PSİKOLOG ADAYI; Seni eleştiriyorum ama suçlamak için değil. Üniversite öğrencisi olarak.
1) Noktalama işaretlerine, cümle kurumuna, yazım yanlışlarına vs çok dikkat etmen gerek!
2) Eğer bir araştırma yapmak istiyorsan neler öğrenmek istediğini anket şeklinde sınıflandırarak sorman gerekir.
3) Eğer bir araştırma yapmak istiyorsan bunu Engelli Derneklerinde engellilerle yüz yüze gelerek yapman gerek.
4) Psikolog çok zeki ve leb demeden leblebiyi anlayacak yeteneğe sahip olması gerekir.
5) Eğer psikolog adayı isen burada yapılan tepkilerin aslında engellilerin psikolojik olarak nasıl yaşadıklarını veya düşündüklerini gösterdiğini anlaman gerek. Onlara her ne olursa olsun tepki veremezsin Çünkü bu senin mesleğinin vaz geçilmez ilkesidir. UNUTMA!
Bu gibi kurallara uymadığın için yanlış anlaşıldın ve bu meslekte pek başarılı olamazsın. Bunu seni küçümsemek için yazmıyorum. İnsan yetenekli olduğu işleri yapması gerekir. Okyanusta boşa kürek çekme derim.
PSİKOLOG ADAYINI ELEŞTİRENLER;
1) Engelli, sakat, özürlü kavramları tek bu ülkede yok. Dünya da bu şekilde sıfatlandırılmıştır. Bu ülkede bu sıfatı ilk kullanan kişi gibi davranmışsınız.
2) Engelli insanlar eğer topluma girmek istiyorsanız sağlıklı insanların karşılaştığı sorunlarla bizlerde karşılaşırız ve bu sorunlara bu şekilde tepki verilmemesi gerekir. Arkadaş belkide bilinçli yaptı ruh tanımlaması yapıyor. ÖRN: İş yerlerin de mülakatlarda her hangi bir durumda, adayın vereceği tepkiyi ölçmek için saçma sapan sorular sorulur. İşte bundan dolayı böle bir kişi başlamış siteme öbürleri koyun gibi arkasından gitmiş. GAZA gelmeyin! Bu konu çok güzel bir konu aslında.
3) Meydanlarda mitinglerde ben engelliyim, özürlüyüm, sakatım haklarımı istiyorum diye bağırırsınız burada ne çabuk insan oldunuz. Hiç duymadım ben insanım haklarımı istiyorum diyeni...
4) Eğer toplumla barışık olmak isteniyorsa bu işe kendinizi geliştirmekle başlayabilirsiniz. Şurada düzgün iki satır yazı yazmak sizlere hiçbir şey kaybettirmez aksine kazandırır.
5) O kendini yanlış ifade ettiyse siz anlamışsınız ne demek istediğini siz kendinizi doğru ifade edin.
6) Her şeye o kadar tepki gösteriliyor ki engelli arkadaşlar bile bu tepkiye tahammül edemezken, sağlıklı insanlar nasıl anlasın sizleri?
7) Başkalarından empati kurmalarını bekliyorsan yanlış, önce kendin empati kuracaksın ki başkasından bu hakkı istemeye sahip olasın!
OBJEKTİF OLDUM...
PSİKOLOG ADAYI:
1) Ben 24 yaşında doğuştan Kifo skolyoz (kambur) olarak dünyaya geldim.
2) Günlerim 7 aydır genelde evde geçiyor. Sabah kalkarım ev işlerini yapıp, hasta anneme ve babamın ihtiyaçlarını gördükten sonra genelde ders çalışırım. Mololar da müzik dinlerim. gün içerisinde planladığım işleri yaparım.
3) Günlük hayatta karşılaştığım sorunlar genel de bel ağrılarım, ağırlık kaldıramam, gün içerisinde çok çabuk yorulmam Otobüslerde ayakta gidiyorsam bel ağrısı çekmem, sert koltuklara yaslanamamam, omuriliğe takılan platinlerin düşüp karılacağı korkusunu yaşamam, platinlerden dolayı her hareketi yapamamam, soğuk havalarda platinler demir olduğu için çok üşümem ve bundan dolayı sırtımda kasılmalar olması, erkek arkadaşımın ve ailesinin çok zeki olmama rağmen beni bedenimle değerlendirmesi, İş yerlerinin; çok yetenekli, zeki ve şartlara uygun bulup saçma sapan işleri verip asgari ücrete çalıştırmak istemesi, Ailemin; (baba) okuyup, çalışıp ne yapacaksın otur evde engeli maaşını al demesi, çevremizdeki cahil insanların yaramazlık yaparsan böle olursun, yok Allah vermiş belasını vs gibi ucube sözlerde bulunmaları ve ucube düşünceleri...
