Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Biz, neyiz? Tanrı ve engelliler..? [Tartışma]

Oncelikler kendi adıma konuşmak isterim ki ateist değilim. Siteye giriş yaparken özellikle bi görüşte olanlar uye olabilir onun dışındakiler olamaz tarzı bi ibarede görmedim. Benim düşüncem kaderin asla değişmeyecegi yani neye ne kadar uğraşırsan uğraş hiçbir şekilde değişmeyecegi kaanaitindeyim. Ha değişen de vardır , oda o kişinin kaderinde yazıyor. Aslında bu kuranda da var hepimiz kaderimiz yazılı gonderildik. Fakat bana yılalrca çalışarak uğraşarak afedersiiniz daha da yırtınarak birşeylerin değişecegini anlattılar. Ben hep oyle inandım. Kaderi değiştirmek şekillendirmek bizim elimizde yani ders çalış cok çalış cok iyi bir yer kazanırsın. Ama yolda bir kaza oluyor sınava gidemeden ölüyorsun. İsyan etmek de haddimize değil fakat bu benim yıllarca olan yanlış dusuncemle alakalı. Yani biz , bize verilen kaderi yaşamak için gelmişiz ve sureniz bitince gidicez. Oysaki her şey duayla duzelebilcek olsaydı kendini bildim bileli Allahtan sağlık diliyorum. Ama şuan onjnla sınanıyorum yani , açıkçası benim "biz herkesin kaderini kendi çabasına bağlı kıldık " yıllarca etkilndigim buda olabilr. Her neyse her koyun kendi bacağından asılcak . En güzeli kadere inanmak
 
atomlar ve parçacıkların ,hangi koşullarda ve ne şekilde davranacağının belli olması,tanrı nın olmadığının kanıtı değildir bence.bilim harşeyi açıklayamıyor malesef.örneğin gelecekte neler olacağını,pek çok hastalığın tedavisini ve daha bi sürü şeyi bilim bilemiyor.bizler tanrı ne kadar bilmemize izin veriyorsa o kadarını biliyoruz.big bang denilen şey,adındanda anlışalacağı gibi.atomların birbiriyle çarpışması anlamına geliyor fakat bu atomların,güneş sistemini oluşturacak kadar manalı biçimde çarpışmasını,bilim açıklayamıyor.bi tesadüf deyip işin içinden çıkıyor.çok belli ki,herşeyin varlığı bizlerinken çok üstün bi aklın eseridir.o akılda tanrı dır.
 
Kadere iman etmek gerekir çok haklısın ama kader konusu çok karışık bi konu. Insanın özgür iradesi vardır istedişi gibi yaşar ve allah zaman ve mekân kavramına tabii olmadığı için bunu zaten bilir. Zamansızlık kavramını insan hayal etmekte bile zorlanır. Ama zamanı ve mekanı yaratmış bi Allah var. Geçmişide şimdi ki ve geleceğide o bilir. Sen istediğin gibi yaşarsın ama allah zaten nasıl yaşıcağını bildiği için kaderini yazmıştır. Bide ayeti şöyle hatırlatıyım. Allah bütün duaları işitir ve cevap verir. Bunu okuyunca her dua kabul olur gibi hissediyo insan ama hayır kelimesininde bi cevap olduğunu unutuyo. Sağlığı için hep dua eden kardeşim. Allah şifa versin. Ama sahabe döneminde, peygamberimize ağlayarak gelen Sahabeler varmış. Efendimiz, neden ağladıklarını sorduğunda, sahabeler dermiş ki, allah bizi sevmiyo mu bize hiç dert vermiyo derlermiş. Atalarımızın, hasta yada engelli insanlara sen allahın sevdiği Kuluymuşsun demelerinin sebebi şudur; hastalık, insanın günahlarına kefalettir. Ve Bediüzzaman Said Nursi hazretleri şöyle der; dünya zamanında 1 dakika hastalıkla geçiren 1 saat ibadet etmiş hükmündedir. Hatta bazı kamil kişiler 1 gün ibadet etmiş hükmündedir. Tabi isyan etmediği sürece. Ve alimlerin dediği gibi, 40 gün dert sahibi olmadıysan vay senin haline.. Ben başımda ki hastalığa Elhamdülillah diyorum. Rabbim gerçekten kendini hatırlatmak için böyle bi musibet saldı başıma. Eğer beni sevmeseydi kendini hatırlatmazdı, kendini tanıtmaya çalışmazdı.
 
atomlar ve parçacıkların ,hangi koşullarda ve ne şekilde davranacağının belli olması,tanrı nın olmadığının kanıtı değildir bence.bilim harşeyi açıklayamıyor malesef.örneğin gelecekte neler olacağını,pek çok hastalığın tedavisini ve daha bi sürü şeyi bilim bilemiyor.
....
big bang denilen şey,adındanda anlışalacağı gibi.atomların birbiriyle çarpışması anlamına geliyor fakat bu atomların,güneş sistemini oluşturacak kadar manalı biçimde çarpışmasını,bilim açıklayamıyor.bi tesadüf deyip işin içinden çıkıyor.çok belli ki,herşeyin varlığı bizlerinken çok üstün bi aklın eseridir.o akılda tanrı dır.

Kusura bakmayın ama yazdıklarınız tümüyle yanlış...

Öncelikle atomların parçacıkların ne şekilde davranacağının belli olması ne tanrının olmadığının, ne de olduğunun kanıtıdır. Bu durum sadece maddenin ve enerjinin neden ve nasıl davrandığını açıklayan bir durumdur. Göründüğü kadarıyla maddenin/enerjinin ne şekilde davranacağına müdahale eden bir irade yoktur. Belirlenen kural ve koşullarda görevlerini yapmaktadır.

Diğer taraftan; big bang/büyük patlama atomların birbiriyle çarpışması değil, atomların ve evrenin oluşmasını tarif eden bir modeldir. Bigbang sırasında ne atom, ne madde, ne de başka bir şey olmaz. Sadece sıfır kadar küçük bir noktada çok büyük bir enerji patlaması
vardır. Bu enerji patlaması sönerken enerji yoğunlaşır ve atom altı parçacıklara dönüşür. Bu parçacıklar atomları oluşturur. Atomlar bir araya gelir evreni oluşturur.

Söylediğinizin aksine bunun nasıl gerçekleştiği/gerçekleşebileceği bilim dünyasında son derece açıklanabilir olgulardır. Her gün yapılan deneylerle, çalışmalarla daha da iyi anlaşılmaktadır. Ama bugün büyük patlamadan güneş sistemine giden yol tartışmaya yer bırakmayacak kadar açık ve nettir.

