Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Sizce sakatların kullandığı otomobillerde özel plaka olmalı mı, neden? [Tartışma]

İşte sıcak bir örnek: www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?t=21432
19 yaşında, işitmesinde sorun olan bir çocuk, kendisine H sınıfı sürücü belgesi dayatıldığı, ilerde plakasına sakat diye damga da vurulacağı için, ehliyet almaktan vazgeçiyor, kızıyor ve küsüyor.
Ya da mesela topal olduğu için, tekerlekli sandalye kullandığı için utanıp, otomobile bindiği anı bir özgürlük fırsatı olarak değerlendiren başkalarını düşünün...
Damgalı plakayı savunan arkadaşlarımın, bu insanların derdine çare olacak önerisi nedir? Evinde mi otursun?!
 
yol sorunları

kusara bakmayın konuyla alakılı degil ama bence özellikle plakadaki işaretler degil önce özürlülülerin kulllna bilecegi üst gecitler ve yollar yapılmalı benim görüşüm böyle
 
İyi ama; engellisiniz!

[size=6]İYİ AMA; ENGELLİSİNİZ BE GÜZEL KARDEŞLERİM!!![/size]

Benim arabam hiç olmadı; birkaç sene de olmayacak gibi görünüyor. Arabası olan arkadaşların engelli plakasından neden rahatsız olduğuna bir türlü anlam veremiyorum. Arabamın olmamasının konumuzla alakası olmadığından hareketle, aşağıdaki düşüncelerimi sizlere aktarıyorum.

Otobüse bindiğim zaman fazla ayakta durmayayım diye ön koltuktaki insanlar kalkarak bana yer verirler. ÇÜNKÜ BEN ENGELLİYİM... Hiç de gocunmuyorum; teşekkür edip gösterilen koltuğa oturuyorum...

Durakta otobüs-dolmuş beklerken ortalama 2-3 güne bir hiç tanımadığım insanlar araçlarıyla bana yaklaşıp gitmek istediğim yere kadar götürme teklifinde bulunuyorlar. ÇÜNKÜ BEN ENGELLİYİM... Hiç de gocunmuyorum; kendilerine teşekkür edip bu nazik tekliflerini kabul ediyorum. ...

Yakın zamanda evlendim. 1.200 YTL'lik düğün salonu bana neredeyse beleşe geldi. Salon sahibi sadece meşrubat parası aldı. Bunnula da yetinmeyip, şef garsona "beş kuruş bahşiş isteyenin boynunu koparırım" dedi... Yakışıklı birisi olmadığım ve salon sahibi ile herhangi bir tanışıklığımın ya da akrabalığımın olmadığı dikkate alındığında geriye bir tek sebep kalıyor; ÇÜNKÜ BEN ENGELLİYİM... Hiç de gocunmuyorum...

Uzun lafın kısası;
Ayrıcalık talep ettiğimiz, hayatımıza engeller kattığını iddia ettiğimiz engelimizin, plaka ile, kimlik ile, rapor ile veya her ne ile olursa olsun belgelendirilmesinin nasıl bir sakıncası olabilir?

Ayrıca bu başlık altında bir konu dikkatimi çekti. Katılımcı arkadaşların hemen hepsi ENGELLİ OLMAYAN kişilere SAĞLAM etiketini kullanıyorlar. Ya benim Türkçe'm zayıf ya da ENGELLİ kelimesinin zıt anlamı SAĞLAM değil. Şimdiye kadar SAĞLAM kelimesinin zıttı SAĞLAM OLMAYAN = SAKAT olduğunu biliyordum. Madem ki aramızda birtakım kavram kargaşası var; ya ENGELLİ-ENGELSİZ ya da SAKAT-SAĞLAM eşlemesi kurunuz. ENGELLİ'liğimle, SAKAT'lığımla ya da ORTOPEDİK ÖZÜRLÜ'lüğümle ilgili bir kaygım yok. Kaygısı olan arkadaşlara tavsiyem; bu basit döngüden bir an evvel kurtulunuz. Zira bu döngü, zihinlerinize girmeye çalışan VİRÜSLÜ kelimelere zemin hazırlıyor (FARKLILAŞMIŞ, HRANT, vs.)

farukkorhan' Alıntı:
kusara bakmayın konuyla alakılı degil ama bence özellikle plakadaki işaretler degil önce özürlülülerin kulllna bilecegi üst gecitler ve yollar yapılmalı benim görüşüm böyle
NE DE GÜZEL DEMİŞ
Sevgili kardeşim FARUK; konumuzun özünü de gözünü de sözünü de senin bu okkalı cümlen yorumlamış. Diline ve yüreğine sağlık kardeşim...

İçinde hiç bir katkı maddesi bulunmayan selam ve sevgilerimle...
 
BEN BİR TEKLİF GETİRİYORUM HANİ ÖZÜRLÜ PLAKASI OLMASIN OLMASINDAN RAHATSIZ OLAN ARKADAŞLARA SESLENİYORUM .O ZAMAN. H SINIFI EHLİYETİMİZİDE KALDIRALIM O NU KULLANIRKEN RAHATSIZ OLMUYORMUSUNUZ PEKİİ. PLAKADAN RAHATSIZ OLUYORSUNUZ. BU BİRAZDA SAKATLIYIN VERDİĞİ PİSKOLAJİK KOMPLEKSLERDEN KAYNAKLANIYOR BEN HİÇDE ARACIMDA ÖZÜRLÜ PLAKASININ OLMASINDAN RAHATSIZ OLMUYORUM DAMGALANDIĞIMIDA KABUL ETMİYORUM .İLK ÖNCE İNSA KENDİNLE VE SAKATLIGINLA BARIŞIK OLACAK.

