Hariçten gazel okumak gibi olacak ama yürüme cihazı konusundaki negatif tanımlamalar nedeniyle bir çift laf da ben edeyim dedim;
1980'de kurşun yaralanması nedeniyle parapleji oldum. T10 dediler, bugün bile T10 muyum bilmiyorum. Henüz MR, BT icat edilmemiş bir çağda vurulmak gibi bir aptallık etmişim.
6 ay Ankara Tıp Fakültesinde iki melek tarafından rehabilitasyona tabi tutuldum. Kanedyenlere hortlak görmüş gibi baktığım günlerden onlarla ve yürüme cihazları ile 5 kat çıktığım günlere geldim. Şimdilerde yaşlandım, artık o kadar çıkmıyorum (çıkamıyor değil), zorlamıyorum ama yapabilirim.
Uzun yürüme cihazları bana ne kazandırdı?
1. Sandalye bağımlılığım olmadığından otomobile bindikten sonra sandalyeyi nereme sokacağım endişem yok.
2. Ayakta durabiliyor olmam nedeniyle yerçekiminden faydalanıyor ve sonda değil, dıştan takma bir takım aparatlarla idrar konusunu idare ediyorum. Sonda kullanmıyorum, evet mesanem daraldı ama ne gam?
3. Bir söz vardır; "oturabiliyorsan yatmayacaksın, kalkabiliyorsan oturmayacaksın" diye. Onu uyguladım sanırım. Bu cihazlar sayesinde örneğin oturma pozisyonu olmayan bir konserde ya da barda 2-3 saatbir duvara dayanarak dikilebiliyorum.
Tabii ki dezavantajları var. Sandalyeye nispeten daha yavaş hareket ediyorum ama bazen abartıyorum sanırım ki arkamdan "olm, yavaş ol ne koşuyorsun" diyen de oluyor.
Yani, yürüme cihazı o kadar da "tu kaka" değil. Ayağa kalkmak sağlıktır, kan dolaşımını düzenlemeye yardımcı olur. Kemik yoğunluğunun korunmasını sağlar. Şu anda kemik yoğunluğum WHO standartlarının üzerinde. ve evet, bu cihazla koşamazsınız ama ayakta durabilirsiniz.
Bu arada, bir kaç kez temas kurduğum doktorlar T10 olduğumu inanmıyorlar. Bu cihazlarla T10 yürüyemez deniyor ama ben yürüyorum. Bana verilen ilk cihaz belden destekliydi. Tuvalete oturmak bile mümkün değildi, ben de desteği kestirdim. Bir daha da kullanmadım öyle birşey.
Hiçbir zaman MR, BT çektirmedim. 2 kez teşebbüsüm doktorlarca geri püskürtüldü. Yaş 45. Bir taraftan korkuyorum; Ya MR çektirirsem ve baktıklarında "Lan, sende bişey yokmuş, şurda bi sinir kopmuş, bağlayalım da koş!" derlerse ne bok yerim diye!
Kök hücre vs hikayeleri nedeniyle bu aralar çektireyim diyorum. Biraz geç olsa da!