Arkadaşlar benim bu konuda fikrim biraz farklı.
Son günlerin moda terimiyle olayı biraz irdelemek istiyorum. Hani şu "pozitif ayrımcılık"
Sosyal haklar da, siyasal haklar da, ekonomik haklar da engelliler pozitif ayrımcılığı hak ediyor.
Bazen konu aşk ve sevgi olduğun da da, sanki pozitif ayrımcılık beklentimiz var gibi.
İşte malesef böyle bir ayrımcılık hakkımız yok.
Neden mi?
Edebiyata bir bakın dünya müziğine, bir bakın aşktan acı çeken insanların şarkı sözlerine, bir bakın aşk şiirlerine.
Terkedilmişliğin, reddedilmişliğin, dışlanmışlığın verdiği acıyla yazılan her edebiyat eserini bir düşünün.
Bunları yaşayan ve yazan insanların büyük bir kısmı engelli değil. Ama aşk hayatında en büyük engelleri görmüş insanlardır bu şiirleri, şarkıları, besteleri, filmleri v.s.yazanlar.
İşte biz de (yani biz engelliler) de aşk ve sevgi yaşamında mutluluk veya mutsuzluk anlamında tüm insanlardan hiç bir farkımız yoktur. Aşk en büyük mutlulukları ve mutsuzlukları barındıran ve yaşayan, kim olursa olsun bu sonuçlardan muaf olamayacağı bir durumdur.
Öyleyse burada tartışılan şey, bence bazı engelli arkadaşlarımızın illede engelsiz birine aşık olma saplantısından çektiği psikolojik durumun genelemesine benzemektedir. Zaten bu konuyu açan arkadaşımızın önermesinde "engelliye aşık olmak" terimi. Zaten sağlam birinin engelli bir insana aşık olması sanki büyük bir sorunmuş gibi ortaya konmuştur.
Bu gerçekten engelli olup ta engelsiz bir insanı sevmeyi, ona aşık olmayı ve bunda da başarılı olmayı kendine bir zafer gibi gören bir insan için büyük bir sorundur.
Bence bu psikolojinin içinde şöyle bir kolaycılık vardır; eğer sağlam birini seçer ve başarılıda olursam bir zafer kazanmış olurum.
Yok ama reddedilirsem en azından engelime sığınır, kendimi kişiliğimi, nerede yanlış yaptığımı sorgulamam.
Bütün insanlığın bu ilişkilerdeki yaşadığı mücadeleden muaf olurum.
İşte arkadaşlar, aşk ve sevgi ilişkilerinin, karşı cinsle yaşadığımız bu olağan üstü deneyimin bize sorgulattığı ve asla karşımızdaki insanı aldatamayacağımız bir yanı vardır. Kendimizi sevmiyorsak karşımızdakini sevemeyiz. Kendimizi sevmiyorsak asla birinin de bizi seveceğine inanamayız. Eğer kendimizi seviyorsak, yaşadığımız olaylar da da görürüz ki bizi gerçekten seven birileri vardır, hep varolacaktır.