Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Gündem] Sakatların Otomobil Alım-Satım ve Kullanımı ile İlgili Sorunlar ve Çözüm Önerileri

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
yurt dışından rapor ile otomobil getirtme hakkında

selam arkadaşlar 15.01.2007 tarihinde almanyadan araç getirttim bedelsiz ithalat gümrüğünden aldığım rapor sayesinde.
ben bu işlerde engelli vatandaşın elindeki üç kuruş paraya göz diken insanları adaletine sonsuz güvendiğim Allaha havale ediyorum.
suistimal edenlerden evrak takibini yapan simsarlardan rüşvet almak için çeşitli numaralar yapanlardan memurlardan ergeç hesap soracaktır.
tek tesellim arabayı kendim buldum ve sorunsuz bir aracın elime sağ salim geçmesi.
çektiğim sıkıntı yanıma kar oldu.
uzun uzun yazmıyorum yaşadıklarımı ama çok uğraştım.
dönen bütün
sahtekarlıkları nasıl engelli arkadaşlarımı yalanlarla kandırdıklarına bizzat şahit oldum.
neler yaşadığımı merak eden arkadaş olursa ona yazabilirim.
yurt dışından getirip gümrük vergisi muafiyetinden yararlanacak arkadaşlarım ya kendiniz gidip aracı getirin yada bir tanıdığınız akrabanız getirsin sakın ama sakın bu işi yapan galericilerden almayın.
plaka konusunda bende engelli amblemi olmasını istemem park kartı avrupadaki gibi daha güzel olur bence.
senelik satamama süreside 2-3 yıla inse oda güzel olur.
ötv ötelemeside ayrı dert zaten görüş ve önerilere katılıyorum bende.
saygılar.
 
ismailustun, ithal otomobil alımında getirilen "özel donanıım şartı" bence de çok saçma. Gerekçelerine aynen katılıyorum. Biliyorsun, aynı şeyleri düşünüyoruz bu konuda :)
Fakat birkaç gündür düşünüyorum ve bu önerinin, hazırladığımız tasarıyla şu konularda çeliştiğini düşünüyorum:
1- Özel donanım şartını kaldırmak, ithalatı özendirir, yani yurt dışına döviz çıkışına sebep olur.
2- Önerilerimiz arasında yurt içi alımlarda ÖTV'nin yanı sıra KDV'nin de alınmaması yer alıyor. Bu durumda zaten yurt içi otomobiller çok daha cazip hale gelecek ve kimse ithal araç getirmek istemeyecek.

Bu durumda kdv muafiyeti ayrı bir önemde oluyor. Bu çekinceleri ve önemi özellikle belli edecek ibareleri birazdan ekleyeceğim tasarıya.
 
İsmail'İn dikkat çektiği konuyla ilgili olarak şu değişiklikleri yaptım. Ne dersiniz?

1. değişiklik:

"B- Otomobil Alımında Sakat Vatandaşlara Verilen Artı (Pozitif) Haklar" ana başlığındaki, "2- Sakat Vatandaşların Yaşadığı Sorunlar" alt başlığına şu maddeyi ekledim:

  • ı) Yurtdışından otomobil alımlarında “özel donanım” şartını getirmek günümüzde anlamsız hale gelmiştir. Zira artık birçok özel donanım (hem de yüzde 70’lere varan düşük bedellerle) ülkemizde yapılabilmektedir. Bir başka ifadeyle özel donanım şartı getirmek demek, yurt dışında çok-çok daha pahalı olan özel donanım maliyetini de satın almak demektir.
2. değişiklik:

"B- Otomobil Alımında Sakat Vatandaşlara Verilen Artı (Pozitif) Haklar" ana başlığındaki, "3- Çözüm Önerileri" alt başlığında şu değişikliği yaptım:

Eski hali: "g) KDV muafiyeti getirilmelidir." ve ayrıca "h" maddesini de kaldırdım. İkisini bütünleştirip şöyle yaptım:

  • g) KDV muafiyeti getirilmelidir.
    Bu sayede Gümrük Vergisi muafiyeti sebebiyle yurt dışına akan dövizin ülkemizde kalması sağlanmış olacaktır. Zira yurt içinden alımlarda sözkonusu olan (%37) ÖTV ve (%18) KDV muafiyeti sayesinde ithal otomobil cazibesini yitirecektir.
 
Sevgili oturan boğa, teşekkürlerimi sunarım. Bayagı bir emek sarfediyorsun ve de sanıyorum sarfetmeye devam edeceksin. Bu emeklerin inşallah boşa gitmez. Bombardımana bir an önce başlayalım, şu saygıdeğer milletvekilimiz vardı, özürlüleri temsil eden Ayva Bey. Hani bu konu ile ilgili toplantılar yapıldıydı hatırladığım kadarıyla ve bir çok aksaklıklarda bu toplantıdan sonra ele alınıp giderilmesi düşünülüyordu. Ya arkadaş, oraya giden özürlüde olsa özürsüzde olsa ne hikmetse geridekileri unutuyor. Ne hikmetse. Neyse onun üzerine su içelimde biz senin şu hazırlamış olduğun değişiklik metnini sayın siyasetçilerimize ve çok değerli oturduğu yerden fetva veren bürokratlara yollayalımda, ya evet ya hayır bir sonuç çıksın. Bizler artık sabırsızlandık. Öyle değilmi
 
