Maddiyatta aşılır öyle demeyin. Bende evlendiğimde hiç köşemizde paramız yoktu, evleneli 26 ay oldu evimizde oldu arabamızda. Hem tek katlı ev yaptırdım. Sadece aşk, eşim sağlam ben engelliyim. Bakmakla görmek arasında fark vardır. Eşim sen her işini kendin görüyorsun, sen benim gözümde engelli değilsin der. Aşkın peşinden git lütfen...
Merhabalar
Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.
Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.
Engelli ile engelsizin ilişkisi/aşkı nasıl yürür?
- Konbuyu başlatan Diba
- Başlangıç tarihi
Jem beye katılıyorum. Allah yazdımı yazıyor oluyor. Çevremde çok örnekleri var, engelden engelede fark var tabi. Yanyana geldiğinde olamaz dedimiz insanlar birbirlerini sevip evlenebiliyor. Kişi engelli olabilir tabi ama çok iyi bir kariyeri vardır, maddi durumu çok iyidir, engelsiz birine daha farklı görünebilir. Bunları bilemeyiz. Her insanın kaderi farklıdır. ALLAH herkesin gönlüne göre versin, kaderini güzel eylesin...
Rabbim gönül gözümüzü kapamasın ki herşeyi en güzel hali ile yaratan rabbim herkese hakkında hayırlı olabilecek kişiler ile hayırlı yuvalar kurmayı nasip edecektir. Dualarım bunun içindir.
Arkadaşlar konu burda farklı boyut kazanmış ana konumuz parayla saadet olunur mu değil ki? Maddiyata bağlıyorsunuz işi, arada anlayış olmasa, saygı olmasa, hoş görü olmasa yemişim parasını. Bu evlilik denilen sey ne parayla olur nede parasız.
PARANIN YÜZÜ SCAKTIR ZAMANLA SEVERİZ BİRBİRİMİZİ Mİ DİYORSUNUZ
Şuanki ana konumuz engelli ile engelsiz arasındaki ilişkidir. Çoğu insan dış görünüşe önem verirler, ön yargılarımız yok mu? O insanı tanımadan etmeden dış görünüşüyle maalesef hemen yorumlara başlarız. Ama kimse demez ki bu insan saygılımıdır, anlayışlımıdır hadi tanıyalım diye. Genelde birbirini görmeyen iki insan önce ses tonundan etkilenir ama daha sonra acaba karakteri birbirimizi tamamlayabilecekmi denileceği yerde acaba yanıma yakışırmı deniliyor.
Ha şuda bir gerçek ki yürekden seven insanda yok değil tabiki parmakla sayılabilecek kadar az da olssalar
) Ama insanın karşısına engelsiz biri çıktığında hemen akla gelen sey önceleri acaba beni beğenirmi dışlarmı diye sorular sorulur du ancak öle olaylar yaşanıyor ki çevremizde, acaba ailesi kabul eder mi, acaba ilerde kavga edersek yüzüme vurur mu? gibi sorular aklımıza gelmeden edemiyoruz.
PARANIN YÜZÜ SCAKTIR ZAMANLA SEVERİZ BİRBİRİMİZİ Mİ DİYORSUNUZ
Şuanki ana konumuz engelli ile engelsiz arasındaki ilişkidir. Çoğu insan dış görünüşe önem verirler, ön yargılarımız yok mu? O insanı tanımadan etmeden dış görünüşüyle maalesef hemen yorumlara başlarız. Ama kimse demez ki bu insan saygılımıdır, anlayışlımıdır hadi tanıyalım diye. Genelde birbirini görmeyen iki insan önce ses tonundan etkilenir ama daha sonra acaba karakteri birbirimizi tamamlayabilecekmi denileceği yerde acaba yanıma yakışırmı deniliyor.
Ha şuda bir gerçek ki yürekden seven insanda yok değil tabiki parmakla sayılabilecek kadar az da olssalar
) Ama insanın karşısına engelsiz biri çıktığında hemen akla gelen sey önceleri acaba beni beğenirmi dışlarmı diye sorular sorulur du ancak öle olaylar yaşanıyor ki çevremizde, acaba ailesi kabul eder mi, acaba ilerde kavga edersek yüzüme vurur mu? gibi sorular aklımıza gelmeden edemiyoruz.
