C*
1-5. Kudsî Hadisler
1. Hadis :
--- Ebû Zer nakleder, Allah Teâlâ'dan rivâyet ederek Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Ey Kullarım! Ben kendi zâtıma zulmü haram ettim, onu sizin aranızda haram kıldım.
O hâlde birbirinize aslâ zulmetmeyin.
Ey kullarım! Benim hidâyete erdirdiğim müstesnâ hepiniz dalâlettesiniz!
O hâlde Ben'den hidâyete erdirilmenizi isteyiniz ki sizi hidâyete erdireyim.
Ey kullarım! Benim yedirdiklerim müstesnâ hepiniz açsınız; o hâlde benden yiyecek isteyiniz ki size yiyecek vereyim.
Ey kullarım! Benim giydirdiklerim müstesnâ hepiniz çıplaksınız.
Benden giyecek isteyiniz ki sizi giydireyim.
Ey kullarım! Siz gece gündüz günah işlersiniz, Ben bütün günahları bağışlarım.
Benden mağfiret dileyin ki sizi bağışlayayım.
Ey kullarım! Siz Bana hiçbir zarar veremeyeceğiniz gibi, Bana bir faydanız da olamaz.
Ey kullarım! Sizin önceki ve sonrakileriniz, insanlarınız ve cinleriniz, en müttakî kalbe sâhip kimseler olsaydınız bile, Benim mülkümde herhangi bir fazlalık olmazdı.
Ey kullarım! Sizin önceki ve sonrakileriniz, insanlarınız ve cinleriniz en kötü kalbe sâhib kimseler olsaydınız bile Benim mülkümde herhangi bir noksanlık olmazdı.
Ey kullarım! Sizin önceki ve sonrakileriniz, insanlarınız ve cinleriniz bir yerde hep birlikte ayağa kalkıp Ben'den istekte bulunsanız, herkesin istediği şeyi veririm de, bu Benim nezdimde ancak iğnenin denize daldırıldığı zaman eksilttiği şey kadar bir noksanlığa yol açar.
Ey kullarım! Bu saydıklarım sizlerin amelleriniz ve Benim onlara verdiğim karşılıklar.
Kim bir iyilik bulursa, Allah'a hamdetsin!
Kim bunun dışında bir şey bulursa, ancak kendini kötülesin!”
(Müslim, Birr, 55)
Rivâyet : Hikâye edilen hâdise veya söz. * Bir hâdisenin başkalarına anlatılması. * Peygamberimiz'den (A.S.M.) işittiklerini veya sahabeden duyduklarını birisinin başkasına anlatması.
Haram : Helâl olmayan, İslâmiyetçe ve dince nehyedilen şeyler ve ameller. Allah'ın izin vermediği, men'ettiği şeyler. Helâlin zıddı olan şey.
Hidâyet : Doğruluk. İslâmlık. Hakkı hak, bâtılı da bâtıl olarak görüp doğru yola girmek. Dalâletten ve bâtıl yoldan uzaklaşmak.
Müstesnâ : İstisna edilen. Ayrı tutulan, ayrı muameleye tabi olan. Kaide dışı bırakılmış olan.
Dalâlet : İman ve İslâmiyetten ayrılmak. Azmak. Hak ve hakikatten, İslâmiyet yolundan sapmak. Allah'a isyankâr olmak. * Şaşkınlık
Mağfiret : (Magfiret) Cenab-ı Hakk'ın kullarının günahlarını örtmesi, affetmesi, rahmeti ile lütfu.
Nezd : f. Yan. Yakın. Karib. * Göre, nazarında, fikrince. (Arapçadaki "ind" mânâsındadır)
C* C* C* C* C* C* C* C* C* C* C* C* C* C* C*
Muhiddin i Arabi (Mişkâtü’l Envâr) ... Muhammedinur
1-5. Kudsî Hadisler
1. Hadis :
--- Ebû Zer nakleder, Allah Teâlâ'dan rivâyet ederek Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Ey Kullarım! Ben kendi zâtıma zulmü haram ettim, onu sizin aranızda haram kıldım.
O hâlde birbirinize aslâ zulmetmeyin.
Ey kullarım! Benim hidâyete erdirdiğim müstesnâ hepiniz dalâlettesiniz!
O hâlde Ben'den hidâyete erdirilmenizi isteyiniz ki sizi hidâyete erdireyim.
Ey kullarım! Benim yedirdiklerim müstesnâ hepiniz açsınız; o hâlde benden yiyecek isteyiniz ki size yiyecek vereyim.
Ey kullarım! Benim giydirdiklerim müstesnâ hepiniz çıplaksınız.
Benden giyecek isteyiniz ki sizi giydireyim.
Ey kullarım! Siz gece gündüz günah işlersiniz, Ben bütün günahları bağışlarım.
Benden mağfiret dileyin ki sizi bağışlayayım.
Ey kullarım! Siz Bana hiçbir zarar veremeyeceğiniz gibi, Bana bir faydanız da olamaz.
Ey kullarım! Sizin önceki ve sonrakileriniz, insanlarınız ve cinleriniz, en müttakî kalbe sâhip kimseler olsaydınız bile, Benim mülkümde herhangi bir fazlalık olmazdı.
Ey kullarım! Sizin önceki ve sonrakileriniz, insanlarınız ve cinleriniz en kötü kalbe sâhib kimseler olsaydınız bile Benim mülkümde herhangi bir noksanlık olmazdı.
Ey kullarım! Sizin önceki ve sonrakileriniz, insanlarınız ve cinleriniz bir yerde hep birlikte ayağa kalkıp Ben'den istekte bulunsanız, herkesin istediği şeyi veririm de, bu Benim nezdimde ancak iğnenin denize daldırıldığı zaman eksilttiği şey kadar bir noksanlığa yol açar.
Ey kullarım! Bu saydıklarım sizlerin amelleriniz ve Benim onlara verdiğim karşılıklar.
Kim bir iyilik bulursa, Allah'a hamdetsin!
Kim bunun dışında bir şey bulursa, ancak kendini kötülesin!”
(Müslim, Birr, 55)
Rivâyet : Hikâye edilen hâdise veya söz. * Bir hâdisenin başkalarına anlatılması. * Peygamberimiz'den (A.S.M.) işittiklerini veya sahabeden duyduklarını birisinin başkasına anlatması.
Haram : Helâl olmayan, İslâmiyetçe ve dince nehyedilen şeyler ve ameller. Allah'ın izin vermediği, men'ettiği şeyler. Helâlin zıddı olan şey.
Hidâyet : Doğruluk. İslâmlık. Hakkı hak, bâtılı da bâtıl olarak görüp doğru yola girmek. Dalâletten ve bâtıl yoldan uzaklaşmak.
Müstesnâ : İstisna edilen. Ayrı tutulan, ayrı muameleye tabi olan. Kaide dışı bırakılmış olan.
Dalâlet : İman ve İslâmiyetten ayrılmak. Azmak. Hak ve hakikatten, İslâmiyet yolundan sapmak. Allah'a isyankâr olmak. * Şaşkınlık
Mağfiret : (Magfiret) Cenab-ı Hakk'ın kullarının günahlarını örtmesi, affetmesi, rahmeti ile lütfu.
Nezd : f. Yan. Yakın. Karib. * Göre, nazarında, fikrince. (Arapçadaki "ind" mânâsındadır)
C* C* C* C* C* C* C* C* C* C* C* C* C* C* C*
Muhiddin i Arabi (Mişkâtü’l Envâr) ... Muhammedinur