ÖZÜRLÜ ARAÇLARI HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER

Özürlülerin araba ile ilgili muafiyet şartları , uygulamaları , yetkililerin yorumları , yapılan yanlışlıklar ve naçizane çözüm önerilerim:

[size=6]Özel Tertibat :[/size] Özel tertibat olayı önemli olmasına rağmen net ve açık bir şekilde tanımı yapılmadığından yanlış anlamalara ve yanlış yorumlara neden olmaktadır.Yetkili kişilerin açıklamalarına göre;
1- Sakatlığa uygun hareket ettirici özel bir tertibat yapılmadığı sürece otomatik vitesli araçlar özel tertibatlı araç olarak kabul edilmemektedir..
2- Engelin bulunduğu taraftaki silecek kolu, sinyal ve kontak gibi düzeneklerin diğer tarafa alınması, hareket ettirici özel tertibat olarak değerlendirilmemektedir.
[size=6]ÇÖZÜM ÖNERİSİ:[/size] Madem bu muafiyetler özürlülere yaşamlarını kolaylaştırmak için verilen bir hak. O halde % 40 ve üzeri özürlü olan bir kişi aldığı araca istediği gibi tertibat takabilmeli isterse hiç tertibat takmadan sadece otomatik vitesli bir arabayı alabilmeli eğer kullanabiliyorsa düz vitesli ve hiçbir tertibatı olmayan bir arabayı dahi alabilmeli.Zaten Böyle bir zorunluluk olmasa bile özürlü kişi arabayı nasıl kolay kullanabiliyorsa o şekilde kendisi gerekli değişikliği zaten yapacaktır.Herhalde bir ayağı olmayan bir kişi düz vites araba kullanacak değil ya.Veya en azından yukarıdaki iki maddedeki şartlara uygun arabalarda özel tertibatlı araç olarak kabul edilmeli.

[size=6]“H” sınıfı sürücü belgesi:[/size] Karayolları Trafik Kanununun 38. maddesine göre ; “H” sınıfı sürücü belgesi alacak kişiler “Özel tertibatlı olarak,imal, tadil veya teçhiz edilmiş motosiklet veya otomobil türünden araçları kullanabilir” denilmekte.
Bu durumda yukarıda 1. ve 2. maddede tarif edilen araçlar özel tertibatlı kabul edilmediğinden “H” sınıfı sürücü belgesi ile bu türden araçlar kullanılamaz. Ehliyette “otomatik vitesli araç kullanabilir” yazması da fark etmez. Oysa pratikte sakat olan kişilere “H” sınıfı sürücü belgesi veriliyor ve bazı sakat kişilere de senin sağ ayağın sağlam sen otomatik vitesli araba kullanabilirsin diyerek hem “H” sınıfı sürücü belgesi veriyorlar hem de ehliyetin üzerine otomatik vitesli araç kullanabilir yazısı yazıyorlar. Bu türden araba kullananlara da zaman zaman yetersiz ehliyet ile araba kullanmaktan dolayı ceza gelebiliyor.[size=6]ÇÖZÜM ÖNERİSİ:[/size] Bu yanlış uygulamaları ortadan kaldırabilmek için; Ya “H” sınıfı sürücü belgesinin tarifinin yeniden yapılması gerekiyor veya yukarıdaki 1. ve 2. maddelere uyan araçları kullanabilecek kişilere “B” sınıfı sürücü belgesi verip gerekli uyarıları ehliyetin üzerine yazacaklar veya en güzeli 1.ve 2. maddede ki araçları da özel tertibatlı araç olarak kabul edecekler.

[size=6]ÖTV muafiyeti :[/size] Özel Tüketim Vergisi kanununun 7. maddesinin 2. fıkrasının b bendine göre; “sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibatlı araba” denilmekte.
Yine yukarıda bahsedilen 1. ve 2. maddelerdeki gibi arabalar özel tertibatlı sayılmadığından ÖTV muafiyetinden yararlanamamaktadır.ÖTV muafiyetinden yararlanarak araba alan kişi aldığı arabayı ne zaman satmak isterse (isterse 1 gün sonra satsın isterse , 15 yıl sonra satsın fark etmez.) başta ödemediği ÖTV ‘yi satarken ödemek zorunda. 5 yıl olayı ise sadece bu ÖTV muafiyeti hakkından ikinci bir kez yararlanabilmek için beklemesi gereken süreyi gösteriyor.Yani 5 yıl geçmeden tekrar bu haktan yararlanamaz.Fakat istediği zaman başta ödemediği ÖTV’yi ödeyerek arabasını satabilir.Ayrıca bu ÖTV muafiyetinden yararlanmak isteyen kişiler 1600 cc den büyük motorlu taşıtları alamaz..Bu türden alınan arabaları araç sahibinden başkası (ister eşi , çocuğu veya “H” sınıfı sürücü belgesi olan başka engelli birisi dahi )kullanamaz. [size=6]ÇÖZÜM ÖNERİSİ:[/size] Bu ÖTV muafiyetinde ; 1-) 5 yıl dolduktan sonra satmak istediği zaman ÖTV ödenmemeli , 5 yıl dolmadan satarsa ÖTV’sini ödemeli. 2-)Yukarıdaki 1. ve 2. maddelere uyan araçları alacak kişilerde bu haktan faydalanmalı. 3-) Motor sınır hacmi kaldırılmalı veya en azından dizel arabalarda azami 2000 cc olmalı. 4-) Bu yolla alınan arabaları 1. dereceden akrabalar ve “H” sınıfı sürücü belgesi olan diğer engellilerde kullanabilmeli.

