Burası toplu blog gibi oldu.
Bu sefer de bazı arkadaşların yazdıklarından yola çıkarak tümdengelim yapmak istiyorum. Bu arada bazı arkadaşlardan alıntılar yapacağım, ama amacım onlara sataşmak ya da fikirlerinin yanlış olduğunu göstermeye çalışarak sürtüşme çıkartmak değil. Kavramları biraz abartıp esneterek hep beraber düşünmemizi sağlamak. Yanlış anlamasınlar ve kusura bakmasınlar.
Ayrıca genel olarak erkeklerden yola çıkacağım, bunun nedeni ise kadınsı süreçler hakkında ayakları yere basan yorumlar yapamayacağımı düşünmem. (Freud bile böyle düşünmüş, benim ne haddime )
Peki bu psişik süreçlerin farkında olp olmamamız neden bu kadar önemli? Ayrıca bu psişik süreçlerin standart ilişkilerde nasıl yürüdüğünü nereden biliyoruz? Bir devoteenin psişik süreci sadizmden mi yola çıkar? Peki o zaman ufak tefek kadınlardan hoşlanan erkekler neden sadist değildir? Peki kadının hüzünlü bir yüzü varsa? Sağlıklı ve buğday tenli olmayan soluk renkli kadınlar onu çekiyorsa? Bir kadının hayat karşısında zayıf düşmesi, kendini tutamayıp ağlaması birden ilgisini çekmişse, ona karşı ruhsal bir çekim hissetmişse? Bunlar neden sadist değil? Bu erkeklerin psişik süreçleri nereden yola çıkmış?
Peki diyelim ki bu erkek hiç birinden değil de 90-60-90 bir kadından hoşlandı ve beraberlik yaşamaya başladılar. Eğer istiyorsanız da evlendiler. Psişik süreci tamam yani. Ya da acaba tamam mı? Ya adam sadece misyoner pozisyonunda beraberlikten hoşlanıyorsa? Yoksa sadist olmasın? Peki altta kalmayı seviyorsa? Mazohist mi acaba? İkisini de istiyorsa? Sadomazo? Ya diz dirsek pozisyonunu seviyorsa? Sarıkız sendromu!!! Kezzap nerede?
Ben bu psişik süreçleri anlamlandıramadım doğrusu. Ama anladığım şu, eğer bir cinsel birliktelik yaşarken karşımdaki insan yerine onun psişik sürecini düşünürsem kaç kutu viagra içersem içeyim fayda etmez.
Tamam psikiyatriste soralım. Ama bu iş matematik gibi mutlak sonuçlu mu, nasıl güveneceğiz? Neden en yüksek boşanma oranları psikiyatristlerde? Psişik süreçleri önceden hesaplayamamışlar mı? Neden en yüksek intihar oranları onlarda? (ABD verileri) Tam psişik olmak için mi? Neden bazıları masturbasyonu bile sapma olarak nitelendirirken bazıları en uç sapmaları bile tercih olarak nitelendiriyorlar?
İyi, tamam, sokağa çıktık ve tabelasını ilk gördüğümüze sorduk ve inandık. Diyelim ki ben uzun saçtan hoşlanıyormuşum. Ben farkında değilmişim ama bu bir sapmaymış, ben aslında çalı süpürgesine cinsel istek duyuyormuşum ve eşimi bunu simgeleyen bir cinsel obje olarak görüyormuşum. (Psişik sürecin farkında da değildim ki) O zaman ne yapacağım? Gidip tedavi mi olayım? Tedavisi var mı? Tedavi başarısız olursa ne yapayım? Kendimi toplumdan mı soyutlayayım? Ya da bir hapishanenin kapısı çalıp "Ben, ben bir sapıkım, bbeni hücreye atın ve hiç çıkartmayın" mı diyeyim? Peki eşim de uzun saçın beni uyardığından hoşnutsa? O zaman ayrılıp bunları dünyanın iki ucunda mı yapalım?
Peki bugüne kadar tedavi edilmiş eşcinsel gördünüz mü? Bazı ülkelerde hala ölüm cezası uygulanmasına rağmen neden hala tedavi olmuyor ya da edilemiyorlar? Yoksa bizim bu cinsel sapma dediğimiz davranışlar gerçekte hastalık değil de insan ruhunun çeşitliliğinin farklı tercihleri ve yönelimleri olmasın? Peki o zaman ne yapacağımıza sevgili KanatlıTırtıl'dan alıntı yaparak devam edelim:
İstemediğimiz ruhsal farklılığı olanları bir kenara mı koyalım? Onları afişe mi edelim de millet tanıyıp uzak dursun? Önce tedavi etmeye çalışalım olmassa da toplumdan mı soyutlayalım? Bir daha yapmasınlar diye bir yerlerine kezzap mı dökelim?
