Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Sizce sözlükte 'engelli' kelimesinin karşısında nasıl bir tanım olmalı?

:) :) :) alemsin arkadaşım yaa. Harika bir tanım. Aklına sağlık.
 
Biri ENGELLİ leri tanımlıyor.... Buradaki en azından 300 Engelli uyuyor!

Pes! Nasıl iş bu? Ne o, 300 kişi düşünme engelli mi? Ki hepiniz adına 1 (bir) kişi sizi tanımlıyor?

Sadece kelime yerleri falan değişerek, dokuzuncu (Versiyon9) şekline kadar gelen bu tanımın çatısı hep aynı.
Hep aynı mesajı veriyor;

"Engelli kişi topluma/yönetime karşı mücadele etmelidir, çünkü bu engelli tanımındaki aksaklıklardan toplum/yönetim sorumludur. Ve bu tanım sabittir. Yani hep aksaklık vardır ve hep toplum/yönetim suçlanır."


TDK nın tanımı daha iyi.. Varsın öyle kalsın.. :)

Yok artık o tanımda ısrarla beklediğiniz sosyal hareketler falan BU ÇAĞDA. Bu şekilde doğrudan suçlayarak, zan altında koyarak olacaksa da hiç Olmasın zaten.

İnsanlar bireyselleşti artık. Ne kadar dürtseniz de, kimse başını kaldırıp çıkarmaz kabuğundan......... Neyse konu bu değil.

İşe bireyin sosyal tutumunu/görevini/halini/sebeblerini karıştırmadan yapmamız gereken net Tanım şunun gibi bir şekilde olmalıdır (çünkü burada kişinin bedensel olarak diğerlerinden farkını tanımlıyoruz, bu durum sonucu ortaya çıkacak olan sosyal, psikolojik, ekonomik vesaire oluşumlar tamamen ilgili branşların alanına girer. Mesela engelli kişinin şu andaki duruma-yönetime-şartlara göre çoğunlukla işsiz olmasını ele alarak, engelli tanımına işsizliği Ve/Veya Sebeplerini de EKLEYEMEYİZ..):


ENGELLİ : Vücudunda doğuştan veya sonradan oluşmuş, fiziksel, biyolojik veya estetik olarak, görünüm/işlev bozukluğu olan kişi. (Örnek kullanım: görme engelli, işitme engelli, zihinsel engelli, ortopedik engelli, konuşma engelli, ...)


Tıp ve teknoloji ilerledikçe, tüm veya çoğu aksaklıklarınn çözülmesi mümkün olduğuna göre, şu anki fiziksel engellerimizden aslında teknolojik ilkelliğimiz de sorumlu olabilir! O zaman yine bir tanım yapmak gerekir, ama bu tanım bile GEÇİCİ olur... Üç yüz yıl öncesiyle şu anki durum tamamen farklı. Üç yüz yıl sonra bence, siber ve nanoteknoloji sayesinde DUYMA VE GÖRME ENGELLİ kalmayacaktır mesela!
 
Vefacım ben seninle hemfikir değilim bu konuda. 'Engelli' tanımı yaparken sakatlığa vurgu yapmış oldun bence. ama 'engelli' kelimesi içerik itibariyle sakatlığa vurgu yapmıyor zaten. Bu kelime sakat olan insanların içinde bulunduğu koşulları vurgulayan bir tanımlama. Arada ciddi fark var. Ama eleştirine kismen katılıyorum, o da engelli olmak halini 'belli kişi/kurumlar' tarafından engellenmek şeklinde ifade ettiğimiz ya da o anlama gelecek bir söylem kullandığımızda meselenin özünü hep engellilerin dışında birilerine mal etmiş oluyoruz. Oysa bu tutum engellileride kapsayabilecek genel bir kültürel durumu yansıtıyor. Bu nedenle bu durumu 'kollektif bir hata' olarak nitelendirmemiz ve suçlayıcı olmamamız lazım gelir sanıyorum. Kaldıki bu tanımı kabul ettirmek istediğimiz engelsiz insanların kendilerini sçlayıcı niteliği açıkça ortada olan bu tanımlamadan ürkmeleri mümkün. "Ürksün anasını satayım" de diyebiliriz tabi...:)
 
görmek, duymak, yürümek, düşünmek vs. vs. bunların hepsi bir fonksiyondur, bir işlevselliği vardır, aynı amaca farklı algılarla farklı yollarla ulaştığınız takdirde de sorun kalmamıştır.
yani göremeyen bir insan için eğer kabartma kitaplar basarsanız, paraların telefonların üzerilerine kabartmalar yaparsanız, kişinin görememekten kaynaklanan fonksiyon eksikliğini telafi ederseniz görememek o kişi için kısmen de olsa engel olmaktan çıkacaktır.
duyamayan insanlar için işaret dilini -belçikada olduğu gibi- 2. bi resmi dil kabul edersein(bu biraz mübalağa ama en azından bu kadar yaygınlaştırırsanız anlamında) o zaman duyamamak o insan için artık engel olmaktan çıkacaktır.
zihinsel engelli bir insanı mümkün olan son noktaya kadar rehabilite ederseniz, mevcut zihin kapasitesine göre eğitim ve iş olanağı sağlarsanız, spesifik ihtiyaçları için sosyal hizmetliler tahsis ederseniz o insan -ki bilemiyorum algı düzeyleri nedir- zihinsel engelli olmayacaktır kısmen.
tekerlekli sandalyede hayatını sürdüren insanlar için tüm şehri minicik ön tekerleri olan bir araba için imar ederseniz tekerlekli sandalyede olmak o insan için engel olmaktan çıkacaktır.

medeniyetin uygarlığın başını çeken bir ülke ve toplum deiliz.(lütfen kimse ecdadımız şuraları almıştı buraları almıştı, ilk saunayı türkler bulmuştu gibi çıkışlar yapmasın günümüz şartları için konuşuyorum) yani yapılacak işleri bizden önce hemde çok daha güzel bir şekilde yapmış olan ülkeler var. (bkz. hollanda,belçika,amerika) eğer hiçbir fikir yoksa ortada ne yapılacağına dair o zaman modelleyin kardeşiiiiiiiiiiiiiiim.

tabi bunlardan daha evveli bunları isteyen insanların tüm sayılan güzellikleri bir insan olarak hak ettiğine inanmaları ve günün tüm realite ve umutsuzluklarına rağmen mücadelelerine arsızca devam etmeleri gerekiyor...
 
günün tüm realite ve umutsuzluklarına rağmen mücadelelerine arsızca devam etmeleri gerekiyor...