[size=6]KDV muafiyeti :[/size] Araba alımlarında KDV muafiyeti diye bir şey söz konusu değil. [size=6]ÇÖZÜM ÖNERİSİ:[/size] ÖTV muafiyeti ile birlikte KDV muafiyeti de aynı şartlarda olmalı.

[size=6]MTV muafiyeti :[/size] Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 4. maddesinin c bendine göre; “engellilerin, bu durumlarına uygun hale getirilmiş özel tertibatlı taşıtlar” denilmekte.
Yine yukarıda bahsedilen 1. ve 2. maddelerdeki gibi arabalar özel tertibatlı sayılmadığından MTV muafiyetinden yararlanamamaktadır.MTV muafiyetinde ÖTV de olduğu gibi sonradan ödeme diye bir şey yok.MTV muafiyetinde motor sınırı yok yalnız özel tertibat şartı var.Fakat yurt dışından veya ÖTV muafiyetinden faydalanmak için motor sınırı olduğundan bu türden alımlarda haliyle MTV’dede sınırlama olmuş oluyor.Eğer yurt içinden 2. el araba alınacak olur ve özel tertibat taktırılırsa motor sınırı olmadan MTV muafiyeti uygulanıyor.MTV muafiyetli araçlarıda ÖTV’de olduğu gibi sahibinden başkası kullanamıyor. [size=6]ÇÖZÜM ÖNERİSİ:[/size] Bu muafiyetten faydalanmak içinde yine yukarıdaki 1. ve 2. maddede belirtilen araçlar dahil edilmeli ve bu yolla alınan arabaları da 1. dereceden akrabalar ve “H” sınıfı sürücü belgesi olan diğer engelliler kullanabilmeli.

[size=6]GÜMRÜK muafiyeti :[/size] 4458 sayılı Gümrük Kanununun 167. maddesi ve 28.09.2004 tarih ve 25597 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2004/7889 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki “Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna Tanınacak Haller Hakkında Karar’da Değişiklik Yapılmasına Dair Karara göre;
Özel tertibatlı sakat araçlarında aşağıdaki şartlar aranır.
a) Malül ve sakat tarafından ithal edilmek istenen araç binek otomobili ise, binek otonun münhasıran malül ve sakatlar tarafından kullanılmak üzere özel surette imal edilmiş hareket ettirici tertibatı bulunmalıdır ve silindir hacmi 1600 (dahil) cc'ye kadar (arazi taşıtları hariç) olmalıdır.
b) Minübüs ise,minibüsün el ve ayak fonksiyonunu tamamen yitirmiş sakat kişinin araca binip inmesiyle, taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı bulunmalı ve sakat kişinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından bir sürücü veya sakat kişi tarafından iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafında kullanılan silindir hacmi 2500 (dahil)'cc'ye kadar (arazi taşıtları hariç) olmalıdır.
Özel surette yapılmış hareket ettirici tertibatı bulunmayan ve sadece otomatik vitesli olan binek oto ile sakat kişinin araca binip inmesiyle taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı bulunmayan minibüsün muafiyetten yararlandırılmak suretiyle ithali mümkün değildir.Denilmektedir.
Yani hem 1600 cc motor sınırı var , hem hareket ettirici özel tertibat şartı var (üstelik özel tertibatı yurt dışından almak ve taktırmak mecburiyeti var) , hem 5 yıl satmama şartı var ,hem prosedürü de o kadar çok ve karmaşık ki kendi başınıza bu işi halletmeniz çok zor ve birde Ankara’ya gelme zorunluluğu var ,hem de sahibinden başkası kullanamaz var.Bu haktan 2. kez yararlanabilmek için en az 5 yıl geçmesi gerekiyor.5 yıl dolmadan satmak isterse ancak gümrük muafiyeti hakkı olan başka özürlü birisine satabilir ve alacak özürlü kişide aracın üzerindeki tertibat kendisine uygun değilse kendisine uygun tertibat takmak zorunda ve gümrükten ithal belgesi almak zorunda.Eğer 5 yıl dolduktan sonra satmak istersek o zaman gümrük vergilerini ödeyerek istediğimiz kişiye satabiliyoruz.Yok 10 yıl bekler isek o zaman gümrük vergisi ödemeden istediğimiz kişiye satabiliriz. [size=6]ÇÖZÜM ÖNERİSİ:[/size] 1-) karmaşık prosedürleri en aza indirmek. 2-) Özel tertibatın yurt dışından alınma mecburiyetini kaldırmak. 3-) motor sınırını kaldırmak veya en azından dizel arabalarda 2000 cc ‘ye çıkarmak. 4-) Ankara’ya gelme zorunluluğunu kaldırmak. 5-) 5 yıl dolmadan istediğimiz kişiye gümrük vergisini ödeyerek satmak ve 5 yıl dolduktan sonra ise gümrük vergilerini ödemeden (10 yılı beklemeden) satabilmek. 6-) Kullanım hakkını 1. dereceden akrabalar ve “H” sınıfı sürücü belgesi olan diğer engelliler kullanabilir şeklinde değiştirmek. 7-) Sadece Otomatik vitesi de özel tertibatlı kabul etmek.