Bilim elbette herşeyi açıklayamaz. Ama bildiklerini açıklayabilir ve açıklayabildiklerinin yanlış olduğu söylenemez. Bilim de hata yapar ancak hataları çok az, doğruları ise çok fazladır. Aksi halde bilimsel gelişme bugün yaşadığımız refahı bize sunamaz, hala taş devrinde yaşıyor olurduk.

*********************


Bu eşyalar, böyle tesâdüfen ve hiçbir sebep olmadan bulunmuştur.Buna göre kâinattaki bu şeylerin nasıl meydana geldiğini hiç kimse bilemez. Bu bir ihtimaldir.
Başka bir ihtimal ise, bu eşyaların kendi kendilerini var etmiş (yaratmış) olması ve kendi işlerini kendilerinin idâre etmesidir.
Üçüncü ihtimal ise, bütün bu eşyaların, yoktan var eden bir var edicisi ve yaratan bir yaratıcısının olmasıdır.Bu üç ihtimali düşündüğümüzde, birinci ve ikinci ihtimalin imkânsız olduğu ortaya çıkacaktır.

Bahsettiğiniz ihtimaller biraz eksik ve hatalı dile getirilmiş ama önemli değil. Yanıldığınız esas nokta ise bu ihtimallerin imkansız olduğu kısmı.

Felsefe dünyası aristodan, platondan bu yana bunları tartışıyor ve henüz herhangi bir ihtimalin yanlış olduğunu kanıtlayabilmiş değil. Ben size "herşey her zaman vardı ve hep var olacak, bir başlangıç veya son yok" olasılığını dile getirsem bunun imkansız olduğunu nasıl ispat edebilirsiniz?

Bir çemberi düşünün. Bu çember nerede başlar, nerede biter? Bir sonu veya başlangıçı var mıdır.

Yaratma gücü ile ilgili bir kaç şey de söylemek isterim. Bir sinek yaratmak, aslında yaratma değil, kopyalamadır. Aslında bilim dünyası bugün bunu yapabilmektedir. Ancak bir CD çalıcı yapmak bir yaratımdır. Doğada örneği, benzeri yoktur.

Şimdi diyeceksiniz ki, CD çalıcının aklı mı var? Eh bir sineğin de pek aklı olduğu söylenemez. Ama bilgisayarlardan örnek verirsek bir bilgisayar virüsü hiç bir canlının kopyası, benzeri, örneği değildir ve sınırlı da olsa bir aklı, davranış şekli vardır. Bir bilgisayar programı pek çok şeyi sizin yapacağınızdan binlerce kat hızlı, doğru ve iyi yapabilir.

Şimdi buraya kadar yazdıklarım bir tanrının varlığını kanıtlamak veya aksini iddia etmekle ilgisi yok. Ben sadece inanç için bilimsel gerçeklerin göz ardı edilmesine veya çarpıtılmasına itiraz ediyorum. İsteyen elbette istediğine inanır.
 
Inansanda inanmasanda Kabirde zaten lāilaheillallah dedirtirler de iş işten geçmiş olur.:) Enbiya suresi 30.ayet: inkar edenler görmediler mi ki göklerle, yer bitişikti biz onları ayırdık. Ve her canlıyı sudan yarattık. Big Bang dediğimiz olay yerin ve göğün birbirinden ayrılması. Bu 1400 yıl önce allahın kelamında indirilmiş zaten, bunu bilmek için bilim adamı olmaya gerek yok:) bilime karşı değilim hatta kurandan yararlanılsa bilim çok daha ileri seviyede olabilir. Şimdi bide kozmoz diyenler var, kozmoz düzen demek kardeş, bi düzen varsa bi düzenleyici olmak zorunda. Bi sanat varsa bi sanatkâr olmak zorundadır. Şu kainat ne güzel bi sanat ve onu yaratan ne güzel bi sanatkardır.. sineğe pek akıllı sayılmaz demişsin. Tabi ki pek akıllı bi varlık değil. Ama sineği bi incelersen hem hemşire, hem anestezi uzmanı olduğunu görürsün
Peki bu kadar akılsız bi varlığa bunları yaptıran kim? Arılarda çok akıllı varlık değiller. Ben insan olarak altı geni mükemmel çizemezken, benden daha akılsız olan o arı altı geni her defasında milimetre şaşmadan kusursuz nasıl yapabiliyo? Yeni doğan bi kırlangıç yavrusu 250 bin km yol giderek, Türkiye yi 3 4 defa dolaşmak demek bu, navigasyon yok harita yok pusula yok, 250bin km yol gidip annesini yuvasını buluyo. Camii avlusuna koyulan o bebek neden evini bulamıyo kırgangıçtan daha zeki olmasına rağmen. Demek ki perdenin arkasında kendini tanıtmak isteyen bi zat var. Hala mı tanımadın kardeşim.
 
Değerli arkadaşım, inan ben bu dindarlık adına sapla samanın birbirine karıştırılmasına hiç anlam veremiyorum.

Yahu "yerlerin göklerin ayrılması" ile Big Bang teorisinin ne alakası var? Hele bir biri anlatsın şu bigbang de hangi yerle hangi gök birbirinden ayrılmış... Birileri çıkıp bilip bilmeden bazı şeyleri dine kuran'a yakıştırıyor, siz de sanki söyledikleri doğruymuş gibi sorgulamadan peşine düşüyorsunuz?

Big Bang sırasında ne yer var, ne gök var! Hiç bir şey yok! Madde bile yok!

Aklı olmayan arı mükemmel altıgen yapabilir... çünkü doğasında vardır. Aslında pek mükemmel de yapmaz. Bazı petekler yamuktur. :) Aklı olmayan bir kırlangıç da binlerce kilometre uçabilir. İnsan yaratımı bir navigasyon cihazı da ilahi bir güç olmadan sizi binlerce kilometre yol götürür, adres buldurur. Hiç aklı olmayan bir CNC tezgahı da mükemmel altıgenler, küpler, prizmalar yapabilir. Bunlar bir gösterge değildir. Yanlış örneklerdir.

Arının yaptığı peteğin de, kırlangıçın uçtuğu yolun da bilimsel açıklaması vardır.

İnancınız varsa ille de bir şeyleri yakıştırmak zorunda değilsiniz. Bin bang teorisinin dini açıklaması tam bir yakıştırmadır, hatta zırvadır. Yer ve gök sözcüklerinin anlamı bellidir. Zorlayarak bunu büyük patlama, atom, enerji vs. yakıştırmak bana göre kendini kandırmaktan başka bir şey olmaz.

Zorlarsam ben de yazdığınız herhangi mesajı bilimsel bir gerçekliğe yakıştırabilirim. Bu sizin yazdığınız cümlenin bilimsel bir değer taşıdığını göstermez.
 
