Ben ise verilecek cevapları hiççççççç merak etmiyorum.
Çünkü çok iyi biliyorum ki, insanoğlu kıvırma konusunda uzmandır ve olayı kendi lehine çevirmede ve kendini haklı bulmada son derece yeteneklidir.
Sevgili neptün,
Açıkcası sana hemen cevap yazacaktım sabah yazdığın yazıyı okuduğumda ancak zorunlu olarak gitmem gereken bir yer olduğundan geldiğimde yazmaya karar vermişken, yeni eklentileri gördüm. Dediğim gibi burada konular öylesine hızla değişiyor ki, asıl yazmak istediğin dururken başka bir yöne ister istemez savruluyorsun.
Gitmek zorunda olmayıp yazacaklarımı bunlarla birleştirebilirim de. Onu yapacam zaten.
Bir konu da anlaşalım;
İlk sayfalarda dediğim bir şey vardı. Hatırlatmak isterim. Cinsellik bizde hala çok fazla konuşulan bir konu olmadığı halde ve işin içine ahlak erdem gibi kavramlarla konuya yaklaşırken, birden bire okunma rekorları kırma sebebinin üzerinde durulması gerekiyor.
Bir yerde bir konuya böylesine küfürler, böylesine tehditler, böylesine kınamalar varsa o yerde aynı zamanda gizli bir heyecanla meraklanma ve konuyu öğrenme ve içinde olma duygusu da vardır. En fazla kükreyenler her zaman en çok endileşendiklerim arasındadır.
Bir konuya tepki çeşitli şekillerde verilir, insanca olanı kendi fikrini söylerken, karşındakini kabul etmesende yok saymamaktır. Bu yapılıyorsa ben kahramandan değil, ona saldıranlardan korkarım.
Şimdi madem bu kadar açık ve net bir şekilde konuşuluyor bizde açık ve net olalım o zaman. Gerçi her zaman net olduğum söylenebilirde biraz daha dilimi sivritebilirim anlamında diyorum bunu.
Gerçekten bu sitede son derece aklı başında ve çok ama çok değer verdiğim bir sürü sakat arkadaşım var. Kimsenin alınmayacağını, ümit ederek yazmaya başlıyorum.
Sana diyecektim ki sabah yazabilseydim;
Kendimi bildiğimden beri sakat tanıdıklarım arkadaşlarım ve dostlarım oldu. Özellikle bu siteye üye olduktan sonra tanıdıklarımın sayısında da artış oldu doğal olarak. Kabul etmeliyim ki, burada tanıdıklarım, yazılarını okuduklarım, sohbet odasında konuşmalarına denk geldiklerim sonucunda durumun tahmin ettiğimden çok daha vahim olduğunu gözlemledim.
Son zamanlarda engellilerin eğitim durumlarıyla ilgili araştırma yaparken çok kapsamlı bir araştırmayı da sürdürmek zorunda kaldığımda ortaya ilginç sonuçlar çıkıyordu.
Her şeyden önce engellilerin büyük bir kısmı eğitim konusunda son derece kötü durumda oldukları gibi ekonomik açıdan da aynı kötü sonuca sahipler. Büyük bir çoğunluğun iş güvencesi, sağlık güvencesi vs. gibi insan haklarının temelini oluşturan konularda dipte olduğu bir gerçek.
Toplumda da engellilerle ilgili bir sürü şey yaşanılırken, engellilerin büyük bir çoğunluğunun içsel dünyalarında da sağlıklı olmadığı ortaya çıkıyor.
Cinsellik gibi son derece önemli bir konu da onlara göre normal insanlar bir çok şey yaşarken cinselliği kendi sakatlıkları sebebiyle yaşanmamasını normal bile karşılıyorlar. Büyük bir çoğunluğu evlilik öncesi bir cinsel deneyimi bırak iki cins arasındaki yakınlaşmayı bile yaşamamış.Son derece romantik olarak adlandırılan el ele tutuşmayı dahi yaşamayan üyelerimiz var.
Doğal olarak bu site özellikle sohbet odası, insanların karşılıklı olarak tanışmasına vesile olurken en uçuk şekliyle platonik ilişkileri yaşarken, sanal ortamda birbirlerine duydukları sevgi aşk gibi kavramlarla yaşanılmamış gerçeklerini yaşamaya çalışıyorlar.
Kendini önemseyen gerçekten birey olabilmeyi başarabilmiş engelli arkadaşlarımızın dünyasında bile zaman zaman dalgalanmalar olurken, genel anlamda büyük bir çoğunluk aç ve susuz bir biçimde arayış ve saldırı peşinde.
İşte bu kendini bilen arkadaşlarımız her yere sızabilen yanlışların etkisiyle devoteelerde dahil olmak üzere bir sürü hayal kırıklığı yaşarken burada bu konunun tartışılması esnasında benim devoteeliğe karşı duruşumun kökeninde yara almış arkadaşlarımız vardır.
Öte yandan bir çok yerde engellilerin bu durumunu çok iyi bildiğimden aslında devoteeliğin tanrı tarafından oluşturulmuş bir olgu olup olmadığını sorarken, kendi öz benliğinin farkında olmayan ve sakatlığı sebebiyle zaten bir sürü olumsuzluk yaşayan engellilere ilaç gibi gelebilir mantığını da unutmadığımdan devoteelere karşı hem iyi duygular hem de olumsuz duygular barındırıyordum.
Doğru olan nedir?? Doğru sadece bir tanemidir?
Bu sebeple devoteeliğin ister sapıklık ister sapıklık olmasın kesin bir tanımının ister bilimsel ister ahlaki, ne dersen de var olan bu yaşanılmışlığı değiştiremeyeceğini bildiğimden sessiz çığlıklar atıyordum.
Sessiz çığlıklar duyulmaz biliyorum ama elimde değildi.
Bu üyemize ne denir bilmiyorum.
Deseki, kardeş ben sakatım, bir çok kez bir çok kişi tarafından red edildim( Ki öyle olduğundan eminim ) ama insanım ben, cinsel güdülerimi durduramıyorum ve bunun yaşanılmasına ihtiyacım var, benim ihtiyacımı gideren bu olguyu kutsuyorum....
İnan saygı duyarım.
Ama böyle yapılmadığı için son derece çirkin ve ahlaksızca buluyorum bu durumu. Sen günlerce aylarca bas bas bağıracaksın, sonra kendi işine geldiğinde ters yöne çevirecek ve birde yine sapık tır diyeceksin. Öyleyse kardeş sen sapığın önde gidenisin.
Bu arada devotee olan arkadaşımız istismar ediliyor mu?
Hiç sanmıyorum. Onun burada olma nedeni bu zaten. Bir sakatla cinsel ilişki yaşamak. Bu sebeple zorlama olmadığından istismar edilmediğine eminim. Duyguları falan da zedelenmez bana göre. Bir incinme de yok.
Ancak emin olduğum durumun gittikçe vahimleştiği ve çirkinleştiği.
Çok daha fazla devotee olduğundan eminim, çok daha fazla bu tarz yaşanılmışlıkların yaşanıldığından eminim.
Burada en büyük sorun, kendisini bilen ve gerçek anlamda birey olabilmiş engelli arkadaşlarımızında zaman zaman saldırıya uğramalarıdır. Ancak onlar da bilinçlendi artık, kendi mücadelelerini verebilecek güçteler zaten.
Ahlaksızlığın sakatı normali olmaz.