[size=6]PLAKA :[/size] Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 53. maddesinin 4. fıkrasına göre “Eğer araç özel tertibatlı ise sakatlara mahsus işaret bulunan plakadan verilir.” Denilmekte.
Yine yukarıda bahsedilen 1. ve 2. maddelerdeki gibi arabalar özel tertibatlı sayılmadığından bu şekilde plaka takılmamalı. [size=6]ÇÖZÜM ÖNERİSİ:[/size] Bu amblem olayı park esnasında az da olsa bizlere fayda sağlıyor fakat sürüş esnasında hiçbir faydası olmadığı gibi özürlü kişiyi adeta damgalıyor.Bu nedenle bu amblemin kaldırılarak park esnasında aracın içinde ve görülebilecek bir noktaya konulabilecek bir kartın verilmesi ve kullanılması daha güzel olacaktır.

[size=6]KULLANIM HAKKI:[/size] Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 53. maddesinin a ve b fıkrasına göre engelliler tarafından alınmış olan özel tertibatlı araba ister sıfır , ister 2. el , isterse yurt dışından gelsin fark etmez hepsinin ruhsatına gerekli şerhler konularak. Sahibinden başkası kullanamaz ibaresi yazılacak.Bundan dolayı bu şerhin olduğu bir arabayı başkasının kullanması kesinlikle yasak oluyor ve yine aynı yönetmeliğe göre “ Malul ve sakatlara ait özel tertibatlı araçların her ne sebeple olursa olsun, bu Yönetmelikte izin verilen kişiler dışında başkaları tarafından kullanıldığının tespiti halinde; araç trafikten men edilerek bu hususta düzenlenecek bir tutanakla mer'i mevzuat çerçevesinde işlem yapılmak üzere ilgili gümrük ve maliye birimlerine intikal ettirilir.” Denilmekte. [size=6]ÇÖZÜM ÖNERİSİ:[/size] Engelli tarafından her ne şekilde olursa olsun satın alınan bir aracı 1. dereceden akrabalar ve “H” sınıfı sürücü belgesi olan diğer engelliler kullanabilmelidir.Eğer bu yapılmazsa anayasanın eşitlik ilkesi gereğince Trafikte olan bütün araçların ruhsatına “sahibinden başkası kullanamaz” şerhi konmalı ve kimse başkasının arabasını kullanmamalı.

[size=6]NOT:[/size] Burada yazdıklarım daha çok % 40 - % 89 arası özürlüleri ilgilendirmekte.%90 ve üzeri özürlüler için bazı farklılıklar bulunmaktadır.Kanunların ve yetkili kişilerin açıklama ve yorumları doğrultusunda hazırlamış olduğum ve kendimce çözüm önerileri sunduğum bu yazı dışında , pratikte farklı uygulamalar olabilmekte ve ileride başımıza ne gibi sorunların çıkacağı bilinmemekle birlikte bazı mağdur duruma düşen arkadaşlarımız olduğunu biliyoruz.
 
Re: [Gündem] Sakatların Otomobil Alım-Satım ve Kullanımı ile İlgili Sorunlar ve Çözüm Önerileri

OturanBoğa' Alıntı:
Değişiklik kronolojisi
* 22 Ocak: www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?p=194321#194321


Konuyla ilgili üçüncü bir girişim olarak aşağıdaki metni hazırladım.
Lütfen herkes detaylıca okuyup eksik ya da yanlış bulduğu konuları önerileriyle birlikte dile getirsin. Bu fikir alış-verişinden sonra meydana gelecek son tasarıyı Özürlüler İdaresi Başkanlığı'na gönderip, konuyla ilgili olarak bir çalışma yapmalarını talep edeceğiz...

..........

3- Çözüm Önerileri
a) H sınıfı sürücü belgesi tamamen kaldırılmalıdır.
Nasıl ki gözlük kullanan sürücüler için otomobil kullanırken gözlük takma zorunluluğu, tek gözü görenler ve işitme engelliler için özel ibareler (B sınıfı) sürücü belgesine işlenmektedir, aynı şekilde, sakat vatandaşların araç kullanırken araçta ne tür düzenlemeler olması gerektiği de (B sınıfı) ehliyetlerine veya ekstra bir belgeye yazılmalıdır. Böylece sakat sürücüye, “sen sadece kendine ait olan ‘bu’ otomobili kullanabilirsin,” denilmemiş ve yukarıda dile getirilen Anayasal ve Yasal haklarına zarar verilmemiş olur. Bu şekilde sakat vatandaş (da) ehliyetinde yazan koşulların bulunduğu tüm otomobilleri kullanabilir hale gelebilecektir.

Bülent Bey ben yazmış olduğum o metni arkadaşların bilgilenmesi ve mevcut uygulamalar ışığında ileride mağdur duruma düşmemeleri için hazırlamıştım.Sizin hazırlamış olduğunuz metnin son halini tekrar okudum ve bir şey dikkatimi çekti.Çözüm önerilerinde yukarıda bahsettiğiniz "H" sınıfı sürücü belgelerinin tamamen kaldırılarak iptal edilmesini istemişsiniz.Bence "H" sınıfı sürücü belgesinin tamamen kaldırılması daha önce bu sınıf ehliyet almış olanları hem maddi olarak hemde manevi olarak yoracak bir değişim olur.Üstelik ben Yetkili kişilerin böyle bir iptal olayını gerçekleştireceğini hiç zannetmiyorum.Çünkü bu olay hemen bir yazı ile halledilebilecek bir olay değil.Benim çözüm önerim ise şöyle:"H" sınıfı yine kalsın fakat tarifi değişsin.Zaten sorun "H" olup olmamasında değil, "H" sınıfının tarifinde sorun var.Kanuna göre; "H" sınıfı sürücü belgesi alacak kişiler “Özel tertibatlı olarak,imal, tadil veya teçhiz edilmiş motosiklet veya otomobil türünden araçları kullanabilir” diyor.Oysa yasa "H" sınıfı sürücü belgesi alacak kişiler "sakatlıklarına uygun otomatik veya düz vites olarak imal,tadil veya teçhiz edilmiş motosiklet veya otomobil türünden araçları kullanabilir" dese ve bu tarif ÖTV , MTV ve gümrük muafiyetlerindede bu şekilde belirtilse daha iyi ve kolay olur.Sorunun esas kaynaklarından birisi bu özel tertibatın yanlış tarif ve yorumunda.