Tamam arkadaşım sakin ol ya:) CNC tezgahıda mükemmel altıgen yapabilir... programlarsan yapabilir.. bi programlayıcı var.. doğasında var dediğin şey ne? Nasıl edinmiş onu. Altıgen petek yapmayı nerden öğrenmiş. Neden bal yapma görevini üstlenmiş ve kendi için değil diğer canlılar insanlar için. Herşeyi bi kenara bırak. Aklı olmayan hayat sahibi olmayan milyarlarca atomlar bi araya gelip canlı bi varlığı nasıl oluşturabilir. Içmezsen ölüceğin su. H2O, yanıcı ve yakıcı maddeler çarpışıp su oluşturmuş. Yangına benzin döksem su olurmu acaba:)
 
Uzun uzadıya yazmaktansa Cosmos Bir Uzay Serüveni belgeselini izleyin. Muhteşem bir belgeseldir. Bütün bölümlerini defalarca izledim.İnanın bilmediğimiz o kadar çok şey var ki. Merak ettiğiniz, kafanıza takılan her şeyin cevabını bulacaksınız, öğrenmek istiyorsanız eğer. Hadi sizi google'de aramakla uğraştırmayayım;) Vereceğim linkte belgeselin tüm bölümleri var buradan izleyebilirsiniz. COSMOS BİR UZAY SERÜVENİ TÜM BÖLÜMLER TÜRKÇE DUBLAJ İZLE | hdfilmcehennemi.com | Film izle | HD Film izle İyi seyirler.
 
güzel kardeşim bu sorular illaki her insana musallat olan şeytan ve nefsinin irdelettiği sorular cevaplarını diyanet işlerinin yazılı ve görsel materyallerinden veya din eğitimi almış personelinden òğrenebilirsiniz.
 
Tamam arkadaşım sakin ol ya:)

Merak etme ben çok sakinimdir... :)

doğasında var dediğin şey ne? Nasıl edinmiş onu. Altıgen petek yapmayı nerden öğrenmiş. Neden bal yapma görevini üstlenmiş ve kendi için değil diğer canlılar insanlar için.

Bunların açıklaması modern evrim teorisinde var. :) Ama bunu kabul etmeyip daha basit açıklamalar istiyorsan, arılar balı insanlar veya diğer canlılar için değil, kendileri yemek için yapar. :)Bal, depolanmış gıdadır. Arı besiciliğinde, kovandan alınan balın yerine şekerli su koyup arıları beslerler. Yoksa kovan aç kalır. :)

Altıgen yapmayı nereden öğrenmiş diyorsun. Öğrenmesine gerek yok... Altıgen doğadaki en kararlı ve sağlam depo yapılarından biridir. Altıgen yapamayan arılar neslini sürdüremez, yapanlar sürdürür. Buna doğal seçilim denir.

Aklı olmayan hayat sahibi olmayan milyarlarca atomlar bi araya gelip canlı bi varlığı nasıl oluşturabilir.

Milyarlarca atom hadi bir araya gelip bir insan yapalım demez. Milyarlarcaya gerek yok ama belli miktar atom bir araya gelince kendiliğinden organik bileşikler oluştururlar. Organik bileşikler de birbirleriyle etkileşime girme eğilimine sahiptir. Canlıları oluşturan maddelerin tamamı bu şekildedir. Evrim teorisi bunu da büyük ölçüde açıklar. Detaylarına girip kimseyi sıkmak istemem ama bir atomların bir araya gelerek bir canlıyı oluşturma aşamaları bugün neredeyse büyük ölçüde bilinmektedir. Modern biyoloji, zooloji, tıp bilimi vs. tüm bu temel üstüne kuruludur. Bu bilgiler doğru olmasaydı hastalandığınızda kullandığınız antibiyotiğin nasıl ve neden işe yarayacağını bilemezdik.

Içmezsen ölüceğin su. H2O, yanıcı ve yakıcı maddeler çarpışıp su oluşturmuş. Yangına benzin döksem su olurmu acaba:)

Şimdi bu çok anlamsız bir önerme... Elementlerin ve moleküllerin birbirinden çok farklı karakterleri vardır. Elementler tek bir atom türünden oluşan saf ürünlerdir. Bunların bir araya gelerek oluşturdukları moleküller ise tamamen farklı bileşiklerdir. Şimdi dediğiniz nasıl oluyorda oluyor, topraktaki kumu, demiri bir araya getirince ev oluyor demek gibi bir şey. Oturduğunuz ev ne kumdur, ne de demir... Diğer taraftan, kimyada yanma işleminin doğal sonucu sudur. Yani yanıcı hidrojenle, yakıcı oksiyenin bir araya gelmesiyle su oluşması bir mucize değil, basit bir kimyasal tepkimedir. Bu tepkime olmasaydı zaten ne su olurdu, ne hidojen yanıp oksijenle birleşirdi.

Ha! diyeceksiniz ki, hidrojenle oksijenin bir araya gelip ateşi söndüren su olmasını kim planladı? Öncelikle şunu belirteyim, hidrojen yangınını su söndürmez. :) Diğer taraftan, kendiliğinden olan bir şey için "kim yaptı" demenin gelsefik veya mantıksal anlamı da yoktur. Bir şey oluyorsa oluyordur. Bunun olasılık hesabı olmaz. Zar attığınızda düşeş geldiyse bu zarın düşeş gelmesini kim planladı diye soramazsınız. Zar düşeş gelmiştir, ve iş bitmiştir. Bu bir plan veya olasılık değildir.

Bir de şunu düşünmek gerek... Demir de aynı hidojen gibi oksijenle birleşir ve bildiğimiz PAS'ı oluşturur... :) İki işlem arasında kimyasal olarak hiç fark yoktur. Sadece bileşikler farklıdır.

Diğer taraftan, hayat veren oksijen (O2) parçalanırsa O3 (ozon) oluşturur ve ozon pek çok canlı için öldürücüdür. Ne diyeceğiz şimdi buna?

Yangına benzin döksem su olurmu acaba:)

Son soru... niye sorduğunuzu anlamadım ama yanıtlayayım. :) Benzin hidrokarbondur ve evet, ateşe dökerseniz su ve karbondioksit ve çeşitli kimyasal bileşikler çıkartır. Yani su oluşur. :)

Bu arada yangına sakın benzin dökmeyin. Benzin yanıcı değil, parlayıcı bir maddedir. Sadece buharından 30 metre öteden patlamaya yol açabilir. :) :)
 
metepe arkadaşım,ben tanrı nın var olduğunu ta içimde,yüreğimde hissediyorum.bilime karşı falanda diilim.tanrı bence var çünki,beddualarımın ya da dualarımın cevapsız kalmadığına pek çok kez tanık oldum.isteyen inanır,istemeyen inanmaz.ben her görüşe saygı duyarım sadece.bilim hiç bi zaman tüm soru ya da sorunlara cevap bulamayacak.bulması mümkün diil.nihayet insan zekasının bi ürünü çünki.
 