Neri, konu zaten engelli engelsiz aşkı ve dağılmış değil. Neticede "evlilik müessesi" ile ilişkili olan bir durum söz konusu. Saygı, sevgi, sadakat, hoşgörü ve tüm benzeri davranış ve duygular mutlak süretle olmalı. Ama, tek başına bunlar yeter, maddiyatın önemi yok dendi mi, bu bir aldatmaca olur. Ne demek, maddiyat sadece modern evliliklerde lazımdır sözü? Sıradan insanların da geçinmek için paraya "istesede istemesede" ihtiyacı vardır. Hele günümüz şartlarında, iki gönül bir olunca samanlık seyran olur atasözü fıkradan daha komik bir haldedir.
Aman ha, sakın ola atsözüdür deyipte kanmayın. Bir elin nesi var, iki elin sesi var diyen atalarımız, işine gelmediği zaman ne demiş? Nerede çokluk, orada b.kluk dememiş mi?
Sakın ola boş hayallere kapılmayın.
Erkekler; gücünüz ve imkanınız yettiğince eliniz ekmek tutsun. Eksik yönlerimizi, diğer taraflarımızla tamamlamaya çalışmamız lazım. Engel ne olursa olsun, mutlaka bir şekilde para kazanmalıyız. Herşeyi de devletten beklememek lazım. Bende isterim, tüm engellilere sahip çıksın devlet. Hepsine iş versin, aç açık bırakmasın. Ama madem bu olmuyor, kalkıp çabalamak zorundayız. Ben bacak kadar çocukken, içi su ve mısır dolu kova taşırdım. 10 metrede bir dinlenerek, satış yapacağım noktaya taşırdım onca ağırlığı. Sonra el arabası yapıp, taşıma derdinden kurtularak "level" atladım. Hazırda satılan "lüks" el arabası değil ha, bulduğum bir sandığın altına 4 tane bilye (rulman) takıp kendim yapmıştım. İzmir'de çiğdem derler, bu arabada çiğdem satardım. Para kazanırken, asla ve asla hiç utanmadım. En çok ben bağırdım, en geç ben eve gittim. Akşam evde cebimden çıkan buruş buruş paraları "hep Atatürkleri bir tarafta olarak" zevkle düzelttim.
Bu para denen zıkkımı, ne yapıp ne edip kazanmak zorundayız. Kimse kimseye durduk yere kuruş vermiyor.
Elimiz iş tutsun, evlilik o zaman haktır.
Sen yay afedersin k.çnı, sonra git elin kızına talip ol.
Olduuuuu....
Anası babası da, sen onu aç açık yaşat diye senin için doğurmuştu.
Hanginiz kızınızı işsiz güçsüz birine verirsiniz? Kızınız yoksa kızkardeşinizi?
Kıyarmıydınız?
Burada eksik birşeyler var. Para kaynağı belirtilmemiş.
2 Sene içinde, beş parası olmayan bir aile ev ve araba nasıl alır? Anca "çok gelirin" olması gerekiyor. Zaten çok gelirin varsa, maddiyatı sağlama almış olursun ve evlen zaten hiç bekleme!
Hani dr. Çelakıl var, hayatın şifreleri. Bu nasıl bir şifredir bize de söyleyin sevabına.
Lütfen insanları yanlış yönlendirmeyin.
*Ayda minimum 1000Tl giderin olur
*26 Ayda 26.000 buraya gitti.
*Ev+araba 70.000 diyelim (Ki, Balıkesir küçük şehir değil, bu paraya ev zor ama hadi minimum tutalım)
*26 Ayda 86.000 yapar.
Aman ha, sakın ola atsözüdür deyipte kanmayın. Bir elin nesi var, iki elin sesi var diyen atalarımız, işine gelmediği zaman ne demiş? Nerede çokluk, orada b.kluk dememiş mi?
Sakın ola boş hayallere kapılmayın.
