1 Ocak 2020 de gripten dolayı babamın kalbi durdu. By-pass ve anjiyolarımız var. Yani kalp hastası. Kendini kötü hissettiği için , kalp hastanesine gidiyorlar . EKG çekiliyor , birşey yok, amca sen devlet hastanesine git diyor. Oradan devlet Hastanesine. Kan değerleri , kalp krizi geçireceğini gösteriyor. Yani gittiği kalp hastanesinde , kan alsalar görecekler. 10:34 kan sonuçları çıkıyor. 2 tane dilaltı, oksijen maskesi takıyorlar , bekliyorlar. Biz de gripten dolayı hava veriyorlar zannediyoruz. Saat 11:29 tuvalet yolunda kalbi duruyor ve annemin kucağına yığılıyor. Sedye geliyor , müdahale ediliyor. Oksijensiz geçen 6-7 dakika. Doktor yanıma gelip söylüyor ama ben hayata dönmüş olmasına o kadar seviniyorum ki , durumu kritik diyorlar ama ben mutlu. Çünkü hayata tutundu diye düşünüyorum. Hemen anjiyo olması lazım yoksa bu günü çıkartamaz diyorlar. 112 tarıyor . 2 saat geçiyor . Üniversite hastanesi acil müdahale yerinde yer açılıyor. Ama diyorlar ki , yoğun bakımda yer yok. Tamam diyoruz , ne de olsa üniversite hastanesi. Saat 14:00 ambulans ile transfer oluyor babam. Biz hala kalp diyoruz ya eve uğruyoruz kabarık dosyasını alıyoruz. Gittik , park ettik derken içeri giriyoruz ve babamın kalbi 2. Kez duruyor. Turuncu yanan sesli sesli öten makine kırmızıya dönüyor. Ve sürekli ötmeye başlıyor. Anne babam öldü diyebiliyorum . Kapı açık kalıyor, güvenlik geliyor içeri girmeyelim diye. Koskoca 8 dk. Babamın üzerinde onlarca kişi . Onu düşünüyorum, onsuzluğu düşünüyorum, böyle bitmemeli diyorum. Ömrümün yarısının gittiği 8 dk. Dönüyor , makine turuncu. Asistan doktor çıkıyor amca kötü herşeye hazırlıklı olun diyor. Bugün 2. kere duyuyorum bu cümleyi. İçeri biri girdikçe , açılan ve babamı gördüğüm acil yoğun bakım sürecimiz başlıyor. O gece önemli . Atlatıyor , makine yeşile dönüyor. Nabız 90 lara iniyor. Herşey normal. İlk imzamızı veriyoruz , anjiyoyu ertelediğimiz için . 2 gün anjiyo. Fark yok son anjiyodan . Yani babamın kalbi , gripten ve kullandığı grip ilaçlarından durmuş. Hadi bizi yoğun bakıma alırlar derken tekrar acil müdahale yeri. 5 koskoca gün ve gece geçiyor. 5 Ocak yoğun bakımda yer açılıyor ve biz oraya transfer oluyoruz. Acil doktorları amca uyanmalıydı diyorlar ama biz pek algılamıyoruz. Nasıl olsa yoğun bakımda uyanır diyoruz. Yaş 67 olması büyük avantaj fakat kalbin bu kadar işlem görmesi dezavantaj. Başlıyor yoğun bakım günlerimiz.
İlk görüş günü , hiç ümit yok hastanenin en kötü 19 hastasından birisiniz. Kalp %10 çalışıyor.
Sonra ki yoğun bakım günleri. Uyutma ilacı 4. Gün kesiliyor sonra ki 2 gün etrafa bakmış ama hiç tepki yok. Pazartesi kalbi tekliyor müdahale ediyorlar. Bize de artık bu hasta uyanmaz bakım hastası oldu diyorlar. Gelip gidiyoruz hep uyuyor.
20. Gün gözü açılıyor ve göz takibi başlıyor. Boğazından delik açılıyor . Çünkü ağzından ciğere inan cihaz en fazla 20 gün kalabilirmiş .Biz her hareketi olumlu yorumlarken , doktorumuz yok birşey diyor.
Bugün 27. Gün . Gözler açık , kim konuşsa gözler ona dönüyor. Gidiyoruz dediğim de gözleri kocaman açılıyor. Artık bizi palyatife çıkarmak istiyorlar. Cihaz raporu yazılıyor. Burada okuduklarımdan dolayı çıkmak istemiyoruz ama maalesef hastane mikrobu kapıyoruz.
Bugün görüş günü . Koskoca bir haftasonu geçirdik , telefona kilitli.
Ne yaşayacağımızı bilmiyoruz . Tek dileğim Allah yar ve yardımcımız olsun.