Mehmet005
En son geçtiğimiz Çarşamba günü Sağlık Kurulu Sorumlu Memuru kadınla yaşadığım tartışmanın ardından kendisi konuyu yeniden bana 33/d raporu veren Endokrin uzmanıyla( izin dönüşü) ve heyetle görüşeceğini söylemiş, ben de tavsiyeniz üzerine konuyu BİMER'e yazmıştım. Bu gün 6. gün olmasına rağmen BİMER'de henüz bir gelişme yok.
Fakat bu arada internet üzerinden yaptığım araştırmalarda Bor Devlet Hastanesi'nin resmi sitesinden yayınladığı bir belge dikkatimi çekti. ASAL tarafından Askeri Sağlık Raporu vermek için yetkilendirilmiş hastanelere gönderildiğini değerlendirdiğim "YÜKÜMLÜLERİN SAĞLIK İŞLEMLERİ UYGULAMA TALİMATI" başlığıyla yayınlanan talimatnamenin son sayfalarında Hastanelere örnek teşkil etmesi açısından "SIK GÖRÜLEN HASTALIK VE ARIZALARI LİSTESİ VE KODLARI" şeklinde, daha önceki senelerde Askeri hastanelerde en çok karşılaşılmış ve hakkında en çok karar verilmiş rahatsızlıklar ve bu rahatsızlıklar için raporlara yazılması gereken kodlar listesi yer alıyordu. Bu listede benim durumumun karşılığı açık olarak (Boya Göre Ağırlık Standart Ağırlık Çizelgesi Üst Sınırından 41 Kg (Dahil) Fazla - D33F1) yazıyordu.
Bu listeyle beraber T.S.K Sağlık Yönetmeliğindeki Madde 15'in (Derhal Kesin İşlem Yapılacak Haller) olduğu sayfanın çıktılarını aldım, ilgili yerleri kırmızı kalemle işaretledim.
Pazartesi günü ilk önce Sağlık Kuruluna tartıştığım kadın memurun yanına gittim. Elimdeki belgelerde yazanları tek tek gösterdim ve neden ilk seferde muafiyet verilebileceğini, bunun kararını verme yetkisinin ilgili doktorda olduğunu anlatmaya çalıştım. Israrla bana yönetmeliği bildiğini, 1 yıldır hiç kimseye 1. muayenede elverişsiz raporu vermediklerini söyledi. Ben de haklı olduğumu ve hakkımı savunmak için ne gerekiyorsa yapacağımı söyleyince tartışmamız iyice sertleşti. "Bana işimi mi öğretiyorsunuz" gibi şeyler söyleyince ben de "Sizin işiniz raporları heyete sunmak, doktorlar veya heyet adına karar vermek değil." dedim. Bu çıkışımdan sonra üslubu iyice sertleşti. "Beni tehdit mi ediyorsunuz?" deyince biraz yumuşadı. "Ne haliniz varsa görün, beni karıştırmayın." demeye başladı.
Oradan ayrıldıktan sonra bana 33/d raporunu veren doktorun izinden döndüğünü öğrendim ve onun polikliniğe gittim. Aynı belgeleri kendisine de gösterdim. Sağolsun ilgili davrandı, verdiğim belgeleri dikkatlice okudu. İzindeyken kendisini aradıklarını, raporu değiştirmesi için baskı yaptıklarını,kendisinin de onlara "gelince görüşelim" dediğini, ben yeni belgeleri kendisine gösterene kadar onları haklı bulmaya başladığını ve neredeyse raporu değiştireceğini söyledi, ardından bir doktor arkadaşını aradı ve ondan da görüş istedi. Telefon görüşmesinden sonra bana; " Daha önce hiç diyetisyene gittin mi ya da diyet-egzersiz yaptın mı?" diye sordu. Hem özel diyetisyene gittiğimi hem egzersiz yaptığımı ama kilo vermek bir yana son 7-8 yıldır kilomun iyice arttığını söyledim. Bunu üzerine; "Sağlık Kuruluna git, o kadına ekrana bakmasını söyle. Raporuna bir not daha ekledim. Ayrıca" yazılı raporu da versin bana getir aynı notu o rapora da ekleyeceğim." dedi. Gittim kadına durumu anlattım, raporu aldım yeniden doktorun yanına geldim. Rapora, uzun süre diyet ve egzersiz yapmama rağmen kilomda artış olduğunu önümüzdeki yıllarda da zayıflamam gibi bir durumu öngörmediği notunu ekledi. Heyet karşısına çıktığımda da bu durumun altını çizmemi, bunun üzerinde önemle durmamı söyleyerek, memure hanım yine itiraz ederse durumunun nadir görülen bir durum olduğunu söylediğini iletmemi istedi. Ben de doktora ; Doktor bey, siz lütfen kararınızın arkasında durun." diye rica ettim. O da verdiği kararın arkasında duracağını söyledi. Tekrar Sağlık Kuruluna gittim, raporu kadına verdim. Yüzüme bile bakmadan aldı ve "Yarın 13:30 da burda ol" dedi. Ya sabır çekerek yine ayrıldım oradan.