Peki nasıl olursa olsun uygun bir şekilde hallettik ve rahat ettik. Sevgili KanatlıTırtıl, şimdi bütün samimiyetimle soruyorum, ruhsal farklılığı olanları ortadan kaldırdıktan sonra sıra fiziksel farklılığı olanlara gelmez değil mi?
Daha önce de dediğim gibi amacım kavramları biraz çekiştirip düşünmemizi sağlamak, kimseye sataşmak değil. Bunun için de samimiyetlerine güvendiğim arkadaşların yazılarını kullandım, umarım kızmazlar.
Asıl konuya gelelim; Peki neden devoteeliğe bu kadar tepki oldu? Bu tepkinin de bir psişik süreci var. Bence bu tepkinin nedeni kimi zaman engellilerin bir kısmının da toplumun bir kısmı gibi düşünmesi, yani engele negatif gözle bakması. Negatif bir özelliğe beğeni ile yaklaşan birisinin de ancak negatif bir kişiliğinin olabileceğini düşünmesi. Bu tepkinin nedenini ben böyle anlamlandırabildim. Ama bu anlamlandırma devoteelik kavramı üzerine, devoteeler üzerine değil. Ayrıca doğru da olmayabilir, zamanla daha da değişebilir. Devoteeler hakkında ise bir fikir sahibi olabilmem için daha uzun bir süreç ve daha fazla devotee yazısı okumam gerekiyor.
Hım, peki benim fikrim ne? Kısaca benim tercihlerim kimseyi ilgilendirmediği gibi ne devoteelerin ne de diğer insanların tercihleri de beni ilgilendirmiyor. İki yetişkinin kendi arasında yaşadığı herşey kendilerine aittir ve dışarıdakilere söz hakkı düşmez. Eğer düştüğünü söylerseniz o zaman başka insanların da sizin hakkınızda söz sahibi olduğunu ve hayatınıza karışma hakkı olduğunu kabul etmiş olursunuz, bu iş tek taraflı işlemez yani, ama tercih size ait tabii.
Eğer beni ilgilendirmiyorsa neden bu yazı farklı cinsel tercihleri destekleyen tarzda oldu? Bunu bu yazıyı yazarken düşündüm ve nedenini KanatlıTırtıl'a verdiğim cevabı yeniden okuyunca daha iyi anladım; Ben tutucu değilim. Neden tutucu değilim diye düşündüm, tutucu olmak kötü mü? Pegasus'un dediği gibi çağlar boyu bizi felaketlerden korudu mu? Belki korumuştur belki de korumamıştır, nereden bilebiliriz ki? Ama diyelim ki korudu, aşırılıkları törpüledi, farklılıkları ortadan kaldırdı, standart bir süreci sağladı. Ama tutuculuk tutuculuktur, sınırları kesindir, farklılık seçimi olmaz, sadece sizin istediğiniz farklılığı ortadan kaldırmaz, önemli olan çoğunluktur, sizin için negatif olan farklılıklar ortadan kalkar ama bir de bakarsınız ki sizin için pozitif olan farklılıklar da ortadan kalkmış. Bu bana göre değil, ben farklılıklara toplumsal olarak değil bireysel olarak karar vermek isterim. Ama her konuda olduğu gibi bunda da tercih sizin tabii.
Selamlar, sevgiler.
Bu sefer de bazı arkadaşların yazdıklarından yola çıkarak tümdengelim yapmak istiyorum. Bu arada bazı arkadaşlardan alıntılar yapacağım, ama amacım onlara sataşmak ya da fikirlerinin yanlış olduğunu göstermeye çalışarak sürtüşme çıkartmak değil. Kavramları biraz abartıp esneterek hep beraber düşünmemizi sağlamak. Yanlış anlamasınlar ve kusura bakmasınlar.
Ayrıca genel olarak erkeklerden yola çıkacağım, bunun nedeni ise kadınsı süreçler hakkında ayakları yere basan yorumlar yapamayacağımı düşünmem. (Freud bile böyle düşünmüş, benim ne haddime )
Sevgili Baben, aşkta onur kavramı tam olarak nedir? Şarkıda sözü edilen süreç yalnızca standart beraberliklerde mi gerçekleşebilir? Ya da bunu devotee dışı beraberlik veya cinsel çekimlerde düşünürsek onursuzluk nasıl olmaktadır? Eşcinsel aşk onursuz mudur? Peki heteroseksüel "normal" beraberliklerde eğer taraflar fazla seçiciyse, yani bir erkek kadının yüzünün güzel olmasını ya da vücudunun bazı kıvrımlarının daha da kıvrımlı olmasını tercih ediyorsa ve beraberlik yaşamak için böyle kadınlara çekiliyorsa bu onursuz olma potansiyeli taşıyan bir aşk mıdır? Peki o zaman bir aşkın onursuz olmaması için kadınların genel olarak lanse edildiği şekilde 90-60-90 ve IQ seviyesi düşük ama saçlarındaki sarı renk seviyesinin yüksek olması mı gerekiyor? Ya da bu bile değil, bir erkeğin herhangi bir şekilde fiziksel özellik aramaması mı gerekiyor? Ama o zaman benim aklıma, ağzı açık, dili dışarıda, elleri bel seviyesinde, avuçlarını karşıya açık olarak çevirmiş ve parmaklarını açıp kapayarak "dişi" kelimesi dışında herhangi bir fizksel özellik gözetmeyen onur abidesi erkekler geliyor.Baben' Alıntı:Şimdilik Sezen Aksu'nun muhteşem şarkısının sözleri ile bitirmek istiyorum:
Pegasus' Alıntı:Zira bu şekilde hassas bir konunun ortaya çıkmasına yol açan psişik faktörleri bu arkadaşımızın bile bilemeyeceğini üşünüyorum........
....... bu eğilimle karşınızdakinin fiziksel eksikliğinden neden zevk alabildiğinizi bu insanların çaresizliğinin sizde gizli bir haz uyandırması nedeniyle gerçekleşebilir ki bunu sadizmin farklı bir varyasyonu sayabiliriz........
Peki bu psişik süreçlerin farkında olp olmamamız neden bu kadar önemli? Ayrıca bu psişik süreçlerin standart ilişkilerde nasıl yürüdüğünü nereden biliyoruz? Bir devoteenin psişik süreci sadizmden mi yola çıkar? Peki o zaman ufak tefek kadınlardan hoşlanan erkekler neden sadist değildir? Peki kadının hüzünlü bir yüzü varsa? Sağlıklı ve buğday tenli olmayan soluk renkli kadınlar onu çekiyorsa? Bir kadının hayat karşısında zayıf düşmesi, kendini tutamayıp ağlaması birden ilgisini çekmişse, ona karşı ruhsal bir çekim hissetmişse? Bunlar neden sadist değil? Bu erkeklerin psişik süreçleri nereden yola çıkmış?
Peki diyelim ki bu erkek hiç birinden değil de 90-60-90 bir kadından hoşlandı ve beraberlik yaşamaya başladılar. Eğer istiyorsanız da evlendiler. Psişik süreci tamam yani. Ya da acaba tamam mı? Ya adam sadece misyoner pozisyonunda beraberlikten hoşlanıyorsa? Yoksa sadist olmasın? Peki altta kalmayı seviyorsa? Mazohist mi acaba? İkisini de istiyorsa? Sadomazo? Ya diz dirsek pozisyonunu seviyorsa? Sarıkız sendromu!!! Kezzap nerede?
Ben bu psişik süreçleri anlamlandıramadım doğrusu. Ama anladığım şu, eğer bir cinsel birliktelik yaşarken karşımdaki insan yerine onun psişik sürecini düşünürsem kaç kutu viagra içersem içeyim fayda etmez.
Tamam psikiyatriste soralım. Ama bu iş matematik gibi mutlak sonuçlu mu, nasıl güveneceğiz? Neden en yüksek boşanma oranları psikiyatristlerde? Psişik süreçleri önceden hesaplayamamışlar mı? Neden en yüksek intihar oranları onlarda? (ABD verileri) Tam psişik olmak için mi? Neden bazıları masturbasyonu bile sapma olarak nitelendirirken bazıları en uç sapmaları bile tercih olarak nitelendiriyorlar?
İyi, tamam, sokağa çıktık ve tabelasını ilk gördüğümüze sorduk ve inandık. Diyelim ki ben uzun saçtan hoşlanıyormuşum. Ben farkında değilmişim ama bu bir sapmaymış, ben aslında çalı süpürgesine cinsel istek duyuyormuşum ve eşimi bunu simgeleyen bir cinsel obje olarak görüyormuşum. (Psişik sürecin farkında da değildim ki) O zaman ne yapacağım? Gidip tedavi mi olayım? Tedavisi var mı? Tedavi başarısız olursa ne yapayım? Kendimi toplumdan mı soyutlayayım? Ya da bir hapishanenin kapısı çalıp "Ben, ben bir sapıkım, bbeni hücreye atın ve hiç çıkartmayın" mı diyeyim? Peki eşim de uzun saçın beni uyardığından hoşnutsa? O zaman ayrılıp bunları dünyanın iki ucunda mı yapalım?
Peki bugüne kadar tedavi edilmiş eşcinsel gördünüz mü? Bazı ülkelerde hala ölüm cezası uygulanmasına rağmen neden hala tedavi olmuyor ya da edilemiyorlar? Yoksa bizim bu cinsel sapma dediğimiz davranışlar gerçekte hastalık değil de insan ruhunun çeşitliliğinin farklı tercihleri ve yönelimleri olmasın? Peki o zaman ne yapacağımıza sevgili KanatlıTırtıl'dan alıntı yaparak devam edelim:
Senin önerin nedir?KanatlıTırtıl' Alıntı:"Alan satan razıdır iş bitmiştir" mantığını kullanarak sorun çözüldü mü yani? Karşılıklı tatmin olunan belki yüzlerce sapkın icraatı da bu formülle çözüp, bu insanları da sıradanlaştıralım mı?
İstemediğimiz ruhsal farklılığı olanları bir kenara mı koyalım? Onları afişe mi edelim de millet tanıyıp uzak dursun? Önce tedavi etmeye çalışalım olmassa da toplumdan mı soyutlayalım? Bir daha yapmasınlar diye bir yerlerine kezzap mı dökelim?
Peki nasıl olursa olsun uygun bir şekilde hallettik ve rahat ettik. Sevgili KanatlıTırtıl, şimdi bütün samimiyetimle soruyorum, ruhsal farklılığı olanları ortadan kaldırdıktan sonra sıra fiziksel farklılığı olanlara gelmez değil mi?
Daha önce de dediğim gibi amacım kavramları biraz çekiştirip düşünmemizi sağlamak, kimseye sataşmak değil. Bunun için de samimiyetlerine güvendiğim arkadaşların yazılarını kullandım, umarım kızmazlar.
Asıl konuya gelelim; Peki neden devoteeliğe bu kadar tepki oldu? Bu tepkinin de bir psişik süreci var. Bence bu tepkinin nedeni kimi zaman engellilerin bir kısmının da toplumun bir kısmı gibi düşünmesi, yani engele negatif gözle bakması. Negatif bir özelliğe beğeni ile yaklaşan birisinin de ancak negatif bir kişiliğinin olabileceğini düşünmesi. Bu tepkinin nedenini ben böyle anlamlandırabildim. Ama bu anlamlandırma devoteelik kavramı üzerine, devoteeler üzerine değil. Ayrıca doğru da olmayabilir, zamanla daha da değişebilir. Devoteeler hakkında ise bir fikir sahibi olabilmem için daha uzun bir süreç ve daha fazla devotee yazısı okumam gerekiyor.
Hım, peki benim fikrim ne? Kısaca benim tercihlerim kimseyi ilgilendirmediği gibi ne devoteelerin ne de diğer insanların tercihleri de beni ilgilendirmiyor. İki yetişkinin kendi arasında yaşadığı herşey kendilerine aittir ve dışarıdakilere söz hakkı düşmez. Eğer düştüğünü söylerseniz o zaman başka insanların da sizin hakkınızda söz sahibi olduğunu ve hayatınıza karışma hakkı olduğunu kabul etmiş olursunuz, bu iş tek taraflı işlemez yani, ama tercih size ait tabii.
Eğer beni ilgilendirmiyorsa neden bu yazı farklı cinsel tercihleri destekleyen tarzda oldu? Bunu bu yazıyı yazarken düşündüm ve nedenini KanatlıTırtıl'a verdiğim cevabı yeniden okuyunca daha iyi anladım; Ben tutucu değilim. Neden tutucu değilim diye düşündüm, tutucu olmak kötü mü? Pegasus'un dediği gibi çağlar boyu bizi felaketlerden korudu mu? Belki korumuştur belki de korumamıştır, nereden bilebiliriz ki? Ama diyelim ki korudu, aşırılıkları törpüledi, farklılıkları ortadan kaldırdı, standart bir süreci sağladı. Ama tutuculuk tutuculuktur, sınırları kesindir, farklılık seçimi olmaz, sadece sizin istediğiniz farklılığı ortadan kaldırmaz, önemli olan çoğunluktur, sizin için negatif olan farklılıklar ortadan kalkar ama bir de bakarsınız ki sizin için pozitif olan farklılıklar da ortadan kalkmış. Bu bana göre değil, ben farklılıklara toplumsal olarak değil bireysel olarak karar vermek isterim. Ama her konuda olduğu gibi bunda da tercih sizin tabii.
Selamlar, sevgiler.