[size=4]“SAKAT”, “ÖZÜRLÜ”, “ENGELLİ” SÖZCÜKLERİ ve KOMPLEKSLER
Sakat” olmayı incitici zannetmemizin nedeni nedir?
“Engelli” türetilmeden önce hepimize “sakat” denilir, üstelik kıyamet de kopmazdı.... Eksik ya da yetersiz uzuv/aktiviteleri ifade eden bu sözcük; çok gerçek, bu nedenle de, hakkındaki önyargıların aksine, çok güzeldir. Çünkü kelime anlamı, farklı yönlere çekilemeyecek kadar somuttur.
Zaman ilerleyip, konuyla ilgilenenler arttıkça, “sakat” sözcüğü nedense kırıcı bulunmaya başladı ve “özürlü, engelli” kelimeleri türetildi. Yapı itibarıyla bu sözcükler, ait oldukları kişilere özür ve engeller yüklemeye başladılar. Bilinçaltı olarak onların arkasına sığınıldı. Böylelikle de, “Özürlü”, “Engelli” olundu.
Gözlerimiz görmüyorsa, “kör” oluruz. Çünkü, bakmayı bilenler için, “Görme engeli” yoktur...
“İşitme engelli” mi demek daha kırıcıdır, yoksa sadece kulakların duymadığını ifade eden “sağır” kelimesi mi?
Örneğin, halk oyunları topluluğu kurabilen kişilerin, kendilerine “işitme engelli” sıfatını yakıştırmaları, üzerinde ciddiyet ve titizlikle düşünülmesi gereken bir konudur. İster istemez akla şu soru geliyor: “İşitme engelli” olunmasına RAĞMEN halk oyunları oynanabileceğini sağlamlara kanıtlamak için mi “ENGEL” vurgulanıyor? Diğer deyişle amaç, halk oyunları oynamak değil, benimsenemediği için “kambur” haline gelmiş sakatlıklarla, kişilik savaşımı vermek mi?...
Kişi, kendini hangi konumda görmeyi arzu ediyorsa, o sıfatla anılmak ister. “Engelli” ya da “Özürlü”+ muamelesini kendime layık görmüyorum ve her yerde, her zaman, terimini kullanıyorum; alternatif sözcüğüm ise, “sakat”... Çünkü benim özgüvenim, “sakat”lığımdan etkilenmeyecek kadar sağlam..

ASLI DİNÇMAN ERTUNA
İzmir, 25 Haziran 2003 [/size]
 
Kızmaya başlıyacam ama :evil:

İki ay önceki yazımda
Baben' Alıntı:
[size=4] ...

"Sorulan soruların, önceki mesajlarda cevabı var mı?" diye merak etmek, soruyu soranın yapması gereken bir iştir. Ama diyelim ki; o soruya verilen cevap, onu tatmin etmedi. O zaman, o arkadaş, daha önce sorulan soruyu ve cevabını alıntılayıp getirir + kendi düşüncesini de yazar, daha sonra cevap hakkı kazanır! Yoksa, söylediklerinde tamamen haklı olsa bile, haksız duruma düşer.. :( [/size]

Tartışmaya daha sonradan katılmak elbette mümkündür ama daha önceden sorulan ve cevaplanan konuları temcit pilavı gibi tekrar tekrar öne sürmek benim aklıma üç şey getirir: Ya okumadı, ya anlayamadı ya da art niyeti var bu arkadaşın!

Buradaki eski mesajların okunmaması en hafif deyimle SAYGISIZLIKTIR! (Tartışmaya giren aradaşlar tarafından tabii.)

Anlaşılmaması ya da tatmin olunmaması halinde yukarıda anlattığım işlem uygulanır! Eğer alıntı yapıp sorarsa arkadaş, öneki mesajları okuduğu anlaşılır.. Tartışma o seyirde devam eder.

Eğer "art niyeti var" ise, boşuna çabalamasın! :evil:


Forumların güzel ve kurallara uygun kullanılması için, güzel ve akıcı bir Türkçe bilinmesi, efekt ve kodların yerli yerinde kullanılması yeterli değildir! Aynı zamanda maddeler halinde yazılı olmayan, ama toplum içerisinde genel kabul görmüş etik kurallara da uymak gereklidir!


Bulent_7340' Alıntı:
[size=6]İYİ AMA; ENGELLİSİNİZ BE GÜZEL KARDEŞLERİM!!![/size]

Benim arabam hiç olmadı; birkaç sene de olmayacak gibi görünüyor. Arabası olan arkadaşların engelli plakasından neden rahatsız olduğuna bir türlü anlam veremiyorum. Arabamın olmamasının konumuzla alakası olmadığından hareketle, aşağıdaki düşüncelerimi sizlere aktarıyorum.


Uzun lafın kısası;
Ayrıcalık talep ettiğimiz, hayatımıza engeller kattığını iddia ettiğimiz engelimizin, plaka ile, kimlik ile, rapor ile veya her ne ile olursa olsun belgelendirilmesinin nasıl bir sakıncası olabilir?



Sevgili Bulent_7340, bu konu, bu ve başka forumlarda, çok önceleri konuşuldu ve cevaplandı. Eğer zahmet edip okumuş olsaydın bu soruyu sormayacaktın, bu kadar yazı yazma külfetine de girmeyecektin, eminim. ;) Çünkü "anlayamama" gibi bir problemin olacağını sanmıyorum!


Bulent_7340' Alıntı:


Ayrıca bu başlık altında bir konu dikkatimi çekti. Katılımcı arkadaşların hemen hepsi ENGELLİ OLMAYAN kişilere SAĞLAM etiketini kullanıyorlar. Ya benim Türkçe'm zayıf ya da ENGELLİ kelimesinin zıt anlamı SAĞLAM değil. Şimdiye kadar SAĞLAM kelimesinin zıttı SAĞLAM OLMAYAN = SAKAT olduğunu biliyordum. Madem ki aramızda birtakım kavram kargaşası var; ya ENGELLİ-ENGELSİZ ya da SAKAT-SAĞLAM eşlemesi kurunuz. ENGELLİ'liğimle, SAKAT'lığımla ya da ORTOPEDİK ÖZÜRLÜ'lüğümle ilgili bir kaygım yok…

"Lafın gelişi" diye bir deyim vardır, bilir misin? "Dinleyen anlatandan arif gerektir" diye de bir atasözü! Buradaki arkadaşların hiçbirisi de dil konusunda "doktora tezi verme" durumunda değiller! Uyarın yerinde olmuş ama önemsiz ve art niyetli olmuş! (daha sonra anlatacağım niye art niyetli olduğunu)


Söz Türkçeden açılmışken; mutlaka biliyor olman gerekir: Diller de tıpkı canlılar gibi doğar, yaşar ve ölürler. Ortalama yaşları o kadar önemli değildir. Kimi sözcükler yüzyıllar boyunca varlığını sürdürür kimileri de 10 yıl, hatta daha kısa sürede ölürler! O nedenle, fazla takmamanızı önereceğim kavramlara.. Sadece dil bilgisi kurallarına uymaya gayret gösterin, yeter!