Saygılar....
 
Arkadaslar merhaba. Zorunlu nedenlerle sizlerden bir sure uzak kaldim ancak dondugumde forum uyelerinin hizlarindan hicbirsey kaybetmediklerini gordum mutlu oldum. Ozellikle sevgili Bulent'in ozverili calismalari basta olmak uzere katilimcilarin da forumu cok ciddi bir sivil toplum gucu haline getirmekte oldugunu ( hatta getirmis oldugunu ) sevinerek gordum.

Bir suredir H sinifi ehliyet almak icin mucadele verdim. ( Neredeyse 10 yil kadar. ) Sonunda o sorunu cozdum derken ozel tertibatli araclar konusunda yiginla sorun bizi bekliyordu.

Sevgili Bulent'in yaptigi calisma inanilmaz guzel olmus. Tum talepler cok yerinde ekleyecek herhangi birsey bulamadim.

Calismanin tamamlanmasi sonrasinda izlenecek surece de sahip cikmaliyiz.

Bu konu hakkinda cesitli arastirmalar ve girisimlerde bulunurken TBMM den Trabzon milletvekili Sayin Akif HAMZAÇEBİ ile gorusme firsatim oldu. Sayin HAMZAÇEBİ milletvekilligi oncesinde Gelirler Genel Muduru olarak gorev yaptigi icin konuya ilgi gosterebilecegini dusundum. OTV konusu hakkinda once bir tereddut yasadi ve maliye bakanligi ile gorusup konuyu net olarak anladiktan sonra bana donecegini soyledi. Dogrusu ilk olarak basindan sallamak icin yapiyor olabilir mi diye dusunmedim degil. Ancak ilk gorusmemizden yaklasik 15 dakika sonra geri dondu. Maliye bakanligindan bir daire baskani ile gorustugunu ve konunun bizim soyledigimiz gibi oldugunu yani OTV nin alinmamasinin bir oteleme /erteleme oldugunu belirtti. Bakanlik yetkilisini bu konuda henuz kendilerine yansimis bir sikayet olmadigini soylemis bunun nedeninin yasanin cikmasindan bu yana henuz 5 yillik surenin dolmadigindan olabilecegini belirtmis. Sayin HAMZACEBİ bunun bu hali ile kazanilmis bir hak olmadigini sadece erteleme oldugunu , kdv konusundaki taleplerin de cok makul oldugunu belirtti. Plan butce komisyonu uyesi oldugu icin bu konu hakkinda elinden geleni yapacagini soyledi.

Ancak bu taleplerin Bakanlik veya TBMM tarafindan daha ciddi ele alinabilmesi icin bireysel basvurular kadar kurumsal basvurularla da dile getirilmesi gerektigini belirtti. Basvurularin ozellikle Gelir İdaresi Başkanlığı ve TBMM Plan Bütçe Komisyonu'na yapilmasinin faydali olacagini belirtti. Yani bizler bu calismayi bireysel olarak ilgili kurumlara iletebilecegimiz gibi dernekler ve konfederasyon basta olmak uzere ÖZİDA araciligi ile de girisimde bulunmaliyiz. Bunlarin disinda Basbakanliga , bakanliklara ve TBMM dilekceler komisyonuna yogun basvurularda bulunmamiz gerekiyor. Arkadaslar internet ortaminda elektronik posta basvurulari . islak imza diye nitelenen mektup veya fax kadar etkili olamamaktadir. Bu nedenle imkani olan arkadaslarin elektronik postanin yanisira mektup ve fax yolunu da tercih etmeleri kampanyayi daha ikna edici hale getirebilir diye dusunuyorum. Ayrica sadece biz degil etrafimizdaki dostlarimiz ve yakinlarimizin da bu talepleri iletmelerini saglayalim. ( Dogrusu secim yilina girilmis olmamizin bu konuda bizim icin ciddi bir umit olabilecegini dusunuyorum. )

Arastirmalarim ve gorusmelerim sirasinda cesitli gazetelerin ozellikle ekonomi ve otomobil konusunda yazan yazarlarlari ile de gorusme firsatim oldu. Hepsi klasik olarak " evet haklisiniz bununla ilgilenelim " vs. derken Hurriyet Gazetesi Oto Yasam ekinin editoru Sayin Emre ÖZPEYNİRCİ konuyu kosesine tasidi. Yazisinin bu konudaki calismalarda onemli kilometre taslarindan olacagini umdugumu belirtir bir tesekkur mesaji ilettim kendisine. Yazisinin linki soyledir http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/5788850.asp?yazarid=147 Gerci Sayin ÖZPEYNİRCİ yazisinda ÖTV nin hic alinmadigi gibi bir anlam cikiyor ama belki de ben kendimi yeterli ifade edemedigim icin boyle bir anlam cikmis olabilir. Lobi olusturmamiza ozellikle basinin buyuk katki saglayacagini goz onune alarak kampanyanin basin ayagina da onem vermeliyiz.


Bu calismada emegi gecen herkese yeniden tesekkur ederim.

Saygilarimla

Sinan YAĞCI
 
Evet, H sınıfı sürücü belgesi tanımını değiştirmek daha kolaylaştırıcı olabilir. Yalnız önerilen tanım konusunda tereddütüm var.

Orijinal tanım şu:
“H Sınıfı Sürücü Belgesi, özel tertibatlı olarak, imal, tadil veya teçhiz edilmiş motosiklet veya otomobil türünden araçları kullanacak hasta veya sakatlara” verilen belgedir.

Şunu önermiş yakupyusuf:
"sakatlığına uygun otomatik veya düz vites olarak imal, tadil veya teçhiz edilmiş motosiklet veya otomobil türünden araçları kullanacaklar için"

Tereddütüm şu: Öneride yer alan "otomatik veya düz vites" ibaresinin bulunduğu yere bakınca, 'otomatik vites kullanabilmeyi özel donanım sınırından kurtarmadığı' şeklinde anlaşılmasına sebep olabiliyor sanki.
Yani şöyle anlaşılmasın: "özel donanım olsun da, ister otomatik ister düz vites olsun". Malum burada herkes tersten anlıyor! :)
Orijinal tanımda, otomatik vites ibaresini özel donanımdan tamamen bağımsız kılacak şekilde değişiklik yapmamaız gerek.

Şunu öneriyorum:
“H Sınıfı Sürücü Belgesi, otomatik vites, veya özel tertibatlı olarak imal, tadil veya teçhiz edilmiş motosiklet veya otomobil türünden araçları kullanacak hasta veya sakatlara” verilen belgedir.
 
merhaba

OturanBoğa ne zaman sunmayı düsünüyorsunuz devler büyüklerine bu yönergeleri bir an önce faliyete gecmesi herkez acısından iyi olur
 
Hala öneriler geldiği için uzuyor. Bir de siyasal gündem çok yoğun... Bir terslik olmazsa Pazartesi günü gerekli girişime başlarız
 
OTURANBOĞA

Bülent Lokman AYVA nın engelliler için meclise sunduğu yasa tasarısı meclisten geçmiş bu konuda bir bilgin var mı? Sabah haberlerde duydum. Neleri kapsıyor bu yasa?. Sevgiler................
 
Hiç duymadım Azat. Bakım Parası ile ilgili bir önerisi vardı komisyonlarda... Belki odur.
 
Evet o; bakım masrafı aylık olarak, iki aylık asgari ücret bedeline denk olacakmış en fazla. (sanırım böyleydi haber)
 
okuyun arkadaşlar

sayın lokman ayva nın bir haberini buldum isterseniz inceleyin


http://arsiv.sabah.com.tr/2004/11/20/siy104.html


Özrümüzü kabul edin

AKP'nin görme özürlü milletvekili Ayva'nın yasa teklifi kabul edilirse Türkiye özürlülere göre yeniden yapılanacak ayrımcılık "suç" olacak, işsiz özürlüye "maaş" verilecek.

AK Parti'nin görme özürlü milletvekili Lokman Ayva, hükümetin Özürlüler Tasarısı gecikince kendisi bir yasa teklifi hazırlayarak TBMM Başkanlığı'na sundu. Ayva'nın teklifi yasalaşırsa, AB İlerleme Raporu'nda Türkiye'nin eksikliği olarak dikkat çekilen özürlüler konusunda önemli reformlar uygulanacak. Yasa teklifi, 'ayrımcılık' kavramını özürlüler açısından düzenliyor. Türkiye'de 7 milyona yakın özürlünün günlük yaşamından iş hayatına kadar uzanan yelpazede, herkesin uymakla yükümlü olduğu kriterler tek tek sıralanıyor. Buna göre, ayrımcılık yapan kişi, kurum ya da kuruluş, özürlünün uğradığı maddi ve manevi tazmine ödemekle yükümlü bulunuyor. Yasa bu yönüyle, özürlülere tazminat davası açma hakkı tanıyor. Teklif, ilköğretimin yasal bir zorunluluk olduğundan yola çıkarak özürlü öğrencilerin okumaması için bir bahaneye izin verilmeyeceğini hükme bağlıyor. Yasa, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Genel Müdürlüğü'nü bu işle sorumlu tutuyor.

7-10 YILDA HER ŞEY DEĞİŞECEK
Yeme, içme, barınma, tuvalet gibi ihtiyaçlarda kendisine bakmakta zorlanan kimsesiz özürlülerden il özel idareleri ve belediyeler sorumlu olacak. Yetki belirsizliği ortadan kalkacak. Geliri olmayan özürlülere ödemeler de Özürlüler Destek Geliri adı altında tek bir merkezde toplanacak. Çalışamayan özürlülere 'yarım asgari ücret' tutarında maaş verilecek. Teklif, kamu ve özel toplu taşım araçlarında özürlü düzeni de öngörüyor. Buna göre toplu taşım araçları 10 yıl içinde bu uygulamaya geçecek. Ayrıca hastane, belediye, sağlık ocağı, resmi binalar ve açık alanlar da 7 yıl içinde özürlülerin kullanıma uygun hale gelecek.
Hülya KARABAĞLI / ANKARA
 
oturanboga assagıdaki yasayı www.ozida.gov.tr den aldım ama burda ötvde öteleme diye bir seyden bahsetmiyor bilgilermi yanlıs

  • kaynak www.ozida.gov.tr

    ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNU
    Kanun Numarası : 4760
    Kabul Tarihi : 6/6/2002
    Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 12/6/2002 Sayı : 24783
    Diğer istisnalar
    Madde 7 – Bu Kanuna ekli;
    .............
    2. (Değişik: 16/7/2004-5228/21 md.) (II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tâbi mallardan;

    a) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³'ü aşanlar hariç) ve 87.11 G .T.İ.P. numaralarında yer alanların, sakatlık derecesi % 90 veya daha fazla olan malûl ve engelliler tarafından,

    b) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³'ü aşanlar hariç) ve 87.11 G .T.İ.P. numaralarında yer alanların, bizzat kullanma amacıyla sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibat yaptıran malûl ve engelliler tarafından,

    Beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı,

    Vergiden müstesnadır.
buna ne demeli
 
kemalcakir19, aracı satın alırken mufız ya! Kelime oyunu gibi düşün... Bu konu şüpheye ver mermeyecek kadar açık...
 
OturanBoğa' Alıntı:
Orijinal tanım şu:
“H Sınıfı Sürücü Belgesi, özel tertibatlı olarak, imal, tadil veya teçhiz edilmiş motosiklet veya otomobil türünden araçları kullanacak hasta veya sakatlara” verilen belgedir.


Şunu öneriyorum:
“H Sınıfı Sürücü Belgesi, otomatik vites, veya özel tertibatlı olarak imal, tadil veya teçhiz edilmiş motosiklet veya otomobil türünden araçları kullanacak hasta veya sakatlara” verilen belgedir.

yeni öneriye katılıyorum.

saygılar
 
Metni şu şekilde değiştirdim:

  • 3- Çözüm Önerileri
    a) H sınıfı sürücü belgesi için yeni bir düzenleme yapılmalıdır. Buna göre, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 38 inci maddesinde yer alan ‘H sınıfı sürücü belgesi’ tanımı, sağlık raporunda “otomatik vitesli otomobil kullanabilir” ibaresi yer alan kişileri de kapsayacak şu şekilde değiştirilmelidir:
    “H Sınıfı Sürücü Belgesi otomatik vites, veya özel tertibatlı olarak imal, tadil veya teçhiz edilmiş motosiklet veya otomobil türünden araçları kullanacak hasta veya sakatlara” verilen belgedir.

Bu arada metni kimlere yollamamızı önerirsiniz arkadaşlar?

Özürlüler İdaresi Başkanlığı
Maliye Bakanlığı (hangi bölüm?)
AKP, CHP, ANAP, DYP (başka?)
Bazı milletvekilleri; Lokman Ayva (sakat), Gürsoy Erol (sakat), Akif Hamzaçebi (eskiden Gelirler Genel Muduru imiş), (başka?)
 
güzel

degişiklik iyi olmuş



Özürlüler İdaresi Başkanlığı
Maliye Bakanlığı (hangi bölüm?)
AKP, CHP, ANAP, DYP (başka?)
Bazı milletvekilleri; Lokman Ayva (sakat), Gürsoy Erol (sakat), Akif Hamzaçebi (eskiden Gelirler Genel Muduru imiş), (başka?)

bence hepsine gönderin garanti olur
 
Çözüm önerilerinin gerçekleşmesi için yasa , yönetmelik . genelge vs. gerektiği için kurumlardan ziyade meclislete bulunan hükümet meclis başkanı ve milletvekillerinin bilgilenmesi ve onların sorunu halletmesi gerektiğinden mecliste bulunan bütün milletvekillerine gönderelim.Üstelik bu hazırlamış olduğun metni bizlerde hepimiz tek tek bütün milletvekillerine gönderelim.Belki birileri okurda ilgilenir.

Mecliste bulunan milletvekillerinin elektronik posta adresleri :
http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/mv_e_posta_sd.uye_e_posta

Bülent Bey eğer müsade edersen ben hepsine mail olarak göndermek istiyorum.

Saygılar...
 
Müsade ne demek yahu, amaç zaten herkesin herkese yollaması ve sorunlarımızın çözülmesi :)
Sadece metin son halini alsın, ndan sonra gönderelim. Uzadı iş ama, görüyorsun yeni öneriler ve değişiklikler oluyor. En iyi şekilde olsması çok önemli. Pazartesi günü kesinlikle girişimi başlatacağız.

Milletvekillerinin hepsine yollamak iyi olur evet. Benim oradaki tereddütüm teknik bir konudan dolayı. Zira bir seferde en çok 50 kişiye mesaj gönderilebiliyor genelde. Bazı adreslerde bu sayı çok daha az olabiliyor... Onun için dileyen herkese gönderir ama, en azından şu-şu kişilere mutlaka gönderin demek lazım...
Pazartesi günü.
 
OturanBoğa' Alıntı:
Metni şu şekilde değiştirdim:

Bu arada metni kimlere yollamamızı önerirsiniz arkadaşlar?

Özürlüler İdaresi Başkanlığı
Maliye Bakanlığı (hangi bölüm?)
AKP, CHP, ANAP, DYP (başka?)
Bazı milletvekilleri; Lokman Ayva (sakat), Gürsoy Erol (sakat), Akif Hamzaçebi (eskiden Gelirler Genel Muduru imiş), (başka?)

Gelir İdaresi Başkanlığı İnternet sitesinde herhangi bir mail adresi vermemiş , isteyenler için faks numarasını vereyim Osman ARIOĞLU Gelir İdaresi Başkanı 0312 415 28 21-22

TBMM Plan Bütçe Komisyonu butkom@tbmm.gov.tr

TBMM dilekçeler Komisyonu var ancak yazılı başvuru alıyor elektronik yöntemle almıyor. Linki şöyle http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/dilekcekomisyonu/komisyonabasvuru.htm


Bülent metnin son şeklinin word belgesi elinde var mı ? Bana maille atabilirmisin ?
 
Bülent Bey araç muayenelerinde daha önce özürlüler için muafiyet vardı fakat 01.01.2005 tarihinden itibaren bu muafiyet kaldırıldı (gerçi bazı görevliler bu kaldırılan hükmü bilmediğinden bazı yerlerde muayene ücretinden muaf tutuyorlar.)
Hazırlamış olduğun metine özürlülerin daha önce araç muayene ücretinden de muaf olduğunu fakat 01.01.2005 tarihinden itibaren bu muafiyetliğin kaldırıldığını ve tekrar bu hakkın verilmesini de yazabilirmisin. Belki tekrar muaf oluruz veya en azından bizlerin muaf olduğumuzu sanmasınlar( birileri sizinde bir çok avantajınız var demesin)

Saygılar..
 
yakupyusuf, evet o ibareyi de ekleyeyim.

Sinan, hele metin son halini alsın. Word halini de ekleyeceim buraya
 
Şu eklemeleri yaptım:

2- Sakat Vatandaşların Yaşadığı Sorunlar:

j) Sakatlar tarafından kullanılan özel tertibatlı araçlar 01.01.2005 tarihinden önce muayene harcından muafken, bu tarihte yayınlanan muayene istasyonlarınca alınacak muayene ücretleri konulu “Karayolları Trafik Muayene İstasyonlarında Yapılacak Araç Muayenelerinde Alınacak Harçlar Hakkında Sirküler / 1 “de sakatlar tarafından kullanılan özel tertibatlı araçlardan harç alınamayacağına ilişkin herhangi bir hükme yer verilmemiştir. Bu itibarla artık özel tertibatlı araçlardan muayene harcı alınmaktadır.

3- Çözüm Önerileri:

ı) Muayene istasyonlarınca alınacak muayene ücretleri konulu “Karayolları Trafik Muayene İstasyonlarında Yapılacak Araç Muayenelerinde Alınacak Harçlar Hakkında Sirküler / 1 “de değişiklik yapılmalı ve eskiden olduğu gibi sakatlar tarafından kullanılan özel tertibatlı araçlardan harç alınamamalıdır.
 
Bülent Bey; Araçların 5 yıl zorunlu kullanılması ile ilgili aşağıdaki düşüncelerinizle ilgili, ikna edici geçerli bir sebep zanımca var gibi;
lider334, teorik olarak olabilir tabii, ama;
1- Bu isteği kabul ettirecek geçerli/ikna edici bir argüman yok gibi geliyor bana. Çünkü burada bizim dayandığımız temel, İHTİYAÇ kavramıdır. Bürokratlar, "bir sene önceye almak hangi ihtiyacınızı karşılamak için?" diye sorabilirler.
2- Bu konu temel bir sorun değil, tali bir sorun. "Ne çok şey istiyorlar" diye düşündürecek şekilde kalabalık yapmaya gerek yok
diye düşünüyorum..?

Sıfır km aldığımız araçların mekanik garanti süresi genellikle 2 yada 3 yıl (Sadece Huyundai de 5 yıl olduğunu biliyorum). Garantisi olmayan bir aracı ise, hali hazırda ki yasa ile zorla kullanmak zorunda kalıyoruz.

Garantisi olmayan bir araç kullanmanın dezavantajları ise bir hayli külfetlidir.

En azından alınan aracın, garanti süresi kadar bir satılamama yada yenisini alamama sınırlaması en aklı selim olanıdır.
 
Çok zorlama olur bu gerekçe bence.
Ayrıca bu süre düşürülürse, emin olun herkesin aklına ilk gelecek olan şey (ve reddetme gerekçesi,) alım-satımdan para kazanılmak istendiği olacaktır.
5 yılda bir alım-satımda çok çok düşük bir kazanç olur. Çünkü 5 yaşında bir aracın fiyatı ciddi şekilde düşer. Oysa 2-3 yaşında bir araç olursa, o zaman alım-satım yapmayı özendirici bir kazanç olur.
diye düşünüyorum...
 
Metni kimlere göndereceğimizle ilgili önerim (lütfen eksik olan kişi ve kurumları önerin):

Başbakan Sayın R.Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi, Anavatan Partisi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Plan ve Bütçe Komisyonu Üyeleri (e-posta adresleri olan), Milletvekili Sayın Lokman Ayva, Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Maliye Bakanlığı Gelirler İdaresi Başkanı, Gelir Politikaları Genel Müdürü, Gelir Yönetimi Daire Başkanı
Ayrıca tüm millletvekillerinin e-posta adreslerini de yayınlayacağım...

Not: Yukarıdaki 3 parti, TBMM'de grupları olması babında değerlendirilmiştir. Zira komisyonlarda bu üç partinin milletvekillleri var.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt