Öncelikle buraya da malzeme olan merhum gazeteci Dink için Allah'tan rahmet ve mağfiret diliyorum. Bu şekilde bir Ölüme/katle taraf olan insan, insan değildir! Zaten ben ve ailem dahil, tanıyan tanımayan herkes TV lerde onun delik ayakkabılarını görünce ağladı, üzüldü...
----------------------------------------------------------------------------
A - Sakatlar da 'Hrant'
Bülent Küçükaslan
B - Sakat-Engelli, Kim?-Ne?
http://www.engelliler.biz/Makaleler/bulent/sakatengelli_kimne.htm
Bülent Küçükaslan
C - UYARI: K "Nefret söylemi ifade özgürlüğü kapsamında değildir"
"İfade özgürlüğü kapsamında, ırkçı ve ayrımcı bir nefreti vurgulayan ifadeler, korumayı gerektirmez. Çünkü başkalarının haklarıyla ilgilidir. Başkalarının haklarının gözardı edilmesiyle ilgilidir."
"Ulusal, ırksal ya da dinsel nefretin, ayrımcılık, düşmanlık ya da şiddete kışkırtma biçimini alacak şekilde savunulması, yasalarca yasaklanır."
"Nefret söylemini engellemeyen gazeteci de suç işler"
UYARI: Aşağıdaki tartışma ayrımcılık ve ötekileştirme zemininde açılmıştır. Bunun dışına taşacak siyasal polemiklere ve sloganlara müsade edilmeyecektir.
Bülent Küçükaslan
D- Ülkeyi sevmek için milliyetçi olmak şartı yoktur. Ülkeyi sevmek, ülkeyi sevmektir! coğrafyayı, üstünde yaşayan insanları...
Ayrıca milliyetçilik daha 100 yıllık bir siyasal kavramdır. Oysa doğduğu/yaşadğı toprağa ve insanlara sevgi ve sadakat, binlerce yıllık (daha devlet diye birşey ortada yokken) bir tutkudur.
Bülent Küçükaslan
Yukardaki yazılar ve benzerlerinde, Nereden tutulursa tutulsun, tutarsız, kaygan ve polemiklerle dolu söylemlerde bulunulmaktadır.
Bu bir iftira değil, basitçe yapılan gerçek bir tespittir. İspatı yukarıda madde madde verdiğim alıntılarda ayan beyan ortadadır :
1 - Önce B maddesinde Engelli, sakat ve özürlü kavramları anlatılmış. Kısaca denmiş ki, "sakatlık ve engellilik ayrı kavramlardır." Ve sonra da A maddesinde, "Sakatlar da 'Hrant'" diyerek önceki söylemlere tezat oluşturulmuştur. Çünkü savununlan fikre göre söylenmesi gereken cümle şöyle olmalıydı "Engelliler de Hrant"... Bu şekil bile söylenmiş olsa doğru olacağı anlamına gelmiyor elbette. Yani bu öncelikle bir iç tutarsızlık.
2 - Bu forumda hep olduğu gibi, önce C maddesindeki şekilde bir kural konmuş, ama sonra o kural kendileri tarafından AÇIKÇA ihlal edilmiştir. Ayrıca Zaten Sakatlar da 'Hrant' söyleminin gideceği yer bellidir. Yönetici veya yöneticiler adeta medya patronları gibi sansasyonel başlıklar peşindedir yahut öyle bir görüntü vardır. Hem tüm diğer görüşler açıkça kötülenmekte, karalanmakta, hem de o görüşlere sahip olan kişiler kötülenmekte ve susturulmaktadır. "Madem incir yemiyecektin, niye çıktın ağaca?" Madem karşı tarafın susmasını istiyorsanız, neden sürekli kışkırtıcı hareketler yapıyorsunuz?
"Sakatlar da Hrant" demeden çok çok önce ve yaptığınız tanım ve dayanaklara göre çook daha geçerli nedenlerle, neden "Başörtülüler de Sakat" demediniz mesela?? (Sadece bir örnek verdim, eğitim, iş ve sosyal hayatta engellenen çok daha farklı, çok daha radikal gruplar var. Bu grupların savunmasını yapmayacağım, o onların derdi. Ben engelliyim, sakatım.)
Sevgili Bülent " Ne Mutlu Türküm Diyene" yazmak slogansa , ırkçılıksa , nefret içerikli bir söylemse eyvallah der susarım. Rolling Eyes Yine " ben Hrant değilim "cümlesinin neresi nefret içeriyor anlayamadım. Hukukçu gözüyle de baktım , insani pencereden de irdeledim. Göremedim. Bence özgür bir platformda kimsenin mesajını silmeden , kimseye aba altından sopa göstermeden fikirlerin paylaşılmasına izin verilseydi çok daha demokratik ve bu başlığa uygun bir tartışma olacaktı. Tam da ayrımcılık ve ötekileştirmeyi konuştuğumuz bu noktada. Şehit mektubunu da okumuştum. Onun da silinmiş olması bu başlığın monolog haline geleceğinin sinyalidir.
O zaman sadece fikirlerinizi destekleyen arkadaşlar yazarlarsa silmek ve banlamakla yorulmamış olursunuz
Şimdi esas konuya gelmek istiyorum. Çünkü konu iyice dağıldı. Hrant ile sakatlar olarak bizlerin bağdaştığı noktalar nelerdir ? Hrant'ın eğitim hakkı kısıtlanmış mıdır ? Hrant'ın sosyal hakları ne tür kısıtlamalara uğramış ? Üniversite eğitimi engellenmiş mi ? ( Zooloji+ Felsefe mezunu ) Yerleşme ve seyahat hürriyeti engellenmiş mi ? Tatil hakkı engellenmiş mi ? İş bulmada ne gibi bir ayrımcılık yaşamış ? Agos gazetesini kurarken bir engelleme ile karşılaşmış mı ?