Metepe, nasıl biliyosan öyle devam arkadaşım. Evrim teorisine inanıyosun. Maymundan geldiğinede inanıyosun. Senin kadar bilimle ilgili değilim, ama evrim teorisi herşeyi açıklıyo diyemezsin çünkü o bi TEORİ.. hipotez veya teorilere inanarak hakikate inanmıyosun. Bilim, hakkında az bilgisi olanı ateist, çok bilgisi olanı müslüman yapar. Senin benden daha çok bilgin var ama nasibin yok demek ki. Benden bu kadar arkadaşım inanıp inanmamak sana kalmış. https://youtu.be/MAyE3vB14Mg şu videoyu izlemediysen bi izle, sonsuz cehennemde yanmana gönlüm razı değil yinede.
 
merdoli

normal insanlar varken demişsin..neye göre normal kime göre normal..normaller anormal olmasın sakın...
dostum herkesin tabiri caizse sınavı farklı.
kimi malıyla mülküyle.
kimi namusuyla.
kimi hastalığıyla.
kimi evladıyla
kimi fakirliğiyle.
kimi farklı farklı nedenleriyle.

kimileri de yukarıdaki saydıklarımın birden fazlasıyla sınav olunur.
kimseninki kimseninkinden daha zor veya kolay değil.
taşıya bildiğin kadar yükün var.fazlası değil....

ibret almak için değil ibadet etmek için yaratıldın.( allahın senin ibadetine ihtiyacı mı var-hayır yok )
ee o zaman neden yaratsın..cevap şu: senin sonsuz bir yaratma gücün olsa idi ne yapardın..( kün fe yekün)
evet allahın sevgili kulusun..aksini düşünüyorsan isptla

tanrı engelli olamaz.
dünyada engelsiz insanlarda var..senin varsayımına göre tanrı aynı anda hem erkek,hem dişi,hem çift cinsiyetli,hem engelli(birçok engel çeşidi var) hemde engelsiz olmalıdır.oysaki allah canlıya özgü bu gibi tanımlamalardan uzaktır.

MeTePe
bir : modern evrim teorisi= modern çöp teorisi.
iki: evrim kanunu değil..hala evrim teorisi - kesinlik yok...yani evrim kanunu değil,hala evrim teorisi.

teori teori..teori ne demek biliyorsun diye düşünüyorum.
ayrıca bu ilkel teori de yabbozun birçok parçası hala eksik ve birçok şey maksatlı
 
Son düzenleme:
tanrı kendi çocuğunu çarmağa gerecek kadar vicdanlı...ibrahim peygamber ki tanrının vekili? kendi çocuğunun boğazına biçaği dayayıp boğazını kesecek kadar şizofren ken yerıne kurban kesmesını ongören bir vıcdanı ınsanlar sorgulamalı.tanrının merhameti ironi ötesi...
 
antandros

1) h.z isa çarmıha gerilmedi. ( kötülükleri allah ta değil birazcıkta özgür irade sahibi insanlarda arayın )
toprak,bağ bahçe,ağaç,limon kötü olur mu hiç. nedenler ve sebebler mevcut.bunları özgür iradesiyle kötüye kullananlardır kötü..
2) allah ibrahim peygambere oğlunu kurban edeceğim demedi..ibrahim peygamber allaha kendi söz verdi..ve bir oğlu olduğunda sözünü tutmak istedi..ama allah buna engel oldu..hikayeyi biliyorsun.

allahı suçlamaktan vazgeç :)
 
şu an çok büyük kimyasal labaratuarlarda bile en gerekli koşullarda havasız veya sıcaklık ortamı ve enzimler sağlansa bile tam anlamyla çalışan bir doku oluşturulamıyor yani bilinçli olarak yapılamayanın tesadüfi olarak yapıldığını düşünmek de çok makul gelmiyor ...
 
mami23082

çok doğru gelde anlat....
- Tek bir proteinin oluşması için DNA gerekir
- Protein olmadan DNA oluşamaz
- DNA olmadan protein oluşamaz
- Protein olmadan protein oluşamaz
- Tek bir proteinin oluşması için 60 ayrı protein gerekir
- Bu proteinlerin bir tanesi bile eksik olsa protein var olamaz
- Ribozom olmadan protein oluşmaz
- RNA olmadan da protein oluşmaz
- ATP olmadan protein oluşmaz
- ATP yi üretecek mitokondri olmadan da protein oluşmaz.
- Hücre çekirdeği olmadan protein oluşmaz
- Sitoplazma olmadan da protein oluşmaz
- Hücredeki organellerden bir tanesi eksik olsa protein oluşamaz
- Hücredeki bütün organellerin var olması ve çalışması için de proteinler gereklidir
- Bu organeller olmadan da hiçbir şekilde protein olmaz.


Bu sistem, bir arada çalışmak zorunda olan iç içe bir sistemdir. Biri olmadan diğeri olamaz. Tek bir parçası var olsa bile, sistemin diğer parçaları olmadan bu parça hiçbir işe yaramaz.
 
Son düzenleme:
aynen öyle birbirine gerekli iç içe biri olmadan diğeri vvar olamayacak sistem sadece bu insan dokusu olarak da değil tabiat evren açısından da aynı nüanslar mevcut yani kendiliğinden oluşabilecek bir durum olduğunu düşünmek makul gelmiyor bana da...
 
Daha sonra biraz daha detaylı yazmaya çalışacağım ama evrim teorisi için "teori o, teori... sen teori ne demek biliyor musun? Kanun değil o..." mealinde yorum yapan arkadaşlara bir kaç şey söylemek istiyorum. :)

Öncelikle ben teorinin ne olduğunu çok iyi bilirim ama bu sözcüğü kullanan arkadaşlar belli ki bu konuda hiç bir şey bilmiyorlar.

Bilimde teorem ve teori vardır! Teoremler ispat edilir, kanundur! Teoriler ispat edilmez ve hiç bir zaman kanun olmaz! Çünkü teorem sadece matematikte vardır ve ispatı mümkündür.

Şimdi bir aklıevvel çıkıp Yerçekimi kanunu ne olacak diyebilir! :) Yerçekimi kanunu da bir teoridir ve YANLIŞTIR. :) Eh, peki okulda okuduğumuz Newton'un meşhur, kafasına elma düşüp bulduğu yerçekimi kanunu yürürlükten mi kalktı. :) Elbette kalkmadı. Teoriler birer araçtır, alettir. İşimize yara. Bunların zamanla eksikleri hataları ortaya çıkabilir. Bu hatalar eksikler giderilerek yenilenir ve teori devam eder. Newton'un yerçekimi "KANUNU" da Einstein tarafından değiştirilmiş, düzeltilmiş, Kütleçekim kuramı olarak devreye girmiştir.

