Bir Denizcan yüzgül anima-filmi..

http://www.youtube.com/watch?v=WmfNVLUMLvI

denizcan'ın diğer filmlerine de göz atmak isterseniz..:

http://www.youtube.com/watch?v=ABDtF_uqCao

http://www.youtube.com/watch?v=lbrBPoPxYvU

-denizcan mezun olmuş ve yurt dışındaymış şimdi-

Tool'a gelince...Tool bambaşkadır..Sözlerini,söylemlerini irdelemek gerek.Lateralus albümünde garip şifrelere göz atmak gerek.Schism'i Parabola'yı animasyon video klipleriyle izleyip bir de öyle yorumlamak gerek...Biraz uğraş ister Tool dinlemek..
 
P.O.S delisi yüksek şahsiyet Ezgi >>> komplimanların için saygılarımı sunuyorum.Eyvallah :)

Tool Meselesinde ;gosarias Şifre olayından bahsetmiş ve şifre mifre göremedim tanımlaması yapmış idi.Ancak daha sonra ezginin Yazısın da Özellikle Lateralus Albümünden Şifreler pozisyonun da derin meselelerin olduğuna işaret etti.

Ehem şimdik Bu albümde Tuhaf giden bazı durumların olduğu,enteresannnn dedirten azcıktan az daha öte gizemli bazı durumların olabileceği şüphesini bizlerde uyandıran durumlarında olduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum.Bir kaç arkadaşımla yaptığım tel görüşmeleri sonucun da ; bu albümü bir sıra halinde ki şöle;6,7,5,8,4,9,13,1,12,2,11,3,10 dinlendiğinde şifre pozisyonunun anlaşılabilceği açıklandı.Tuhaffff,bir okadar da acayip esroo durumu hasıl:)

Yani birde şu durum var ki ; bu sıralamayı çözmek te zor beaaaa :twisted:

düşün ki bunu çözen eleman ne kadar dinledi kimbilir :shock:

Yanlızzzz ezgi yine damardan vurdu bizi yine yaptı yapacağını el altından 8)

vallahi ne desen haklısın be üstad,

i know the pieces fit ( parçaların tam olarak oturduğunu biliyorum ) olayı yıkıyor anlayan insanı derinden derinden...

Lateralus den Schism >>> ... saygın bir abimiz türkçeleştirmiş aynen aktarıyorum. derin manaları çözmek adına :)
Bazı cümleleri yada kelimeleri düşünce yapısına göre değişiklik gösterebilmekte ve de bu durum dan dolayı dır kiii kelimeler içinde başka kelimeler yada anlamlar çıkabilmekte. neresinden bakarsanız bakın derin bir durumum hasıl olmuş gibi. ÇOOOOOK GÜZELLLLLLL :D MÜKEMMEL ÖTESİ HIRS YAPICI ŞAHASER. 8) :shock: :twisted:

LATERALUS

SCHISM ( HİZİP YADA BÖLÜNME )

parçaların tam olarak oturduğunu biliyorum
çünkü onları ayrılırken (düşerken) seyrettim
küfleniyor ve aşınıyor ( parçalar), yapısal farklılık (tan dolayı)
yan yana duran tertemiz amaç, iki aşık ruhu harekete geçirecek
parçalanma devam ederken bizim iletişimimizi test ediyor
bizim ateşimizi yakan nur aynı zamanda aramızdaki deliği açıyor bundandır ki
biz bir sona ulaşamıyoruz, iletişimimiz sakat kalıyor..

parçaların tam olarak oturduğunu biliyorum
çünkü onları parçalanırken seyrettim
suçlu yok, suçlanacak kimse yok, bu parmağımı birine sallamak istemediğim
anlamına gelmiyor, diğerini suçla, tapınağın alaşağı olduğunu seyret
parçaları bir araya getirmek için, iletişimi yeniden keşfet..

şiir köşelerin (karelerin) arasından gelir
ve (köşelerin) etrafında çember çizmeye değerdir
güzelliği uyumsuzlukta bul(mak)

parçaların bir arada olduğu (birbirine uyduğu) zamanlar vardı
fakat ben onları ayrılırken seyrettim
küfleniyor ve aşınıyor, imrenmelerimizle (onu) boğazladık
ikinci tahminlerimizin tehlikesini bilmek için yeteri kadar matematik öğrendim
biz büyümedikçe parçalanma kaçınılmaz, ve iletişimimizi güçlendir(meliyiz)

buz kesen sessizliklerin
aşık oldukları kardeş oldukları varsayılanlar arasındaki
her türlü şefkati merhameti köreltme eğilimi vardır

parçaların tam olarak oturduğunu biliyorum
parçaların tam olarak oturduğunu biliyorum
parçaların tam olarak oturduğunu biliyorum
parçaların tam olarak oturduğunu biliyorum
parçaların tam olarak oturduğunu biliyorum
parçaların tam olarak oturduğunu biliyorum
parçaların tam olarak oturduğunu biliyorum
parçaların tam olarak oturduğunu biliyorum!!