Ha bir de, haddim olmayarak, ev ödevi vereyim: "Ayrımcılık" ve "pozitif ayrımcılık" konularını iyi çalışın. Birbirine karıştırmayın. ;)


Bulent_7340' Alıntı:
Kaygısı olan arkadaşlara tavsiyem; bu basit döngüden bir an evvel kurtulunuz. Zira bu döngü, zihinlerinize girmeye çalışan VİRÜSLÜ kelimelere zemin hazırlıyor (FARKLILAŞMIŞ, HRANT, vs.)

Sırf bu cümleyi yazabilmek için yukarıdaki paragrafı yazdığını düşünmeye başladım. :twisted: Epeyce zorlama olmuş ama pek de şık olmamış! Zaman zaman ben de yaparım konu saptırmalarını. :p Başlıkla hiç alakası olmayan yerlere gittiği olur konunun.. Ama böylesine sırıttığı olmaz! Muhalefetin de bir adabı vardır.."Taş yerinde ağırdır." diye de bir söz vardır..





abalı' Alıntı:
BEN BİR TEKLİF GETİRİYORUM HANİ ÖZÜRLÜ PLAKASI OLMASIN OLMASINDAN RAHATSIZ OLAN ARKADAŞLARA SESLENİYORUM .O ZAMAN. H SINIFI EHLİYETİMİZİDE KALDIRALIM O NU KULLANIRKEN RAHATSIZ OLMUYORMUSUNUZ PEKİİ. PLAKADAN RAHATSIZ OLUYORSUNUZ. ...

Bu konu da daha önce birkaç kez cevaplandı. Ama kısaca cevaplayım tekrar: H sınıfı ehliyetini trafikte giderken ya da park yerinde "bayrak gibi" sallıyor musun? Gerektiği yerde çıkartıyorsun, gösteriyorsun değil mi? Ama plakadaki engelli işareti 1 km olmasa bile 500 m.'den seçiliyor değil mi? Engelli plakası yüzünden tacize uğrayan, küfür yiyen arkadaşlar yukarıda anlatmışlar durumlarını. Yani, sırf kompleksim yok diye ilan etmek için, hedef tahtası olmayı pek akılcı bulmuyorum doğrusu. :roll: Ama taşıdığın H sınıfı ehliyet yüzünden herhangi bir tacize uğrayacağını düşünmem!
 
Sevgili Baben Ağabey;
Sevgili Baben Ağabey' Alıntı:
Kızmaya başlıyacam ama :evil:
diye nazikane bir uyarıda bulunmuşsunuz; ama gördüğüm kadarıyla uyarmak için biraz geç kalmışsınız. Zira göndermeleriniz ve yorumlara verdiğiniz cevaplardaki bazı ifadeler, zaten kızmış olduğunuzu gösteriyor (art niyetlilikle ve saygısızlıkla, adapsızlıkla hitam etmeniz gibi). :p

Yaşınızdan dolayı affınıza sığınarak, konuyla ilgili düşüncelerime yönelik yorumlarınıza cevap vermek istiyorum:

1)
Sevgili Baben Ağabey' Alıntı:
Bulent_7340' Alıntı:
[size=6]İYİ AMA; ENGELLİSİNİZ BE GÜZEL KARDEŞLERİM!!![/size]

Benim arabam hiç olmadı; birkaç sene de olmayacak gibi görünüyor. Arabası olan arkadaşların engelli plakasından neden rahatsız olduğuna bir türlü anlam veremiyorum. Arabamın olmamasının konumuzla alakası olmadığından hareketle, aşağıdaki düşüncelerimi sizlere aktarıyorum.


Uzun lafın kısası;
Ayrıcalık talep ettiğimiz, hayatımıza engeller kattığını iddia ettiğimiz engelimizin, plaka ile, kimlik ile, rapor ile veya her ne ile olursa olsun belgelendirilmesinin nasıl bir sakıncası olabilir?



Sevgili Bulent_7340, bu konu, bu ve başka forumlarda, çok önceleri konuşuldu ve cevaplandı. Eğer zahmet edip okumuş olsaydın bu soruyu sormayacaktın, bu kadar yazı yazma külfetine de girmeyecektin, eminim. ;) Çünkü "anlayamama" gibi bir problemin olacağını sanmıyorum!

Sevgili BABEN Ağabey! Konuyla alakalı bütün cevapları okudum (Herhangi bir arayış içerisinde olmadığım halde). Sizin için ne ifade eder bilmiyorum; ama benim de acizane bu konuda kendime has doğrularım, kendime has inanışlarım var. :lol: :lol: Şahsen ben, engelliliğimin belgelenmesi, afişe edilmesi gibi konulardan hiçbir rahatsızlık duymuyorum. Aksine, engelimle daha bir bütünleşiyor; daha bir barışık olarak yaşıyorum. Ne ben ne de hayatımdaki insanlar, sağ kolumun altında taşıdığım koltuk değneğimden (her ne kadar benim engelli olduğumun tapusu olsa da) rahatsızlık duymuyoruz (6 yaşındaki kızım hariç; zira O’nun, büyüyüp çalışmaya başlayınca, ilk maaşıyla bana bacak satın almak gibi bir ideali var …)

Bu soruyu yöneltmekteki amacım; bundan rahatsızlık duyan arkadaşlara katılmadığımı ifade etmekti.