Erkekler; gücünüz ve imkanınız yettiğince eliniz ekmek tutsun. Eksik yönlerimizi, diğer taraflarımızla tamamlamaya çalışmamız lazım. Engel ne olursa olsun, mutlaka bir şekilde para kazanmalıyız. Herşeyi de devletten beklememek lazım. Bende isterim, tüm engellilere sahip çıksın devlet. Hepsine iş versin, aç açık bırakmasın. Ama madem bu olmuyor, kalkıp çabalamak zorundayız. Ben bacak kadar çocukken, içi su ve mısır dolu kova taşırdım. 10 metrede bir dinlenerek, satış yapacağım noktaya taşırdım onca ağırlığı. Sonra el arabası yapıp, taşıma derdinden kurtularak "level" atladım. Hazırda satılan "lüks" el arabası değil ha, bulduğum bir sandığın altına 4 tane bilye (rulman) takıp kendim yapmıştım. İzmir'de çiğdem derler, bu arabada çiğdem satardım. Para kazanırken, asla ve asla hiç utanmadım. En çok ben bağırdım, en geç ben eve gittim. Akşam evde cebimden çıkan buruş buruş paraları "hep Atatürkleri bir tarafta olarak" zevkle düzelttim.
Bu para denen zıkkımı, ne yapıp ne edip kazanmak zorundayız. Kimse kimseye durduk yere kuruş vermiyor.
Elimiz iş tutsun, evlilik o zaman haktır.
Sen yay afedersin k.çnı, sonra git elin kızına talip ol.
Olduuuuu....
Anası babası da, sen onu aç açık yaşat diye senin için doğurmuştu.
Hanginiz kızınızı işsiz güçsüz birine verirsiniz? Kızınız yoksa kızkardeşinizi?
Kıyarmıydınız?
Buna inanıyormusunuz?
Burada eksik birşeyler var. Para kaynağı belirtilmemiş.
2 Sene içinde, beş parası olmayan bir aile ev ve araba nasıl alır? Anca "çok gelirin" olması gerekiyor. Zaten çok gelirin varsa, maddiyatı sağlama almış olursun ve evlen zaten hiç bekleme!
Hani dr. Çelakıl var, hayatın şifreleri. Bu nasıl bir şifredir bize de söyleyin sevabına.
Lütfen insanları yanlış yönlendirmeyin.
*Ayda minimum 1000Tl giderin olur
*26 Ayda 26.000 buraya gitti.
*Ev+araba 70.000 diyelim (Ki, Balıkesir küçük şehir değil, bu paraya ev zor ama hadi minimum tutalım)
*26 Ayda 86.000 yapar.
jem abim sana katılıyorum bu konuda
günaydın
cem jem bey haklısınız.aslında şu daha önemli paradan önce gönül mutluluğu engelli engelli ile evlenirse hayatını tüm anlamıyla degiştirmesi lazım..çevre aile kültür polayanacılık oynayan kaç engelli var..asi olmayan haline şükretmesini bilmeyen devletten allahtan herkesten daha vazlasını isteyenlerimiz yokmu..doyumsuzluk genimizde var hep biraz daha fazla isteriz..engelli insanın mutlaka psikolojik tedaviye ihtiyacı var.ruh sağlığımız yerinde olsun..herşey yoluna gider.ruh sağlığı iman sağlığı
cem jem bey haklısınız.aslında şu daha önemli paradan önce gönül mutluluğu engelli engelli ile evlenirse hayatını tüm anlamıyla degiştirmesi lazım..çevre aile kültür polayanacılık oynayan kaç engelli var..asi olmayan haline şükretmesini bilmeyen devletten allahtan herkesten daha vazlasını isteyenlerimiz yokmu..doyumsuzluk genimizde var hep biraz daha fazla isteriz..engelli insanın mutlaka psikolojik tedaviye ihtiyacı var.ruh sağlığımız yerinde olsun..herşey yoluna gider.ruh sağlığı iman sağlığı
Balıkesir'in ortasında yaptırmadık evimizi, bir köyde yaptırdık. Sonuçta başımızı sokacak evimiz var, arsası kayınpederimdendi. Ayda 1700 tl gelirim var eşimde 1500 alıyor. Kredi kullandık, birimizin maaşını direk krediye yatırdık ev sahibi de olduk. İnsanoğlu seviyorsa lükse kaçmamalı. Araba sahibi olmak demek 0 araba almak demek değil, ayağını yerden kessin yeter. Ya ev sahibi olmak mutlu olacaksan sobalı evdede oturursun, sadece mutlu olmayı bilebiliyorsan ne mutlu sana...
Zaten sıfır araba demedim ki, evide en pahalısından demedim. Şehir merkezinde ev alıp, sıfır arabada çektinmi 100bin bile yetmez ki?
Birde sizin imkanlarınız Balıkesir köyde, herkes köyde oturmuyor ki?
hepimiz köye taşınalım, hayat ucuz dersen neyle geçinecek millet? Polio sekeli tarlamı sürecek, sandalyeli patatesmi ekecek?
