Bir kere Türkiye, kitlelerin doğrudan temsil edildiği bir demokratik rejim olmaktan çok uzaktır. %10 barajının amacı, iddiâ edildiğinin aksine "siyasal istikrar" için değil, muhalif grupların temsil haklarını gasp etmek için vardır. Bu yüzden engelliler oy potansiyeline sahip pasif bir kitleden ibarettir. Engellileri geçtim, Türkiye'nin yarısına yakını yoksulluk sınırının altında yaşamasına rağmen ne kadar temsil edilebiliyorlar? Bugün 550 millet vekilinin 485'i "iş adamı" olarak karşımıza çıkıyor. Bu da %84. Türkiye'nin %84'ü iş adamı mıdır? Yani sadece engelliler değil, emekçiler, yoksullar, işsizler vs. de temsil edilmiyor. Demek ki bu kitlenin ortak bir paydası var, ve bu ortak payda için ortak bir zeminde örgütlenilmesi gerekir. Engelliler de politize olmalıdır, olmak zorundadır; ama bu parti kurarak değil, bu ortak paydaları kapsayan bir siyaset içerisinde yer almalıdırlar.