2)
Sevgili Baben Ağabey' Alıntı:
Bulent_7340' Alıntı:


Ayrıca bu başlık altında bir konu dikkatimi çekti. Katılımcı arkadaşların hemen hepsi ENGELLİ OLMAYAN kişilere SAĞLAM etiketini kullanıyorlar. Ya benim Türkçe'm zayıf ya da ENGELLİ kelimesinin zıt anlamı SAĞLAM değil. Şimdiye kadar SAĞLAM kelimesinin zıttı SAĞLAM OLMAYAN = SAKAT olduğunu biliyordum. Madem ki aramızda birtakım kavram kargaşası var; ya ENGELLİ-ENGELSİZ ya da SAKAT-SAĞLAM eşlemesi kurunuz. ENGELLİ'liğimle, SAKAT'lığımla ya da ORTOPEDİK ÖZÜRLÜ'lüğümle ilgili bir kaygım yok…

"Lafın gelişi" diye bir deyim vardır, bilir misin? "Dinleyen anlatandan arif gerektir" diye de bir atasözü! Buradaki arkadaşların hiçbirisi de dil konusunda "doktora tezi verme" durumunda değiller! Uyarın yerinde olmuş ama önemsiz ve art niyetli olmuş! (daha sonra anlatacağım niye art niyetli olduğunu)

Söz Türkçeden açılmışken; mutlaka biliyor olman gerekir: Diller de tıpkı canlılar gibi doğar, yaşar ve ölürler. Ortalama yaşları o kadar önemli değildir. Kimi sözcükler yüzyıllar boyunca varlığını sürdürür kimileri de 10 yıl, hatta daha kısa sürede ölürler! O nedenle, fazla takmamanızı önereceğim kavramlara.. Sadece dil bilgisi kurallarına uymaya gayret gösterin, yeter!

Ha bir de, haddim olmayarak, ev ödevi vereyim: "Ayrımcılık" ve "pozitif ayrımcılık" konularını iyi çalışın. Birbirine karıştırmayın. ;)

Sevgili BABEN Ağabey! “Lafın gelişi” deyiminden ve “Dinleyen anlatandan arif gerektir” atasözünden de en az sizin “yeri gelmişken ………… konusuna da değinmek istiyorum”larla veya “Ayrıca bu başlık altında bir konu dikkatimi çekti”lerle başlayan cümlelerin varlığından haberdar olduğunuz kadar haberdarım. Buradaki artniyetimi daha sonra açıklayacağınızı beyan etmişsiniz. Sabırsızlıkla bekliyorum; zira, hatamın gösterilmesini, uyarılmayı ve eleştirilmeyi sever, sayarım; yeter ki ARTNİYETLİ olmasın…

Sevgili BABEN Ağabey! Haddim olmaksızın dilbilgisi konusunda bir uyarıda bulunma gereği duydum; “Söz Türkçeden açılmışken” vurgunuzdaki Türkçeden kelimesinin yazılışı Türkçe’den mi olması gerekiyor, yoksa ben mi yanılıyorum? Bu soruyu, Bilgilerinizden yararlanmak babında sordum dersem “ARTNİYET”le suçlanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağımdan eminim. Sadece “Dilbilgisi” söyleminize istinaden, kendi çapımda espri yapmaya çalıştım. :wink:

Fiziki durumumun isimlendirmesindeki kavram kargaşası düşünceme gelince: Bu konu, benimle birlikte milyonlarca engellinin sorunu durumunda. Bu durumun suçlusunun Türkçe olmadığı kanaatindeyim. Bu konuda yasalarımızdaki, İnsan Hakları Beyannamesi ve AB raporlarındaki tanımları gözden geçirmenizi haddim olmaksızın rica ediyorum. Yeri gelmişken (lütfen ARTNİYET olarak algılamayınız; sadece yeri gelmişken bir konuya değineceğim); ALLAH’a şükür benim bir kimlik bunalımım yok. Çünkü ben bir ORTOPEDİK ÖZÜRLÜYÜM = ORTOPEDİK ENGELLİYİM… Yani ben, SAKATIM…

Vermiş olduğunuz “Ayrımcılık ve Pozitif Ayrımcılık” başlıklı ev ödevime çalışmadım; çalışmaya da gerek duymadım. :twisted: Biraz demode bir söylem olacak ama; cinsiyet, ırk, dil, din ya da adı her ne olursa olsun her türlü ayrımcılığa karşıyım. Buna ENGELLİ=ENGELSİZ konusu da dahil. Kaldı ki bu ülkede engellilerin öncelikli sorunu, ayrımcılık (pozitif/negatif) değil; bu ülkede engellilerin sorunu, kendilerini ifade edememiş olmaları ve bunun yanı sıra da topluma kendilerini gerektiği şekilde tanıtamamış olmalarıdır. Dilencilik yapmak için sağlam bacağını pantolunun içine sokma gereği duyan zavallı bir vatandaşın; böyle bir şeye gerek duymasının sebebi ne olabilir aceba? Bu zavallı, neden değişik bir kimliğe/görüntüye gerek duymamış da ENGELLİ görüntüsüne bürünme gereği hissetmiş? Bu soruların iç dünyamızda cevaplandırılması gereken ve her engelliyi ilgilendiren sorulardır. İşte bu noktada, ismimizi kullanmak suretiyle faaliyetlerini şekillendiren kitle örgütlerine çok iş düşüyor. Kurban Bayramlarında deri toplamak yerine; engellilerin topluma tanıtılmasına yönelik çalışmalar yapılmasının daha akilane olacağı kanısındayım. Engellilere yönelik her türlü organizasyonların toplumdaki anlamı; “Hayır Toplama Kampanyası” olarak algılanıyor. Bu tür bir FİŞLENMENİN suçlusu, benim koltuk değneklerim mi, ÖZÜRLÜ PLAKASI takan araç sahipleri mi; yoksa beni temsil ettiğini iddia eden oluşumların kendilerini lanse ediş şekilleri mi?