ARTIK BEN DE BİLİYORUM :!:
 
eywallah Sunburn , sen bu işin içine girmissin iyice :)
brutal det m . demissin.Aslında melodik det daha cok sewerim ama bunu sabit muzık bakıs acısına sahıp seklınde anlama.mesela Bjork-Nosfell-Chep Mami gibi degisik tatlarında fanıyım : )

Nisan ayında gemıye gıdıyorum yaklasık 10 12 ay calısmam gerekıyor ehliyetimi almam icin onun sonrasında profesyonel olarak muzıkle ılgılenmeyı dusunuyorum..Ozamana kadar ölmezsek , müzik yapım konusunda senın bılgılerınden de faydalanmak ısterım : )
 
Canım dostlarım,

Şimdi biraz dertleşme zamanı sizinle. :D

Buradaki yazıları okuduktan sonra sizlerle bir şeyi paylaşmak istiyorum.Bildiğiniz gibi müzik söz konusu olduğu zaman benim için akan sular durur. Müzik konusunda hemen her yerde yazılı olanları okumak ve başka sitelere de üye olmak yaptığım işlerdendir.Açıkcası müzik konusunda buradan başka bir yere yazmıyorum.

Ama şimdi itiraf zamanı: :D

Geçenlerde dayanamadım ve izlediğim bir sitede müzik konusunda yazılanları okuduktan sonra heytttt savrulun diyerek bir şeyler karaladım.

Kardeşim aylardır yazdıklarını takip ediyorum ve inanın kimsenin bir şey anladığını sanmıyorum. Kendi kendilerine çok mutlular, müziğin sınırsız matematiğinde binlerce kelime uçuşuyor ama ortada bir şey yok.

Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim :D

Ufacık gövdeme yüklü kaf dağı...... Senelerce piano eğitimi al, sonrada üniversite hayatında müzik tarihini kendine seç, biri olarak bile yazdıklarını anlamakta zorlanıyorum. :D

Şimdi bunlar Klasik Batı Müziğini tartışıyorlar. Bu sıralar bu müzik türüyle olan muhabbetimi bilmiyorlar tabikii. :D Tartıştıkları da Bach ve Bach ın müziğindeki ilahi güç....

Aman allahım!!!! birden acaba ben Bach sevmiyormuyum diye bir duyguya bile kapıldım. Müzik adına her şey bitmiş artık, artık müzik adına bir şey yapılamazmış, bir daha büyük bir müzisyen gelemezmiş çünkü diye başlayan cümlelerini sizlere aktarmayacağım.

Komik bir eleştiriden sonra sizin için sadece klasik batı müziği ve Bach varsa söyleyecek bir şeyim yok ta, rock müziğini nereye koyuyorsunuz, ya da ne bileyim jazz müziğini ne yaptınız bu arada diye soruverdim.Onlar müzik değil ve o müzik türlerinde eser verenler sizin için bir hiç mi diye de soruverdim.

İyi dedim sonunda, dünyanızı küçültmek istiyorsanız sizlere karışmam.

Tabii yazı böyle size yazdığım gibi değil ama içerik böyle. :D

Ben şimdi bunları niye yazdım???

gosarias, canım dostum bunlar senin için yazıldı. :D

Hepimizin sevdikleri vardır ve kuşkusuz tercihleri vardır. Ama ne olur sende kapatma dünyanı. Daha doğrusu daraltma dünyanı. Pencerelerin daima ardına kadar açık olsun.

Zevkler ve renkler tartışılmaz diyenler halt etmiş. Zevkler ve renkler tartışılır. Müzik önce bir alışkanlıktır. Alışkanlıklarımız sonra beğeniye daha sonra zevke dönüşür. En çok hangi müziği dinlersen bir bakarsan ister istemez kulağın bu tarza alıştığı için senin beğenin ve sonunda zevkin olmuştur.

Sakıncası varmı?

