[SIZE=2]
[FONT=verdana]Yapmış olduğum çalışmadan bir örnek. 8 farklı
kaynaktan okuma ve anlama faaliyeti.
1-Önce Arapça dan okuyup anlama.
2-Bilinmeyen kelimeler için sözlüğe bakma. [/FONT]
[FONT=verdana]3-Daha sonra farklı meallerden okuma anlama, karşılaştırma.
4-Kelime mealinden kelime çalışması.
5-Mustafa İslamoğlu nun tefsir çalışmasından okuma anlama.
6-En son kendi akıl süzgecinden geçirip ders çıkarma, hayata uyarlama.
ARAPÇA METİN
[/FONT][FONT=HASENAT][FONT=HASENAT]
[/FONT][/FONT][FONT=HASENAT][FONT=HASENAT][FONT=verdana][FONT=Verdana]
[SIZE=5]ذَلِكَ الْكِتَابُ لاَ رَيْبَ فِيهِ هُدًى لِّلْمُتَّقِينَ[/SIZE]
FARKLI MEALLER
Tefhimul Kuran: Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için de kılavuz olan bir kitaptır. [/FONT]
[FONT=Verdana]
Diyanet: Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir. [/FONT]
[FONT=Verdana]
F. Kuran: Doğru olduğu kuşkusuz olan bu kitap, takva sahipleri için hidayet kaynağıdır. [/FONT]
[FONT=Verdana]
M. Esed: Üzerinde hiçbir şüpheye yer olmayan bu ilahi kelam Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlara bir rehber (olarak indirilmiş)tir,
[/FONT]
[/FONT][FONT=Arial][FONT=Arial]
[FONT=Verdana]KELİME MEALİ[/FONT][FONT=Verdana]
Zâlikel kitâbu lâ reybe fîh(fîhi), huden lil muttekîn(muttekîne).
[/FONT]
[FONT=Verdana]
İşte bu Kitap ki, O'nda hiçbir şüphe yoktur. Takva sahipleri için bir hidayettir.
[/FONT]
[/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/SIZE][FONT=HASENAT][SIZE=6][FONT=HASENAT][SIZE=6][FONT=Arial][SIZE=6][FONT=Arial][SIZE=6]
[SIZE=2][FONT=Verdana]Kelime kelime anlamı
[/FONT][/SIZE]
| | |
[SIZE=2][FONT=Verdana]1.[/FONT][/SIZE]
| [SIZE=2][FONT=Verdana]zâlike[/FONT][/SIZE]
| [SIZE=2][FONT=Verdana]: işte bu, bu[/FONT][/SIZE]
|
[SIZE=2][FONT=Verdana]2.[/FONT][/SIZE]
| [SIZE=2][FONT=Verdana]el kitâbu[/FONT][/SIZE]
| [SIZE=2][FONT=Verdana]: kitap[/FONT][/SIZE]
|
[SIZE=2][FONT=Verdana]3.[/FONT][/SIZE]
| [SIZE=2][FONT=Verdana]lâ[/FONT][/SIZE]
| [SIZE=2][FONT=Verdana]: yok, değil[/FONT][/SIZE]
|
[SIZE=2][FONT=Verdana]4.[/FONT][/SIZE]
| [SIZE=2][FONT=Verdana]reybe[/FONT][/SIZE]
| [SIZE=2][FONT=Verdana]: şüphe[/FONT][/SIZE]
|
[SIZE=2][FONT=Verdana]5.[/FONT][/SIZE]
| [SIZE=2][FONT=Verdana]fî-hi[/FONT][/SIZE]
| [SIZE=2][FONT=Verdana]: onun hakkında, onun içinde, onda[/FONT][/SIZE]
|
[SIZE=2][FONT=Verdana]6.[/FONT][/SIZE]
| [SIZE=2][FONT=Verdana]huden[/FONT][/SIZE]
| [SIZE=2][FONT=Verdana]: hidayet, hidayete erdiren[/FONT][/SIZE]
|
[SIZE=2][FONT=Verdana]7.[/FONT][/SIZE]
| [SIZE=2][FONT=Verdana]li el muttekîne[/FONT][/SIZE]
| [SIZE=2][FONT=Verdana]: takva sahipleri için[/FONT][/SIZE]
|
[SIZE=2]
[/SIZE]
[/SIZE][/FONT][/SIZE][/FONT][/SIZE][/FONT][/SIZE][/FONT][SIZE=2][FONT=HASENAT][FONT=HASENAT][FONT=Arial][FONT=Arial]
MUSTAFA İSLAMOĞLU YAZILI TEFSİR ÇALIŞMASI
[FONT=Verdana]2 – “Zalikel kitabü la raybe fıh. hüdel lil müttekıyn.”
[/FONT]
[FONT=Verdana]
(İşte o kitap, bunda şüphe yok, müttakiler (kötülükten korunacaklar) için hidayettir. (Elmalı)[/FONT]
[FONT=Verdana]
Hani Fatiha da ;
[/FONT]
[FONT=Verdana]
“İhdinas sıratal müstekıym”
[/FONT]
[FONT=Verdana]
Diye rabbimizden;
[/FONT]
[FONT=Verdana]
“Bizi dosdoğru yola ulaştır. “
[/FONT]
[FONT=Verdana]
Diye dua etmiştik ya. İşte o şu anda cevabını buluyor, o duamıza Allah bu kitabı uzatıyor.[/FONT]
[FONT=Verdana]
“İşte bu kitap, kendisinde kuşku olmayan bir kitap.”