Benim bu konudaki düşüncem; AYRIMCILIKLA MÜCADELE, toplumla, devletle ya da yasal zeminle değil; AYRIMCILIKLA MÜCADELE, başta kendi zihinlerimiz olmak üzere bu ayrımcılığa sebep olan odaklarla yani ENGELLİLERİ TEMSİL ETTİĞİNİ İDDİA EDEN oluşumlarla olması gerektiği kanaatindeyim.

Bu konuda canlı bir örnek sunmak istiyorum:
Yaşadığım yerdeki belediye, özürlülerin toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanma hususunda “Herhangi bir sosyal güvencesi olmayan” şeklinde yeni bir ibare eklemiş. Gayet yerinde bir uygulama olarak görüyorum. Bazı arkadaşlar bu durumdan rahatsızlık duyuyor. Gerekçeleri aynen şöyle: “Özürlüler arasında ayrımcılık yapılıyor; sosyal güvencemin olması suç mu?” Bu eleştirinin sahibi olan zat, kendisinin ve ailesinin geçimini temin edebilecek kadar aylık geliri olan (Allah daha çok versin), herhangi bir maddi sıkıntısı olmayan bir insan!.. “Benim suçum engelli olmamak mı” diye sormazlar mı adama? Öyle ya; onca sosyal güvencesi olmayan insanlarımız da toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanma istese haksız mı? Onların tek suçu “Engelli olmamak” mı? Şu an çalıştığım işyerinde sosyal güvencem yok. Eğer ahlakım, terbiyem, elvermiş olsa; belediyeden ücretsiz yararlanma belgesi alırım. Ama vicdanıma karşı sorumluyum; ama tüm engelli camiasına karşı sorumluyum. Zira benim bu tür bir ayrımcılık davasına yönelmiş olmam, tüm engellilere mal olacağının bilincindeyim.


3)
Sevgili Baben Ağabey' Alıntı:
Bulent_7340' Alıntı:
Kaygısı olan arkadaşlara tavsiyem; bu basit döngüden bir an evvel kurtulunuz. Zira bu döngü, zihinlerinize girmeye çalışan VİRÜSLÜ kelimelere zemin hazırlıyor (FARKLILAŞMIŞ, HRANT, vs.)

Sırf bu cümleyi yazabilmek için yukarıdaki paragrafı yazdığını düşünmeye başladım. :twisted: Epeyce zorlama olmuş ama pek de şık olmamış! Zaman zaman ben de yaparım konu saptırmalarını. :p Başlıkla hiç alakası olmayan yerlere gittiği olur konunun.. Ama böylesine sırıttığı olmaz! Muhalefetin de bir adabı vardır.."Taş yerinde ağırdır." diye de bir söz vardır..

Tespitiniz çok doğru ve yerinde olmuş BABEN Ağabey. Ne var ki “Muhalefet” olarak ayrı bir kutup üyeliğine itilmiş olmaktan rahatsız olduğumu da belirtmek isterim. Amacım muhalefet olmak değil; başlığa konu olan ÖZÜRLÜ PLAKASI uygulaması hakkındaki düşüncelerimi beyan etmekti. paylaştığımı Başlık altındaki yorumlara bakacak olursanız, başlığa konu olan ÖZÜRLÜ PLAKASI ile ilgili yorumların büyük bir çoğunluğu ÖZÜRLÜ PLAKASI uygulamasından rahatsızlık duymadığını görürsünüz. Genel çoğunlukla aynı düşüncelere sahip olduğum kanaatindeyim. :roll: :roll:

Yeri gelmişken; VİRÜSLÜ KELİMELER konusundaki düşüncelerinize katılmıyor olmam; düşüncelerinizi saygıyla karşılamama engel teşkil etmiyor. Çünkü muhalefeti de eleştiriyi de saygıyla karşılayacak ADABA sahip olduğum kanaatindeyim. ADAB-I MUHALEFET, tahammülle; tahammül ise karşı görüşe saygıyla başlar diye düşünüyorum. Düşüncelerime katılmayan insanlara karşı bir saygısızlık etmediğim kanaatindeyim; yanılıyor muyum BABEN Ağabey? :oops:



abalı' Alıntı:
BEN BİR TEKLİF GETİRİYORUM HANİ ÖZÜRLÜ PLAKASI OLMASIN OLMASINDAN RAHATSIZ OLAN ARKADAŞLARA SESLENİYORUM .O ZAMAN. H SINIFI EHLİYETİMİZİDE KALDIRALIM O NU KULLANIRKEN RAHATSIZ OLMUYORMUSUNUZ PEKİİ. PLAKADAN RAHATSIZ OLUYORSUNUZ. ...

Bu konu da daha önce birkaç kez cevaplandı. Ama kısaca cevaplayım tekrar: H sınıfı ehliyetini trafikte giderken ya da park yerinde "bayrak gibi" sallıyor musun? Gerektiği yerde çıkartıyorsun, gösteriyorsun değil mi? Ama plakadaki engelli işareti 1 km olmasa bile 500 m.'den seçiliyor değil mi? Engelli plakası yüzünden tacize uğrayan, küfür yiyen arkadaşlar yukarıda anlatmışlar durumlarını. Yani, sırf kompleksim yok diye ilan etmek için, hedef tahtası olmayı pek akılcı bulmuyorum doğrusu. :roll: Ama taşıdığın H sınıfı ehliyet yüzünden herhangi bir tacize uğrayacağını düşünmem!