Ne arsızlık yapmak, ne de v9 tanımındaki gibi her şartta suçlu gördüğünüz topluma-yönetime karşı durmak durumunda değilim. Herkes kendi kapı önünü temiz tutsa yeter aslında.

Pegasus' Alıntı:
Vefacım ben seninle hemfikir değilim bu konuda. 'Engelli' tanımı yaparken sakatlığa vurgu yapmış oldun bence. ama 'engelli' kelimesi içerik itibariyle sakatlığa vurgu yapmıyor zaten. Bu kelime sakat olan insanların içinde bulunduğu koşulları vurgulayan bir tanımlama. Arada ciddi fark var.

Bu farkı tabi ki görüyorum. Daaa mantık kurun yahu..

Kişi tanımlıyorsunuz. Ve sakat kişiyi tanımlıyorsunuz.

Durum tanımlamak isterseniz böyle olmaz.

Mutlaka tanımdaki başlığa EK gerekir.

ENGELLİ SAKAT veya ENGELLİLİK

gibi......
 
Kanatlı tırtıl Tanımın güzel ancak bana göre biraz yarım kalmış. devamı şöyle olabili
'' işlev bozukluğu nedeniyle yaşamın birçok alanında kısıtlanan engellenen kişiler '' şeklindede olabilirdi
 
KanatlıTırtıl, sen eğitimin o olduğu için mi daktilograf kadrosunda çalıştırılıyorsun, yoksa birileri seni sakatsın diye engellediği/kadro vermediğ için mi?
 
Neden yorumlarımı duymazdan geliyorsunuz?

OturanBoğa' Alıntı:
KanatlıTırtıl, sen eğitimin o olduğu için mi daktilograf kadrosunda çalıştırılıyorsun, yoksa birileri seni sakatsın diye engellediği/kadro vermediğ için mi?

Birileri bana sakatım diye bu kadroyu vermedi. Daktilograflıkla spastikliğin hiç bir yakınlığı yok ki. Zaten daktilo da yok: Herkes böyle ilgisiz kadrolarda başlıyor. Diplomasındaki mesleği icra eden kaç kişi var şu dünyada? :) Bülent, bu herkesin sorunu, sadece engellilerin değil. Sadece engellilerin sorunu olsaydı o zaman haklıydın.

Aferits abi gibi yapıp, girmemeliydim bu tartışmaya aslında. Başlıkta "Sizce sözlükte/ansiklopedide 'engelli' kelimesinin karşısında nasıl bir tanım/açıklama olmalı? " deniyor.. Ancak baştan beri sadece Bir kişinin tanımı mutasyon geçirip duruyor...:

Doğuştan veya sonradan meydana gelen hastalıklar, sakatlıklar (vücudun görsel/işlevsel farklılıkları) öne sürülerek, toplumsal/yönetsel tutum ve tercihler sonucu yaşamın birçok alanında kısıtlanan, önlerine engeller çıkarılan kişi(ler).

Bu paragraf devrik bir cümle kurgusuna sahip ve kişiyi değil durumu tanımlıyor.. Paragrafın asıl hali şu:

Kişinin; Doğuştan veya sonradan meydana gelen hastalıklar, sakatlıkları (vücudun görsel/işlevsel farklılıkları) öne sürülerek, toplumsal/yönetsel tutum ve tercihler sonucu yaşamın birçok alanında kısıtlanması, önlerine engeller çıkarılmasıdır.

Paragrafı oluşturan cümlede yüklem kısıtlanmak ve önlerine engeller çıkarılmak tır...

Bu cümlenin öznesi toplum veya yönetim dir.

Bu cümlede biz yani sakatlar ise sadece bir nesnedir!

Yani bu cümle engelliyi tanımlamıyor, gerçek şu ki önyargılı ve ayrımcı bir düşünceyle toplumu/yönetimi hedef veya suçlu gösteriyor. Bunun aksini kimse söyleyemez. Cümle aynen ortadadır.

Bu tanımdaki diğer bir sakatlıksa, "engelli/özürlü/sakat" bireyden ve bir de toplumdan sanki ayrı kümelermiş gibi bahsederek, bireyi topluma ve yönetime karşı veya muhalif durmasını tavsiye ediyor. Tanım bireyi tanımlamak amacını aşıp, adeta bir "engelli hareketi" oluşumunun manifestosuna giriş görevini yapıyor. :)

Hoş, 1 (bir) kişinin yaptığı bu tanımın, bu şekliyle zaten TDK başta olmak üzere hiç bir resmi sözlük veya ansiklopediye girmesine ihtimal verilemez.

Tanımlar, terimler, kavramlar....... Amerika'yı yeninden keşfetmeye kalkanlar............

Durum gayet nettir. Engelli=Özürlü=Sakat=... Bu sözcüklerden en uygunu engellidir. Çünkü bu tanım sadece veya neredeyse her zaman insan için kullanılmıştır. Özürlü veya sakat terimlerini nesne veya eşyalarda da kullanabildiğimizden, çok sık kulllanılan bu iki sözcük zaman zaman "alay/aşağılama" maksadıyla da kullanılır.