İlk bakışta yok gibi gözüküyor ama sakıncası var. Öylesine dipsiz bir kuyu ki bu müzik, dinledikçe bilmediklerinle karşılaşıyorsun. Bildikçe ise bilmediğini anlıyorsun.

Aman ha dostum tool sev falan gibi bir niyet taşımıyorum, sevmeyebilirsinde, ama sakın ha sınırlama dünyanı olur mu? :D

Ezgicim,

Babazulayı pscyhedelic olarak kesinlikle algılamalısın. Şimdiye kadar algılamadıysan kesin bunun bir nedeni vardır ama manyak bu adamlar. Akıl hastanesinde hastalarla yaptıkları müziği dinlemedim deme bana sakın???? :D

Biz bu tarzı bir ara yine rock sayfasının başlarında konuşmuştuk yeniden gündeme getirmekte fayda var.

Hepiniz öpüldünüz. :D

Meraklısına not; yazdığım yazıdan sonra tek bir ileti gelmedi :D
 
Vayyyyy gosarias!!!!!

Şimdi farkına vardım benden önce davranmışsın ve ve veeeeeeeeee Bjorkdemişsinn

Sevdim seni deeeeeeeeee :D :D :D :D :D
 
aww , tesekkur ederim andante ilgin icin :oops:
saat sabah 5 e gelıyor dusuncelerımı tamemen anlatamayacagım ama yıne de yazmak ıstedım.

deli insan Bjork sewilmez mi ki :p Ayrıca onu sewiyorsan , benım yakıstırmamla Bjorkun erkek wersiyonu nosfellide bılıyorsundur.

o nedir diyenler icinde link wereyim benım en sewdigim sarkısının ;
http://www.youtube.com/watch?v=08CJUu4nFyI
 
Evet haklısın oldukça ilginç bir sestir Nosfell. Bizim Cem Adrian da ona öykündü ya :D

Ya ben bu insanoğlunun doğasını anlayamıyorum .Fiziksel olarak ince sesi anlamakta zorlanıyorum.Tamam!, ses telinin boyu kısaldıkça ses tizleşir yani inceleşir. Fizik kuralı, buraya kadar anladım.

Hatta ergenlik döneminde erkeklerin seslerinin kalınlaşması da bu fizik kuralıyla doğru orantılıdır.

İyi de kardeş bu adamlar kalın sesi de son derece kolay çıkartıyorlar. Bu koşulda ses tellerinin boyu uzun olmalı. Yine fizik kuralı. :D İkisi birden olunca nasıl oluyor, işte anlayamadığım bu.

Nosfell de sesini bir kadın renginde ince kullanabildiği gibi erkek tonlamasını ve kalınlığını gayet güzel veriyor. Deli diye işin içinden çıkamayız yaaaaa. Kafayı ben yiyeceğim şimdi.

Ona senin Bjork yakıştırman da bir hayli ilginç. Katılınabilir bu düşünceye neden olmasın? Ama bu Bjork deki soğuk ülkenin sıcak kanlı ve kendinden geçercesine, sesiyle bütünleşmesine bayılıyorum. Muhteşem bir kadın o.
 
Dancer in the Dark'la müzikal bir düş cennetini izlediğimiz filmin de başrol oyuncusu Bjork...
Cennet derken bu filmin yalnızca muzikal yanına ilişkin söylenebilecek bir yorum.Aslında film dokunaklılığı doruk noktada işlenmiş.Eeee,Bjork'ün tüylerimizi diken diken eden;ama çocuksu tınısını hiç terketmeyen sesi de eşlik ediyor film boyunca.
Onun düşleri ve düşlerinde yaşadığı muzikallerse,çöl ortasında serap görmeye benzer bir şekilde yanıltıcı ama bir o kadar gerçek bir mutluluğu yaşatıyor.
Müziğin bir filme işlenebildiği en iyi örneklerden de birisidir bence Dancer in the Dark.
Lars von triers'in dogma akımının güzide örneklerinden birisi..
Bjork dinleyicisi için kült olması gerektiğine inandığım bir film.
 