[/FONT]
[FONT=Verdana]
“hüdel lil müttekıyn.”
[/FONT]
[FONT=Verdana]
“Müttakiler için hidayettir.”
[/FONT]
[FONT=Verdana]
Bu “la rayb” daki Rayb kelimesi kuşku anlamına gelir. Bu hangi anlamda anlaşılması gerekir diye sorulacak olursa, yine bu surenin hemen 23. ayetinde;
[/FONT]
[FONT=Verdana]
Ve in küntüm fiy raybin mimmâ nezzelnâ alâ abdinâ fe’tû Bisûretin min mislihi ved’û şühedâeküm min dûnillahi in küntüm sadikıyn;[/FONT]
[FONT=Verdana]
(“Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur’ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah’tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz.” (elmalı)
[/FONT]
[FONT=Verdana]
Eğer siz kulumuza indirdiğimiz şeyden kuşkulanıyorsanız, şüpheleniyorsanız, haydi şahitlerinizi de getirerek, Allah dışındaki tüm şahitlerinizi de toplayarak onun gibi bir sure getirin, onun bir benzerini getirin. Diye meydan okumaktadır.
[/FONT]
[FONT=Verdana]
O ayette kullanılan şüphe ile bu ayette kullanılan şüpheyi birbiriyle tefsir etmek gerekirse o zaman burada kendisinde şüphe olmayandan kasıt, bu kitabın kaynağının ilahi olduğunda şüphe olmayan biçiminde açıklanır.
[/FONT]
[FONT=Verdana]
Yine bu şu manaya da gelebilir.
[/FONT]
[FONT=Verdana]
“la raybe fıh* hüdel lil müttekıyn”
[/FONT]
[FONT=Verdana]
Bu kitabın Muttakiler için bir kılavuz, bir rehber, doğru yolu gösteren bir kılavuz oluşunda kuşku yoktur. Biçiminde anlaşılabilir. Böyle de anlaşılabilir. Dolayısıyla her iki anlayışta doğrudur. Bu ayeti kerime de geçen; “Muttakıyn” ifadesi Allah bilinci diye çevrilebilir.
[/FONT]
[FONT=Verdana]
“İttika” Aslında etimolojik anlamı korkmak, korunmaktır. Sakınmaktır. Mesela Arap’lar; “ıttaka bi terasihi.”, Kalkanıyla kendisini korudu derler. Yine bir hadiste;
[/FONT]
[FONT=Verdana]
“Künna izeşteddel be’se ittegayna bi resulillah”
[/FONT]
[FONT=Verdana]
“Savaş çok kızışınca biz resulallah’a etten duvar ördük. Koruduk. Yani biz resulallah’a korunak olduk. O ittegayna bu anlama geliyor. Düşmanıyla kendisi arasında bir engel koymak ittiga budur. Peki bu manayı eğer şer’i manaya taşırsak ne anlama gelir;
[/FONT]
[FONT=Verdana]
Cehennem ile insan arasına engel koymak.
[/FONT]
[FONT=Verdana]
Allah ile insanın arasının açılmaması için, şeytan ile insan arasına engel koymak.
[/FONT]
[FONT=Verdana]
Nefis ile insan arasına engel koymak.
[/FONT]
[FONT=Verdana]
Arzular, heva ve heveslerle iman arasına engel koymak.[/FONT]
[FONT=Verdana]
Düşmanla dost arasına engel koymak. Bu anlamlara gelir. Ama tabiî ki eğer biraz önceki misalimizden yola çıkarsak; Bir insanın Muttaki olabilmesi, Allah’a karşı sorumluluk şuuruyla donanabilmesi ile mümkündür. Bu bir şuur meselesidir. Şeytan’a karşı, cehenneme karşı engel koyabilmemiz için, Allah ile aranızdaki engelin kaldırılması gerekmektedir.
[/FONT]
[FONT=Verdana]
Niçin koyarsınız engeli, Allah’a daha yakın olabilmek için. İşte bu manada Allah şuurunun uyanması lazım insanda.
[/FONT]
[FONT=Verdana]
Bazı ilim adamları bu kelimeyi; Allah’a karşı sorumluluk şuuru biçiminde çevirmişler. Bu güzel bir çeviri ancak eksik bir çeviri. Bu Yalnızca Allah’a karşı sorumluluk bilinci değil, aynı zamanda Allah’a karşı duyulan bir muhabbet ve yakınlığı da ifade eder. Çünkü Allah’tan sakınmak değil, Allah’a yaklaşmak için günahtan sakınmak. Allah’tan da çekinmek, niçin, O’nun sevgisini kaybetmekten O’nun sevgisini yitirmekten çekinmek.
[/FONT]
[FONT=Verdana]
Devam ediyoruz;
[/FONT]
[/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/SIZE]