Ama ben hiç kimseden engelli terimini amaç dışı kullandığını görmedim. Kimse kimseye bu kelimeyle dalga geçmemiştir. Çünkü bu kelime, bireyin sakatlığını doğrudan ona yükleyerek değil, sakatlığının onun günlük ihtiyaçlarını vs karşılamada engel teşkil ettiğini göstererek ifade ediyor.

TDK :

görme engelli : sıfat: Görme duyusu olmayan (kimse), görmez, gözsüz, kör, âmâ.

konuşma engelli : sıfat : İşitemediği için söz söyleme alışkanlığı edinememiş olan (kimse).

engellilik -ği : isim : Engelli olma durumu.

görme engellilik -ği : isim : Görme engelli olma durumu, körlük, âmâlık.

sakat :

sıfat Arapça sa®aµ :

1 . Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü:
"Ben gördüğünüz gibi bir sakat askerim, malul."- Y. K. Karaosmanoğlu.
2 . mecaz Bozuk veya eksik:
"Sakat bir anlatım."- .
"Sakat bir iş."- .


özürlü :
sıfat :

1 . Özrü olan.
2 . Engelli.
3 . Kusuru olan, defolu:
"Özürlü kumaş."- .

Şimdi Bülent'in tanımı mı daha net, TDK nınki mi?

Mesela ben bir lokantada garsonluk yapamıyorum. Bunun nedeni toplumun veya yönetimin önüme engel çıkarması mı : )))))) KOMİK OLMAYIN! Engelliyim, sakatım işte! Gocunacak birine suç atacak ne var!

İşitme engellinin kuşları duyamamasının sebebi de mi toplum veya yönetim?

Bacağı olmayanın 10 saniyede 100 m. koşamamasının sebebi de mi toplum veya yönetim?

Gerizekalı veya önyargılı Selen Hanım'ın, kaza geçirip, kolunu yitiren Fatih Bey'i terk etmesinin sebebi de mi toplum veya yönetim?

YA DA.. YAHUT...VEYA... Diyelim ki yarın tam istediğiniz gibi bir hükümet geldi ve 10 yıl içinde çoğu şeyi düzeltti. O zaman nerede engel çıkaracak toplum/yönetim? O zaman ENGELLİ tanımını oturup tekrar mı yapacaksınız?

Medeniyetin doruğunda yaşadığı iddia edilen ülkelerden birinde de mi halen toplum/yönetim suçludur sakatların doğrudan veya dolaylı sorunlarından? (örnek: zaten yüklü işsizlik maaşı aldıkları için engelliler çalışmak istemiyor orada!)
...
Saçmalık!
Sebep NETTİR ve engelliliktir, sakatlıktır.
...
Sustum.. Siz devam edin. Bakalım ne şekilde karar kılacak(sın-ız)..
...
KOLAY GELE..
 
KanatlıTırtıl, haksızlık ediyorsun! Başlıkta yazdığın ve yazdığım mesajlara sırayla bakarsan bunu göreceksin.

KanatlıTırtıl' Alıntı:
OturanBoğa' Alıntı:
Böylece sakatlık değil, engelleyen kişi üzerinde yoğunlaşılabilir, engelleyen kişi ve sisteme sorumlulukları-görevleri hatırlatılabilir...
[size=4]Haklısın..
Keşke resmi olarak ÖZÜRLÜ denmese.. Çünkü bu sıfatla tüm yük sakata biniyor. Sorumlu olması gerekenler de küme dışı kalıyor.
Ama engelli dersek kümeye yeni elemanlar katılmak mecburiyetinde kalıyor.
Yine de mühim olan kavramlar değil, kavramı kullananlar.. Kavramları koysak da içi balon oluyor. puffffffffff[/size]
KanatlıTırtıl' Alıntı:
[size=6]Bülent, bu tanım çok çok doğru, tabii ki içinde karşı çıkılacak o kadar önemli bir şey yok. Ama sen bu tanımı ENGELLİ başlığı altına yapman, ENGELLİ kelimesini bu şekilde tanımlaman, hem hatalı, hem eksik. [/size]
Şu ana dek oluşan 9 versiyonun 4-5 tanesi senin görüş ve eleştirilerinle ortaya çıktı! Nasıl olur da "Biri ENGELLİ leri tanımlıyor", "1 (bir) kişinin yaptığı bu tanım" ve "Sustum.. Baştan beri kaale alınmıyorum nasıl olsa. Siz devam edin. Bakalım ne şekilde karar kılacak(sın-ız).. " gibi bir iddiayı/hakareti dillendirebiliyorsun?
Sen kendini kaptırmış gidiyorsun... Umurumda değil; ama beni de çekme lütfen!

***
"Bu paragraf devrik bir cümle kurgusuna sahip ve kişiyi değil durumu tanımlıyor"

Durumu tanımlayan senin son yazdığındır.
Versiyon 9'da önce durum (engel) anlatılıyor, sonra o durumdan etkilenen kişi (engelli) tanımlanıyor. Ve amacımız da bu zaten! Yoksa teknik olarak TDK'nın tanımı elbette doğru/kolay/basit/genel. "Desenli: deseni olan", "haleli: halesi olan", engelli: engeli olan".
- "eşşek"i cümlede kullan oğlum
- Ali eşşek!
Bu mudur yani! Oysa ben bunun ötesinde bir kavram olması gerektiğini düşündüğüm için konuyu tartşmaya açtım.
Ayrıca TDK ya da başkalarının kullanıp kullanmaması da önemli değil. Önemli olan sakatların/engellenenlerin bu kavramı içselleştirmesi ve sakatlık ile engellilik arasındaki FARK üzerinde düşünmesi.


"Yani bu cümle engelliyi tanımlamıyor, gerçek şu ki önyargılı ve ayrımcı bir düşünceyle toplumu/yönetimi hedef veya suçlu gösteriyor. Bunun aksini kimse söyleyemez. Cümle aynen ortadadır."

Elbette! Bunu sen de haklı bulmuştun üstte alıntıladığım mesajonla di mi!?
Ve sen de TOPLUMUN İÇİNDESİN di mi? Ben, "sakatlar hariç, geri kalan toplum" mu dedim bir yerde de, sen tanımdan bahsederken "engelli/özürlü/sakat bireyden ve bir de toplumdan sanki ayrı kümelermiş gibi bahse[diyor]" diyorsun?! Sen de toplumun içindesin, ben de... herkes! Herkes engelleme potansiyeline sahip. Kim engellerse, benim hedefimde olan o'dur.


"bireyi topluma ve yönetime karşı veya muhalif durmasını tavsiye ediyor"

Haklarını savunmasını, engelleyeni görmesini tavsiye ediyor!

"Tanım bireyi tanımlamak amacını aşıp, adeta bir "engelli hareketi" oluşumunun manifestosuna giriş görevini yapıyor."

Bunu büyük bir iltifat olarak kabul ediyorum. Umarım o günleri görürüm...

"Mesela ben bir lokantada garsonluk yapamıyorum. Bunun nedeni toplumun veya yönetimin önüme engel çıkarması mı : )))))) KOMİK OLMAYIN! Engelliyim, sakatım işte! Gocunacak birine suç atacak ne var!"

Eğer seni lokantada garsonluk yapmaya mecbur bırakıyor, başka -ve sana uygun- bir iş bulamıyorsa toplum/yönetenler, elbette ki sorumludur/suçludur!
Sakatlıktan gocunan kim var?
Saktlıkla engellilik aynı şey mi? Bir ayağı hafif topal olan birisi mesela, engelli midir? Nerede engellidir o kişi? Araba kullanabilir, istediği yere gidebilir/ulaşabilir, istediği eğitimi alabilir... Bu anlamda sakat olmasının onun açısından hiç ama hiç bir önemi olmaz.
Peki nasıl engelli olu(nu)r?
Okula gittiğinde, eğitim sistemi sakatlığın dalga geçilecek birşey olmadığını öğretmediği için arkadaşları dalga geçer; sakat olmayan çocukların anne-babaları 'çocuğumun psikolojisi bozuluyor, sakatlarla aynı sınıfta olmasını istemiyorum' der... ve çok çok zor bir eğitim yaşamı sürmek zorunda kalır (sosyal engel). Sonra zar-zor üniversiteyi bitirir ve iş hayatına girmek ister, ama kolay değil, çünkü sakat olduğu için iş bulamaz ya da "beden işçisi" olarak bulur!! Herkes gibi kamu çalışanı olamaz mesela, çünkü devlet memuru olmak için "sakatlık olmamalı"!! Sonra evlenmek ister, ama kimse sakata kız vermez! Sonra yol kenarında otururken dilenci sanılıp önüne para konulur. Sonra, sonra, sonra...
Bunların tek sorumlusu o sakat kişi di mi? Sakat olmasaymış!


"Diyelim ki yarın tam istediğiniz gibi bir hükümet geldi ve 10 yıl içinde çoğu şeyi düzeltti. O zaman nerede engel çıkaracak toplum/yönetim? O zaman ENGELLİ tanımını oturup tekrar mı yapacaksınız?

Elbette! Yaşam hep akar ve değişir. Engel olmasaydı, "engelli" kelimesi olur muydu? Kelimeler de yaşar. Ne zaman ki o kelimenin anlattığı şey yeryüzünden kalkar/yokolur ya da o anlatılan şeyi daha güzel ifade eden bir kelime bulunur, o zaman o -eskiyen- kelime de ortadan kalkar. Bundan doğal ne olabilir ki! Bundan bilmem kaç sene önce "engelli" kelimesi var mıydı? Ya da bundan bilmemkaç sene önce kullanılan jhfkjhfkjd kelimesi bugün var mı?
Kelimeler ihtiyaç duyulduğunda yaratılır, ihtiyaç sonlandığında yokolur.


Derdimi, şu iki tanım arasındaki fark anlatır sanırım (TDK'ya atfen)

Engelli: Engeli olan
Bence engelli: Engelle karşılaşan
 
Bülent, bu tanım çok çok doğru, tabii ki içinde karşı çıkılacak o kadar önemli bir şey yok. Ama sen bu tanımı ENGELLİ başlığı altına yapman, ENGELLİ kelimesini bu şekilde tanımlaman, hem hatalı, hem eksik.

Bu yaptığın tanım, ENGELLİ BİREY İÇİN....;

ENGELLENMİŞLİK veya SOSYAL ENGELLENMİŞLİK kavramını açıklamaya çalışıyor.
[size=6]
Limonata da güzeldir, faydalıdır, Süt de! Fakat siz süt kutusunda limonata verirseniz suratlar ekşir.[/size]

Bülent, yazdıklarımın tamamını gör lütfen. Elbette senin yazdığın o paragrafa -genellikle- hak veriyorum, ama bu paragraf ile ENGELLİ yi tanımlamana karşıyım.

Kimseye hakaret etmedim, sadece durumu anlattım. Ben ve birkaç kişi daha tanım yaptı ancak sadece senin tanımın dallanıp budaklandı.

Bülent, yazdıklarımı çarpıtma lütfen.
"Mesela ben bir lokantada garsonluk yapamıyorum.
derken, ben nerde ve ne şekilde bu işe mecbur edildiğimi kastettim ki:? Sen öyle bir senaryo üretiyorsun, ben değil. Garsonluk yapamıyorum. Yapmak istesem de yapamıyorum. Çünkü ENGELLİYİM. Anlatabildim mi?

Oturanboğa' Alıntı:
"Tanım bireyi tanımlamak amacını aşıp, adeta bir "engelli hareketi" oluşumunun manifestosuna giriş görevini yapıyor."

Bunu büyük bir iltifat olarak kabul ediyorum. Umarım o günleri görürüm...

Senin adına umarım Bülent, umarım dileğin olur. Ama genel bir tanım yapmaya kalkıp, her engelliyi de böyle bir siyasi oluşumun içine sokmaya hakkın yok.

Ancak şöyle olabilirdi :

Biz Engelli Hareketi Oluşumumuza Göre, Engelli Bireyi Şöyle Tanımlıyoruz : ".............................................................................................."

İşte O zaman tanım yerini bulur.

Ben de tanımımı biraz geliştireyim:

ENGELLİ : Vücudunda doğuştan veya sonradan oluşmuş, fiziksel, biyolojik veya estetik olarak, görünüm/işlev bozukluğu nedeniyle günlük hayat ve sosyal yaşam içerisinde engel ve sorunlarla karşılaşmakta olup, hayata uyum sağlaması için genellikle özel gereksinimleri olan kişi. (Örnek kullanım: görme engelli, işitme engelli, zihinsel engelli, ortopedik engelli, konuşma engelli, ...)
 
Versiyon 10: Doğuştan veya sonradan meydana gelen hastalıklar, sakatlıklar (vücudun görsel/işlevsel farklılıkları) öne sürülerek, toplumsal/yönetsel tutum ve tercihler sonucu yaşamın birçok alanında kısıtlanan, engellerle karşılaşan kişi(ler).

***
[size=4]ENGELLİ : Vücudunda doğuştan veya sonradan oluşmuş, fiziksel, biyolojik veya estetik olarak, görünüm/işlev bozukluğu nedeniyle günlük hayat ve sosyal yaşam içerisinde engel ve sorunlarla karşılaşmakta olup, hayata uyum sağlaması için genellikle özel gereksinimleri olan kişi. (Örnek kullanım: görme engelli, işitme engelli, zihinsel engelli, ortopedik engelli, konuşma engelli, ...) [/size]
Yukarıda kırmızıyla belirginleştirdiğim noktaların büyük bir mevzi kaybına sebep olacağını düşünüyorum. Bu tanım yeni hiç bir şey getirmiyor. TDK da "engeli olan" diyerek sorumluluğu/suçu sakata/sakatlığa atıyor, bu tanım da "neden" olarak sakatlığı işaret ederek sakatı aynı yere itiyor. Oysa ben ".. hastalıklar, sakatlıklar (vücudun görsel/işlevsel farklılıkları) öne sürülerek..." diyerek, sakat olmanın engelli olmak anlamına gelmediğinin altını çizmek istiyorum. Sakatlar, sakat oldukları için okula gidemiyor/işe giremiyor/evlenemiyor/toplu ulaşımdan yararlanamıyor/fakir kalıyor vs. değiler. Sakatlar, sakatlıkları bahane edilerek önlerine engeller çıkarıldığı için ENGELLİ KILINIYOR.

"hayata uyum sağlaması için genellikle özel gereksinimleri olan kişi" söylemi de benzer şekilde sorumluluğu sakatlığa atıyor. Dünya üzerinde "özel gereksinimi" olmayan tek bir kişi bile yoktur (en azından modern toplumlarda). Cep telefonu olmadan kaç kişi yaşayabilir? Otomobil-uçak-otobüs-metro-bilgisayar-internet-televizyon-radyo-bakkal-market vs.vs.vs. insanların özel gereksinimleri değil mi? "Bağımlılık"sa kastedilen, sence insanlar bunlara daha mı az "bağımlı"? Sen spastiksin mesela, spastik olmayan birine göre nasıl bir özel gereksinimin var Allah aşkına? Herkesin "genellikle" özel gereksinimi olur. Bence bunu sakatlara özel birşeymiş gibi göstermek ve hatta peşinen kabul etmek, mücadeleyi baştan gereksiz/anlamsız kılmaktır.
 
OturanBoğa' Alıntı:
...sakatlara özel birşeymiş gibi göstermek ve hatta peşinen kabul etmek, mücadeleyi baştan gereksiz/anlamsız kılmaktır.

:) Ne mevzisi Ya Bülent. Suç nerede? Mücadele ne? Kime ve neye karşı? Her engelli bu mücadeleyi yapmak ister mi ? Mecbur mu? Her engelli bunu yapabilir mi? ... Savaş mı var?

Ha, diyorsan ki, aksaklıklar vardır ve hak aranmalıdır. O zaman herkes sahiplenmelidir bu tavrı. Sadece engelliler değil.

:) Tanımımı biraz daha geliştireyim:

v3 [size=6]ENGELLİ : Vücudunda doğuştan veya sonradan oluşmuş, fiziksel, biyolojik veya estetik olarak, görünüm/işlev bozukluğu nedeniyle, günlük hayat ve sosyal yaşam içerisinde engel ve sorunlarla karşılaşmakta olup, genel hayata uyum sağlayabilmesi için, sosyal-bilimsel çaba ve desteklerle giderilmesi gereken özel gereksinimlere de ihtiyaç duyması muhtemel durumdaki kişi. (Örnek kullanım: görme engelli, işitme engelli, zihinsel engelli, ortopedik engelli, konuşma engelli, ...)[/size]
 
Sevgili arkadaşlar kendimi artık "Ateş Hattı" programında gibi hissediyorum. :mrgreen: Sonu nereye varacak acaba :?: kafam çok karıştı :roll:
 
Vefa, eski ezberi (Engeli olan) süslemekten başka ne iş görüyor o tanımlama? Yeni ne getiriyor, nasıl bir açılım sağlıyor? Varolan neyi eleştiriyor ve yerine ne öneriyor?
Bir üstteki mesajımda belirttiğim kaygılar, seninle -önceleri hak versen/desteklesen de sonradan tam terse döndüğün için- temelde anlaşamayacağımızın açık göstergesi...
 
OturanBoğa' Alıntı:
-önceleri hak versen/desteklesen de sonradan tam terse döndüğün için- temelde anlaşamayacağımızın açık göstergesi...