Sevgili BABEN Ağabey! Bu yorumunuz, Trafikte sırf bayan oldukları için tacize uğrayan bayan arkadaşların dertlerini paylaştığı konuyu getirdi aklıma. ABALI Ağabey ÖZÜRLÜ PLAKASI ile ilgili bir teklifte bulunmuş. Yeri gelmişken; ben de bayan arkadaşlara bir teklifte bulunacağım: “Peruk takın sevgili arkadaşlar”. Böylelikle tacizden kurtulursunuz. Öyle ya ÖZÜRLÜ PLAKASI bulunmayan arkadaşlar ÖZÜRLÜLÜKLERİNE KAMUFLE etmek suretiyle tacizlerden kurtulduklarına göre; siz de tacize konu CİNSİYETİNİZİ bu şekilde kamufle edebilirsiniz.

Ne alaka diyen olduğunu sanmıyorum; ama her ihtimale karşı (ARTNİYETLİ olmadığımı kanıtlamak zorunda hissettiğim için); Özürlü=Engelli=Sakat olduğunu kamufle etmek suretiyle tacizlerden kurtulan insanlarımızın varlığı, cinsiyetinizi kamufle etmek suretiyle, sizlerin de tacizlerden kurtulacağınızın bir kanıtıdır.

msg' Alıntı:
Bence kişinin tercihine bırakılmalı, yoksa zorunlu olmalı.

İşte bu kadar…
 
Bulent_7340' Alıntı:


Bu soruyu yöneltmekteki amacım; bundan rahatsızlık duyan arkadaşlara katılmadığımı ifade etmekti.

Peki, "bundan rahatsızlık duyan" insanlar da varsa onları ne yapacağız o zaman? Gaz odalarına ya da fırınlara mı atacağız onları? :evil: Herkesin Bulent_7340 ya da abalı ya da Aslı Dinçman gibi komplekslerini yenmiş olmasını nasıl düşünebiliriz :? Komplekslerini yenememiş olanlar yaşamasınlar mı yani? Ayrıca mesele daha önceki arkadaşların dediği ve Sevgili abalıya verdiğim cevaptaki gibi, herhangi bir kompleks meselesinden çok çok daha farklıdır!

Bulent_7340' Alıntı:

Buradaki artniyetimi daha sonra açıklayacağınızı beyan etmişsiniz. Sabırsızlıkla bekliyorum; zira, hatamın gösterilmesini, uyarılmayı ve eleştirilmeyi sever, sayarım; yeter ki ARTNİYETLİ olmasın…

Birkaç paragraf aşağıda açıkladığımı sanıyordum..

"Maksat üzüm yemek değil, bağcı dövmek" diye bir söz vardır! Bence "artniyet" kavramını tanımlayan çok süper bir sözdür bu! ;) "Hrant" tartışmasının bu başlığa da taşınmak istenmesine, başka bir kavramla açıklama bulamadım. :)

Bulent_7340' Alıntı:
Sevgili BABEN Ağabey! Haddim olmaksızın dilbilgisi konusunda bir uyarıda bulunma gereği duydum; “Söz Türkçeden açılmışken” vurgunuzdaki Türkçeden kelimesinin yazılışı Türkçe’den mi olması gerekiyor, yoksa ben mi yanılıyorum? …

"Türkçe'den" olmaz! Doğrusu benim yazdığım gibidir. TDK öyle diyor..
[size=4] Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz: [/size]


Bulent_7340' Alıntı:

Vermiş olduğunuz “Ayrımcılık ve Pozitif Ayrımcılık” başlıklı ev ödevime çalışmadım; çalışmaya da gerek duymadım. Zira ben, ayrımcılığın her türlüsüne karşıyım. Milliyet, cinsiyet, ırk, dil, din ya da adı her ne olursa olsun her türlü ayrımcılığa karşıyım. Buna ENGELLİ=ENGELSİZ konusu da dahil. Kaldı ki bu ülkede engellilerin sorunu, ayrımcılık (pozitif/negatif) değil; …

Ha.. böyle ev ödevine çalışmazsan, (hatta "çalışmaya da gerek duyma"zsan), "Ayrımcılık ve Pozitif Ayrımcılık" kavramlarını "terör nereden gelirse gelsin her türlüsüne karşıyım" bağlamında alırsan, abuk bir mantıkla içine düştüğün kaostan kurtulamaz, garip garip sorular sorarsın.. :twisted:

Çünkü, POZİTİF AYRIMCILIK denilen şey,
[size=4] Toplumdaki diğer kişiler ile eşit koşullarda yaşamadığı düşünülen belli gruplara çeşitli ayrıcalıklar tanıyarak onları destekleme.[/size]
dir. Yani yarışa - (eksi)den başlayan engellileri, 0 (sıfır) noktasına getirmek amacıyla tüzel kişiler tarafından yapılan uygulamalardır! Bunlar da; H sınıfı ehliyetten tut, Özürlüler Yasasının tüm maddeleri tarafından belgelenir..

Hadi de bakayım: "Özürlüler yasası ile ayrımcılık yapılıyor.. O nedenle bu yasaya da karşıyım." :twisted:

Ki sen de; otobüste sana yer verenlerden, özel arabasıyla seni gideceğin yere götürenlerden, sana salonunu bedavaya veren düğün salonu sahibinden (ayrıca hayırlı olsun diyim buradan ;) ) "ÇÜNKÜ BEN ENGELLİYİM... Hiç de gocunmuyorum..." diyerek (sana göre) ayrımcılığı kabul ediyorsun. Oysa bu, ne ayrımcılığa ne de pozitif ayrımcılığa girer!.. Çünkü o kişiler, tüzel değil özel kişilerdir. Davranışlarından dolayı kimseye hesap vermek durumunda değillerdir, yaptıkları yasal olarak kimseyi ilgilendirmez! Sadece kendi vicdanlarıyla hesaplaşmaktadırlar..

Ayrıca "negatif ayrımcılık" diye bir şey yoktur! Ayrımcılığın kendisi negatiftir çünkü!

Bulent_7340' Alıntı:

bu ülkede engellilerin sorunu, kendilerini ifade edememiş olmaları ve bunun yanı sıra da topluma kendilerini gerektiği şekilde tanıtamamış olmalarıdır. İşte bu noktada, ismimizi kullanmak suretiyle faaliyetlerini şekillendiren kitle örgütlerine çok iş düşüyor. Kurban Bayramlarında deri toplamak yerine; engellilerin topluma tanıtılmasına yönelik çalışmalar yapılmasının daha akilane olacağı kanısındayım. Engellilere yönelik her türlü organizasyonların toplumdaki anlamı; “Hayır Toplama Kampanyası” olarak algılanıyor. Bu tür bir FİŞLENMENİN suçlusu, benim koltuk değneklerim mi; yoksa beni temsil ettiğini iddia eden oluşumların kendilerini lanse ediş şekilleri mi? …

Biz onlara: " Lay Lay Lom Derneği", “Kermes, Konser ve Plaket Derneği", "Tekerlekli Sandalye Dağıtma Derneği" diyoruz. Onlar bizden değillerdir! Mücadelemiz aynı zamanda onlara karşıdır!!

Bulent_7340' Alıntı:
İşte ayrımcılık bu noktada başlıyor. Zira diğer bireylerden ayrı bir kategoriye alınıyor; yardıma muhtaç(hayır edilebilir bir insan) bir etiketiyle mücadele etmek zorunda kalıyorum. Benim bu konudaki düşüncem; AYRIMCILIKLA MÜCADELE, toplumla, devletle ya da yasal zeminle değil; AYRIMCILIKLA MÜCADELE, başta kendi zihinlerimiz olmak üzere bu ayrımcılığa sebep olan odaklarla yani ENGELLİLERİ TEMSİL ETTİĞİNİ İDDİA EDEN oluşumlarla olması gerektiği kanaatindeyim.

Onlarla mücadele, asıl mücadelenin sadece bir parçasıdır! Tüzel platformda da eş zamanlı mücadele vermediğin ve başarılı olmadığın sürece bir anlamı olmaz.. Artı, bu aynı zamanda bir toplumsal eğitim sorunudur. E.. Eğitimi de devlet verdiğine göre..

Bulent_7340' Alıntı:

Bu konuda canlı bir örnek sunmak istiyorum:
Yaşadığım yerdeki belediye, özürlülerin toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanma hususunda “Herhangi bir sosyal güvencesi olmayan” şeklinde yeni bir ibare eklemiş. Gayet yerinde bir uygulama olarak görüyorum. Bazı arkadaşlar bu durumdan rahatsızlık duyuyor. Gerekçeleri aynen şöyle: “Özürlüler arasında ayrımcılık yapılıyor; sosyal güvencemin olması suç mu?” Bu eleştirinin sahibi olan zat, kendisinin ve ailesinin geçimini temin edebilecek kadar aylık geliri olan (Allah daha çok versin), herhangi bir maddi sıkıntısı olmayan bir insan!.. “Benim suçum engelli olmamak mı” diye sormazlar mı adama? Öyle ya; onca sosyal güvencesi olmayan insanlarımız da toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanma istese haksız mı? Onların tek suçu “Engelli olmamak” mı? Şu an çalıştığım işyerinde sosyal güvencem yok. Eğer ahlakım, terbiyem, elvermiş olsa; belediyeden ücretsiz yararlanma belgesi alırım. Ama vicdanıma karşı sorumluyum; ama tüm engelli camiasına karşı sorumluyum. Zira benim bu tür bir ayrımcılık davasına yönelmiş olmam, tüm engellilere mal olacağının bilincindeyim. …

Bu tamamen bir sosyal devlet sorunu! Kalkınmanın dengesizliği, ayrı toplumsal tabakalara eşitsiz dağılımı söz konusu olduğunda; bu tür serzenişlerin olması normal! Gerçek demokrasinin "d"sinin dahi olmadığı yurdum koşullarında; sırf oy avcılığı amacıyla ve AB zorlamasıyla göstermelik olarak yapılan icraat, böyle garip sonuçlar soğurmaktadır. Bu durumun düzelmesinin de, bireysel çabalarla gerçekleşeceğini düşünmek, biraz safdillik olur. ;)


Bulent_7340' Alıntı:

Sevgili BABEN Ağabey! Bu yorumunuz, Trafikte sırf bayan oldukları için tacize uğrayan bayan arkadaşların dertlerini paylaştığı konuyu getirdi aklıma. ABALI Ağabey ÖZÜRLÜ PLAKASI ile ilgili bir teklifte bulunmuş. Yeri gelmişken; ben de bayan arkadaşlara bir teklifte bulunacağım: “Peruk takın sevgili arkadaşlar”. Böylelikle tacizden kurtulursunuz. Öyle ya ÖZÜRLÜ PLAKASI bulunmayan arkadaşlar ÖZÜRLÜLÜKLERİNE KAMUFLE etmek suretiyle tacizlerden kurtulduklarına göre; siz de tacize konu CİNSİYETİNİZİ bu şekilde kamufle edebilirsiniz.

Ne alaka diyen olduğunu sanmıyorum; ama her ihtimale karşı (ARTNİYETLİ olmadığımı kanıtlamak zorunda hissettiğim için); Özürlü=Engelli=Sakat olduğunu kamufle etmek suretiyle tacizlerden kurtulan insanlarımızın varlığı, cinsiyetinizi kamufle etmek suretiyle, sizlerin de tacizlerden kurtulacağınızın bir kanıtıdır. …

İki olayı birbirine karıştırman, işlerine gelmeyen bir yasayı çıkartmak zorunda kalan yengeç politikacılarımızın yaptığı gibi, yasa teklifini alt komisyonlara havale etmelerine benzemiş. Güreşte "minderden kaçmak" diyorlar buna! :D Ama söylediğin gibi "kamufle etmek" değil, "ilan etmek"ten bahsediyoruz burada! Konuyu farklı kelimeler (hatta birbirine zıt kavramlar) kullanarak çarpıtmaya hiç gerek yok!
 
Özürlü amblemli plakaya bende karşıyım.