ewet , hem bayan tonuyla tiz hemde erkek tonuyla bas ses werebilmesi tuhaf bir insanın. Bu belki diyaframı kullanabılme yetenegıyle ılgılı olabılır belkide ses telinin kusursuz olmasıyla..Soyle bır bılgı buldum isterseniz goz atın.http://www.professional-voice.org/seshastlk.htm

ve dancer in the dark gercekten super bir yapıttır...Keske bjork u o fılmde tanısaydım ama benım onunla tanısmam bıraz tuhaf oldu.Bır fılm wardı , adını tam hatırlamıyorum , sorunlu bır kız wardı kendını keserdı sureklı.Birde papazı wardı onun..Bu papaz bır sahnede berbere gıdıyor ve tras olurken fonda bjork calıyordu.tam hatırlamıyorum onu da , galiba all is full of love 'dı...Cok hosuma gıtmıstı ve hemen fılmın 'the cast bolumune atlayıp bu sarkının kımın oldgunu ogrenıp bjorke aşık olmustum :oops:

http://www.youtube.com/watch?v=-KPIvAg7va4
 
Efendim,dün müzik forumu bir ara -şaka mahiyeti taşıyan anlamsız bir silsileye uğramış.Şaştım kaldım.Abi,müziği bizden ve bizden olmayanlar biçiminde algılayan biri olacak ki;bir hayli tepkiliydi.Neyse kişiler,ve bireyselliğe indirgenmiş düşünceler önemli değil de;bu durum bahsetmek istediğim bir konuyu açtı.

Yahu,şöyle bir rakı sofrası kurup dinlenilebilecek bir rock grubu var mıdır? :D…(Cevap:var tabi..türkiye’de arabesk-rock türü diye bir olgu var.Replikas böyle anılıyordu,çamur peyda oldu sonra…Badem mi neydi..var işte böyle şeyler.)(eee,Erkan Oğur var ama o çook ayrı..Ya da Yavuz Çetin’le ortak çalışmaları “Dünya” ne dertlidir ki tam rakı yanına gider :D )

Tamam,ülkemiz bu ihtiyacı karşılayacak rock toplulukları barındırıyor.(onlar da olmasaydı bizler ne yapardık :D )..aslında gelmek istediğim nokta dünya’da bizim etnik anlayışımızı müziğinde evrenselleştirmiş bir rock grubundan söz açmak

Eee,sanırım bu uzuuuun girizgahtan sonra sadede geleyim mi?Geleyim tabi ki de:

THE TEA PARTY
Kanadalı rock topluluğu dünyayı semazence algılayıp kendi müziğine çok-kültürlü bir yapı oluşturmuş.
Jeff Martin-(her şey bu adamın başı altından çıkıyor..)gitar –vokal’le kalmıyor..harp gitar,ud,harmonium,santur,sarod,saz,sitar,tambura…
Stuart Chatwood-Bass
Jeff Burrows-drums…

1991-2004 arasında 9 albüm yayımlamış grup.Orta-doğu etkisi hep hakim müziklerinde,bunun yanında Afrika ve yaşadıkları topraklarda müziğin etnik kısmını oluşturan country ve de blues’la karşılaşabiliyoruz.Müzik panayırı diyorum ben :D

diskografisi şöyle:

The Tea Party-1991
Splendor Solis-1993
The Edges Of Twilight-1995
Alhambra-1997
TRIPtych-1999
Tangents-2000
Interzone-2001
Seven Circles-2004

Doğu kültürüne büyük hayranlık besleyen Jeff Martin bunu hem söylem hem de müzikal olarak kullanmış yapıtlarında.Türk kültürü ve İstanbulu da çok çok seviyor.Sık sık ziyaret edip kilolarca tütsüler alıyor :D
Kapalı Çarşıyı çok seviyor ve onun için şarkı yazıyor.

The Bazaar (The Edges of Twilight), the Grand Bazaar(Alhambra)-özellikler grand bazaar ı dinleyin derim.


http://www.youtube.com/watch?v=JCye7v79Tz0


Doğu hikayeleriyle süslü albümleri simya bilginlerinden Farisi kültürüne kadar çook geniş bir konsept kaynağı barındırıyor.

Son iki albümleri İnterzon ve Seven Circle’la bu çizgisinden kopup daha alternative rock havasına bürünmeleriyle farklı bir müzik anlayışına yol alırken dağıldılar.Ama dağılmaları dinleyicilerini daha da mutlı edecek başka bir oluşuma sebep oldu..