Ve bu gün;
13:30' da Sağlık Kurulunda beklemeye başladım. Yaklaşık bir buçuk saat bekledikten sonra ismim okundu, girdim içeri. İçeride başka hastalar da vardı. Oturmamı söylediler oturup beklemeye başladım. Ben bir sürü soru soracaklarını, heyetteki diğer doktorlarla tartışacağımı falan düşünürken hiç bir şey olmadı. Bir memur "Tamam siz çıkabilirsiniz." dedi. Şaşırdım" Ben mi?" dedim. "Evet, çıkabilirsiniz.Yarın saat 11 gibi gelin raporunuzu alın" dedi.. Ayağa kalktım çıkmak üzereyken " Ne olacak şimdi?" diye sordum." Elinde doktorun verdiği Epikriz raporu vardı;"Bu şekilde yazacağız raporu." dedi. Neyse, o şaşkınlıkla çıktım dışarı. Sonra düşününce tekrar ne olacağını sormaya karar verdim. Bekledim heyet kapısında. Heyet dağılınca o memurun yanına gittim. " Bu şekilde yazacağız derken 33/d yazacaksınız değil mi" diye sordum. Memur; "İyi ki geldiniz. Öyle yazacaktık ama heyet başkanı itiraz etti,ilk seferde olmaz dedi. ..... beyle(bana rapor veren doktorla ki kendisi hastanede tek endokrin uzmanı olduğu için heyete katılmıyor) yeniden görüşeceğini söyledi. "dedi.
Çıktım dışarı. Bir sigara yakıp bitinceye kadar ne yapacağımı düşünmeye başladım. Tekrar Endokrin doktorunun yanına gitmeye karar verdim. Gittim polikliniğe içeri girmeden önce güvenliğin yanından, dahili numaradan sekreterini aradım. Sağolsun kızcağız dışarı çıktı yanıma geldi. Durumu anlattım, bu konuyu doktor beye söyleyeyim mi diye tereddüte düştüğümü ilettim. Kendisi " Abi senin durumunda bi iş var, bi işler çeviriyorlar. Doktor beye sürekli baskı yapıyorlar. Geçen de beni "İdari ve Mali Hizmetler" müdürü çağırdı, bir ton fırça attı, 'nasıl böyle bir rapor yazarsın?' diye, ben de ' ben kendi kararımı yazmıyorum, doktorun kararını yazıyorum, gidin ona söyleyin ne söyleyecekseniz.' dedim. Gir bence sen de anlat doktor beye durumu." dedi.
Tekrar doktorun yanına girdim. Olanları anlattım. O da bana itiraz eden heyet başkanının( heyet başkanı psikiyatri uzmanı bu arada) kendisine bir uyarı notu yolladığını, kendisinin de o nota, kararını değiştirmeyeceğini 33/d' de ısrar ettiğini belirten bir cevap yazdığını anlattı.
Bunun üzerine; "Hocam, siz lütfen kararınızın arkasında durun. Usulsüz bir karar vermediniz sonuçta ve benim durumumla ilgili konunun uzmanı sizsiniz. Sizin kararınıza rağmen bir psikiyatri uzmanının itirazıyla raporum değişirse sağlık kurulundan başlayıp, başhekime varana kadar tüm ilgililer hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacağım." dedim.
O da bana; " Merkezden bana raporu değiştir denmediği sürece ben kararımı değiştirmem. (merkezden kastı Milli Savunma Bakanlığı Sağlık İşleri Dairesi) Ama oradan talimat gelirse yapacak bir şeyim yok. Ben anlamıyorum, sana şimdi erteleme versek ne olacak seneye geldiğinda 15-20 kilo vermeni mi bekliyorlar, belli ki veremiyorsun. Kilo vereceğine dair bir ışık görsem zaten onlara bırakmam ben veririm ertelemeyi git diyet yap gel seneye bir daha bakalım derim" dedi.
Raporumun Milli Savunma Bakanlığından düzeltilmesi talebiyle dönmesi durumunda benim de buna bir itirazım olmayacağını söyledim. Teşekkür ederek yanından ayrıldım.
Şimdilik son durum bu. Bir kaç gün içinde sonuç belli olacak sanırım. Onu da paylaşırım.
Not: Uzun uzun, ayrıntılarıyla anlatıyorum çünkü bu sürece girmeden önce ben de ne yapacağımı bilemez bir durumdaydım. Yoklama kaçağıydım, şubeye gitmeye çekiniyordum. İnternette benim durumuma yakın birilerinin yaşadıklarını paylaşması umuduyla günlerce, haftalarca aramalar yaptım. Bir çok forumda soru soran arkadaşlara "Sen vatan haini misin?", "Sen bi git orada zayıflatırlar", " Boşuna uğraşma gönderirler", "Yaka paça tutar götürürler" gibi saçma sapan cevaplar verildiğini gördüm. En sonunda insanlara gerçekten bilgi veren bu siteye denk geldim. Eminim benim gibi bir çok arkadaş var. Onlara ufak bir katkım olursa ne mutlu bana.