Merhaba;
Bahsettiğin durumun dışında kalanlara nazaran elbette biraz daha uzayacaktır ama Devlet Memurluğuna hak kazanan kişilerin 2016 yılı Temmuz ayından sonra daha da derinden araştırıldığını unutmayalım.
Bahse konu durumun "yüz kızartıcı suç" işlemediğini varsayarsak durum aşağıdaki gibi;
1- Herhangi bir nedenle adli mercilerde veya güvenlik birimlerinde suç isnadından dolayı yargılanmanın veya ifade vermenin memuriyete engel olması mümkün değildir.
2- Güvenlik soruşturmasının olumsuz olmasına neden olan hususun şayet göreve engel olmayacak bir suçtan dolayı mahkumiyetse ve bu mahkumiyet memuriyete engel olmayacak nitelikteyse yine yargı mercileri bu hususa olumsuz bakmaktadır.
ONU İLE İLGİLİ DANIŞTAY KARARLARI
Danıştay 5. Dairesinin 03.11.1999 tarihli ve E:1999/3652 K:1999/3292 sayılı kararında;
İlinde Sınıf Öğretmeni olarak görev yapan davacının, davalı idare tarafından açılan tütün eksperliği yazılı ve sözlü sınavını kazandığı, 23.6.1997 tarihinde çekilen kura sonucu görev yerinin belirlendiği ve ... Yaprak Tütün İşletmesinde görev yapmak üzere adı geçen ile 6 aylık hizmet sözleşmesi imzalandığı; değerlendirme komisyonunun 19.6.1997 günlü, 1997/6 sayılı kararıyla, davacı hakkında yapılan arşiv araştırması sonucunda ... Valiliğinin 14.5.1997 günlü, 964 sayılı yazısında, adı geçenin 15.4.1994 tarihinde ... Emniyet Müdürlüğünce izinsiz gösteri yürüyüşü yapmak ve yasadışı pankart asmak fiilinden yakalandığı ve fiş kaydının mevcut olduğu; 14.4.1997 tarihinde ... Üniversitesi ... Tıp Fakültesinde Güneydoğuda Terör Örgütüne yapılan operasyonları protesto etmek amacıyla yasak bildiri dağıtırken yakalandığı halde, Personel Güvenlik Soruşturma ve Arşiv Araştırma Formunda bu durumu belirtmediğinden yalan beyanda bulunduğu ve yasadışı örgüt sempatizanı olduğundan bahisle kurum bünyesinde çalıştırılmasının uygun görülmemesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının, 3713 sayılı Kanuna aykırı hareket etmek fiilimden dolayı 14.4. 1994 tarihinde gözaltına alındığı, 17.4.1994 tarihinde sevk edildiği ... DGM' sinin 28.4.1994 günlü, Hazırlık No:1994/669 sayılı kararıyla takipsizlik kararı verildiği belirlenmiştir. Öte yandan 14.4.1997 tarihinde ... Üniversitesi ... Tıp Fakültesinde yasak bildiri dağıtmaktan gözaltına alındığı ve ... DGM'sine serbest bırakıldığı ... Emniyet Müdürlüğünün anılan yazısında belirtilmiş ise de; adı geçen tarafından bu tarihte ...'da olduğu ve gözaltına alınmasının mümkün bulunmadığı belirtilmesine rağmen idarece bu hususa ilişkin belge sunulamadığı görülmektedir.
Dava konusu işlem; davacının ... DGM'ye sevkedilmiş olmasına ve hakkında takipsizlik kararı verilmesine rağmen, bu hususun Personel Güvenlik Soruşturma ve Arşiv Araştırma Formunda belirtilmemesi suretiyle yalan beyanda bulunması nedeniyle Tütün Eksperliğine alınmaması "olduğuna göre yukarıda belirtilen hukuki durum ve olayı gelişimi doğrultusunda değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Bu durumda, suç işlediği şüphesiyle gözetim altına alınan kişi henüz Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun yukarıda belirtilen hükmü uyarınca sanık olmamış, bir başka anlatımla cumhuriyet savcısı tarafından henüz kendisine karşı mahkum edilmesi amacıyla iddianame hazırlanmamış fakat şüpheli olan kişidir. Şüpheli; sanıklığın şartından birisi olan isnat şartı henüz şahsında gerçekleşmemiş, üzerinde suç şüphesinin yoğunlaştığı halde kendisine karşı henüz somut bir işlem yapılmamış kişidir. Davacı hakkında iddianame hazırlanmadığı gibi yasanın aradığı anlamda suçlu olarak mahkemeye de davet edilmediği açıktır.
Olayda, davacı tarafından 17.4.1997 tarihinde düzenlenerek idareye verilen Personel Güvenlik Soruşturma ve Arşiv Araştırması Formun'da kasıtlı olarak noksan veya yanlış cevaplandırılmış soruların işten çıkarma nedeni sayılacağının belirtildiği; anılan Formun 7. maddesinin (b) bendinde, (aleyhinizde iddianame tanzim edildi mi?) (c) bendinde ise; (herhangi bir askeri veya sivil ceza davasında suçlu olarak mahkemeye davet edildiniz mi?) sorularına davacı tarafından "hayır" cevabı verilmesinin yukarıda belirtilen hukuki durum karşısında yalan beyan olarak kabulü mümkün değildir.
Öte yandan davacının atanmamasını gerektiren başka hukuksal neden öne sürülmemiş olması ve adı geçenin halen memuriyet statüsünde bulunması da göz önüne alındığında dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.