Ya ben anlatamıyorum ya sen ısrarla görmüyorsun.
Fırıldak mıyım ki 180 derece döneyim?

İçeriğe değil, bu içeriğin üzerine konulan başlığa karşıyım.
Veya bu başlığa bu içeriği koymana.

Hem seninle anlaşamamış olmak ne kii?
Suç mu?
Eksiklik mi?
Hata mı?

Mecbur muyum bu verdiğin kalıba girmeye?

hı?
 
Sen iyice kendinden geçmeye başladın... Dedim ya, sen kendini kaptırmış gidiyorsun... Umurumda değil; ama beni de çekme lütfen!

Kim neden başkasının görüşüne katılmaya, kalıbına girmeye mecbur olsun. Bunu kim nerede söyledi? Benim bunun tam karşısında olduğumu çok iyi biliyorsun. Birilerini birşeylerden men etmek benim haddime değil! Polemiğe girmeyeceğim.
Herkes (ben dahil!) kendi görüşünü dilediği gibi yazar... Bu kadar basit.
 
:D Ben kaptırdım gidiyorum evet.. Yaparım ben öyle arada. Hastayım çünkü. (hakareti görmezden gelmeyi seçiyorum) Takmayın beni...

Tamam. Sen v11,v12,v13 ... devam et, ben v3 de kaldım.

Saygılar herkese
 
ENGELLİ:
Siyasetciye göre:
Fazla ciddiye alınmaması gereken, kaderine terkedilmiş, ama en azından 1 oy sahibi olduğu için sadece seçimlerde hatırlanarak üzerinden siyaset yapılmaya yarayan kişilerdir.
Maliye Bakanımız Kemal Unakıtan'a göre:
Bir sürü yersiz taleple devletin ekonomisini çökertmeye çalışan, tedavi masraflarıyla bütçeye ek yükler bindirenen bir gurup vatan haini.
Başbakanımıza göre:
İçeriği bomboş bir yasa çıkarıp onların arkasında olduğum izlenimini kolayca verebileceğim, hatta AK PARTİ sayesinde yaşadıklarına inandırabileceğim, kandırılmaya müsait feleğin sillesini yemiş kişiler.
 
doğuştan olan veya sonradan meydana gelen değişiklikler sonucu bu tanımı yapmaya gereksinim duyanlar yüzünden farklı sınıfa tabi tutulan ve yapmak istediklerini gerçekleştirmek için bu tanımdan dolayı bir çok engelle karşılaştırılan bir gurup insan
 
Toplumda yerleşmiş engelli tanımı şu;bedeni bazı işlevleri yerine getirmede yetersiz olan kişi.aslında bu sakat olan kişinin otomatikman engelli olacağı gerçeğinden yola çıkılarak konmuş bir sözcük.Ulaşım,mimari vs gibi birçok konuda sakat olanlar düşünülmediğinden ,kişi engelli oluyor.Tam tersi bir durumda engelli değil herhalde sakat kelimesi kullanılırdı.
 
zihinsel ve ruhsal durumlara yeteri kadar vurgu yapması için:

Versiyon 12: 1-) Engelle karşılaşan 2-) Doğuştan veya sonradan meydana gelen hastalıklar, sakatlıklar (vücudun görsel/işlevsel/zihinsel/ruhsal farklılıkları) öne sürülerek, toplumsal/yönetsel tutum ve tercihler sonucu yaşamın birçok alanında kısıtlanan, engellerle karşılaşan kişi.
 
Bu tanımda bulunan birinci şık oldukça manidar. Eğer yanlış değerlendirmediysem 'hemen her konuda engellerle karşılaşan insanları' da bu kapsam içine almakta olduğundan bence tanım bağlamından taşmıştır. 2. kısımdaki tanımlamada bir eksik göremiyorum.
 
"Engelle karşılaşan", TDK'da "engeli olan"a karşılık yazdığım birşey. Ona alternatif olsun diye.

Engel, "Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap" ya. İşte buna göre "engelli": "engelle karşılaşan"

Yani bir canlıyı betimlemek değil, bir durumu tespit etmek anlamında. İnsanı anlatansa 2. tanım zaten.
TDK da 1. tanımda (Engeli olan, mânialı) durum tespiti yapmış, 2. tanımda (Vücudunda eksik veya kusuru olan) insan betimlemiş.
 
Kardeşim, TDK da bulunan 'engeli olan' ifadesi bir sakatlığı olan anlamında kullanılmış olmalı. Ancak senin ifaden bambaşka boyutlara gdiyor. Zira bu durumda 'nasıl bir engelle karşılaşan?' sorusu ya da 'engelin' kendine içikin anlamlarının sorgulanacağı bir süreci başlatma zorunluluğu ortaya çıkıyor. Bu nedenle 'Engelle karşılaşan' ifadesi bence son derece muğlak ve bizim içinde bulunduğumuz engellenmişlik halini anlatmaktan ziyade, çok geniş - hatta alakasız- noktalara varabilecek bir düşünceye yol açacağından istediğimiz anlayışın oluşmasına katkıda bulunmayacaktır. Bu benim düşüncem tabi.
 
Sanırım tatilde olduğum sürece alevlenmiş bir konu bu.

Engellilik kavramının sadece sakatlara yönelik bir tanımı içinde barındırdığına pek inanmasam da, eğer sakatlık kavramıyla birlikte alınıp bir tanımlama yapılacaksa; kabul...

Bu arada oldukça çetin çatışmalar olmuş, tanımlar gerçekten önemlidir. Ancak bilinmelidir yapabileceğimiz en iyi tanımlama bile yüzde yüz var olan engelli kavramını açıklamaya yetmeyecektir. Dil yaşanılanlar söz konusu olduğunda yetersizdir.

Ve bence bu kadar karışık tanımlamalara da gerek yok diye düşünüyorum.

Alın benden bir engelli tanımı;

Doğuştan, ya da sonradan sakat olanların çeşitli nedenlerle yaşamlarında karşılaştıkları engellenmişlikle yaşama durumunda olan kişi( ler )

Ya aklıma bir şey geldi ve geri döndüm;

Burada bu tanımlamalar yapılırken, ortaya çıkan tartışmalarla tanımın açıklamaları da yapılmış :D Ben de kendi tanımımda kendi açıklamamı yapayım;

1) Engelli kelimesini sakat olan bireylerle anılması nedeniyle tanımın başındaki "Doğuştan, ya da sonradan sakat olanların " cümlesine kimsenin itirazı olmaz sanırım.

2) Sakat kavramının engelliye dönüşmesindeki ana unsur un sakat bireylerin engellenmesi olarak ele alınması doğal olarak beraberinde bir engel koyuculuğu yani engellenmişliği beraberinde getiriyor. Bu sebeple bu tanımlamada engellenmişliği kullanmak zorundayım.

3) Engellenmişiğin nedenlerini de bu tanımda yer alması bizi sonsuzluğa götüreceğinden bunu özetleyen bir kelime seçmek zorundaydım . Bu sebeple "çeşitli nedenlerle " cümlesi bu amaçla konulmuştur.

4) Ve en alıcı nokta, sakat birey bu engellenmişlikle yaşama devam etmek zorundadır.Bu çeşitli nedenlerle ortaya çıkan engellenmişlik durumu ortadan kalktığında engelli kelimesi de ortadan kalkar mı bilmem???... Her şey olağanüstü güzel gelişmiş olsa da ilerleyen zaman diliminde, birey ister sakat olsun ister olmasın kendi engelini bazen kendisi de koyabileceğinden sanırım engelli kelimesi kullanılmaya devam edecektir.

5) Ama her şeye rağmen engelleyiciler tümünden ortadan kalksa, bulacağımız kelime olur mu acaba? Neyse bu son derece ütopik bir şey olduğundan şimdilik bu tanımımla yetinmeye çalışayım.

Doğuştan, ya da sonradan sakat olanların çeşitli nedenlerle yaşamlarında karşılaştıkları engellenmişlikle yaşama durumunda olan kişi( ler )
 
andante' Alıntı:
5) Ama her şeye rağmen engelleyiciler tümünden ortadan kalksa, bulacağımız kelime olur mu acaba? Neyse bu son derece ütopik bir şey olduğundan şimdilik bu tanımımla yetinmeye çalışayım.

Doğuştan, ya da sonradan sakat olanların çeşitli nedenlerle yaşamlarında karşılaştıkları engellenmişlikle yaşama durumunda olan kişi( ler )

:):) hahhahaaaa! Alemsin sensei.

"Brek breykk! toplum musun- yönetim mi nesin, çık aradan! " der bir spastik. ve sihirli değneği/klavyeyi alıp tüm toplumu ve yönetimi formatlar.

> format toplum: /s
> format yonetim: /s

Ve spastik artık engelli değildir!

Değildir de.. Nedir?

"eğer spastiksen ve durumu takip ediyorsan, dökülme ihtimali olan her şey, çok büyük bir ihtimalle dökülecektir." -spaStik kaos teorisi-
 
Spastik kaos teorisi.....

İşte tam da anlatmaya çalıştığım şeyin özeti....

Aslında benim beşinci şıkkı alıntı yapmışsın vefa ama ben de dördüncü şıkka takılı kalmış durumdayım.

Sevgili oturanboğa sakın buraya yazacaklarımı konuyu saptırmak anlamında ele alma olur mu?

Engelli kelimesine en yakın tanımı yapabilmek için düşünüp duruyorum ve ister istemez beynimde onlarca düşünce gidip geliyor.

Şu spastik kaos teoremini kendi algılayış biçimimle ele alayım;

Bir an için diyelim ki görme engelli bir arkadaşımız var. Şimdi bu tanımlar doğrultusunda bu görme engelli arkadaşımız, göremediği için aslında sakattır. Doğuştan yada sonradan. Ama diğer insanlar gibi yaşama biçimi bulamayıp çeşitli nedenlerle yaşantısında kesintiler oluyorsa sadece göremediğinden engellenmiş oluyor.

Peki bu arkadaşımıza sorsak; senin görmeni engelleyen nedir diye nasıl bir cevap verecektir acaba?

Sevgili Alper buraya yetiş derim ben sana. Sen ki bir göz doktorusun senin açından bir görme engellinin görememesinin bilimsel açıklaması nasıl olur acaba?

Kuşkusuz bir şeyler anlatılacaktır, ama işin bilimsel tarafına hiç sapmadan işi özetleyecek olursak bu arkadaşımızın görememesi kendinden kaynaklanan bir olgu üzerinedir.

Tıpkı Vefa nın yazdığı gibi bir spastik için , tutamama, sallanma nasıl kendinden gelen bir şeyse ve bunun sonucu dökülme yaşanıyorsa bunun oluşumu bir spastiğin kendisinde saklıdır. Onun için tüm engelleri kaldırdığımzda bile( Her şeyi donduralım sıvıyı yok edelim bir süreliğine hayatımızdan ) sallanma söz konusu olacaksa burada engel kelimesi nereye konacak?

Düşünüyorum da yaşlanmak istemiyorum.

Saçlarımın beyazlayacağı, derimin kırışacağı, çirkenleşeceğim ve öleceğim kaygısından değil.Hatta yarın bile ölmem gerekiyorsa hiç korkmadan ölüme giderim. Diğer şeylerle de çok fazla ilgim yok zaten. Ama ben yapmakta olduğum şeyleri yapamayacağımdan endişe duyuyorum.

Eskisi gibi koşamayacağım, eskisi gibi yürüyemeyeceğim, eskisi gibi duyamayacağım, gücüm azalacak, vs. vs....Bu ister istemez bende ilave şeyler yapmamı gerektirecek. Örneğin şu anda bile yakını görmek için gözlük kullanıyorum. Bir süre sonra bu yetmeyecek. Vs. vs....