Bir de nasıl bir köyde oturuyorsanız, maşallah ayda 3.200tl aylık veren kuruluş var?
O ilçe olmasın? Köyde kim maaş verir 1700+1500 ?
Bu arada önceki mesajınızda beş kuruş para yokken dediniz, şimdi arsa kayınpederden
Dış destek olunca (Allah daha çok versin, hepimize versin) beş parasız denmemeli. Herkesin anne babası arsa verip al ev yap deme şansı + imkanı yok ki?
Evleneceğin insanı seveceksin, aşık olacaksın bu altyapı tamam, ama geçinmek için maddiyatında bu derece önemli ve "maalesef" gerekli olduğunu savunuyorum.
Birde sizin imkanlarınız Balıkesir köyde, herkes köyde oturmuyor ki?
hepimiz köye taşınalım, hayat ucuz dersen neyle geçinecek millet? Polio sekeli tarlamı sürecek, sandalyeli patatesmi ekecek?
Bir de nasıl bir köyde oturuyorsanız, maşallah ayda 3.200tl aylık veren kuruluş var?
O ilçe olmasın? Köyde kim maaş verir 1700+1500 ?
Bu arada önceki mesajınızda beş kuruş para yokken dediniz, şimdi arsa kayınpederden
Dış destek olunca (Allah daha çok versin, hepimize versin) beş parasız denmemeli. Herkesin anne babası arsa verip al ev yap deme şansı + imkanı yok ki?
Tabiiki sevgi saygı zaten olacak. Burada sevgisiz aşksız sadece paralı evlilik savunmuyorum ki
Evleneceğin insanı seveceksin, aşık olacaksın bu altyapı tamam, ama geçinmek için maddiyatında bu derece önemli ve "maalesef" gerekli olduğunu savunuyorum.
Diba arkadaşım eğer ilişkide karşılıklı sevgi saygı hoşgörü samimiyet var ise şartlar ne olursa olsun yürür yeter ki art niyet olmasın
İnanç, aşk, azim, hırs ve bilumum duygular hayatta olmazsa olmazlardan. Bunların olmaması düşünülemez.
Ama ev sahibi kirayı almaya geldiğinde inancınıza bakmayacak,
Elektrik faturasını ödemediğinde gelir keserler, duygusalım ama ben dediğinizde tedaş geriye takmayacak,
Marketten yaşamsal gıda ve ihtiyacınızı alınca, kasada azminizi göstersenizde onlar ille de para diyecek,
Çocuk doğacak, 26 liralık bebek bezi alırken ben aşığım dersiniz, onlarda hadi git aşkına ama bezi rafa bırak diyecek.
Onbin yüz tane, yaşamak için satın almak zorunda olduğumuz temel ihtiyaç sayarım böyle. (Şarap, gravyer peyniri, mücevher, 5 yıldızlı otelde tatil gibi değil, un, yağ, şeker, tüp, ilaç, çorap, deterjan, içme suyu vs. gibi)
Tüm manevi değerlerin önemi çok büyük. Mutlaka inançlı olmalıyız, sevgi ve saygıda kusur etmemeli, aşkla dolu ve harika ruhlu biri olmalıyız. Niçin parada gerekli dendiğinde, hayır para değil bunlar yeterli diye dayatıyorsunuz ki?
Dünyada insanlığın bitmemesi için kadın ve erkekte gerekli mi? Evet gerekli...
Şimdi siz diyorsunuz ki, hayır efendim sadece kadın (yada erkek) yeterlidir, diğeri olmasa da olur!
Allah Allah?
Ha, diğer fikri savunanlar bakın para manyağı sanılmasın.
Bizim dediğimiz, bir evliliğin başlaması ve yaşaması için manevi değerlere olduğu kadar, maddi değerlere de mutlaka ihtiyaç olduğudur.
Tek başına para, evliliğe yeterli vasıf DEĞİLDİR!
Az önce de yazdığım gibi, insan nesli için tek başına kadın ya da tek başına erkek yetmez.
İkisi de eşit oranda birbirini tamamlar.
Bakın şu dengeyi çizdim şimdi.
Sadece maddi yada sadece manevi olan parçayı alıp yuvarlayın, bir iki takla atar durur.
İkisi biraradayken, "alelade" yuvarlayın, yalpalaya yalpalaya gider.
