--
Sayın Mustafa İslamoğlu’nun Kur’an tefsir dersleri videolarını yazıya dökme, A. Hulusi Kur'an çalışması ve Elmalı mealinin yanında emin kaynaklı ek bilgilerle oluşturulan derleme çalışmalarımın paylaşımı.
KURAN MEAL TEFSİR
-----
Linkteki çalışmalardan azami derecede faydalanmaya çalışıyorum, şu anda 117 videonun dökümü sunulmuş durumda. Herkese tavsiye ederim. Emeği geçenlerden Allah razı olsun.
-----------------
FATİHA SURESİ (2)
Bismillahirrahmanirrahim.
Alemlerin Rabbi olan, Rab liğini insana gönderdiği vahiyle ispat eden, şefkat ve merhametinin bir ifadesi olarak insanı terbiye eden Allah’a hamdolsun.
Onun gönderdiği vahyi, ondan aldığı gibi hiç bozmadan değiştirmeden, eklemeden, çıkartmadan aynen olduğu gibi insanlığa ileten, o vahyin başöğretmeni olan, o vahyi tebliğ ve beyan eden sevgili peygamberimize salat olsun.
Onun getirdiği vahyi yaşamaya çalışan, hayatın düsturu olarak o vahyi bir hayat nizamına dönüştüren siz değerli Müminlere selam olsun. Bereket olsun, hidayet olsun.
Bugün Kur’an derslerimizin ilkinde Fatihanın tefsirini işleyeceğiz. Fatihaya girmeden evvel kuşkusuz her bir surenin başlangıcı, açılışı olan ve Kur’an okumaya girerken söylememiz emredilen euzü besmelenin tefsiri ile söze girmek istiyorum.
Önce “euzübillahimineşşeytanirracim.” Ne demek, bunun üzerinde bir nebze duracağım.
Taşlanmış olan şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım manasına gelen istiaze yani; “euzübillahimineşşeytanirracim.” Kur’an ın aynı zamanda bize bir emri. Kur’an NAHL suresinde;
“Fe iza kara’tel kur’ane festeız billahi mineş şeytanir racım.”
“Şimdi Kur’ân okumak istediğin zaman önce o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın”.(E.m.) (Nahl/98) diye emretmekte.
Yine başka bir ayet –i kerime de;
“Eğer şeytandan bir vesvese, bir gıcık gelirse hemen Allah’a sığın. Muhakkak ki, Allah hakkıyla işiten, kemaliyle bilendir.” (e,m,)(Araf/200) diye buyrulmakta.
Eğer şeytan sana vesvese verirse, senin gönlüne üfürürse, senin zihnini bulandırmaya kalkarsa Allah’a sığın. Onun vereceği her türlü vesveseden, kalbine atacağı her türlü bulanıklık, ve zihnine getireceği her türlü gölgeden Allah’a sığın. Buyrulmaktadır.
Tabii bu hitaplar özelde peygamber A.S. a, genelde hepimizedir. Çünkü hiç birimizin kalbi ve kafası şeytanın vesvesesinden, şeytanın desisesinden, şeytanın üfürüğünden ve gölgesinden hali değildir.
Bu noktada; “euzübillahimineşşeytanirracim.” Cümlesinin, kovulmuş şeytanın vesvesesinden, şerrinden Allah’a sığınırım ifadesinin bizde oluşturmaya çalıştığı ruh hali üzerinde bir miktar durmak istiyorum.
İstiaze; Bir sığınma, bir ruh hali uyandırma operasyonudur. Yani bir bilinç inşasıdır. İnsanda bir bilinç uyandırmak için İstiaze emredilmiştir. Niçin bir bilinç uyandırmak? Çünkü bilinçsiz olarak Allah’ın vahyine muhatap olmamız istenmemektedir. Çünkü insan Allah’ın vahyini bir inek gibi, bir kuş gibi, bir sinek gibi, bir solucan gibi değil, Allah’ın kendisine akıl nimetini ihsan ettiği bir varlık, şuurlu ve akıllı bir şekilde dinlemesi, algılaması istenmekte.
Onun için “euzübillahimineşşeytanirracim.” Bizde vahye hazırlık olsun için bir bilinç uyandırma operasyonudur. Bu bilinç tamamen Allah’a teslimiyet ve her türlü yasak duygu ve düşünceye kalp ve kafamızı kapatmak anlamına geliyor.
Bununla “euzübillahimineşşeytanirracim.” Diyen bir insan vahyin diriltici soluğuna teslim oldum demiş oluyor. Çünkü vahiy karşısında diri bir bilinç, diri bir insan, diri bir şuur, diri bir yürek istiyor. Bunu da zaten Kur’an da görmek mümkün.
“in hüve illâ zikrün ve kur’ânün mübîn Liyünzira men kâne hayyen ve yehıkkal kavlü alel kâfirîn.” (Yasin/69-70)
O bir hatırlatmadır. İnsana özünü hatırlatma, yaratılışını hatırlatma doğasını hatırlatmadır ve kerim bir Kur’an dır. Hemen arkasından yasin suresinde geçen bu ayet şöyle diyor.;
Kur’an’ın indirilişi diri olan kimseleri uyarmak içindir. Demek ki Allah hitabının karşısında, vahyinin karşısında ölü ruhlar istemiyor. Ölü bedenler istemiyor. Şuursuz insanlar istemiyor.
Burada ki dirilik hepimizin de anlayacağı gibi fiziki bir dirilik değil, zihni, kalbi bir dirilik. Onun için “Liyünzira men kâne hayyen” diri olan kimseyi uyarmak için. Bu nedenle Kur’an karşısında, diri bir ruh, diri bir kalp, diri bir şuur istiyor.
...
-------------------------------------------------
Mustafa İslamoğlu