Bunlar çok normal, her canlı mutlaka yaşlanacaktır diyorsunuz değil mi?

İyi de ben bunları bir kaç sene önce yapabiliyordum şimdi bunları yapamama engel olan şeyler benim kendi bedenimde diyeceğim o zaman ben de sizlere. Engel kendimim diyeceğim. Olması gerekenler oluyor diyeceğim.

O zaman bir görme özürlününde görememesini normal karşılayarak neden engel kelimesini katıyorsunuz diye sizlere sorarım işte!!!!!

Yaşlılıkta bir çeşit yapmış olduklarını artık yapamama durumuysa ona da sadece yaşlılık demeyelim ve bir engel kelimesi yakıştıralım ne dersiniz?

Yaşlı değilim, yaş engelliyim desem nasıl olur?

Engellilik kavramı bana göre gerçekten tüm bireyler için hemen hemen her yerde söz konusu olabilecek bir şeydir.

Ve ister istemez düşünüyorum, ne kadar açıklamaya çalışırsak çalışalım, işin özünde engellilik kavramı sakatlıkla özdeştiğinden sakatlık kelimesini bir parça sevimli hale getirmenin dışında bir şey değildir.

Engelliliği kabul ediyorsak, ki ben edenlerdenim, ama sizlerden farklı bir mantıkla. Tüm insanlar engellidir.
 
Andante sana üzülerek kartşı çıkmak durumundayım. Aslında senin 'engellilik' kavramını tam anlayamadığını düşünüyorum.

Hatırlayacak olursak sakatlık senin bahsettiğin gibi herhangi bir eksiklik ile ilintili bir tanımlama kelimesi. Yani bir durumun tespiti.

Ancak bu sakatlık durumundan ötürü birey içinde bulunduğu sosyal hayattan soyutlanmamalıdır. Çüünkü bu özelliğine rağmen o bir insandır/bireydir.

Ancak içinde yaşanılan toplum bu sakat bireyi sosyal hayatın(Eğitim, istihdam vb) dışında tuttugunda engellilik dediğimiz yeni sıfat ortaya cıkıyor. Günümüz toplumlarında, hatta görünebilir gelecekte bile sakatlara yönelik mutlak eşit sistem kurulabilir görünmediğinden sakat insanlar bir de engellenmiş olacaklardır.

Yani sakatlık insanın kendinden kaynaklanırken engellilik dısarı kaynaklı bir sorun oluyor.

Buraya kadar sorun yok. sorun surdan cıkıyor; bu engellenmişlik hallinin sınırları neresi olacak? Yani gördük işte bir eşcinsel hareketi bile bu kapsama sokulmaya çalışıldı. Ben bu nedenle engelilik kavramını sadece sakatlıkla ilintili tutmak taraftarıyım.

Eger engelliliği ortadan kaldırabilirsek geride ne mi kalacak? Elimizde hala mevcut fiziksel sıkıntılarıyla kalacak insanın adı 'sakat' tır.
 
andante' Alıntı:
...
O zaman bir görme özürlününde görememesini normal karşılayarak neden engel kelimesini katıyorsunuz diye sizlere sorarım işte!!!!!

Yaşlılıkta bir çeşit yapmış olduklarını artık yapamama durumuysa ona da sadece yaşlılık demeyelim ve bir engel kelimesi yakıştıralım ne dersiniz?

Yaşlı değilim, yaş engelliyim desem nasıl olur?
...

Sevgili Sanem, o görme engelli kişi, senin (senin deyiminle) yaş engelli olmadığın zamanda da engelliydi! Yaşlanınca iki engeli oluyor! Görme + yaş!
 
Canım pegasus,

İnanki burada yazılanlara karşı bir duruşum yok. Kuşkusuz burada anlatılmaya çalışılan engellilik kavramının sosyal hayattan soyutlanmak anlamına geldiğini biliyorum. Ve ikimizde bunun nedenini çok iyi bilmekteyiz. Ama bunu tartışmıyoruz.

Ancak burda engellilikle ilgili bir tanım yapmaya çalışırken sadece sakatlık olgusunu düşünerek yapmaya gidiş gibi bir duruş var. Bunu sakıncalı görmüyorum. Burası sakatlar adına bir şeylerin yapılmasını savunan ve yapmak zorunda olan site.

Ama çok iyi biliyorum ki; sosyal hayattan bir özelliğinden dolayı soyutlanmak genel bir kavramdır ve ne yazık ki bir çok gurubu kısacası insanların tümünü kapsar.

Korkunu da çok iyi anlıyorum, anlamazmıyım? :D

Bazı bölgelerimizde kaç çocuğun var diye bir babaya soru sorduğumuzda aldığımız yanıtta işin içinde kız çocuklar yoktur çok iyi bildiğin gibi. Al sana sosyal hayattan soyutlanmanın en güzel örneği. Ve hatta daha ileri gidip kız çocuklarını okula göndermeyenlerle dolu bir ülkenin evlatlarıyız.

Bu sebeple bu engellilik kavramını oluşturmayı genel anlamda ben sakıncalı görüyorum aslına bakarsan. Nedeni sanırım anlıyorsun. Çünkü bir çok şey girecektir, bizde engelliyiz diye ve tanım olmayacaktır.

Bu sebeple uçuk örneklerle olası durumları ortaya koymaya çalışıyorum.

Sevgili baben haklısın valla, iki kere engellilik belki de üç kere engellilik durumları neden olmasın????? :D

ve tekrar sevgili pegasus, kuşkusuz engellilik nedenleri ortadan kalktığında sadece terim olarak sakat kalacaktır ve biz sadece bu terimle idare etsek çok mu yanlış olur acaba? Çünkü bu kelime tehlikeliiiiiiiiiii :D
 
Üst Alt