İkisi biraradayken, "düzgünce" yuvarlayın, işte o yuvarlama ne biliyormusunuz?
Hani etrafınızda da mutlaka vardır, acısıyla tatlısıyla, bir şekilde evliliklerini hiç bitirmeden yaşlanmış teyzelerimiz ve amcalarımız. İşte bu dengeyi koruyabilenler orada, gidin danışın onlara.
Ama ev sahibi kirayı almaya geldiğinde inancınıza bakmayacak,
Elektrik faturasını ödemediğinde gelir keserler, duygusalım ama ben dediğinizde tedaş geriye takmayacak,
Marketten yaşamsal gıda ve ihtiyacınızı alınca, kasada azminizi göstersenizde onlar ille de para diyecek,
Çocuk doğacak, 26 liralık bebek bezi alırken ben aşığım dersiniz, onlarda hadi git aşkına ama bezi rafa bırak diyecek.
Onbin yüz tane, yaşamak için satın almak zorunda olduğumuz temel ihtiyaç sayarım böyle. (Şarap, gravyer peyniri, mücevher, 5 yıldızlı otelde tatil gibi değil, un, yağ, şeker, tüp, ilaç, çorap, deterjan, içme suyu vs. gibi)
Tüm manevi değerlerin önemi çok büyük. Mutlaka inançlı olmalıyız, sevgi ve saygıda kusur etmemeli, aşkla dolu ve harika ruhlu biri olmalıyız. Niçin parada gerekli dendiğinde, hayır para değil bunlar yeterli diye dayatıyorsunuz ki?
Dünyada insanlığın bitmemesi için kadın ve erkekte gerekli mi? Evet gerekli...
Şimdi siz diyorsunuz ki, hayır efendim sadece kadın (yada erkek) yeterlidir, diğeri olmasa da olur!
Allah Allah?
Ha, diğer fikri savunanlar bakın para manyağı sanılmasın.
Bizim dediğimiz, bir evliliğin başlaması ve yaşaması için manevi değerlere olduğu kadar, maddi değerlere de mutlaka ihtiyaç olduğudur.
Tek başına para, evliliğe yeterli vasıf DEĞİLDİR!
Az önce de yazdığım gibi, insan nesli için tek başına kadın ya da tek başına erkek yetmez.
İkisi de eşit oranda birbirini tamamlar.
Bakın şu dengeyi çizdim şimdi.
Sadece maddi yada sadece manevi olan parçayı alıp yuvarlayın, bir iki takla atar durur.
İkisi biraradayken, "alelade" yuvarlayın, yalpalaya yalpalaya gider.
İkisi biraradayken, "düzgünce" yuvarlayın, işte o yuvarlama ne biliyormusunuz?
Hani etrafınızda da mutlaka vardır, acısıyla tatlısıyla, bir şekilde evliliklerini hiç bitirmeden yaşlanmış teyzelerimiz ve amcalarımız. İşte bu dengeyi koruyabilenler orada, gidin danışın onlara.
selamlar, engellı yada engelsız; karsılıklı ask yoksa kı ask zamanla sevgıye donusur. bır tarafın dıgerınden maddı manevı yada sosyal bır beklentısı var demektır. ''melekler sehrı'' guzel bır fılm ızleyın derım...
Engelli ile engelsizin ilişkisi/ aşkı nasıl yürür?
iki engellinin ilişkisi yahutda iki engelsizin ilişkisi gibi yürür yada yürümez tamamen bakış açımızla ilgili. engellinin diğerine bakışı ve ne gördüğü, diğerinin engelliye bakışı ve birlikteliklerinden ne beklediklerini bilmeleri... maddi sorunlar ; ayrımsız her insanı yıpratan etkenler zaten. birde bu kişiler canım-cicimlerin dışında mantıkende durumlarına bakarak evlenmeye karar vermişlerse, gerisini zaman gösterecektir zaten. öncesinde daha fazla detaya inilmez ki...
hani bir söz var " sevmemek elimizde olmadığı gibi,ölünceye dek sevmekde elimizde değil"
iki engellinin ilişkisi yahutda iki engelsizin ilişkisi gibi yürür yada yürümez
tamamen bakış açımızla ilgili. engellinin diğerine bakışı ve ne gördüğü, diğerinin engelliye bakışı ve birlikteliklerinden ne beklediklerini bilmeleri... maddi sorunlar ; ayrımsız her insanı yıpratan etkenler zaten. birde bu kişiler canım-cicimlerin dışında mantıkende durumlarına bakarak evlenmeye karar vermişlerse, gerisini zaman gösterecektir zaten. öncesinde daha fazla detaya inilmez ki... hani bir söz var " sevmemek elimizde olmadığı gibi,ölünceye dek sevmekde elimizde değil"
[h=6]Allah mutluluklarını mutluluk katsın inş.[/h]
[FONT=lucida grande]
[/FONT]Evlendiklerinde Ahmed 26 Fatma da 25 yaşındaydı.
Ahmed’in her iki elinde, Fatma’nın da ayaklarında sakatlık vardı.
Nasıl yaparız, nasıl ederiz demediler ve evlendiler. (2009)
Şimdi ise çok memnunlar.
Ahmed’in eksikliğini Fatma, Fatma’nın eksikliğini Ahmed gideriyor.
Fatma mutfakta bulaşıkları yıkarken Ahmed de ayaklarıyla ütü yaparak ve elektriklü süpürge makinesiyle halıları temizleyerek yardım ediyor.
Karı-koca arasındaki bu yardımlaşmalar, kısa süre sonra bağlılığa ve büyük bir aşka dönüştü..
Ahmed ayaklarıyla halıları temizliyor
Bestekar ve şair olan Ahmed, gönlüne düşen ilhamları not ediyor.
Fatma’nın hazırladıgı bu yemekleri günümüzdeki kız kuruları bile hazırlamaktan acizdir.
Fatma mutfakta biriken bulaşıkları yıkarken..
Ahmed saçını tararken..
Fatma, Ahmed’in saçını örerken..
Ahmet, ayaklarıyla tuttuğu ütüyle pantolonunu ütülüyor
Ayran ve TV keyfi…
Ahmed dişlerini fırçalarken..
Dışarı çıkan eşine parfüm sıkan Fatma..
Ve işte bu yüz ifadesindeki huzur, mutluluk ve rahatlık her şeyin anlamı…
Ahmed’in söylediği romantik şarkı Fatma’yı büyülüyor..
Günümüzde hiç bir sakatlıkları ve muhtaçlıkları olmadıgı halde geçinemeyen, birbirlerini anlayamayan; hoşgörü, vicdan ve basiret adına ufak bir ize bile rastlanamayan çiftlere gelsin; yaşanmakta olan bu efsanevi aşk hikayesi…Evlendiklerinde Ahmed 26 Fatma da 25 yaşındaydı. Ahmed’in her iki elinde, Fatma’nın da ayaklarında sakatlık vardı. Nasıl yaparız, nasıl ederiz demediler ve evlendiler. (2009) Şimdi ise çok memnunlar. Ahmed’in eksikliğini Fatma, Fatma’nın eksikliğini Ahmed gideriyor. Fatma mutfakta bulaşıkları yıkarken Ahmed de ayaklarıyla ütü yaparak ve elektriklü süpürge makinesiyle halıları temizleyerek yardım ediyor. Karı-koca arasındaki bu yardımlaşmalar, kısa süre sonra bağlılığa ve büyük bir aşka dönüştü.. Ahmed ayaklarıyla halıları temizliyor Bestekar ve şair olan Ahmed, gönlüne düşen ilhamları not ediyor. Fatma’nın hazırladıgı bu yemekleri günümüzdeki kız kuruları bile hazırlamaktan acizdir. Fatma mutfakta biriken bulaşıkları yıkarken.. Ahmed saçını tararken.. Fatma, Ahmed’in saçını örerken.. Ahmet, ayaklarıyla tuttuğu ütüyle pantolonunu ütülüyor Ayran ve TV keyfi… Ahmed dişlerini fırçalarken.. Dışarı çıkan eşine parfüm sıkan Fatma.. Ve işte bu yüz ifadesindeki huzur, mutluluk ve rahatlık her şeyin anlamı… Ahmed’in söylediği romantik şarkı Fatma’yı büyülüyor.. Günümüzde hiç bir sakatlıkları ve muhtaçlıkları olmadıgı halde geçinemeyen, birbirlerini anlayamayan; hoşgörü, vicdan ve basiret adına ufak bir ize bile rastlanamayan çiftlere gelsin; yaşanmakta olan bu efsanevi aşk hikayesi…[FONT=lucida grande]
[/FONT]
[/FONT]Evlendiklerinde Ahmed 26 Fatma da 25 yaşındaydı.
