[FONT=Verdana]İLETİŞİM
Bir kelime uçuşur havada..Çıktığı yerde bir resmi vardır onun..Bir heyecanı, bir hayali, bir düşünceyi, bir istemi
anlatır..Kelimenin çıkış amacı da, karşısındaki insana bu heyecanı, bu hayali, bu düşünceyi, bu istemi aktarmaktır.
Resmi yansıtmaktır, kaynağındaki şekilde..
O kelime ulaştığı her yerde, çıktığı kaynaktaki resmi yaratmak ister..Görevi budur aslında, var oluş nedeni budur.
Aynı bilgisayarlardaki arama programları gibi insanın içinde dosyaları arar..Benzer dosyalar da benzer resimlere
ulaşmaya çalışır..Sahibinin istediği etkiyi yaratmak için çırpınır..Sahibinin sesi olmak için tüm gücünü harcar..
Fakat bir şeyi unutmuştur sahibi..O kelimenin ulaştıracağı düşünce, diğer insanlarda aynı şekilde kayıtlı olmalıdır.
Yaratmak istediği resimdeki renkler de, diğer insanlarda aynı şekilde renklenmiş olmalıdır..Yoksa sahibinin sesi
olan kelimeler, diğer insanlarla bırakın iletişim kurmayı, iletişimsizliği dayatmaktadır..
.Makineli tüfek mermisi gibi milyonlarca, milyarlarca etrafa saçılan kelimeler, kulaklarımıza, gözlerimize zorla,
zorbalıkla sokulan o kelimeler aslında iletişimi değil, tek bir payda da bile iletişim kuramayan toplumları,
peydahlamaktadır..
Milyonların, yüz binlerin, kalabalıkların içindeki yalnızlığı işte budur aslında…İletişim kurmak için çırpındıkça
yalnızlaşmak.. Günlerce, aylarca, yıllarca konuşup ta tek bir payda da buluşamamak..Çünkü kelimelerin
yaratmak istediği, resimleri, duyguları ayrı ayrı oluşmuş, ayrı ayrı adlandırılmış, karıştırılımış, ihanete bezenmiş,
yok sayılmış, hatta karşıt ismiyle etiketlenmiş dosyalarla doldurulmuş beyinlerimiz..
O yüzden herkes muammadır toplumumuzda..Muamma olmayı kabul etmiş, hatta ayrıcalık saymaktadır kendince.
Kimse onu anlayamaz, kimse ona ulaşamaz, hatta çoğu insan kendisini tanımlayamaz bile..Çünkü duyguları
karşılayacak kelimeler aynı etkiyi taşımaz karşı tarafa..Aynı duyguya onlarca kelime denk düşebilir belki de.
Çözüm nemi diyorsunuz? Kaldırıp çöpe atmak kelimeleri galiba..Yirmiyi geçmeyecek duygusal ses çıkarmak
yeter artar diyorum bize..Eylem belirten kelimeler kalsın isterseniz..Birde tarzanca tabir edilen el kol işaretleri
ile resimli diyologlar da işe yarar bence..İlkellik bu demeyin..Eminim toplum olarak en azından daha rahat
anlaşır ve kütlesel yalnızlıklardan kurtuluruz..İlerki kuşaklara da iletişim cinneti yerine, iletişimi geliştirme
ihtiyacı bırakırız hiç olmazsa..Eminim onlar bunu becerir..
Beyne giren her kelime, pinpon topu gibi duvardan duvara çarpa çarpa patlamakta, yada hiçbir yere dokunmadan
hiç bir yeri etkilemeden doğrudan dışarı çıkmakta..Oysa tek hamlede ustaca karşılayıcı olmalıdır..
Beyne giren her kelime, önce o kelime sanılan anılarla kirlenmekte, beyazsa en iyi ihtimalle gri olarak geri
çıkmaktadır..Her kelime eşittir, kuşku ekleriyle geçerlilik kazanmaktadır..Her kelime engelli olmuş, her kelime
destek değnekleriye yürüyebilmektedir..’’Seni seviyorum ‘’ bile, valla kötü niyetim yok yada yanlış anlama
ile birlikte kullanılıyorsa, vur tekmeyi bu iletişimin kıçına derim..Yirmi ses ve yirmi eylem ile düzenlenecek
binlerce resim ve işaret en azından bizi daha bir insan yapar bu günkü kültürümüzden diyorum ben..[/FONT]
[FONT=Verdana] [/FONT]
[FONT=Verdana]28.10.2008 tarihinde yine karşıma kendimi koymuşum, bunları tartışmışım ben kendimle..[/FONT]
[FONT=Verdana]Değişti mi düşüncelerim? Evet iyice belirginleşti..[/FONT]
[FONT=Verdana]Kavramları kafalara takılan çelik kasklara benzetmeye başladım.. İçindende kulaklara giden ses var.. Başka ses duymuyor o kaskı kafaya takan kişi.. Birbirleriyle konuşurken aslında beyinleri ve kulakları tıkalı birbirlerine..[/FONT]
[FONT=Verdana] [/FONT]
[FONT=Verdana]Kavramlar her düşünce sistematiği için ayrı anlamlar ifade ediyor.. Her biri ayrı sistemler tarafından ayrı şeylerle dolduruluyor.. Her kavram her inanç, her sosyolojik gurup için ayrıysa iletişim nasıl kurulacak.. Haklısın kavramlar düşüncenin motorları, resmi her defasında yeniden çizmek zor.. Ancak görevi iletişim olan düşünce olmalı önce.. Bu gün ayrı düşünce sistemleri, akımlar ya da inançların, yada beyindeki her düşüncenin ayrı amaçlarla kodlandığı düşünülürse ve zaten tüm amacında bağımlı insan yaratmak olduğu göz önüne alınırsa geriye kalan nedir.. Birileri tarafından bağımlı olması için kavramlarla kodlanmış insanlardan başka geriye ne kalır?[/FONT]
[FONT=Verdana]İnsanlar düşündükçe, konuştukça ayrışmaktadır bu gün.. Çünkü ayrı kavramlar ile kodlanmıştır.. Aynı kavram zıt duygular uyandırabilmektedir artık beyinlerde..[/FONT]
[FONT=Verdana] [/FONT]
[FONT=Verdana]Benim burada yapmaya çalıştığım, kendimce kavgam işte budur.. Amacım budur.. Yeni bir çıkış yolu, yeni bir iletişim şekli.. Engelliler için bile yeni bir dil yaratmak bunun yan ürünüdür.. Genelde tüm insanlık içindir dileklerim..Bu konuda yalnız mıyım, var mı başkaları onu da bilmiyorum inan.. Ve bu çalışmaları tam olarak ne şekillendirebildim daha, nede dillendirebildim.. Deniyorum sadece.. Her kavramı önce kendimce anlatıyorum, demek istediğimi anlatıyorum, resmini çiziyorum düşüncelerimin..[/FONT]
[FONT=Verdana]İşte bazılarını şu başlıkta topladım;[/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana]http://www.engelliler.biz/forum/kendi-yazi-ve-siirleriniz/20679-kuyucak-kuyucakca.html[/FONT]
[FONT=Verdana] Benimki şimdilik don kişotluk biliyorum.. Olsun.. Daha önemli işleri biraz da başkaları yapsın.. Ben oyuncaklarımla oynamayı seviyorum ve mutsuz değilim.. Başkaları ister katılır ister katılmaz.. [/FONT]
[FONT=Verdana]Kavgamın amacı ve adı iletişim kurabilme kavgası diyorum o yüzden[/FONT]
Bir kelime uçuşur havada..Çıktığı yerde bir resmi vardır onun..Bir heyecanı, bir hayali, bir düşünceyi, bir istemi
anlatır..Kelimenin çıkış amacı da, karşısındaki insana bu heyecanı, bu hayali, bu düşünceyi, bu istemi aktarmaktır.
Resmi yansıtmaktır, kaynağındaki şekilde..
O kelime ulaştığı her yerde, çıktığı kaynaktaki resmi yaratmak ister..Görevi budur aslında, var oluş nedeni budur.
Aynı bilgisayarlardaki arama programları gibi insanın içinde dosyaları arar..Benzer dosyalar da benzer resimlere
ulaşmaya çalışır..Sahibinin istediği etkiyi yaratmak için çırpınır..Sahibinin sesi olmak için tüm gücünü harcar..
Fakat bir şeyi unutmuştur sahibi..O kelimenin ulaştıracağı düşünce, diğer insanlarda aynı şekilde kayıtlı olmalıdır.
Yaratmak istediği resimdeki renkler de, diğer insanlarda aynı şekilde renklenmiş olmalıdır..Yoksa sahibinin sesi
olan kelimeler, diğer insanlarla bırakın iletişim kurmayı, iletişimsizliği dayatmaktadır..
.Makineli tüfek mermisi gibi milyonlarca, milyarlarca etrafa saçılan kelimeler, kulaklarımıza, gözlerimize zorla,
zorbalıkla sokulan o kelimeler aslında iletişimi değil, tek bir payda da bile iletişim kuramayan toplumları,
peydahlamaktadır..
Milyonların, yüz binlerin, kalabalıkların içindeki yalnızlığı işte budur aslında…İletişim kurmak için çırpındıkça
yalnızlaşmak.. Günlerce, aylarca, yıllarca konuşup ta tek bir payda da buluşamamak..Çünkü kelimelerin
yaratmak istediği, resimleri, duyguları ayrı ayrı oluşmuş, ayrı ayrı adlandırılmış, karıştırılımış, ihanete bezenmiş,
yok sayılmış, hatta karşıt ismiyle etiketlenmiş dosyalarla doldurulmuş beyinlerimiz..
O yüzden herkes muammadır toplumumuzda..Muamma olmayı kabul etmiş, hatta ayrıcalık saymaktadır kendince.
Kimse onu anlayamaz, kimse ona ulaşamaz, hatta çoğu insan kendisini tanımlayamaz bile..Çünkü duyguları
karşılayacak kelimeler aynı etkiyi taşımaz karşı tarafa..Aynı duyguya onlarca kelime denk düşebilir belki de.