Sonuçta, yaşadığımız dünyada, gündelik hayatta Newton'un çekim kanunu hala muteberdir ama çok büyük kütleler, büyük mesafeler, büyük hızlar vs. için yetersiz kalır.

Şimdi evrim teorisi için tezdir, hipotezdir, kanun değildir, çerdir, çöptür diyenlere bir kaç lakırtım olacak... Bu kadar küçümsediğiniz evrim teorisi hakkında ne biliyorsunuz ki bu lafları ediyorsunuz? Onu da geçtim, bir teorinin teori olması için gereken süreçler, emekler nelerdir biliyor musunuz ki bu lafları ediyorsunuz? İnsanın bilim terminolojisini kullanabilmesi için konuştuğu şey hakkında da bilgisi olması lazım. Ben hayatımda hiç Ferrari'ye binmedim. Ferrari çerdir, çöptür, bir halta yaramaz arabadır dememle bu söylenenler arasında zerre kadar fark yok.

Diğer taraftan, bir teori, tez veya hipoteze İNANILMAZ! Bunlar din veya inanç değildir. Bilim dünyasının alet edevatıdır. Ve bilim dünyasında hiç bir tez, hipotez veya teorinin İSPATI OLMAZ! Aha şunun ispatı var diyenin anlını karışlarım! İspat sadece matematikte olur. Üçgenin iç açılarının 180 derece olduğunu ispatlarsınız ki o bile belli önermelerle doğrudur. Örneğin bir küre üstünde üçgenin içaçılarının toplamı 180 değil, 270 derecedir. :)

Şimdi bir de yok DNA olmazsa protein olmaz, protein olmazsa DNA olmaz falan gibi bir şeyler yazmış bir arkadaşımız. Bunları nereden kopyalayıp yazdı bilmiyorum ama pek de doğru bilgiler değil! Açıp deli dana hastalığını yapan PRION denilen mikroorganizmalara bakarsanız bunların ne DNA'sı ne RNA'sı, ne sitolazması vs. yoktur. Ama çoğalır ve hastalık yaparlar. Ayrıca pek çok deneyle RNA, DNA parçacıklarının belli koşullarda kendiliğinden oluşabildiği gösterilmiştir.

Proteinlerin oluşmasına gelince... proteinler temel olarak aminoasit zincirleridir. Aminoasitlerin ciddi bir kısmı kendiliğinden oluşabilmektedir. 50 yıl önce bunun olabilirliği Miller Deneyi ile gösterilmiştir.

Uzun lafın kısası, bir şey söylerken insanın söylediği konu hakkında iyi kötü bir fikri olması, boş konuşmaması gerekir.

Şimdi Türkiye'de özellikle Harun Yahya, diğer adıyla Adnan hoca isimli, akıl hastalığı raporlu bir zatın propagandası ile Evrim Teorisi düşmanlığı yapılıyor. Komiktir ki, Türkiye dışındaki müslüman ülkelerin büyük kısmında okullarda evrim teorisi dört dörtlük okutulmaktadır. Çünkü bilim başka bir şeydir, inanç başka bir şeydir. İkisini karıştırırsan çorba olur.
 
Kimseyle herhangi bir tartışmaya girmek istemem, hiç kimsenin inancına saygısızlıkta etmek istemem bunu peşin kabul ile belirtmek isterim. Kişisel olarak, bütün dinlere aynı mesafede uzaklıktayım.

Bilinen tarihi ile dinlerin şurada 5bin yıllık mazisi var, hadi 2bin 5yüz yıl da ben ilave edeyim. 7bin5yüz yıl sadece. Dünyanın kaç yaşında olduğunu bir düşünün, evrenin kaç yaşında olduğunu. Evrende neyi ifade ettiğimizin bir farkına varın sonra da dinler tarihini bir inceleyin. Hatta Ali Şeriati'nin akıl dolu yazılarına bir göz gezdirin sonra da oturun bir kahve koyun kendinize, pür sadelikte bir defa düşünün. Karışınıza ne çıkacak acaba.

Ben bir çok insana şunu tavsiye ederim her zaman, beni yakinen tanıyanlar bilir, 15 yaşıma kadar tefsir, fıkh ve meâl eğitimi aldım. Meâl eğitimi esnasında Türkçe anadilimde okumalara ağırlık verdiğimde, sahih denilen hadislerle karşılaştırmalar yaparken bariz şeylerin farkına vardım ve orada seküler eğitim almam gerektiğine kanaat getirdim. Dini terkettim. Tanrı, Allah, Budha, Krishna ve diğer dünya üzerinde yaşamış binlerce, yüzbinlerce tanrının hepsi insan ihtiyaçlarından ötürü var olmuş daha sonra da ihtiyaç ortadan kalktıktan sonra süreç içinde tarihe karışmıştır. Bizler, zamanın ufak bir zerresinde yaşıyoruz ve bizden sonrakilerin dine ihtiyacı olacak mı o bile bence meçhul.

Dinler tarihini araştırın bu konuyla ilginiz varsa, Gılgamış Destanı'nı okuduktan sonra fark edeceksiniz ki; bütün Ortadoğu dinlerinde aynı öykülerin olduğunu fark edeceksiniz. Semavi dinler, Ortadoğu'nun mahsulüdür. Semavi dinlerin coğrafyası da Ortadoğu kadardır. Mesela son dönemde çok "geyiği" olan bir durum vardı; "Kutuplardaki insanların oruç tutacakları saatlerle ilgili" 23 saat 30 dakika oruç tutması gerekiyordu.

Sonsöz: Din kişisel bir ihtiyaçtır. İhtiyaç duymayanların kişisel sebepleri vardır. Biz, engelliler kendimizi tanrının cezalandırdığı kişiler olarak görmemeliyiz. Tanrı varsa bile, umurunda olduğumuzu düşünmüyorum. Peygamberin cinsel hayatıyla ilgili onlarca ayet varken; bizlere sıra gelmemiş demek ki.
 