Ahmed’in her iki elinde, Fatma’nın da ayaklarında sakatlık vardı.
Nasıl yaparız, nasıl ederiz demediler ve evlendiler. (2009)
Şimdi ise çok memnunlar.
Ahmed’in eksikliğini Fatma, Fatma’nın eksikliğini Ahmed gideriyor.
Fatma mutfakta bulaşıkları yıkarken Ahmed de ayaklarıyla ütü yaparak ve elektriklü süpürge makinesiyle halıları temizleyerek yardım ediyor.
Karı-koca arasındaki bu yardımlaşmalar, kısa süre sonra bağlılığa ve büyük bir aşka dönüştü..
Ahmed ayaklarıyla halıları temizliyor
Bestekar ve şair olan Ahmed, gönlüne düşen ilhamları not ediyor.
Fatma’nın hazırladıgı bu yemekleri günümüzdeki kız kuruları bile hazırlamaktan acizdir.
Fatma mutfakta biriken bulaşıkları yıkarken..
Ahmed saçını tararken..
Fatma, Ahmed’in saçını örerken..
Ahmet, ayaklarıyla tuttuğu ütüyle pantolonunu ütülüyor
Ayran ve TV keyfi…
Ahmed dişlerini fırçalarken..
Dışarı çıkan eşine parfüm sıkan Fatma..
Ve işte bu yüz ifadesindeki huzur, mutluluk ve rahatlık her şeyin anlamı…
Ahmed’in söylediği romantik şarkı Fatma’yı büyülüyor..
Günümüzde hiç bir sakatlıkları ve muhtaçlıkları olmadıgı halde geçinemeyen, birbirlerini anlayamayan; hoşgörü, vicdan ve basiret adına ufak bir ize bile rastlanamayan çiftlere gelsin; yaşanmakta olan bu efsanevi aşk hikayesi…Evlendiklerinde Ahmed 26 Fatma da 25 yaşındaydı. Ahmed’in her iki elinde, Fatma’nın da ayaklarında sakatlık vardı. Nasıl yaparız, nasıl ederiz demediler ve evlendiler. (2009) Şimdi ise çok memnunlar. Ahmed’in eksikliğini Fatma, Fatma’nın eksikliğini Ahmed gideriyor. Fatma mutfakta bulaşıkları yıkarken Ahmed de ayaklarıyla ütü yaparak ve elektriklü süpürge makinesiyle halıları temizleyerek yardım ediyor. Karı-koca arasındaki bu yardımlaşmalar, kısa süre sonra bağlılığa ve büyük bir aşka dönüştü.. Ahmed ayaklarıyla halıları temizliyor Bestekar ve şair olan Ahmed, gönlüne düşen ilhamları not ediyor. Fatma’nın hazırladıgı bu yemekleri günümüzdeki kız kuruları bile hazırlamaktan acizdir. Fatma mutfakta biriken bulaşıkları yıkarken.. Ahmed saçını tararken.. Fatma, Ahmed’in saçını örerken.. Ahmet, ayaklarıyla tuttuğu ütüyle pantolonunu ütülüyor Ayran ve TV keyfi… Ahmed dişlerini fırçalarken.. Dışarı çıkan eşine parfüm sıkan Fatma.. Ve işte bu yüz ifadesindeki huzur, mutluluk ve rahatlık her şeyin anlamı… Ahmed’in söylediği romantik şarkı Fatma’yı büyülüyor.. Günümüzde hiç bir sakatlıkları ve muhtaçlıkları olmadıgı halde geçinemeyen, birbirlerini anlayamayan; hoşgörü, vicdan ve basiret adına ufak bir ize bile rastlanamayan çiftlere gelsin; yaşanmakta olan bu efsanevi aşk hikayesi…[FONT=lucida grande]
[/FONT]
Bukadar Eski bir konuyu kim hortlattı
Neyse Ben engelliyim. Eşimin herhangi bir engeli yok. 2005 yılında tanıştık 2009 evlendik 14 aylık kızımız var.
Gayette mutluyuz.
Neyse Ben engelliyim. Eşimin herhangi bir engeli yok. 2005 yılında tanıştık 2009 evlendik 14 aylık kızımız var.
