Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Sevmeyi unuttum...

OĞUZATAY

Aktif Üye
Üyelik
24 Ocak 2019
Konular
26
Mesajlar
5,935
Reaksiyonlar
0
Sevmeyi unuttum yüreğimin derinliğinde,
Sevmeyi unuttum beynimin içinde,
Sevmeyi unuttum tepeden tırnağa yürekle,
Sevmeyi unuttum gözlerimin irisiyle,

Sevmeyi unuttum aşk sözcükleriyle,
Sevmeyi unuttum romantik halimle,
Sevmeyi unuttum gamzeli tebessümlerimle,
Sevmeyi unuttum sevilmeye, sevilmeye,

Sevseydin beni keşke, alsaydın kollarına,
Gitseydik beraber mutluluğa,
Uyusaydık aynı yastıkta,
Unutmasaydım keşke sevmeyi senin yanında...
 
Çölün içindeki kumların üzerinde yürüyorum aheste aheste,

Hiçbir şey Yok o sonsuz kum tabakasının içinde,

Saplanıyor ayaklarım kumların içinde,

Çökertiyor sapsarı yığınının üzerine,

Sürünüyorum o nihayeti olmayan kum denizinin içinde,

Tutacak bir dal değil taş parçası bile Yok ıssız yerde,

Su Yok hiçbir şey Yok o ıssız sıcacık çölde,

İlerliyorum vahaya rastlarım ümidiyle,

Dağ eteğine gelince çölde,

Bakıyorum vaha görürüm ümidiyle,

Nihayet görüyorum seni vahanın içinde,

Sapsarı kumların kıyısında ki su deryasının üstünde,

Gülümsüyorsun yeşil gözlerinle,

Gözlerim ışıldıyor seni görünce,

Yeşilliklerin içindeki bitkilerin üzerinde,

Kalbim kütlüyor vahanın içinde,

Bil ki çöldeki vaha sın gönlümde...
 
Süzülüyor gökyüzünden yağmur sağanak halinde,
Islatıyor yeryüzünü yere çarparak,
Göğe bakıyorum suların geldiği yere,
Sırılsıklam ediyor kalbimi yararak,

Yağmur taneleri kadar sevdim yumruk kadar kalpte seni,
Beynime soktum büyüleyici halini,
Sular çarpıyor yağmurda üzerime,
Yağan yağmurda hayalin beliriyor gözlerime,

Yıldırım gibi çarpıldım gözlerine,
Yağmur gibi aktı sevdan gönlüme,
İstediğin kadar hayır de,
Bu can bedende oldukça gönlüm seninle...
 
Artık bakmaya hazırım parlak aynaya,
Baktıkça yalnızlığımın izleri geliyor aklıma,
Bir hayal beliriyor aynada,
Gülümseyerek bakıyor bana,
Seni görüyorum aynanın yansımasında,
Dönüyorum gerçek mi diye arkama,
Dönünce boş bir hayal olduğunu sensiz olduğumu görüyorum ardımda...
 