Artık Tea Party’le dilediğini yapamayan Jeff Martin Solo albümü Exile and the Kingdom-2006 yayımladı.Ve yine eski Tea Party müziğini dinleyebilme şansına eriştik…

Exile and Kingdom ise tepkisi olan bir albüm..Jeff bu albümle ilgili konuşurken Irak Savaşına konuyu getirip Bush’a ‘ARAP KATİLİ’ sıfatını çekinmeden veriyor.Albümün ilk şarkısı ‘World is Calling’de bu tepkisinin izlerini hissediyoruz.Biribinde güzel şarkılarla devam ediyor.The Edges of Twighlight,Alhambra,TRIPtrych ya da Splendor Solis gibi…

Jeff Martin hem müzikal hem de söylevsel yaratılarıyla büyük bir entellektanın izlerini taşıyor.
‘Jim Morrison’a çok benzeyen ;ondan daha iyi söz yazabilen ve de Rock Yıldızlığı gibi soytarılıklarla işi olmayan biri :D –klipte dikkat ederseniz gerçekten Jim Morrison’a çok benzediğini göreceksiniz-

Başladığım yere döneyim..
Şimdi rakı için bir ortam yaratmışsınız,ve track list istiyorsunuz…

Peki veriyorum :D :D :D

The Halycon Days-Triptych
Grand Bazaar
İnana(acoustic)-Alhambra
Sister Awake-Tangents>>>>>>>>>> http://www.youtube.com/watch?v=eDYIlaaw_yI
Walk with me-The edges of Twilight
The river-bunun akustik versionunu bulursanız..-
Samsara-Triptych
These living arms-Triptych
Temptaion-introsunda dertli bir bağlama solo var..-
Babylon

www.teaparty.com

Lament
Angeldust
World is calling
-bunlar da solo albümden-
 
İlaydacığım...Ya ben seni kastedmedim..Hayallah,neye sebep oldum..Ya,özel isim değil de zamir kullanınca böyle oluyor..
Ya ben çoook özür dilerim..böyle bir yanlış anlaşılmaya mahal verdiğim için...

Kimseyi kişisel değer yargılarına göre de eleştirmek haddim de değil Sevgili İlayda..Ya nasıl utandım şimdi..Hayallah..Emin ol seni kastedmedim..
 
Canım,biz kendi içimize dönük ve sadece birbirlerimizi anlayan kapalı bir mecra değiliz..Evet,bir çok yabancı kaynaklı müzik topluluklarıdan ya da müzisyenlerden konuştuğumuz için bu sadece belli bir ilgili kesim tarafından daha iyi anlaşılsa da ilgilenmek isteyen her kimseye de açıktır tüm bunlar..

Onun için bu son yazın olmasın ve katılmak istediğince yazman sevindirir beni..

şunu eklemek istedim..

canım son olarak bahsettiğim The Tea Party kültürümüzden fazlaca etkilenmiş ve bunu evrensel bir şekilde müziğin kullanmış olduğu için özellikle söz konusu ettim..Rock dinlesin ya da dinlemesin,belli bir kesime hitap etme sınırını aşan bir rock topluluğu olduğu için onları tanıtmak istedim.
 
Ya ileyda gerçekten yanlış anlamışsın. tam tersine sadece izleyici değil aynı zamanda katılımcı olmanı istediğimizi ben diğer başka bir sayfada belirttim.

Ezgi de bu konuda kendini kötü hissetmesin. Gerçekten bazen biz kendi içimizde kapılıp gidiyoruz. Aslına bakarsa diğer sayfalarda hemen yapmam gereken onlarca iş var. Bence tüm sayfalar önemli ama Türkiyenin Müziği sayfasını unutmuşum yada ihmal etmişin diyelim.

Bence hepimizin söz sahibi olacağı bir sayfa orası. En kısa zamanda bu ihmal ettiğim sayfalara döneceğim. Bir anadolu rock diye bir söylem almış başını gidiyor. Ya gerçekten komik!!!! Siz hiç japon rock, eskimo rock diye bir şey duydunuz mu, ama biz anadolu rock yapıverdik hemen. :D

Müzik kuşkusuz evrenseldir, senin benim gibi bir dili yoktur ama yinede her ulusun kendine ait kültürü olduğu gibi bizimde kendi müziğimiz vardır ve açıkcası dünyada Hintlilerden sonra ulusal müzik açısından bu denli zengin başka bir ülke yoktur. Bunları konuşalım .

Ezgi Türkiyenin müziği sayfasına takılmış. :D Anladığım kadarıyla .
 
andante' Alıntı:
Bir anadolu rock diye bir söylem almış başını gidiyor. Ya gerçekten komik!!!! Siz hiç japon rock, eskimo rock diye bir şey duydunuz mu, ama biz anadolu rock yapıverdik hemen. :D


SÜPERRRRRR :twisted: :twisted:

PAPUA YENİ GİNE ROCK DA OLABİLİRRR :wink: :twisted:
 
Sunburn..İsveç death metali oluyo da niye anadolu rock olmasın :D :D :D
(İsveç death derdemez sen de coşa gelir misin bilmiyorum ...ben bir anda o moda giriveriyorum...:D)
(olmaz tabi...:D )-
 
Peki öyle olsun bakalım...