Gayette mutluyuz.
engelli ile engeli kişin evlenmesi dahamı uygun olur acaba ?
Arkadaşlar merhaba,
Siteyi yakın zaman önce öğrendim ve çok güzel ve yararlı olduğunu söylemeden geçemezken de başlığımda da gördüğünüz üzere benim merakım da bir engelli ile engelsizin beraberliği konusu. ben engelli biri olarak birini seviyorum ama onu üzmek istemiyoru mo sağlıklı olduğunda onu mutlu etmek istemiyorum ve hayatını köretmek istemiyorum sizce bu doğrusu bumu acaba sevdiğim kişini mutlu olmasını istiyorum ama ben bunu mutlu edermiyim bilmiyorum korkuyorum ya mutlu edemezsem ya üzersem belki diyorum sağlıklı biirler evlenirse mutlu olur
. Bana bu konuda yorumlarınızı ve yardımlarınızı burada aktarırsanız çok sevineceğim.
Arkadaşlar merhaba,
Siteyi yakın zaman önce öğrendim ve çok güzel ve yararlı olduğunu söylemeden geçemezken de başlığımda da gördüğünüz üzere benim merakım da bir engelli ile engelsizin beraberliği konusu. ben engelli biri olarak birini seviyorum ama onu üzmek istemiyoru mo sağlıklı olduğunda onu mutlu etmek istemiyorum ve hayatını köretmek istemiyorum sizce bu doğrusu bumu acaba sevdiğim kişini mutlu olmasını istiyorum ama ben bunu mutlu edermiyim bilmiyorum korkuyorum ya mutlu edemezsem ya üzersem belki diyorum sağlıklı biirler evlenirse mutlu olur
. Bana bu konuda yorumlarınızı ve yardımlarınızı burada aktarırsanız çok sevineceğim.
ovv tırstım kafana göre takıl
buna benzer bir başlık vardı ztaen ravzanın dediği gibi
ama arkadaşım benim naçizane fikrim şudur ki, aşkta, sevgide engel yoktur
ne demek onu mutlu edememek? sadece bedensel bir engelin olduğu için mi?
sevgi yürekle değil midir? bedensel farklılıkları göz önüne alıp kendini hor görmek niye o zaman?
sırf engellisin diye,sevemez misin yani birini? ya da kendini hayattan soyutlayıp sadece senin durumunda olanlarla mı iletişimin olması gerekir?
bir kere bu sözleri sarf ederek sen kendine engel koyuyorsun, bence sağlıklı ve engelli ilişkisi olur olmaz diye bişey yok
sonuçta engelli olmayı sen mi seçtin? ben hasta olayım da insanlardan soyutlanayım mı dedin? bence önce kendine olan güvenini sorgula arkadaşım, bunu seni üzmek için değil, seni cesaretlendirmek için söylüyorum
kırılma, üzülme, darılma lütfen
eğer aranızda sevgi varsa, herşeyin üstesinden gelirsiniz sevgi yoksa dünyanın en mükemmel insanları da olsanız nafile...
hakkında ne hayırlıysa o olsun
sevgiler...
ama arkadaşım benim naçizane fikrim şudur ki, aşkta, sevgide engel yoktur
ne demek onu mutlu edememek? sadece bedensel bir engelin olduğu için mi?
sevgi yürekle değil midir? bedensel farklılıkları göz önüne alıp kendini hor görmek niye o zaman?
sırf engellisin diye,sevemez misin yani birini? ya da kendini hayattan soyutlayıp sadece senin durumunda olanlarla mı iletişimin olması gerekir?
bir kere bu sözleri sarf ederek sen kendine engel koyuyorsun, bence sağlıklı ve engelli ilişkisi olur olmaz diye bişey yok
sonuçta engelli olmayı sen mi seçtin? ben hasta olayım da insanlardan soyutlanayım mı dedin? bence önce kendine olan güvenini sorgula arkadaşım, bunu seni üzmek için değil, seni cesaretlendirmek için söylüyorum
kırılma, üzülme, darılma lütfen
eğer aranızda sevgi varsa, herşeyin üstesinden gelirsiniz sevgi yoksa dünyanın en mükemmel insanları da olsanız nafile...
hakkında ne hayırlıysa o olsun
sevgiler...
Arkadaşlar merhaba,
onu mutlu etmek istemiyorum
şu yukarıda alıntı yaptığım cümleyi yanlış yazmışsın dır galiba
