Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.
Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.
deyince baben Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun bi şiiri geldi aklıma:Baben' Alıntı:(küfür bilir misin sen :twisted: )
bayke' Alıntı:sevgili baben..
bak bu iki etti, birincisi türkülerle ilgiliydi.
ben oynamıyorum
verin misketlerimi
dilemma' Alıntı:... Babür abimmm. Yeter ki sen mesut ol, mevlam bana acısınn :roll: :wink:
dilemma' Alıntı:... Benim o soruda anlatmak istediğim farklıydı. Ama sanırım öyle bir ihtimal yok. Ahh bilgisayarı bi türlü öğrenememek yok muuu.Ahhhhh...Mundar oldu bütün emeklerim yahuuu
...
Tam adı Anjelika Rosenbaum Akbar olan sanatçı, müzisyen ve filozof bir babanın ve müzisyen bir annenin çocuğu olarak 1969 yılında Kazakistan'da dünyaya geldi. 3 yaşında piyano eğitimi almaya başladı. 5 yaşında ilk bestesini yapan ve konserlere başlayan sanatçı, üstün yetenekli çocukların yetiştirildiği Taşkent Devlet Uspensky Müzik Okulunda gördüğü 11 yıllık piyano ve kompozisyon eğitimini ve yüksek lisansını, Doç. V. Fadeyeva ve St. Petersburg Devlet Konservatuarı profesörlerinden B. Zeydman'dan aldı.
5 yıl boyunca Taşkent Devlet Konservatuvarı'nda sürdürdüğü eğitim hayatında, Prof. Berlin ve Prof. Yanovsky ile kompozisyon ve orkestrasyon, Prof. L. Pluşenko ile piyano, ünlü organist T. Levina ile org çalışmaları yaptı. Daha sonra Hacettepe Devlet Konservatuar'ında Doç. Turgay Erdener ile çalışarak kompozisyon yüksek lisansı aldı. Prof. İlhan Baran ve Doç. Ertuğ Korkmaz ile 20. Yüzyıl Armonisi, Doç İstemihan Taviloğlu ve Doç. Turgay Erdener ile kompozisyon çalıştı.
Anjelika Akbar Türkiye'ye geldikten sonra ise Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda Kurucu Öğretim Üyeliği görevini üstlendi. Senfonik ve oda orkestrası, koro, piyano ve diğer enstrümanlar için bir çok beste yapan Anjelika Akbar, Orta Asya, Baltık Cumhuriyetleri, Rusya, Hindistan, Almanya ve Türkiye'de çeşitli konserler verdi. Ayrıca Özbekistan Milli UNESKO Komitesi'nde üyelik yaptı.
1993 yılında Türk vatandaşlığını alan Akbar'ın ilk albümü "SU", 1999 yılında piyasaya çıktı. Bu çalışmanın ardından Can Dündar'ın "Köy Enstitüleri" isimli belgeselinin müziklerini (Belgeselin video-CD'si piyasaya çıkmıştır) ve Vivaldi Dört Mevsim'in, dünyada ilk defa solo piyano uyarlamasını yaptı ve yorumladı. Yapım Sony Classical kataloğuna seçildi ve Sony International tarafından 2002'de piyasaya çıkarıldı. Albüm uluslararası Sony Classical kataloğuna giren ilk Türk klasik müzik albümü oldu.
Akbar, yine 2002 yılında Rana Pirinçcioğlu ve Zara ile birlikte çıkardığı "bir'den Bir'e" albümü ile farklı bir çizgi yakalamayı başardı. Geleneksel batı klasik müziği sınırlarını aşıp, görsel efektler ve kendi dizelerini ilave ederek müziğine farklı bir boyut kazandıran Akbar, Moskova Sobesednik Ödülü, SSCB Etnik Müzik Ödülü, Taşkent Devlet Konservatuarı 'Altın Lenin Ödülü' (üç yıl boyunca), SSCB Kompozitörler Ödülü', 4. Uluslararası Nejat Eczacıbaşı Betse yarışması üçüncülük ödülleri sahibidir.
Kaynak
New Age müziğinin önde gelen temsilcilerinden Vangelis (Evanghelos Odyssey Papathanassiou ), 29 Mart 1943’te Yunanistan’da doğdu. Müzikal kabiliyeti erken yaşlarda keşfedilmiş ve kendi bestelerini çaldığı ilk konserini henüz 6 yaşındayken vermiştir.