Çözüm nemi diyorsunuz? Kaldırıp çöpe atmak kelimeleri galiba..Yirmiyi geçmeyecek duygusal ses çıkarmak
yeter artar diyorum bize..Eylem belirten kelimeler kalsın isterseniz..Birde tarzanca tabir edilen el kol işaretleri
ile resimli diyologlar da işe yarar bence..İlkellik bu demeyin..Eminim toplum olarak en azından daha rahat
anlaşır ve kütlesel yalnızlıklardan kurtuluruz..İlerki kuşaklara da iletişim cinneti yerine, iletişimi geliştirme
ihtiyacı bırakırız hiç olmazsa..Eminim onlar bunu becerir..
Beyne giren her kelime, pinpon topu gibi duvardan duvara çarpa çarpa patlamakta, yada hiçbir yere dokunmadan
hiç bir yeri etkilemeden doğrudan dışarı çıkmakta..Oysa tek hamlede ustaca karşılayıcı olmalıdır..
Beyne giren her kelime, önce o kelime sanılan anılarla kirlenmekte, beyazsa en iyi ihtimalle gri olarak geri
çıkmaktadır..Her kelime eşittir, kuşku ekleriyle geçerlilik kazanmaktadır..Her kelime engelli olmuş, her kelime
destek değnekleriye yürüyebilmektedir..’’Seni seviyorum ‘’ bile, valla kötü niyetim yok yada yanlış anlama
ile birlikte kullanılıyorsa, vur tekmeyi bu iletişimin kıçına derim..Yirmi ses ve yirmi eylem ile düzenlenecek
binlerce resim ve işaret en azından bizi daha bir insan yapar bu günkü kültürümüzden diyorum ben..[/FONT]
[FONT=Verdana] [/FONT]
[FONT=Verdana]28.10.2008 tarihinde yine karşıma kendimi koymuşum, bunları tartışmışım ben kendimle..[/FONT]
[FONT=Verdana]Değişti mi düşüncelerim? Evet iyice belirginleşti..[/FONT]
[FONT=Verdana]Kavramları kafalara takılan çelik kasklara benzetmeye başladım.. İçindende kulaklara giden ses var.. Başka ses duymuyor o kaskı kafaya takan kişi.. Birbirleriyle konuşurken aslında beyinleri ve kulakları tıkalı birbirlerine..[/FONT]
[FONT=Verdana] [/FONT]
[FONT=Verdana]Kavramlar her düşünce sistematiği için ayrı anlamlar ifade ediyor.. Her biri ayrı sistemler tarafından ayrı şeylerle dolduruluyor.. Her kavram her inanç, her sosyolojik gurup için ayrıysa iletişim nasıl kurulacak.. Haklısın kavramlar düşüncenin motorları, resmi her defasında yeniden çizmek zor.. Ancak görevi iletişim olan düşünce olmalı önce.. Bu gün ayrı düşünce sistemleri, akımlar ya da inançların, yada beyindeki her düşüncenin ayrı amaçlarla kodlandığı düşünülürse ve zaten tüm amacında bağımlı insan yaratmak olduğu göz önüne alınırsa geriye kalan nedir.. Birileri tarafından bağımlı olması için kavramlarla kodlanmış insanlardan başka geriye ne kalır?[/FONT]
[FONT=Verdana]İnsanlar düşündükçe, konuştukça ayrışmaktadır bu gün.. Çünkü ayrı kavramlar ile kodlanmıştır.. Aynı kavram zıt duygular uyandırabilmektedir artık beyinlerde..[/FONT]
[FONT=Verdana] [/FONT]
[FONT=Verdana]Benim burada yapmaya çalıştığım, kendimce kavgam işte budur.. Amacım budur.. Yeni bir çıkış yolu, yeni bir iletişim şekli.. Engelliler için bile yeni bir dil yaratmak bunun yan ürünüdür.. Genelde tüm insanlık içindir dileklerim..Bu konuda yalnız mıyım, var mı başkaları onu da bilmiyorum inan.. Ve bu çalışmaları tam olarak ne şekillendirebildim daha, nede dillendirebildim.. Deniyorum sadece.. Her kavramı önce kendimce anlatıyorum, demek istediğimi anlatıyorum, resmini çiziyorum düşüncelerimin..[/FONT]
[FONT=Verdana]İşte bazılarını şu başlıkta topladım;[/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana]http://www.engelliler.biz/forum/kendi-yazi-ve-siirleriniz/20679-kuyucak-kuyucakca.html[/FONT]
[FONT=Verdana] Benimki şimdilik don kişotluk biliyorum.. Olsun.. Daha önemli işleri biraz da başkaları yapsın.. Ben oyuncaklarımla oynamayı seviyorum ve mutsuz değilim.. Başkaları ister katılır ister katılmaz.. [/FONT]
[FONT=Verdana]Kavgamın amacı ve adı iletişim kurabilme kavgası diyorum o yüzden[/FONT]