Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engelimi Seviyorum Çünkü; Projesi

kendi beceriksizliğini ve tembelliğini başkalarına yıkmak konusunda mükemmel yetenekleri olan insanlar arasındasın şu anda. hayatlarında sadece siyah ve beyaz renkler var
Tam komedi.Yahu böyle bir kanıya nasıl vardınız anlamıyorum ki.Benim hayatım bir gökkuşağı gibi renge renktir.Senin bundan haberinin olmasını beklemek yazdığın yazı kadar abestir...
Alt tarafı bir film izlemiş etkisinde kalmış gelmiş burada hadi engelimizi sevelim diyor.Ben seviyorum sizde sevin diyor.Yok kardeşim sevmiyorum onu diyorum.Bu kez sen karamsarsın yada yukarıda alıntıladığım gibi alakasız lafı yapıştırıyor sırf yazmış olmak için.
Kardeşim engel senin sen yaşayacaksın bununla sev yada sevme bize ne... Biz sana sevme diyor muyuz?Neden seviyorsun diyor muyuz?
Ve lütfen biri bana bu başlığın amacının ne olduğunu anlatırsa minnettar kalacağım.Diğer engellilere pozitif fikirler mi aşılayacak? Bunun için psikologlar yok mu?İnsan fıtratı gereği her gün pozitif olamaz ki.Engelini sevmekle bir iş mi başarmış oluyor? Yada tam tersi mi?
Hiç kimsenin engeli diğerinden az yada çok değildir.Yaşadıklarını kendinden başkası bilemez.Sizde olumlu etki bırakan bir olgu diğeri için yıkım olabilir.
Şu at gözlüğünüzü çıkarında çevrenize bir bakın pembe hayaller içindesiniz.Gerçek hayata dönün...
 
engelini sevmek değil de onu kabullenip yaşamaya alışmak daha iyi ha bazen engelli olduğuna sevindiği durumlar olur insanın ben de görme engelliyim bazen iyi ki görme engelliyim dediğim durumlar oluyor yani dediğim gibi engelini sevmek değil de onu kabullenip onunla yaşamak yaşamaya çalışmak daha iyi
 
tılsım sana katılıyorum. ilkokuldan bu yana gördüğüm zorlukların haddi hesabı yoktur ama; bu zorluklar benim sorunlara bu da mı başıma gelecekti dememi değil pratik çözümler bulmamı ve kendime uygun hedefler çizmemi sağladı. eşim sakatlar derneğine gider ve bi gün bana fotoğrafçılık kursu var gider misin dedi giderim tabi birşeyler öğrenirim dedim. amacım hem çevre edinmek hem de değişik bir şeyler öğrenmekti. altını çiziyorum ben kitap yazılarını büyüteçle ancak okuyabiliyorum ve fotoğraf makinesini kullanmakta ayar yapmakta ne kadar zorlanabileceğimin farkındayım. kurs ilk zamanlar kursiyer sayısı fazlayken zamanla azaldı. 3-5 kişi kurs sonunda kendilerine fotoğraf makinesi verilecek diye düşünerek gelmiş, 3-5 kişi de iş olanağı sağlanacak diye gelmiş. kursu açanlar siz kendinizi geliştireceksiniz biz aracıyız dediklerinde sayımız 3-5 kişi kaldık.(bırakan arkadaşların fotoğraf makinesini kullanmaya bir engelleri yok yani ne görme ne el..vs) arkadaşlar ayrıca bu kurs birincisi ücretsiz ikincisi saatleri akşamın en uygun saatleri üçüncüsü dernekten araç alıp bizi kurs yerine götürüyor sonra kurs bitince derneğe bırakıyordu. bunlara rağmen nazlananlar kursu derneğe aldırdı uygun bi eğitim yeri olmamasına rağmen. beklentiler bu kadar fazlayken bazı şeyleri insanlar hazır olarak beklerken engellerini bir sorun dert olarak görmeleri normal. çünkü dernekte gördüklerim bunu bir iş bulma aracı ya da fotoğraf makinesi verilme aracı olarak görüyor. fotoğraf çekmenin en iyi ayrıntılarının öğretildiği, yarışmalara katılabilecek kadar iyi fotoğraf çekebilecekleri bir düzeye gelebilme imkanın sunulduğu ve fotoshop programının en iyi şekilde öğretileceği ve bunun sayesinde fotoshop gerektiren işlere başvurabilecekleri gerçeğini düşünselerdi sanırım pozitif bakmış olurlardı.
 
Biraz konuyu akışına bırakayım nereye doğru gidecek diye baktım geç kaldıysam özür dilerim. Bu 1-2 günde diğer sitelerden de olumlu yanıtlar geldi sanırım 8-9 kişi olduk diyebilirim. Tüm bunların neticesinde karar verdim. Projeyi Yga engelsiz merkezine söyleyeceğim. Buradaki değerli düşüncelerinizi de okuyabilirler. Oldu ki kabul etmezlerse 2-3 ay sonra inşallah üniversiteyi İstanbul'da okuyacağım oraya da gider söylerim.

Bazı atışmalar olmuş. Psikolojisi bozuk, kafadan sakat gibi. Bu yorumları doğru bulmuyorum. İnsan kelimesi ünsiyetten türüyor. Yani insan birbiri ile iyi geçinen demek. Ayrıca buradaki amacım engelini sevmeyen insanı illa engelini seveceksin diye bir amacımda yok. Hoca, psikolog filanda değilim. Bir şeyler öğretmeye de çalışmıyorum Sadece düşüncelerinizi almak istedim. Tabi ki zıt düşüncelerde çıkacak. Zıtlıklar çıkmasa kendi hatalarımızı nasıl göreceğiz. Allah hepinizden razı olsun eksik olduğum yönleri gösterdiniz. Farkında olmasanız da yorum yazan herkes projeye desteklemese de katkıda bulunmuş oluyorsunuz. :) Teşekkürlerimi iletiyorum.

Buyucu ablacım bu yazınının cevabı burada vermiştim ek olarak bazı sorularını yukarıda da verdim eksik bıraktığım bir şey varsa yine açıklarım yada özelden de görüşürüz hiç sorun değil.

Konu giderek büyüyor farklı düşüncelerde geliyor. İsterseniz bir saat ayarlayalım gelen kişilerle sohbette oda açıp bol bol konuşuruz.
 
Oda fikri olabilir aslında.ama hafta sonu olursa sevinirim ,tabi arkadaşlarda isterlerse.
 
_suna_ :)

Karınca :) güzel düşünce. ne zaman derseniz hem daha rahat olur. hemde hızlı iletişim olacağından daha çok kendimizi ifade edebiliriz
 
Fikrimizde ve zikrimizde bir Ademoğlu modeli var, 2 güzü, 2 ayağı, 2 kulağı, vesaire .Eğer bunlardan birer tane eksik oldumu engelli oluyoruz, fazla oldumuda engelli oluyoruz.Ademoğlu yaratılışta elleri veya ayakları olmasaydı yine bu konuları konuşurmuyduk ,o zaman mimari yapı insanların rahat edeceği bir şekilde yapılırdı, ona göre evler ona göre araç, ona göre kaldırım, ona göre wc. vesaire.Bizi engelli kılan bedenen eksikliğimizmidir yoksa, zihinlere kazınan düz mantıklamı hayata bakmak.İnsan evini severse, dışardaki, kaldırımları ,wc. leri, otobüsleri severse, işini severse, eşini severse, Belki engelimi seviyorum demezde, belki '''engelimi unutuyorum''' çünkü... der
 
Benim geçen gün başımdan geçen olay Kağıthane Sadabat Piknik Alanında ailecek iftar edelim dedik neyse vel hasıl kelam piknik alanına araç girişi olmasın diye adım boyu kadar sincir germiş (gerizekalılar) belediye neyse güzel bir uygulamamı hayır değil çünkü gel gelelim bi tekerlekli sandalyeli abi geldi yanında insan vardı Allah'tan neyse abi yanında kiki tane abinin yardımıyla sırtta o adım boyu kadar zincirin üstünden geçti şimdi, bu ne engelli ve engel oluşturan şey arasındaki ilişki ben şimdi engeli neden seveyim böyle engel sevilir mi yürüyemezsin duyamazsın anlatamazsın istemsiz hareketler edersin kimse sizi anlamaz hayatın boyunca anlatmaya çalışırsın Kaderimdir Allah vermiştir O'nun verdiiği seve seve çekerim sevmekten kasıt buysa ama engelimi sevebilme olgusu anladığımız bir şeyi sevme gibi bi olaysa kusura bakma sevmiyorum o kadarda kendimi kaybetmedim ayol:);)
 
Yazılanlardan çıkardığım sonuç şu:Engelini sevenler; aslında yaşamayı sevenler.Engelini sevmeyenler ise;yaşamayı sevmek için, mutlaka engelli olmak gerekmediğini düşünenler. Ben engelimi sevmeyenlerdenim.Sebebim ise;fikren olmasa bile,bedenen özgür olamamak. Engelini sevenlere bir sorum olacak. Yaşadığınız hayatı ve engeli,en çok sevdiğiniz insanın(anneniz,babanız,kardeşiniz,evladınız,.... vs.) yaşamasını ister miydiniz?
 
Görüyorum ki bir çok arkadaşımız engeliyle barışık değil..
bu durum da bir çok arkadaşımızın HAYATA pozitif bakmasını engelliyor..
Ben de engelini sevenlerdenim. her ne kadar çevrem bunu ve dolayısıyla beni baş belası :) olarak görse de..

Engelimi seviyorum çünkü;"RAB'bimden bana hediye" ..
Buna sabredersem bana cenneti müjdeliyor.
varsın bu fani hayatta bişeyler eksik kalsın.
Âhirette ki nimetleri düşününce hiç te umurda olmuyor :) ;)
 
buyucu;

Diğer yazdıklarımı da okursanız tek pozitif bakanı görebilirsiniz ..
 
Nes bir şey yaşanacaksa yaşanıyor benim istemem istememem konu diil.annem -babam da elbette benim engelli olmamı istemezdi.olaya kendi boyutumdan,fizik ve ruh açımdan bakıyorum.bende dahil ,engelimi seviyoruz çünki dedik bir kaç arkadaş.elbetteki bu sevgi bu toplumda kolay oluşmuyor.engelli çocuk ,engelli ergen,engelli anne-baba olmak kolay degil.ama inan kendine güvendiğin ,sevdiğin,hayata ne kadar tutunduğunla orantılı herşey.ltf bana kimse kızmasın,çok ağır engelleri anlayabiliyorum ama bu dezavantajken avantaja çevrilebilir.bu hayata ne kadar tutunduğunla ilgili bişi.
 
VİSAL-İ BAKİ;

Bakış açısı farkı; Bize,düşüncelerimize/düşüncelerinize,engelinize/engelimize, dünyanıza ve dahi ahiretinize.

Biz yorum yaparken, yani neredeyse engelini sevmediğini söyleyen herkes aslında hayata pozitif baktığını söyleyen ama engelini sevmediğini söyleyen kişiler. Bu gayet doğal. Yüce Rabbimiz de bilmiyor mu yaşadığımız sorunları, sıkıntıları. Elbet biliyor değil mi. Biz sabretmiyor değiliz, isyan da etmiyoruz. Sadece sevmiyoruz :)
 
engelimi sevmiyorum diye hayattan kopmuş değilizki. aksine, normal bir insanda spontane gelişen olayları, inatla daha fazla çaba, güç, emek vererek yaşıyoruz. yaşam alanımız 1 metrekare olmasına rağmen. kimimiz arabasıyla, kimimiz sandalyesiyle, kimimiz bastonuyla vs. bu alanı genişletiyoruz. tek farkımız pembe gözlüklerle bakmıyoruz hayata. hayatın gerçekleriyle yaşıyoruz.
hayatın gerçekleri ise. bu sakatlığın sevilecek bişey olmadığıdır.
 
Tek pozitif bakanı buldum vallahi buldum...(Arşimet sandım kendimi bi an:) )Visali baki engelini sevip hayata pozitif bakan tek kişi:p
Bende diyorum ki engelini sevenler genelde sosyal hayatı bitmiş olanlardır...:)cool::cool::p:cool::cool::cool::p:p:p)


nescafe,
Yazılanlardan çıkardığım sonuç şu:Engelini sevenler; aslında yaşamayı sevenler.Engelini sevmeyenler ise;yaşamayı sevmek için, mutlaka engelli olmak gerekmediğini düşünenler.
biraz karışık olmuş ama aynen dediğim gibi..Yaşamayı sevmek için engelli olmak zorundamıyız?
Engelli olmayı ben istemedim.Bir daha dünyaya gelsem engelli olmak istemezdim.
Lanet yada ödül pek umrumda değil.Sevmem sevmeyeceğim.

Sevgili delal, benim sakatlığım sakatlığın en hafifi diye tabir edilirken günlük yaşamda karşılaştığım zorlukları bana dağ gibi görünmekte.Geçen hafta kardeşim belini incitmişti.Doktora götürdük fıtık dedi.Kardeşim kıpırdayamıyordu yerinden.Evde kimse yoktu.Kardeşim 1 86 boyunda ve 90 kğ ağırlıgında. Yatakta dönsün diye yardım ederken ben de az kaldı fıtık oluyordum.Kalkıp da ben bu fıtığı seviyorum dese kardeşim öldürürdüm ben onu:p
Sakatlığın derecesi ne olursa olsun herkesin derdi kendine dağ gibidir.Buna rağmen hayata tutunuyorlar sa sakatlıklarını sevmek zorunda değiller.Sevdikleri bir şey var ama bu sakatlık değil kesin.Sakatlığıyla yaşamayı öğreniyoruz.Sakın ola ki engelinizle yaşamayı öğrenmeyi sevmekle karıştırmasın bizim arkadaşlar:p
 
Bende diyorum ki engelini sevenler genelde sosyal hayatı bitmiş olanlardır...:)cool::cool::p:cool::cool::cool::p:p:p)

saygı duyuyorum fikrinize hanfendi :)
 
Nescafe;

annem babam engelli değil ama kardeşim engelli canımdan da çok severim hani :)
 
buyucu; "Bende diyorum ki engelini sevenler genelde sosyal hayatı bitmiş olanlardır...:cool::p

Engelimi seviyorum 2 ay sonra itüde meteoroloji müh. okuyacağım inşallah. Sosyal hayatımı bitirmiş olsaydım 2014 deki ömss girer memur olur yatardım.
____________
Cana cefa kıl ya vefa
Kahrın da hoş, lutfun da hoş,
Ya derd gönder ya deva,
Kahrında hoş, lutfun da hoş.
Hoştur bana senden gelen:
Ya hilat-ü yahut kefen,
Ya taze gül, yahut diken..
Kahrında hoş lutfun da hoş.
 
Tilsim;
Ya lütfen ama lütfen diyeceğim yani sorulan ile verilen yanıtın ne alakası var. ASlında kardeşiniz engelli olduğu için sevmemeniz gerekiyordu gibi bişey mi denileceğini zannediyorsunuz. Yani kardeşim engelli ve canımdan çok severim cümlesi ile bize ne anlatmak istediniz. N'oooolur açıklayın.

Karınca;
Şimdi biz de buraya maharetlerimizi mi yazalım. Ben de memur değilim, ben de engelli sınavına girmedim. Ben de ünv mezunuyum. Ee yani. Ama engelimi de sevmiyorum :cool:
 
yani istememe gerek yok zaten yaşadığım bi hayat diyorum. ona rağmen engelimi seviyorum diyorum
 
Sorunun özünü anlamamışsınız sanırım. Örneğin anneniz engelli değilmiş ya hani, engelli olmasını ister miydiniz ?
 
engelli yakınları, engelliyi canındanda çok sevebilir, bir de canına tak ettiği yer vardır. belden aşağısını hissetmeyen engelli, tuvalet ihtiyacınıda hissetmez. oturduğu yerde, yattığı yerde, her an heryerde bu ihtiyaclarını kaçırabilir.

varsayalımki yakını, olgunlukla karşılıyor bunları.
ve bu engelli, engelini sevsin, öylemi ?

doğada yaşayan kanadı kırık bir kuş, yarası ölümcül olmadığı halde kafeste yaşayamaz
 
bunun isteyip istememekle alakası ne? Allah onu o şekilde yaratmışsa da niye oldu demem

siz konuşulanlardan bunu mu anladınız?

insanlar yaşamadığı bişeyi sevmez. ama engelini kendine göre yaşarsın güzelliklerini görürsün sıkıntısına katlanırsın memnuniyetlerini yaşarsın tamam seviyosun demektir. yaşadığın zorlukları lehine çevirirebiliyosan ne ala..

istemekle sevmek farklı bişey?
doğmadan evvel yada çocuk halimle bugünlerimi görseydim istemezdim benden uzak olsun derdim. korkardım. ama hayat sana yaşadıkça sevdiriyor.
yaşadıkça bugünlerimi yarınlarımı sevdim. korkusuz sevdim
suç mu işledim?

yelpaze;
ben bu saydıklarınızın hepsini fazlasıyla yaşıyorum. herkese rağmen herşeye rağmen seviyorum engelimi varmı başka sorunuz?
 
sevgili tılsım.
sizi tebrik etmekten başka, ne sorum olabilirki.
 
engelini kendine göre yaşarsın güzelliklerini görürsün sıkıntısına katlanırsın memnuniyetlerini yaşarsın tamam seviyosun demektir. yaşadığın zorlukları lehine çevirirebiliyosan ne ala..?

Bakın işte tam da bu nokta. İşte bu sevmek değil. Benimsemek, alışmak. Kabullenmek. Sevmek apayrı birşey. Siz annenizi, babanızı seviyorsunuz. Ve hep sevdiniz. Küçükken de sevdiniz, hala seviyorsunuz.Eskiden olsa sevmezdim demiyorsunuz. Lakin engeliniz için dediniz ki,

doğmadan evvel yada çocuk halimle bugünlerimi görseydim istemezdim benden uzak olsun derdim. korkardım.

Ben tamamiyle bunu anlatmaya çalışıyorum. Ben de hayatı severim, Rabbime her daim şükrederim. Ancak, ap - ap -apayrı bişey engeli sevmek.
 
aile ile hastalığı bir tutamazsınız.
engelimi sevmezdim demedim bugünlerimden dedim. ben çocukken aynı rahatsızlıklara sahip değildim ki. abimden görüyordum. o zaman ürküyordum hareket edememekten yada diğer özelliklerden. çünkü hareketliydim ben koşabiliyodum tek sıkıntım dişlerdi o zaman. insanlar yaşamadıklarından ürker..
ama zamanla engelimin verdiği sıkıntılar kat be kat arttı.
bende bunları lehime yaşıyorum. ben gaziyim ge şuraya yap şunu bunu demek insanları ve kendimi güldürmek hoşuma gidiyor.
annem hastalandığında başına gidip gelin hasta kız kötürüm bu evi kim süpürecek diye espriler patlatmayı da seviyorum.
acınan bi kız olmak yerine taktir edilen biri olmayı seçtim.
ve bu hoşuma gidiyor.
şimdi yeniden dünyaya gelsem aynı acıları yaşamayı isterdim diyebiliyorum.

kabullenmekten daha öte. kabullenen ama sevmeyen biri bu cümleyi edebilir mi?
Allah şahidim olsun ben her gün diyebiliyorum gülerek hemde
kabullenmek demek tamam anlaşıldı bundan daha iyisi olmayacak demek.
ben öyle demiyorum ki?
aman olmazsa olmasın ben mutluyum diyorum.
acılarımı takmıyorum
ama siz diyosunuz bu kabullenmek sevmek değil.

dely bana sevmekle kabullenmek arasındaki farkı anlatıyosun ya ordan bakında saf birine mi benziyorum?
ya bana saf diyorsunuz? yada..
şimdi siz sevmiyosunuz ya engeli beni sevmemeye ikna etme çabanız neden ?

hangi sorum size daha doğru geliyorsa onu cevaplayın.
 
Cumartesi günü saat 22.00'da sohbet odasında toplanalım. Karşılıklı ve hızlı daha net konuşmuş oluruz.

dely senin soruna cevap vermek istiyorum bir seven olarak. Tüm kalbimle söylüyorum ki eğer bir çocuğum olacaksa ve bu çocuğum ileride idraksiz, isyankar olacaksa engelli doğsun. Evet belki benim gibi diğerleri koşarken arkada kalacak ya da çocukluğunda bir sürü aşağılayıcı söz duyacak ama ileride diğerleri en ufak bir sıkıntıda bunalımlara girerken o en büyük rüzgaralara dayanacak.
 
sağlam doğarsa bile, tek bir iğneyle sakat kalabilir. bu iğneyi yaparmıydınız ???
ayrıca, idraksiz (akılsız) zaten bir engeldir. :)

bir anne-babanın en büyük görevi, çocuğunu yarınlara en iyi şekilde hazırlamaktır.
 
Üst Alt