Gençlik dönemlerinde Yunanistan’da pop müzik dalında sevilen bir sanatçı olan Vangelis, Demis Russos ve Lucas Sideras’la birlikte kurdukları üçlü grupla ünlerini dünya geneline taşıdılar. Grubun dağılmasının ardından 1970’ten sonra müzik yaşamına solo olarak devam etti ve tarz olarak da elektronik ve enstrumantal müzikle ilgilenmeye başladı.
1980’ler Vangelis’in sanatında doruklara çıktığı dönemlerdir, zira film ve belgesel müziği alanındaki çalışmalarıyla müziğinde olgunluğa ulaştı ve hayran kitlesini dünya çapında arttırdı. Vangelis, New Age müziği dalında ürettiği eserlerinde daha çok synthesizer ve benzeri elektronik müzik aletlerinden yararlanmaktadır.
Kaynak
1966 yılında Kırklarelinde doğdu.Müziğe sekiz yaşında,babası Muzaffer Baktagir'in gözetiminde başladı.1983 yılında girdiği İ.T.Ü. Türk Musikisi Devlet Konservatuarı'ndan 1988'de mezun oldu.Bu okulda bir yıl sonra lisansüstü eğitimine başladı.
Aynı yıl,Tanburi Necdet Yaşar'ın genel sanat yönetmenliğindeki Kültür Bakanlığı İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu'nda kanun sanatçısı olarak çalışmaya başladı.Bu tarihlerde dahil olduğu "Necdet Yaşar Ensemble"ile İngiltere, Fransa, Danimarka, Belçika, Hollanda, Almanya, Kanada ve ABD'nin çeşitli eyaletlerinde konserler verdi
.
Beste çalışmalarına konservatuar öğrenciliği yıllarında başlayan Göksel Baktagir'in, otuzbeşi sözlü ve yüzbeşi enstrümantal olmak üzere 140 civarında beste çalışması bulunmaktadır. Eserlerinin birçoğu T.R.T repertuarına alınmış,"Sazım" adlı Zavil saz semaisi,1990 yılında T.R.T tarafından düzenlenen bir yarışmada ödül kazanmıştır."Tek Kelime"adlı muhayyerkürdi şarkısı,Milliyet gazetesinin düzenlemiş olduğu 1997 yılının en sevilen 10 şarkısı arasına seçildi.
Baktagir 1984 yılından beri, kanun icrasında diğer tekniklerin yanı sıra özellikle "sol el" için geliştirdiği kendine özgü bir teknik üzerine çalışmalarını sürdürmektedir. Kanun sazı üzerinde, geleneksel icra biçimlerinde günümüzün en önde gelen icracılarından biri olarak kabul edilen sanatçı, temelde bir Türk Musikisi enstrümanı olan sazının bütün imkanlarını ve sınırlarını değerlendirerek, bakış açısını diğer dünya müziklerine doğru genişletmiştir. Bu bağlamda New Age ve Caz gibi türlerde de başarılı örnekler sergilemiş, bazı batılı caz topluluklarıyla konserler vermiştir.
Göksel Baktagir'in klasik normlar çerçevesinde bestelemiş bulunduğu saz eserlerinden yirmi tanesini ihtiva eden "Okyanustaki Sesler","Kervansaray-3", "Günlük", "Doğu Rüzgarı", "Okyanustaki Sesler-2(Cananım)","Okyanustaki Sesler-3(Hüzün)" adlarını taşıyan CD ve kaset çalışmaları bulunmaktadır.Baktagir, CNN Türk yapımı," İSTİKLAL MARŞI Belgeseli"nin müziklerini bestelemiştir Sanatçı ayrıca yayınlanmak üzere bir kanun metodu üzerinde çalışmaktadır. Bugüne kadar CD ve kaset olarak yayınlanmış eserlerinin yer aldığı bir nota kitabını da "Okyanustaki Sesler"adıyla yayına hazırlamaktadır.
İstanbul devlet Türk Müziği Topluluğu'ndaki asli görevinin yanında müzik çalışmalarını İstanbul Fasıl Topluluğu ve İstanbul Tasavvuf Musikisi (Dergah) Topluluğu'nda da sürdüren Baktagir, geçen yıllar içinde Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı'nda öğretim görevlisi olarak hizmet vermiştir.
Sanatçı Füsun Baktagir ile evli ve Buğra Can adlı bir çocuk babasıdır.
Elaya86' Alıntı:KESİNLİKLE DÜNYANIN EN GÜZEL MÜZİK TÜRÜ.
YUNANCA ÖĞRENMEYİ SADECE O GÜZEL ŞARKILARI SESLENDİREBİLMEK İÇİN İSTİYORUM.HERKESE ELA.YATSU.