MeTePe

birtek sen bilmiyorsun elbetteki arkadaşım.
bizlerde az çok mürekkep yaladık.
okuduk,kafa pattallatık.
valla açıkçası yazı yazmaya üşenmesem yazacağım..

senin kadar uzun uzun cümleler kuramıyorum malesef..

ha saygımı? elbetteki saygı duyuyorum. ( valla cidden )
ama evrim teorisi hala içi boş bir çer çöp..

ha nedenmi bu kadar popiler.

evrim teorisi popiler çünkü arkasında onu destekleyen bir düşünce var..marksizm....meteryalizm.
evrim teorisi hala ısıtılıp ısıtılıp gündeme getiriliyor veya hiç düşmüyor,neden mi? : çünkü yıllarca inanan bilim adamlarına üniversite kapıları kapatıldı...bir doç evrime ters birşey söylese prof olamadı..çünkü metaryalist akım dadandı ünivlere..kendi gibi düşünmeyen hocalara yer vermedi..

çıkıp bazen övünürler neden ünivlerdeki hocaların çoğu evrime inanır diye..çünkü sizin gibi düşünen hocalar hep kapı dışarı kaldı.

ama devranın döndüğü kanısındayım.

not: evrimi çöp olarak gören dünya çapında birsürü prof,bilim adamı,yazar,düşünür var...google den isim isim kopyalayıp yazmayacağım.
dilersen kendin zaten bakarsın.

valla birazda bilimsel içerikli konuşmak isterdim ama inan çok üşeniyorum...
yazı yazmayı sevmiyorum..zaten ofisteyim..çokta zamanım yok..

birde miller deneyi demiyormusunuz..vallahi şaka gibisin..miller fiyaskosu diyecektiniz sanırım..ha birde nebraska adamı var,biliyorsun dimi..hani şu evrimci bilim adamlarının evrime kanıt ara geçiş formu dedikleri..maymun çenesiyle insan kafatasını sonradan birbirine monte ettikleri..yaklaşık 100 yıl boyunca insanları bu şekilde kandırdıkları..ama sonra foyalarının ortaya çıktığı adam..bu arada çok fazla evrim ağacı okuyorsunuz sanırım..bana nereden okuyup yazıyor bunları demişsiniz..sanırım size de bu yazdıklarınız vahiy yoluyla gökten gelmediğine göre( sizin inancınıza ters),sizde bir yerlerden okuyup öğreniyorsunuz..mesela evrim ağacı olabilir..

not: siz nereden koplayalıp yazdıysanız bende oradan yazdım....hayır kendini üstün bir deha sanırken karşındakini gerizekalımı sanıyorsun..anlamadım ki



@dokuzparmak ontanedir

şunu da düşünebilirsin.

zaman kavramı bizler için var..yani allah için zaman diye bir kavram yok.
yani bizlerin hadi taş çatlasın 50,60 bin yıllık bir geçmişimiz olsun( modern insan ) diyelim.

e dünya evren milyarlarca yıl yaşında.
allah neden dünyayı yaratıp,milyarlarca yıl bekledikten sonra insanı veya canlıyı yaratsın.

iyi de zaman kavramı allah için geçerli değil ki.yani zaman kavram olarak bizler için var,

umarım kısaca anlatabilmişimdir derdimi.

selamlar.
 
Estağfirullah... niye her şeyi ben bileyim? :) Öyle bir becerim de yok, iddiam da... Ama bilmediğim şey hakkında konuşmam, iddialarda bulunmam...

Şimdi fringe arkadaşım öyle boş iddialarınız var ki, gülsem mi, ağlasam mı, kızsam mı bilemiyorum.

İnanan bilim adamları üniversitelere alınmadığı, profesör olamadığı için evrim popüler demişsiniz ya... duyan da evrim teorisi sadece Türkiye'de var, dünyanın geri kalan ülkeleri toptan ateist sanacak! Evrim teorisini benimseyen, kabul eden inançlı yüzbinlerce bilim adamı var dünyada... Bu nasıl boş, desteksiz bir iddiadır?

Diyelim ki dediğiniz doğru (ki aslında yanlış) böyle bir durum evrim teorisinin yanlışlığını ispatlar mı? Ne alakası var? İnanan bilim adamları evrim teorisine inanmadığı için evrim teorisi yanlıştır! Bu mantığa felsefede bir taraflarıyla gülerler!

Şimdi gelelim bilim adamlarının ne kadarının evrim teorisi taraftarı olduğu, ne ne kadarının karşıtı olduğuna... Yapılan bir araştırmaya göre Biyoloji bilimleriyle uğraşan bilim adamlarının SADECE BİNDE 15'i yani 0,001'i evrim teorisinin yanlış olduğunu düşünüyor! :)

Tüm bilim insanları içerisinde evrim teorisinin yanlış olduğunu düşünenler ise sadece % 5!

Yani öyle havaya savurduğunuz gibi modası geçmiş, çer çöp olmuş, kimsenin inanmadığı, marsistlerin destek verdiği gibi bir olgu falan değil, taş gibi, kaya gibi bilimsel desteği olan bir teoridir. En az Einstein'in izafiyet teorisi kadar muteberdir. Aksi iddiaların hepsi mesnetsiz, desteksizdir.

Elbette, herkes bu teoriyi doğru kabul etmemek veya eleştirmek hakkına sahip. Ancak bilimde itirazlar sağlam, nesnel, güçlü iddialara dayandırılır. Laf olsun diye "bu yanlıştır" denilmez. Yanlışsa yanlışlığı gösterilir. Aynı benim daha önce yaptığım gibi "teori" hakkındaki söylediklerinizin yanlışlığını gösterdiğim gibi... :)

Miller deneyine gelince... neresi fiyaskoymuş anlatsanız da biz de öğrensek. :) Çünkü bu deney hala okullarda, üniversitelerde okutulduğu gibi, defalarca tekrarlanmış, geliştirilmiş, daha iyileri yapılmıştır. Hatta en son deneylerden bir tanesi 2008 yılında yapılmış, bu deneyde 22 aminoasit, çeşitli organik moleküller ve bazı peptidlerin (ki proteindir kendileri) oluşabildiği gösterilmiştir.

************

Gelelim Nebraska adamına.... :)

Yahu bir şey söylerken bari söylediğiniz şey hakkında bilgi edinin, yalan yanlış söylemeyin. :) Nebraska adamı 100 yıl boyunca insanları kandırdıkları bir aldatmaca falan değildir. Nebraska adamı sadece bulunan bir DİŞ fosilidir. En başta bir insansıya ait olduğu düşünülmüş (1922), sadece 4 yıl sonra fosilin diğer parçalarının da bulunmasıyla (1926) yanlış sınıflandırma yapıldığı tespit edilmiştir. Hani nerede yüzyıl? Hani aldatmaca? :)

Sizin bahsettiğiniz Pitdown Adamı'dır. Nebraska adamı değil... Bu bir aldatmacadır ve her şeyde olduğu gibi bilimde de sahtekarlıklar olur. Bunun olması, teorinin yanlış olduğunu göstermez. Aynı bir hadisin sahih olmamasının tüm hadislerin yanlış olduğunu veya İslam'ın hepten yalan olduğunu göstermeyeceği gibi.

Kaldı ki yüzbinlerce "sahih" fosil mevcuttur. 3-5 tanesinde sahtekarlık yapıldı diye tüm bu fosillerin sahte olduğu söylenemez.

NOT: Ben yazdıklarımı hiç bir yerden kopyalayıp yazmıyorum. Yazdıklarım eğitimini aldığım mesleğin sonucudur. Ayrıca, her iddiayı okur öğrenirim. Propaganda sitelerindeki yazıları, mesajları alıp kopyalayıp yapıştırmam. Bilimsel kaynakları, kitapları, makaleleri okurum.

Sormuşsunuz, kendini üstün deha, karşındakini gerizekalı mı sanıyorsun diye... Estağfirullah niye öyle sanayım. Benim derdim zekayla değil, bilgiyle...Deha da olsanız yazdığınız yanlışsa yanlıştır. Bunu araştırıp öğrenmeden kulaktan dolma bilgiyle yazıyorsanız doğrusu önünüze konulduğunda da sonucuna katlanırsınız.

Benim kimsenin inancıyla bir derdim yok... isteyen istediğine inanır veya inanmaz. Ama kimsenin de yalan yanlış bilgilerle başkalarının aklını çelmeye, yanlış fikirler empoze etmeye hakkı yoktur. Sen insanın çamurdan yaratıldığını mı kabul edersin, ne mutlu sana... ama senin gibi düşünmeyen bilime yanlış diyemezsin. Bu hakkın yok.

****************

şu an çok büyük kimyasal labaratuarlarda bile en gerekli koşullarda havasız veya sıcaklık ortamı ve enzimler sağlansa bile tam anlamyla çalışan bir doku oluşturulamıyor yani bilinçli olarak yapılamayanın tesadüfi olarak yapıldığını düşünmek de çok makul gelmiyor ...

Değerli arkadaşım, bu söylediğiniz taa 18. yüzyılda yaşamış Paley isimli bir din adamının "kör saatçi" analojisidir. İddiaya göre yolda bir saat bulsanız bunun kendiliğinden tesadüfen oluşmuş bir mekanizma olamayacağını, muhakkak birisi tarafından yapılmış olması gerektiğini düşünürsünüz. Ancak evrim tesadüfi veya planlı bir süreç değildir. Adım adım ve milyarlarca yılda bir merdivenin basamakları gibi üste tuğla konularak işleyen bir süreçtir. Hiç bir canlı durduk yerde tesadüfen daha karmaşık başka bir canlıya dönüşmez.

Sizin doku dediğiniz şey çok çeşitli hücrelerden oluşmuş bir yığındır. Bu hücrelere tek tek bakarsanız tek hücreli bir mikroorganizmayla benzer yapıdadır. Yani bir canlının temel yapı taşı hücredir. O zaman atomlar bir araya gelip tesadügen insanı mı oluşturdu demek yerine dokular bir araya gelip insanı,hücreler bir araya gelip dokuları mı oluşturdu demek gerekir. Peki hücreler nasıl oluştu sorusu da bir önceki basamaktır. Yani hücrelerin moleküllerden oluşması, dokuların hücrelerden oluşması, bedenin dokulardan oluşması üstüste konulan tuğlalardır. Buna "tesadüfi" atomların biraraya gelmesi denilmez. Bu çok kaba ve yetersiz bir açıklama olur.

Bugün modern biyoloji, her bir molekülün oluşması, bir araya gelmesi, mikro canlıları oluşturması, mikro canlıların bir araya gelerek daha karmaşık canlıları oluşturması aşamalarını tek tek çözümlemektedir. Öyle ki, sıradan bir tek hücreli canlıda çeşitli parçaların farklı mikro canlılardan geldiği bile gösterilmiştir.

Daha önceki bir mesajda hücre içindeki MİTOKONDRİ denilen bir yapıdan bahsedilmişti. Hücrenin bir parçası olan mitokondrinin kendi DNA'sı olan ve kendi kendine çoğalabilen ama hücre içinde yaşayan, farklılaşmış bir mikroorganizma olduğu bugün bilinen bir gerçektir.

Hiç bir şey göründüğü kadar basit değildir.
 
İnsanın yaratılışına tesadüf diyenler, İnsanın yaptığı robotlara ya da İcaatlara Akıllı Tasarım diyor.. gerçekten İlginç..
 
tanrı Türkçe bir kelimedim ural altay dil grubu allah arapça dır. dil kirliliği hatta biz buna dil kültür emperyalızmı dıyoruz dost
 
MeTePe

dostum miller deneyinde hayali farzı misal bir atmosfer oluşturmuş( evrenin var olduğu ilk anda veya yakın geçmişinde var olan atmosfer değil ) oluşturduğu bu atmosferde basit bileşikli bir iki molekülün oluşlabileceği bir tarzda atmosferdir.sana deneyi ve sonuçlarını tekrar anlatacak değilim..google miller deneyi fiyaskosu,yanılgıları,kesinliği,geçerliliği v.s gibi bir kaç cümle yaz..sana zıt görüşleri de oku derim.

senin en büyük problemin kapalı olman.
farklı görüşlere kapalısın.
o kadar kapalısın ki,kendi inandığın gerçeğin dışında hiç birşey okumamışsın.
farzı misal sabahtan akşama kadar evrim ağacı okumuşsun.Ama fazlası değil.

ben ünivlere evrimciler yerleşti derken,türkiyedeki ünivlere demedim zaten..cümleyi birdaha oku.
dünyadaki bütün ünivlere çöreklenmişler malesef.ve bu bir gerçek sen istediğin kadar inkar et.
bunu sadece ben söylemiyorumki...bir bilim adamı,biyoloji prof yazısını okumuştum hatta..evrimci olmadığı için kapıların nasıl suratına kapatıldığı...v.s v.s..sende oku sende öğren.

bu arada bu istatistik nereden çıktı...
bende kendi istatistiğimi yayınlıyorum..yapılan bir arşt göre ünivlere %98 evrimci prof çöreklenmiş ve evrimci olmayanlara malesef kapılar kapatılmıştır..aksini ispatla..

bu arada gönderilerin teknik olmasın lütfen ..sokak dili kullan.
aksi takdirde mesai saatleri içinde okumak hem çok sıkıcı hemde zaman kaybı.

ayrıca biryerlerden toplama,kopyala yapıştır olduğu çok bariz.
üşenmeden sıkılmadan bu kadar teknik cevapları her defasında ayrı ayrı vermen pek akla yatmadı.

ha tabiki arada sana ait cümleler var..yanlış anlaşılmasın.
bu arada tebrik ederim..kendini epey geliştirmişsin.
ama ben cidden sıkılıyorum.

miller deneyini kendin oku.
ben nebraska yazmış olabilirim. bak doğrusunu sen söyledin piltdown adamı.