Kaymakam olamaması ya da askeri rütbe alamaması ayrımcılığa uğradığının ispatı mıdır ? T.C vatandaşı olanlardan her isteyen" ben kaymakam olacağım" dediğinde kaymakam olabiliyor mu ? Yoksa bu göreve getirilecek kişiler Türk de olsa her açıdan araştırılıyor mu ? Bunları tartışalım bence. T.C Hrant Dink'e ayrımcılık yaptı diyorsak bunları ispatlamak gerekir. Çünkü büyük bir iddiadır.
Yukarıda yazan -akasya- arkadaşın yazdıklarına katılıyorum. Ve ekliyorum...:
"Ektiğin dikeni gül bahçesinde arama" Mevlâna
Hiç kimsenin, hiç kimseye düşüncesini, hayallerini, planlarını zoraki şekilde dayatmaya hakkı yoktur.
Hiç kimsenin, sekiz milyon insan adına bir takım tanımlamalar yapmaya da hakkı yoktur. Hiç kimsenin, sekiz milyon insan için düşünüp, karar verip hatta eyleme geçilmesi gerektiğini söylemeye hiç hakkı yoktur. Bunu yapan kişi ve gruplarla, dilencilerin temelde pek farkı yoktur. Çünkü her ikisi de engelliği veya engellileri kendi çıkarları uğruna kullanmaktadırlar.
Bu sekiz milyon insan Türkiye'de yaşayan engelli bireylerden oluşmaktadır. Onları bir potada buluşturan konu ise, kısaca "engelli olmalarıdır". Engelli/Sakat olmak da öncelikle tıbbi bir durumdur ve vücudun estetik/biyolojik/işlevsel/zihinsel olarak, günlük yaşamda görevini tam olarak yapamamasıyla ilişkilidir. Bu insanlar sakatlıkları ve/veya toplumun genel duyarsızlıkları nedeniyle, çoğu zaman toplumsal ilişkilerinde, eğitim ve iş hayatında ciddi sorunlar yaşamaktadırlar.
Zaten ortak bir derdi olan sekiz milyon insanın, sözde dertlerinin anlatılması ve hak savunulması için, üç beş kişi veya öbeğin sorunlarına ortak olup, onların tabela taşımacılıklarını yapmaya ihtiyacı yoktur.
Engelliler, engellilik veya sakatlık kavramı hiçbir korsan düşüncenin paramparça yelkenlerine yama olmayacaktır. Bunu yapmaya kalkan kişi veya gruplar, eninde sonunda koca bir okyanus ortasında yelkensiz ve dümensiz kalmaya meyillidir.
Hayatta kalmak ve hayata dahil olmak, üzerinde yaşam barındırdığını bildiğimiz tek gezegen olan bu dünyada en kutsal, en önemli değerdir. Canlılığı ifade eden temel eylemler beslenmek, güvenli bir yer bulmak ve çoğalmak arzularıdır. İnsan olarak bizler de bu temel hak ve dürtülere sahibiz.
Doğada sakatlığı veya fiziksel kusuru olan hayvanların bu temel arzularını gidermek için diğer çoğunluğa karşı pek şansı yoktur. Güçlü olan daha çok besin bulur. Dövüşlerde güçlü olan kazanır. Dişiler de güçlü ve güzel görünen erkekleri seçip yavrusunu yaparlar...
Fakat bizler insanız. Sahip olduğumuz beynimiz sayesinde tüm diğer canlıları kontrol altında tutabiliyor ve kendi çıkarlarımız için kullanıyoruz. (Ve gittikçe artan hızla HAYATA DAİR NE VARSA TÜKETİYORUZ)
Biz insanız... Sadece hayvansal huylarımızı kullanıp, zayıf olanı ezmekten çok daha üstün özelliklerimiz var. Bizler insanız. Yemek, çoğalmak ve hayatta kalmaktan öte görev ve sorumluluklarımız var!
Hayat kutsaldır. Hayatı ifade eden her şey de en az hayatın kendisi kadar kutsaldır.
[size=2]Önemli Not :
Hep bir daha yazmayacağım diyorum ama bu tutarsızlıklar haksızlıklar karşısında susmak da istemiyorum.
Yazmak istememin sebebi, forum sahibinin kişisel hak ve özgürlüklere karşı olan saygısızlığıdır.
Çünkü kendisi şahsıma, kişiliğime (haklı veya haksız yere olması hiç fark etmez) defalarca hakaret etmiştir. Yönetici veya yöneticiler hiç de adaletli değillerdir. Çünkü bu yanlışlık ve tutarsızlıkları diğer yöneticiler de görmezden gelmektedir. Dört yıllık Bütün kayıtlar elimdedir. Dileyen herkese yollayabilirim. Bunu buraya yazmak ne yasaktır ne de suç. Ortalığı karıştırmak falan gibi bir arzum yok. Sadece sakat-engelli bir vatandaş olarak bu saçma gidişe sessiz "ka la mı yo rum". Tarafımca rahatsız edilen veya incinen kişi varsa, yazsın nedenlerini, özür dileyeceğim.
[/size]
Saygılar.