Baktığımda mutlu olduğum,

Düşündüğümde içimi ısıtan,

Aşık olduğum,

Gözlerin var senin…

Yumuşacık bakışlarının,

Beni eriten tebessümünün,

Kalbimin atmasının,

Sebebidir gözlerin…

Bakışına kurban olduğum,

Yaşamıma mutluluk katan,

Gözlerimi yumduğumda gördüğüm,

Gözlerin var senin…
 
Baktığımda mutlu olduğum,

Düşündüğümde içimi ısıtan,

Aşık olduğum,

Gözlerin var senin…

Yumuşacık bakışlarının,

Beni eriten tebessümünün,

Kalbimin atmasının,

Sebebidir gözlerin…

Bakışına kurban olduğum,

Yaşamıma mutluluk katan,

Gözlerimi yumduğumda gördüğüm,

Gözlerin var senin…
 
Geceler uykusuz sen olmayınca,

Geceler yalnız senin yokluğunda,

Geceler geçer seni düşünerek,

Gecemsin gündüzümsün benim,

Geceleyin içime ışık verensin,

Gecemi aydınlatan biricik güneşimsin,

Gecemi süsleyen biricik hayalimsin,

Gecemsin gündüzümsün benim,

Geceleyin parlar zümrüt gözlerin,

Geceleyin aklıma gelir,eşsiz güzelliğin,

Geceleyin gözlerime gelir hayalin,

Gecemsin gündüzümsün benim,

Geceleyin düşünürüm görüştüğümüz günü,

Geceleyin aklıma gelir,seninle konuşmalarımız,

Geceleyin aklıma gelir uğruna çektiğim upuzun yol,

Gecemsin gündüzümsün benim,

Geceleyin hayal kurarım bana evet dediğini,

Geceleyin düşünürüm mutluluğa koştuğumuzu,

Geceleyin yüzüm güler,bunları düşününce,

Gecemsin gündüzümsün benim,

Geceleyin elime alırım senden hatıra kalanları,

Geceleyin özlerim o güzel günü,

Geceleyim derim rüya mıydı, o melekle görüşmem,

Gecemsin gündüzümsün benim,

Geceleyin bakarım o nur yüzüne,

Geceleyin bakarım yüreğimin derinliklerine,

Geceleyin yüreğim der, seviyorsun zümrüt gözleri,

Gecemsin gündüzümsün benim,

Geceleyin aşkın kabarır yüreğime,

Geceleyin titrer bedenim seni düşününce,

Geceleyin yüreğim der,hayır desen de gönlüm seninle,

Gecemsin gündüzümsün benim…..
 
Kesildi vücudum yokluğunda akar yere kanlar,

Yokluğunda yeryüzünü kızıla boyar,

Sensizlikte gözlerimden yaşlar akar,

Yokluğunda yaş yerine akar kanlar,

Dilim dilim doğradılar beni sanki,

Kanlar içinde kuşlara yem ettiler beni sanki,

Yediler vücudumu bitirdiler sanki,

Kemiklerimi mezara gömdüler sanki,

Yok artık vücudumda kan,

Hayatıma girmenle vücuduma dolar kan,

Seni sevmek yeryüzünde en büyük şan,

Evet demenle olacak destan…
 
Kapkaranlık odada uzandım yatağa,

Hayallerimle kaldım başbaşa,

Tavana doğru baktıkça beliriyor yüzün,

Seni düşündükçe gönlüme gelir hüzün,

Odada dolaşır senin güzel hayalin,

Gözlerimi kapasam aşık olduğum gözlerin,

Kulaklarıma yankılanır baldan tatlı sözlerin,

Bilki attıkça bu kalbin sahibi sensin,

Uzaklardadır kalbimin attığı şehir,

Gönlüm onun aşkıyla oldu bir nehir,

O paha biçilemez bir Cevahir,

Onsuz hayatım sadece zehir..
 
Sonbahar gecesi geziyorum sensiz olan sokaklarda,
Ay ışığının hafif aydınlattığı yeryüzünde titreyerek,
Yine soğuk yine kasvetli olan gecede,
İsminin harflerini rüzgara doğru heceleyerek,
Böyle bir gecenin gündüzüydü bana veda ettiğinde,
Yüreğime hançer saplanmış gibi acı verdiğinde,
Sanki o anda ölmüş hale getirdiğinde,
Sonbaharın ilik titreten soğuğuydu yine,
Volta atıyorum yalnız gecemde,
Hayalini gördüğüm ıssız sokaklarda,
Yürüyorum gece lambasının eşliğinde,
Kavuşmak için senin kollarına,
Oysa ki bir hayalden ibaret sonbahar gecesi varlığın,
Bulutlardaki siyahlık gibidir yalnızlığım,
Kapkaranlık olmuştur sensiz varlığım,
Soğukta düşünmekten uyuşmuştur parmaklarım,
Karanlıkta geliyor bir yankılanma,
Kahramanmaraş diyarından,
Kulağımı çınlatıyor gelen seda,
Sevdiğim sesi mi acaba,
Kendi sesimin yankısıdır gelen,
Sevdiğim dönmüştür arkasını ses gelmeden,
O kadar soğuk ki yüreği bana,
Sesi bile ulaştırmadan rüzgar getirdi kulaklarıma,
Yığıldım kasvetli gecede toprak anaya,
Kavuşturdum kollarımı sensiz olan bağrıma,
Yumdum gözlerimi karanlık semaya,
Daldım hülyalara sensiz olan dünyamda,
Sonbaharın soğuğu çarpıyor yanaklarıma,
Montumdan bedenime geliyor yavaşça,
Kaskatı kesiliyor varlığım toprağın üstünde,
Yalnız olduğum için kaldıracak yok yeryüzünde,
Gözlerin gözlerime geliyor zehir olan gecede,
Gülümsüyor hayallerimin içinde,
Boş olan gecede doluyor kollarım bedeninle,
Sıcaklık geliyor donmuş yüreğime,
Doyasıya sarılıyorum buz gibi karanlıkta,
Sevdiğim diye haykırıyorum alacakaranlığa,
Tan yerinin ağırmasına az bir süre kala,
Musmutlu oluyorum seninle kollarımda,
Güneş gibi doğuyorsun dünyama,
Gözlerim açılıyor sonunda,
Bakıyorum bomboş kollarıma,
Anlıyorum ki sadece bir hayalmiş o sarılma,
Sonunda gerçeğini nasip etsin Yüce Mevla,
Duamı ediyorum elektrik verilmiş gibi sarsılarak,
Gözyaşlarımı karanlık geceye bırakarak,
Seviyorum diye gökyüzüne haykırarak,
Güzel dileğimin kabul olacağına inanarak,
Ayalarımı dayıyorum asfaltın üstüne,
Doğruluyorum zor bela donmuş vaziyette,
Karanlıklara doğru devam ediyorum bitmeyen gecede,
Adımlarım çocuk adımları gibi aheste aheste,
Görünmüyor yolun sonu zifiri karanlıkta,
Adımlarım devam ediyor ağaçların arasında,
Hayalet görmüş gibi bakıyorum etrafa,
Sana dair hiçbir şey yok ortalıkta,
Bulacakmış gibi arıyorum çevremde,
Kapalı etrafım demir tellerle,
Mıhlanmış gibi olduğum yerde,
Kımıldayamıyorum sonbahar gecesinde,
Zümrüt Zümrüt diye bağırıyorum tellerin ardına,
Oysa ki hayalin bile yok orada,
Sesimin yankısı duyuluyor geçmeyen gecede,
Sesimi duyuruyor aleme,
Boşuna gidiyor sesim uzaklara,
İn cin bile yok ortalıkta,
Yalnızım sensiz olan buz gibi soğukta,
Isıtacak kibrit çöpü bile yok yanımda,
Soğuk terler basıyor tenimi bir anda,
Vücudum yapış yapış oluyor ayazda,
Öleceğim hissi geliyor usuma,
Sensiz mi veda edeceğim dünyaya,
Kolumun yeniyle siliyorum terlerimi,
Düşünüyorum geçirdiğimiz çok kısa da olsa güzel günleri,
Mutlulukla doluyor kalbimin içi,
Ölüm sanki mutluluğa gidişimin ilk yeri,
Sen gelince zifiri karanlıkta aklıma,
Ölüm şerbet gibi geliyor bana,
Yumuyorum gözlerimi son kez dünya hayatına,
Aşığım sana diyerek bırakıyorum kendimi toprağın kara bağrına,
Öldüm zannederek bırakmışım kendimi toprak anaya,
Bir ses, bir ses geliyor ölmedin henüz diye,
Ses olsa da görüntü yok hayatımın en uzun gecesinde,
Son gücümle doğrulmaya çalışsam da karanlıklara doğru,
Uzanıyorum geriye toprağa doğru,
Bir el uzanıyor bana doğru,
Kaldırıyor titreyen vücudumu,
Elin sahibi yok oluyor etrafımdan,
Kalıyorum yapayalnız gece de yine,
Nefesimi topluyorum aramak için sanki ebedi olan gecede,
Koşmaya başlıyorum karanlıklara doğru,
Bitmiyor okyanusa benzeyen yerin sonu,
Sonuna geldim artık gücümün,
Sensiz olan yaşamımda yaşadıkça sürün,
Yüzümden düşmüyor bitmeyen gecede hüzün,
Gel ki artık olsun düğün…
 
Gecenin karanlığı kaplıyor yeryüzünü,
İçime çöküyor sensizliğin hüznü,
Ay ışıldatırken hafifçe gökyüzünü,
Aklıma geliyor hayatımın biricik süsü...
 
Aldığım nefese kadar girdi varlığın,
Beynime çakıldı sana olan aşkım,
Dilim söyler ismini hece hece,
Uyku tutmaz geceleri seni düşününce,
Aldığım nefesim sin sevdiğim,
Yeryüzünün biricik hurisi' sin çiçeğim,
Hayatıma gün ekliyorsun meleğim,
Varlığın yaşam pınarım güzelim,
Senden öncesi yaşam değilmiş meğerse,
Hayat seninle başlamış bu bedende,
Mutluyum seni sevdiğim için kalbimde,
İyi ki varsın yeryüzünün en güzel şehrinde...
 
Nasıl da heyecanlıydım sana gelirken,

Kilometreleri aşmam gerekiyordu bebek yüzün için,

Günlerce gönlümde büyütmüştüm sevgini,

Nasıl da kalbim atıyordu ismini heceleyerek,

Elimde resmin karşımda hayalin,

Mutluluk bu diyordum sana gelirken,

Canıma can katıyordu bebek yüzün,

Kilometreler bitmiş sana kavuşmuştum,

Güllerin gülü yüzünü görmüştüm,

Zümrüt yeşili gözlerin, içimi ısıtan gülüşün,

Masum bebek saflığındaki bebek yüzün,

Rüya mıydı acaba seni görmem !

Yoksa Allah’ın bir lütfu muydu ?
 
)GELİN ARABASI.

Küçük Çamlıca korusuna gelin arabası giriyor…

Pembeli beyazlı üstü açık…

Gelinle damat iniyor…

Mutlulukları yüzlerinden okunuyor…

Birbirlerinin ellerini sımsıkı tutmuşlar…

Hayat boyu birlikteyiz diyorlar…

Sevgi dolu iç ısıtan gülümsemeleri kıskandırıyor…

Su kasrına resim çekilmek için geçiyorlar…

Su kasrı şirin mi şirin ördeklerin yüzdüğü şırıl şırıl akan havuz ve etrafı çiçeklerle dolu cennet bahçesi misali…

Aşkın yüzlerinden okunduğu sima ile objektife poz veriyorlar…

Hayatlarındaki en mutlu poz oluyor…

Gelin bembeyaz gelinliğin içinde huri, damat smokinin içinde Nuri gibi…

En mutlu günlerinin ölümsüz resmi ile gelin arabasına dönüyorlar…

Birden yüzüm soluyor…

Kaskatı kesiliyorum…

Sanki ciğerlerimi koparıyorlar…

Feryat, figan ediyorum…

Yüreğim bir şarjör kurşun yemiş gibi oluk oluk kanıyor…

Kesilmiyor kan…

Kanı durdurabilmek için Pollyanna’cılık oynuyorum…

Mutluluk oyunumu düşlüyorum…

Beynimde de yüreğim de de avunmak için…

Gelinin yerine seni, damadın yerine kendimi koyuyorum…

Bembeyaz gelinliğin içindeki huri sen olacaktın zümrüt gözlüm…

Smokinin içindeki Nuri de ben…

Zümrüt gözlerle, gamzeli yüzüm karışacaktı…

Onların bakışını birlikte yapacaktık…

Sarılacaktık…

Sevgi dolu, aşk dolu, mutluluk dolu bir şekilde…

Kahverengi kısa saçlarını okşarken, küçük ama şefkatli ellerinle ten ten saçlarımı okşayacaktın…

Yanaklarımız, tenimiz birbirine değecekti…

O resim bizim olacaktı…

Doyasıya öpecektim bebek yüzünü…

Gamzelerimin çukurlarını öpecektin…

Kokularımızı çekip musmutlu olacaktık…

Gözlerim yumuktu oyunu düşlerken…

Oyun bitmiş gözlerimi açmış,

Bomboş gözlerle su kasrına bakmıştım…
 
Üşüyorum kar yağışında sensizlikte,
Bakıyorum bomboş yola gözlerimle,
Çam ağacının yeşilliğinin altında,
Belki gönlüme gelirsin diye,
Titreyen ellerle yazıyorum mısraları,
Bana döndüremediğim kalbine...
 
Gecenin karanlığında ulaşamadığım ay gibisin...
Upuzaklardasın...
Ama beni aydınlatan ışığının varlığı,
yüreğimde dopdolu,
Yanımda olmasan da, yüreğinde yerim olmasa da: sana olan sevgimin ışığı o...
Ben onu görüyorum, yüreğimde hissediyorum...
 
Nefesim bile sen kokuyor sensiz olan sokaklarda yürürken,
Hayallerimi düşlüyorum yokluğunda seni düşünürken,
Yorulunca nefes alıyorum kaldırımlarda,
Nefesim bile sen kokuyor Ümraniye sokaklarında...
 
AŞKIN TARİFİ…

Sen benim için yağmur başlangıcı olan kuru toprağa düşen ilk yağmur tanesi,

Sen benim için insanların içine sevinç mutluluk saçan ilk gün ışığı,

Sen benim için çöldeki vaha,

Sen benim için hayatın amacı yaşamanın sebebi…

Ey aşıklar duyun şu garip adamın sesini,

Seviyorum,seviyorum,seviyorum,

Senin sevgin yüreğimde çağlayanlar taşıyor,

Sonsuz bir aşk alevi bedenimi yakıp yıkıyor,

Haykırıyorum işte içimden tüm evrene ilan ediyorum,

O benim için gökten inmiş bir melek,

Belki de birgün hayatımı sona erdirecek bir melek,

Günün birinde hepimiz öleceğiz,

Ben senin gözlerinde ölmek bedeninde hapis olmak isterdim…

Eğer gökyüzünden bir melek dünyaya inmişse,

Bu melek kesinlikle benim sevdiğimdir odur…

Benim için ölüm meleği de olsan,

Seni sonsuza dek sevmeye devam edeceğim,

Aşk dedikleri bu olsa gerek….
 
Yokluğun diş ağrısı gibi sancılı,

Beyne vuruyor ağrının sızısı,

Dönüyor beynim şiddetli ağrıdan,

Yanıyor yüreğim acıdan,

Yokluğun diş ağrısı gibi hayatımda,

Ağrılı, sızılı senin yokluğunda,

Çakıyor beynimde şimşekler sensizlikten,

Ciğerim mangal ateşinde kavruluyor seni düşünmekten…
 
Simsiyah montumun içinde oturuyorum

ayazda karların üstünde,

Keskin soğuğu hissediyorum vücudumun bütününde,

Titreyen ellerim eldivenin içinde,

Kar suyu doluyor hücrelerimin içine,

Bembeyaz karlar kaplamış toprağın bağrını,

Yalnızlık titretiyor karın buz gibi soğuğunda yanaklarımı,

Parmaklarım kaskatı kesiliyor kar taneciklerinin üstünde,

Sensiz olmak en büyük imtihanım olmuş yeryüzünde,

Ayaklarım kayıyor karın buzunda,

Diz kapağıma doğru çıkıyor sensizliğin soğukluğu karlı havada,

Adım atamıyorum yağan kar yağışının altında,

Mıhlanmış gibi duruyorum kaskatı kesiliyorum yerin altında,

Gözlerime geliyor tipinin içinde kar,

Ovuştursam da irisimi yakar,

Kasvetli soğuktan tutulur boynum,

Nerede başımı koyacağım omuzun,

Kar yağışında dalıyorum hayallere,

Getiriyorum seni Kahramanmaraş' tan gözlerimin önüne,

Güneş doğuyor pespembe yanaklarını görünce,

Yanımda olsaydın kasvetli soğuk fırın olacaktı gönlüme...
 
Sevseydi keşke azıcık da olsa,
Tamamlardım üstünü kalbimle,
Bağrıma basar yoldaş ederdim hayatıma,
İki cihan Saadet'ime,
Hayatı geçirirdim onunla,
Omzuma koyardım kafamı,
Sevgi dolu bakardım gözlerine,
Sevgimi anlasın diye,
Gözler yalan söylemez çünkü,
O yalan söylüyorsa yüreğimin doğruyu söylemesine gerek Yok,
Gözlerim gözlerine değdikçe,
Anlardı sevgimi,
Küçük ama sevgi dolu elleri,
Sarılırdı bedenime,

Bende ona sarılırken okşardım saçını,
Bebeği sever gibi severdim onu,
Sevseydi keşke...
Sevseydi götürürdüm onu mutluluğa,
Masal gibi olurdu birlikteliğimiz,
Isınsaydı kalbi bana,
Kutuplar gibi olacağına güneş gibi olsaydı kalbi,
O vakit yeryüzünde mutluluğun ne olduğunu görürdü insan oğlu,
Sevmeyince gelmiyor elden bir şey,
Bir zindanın içinde gibi hissediyor insan kendini,
Parmaklıkların ardında sevdiğini görüyor,
Kavuşmak istese de,
Onun hayır demesini yansıtıyor o zindanda ki parmaklıklar,
İçimde bir zindan var şu anda,
Sevdiğimin sevgi dolu bedeni yanımda olmadığı için,
Çıkamıyorum zindan dan Zümrüt gözlerin olmadığı için,
İşte, böyle benim hayatım senin yokluğunda zindanın içindeki mahkumum ben sensiz bu hayatta...
 
YILDÖNÜMÜ

Bir yıl oldu gönlümün güzeline gideli,
Otobüsle kilometrelerce yolu geçeli,
Bir elimde midye poşeti, bir elimde resmî,
Güneş öğleyi buldu sevdiceğime gideli,
Otobüs garında bekliyordu beni çayla,
Bebek misali yüzü ile masada,
Görünce gülümsedi bana,
Can evim vuruldu bir anda orada ona,
Karınca gibi çalışmıştım ona ulaşmak için,
Sadece onu görebilmek için, 1000 km yi geçmiştim Nur yüzü için,
Sadece o gülümsemeyi görebilmek için,
Vakitlerin en güzeli geçmişti onun yanında,
Yurdumdan çok uzaklarda,
En mutlu olduğum gündü o diyarda,
Hayat boyu hatırası unutulmaz asla,
Şu saatte kaledeydik birlikte,
Sıcacık çaylar masanın üstünde,
Konuşuyorum baldan tatlı dilliyle,
Yüreğim tereyağ gibi eriyor kalenin zemininde,
Nihayet geliyor ayrılık vakti,
Sanki balyoz indiriyor biri,
Sevdiğimden ayrılmak o kadar zor ki,
Yangın çıkıyor kalbimde sanki,
En güzel anıdır hayat boyu bana,
Asla unutamam bu günü asla,
Kalbimde bırakacaktır tatlı bir hoş seda,
Kızların en güzeliyle olan yıl dönümü olan bu hatıra… 08.10.2017
 
Sımsıkı bağlanmanın adıdır sevgi,
Kelimelerle insan yetinmemeli,
Seviyorum dedi mi sonuna dek gitmeli,
Ne olursa olsun vazgeçmemeli,
Kalbim atmalı gördüğünde,
Ellerin titremeli gözlerinde,
Baktığında yanmalı yüreğin sevgisiyle,
Seviyorum diyerek haykırmalısın gökyüzüne....
 
Aşkımı sana anlatabilmem için,

Benimle beraber olabilmen için,

Yüzüne baka baka ölebilmem için,

Nelerimi vermezdim güzelim,

Senin evet diyebilmen için,

Seninle mutluluğa koşabilmem için,

Seninle hayata veda edebilmem için,

Nelerimi vermezdim bebeğim,

Senin uğruna çöle düşebilmem için,

Seninle cennete girebilmem için,

Seninle kabire girebilmem için,

Nelerimi vermezdim sevdiğim...
 
Sana nasıl anlatsam seni sevdiğimi,

Anlatmaya yeter mi acaba kelimeler ?

Allahım yardım et bana..

Dayanamıyor özlüyorum onu.

Ebediyete kadar bir tatlı bakışına razıyım,

Ta ki ölüm meleği beni alana kadar...
 
Öyle bir boşluk var ki içimde; yeryüzünün büyüklüğünde: bunu dolduracak olan ise küçücük bir yüreğin bana duyacağı sevgi sadece....
 
İyi geceler yeryüzünün biricik hurisi: en güzel uyku senin olsun!
 
Her gece yatmadan önce yaptığım son şey: resmine bakmak ve öpmektir! Olur ya: gece ölürsem yaptığım son şeyin: resmine bakmak ve öpmek olduğunu bileyim!...
 
ZXyMqk.png
[/url][/IMG]
 
. Ah ! Ah ! Zümrüt ! Ah! Meleğim, biricik sevdiğim, bitanem, boncuğum… Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyor musun ! Ah ! Ah ! Ah ! Sana olan aşkımı nasıl ölümsüzleştireyim ! Ferhat gibi yedi batman külüngü fırlatıp altında mı kalayım, Mecnun gibi çöle mi düşeyim, Kerem gibi yanıp kül mü olayım ! Ama ben seni onların hepsinin sevdiğinden daha çok seviyorum… Onun için onlardan daha çok seversem benim aşkım ölümsüzleşir…
 
Üst Alt