Ruh halim:
Herkes gibi karşılaşılan zorluklarda bozuluyor ama çabuk toparlıyorum. Genelde hayat doluyum. Genelde iyi niyetli kalmaya çalışıyorum ama her insan gibi hak edene de sert olduğum zamanlarım olur. Ölmekten çok korkuyorum çünkü yaşamayı seviyorum. Kendi sorunlarımla genel de kendim üstesinden gelmeye çalışırım. Kötü bir durumda sabır derim. Çoğu zaman da yapılması gerekeni yaparım ve yaşanması gerekiyormuş diye kafaya takmam.
Mutlu olduğum eylemler:
Kitap okumayı çok severim, film izlemeyi, resim yapmayı evrensel ressamları araştırmayı çok severim, Bilim Teknikte meydana gelen gelişmeleri, takip etmeyi çok severim, tatile gitmekten çok hoşlanırım, tanımadığım insanları, kültürleri, yerleri araştırmaktan çok mutlu olurum. Yaşamda Allah'ın bana verdiği olumlu nimetler beni çook duygulandırır. Allah'la camide, cem evinde, kilisede, dağda, taşta her yerde birleşmeyi ve onu hissetmeyi çok seviyorum. Şartlar her ne olursa olsun hayattan mutluluk çıkarmak ve yaşadığım zorluklar karşısında başarılar elde etmek beni çok mutlu ediyor. Gelecekle ilgili planlar kurup, o planları eğleme geçirip, başarmam beni çok mutlu ediyor. Evde dağınık olmaktan inanılmaz haz alıyorum. Yurt dışına başvuru yapıp, Avrupa ülkelerinden Almanya hariç herhangi birine gidecek olmam beni çoook heyecanlandırıyor. Parası olup da yaşamayan, sağlıklı olup da yaşamasını bilmeyen birçok insandan farklı olduğumu anlamak, Allah'ın bana verdiği nimet olarak düşünmeyi çok seviyorum. İdealist, sabırlı, her kültüre açık, her düşünceye saygılı olmanın beni ne kadar değiştirdiğini anlamak bana haz veriyor.
Nefret ettiklerim:
Yalan, anlayışsızlık, İnsanlar arasında hakkaniyetin olmayışı ve bundan doğan haksızlık, hak ettiğim yerlere dolandırıcı, yandaşlık besleyen insanların olmasından dolayı gelememekten nefret ediyorum. İnsanların moda tutkusundan, özenti içerisinde yaşamaktan zevk almasından, doğayı yok etmelerinden, bencil olmalarından, kültürlerini ve tarihlerini çabuk unutmalarından, yapılan haksızlıklara topluca boyun eğmelerinden, bana dokunmayan bin yaşasın demelerinden...
İĞRENİYORUM!
fELSEFEM:
Bedeninle insan değilsin, ruhunla insansın! Bedenini değil ruhunu olgunlaştır!
Yaşanılan zorluklara açılacak bir kapı vardır, yeter ki iyi niyetli ol.
Beyninde inandığın düşünceler senin kendi Allah'ın dır.
Mihraba sırtını dönüp, rahle üzerinde oturan KADIN'dır. O kadın ki özgürlüğün, kadına verilen değerin, kadının Allah katındaki değerini, ve her şeyden önce insan olduğunun simgesidir. Osman Hamdi Bey ne güzel resmetmiş değil mi? Tablonun adı: Mihrap Ressamı: Osmanlı Dönemlerinde yaşamış: Osman Hamdi Bey' dir. Bunu araştır ve Yönetmeni: Zeki Demirkubuz olan Yazgı ve Kader filmini izlemeni isterim. Beni o zaman daha iyi anlarsın.
Merak ettiğin başka soru, konu olursa rahatlıkla sorabilirsin. İyi Çalışmalar.