Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Dünya Müziği ( Her Telden Nağmeler )

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Zaten sakın toparlamayın sevgili dostlar, inanın böylesi çok daha güzel.

Emin olun ben istersem yazdıklarınızdan ne yapar eder müzikle ilgili bir cümle kurarım.

Ya besteciler 20.yüzyıla kadar Bach ın 24 ton makamlarıyla öyle haşır neşir olmuşlar ve nihayet yeter artık diyerek atonal sistemi bulmuşlar ya valla sizde aynı öylesiniz.

Yaşasın atonalizm.....Ne mi dedi bu kadın? boşverin gitsin serbest bırakın bizi demek bir yerde müzisyenler arasında

Harikasınız :D
 
Atonal Sistem

ON İKİ TON SİSTEMİ ( ATONAL SİSTEM ) TANIYALIM :)
Dodecaphonic ya da Serial Müzik olarak da adlandırılan bu sistemin ilkeleri basittir. Sistem bestecilere eserlerinde sesleri organize etmenin yeni yollarını sunar. Bir eksen sesinin (karar sesi) vurgulanmış olduğu tonal sistemden farklı olarak besteci, kromatik dizideki on iki sesi herhangi bir sıra ile düzenler ve buna çeşitli ritmler uygulayarak melodi haline getirir. Kromatik dizideki on iki sesin özel olarak, bir dizi içerisinde düzenlenmesi “sıra ses dizisi” (tone row) olarak adlandırılır. Sıra ses dizisi oluşturmanın amacı, geleneksel tonal ilişkilerden kaçınmayı sağlamaktır. Eser, bestelemede hammadde (kaynak) olarak kullanılan bu dizi üzerine inşa edilir, yalnızca tek kısıtlama dizideki bütün on iki ses kullanılmadan hiçbir sesin tekrar kullanılmamasıdır. Çünkü bu gibi tekrarlar bir notayı özel olarak vurgular. Halbuki bu sistemde hiçbir ses özel önem taşımaz, bütün sesler eşit önemdedir. Bu yüzden tonal bir eksen ya da durak ses yoktur. Besteci her eser için yalnızca bir sıra ses dizisi yapar. Bu dizi bir parçadaki bütün akor ve melodilerin kaynağı olduğundan büyük bir itina ile oluşturulmalıdır.
Arnold Schoenberg’in icat ettiği bu yeni sistem 20. yüzyılda müzikal bestecilik açısından tamamen yeni yaklaşımların kapısını açmıştır. On iki ton bestecilik tekniği müzik dünyasında önceleri şaşkınlığa neden olmasına rağmen, zamanla çağdaş Müzik düşüncesinin bir öncüsü olarak kendini kabul ettirmiştir. Schoenberg’in serial müzik sistemi 1950’lere kadar yalnızca birkaç bestecinin ilgisini çekmişti. Ancak, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Webern, Igor Stravinsky, Aaron Copland vb. gibi tanınmış gelenekçi bestecilerin bu sistemin bir müzik stilinden çok bir besteleme tekniği olduğunun farkına varmaları ve eserlerinin bazı bölümlerinde yer vermeleri, Avrupa ve Amerika’da birçok bestecinin bu tekniği benimseyip, geliştirmesine neden oldu.
Bu sistemde müziğin normal yapısı yoktur. Müzik tamamen bir seri (dizi) haline getirilmiştir ve matematiksel olarak işletilen bir konu olmuştur. Bu yüzden geleneksel anlayıştaki motifler ve ezgiler, cümle, dönem, bölüm gibi formsal yapılar, gelişme ve tekrar bölümleri yoktur. Bu yüzyılın sanat temalarının çoğu gibi bir yapıttan ziyade bir metottur, yöntemdir. Müzikteki öğelerin tamamen kontrolü bestecilere eserleri üzerinde büyük bir kontrol imkanı vermiş ancak müzisyenlerin eserleri icrasını zorlaştırmıştır.Aynı şekilde eserlerin dinleyiciler tarafından algılanması zorlaşmıştır. On iki ton besteleme tekniği 20.yüzyıl müzik akımlarının en etkilisi olmuştur. Hemen hemen her besteci bu tekniği uygulamış yada bu teknikten etkilenmiştir. Schoenberg’in atonalite ye attığı ilk adım, Batı Müziği tarihinde günümüze kadar atılmış en cesur ve en radikal adım olarak düşünülecektir.
KAYNAKLAR :
1. FORNEY, Kristine, MACHLIS, Joseph. The Enjoyment of Music, Norton & Company, Inc., New York, 1995.
2. HOFFER, Charles R., The Understanding of Music, Wadsworth Publishing Company, Belmont, California, 1989
3. HOFFER, Charles R., A Concise Ýntroduction to Music Listening, Wadsworth Publishing Company, Belmont, California, 1988

Saygılarımla
 
aslanım sunburn bu konuda doktora verecektim verdiğin detaylı bigilerde epey işime yarayacaktı ama doktora vermekten vaz geçtim 'nasını satiim hemşireye vericem.. mal benim dii mii..kim karışır :D
 
hımm

BAYKE >> İŞİNE YARASAYDI ÇOK SEVİNECEKTİM. AMA BOŞVER BELKİDE BAŞKA BİRİNİN İŞİNE YARAR :)
 
Diyorum işte bu sayfada herşey kendiliğinden ve hızla değiştiğinden yetişmek mümkün değil.

Sevgili sunburn ( ya bu arada sen muse dinlermiydin sunburn?) atonal kavramını o kadar güzel açıklamış ki, ben kendisine teşekkür ediyorum.Ama sevgili dostum bayke bu konuda doktora vermeyi red ediyorsa diyecek bir şeyim yok tabii de sorduğu bir soru vardı bir kaç mesaj önce onu yanıtlamaya çalışayım:

Bayke dostum, bizim notalarla haşır neşir oluşumuz çok yeni aslına bakarsan. Ama burada batı hayranları varsa, hemen bir açıklama yapayım. Tarihteki ilk notalar doğudan gelmiştir.

Bugün bence geleneksel müziğin en büyüklerinden olan Hindistan da görüyoruz ilk nota şekillerini. Kuşkusuz bugün kullandığımız şekliyle değil. Daha da komiği dünyanın hiç bir yerinde olmayan bir şekilde görüyoruz. Dini kitapları olan Veda da görüyoruz, raga ve taga adını verdikleri ritim kalıpları ve ses kalıpları olarak... Batı uzun yıllar müziği yasaklasın doğuda bir yerde din kitaplarında notara rastlıyoruz. Valla güzel.....

Daha sonraları Bağdat, Semerkant ve diğer doğu illerinde müziğin batıdan çok daha önceleri ciddi anlamda kullanıldığı ve müzik üzerine teorilerin yazıldığı bir sürü şeylere tanıklık ediyoruz.

İşte bu arada ki zaman diliminde İstanbul un alınmasına kadar olan dönemde Doğudan alınan ve getirilen bu kültürün İstanbul un alınmasıyla birlikte daha farklı bir tarza ulaştığını görmekteyiz.

Bu arada Halk müziğini hiç hesaba katmıyorum. O çok daha farklı bir olgu. Bayke Türk sanat müziğine laf söyletmem demiş ya, bende bu izden yola çıkarak bunun geçmişini elimden geldiğince özetlemeye çalışıyorum.

İstanbul.... Costantinapolis ken dokuzuncu yüzyıla kadar çeşitli müzik türleri ve geleneklerinin merkezi olmuştur. Dini nitelikteki Bizans müziği 15. yüzyıla kadar egemenliğini sürdürmüştür.

İstanbul un alınmasıyla ortaya oldukça o dönem için garip bir süreç başlamıştır. Öyle ya, osmanlı tarihin hiç bir döneminde emperyal bir özellik taşımadığından burada gelişen tüm müziklere hem dini hemde etnik müziklere hiç karışmadığı gibi doğudan getirdiği kültürle oluşturduğu ve tasavvuf müziğyle de bezediği kendi müziğini bu kültürün arasına sokmuştur.

Ve ortaya yeni bir müzik çıkmıştır. Tarihçiler buna bir isim vermekte hep zorlanmıştır. Salakça bir düşünüş. Buna Osmanlı Saray Müziği denir arkadaş.Çok sonraları bu müzik bizim kültürümüz değildir, Türk Müziği değildir gibi hala süren tartışmalara neden olunacaktır.Konu bu olmadığından bende detaya girmiyorum.

Osmanlı Saray Müziğinin yaşama gücü kapalı bir gelenek olmasından kaynaklanıyordu. Bu sebeple bir kaç şehir hariç toplumun içinde yer edinmiş bir müzik değildir. Bununla ilgilenen kişiler çalgılarla haşır neşir olurken batının müzik özelliklerinin tamamiyle dışında sadece melodik bir anlayışla notaya hiç gerek duymadan babadan oğula geçen bir mantıkla uzun yıllar sesleri olduğu gibi koruyabildiler.

Batının nota sistemi zaten bu müzik için geçerli olmazdı. Batı müziğinde bir tam ses, yani do ve re arasında sadece bir tane yarım ses vardır. Bunları diyez ve bemol olarak ele alırlar. Oysa bizim müziğimizde bir tam ses; yani do ve re arasında tam dokuz tane koma adı verilen ses vardır.

Ne batının çalgılarıyla çalınır bu müzikler nede nota sistemi bize uyar.

Ama yinede eserler notaya alındı sevgili bayke. 17. ve 18. yüzyılda bunların notaya alındığını görüyoruz ama dediğim gibi batı formuna benzemeyen bir şekilde. Kimler mi aldı?

Bu isimler önemlidir işte;

Ali Ufki

Kantemiroğlu

Hampartzum Limonciyan.....

Daha sonraları ise Osmanlının batılılaşmak adına verdiği anlamsız savaşta bir çok yabancı müzisyen ülkemize gelecek ve müziğimizi notalara almaya devam edecektir.

Ünlü opere bestecisi Donizetti bunlardan sadece bir tanesidir. Kendisine Paşa ünvanı verip Donizetti Paşamız olacaktır...

Neyse kısa yazayım dedim yine olmadı bayke kusura bakma canım....
 
Pek Gıymatlı Öğretmenim andante

Öncelikle yazı cevabınız için çok teşekkür ederim.Amaç Bilgi paylaşımının devamını sağlamaktı. :D
saygıdeyer öğretmenim Muse olayına gelince :D

Muse dinlerim. Ben dinlemeyem de kim dinlesin. Adamların Sunburn diye sıngle'ı var. :) Biliyorsun ki Muse; Yaşları 20 civarında olan üç kişilik İngiliz grup'u, punk ve progressive rock'ı birleştiriyor. Birçok progressive rocker gibi çalışmaları operaya benziyor; sağlam bir altyapı üstüne Matt Bellamy'nin soprano aryalarını dinliyoruz. Bence harika çalışmaları var.

Bu arada, Benim Nick imin de buradan geldiğini söylemeden edemeyeceğim:)

Saygılarımla Cem
 
Bende seni niye bu kadar çok seviyorum diyordum Sunburn, haklı sebeplerim varmış. Muse bile seni sevmem için yeterlidir.

Kullanıcı adının burdan geldiğini tahmin etmeliydim, eder gibi olduğum için soruverdim zaten. Sen has bir adamdın artık benim has adamlarımdan biri olmaya devam edeceksin.

:D
 
muse'yi merak edip sunburn'ü indirip dinledim
niye yalan söyliim yaşlandım herhal kafam kaldırmadı hocam.
ki ben led zeppelin'le, deep purple'la gençliğinin büyük bölümünü zebbahlara kadar paylaşmış adamım. ve halada severek dinlerim onları.
al bi de led zeppelin dinle bakiim nasıl bulcan :roll:
gerçi rock seviyorsan l.zeppelin'den habersiz olman imkansız ya olsun..
klsik batı müziği sevenin mozart'ı tanımaması gibi bi şey olurdu.
bu kashmir'de bence onların nirvanası.
 
Ben de dinledim ama pek bana hitap etmedi. eğer varsa lütfen biraz daha Chris Spheris koyunda ruhumuz bayram etsin..
 
madem öyle pegasus
yapiim sana bi güzellik
bak analar ne cevherler doğuruyor. bu da bizden.. fahir atakoğlu.
 
Bayke çok güzel ; ama tadımlık olmuş bu. Yinede çok teşekkürler. :)
 
Uf be bayke !!!

Led Zepplin sevmeyen ölsün be !!!! :D

Hele kaşmir, doğu ezgilerinden esinlenerek yapılmış bir hit tir.

Sen de çok yaşa emi.....

Ya dostlar, aklıma gelmişken bir şeyi sizinle paylaşayım.

Hani derler ya " zevkler ve renkler tartışılmaz " kim dediyse yalan söylemiş. Çok bilindik bir cümle olmasına rağmen ben bu cümleye karşıyım.

Müzik alışkanlıktır. İnsan en çok dinlediği müziği bir süre sonra alışkanlık haline getirir. Bu alışkanlık dinledikçe beğeniye dönüşür. Beğenibir süre sonra zevke dönüşecektir. Bu sebeple bizlere sunulanlarla yetinmeyip araştırmacı bir ruhla tüm müziklere açık olmak en iyi yollardan biridir.

Kesinlikle dikkatli olmak gerekiyor. Yaşantısında hiç baklava yememiş bir insana baklavanın tadını anlatamazsınız. Ona tattırmanız gerekir. İşte müziğin bu özelliğini bilenler farklı amaçlarla bizlere dinlememiz için bir sürü şeyler sunup duruyor. Seçici olmak en yollardan biridir.

Eeee bizler rock müziğin en güzel dönemlerinde yetişmiş insanlarız. Ne yazık ki rock müzik 80 li yıllardan sonra yerini farklı tarzlara bıraktı. Doğal bir sonuç. Ve ben 23 yıldan beri liselerde müzik öğretmenliği yaparken gençlerle birlikte olmanın ve onlara dokunmanın en iyi yolu olarak onları anlamak olduğunu bildiğimden yeni müzik türlerinede açık olduğumdan , hele bir de evde 17 yaşında bir kıza sahip olduğumdan, kopmayacak bir alanım var.

Sizleri seviyorum. Muse iyidir ya.... :D Adamın sesi harikadır.
 
Andante zevklerin evrimi konusunda çizdiğin profilde görece haklısın; ancak beğeniler insanın kendi oluşumuyla da ilintilidir. Kendi zihinsel süreçleriyle bir özdeşim halidir belkide beğendiğimiz müzikler. Bu bağlamda rock müzik güzel bir örnektirde. Günümüz algılamasının aksine bu müğzik türü sahneye devrimci bir bayrakla çıkmıştı. O nun bayrağı kalıplara sokulmuş, sürü gibi güdülen bir toplum modeline karşı kendi varoluşunun iplerini eline almayı öğütleyen ve bu arayışta sınırları yıkan bir insan duruşunu sergiliyordu. Peki ne oldu sonra? Bu özünde devrimci bir atılımdı ; ancak kısa sürede devrimci yönü törpülendi ve geriye o ne idüğü belirsiz varoluşçu tarafı kaldı. Öyle bir hale gelindiki, toplumsal mesajlar veren bir müzik gitti yerine kendini gerçekleştirme adına uyuşturucuya bile alttan alta yol veren bir insanlık ucubesi geldi. Bu akımın bi kolu hippi akımına öncülük ettiler ve sonuçlarını biliyoruz. Rock müzik özündeki devrimci ruhu kaybetmiş, küresel ticaretin kilometre taşlarından biri haline gelmiştir. Günümüzde bu müzik için çok farklı varyasyonları nedeniyle "şu şekildedir" demek zor olsa da "uç" olarak nitelendirilebilecek kesimlerinin insan zevki adına hüzün verici olduğunu düşünmekteyim. Bu tabi benim görüşüm. Tarz olarak beğeniyor muyum. Evet beğenerek dinlediğim sanatçılar ve açılımları var bu müziğin ; ama sonuç olarak eski ve çıkış noktasından çok uzaklar. Bu nedenle sizin kuşağın algılamasıyla bizim kuşağın algılaması farklı olacaktır. Siz dünyayı kurtaracak olan o eski asil insanlardansınız. Gerçi çoğunuz reklamcı oldu ya neyse yinede en azında saman alevi gibi yanıp sönse de bir umutdunuz. Ama biz tüketim gençliğiyiz. Üstelik sizin o "umut ışığının" konserlerinin bile kola kapağının altından çıkan biletlerle satın alınabildiği bir tüketim toplumunun. Bu nedenle bizim için çok sıradanlar ve hatta "bizden" birazcık sıyrılan "benim gibiler" için de birazcık soru işaretli. Ama nihayetinde ben sevmedim bu adamı:) chris istiyom ben. Öğretmen arkadaşlara haber saldım. Christen daha iyileri varmış cdlerini yollucaklar bana . Gelince paylaşacam.

bu arada yine sizin zamanınızdan Bob Dylan ı dinledim gecenlerde. Diyecek kelime bulamadım. Nasıl bilirsiniz muhteremi. Valla sözleri acaip güzel geldi bana. Tabi anlayabildiklerim.
 
Canım pegasus....

Ya birileri bana en kısa zamanda buraya müzik eklemeyi öğretmeli. :D

Böyle olmuyor, bendeki arşivden yararlanmak gerek bu anlamda.

Bu arada bir çok konuda haklısın. Gerçekten dediğim gibi 80 li yıllardan sonra rock yok oldu. Şimdi burda bunun nedenlerini konuşacak değilim . Bir başka başlık açıp rock müzik ve felsefesi doğrultusunda bir şeyler yapılabilir.

Artık rock müzik yapılmıyor bittiiiiiiiiiiiiiiiiii. Bu arada Muse gibi bir çok rock türüne benzer ama rock olmayan müzikler yapmaya devam ediyorlar. Çoğu bir çok anlamda beş para etmez, nedenleri var beş para etmemelerinin. Ama aralarında gerçekten iyi olanlarda var.

Muse dinlemeye yanlış parçadan başladınız. Bu gençler gerçekten çalgılarına çok hakimler ve işlerini çok ciddi yapıyorlar. Hele sesini kullanmadaki başarısına diyecek hiç bir sözüm yok.

Bulabilirseniz; ne yazık ki ben buraya nasıl ekleyeceğimi bilmiyorum..
Önce;

Unintended

Sonrada;

Apocalypse Please

parçalarını dinleyin..

Bob Dylan a gelince valla onu da tek geçerim. O bir efsanedir.

Bayke dostum, sendende bir şey istiyorum beceriksizliğimi en iyi bilenlerdensin. Ya kardeşim Chris Spheeris in en güzel parçasını koymamışsın buraya ya... Kesin sen yaparsın; hadi !!

Culture

ve Always
 
teşekkürler andante , gerçekten çok güzel. zevkle dinledim
 
Teşekkürler andante, unintended güzelmiş. Ötekini indiremedim. Yani rapid de açılmıyor.

Öğrendiğine göre bizi gıdasız bırakmazsın umuduyla...:)
 
New age in bir çok türü var biliyorsunuz. Bunlar arasında latin tarzı oldukça güzeldir.

Johannes Linstead müzisyen ve güzel bir parçası;
 
Chris Spheeris' in isteyipte bulamadığınız bir parçası olursa gönderebilirim :wink:
 
WALLA ARKADAŞLAR BEN TİPİKVEDE SAĞLAM BİR ROCKIRRRRR OLARAK; SİZLERE UÇMANIZ İÇİN ( LACRİMAS PROFUNDERE ) DİNLEMENİZİ VE DE ÖZELLİKLE DE 2001 YILINDA ÇIKAN ALBUMLERİ ( BURNİNG:A WİSH ) VE EN SON 2004 YILINDA ÇIKAN ( AVE END ) DEN AMBER GİRL :) ASTRONOT OLUP AY'A AYAK BASMIŞ GİBİ OLMAK İSTEYENLERE ÖNERECEĞİM BİR PARÇA :) YİNE BU ALBUM DEN TESTİFİED İSE AYRI BİR OLAY.
VE BAŞKA BİR GÜZELLİK ABİDESİ GİBİ 1992 BERİ BLACK VE DOOM METAL'İN KATIKSIZ TEMSİLCİSİ _/ ANATHEMA\_ :) FAZLA SÖZE GEREK YOK.
EVER ARKADAŞLAR: LACRİMAS PROFUNDERE DEN SEVGİLERLE; SARAH_LOU :)

ESENLİKLE KALIN MÜZİKSİZ KALMAYIN :)
 
Dost sen christen elinde ne varsa yükle buraya :)
 
30' dan fazla parçası var Pegasus, hepsini yükleyemem ama elimden geleni yaparım ;)
 
Ah sevgili schmetterling!!

Vallahi yine kullanıcı adını yazarken tek tek bakarak yazdım :D

Bu köşeye can verdin, sana teşekkürler...

Sevgili sunburn burda seni bir tek ben mi anlıyorum ne ? ya dostum seni de rock köşesine alalım ha ne dersin? :D
 
Rica ederim andante.
Fırsat buldukça eklemeye devam edeceğim.
Başka bir başlık altında göndermek üzere, beğeneceğinizi umduğum bir etnik müzik sanatçısının parçalarını da sizler için hazırlıyorum :wink:

(Adımı yazmak sizler için cidden zor oluyor sanırım. O nedenle sadece "sch" demeniz de yeterli :wink: )
 
schmetterlinq' Alıntı:
... (Adımı yazmak sizler için cidden zor oluyor sanırım. O nedenle sadece "sch" demeniz de yeterli :wink: )

Yaa copy-paste diye bir yöntem var.. Onu kullansanıza.. :oops: Mause'la seçiyorsunuz.. sağ tuşla "kopyala" (ya da klavyeyle ctrl + c) diyosunuz, cevabı yazarken de ctrl +v (ya da mause'la sağ tuş + "yapıştır"). Hangisi kolayınıza giderse.

Benim yaptığım gibi: :p

schmetterlinq schmetterlinq schmetterlinq :oops: :wink:
 
schmetterlinq size ve bu işe sebep olan tüm arkadaşlara teşekkürler.
Başka birşey dinleyemez oldum. :))

(Ayrıca baben bu kopyala yapıştır işi içinde teşekkürler, bayağı işe yaradı )
:) :) :)
 
Dinleyemiyorummmmmmmmm :(

Hiçbirini dinleyemiyorummm

Acaba buraya linklerini gönderdiğiniz şarkıları cd ye kaydedebilir miyimki?

Bilmiyorum =(

Babür abii yardım eder misinnnnn??? :cry: :cry: :cry:
 
Dilemma> Neden Yükleyemiyorsun ?Nasıl Bir Hata Veriyor ? Bunları yazarsanız belkide yardımcı olabilirz :)
 
Pegasus' Alıntı:
Bayke çuvallar dolusu teşekkürler...

teşekkürleri aldım kabul ettim..
şey çuvalı napiim iade ediim mi?
yada bırak bende kalsın fırsat bulursam bi amerikalı bulup kafasına geçiriim :D
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt