Kerciyes
Sayın Kerciyes,
Öncelikle geçmiş olsun dileklerimizi iletmek isteriz.
Tazminat haklarınız ile ilgili işlem başlatabilmeniz için tedavi sürecinizin tamamlanmış olması gerekmektedir.
Maddi zararınızın hesabı için öncelikle geçici maluliyet süresi ile kalıcı sakatlık oranının belirlenmesi gerekmektedir. Tam teşekküllü devlet hastaneleri, araştırma hastaneleri ve üniversite hastanelerinin polikliniklerinden alınan kalıcı sakatlık raporları, itiraz edilebilir raporlardır. Çünkü, bu bölümlerden alınan raporların tanziminde esas alınan yönetmelik ve hesaplama cetvelleri Yargıtay tarafından kabul görmeyip, belirlenen oranlar gerçek zararı karşılamamaktadır. Bu nitelikteki kurumların sağlık kurulu/heyetinden alınan raporlara karşı itirazla karşılaşma olasılığınız çok yüksek olup, rapora itiraz edilmesi halinde Sağlık Bakanlığı İl Müdürlüğüne müracaatla hakem hastane belirlenmesi gerekir. Bu prosedür oldukça uzun süren, yorucu ve aleyhinize sonuç doğurabilecek bir yoldur.
Sizin raporunuzun da itiraza tabi böyle bir kurum tarafından düzenlendiği düşünülmektedir.
Yargılamaya esas olabilecek gerçek sakatlık oranının belirlenerek, geçerli bir rapor düzenlenmesi ve bu olumsuz sürecin uygulanması yerine Adli Tıp Kurumu veya Üniversitelerin Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlıklarından rapor alınması daha lehinizedir. Zira; bu kurumların raporlarına itiraz mümkün olmayıp, rapor tanziminde esas alınacak yönetmelik ve tablolar karşısında gerçek sakatlık oranının belirlenmesi mümkün olup, bu raporlar Mahkemelerce dahi hüküm kurmaya elverişlidir.
Tazminat tutarını belirleyen maluliyet oranı; kazanın büyüklüğüne göre değil, yaralanmanın bıraktığı sakatlığa, yaşa ve başkaca ölçümlere göre ve sadece bu konuda uzman hekimlerce belirlenebilir. DOLAYISIYLA, ADLİ TIP HEKİMLERİ DIŞINDA, SİZE SAKATLIK ORANI SÖYLEYEN HİÇ KİMSEYE İTİBAR ETMEYİN.
Maluliyet oranınız belirlendikten sonra, sakatlık tazminatınızın miktarı belirlenebilecektir. Bu tazminatın miktarının, ilgili formüller kullanılmadan hesaplanması veya yaklaşık bir şey söylenmesi imkansızdır. Size bu yönde bilgi veren hasar takipçileri veya aktüer uzman olmayan hukukçular sadece kötüniyetli şekilde kandırma amacı gütmektedirler.
Bu tazminat hesabı birçok formüllerle, verilerle ve olayın özelliklerine göre yapılan bir hesaptır. Dolayısıyla, gerek forum sitesinde gerekse etrafta fikir veren, uydurma hesap yapan kişilere ve özellikle hiçbir hukuki donanımı yahut yeterlilik belgesi olmayan hasar takip bürolarına itibar etmemeniz tavsiye olunur. Bu tür uzman olmayan ve gerekli eğitimi almamış kişilerin, kulaktan dolma verdiği bilgiler veya uydurma yolla yaptıkları hesaplar sizi yanıltıcı olacaktır. Bu yanılgılar sonucu da mevcut haklarınıza kavuşma imkanınız ortadan kalkacak, telafisi imkansız hukuki hatalara uğramanız kuvvetle muhtemeldir.
Son yıllarda; sigorta şirketlerinin keyfi uygulamalarından çok, hiçbir hukuk eğitimi bulunmayan, ruhsat-plaka takipçiliğinden çıkıp hasar takip bürosu açan kişilerden veya bu konuda uzman olmayan hukukçulardan kaynaklı mağduriyet yaşanmaktadır. Bu konuda derneğimize de birçok başvuru gelmekte olup, bu tür sigorta aracılık şirketleri, danışmanlık firmaları yahut takip büroları hakkında ülke genelinde yaşanan sıkıntıları anlatan ve Barolar tarafından düzenmiş araştırmaları derneğimizin internet sitesinde inceleyebilirsiniz.
Maalesef ki sigorta şirketleri, tazminat ödemeleri konusunda çok da iyiniyetli değillerdir. Öncelikle kişileri gereksiz bir çok belge talebi ve itiraz ile uğraştırmaktadır. Sonuçta ise, hak edilenden çok daha az bir tazminat teklif etmektedirler.
Bu nedenle, hem sigorta şirketinin yükümlülüklerini iyi bilen ve sigorta hukuku konusunda uzman hem de sigorta şirketinin yaptırdığı aktüer hesaptaki hataları farkedebilecek niteliği bulunan yani hesap uzmanı olan tecrübeli bir avukat ile çalışmanızda fayda bulunmaktadır. Sigorta şirketi karşısında bilgili ve tecrübeli bir avukat tarafından temsil edilmeniz halinde, tüm haklarınıza kavuşmanız mümkün olabilecektir.
Hukuki yeterliliği bulunmadığı için, kanunları yorum yetisine sahip olmayan bu tür hasar takipçileri ve bazen de konuda yeterli tecrübeye sahip bulunmayan hukukçular, uygulamada sigorta şirketlerince kandırılmakta ve tazminat ödemesi geciktirilmektedir.
Sigorta poliçesinden doğan tazminat hakları, yasalardan doğan bir haktır. Bu nedenle de, yasal haklara kavuşulabilmesi ancak ve ancak hukuk eğitimi almış ve bu konudaki yeterliliği diploma ve ruhsatname aracılığıyla tescillenen kişiler yani avukatlar tarafından verilecek hukuki yardımla mümkündür.
Avukatlık ünvanı bulunmayan bir kişinin, hak sahiplerini temsili hukuken mümkün olmadığı gibi; aktüer bilirkişi sıfatı olmayan bir kişinin tazminat miktarını hesaplaması da mümkün değildir. Hukuki yeterliliği bulunmayan kişilerin sigorta danışmanı, hasar takipçisi vb. sıfatlarla mağdur kişilere verdikleri bilgiler sadece kulaktan dolma ve eksik bilgilerdir.
Kalıcı sakatlık tazminatına ek olarak;
Ayrıca, aracın kasko poliçesinin bulunması halinde, bu tazminattan ayrı olarak ve yaralanma türüne göre ferdi kaza tazminatı hatta teminat verilmiş ise manevi tazminat talep hakkınız dahi bulunmaktadır.
Kasko poliçesi bulunmaması halinde dahi kusurlu araç sürücüsü ve sahibine karşı manevi tazminat talep hakkınız vardır.
Bilgi ve sorularınız için derneğimizi arayarak ya da müracaat ederek, ücretsiz yardım alabilirsiniz.
İyi günler dileriz.
Sigorta Mağdurları Derneği