(aslında ben de güvenmiyorum...:D )
 
aww, ilaydanın uzun yazısı bır harika... ..Genelde yabancı olan ınsanlar , rock muzıgı sewmeye baslasada bunu dıle getırmezler asla, cekınırler.Ama ilaydanın dusuncelerını soylemesı cook hosuma gıttı.Karamela dondurmalı kagıt helyavı elınıze aldıgınızda , agzınızın onu bırazdan ısıracagını bıldıgınden tuhaf bır hısle sulanması gıbı :p supper

Bence ilayda gercekten sewmeye baslamıssa rock muzıgı , ingilizce ogrenmeye calıssın..Bende lise hazırlıkta ıngılızcem gelıssın dıye yabancı bır album alayım dıye basladım bu işe ve amorphis ile tanıstım ilk..Hele o greed parcası , dıger mesajlarınızda bahsı gecen rakı sofrasında dınlenılecek muzık kategorısıne ılk 10 da gırer....Bence sende ıngılızce calısmaya basla, sewdıgın sarkıları onunla beraber soyle..Bır bakınca dersin ki 'ben ingilizce biliyorum ' :)


Yılışık, burnu havada , arkadas arasında artiss denilen bir karakterim yok ama bu war olan mı olomayan mı denır bılmıyorum, anadolu rock tan nefret ederim.

ve swedish death metal...bunu tartısması olmaz bikere :idea:


sdm rulezz!! :twisted: (ukalaca degil :)
 
Ya o değil de..The Tea Party diyordum..Nooldu ki şimdi?

Arkadaşlar..Şimdi hiç bir >>okuma hatasını<<< düstur edinmeden bir daha bakalım neler olmuş...Ne dedim ne anlaşıldı..

Efendim,Sevgili Andate'nin anladığı gibi başka bi forumda şöyle bir şeye rastlıyorum:

Halk müzigi bizden,bizim. Rock müzigi, Pop, Rap bizim degil bizden degil

Buna karşı özel bir tepkim yok..Kimin yazdığı da çok önemli değil..Önemli olan şu ki benim kendi çevremde böyle düşünen bir çok arkadaşım mevcuttur
ve otururuz diz dize ; tartışırız.Anlatırım,onlar anlatırlar..Anlaşırız...

Şimdi...Benim The Tea Party tanıtmaya ilişkin metnime çıkış noktası hazırlamış bu durum için ilk parağrafı buna kasten yazdım..Ama bir de ne göreyim..Parağraf hiç de adresi olmayan bir yere ulaşmış...

Yahu,Sevgili İlayda öylesine dokunaklı bir yazı yazmış ki,inanın insanlığımdan şüphe ettim,kendimden tiksindim,insan olduğuma nalet(!) olsun dedim..Ama o parağrafı bir daha okuyun ki; yahu ben ne yazmışım ki sonrasında gelen KOCA BİR METNİ HİÇE SAYDIRACAK KADAR ETKİLİYMİŞ...

Efendim,derken bunun üstüne sıcak sıcak bir Anadolu Rock mevzusudur koptu...Baktım sunburn ironiye bulamış yine ortalığı ,ee ben de üzerine gittim birazcık.Tek cümle,bir kahkaha ..Valla bir insanı bir forumda kıllandırmaktan daha kolay yol yok..
Tekrar ediyorum bu mucizevi buluşumu:TEK CÜMLE,TEK KAHKAHA...GARANTİLİ KILLANDIRMA YÖNTEMİ :D ( araya link filan atıp kendinizce de süsleyebilirsiniz,size kalmış)

Neyse,bir de onun üstüne ne görsem beğenirsiniz...Yazı gibi iki boyutlu bir düzlemde alegori yapabilmeyi becermiş Gosarias a helal olsun diyorum...Eyvallah ayriyeten..Selamını aldım cancağızım...Ama tek celsede kişilik analizi de pek erken oldu be,neyse sarraf yanınla baş başa bırakayım seni..