Piltdown Adamı (Latince: Eoanthropus dawsoni) 1912 yılında Uckfield, East Sussex, İngiltere'de ortaya çıkarıldığı iddia edilen sahte kafatası ve çene kemiği fosili. Fosili bulduğunu açıklayan kişi amatör arkeolog ve koleksiyoncu Charles Dawson'du, bulunduğu iddia edilen türün Latince adı, onun soyadından türetildi. Bilim insanları başlangıçta fosilin o güne kadar bilinmeyen erken dönem bir insan türüne ait olduğunu düşündüler. Ancak zamanla fosilin gerçekliği konusunda tartışmalar arttı. Özellikle paleontologlar ve evrim biyologları Piltdown Adamı'na kuşkuyla yaklaştı. 1953'te Piltdown Adamı'nın bir sahtekârlık olduğu kesinlikle ortaya kondu, kafatası modern bir insana, çene kemiği ise bir orangutana aitti. Kafatası, eski görünmesi için bir demir çözeltisine ve kromik aside batırılmıştı. Çene kemiği, yaklaşık 500 yıllık bir orangutan fosiline aitti.

Piltdown Adamı, tarihteki en ünlü ve önemli sahteciliklerden biridir.[kaynak belirtilmeli] Zira ortaya atıldığı andan itibaren insanın evrimi konusuna büyük ilgi çekmesine rağmen, sahte olduğu ancak 40 yıl kadar sonra kanıtlanabilmiştir.

vikipedi den kopyalandı.


neyse uzun uzun yazmak isterdim..seni caner taslamana havale ediyorum..

saygılar..

antandros
tanrı,birden fazla tanrıyı ifade eder..budistlerin,hinduların binlerce tanrısı,kabenin eski tanrıları gibi.
çok anlam ifade eder.

ama allah tek.
dünyanın neresine gidersen git.
allah denildiğinde anlaşılan şey allahtır.
ama tanrı dediğinde ,hangi tanrı? budistlerin tanrıları mı? hinduların tanrıları mı? yoksa isevi lerin 3 lemesi mi? yada eski kabe tanrıları mı? Hangi tanrı?
 
Son düzenleme:
arkadaş durup durup yazıyor bütün evrimciler toplanmış beraber mi yazıyorlar bir önceki yazıda sizde hücreyle virüsü kıyaslayıp o zaman virüs olmaz gibi iddanız vardı yani hürenin bölünüm aşamasında geçirdikleri hazırlık aşamasını sırf kendinizi ispatlamak için virüsle kıyasladınız ama vrüs hücresi ele geçirerek ilerler sonasında gene bölünme aşamasında hazırlık aşamasını bekler fakat şimdi mitokondiriye döndünüz evrimin oluşum zinciri içerisinde ilerleme sürecini ne bilinçli ne bilinçsiz bir yapıya benzettiniz oluşumda ne her halükarda olması gerekir diye yani sırf tezinizi desteklemek için çıkarım yaptınız ben oluşum şartları bilindiği gerekli enzimler bilindiği gerekli herşey uygulandığı halde o hücrelerin birleşip doku oluşturamadığını söylüyorum siz bana evrim çok daha farklı olduğunu idda etmek için tek hücreli canlıların mitokondri değişiminden bahsediyorsunuz ... yani ben diyorum bana organ oluştur en iyi şartlarda siz virüs bakteri tek hücreli gibi basit yapıların rahatça bölünmesinden örnek veriyorsunuz ... neyse bu konuşmayı uzatmak istemiyorum belli ki bilim dahi tezinizi çürütse ki çok fazla evrimle ilgili tezlerde var ama siz hani bunu bilim tanrısının vaazı gibi elinize almışsınız vazgeçemiyorsunuz da malesef çoğu bilim adamının desteklemesi gibi bir durum doğru yada yanlış yapmaz aksi ispat edilemediği sürece doğru olduğu kabul edilebilir (kesinde değil ) düşünüldüğü için teoridir fakat bundan bir kaç yy önce bilinmeyen bir çok şey öğrenildi elektro manyetik teorileri gibi bundan birkaç yy sonra da çok şey öğrenilir ve teziniz çürütüleilir kaldı ki bilim sizin gibi doğru kabul ederek ilerlemez yanlış olamaz mı der sorgular ve kendi teoremini ortaya koyarak ilerler ... siz bunu bilim tanrısının vaazı olarak karşı tarafa kullanmayı sevdiğiniz için tanrı ve engelliler başlığı içinde kullanmışsınız ama kesinliği ispatlanmamış teori olan bir şeyi ancak kendiniz doğru kabul edip ilerleyebilirsiniz bu konuda bu doğru deyip gestapo gibi bilim dayatması yaparak ancak kendi fikrinizi dikte etmiş olursunuz evet ben de hala inanmıyorum kanun hükmünde de değil inanmak gibi bir zorunluluk da bilim dünyasında dahi yok inanmak desteklemek isteyen destekler ... Avrupadakilerin daha fazla desteklemesinin sebebi de sizin de yaptığınız gibi bilim tanrısının diğer dinleri çürütmeye çalıştığını bildikleri bu teoremi kabul ederek varsayımsal koşullanmaya gidilir aaslında yani rönesans öncesinin intikamını almak için kullanılan argümandır ...
 
MeTePe

şartlı refleks.... :)
bende boğaz içinde öğretim görevlisi biriyle tesadüf eseri arkadaş ortamında tanışmıştım.vallahi,cidden( sallamıyorum yani )
hatta epeyce bişiler içip sohbet ettik.
adamı daha sonra tv de görmüştüm.
ahh bi adını hatırlasam yazacğım.
adam genetikçiydi...ama arkadaş ortamında evrimi yerin dibine soktu çıkardı..hatta kendisi de söylemişti..malesef evrimci olmazsan veya öyle görünmezsen kapılar yüzüne kapanır..çünkü ünivler istila altında diye.

biridaha var,
sabancı üniv genetik..oda tam bir evrim düşmanı..namazında niyazında bir genetikçi..

sen istediğin kadar inkar et,,ama malesef ünivler evrimcilerin istilası altında..ve evrimci olmayan bilim adamlarına yer verilmiyor..
ama değişiyor bu durum..gözlemlerim o yönde..umarım değişir biran önce..
 
İyi güldüm ama şimdi vaktim yok... sonra yanıt yazacağım... Allah da sizi güldürsün... :)
 
Üst Alt