Şimdi nihai bir duruma ulaşabilmek için açıııkca söyleyeyim..Anadolu rock vardır ya da yoktur...Bunu ne ben bilirim ne de bir başkası..Mutlak doğruları olan bir şey değil ki..-evet bence de anadolu rock gibi bir kendileştirme durumu saçma-
Ama İSveç Death Metal gibi de bir kendileştirme durumu söz konusu..Hayır Death Metal için en gerekli donanım olan Gitar Processor'ünü İsveçlier icat etmediler..Ama kendi ülkelerinin adının anıldığı müzik türleri yaratabilmeyi başaracak bir medeniyet var orda...

Eeee,gönül isterdi ki;bizim de konsept bir albüm yaptığında kitleleri düşünmeye sevkedebilin Metal Topluluklarımız olsaydı,dünyaya evrensel anlamda müzik sunabilen ve kültürel birikimimizi entellektasıyla sunabilen müzisyenlerimiz olsaydı-rock ve metal adına- işte o zaman Turkish Death Metal diye bir türü fazlasıyla hakederdik ki bırakın Anadolu rock şurda dursun...

The Tea Party diicektim..Neyse boşverin elin Kanadalılarını....(eminim bu ülkede onların müziklerini duysa The Tea Party i sevecek bir çok kişi vardır..)

Muhakkak eksik kalmıştır,düşünce ifade etmek tamamlanamayan bir etkinliktir..Sizleri Seviyorum canlarımmmmmm
 
Hemen küçük bir açıklama anadolu rock için. :D

Rock müziğin dediğim gibi, japon rock eskimo rock yada sunburn un dediği gibi papua yeni gine rock gibi bir şekli olmaz. Rock müzik özellikleriyle tıpkı jazz gibi ( bak bayke jazz diyorum ), blues gibi kendine göre özellikleri olan bir müzik türüdür. Deşeriz sonra bunu. :D

Ama bir şeyi kabul edebilirim. Bizim ülkemizde anadolu rock diye bir müzik çeşidi ortaya çıkmıştır. Buna gerçek anlamda rock demek pek kolay değil. Hatta olanaksız. Kendine göre özelliği olan bir müzik türü oldu anadolurock.

Yine bu müziği de deşeriz. Ama ne olur buna rock müzik demeyin, yada rock müzik gibi algılamayın. Ben anadolurock müziği olarak bu türü çok ayrı bir yere koyuyorum ve işin gerçeği bizim ülkemiz için son derece önemli ve güzel şeylere de imza atmışlardır.

Dünyada başka bir yerde olmayan yeni bir tür müzik yaratmışlardır her şeyden önce.

Dediğim gibi bunu da deşeriz. :D
 
deselim ozaman :evil:

anadolurock ; ozelligi olmayan standart rock davuluyla , bass gitarı hıc duymadıgımız , soloları sadece sarkının nakaratından olusan pop ya da arabesk vokalle bırlesmıs , genellikle sozlerınde ezik aşık hıkaye ve duygularının anlatıldıgı ne amacla yaratılmaya calısıldıgını anlayamadıgım muzik.
 
Ya gosarias! sen bir tanesin.!!!!

Söylediğin şey müzik açısından kesinlikle doğru. Seninle aynı fikirdeyim. Ya bizi öldürecekler :D

Ama bir şeyi unutmayalım. Ortaya çıkış tarihine baktığın zaman Türkiyede sadece ve sadece yabancı müziklerin üzerine Türkçe söz yazarak arajman dediğimiz şarkılar vardı.

Bu adamlar en azından her türlü müzik açısından olumsuzluğuna rağmen, yeniden yapılanmayı sağladılar. En azından kopyalama ortadan bir nebze olsun kalktı. Bunu da deşeriz değil mi???

Ama açıkcası isyanına hayran kaldım
 
:D .... Gosarias..deşilecek bi şey bırakmamışsın,tüm çıplaklığıyla ortaya sermişsin.... :D

Evet bence de budur...Diyecek de başka bir şeye gerek yok sanırım ...
 
aww tesekkur ederim andante :oops:

Calıntı degil, bu dogru ama ben calıntı olmasını tercih ederdim. Unv1 de maddi sıkıntıdan oturu bır piyasa grubuna gıtar calmıstım yaklasık 3 hafta kadar.Bu anadolurck denılen seyleride calmayı denemıstım..Akor kalıpları hep aynıdır.laminor den reminore ordan solmınore gecer ...falan :lol: Icıne bırkac uyumlu akor koyunca yenı bır sarkı olmus oluwerır.ınanın dınlemesı kadar calmasıda ıskenceydı bana.Daha sonra arkadaslarımın pofpofuylada irkildim ve cıktım hemen o gruptan. : )Ondan sonra ısınmak ıcın bursa beledıyesının agac fıdanlarının kenarlarına korkuluk olarak koydugu tahta parcalarını çalıp, pazaryerlerı toplandıktan sonra yerde kalan patates turp ..vs seylerı toplayarak dewam etmeye calıstım okumaya :lol: ..



Ustumuze gelecekler demıssın :twisted: gelsinler ...
 
Tamam ezgi den bizden yana çıktı korumalarımız tamamdır. Kendimizi artık koruyabilirz. İnan söylediğin şeylerde haklılık payı o kadar fazla ki.

Bir kaç akorla iş tamam ve bir de ne komiktir bunlar kendilerini gitarist sanır. Ya Alper dostum ses verrrrrrrrr nerelerdesin :D

Çalan güzel olsun ona da razıyım dersen herşey bitmiştir artıkk :D :D :D :D :D
 
Heheheh
Sanem sen var ya sen....... :p
Çalan güzel olsun tabii ki.:: Vallahi çirkin gitarcı pek görmedim zaten.....
Amaaaa!
Detone olursa Vallahi de dayanamam billâhi de.....
Anadolu rock deyince benim aklıma rahmetli Cem Karaca gelir. Onun da tek parçası 70 lerde baba rock parçalarından "kum gibi dert var derman yok" (bulan olsa da dinlesek) parçasıydı. Aslında Anadolu diye isimlendirmesek de mis gibi Anadolu kokardı. ANcak asla bir Anadolu çocuğunun kendini anlatma yolu olamadı.
Daha çok entelektüel müzisyenlerin bir sentez denemesi oldu. Iyi yanları oldu..... Mesela Karacaoğlan, Dadaloğlu gibi halk ozanları gençler tarafından tanındı. Hatta sol görüşün kalesi oldu, marşı oldu bazı şarkılar.....
Aslında elde gitar olmadan pikapta plak olmadan bu muhabbet pek sarmaz ayrıca Onscreen keyboard ile bundan fazla yazmak kasıyor biraz:)
 
üç beş akorlu basit müzik denilince aklıma Punk geldi...
Punk -ikinci perdesini grunge la açtı ve Punk 70 lerin sonunda yakaladığı patlama yı 90 ların başında tekrar yakaladı-bü gün old-school rock olarak da anılan bu tür de gayet basit akorlar üzerine kurulu bir müzik...

Ama burda söylemin müzikteki etkisi o kadar önem kazanıyor ki işte...Müzik belirgin bir dünya görüşünden yola çıkmalı,sağlam temelleri olmalı..İşte o noktada Punk nihilisme kadar ulaşan dadacı ve fütürist akımın soluklandığı yeni bir düşünsel akımlar keşmekeşidir.

Punk rock'la aram iyi değildir...Ama müziğindeki basitliği savunusunda barındırmadığı için ayrı tutmak istedim..
 
ezgi' Alıntı:
üç beş akorlu basit müzik denilince aklıma Punk geldi...
Punk -ikinci perdesini grunge la açtı ve Punk 70 lerin sonunda yakaladığı patlama yı 90 ların başında tekrar yakaladı-bü gün old-school rock olarak da anılan bu tür de gayet basit akorlar üzerine kurulu bir müzik...

Ama burda söylemin müzikteki etkisi o kadar önem kazanıyor ki işte...Müzik belirgin bir dünya görüşünden yola çıkmalı,sağlam temelleri olmalı..İşte o noktada Punk nihilisme kadar ulaşan dadacı ve fütürist akımın soluklandığı yeni bir düşünsel akımlar keşmekeşidir.

Punk rock'la aram iyi değildir...Ama müziğindeki basitliği savunusunda barındırmadığı için ayrı tutmak istedim..
Sevgili ezgi, daha önce whatever arkadaş bir punk rock derlemesi yapmış. Senin yazıyı okuyunca aklıma geldi. Benim de punk rock ile başım hoş değil ancak "No future" muhabbetinde bu gidişle haklı çıkacaklar sanırım. Bkz: Global warming/warning
http://www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?t=13566&postdays=0&postorder=asc&start=100#
 
wauw...
cidden bir müzik bilgisi yatıyormuş bu sayfada. kendimi çoğu zaman şanssız hissediyorum yazdıklarınızı okuyunca. o dönemleri yaşamayı cidden okadar çok isterdim ki. özellikle şu an beni 60 lara ışınlasınlar başka bişi istemem sanırım:)
 
Üst Alt