Her ne kadar bu amblemin hem avantajı hemde dezavantajı olsada ,avantaj kısmı park kartı ile tabiki halledilebilir.Ve trafikte giderken herkesin plakadan dolayı bizlere tuhaf ve art niyetli bakması önlemiş olur.

Şimdi yaşamış olduğum bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.Bir gün akşam vakti özürlü amblemli mercedes marka arabam ile bir mahalleye gidiyordum yolda telefonum çaldı ve konuşmak için yolun kenarına durdum.O vakit oradan geçen bir polis devriye aracı benim orada durmamdan huylanmış olacakki ekip arabası ile yanıma yaklaşıp camlarını açıp araçlarının içinden orada niye beklediğimi ve devam etmemi söyledi bende tamam dedim.Tam hareket edecekken ekip otosunda bulunan polis memurlarından birisinin diğerine küfürlü bir şekilde :?: :?: :?: sakatı bindiği arabaya bak diyerek söylendiğini işittim. Tabiki o anda öyle zoruma gittiki bir şey yapacak durumda olmadığımdan Allaha havale ettim.Sakat amblemini görenler kendileri öyle arabalara binemedikleri için böyle kötü düşünebiliyorlar.Gerçi düşünceler kişilerin karakterleri ile ilgili bir sorun fakat Niye böyle olsun Normal plakalı bir BMW mercedes araba görünce herkes onun sahibinin ne derece zengin olduğunu düşünerek ve imrenerek bakıyor.Oysa aynı araçta Sakat amblemini görünce kıskanarak acıyarak hakir görerek bakılıyor (tabi böyle düşünmeyip normal karşılayan bizim adımıza böyle bir arabaya sahip olduğumuz için sevinen insanlarda yok değil).

Şimdi amblem kalsın diyen arkadaşlara soruyorum.iki farklı araç görseniz BMW veya Mercedes.Biri sakat amblemli plakası var diğerinde normal plaka.Her ikisininde şoförü aracın içinde ve sakat olup olmadıkları belli değil.Belki sakat amblemli olan aracın sahibi diğerinden daha zengin fakat tanımıyorsunuz.Sizlerde sakat olduğunuz halde her iki aracın şoförü hakkında ne düşünürsünüz? Sizin böyle düşünmenize neden nedir? Bence eğer tahmin ettiğim şeyleri düşünüyorsanız sebebi kesinlikle damga gibi görünen o amblemden dolayı.

Ayrıca arabası olmayan arkadaşların bu amblem ile ilgili duygu ve düşünceleri bizlerden farklı olabilir.Allah arabası olmayan arkadaşlarada en kısa zamanda en iyi arabayı nasib etsin.

Saygılar....
 
KİMİ İSTİYO KİMİ İSTEMİYO BİZ KENDİ ARAMIZDA ANLAŞAMIYORUZ BEN İSTEMİYORUM HERKESİN İSTEGİNE GÖRE OLAMAZMI.
 
engelli insanların kendi kararı

engelli insanların kendilerine bırakılmalı bence plaka seçimi
 
arkadaşlar bende olaya 14 yıllık trafikçigözü ile bakayım. Bence olmalı yani bizce olmalı. Sakat aracı ibaresi benim görüşüme göre sizlerin belittiğiniz gibi sakıncaları olan bir işaret değil asine koruyucu özelliği olan işarettir. Trafikte sizin dışınızda seyreden sürücüler bu işaret olan araçlarla birlikte hareket ederken o işaret dikkatli olmaları için uyarı olur. Ayrıca bazı arkadaşların park yeri konusunda sıkıntılı olduğunu anladım. Bu park yerleri sakatlara özel olanlar Trafik komisyon kararı ile alınıyor ve sizlerin dışında araçlarını oraa park edenlerin araçlarının çekilip cezalarının tatbik edildiğinede birebir şahidim. Gelelim başka bir ayrıntıya daha. Bu ibare kontrollerde araç kullananla ruhsat sah ibinin tetkikindede bize yardımcı. hepimiz biliyoruz ki bizim insanlarımız işin hep işgüzarlığında. Vergi indirimi ile engelli olan xşahsına alınan aracı bir başkası kullanıyor ki buda yasal değil.

Uzun lafın kısası bu ibare olmalı ve kalkmamalı. yukarıda gösterilen belgede sadece park sorununu halleder kanısındayım. seyir halindeki trafikte arkadan gelen sürücüye aracı kullananın engelli olduğu ve daha dikkatli olunması gerektiği konusunda bir yararı olmaz sanırım.

Sevgiyle ama hep sağlıklı mutlu kalın...
 
Sayın Ceco asıl konuşulması gereken de bu senin bahsettiğin konu. Bence plaka olsa ne olur olmasa neolur. Bulunduğum şehirde bu sakatlara ait olan otopark yerlerinde sakat arabası park etmiş bulmak inan çok zor. Ne saygısı, ne plakası. Öyle bir durum yok. Bunlar fiiliyatta uygulanmayan şeyler. Bana bu park işi hikayeden ötürü başka şey gelmiyor. Ancak bu plakanın yarar sağlayabileceği tek nokta bu yönetmelikte mevcut olupta güncel hayatta uygulanmayan 15 dakikaya kadar işini görme müsaadesi. Ancak onda bile müsamaha yok. Yada polislerin böyle bir yönetmelikten haberleri yok. Trafik polislerinin bu konularla ilgili bilgilendirilmeleri gerekir. diye düşünüyorum. Sonuç olarak sinirlenmemekte fayda var diyorum.
 
merhaba arkadaslar,
yeterince siteye giremediğim için amblem konusunda da düşüncelerimi net olarak belirtemeyebilirim. ama başımdan geçen bir olayı sizinle paylaşmak istedim.
olayın geçtigi yer istanbul/ortaköy bu semti bilenler oralardaki ara sokakların ne kadar dar ve bazı yerlerinin ne kadar yokuşlu oldugunu bilir.
olay şöyle gelişti. ben yokuş aşagı inerken tam sonuna yaklaşmıştım ki yokuşun başında düz olan kısımda park halinde bekleyen araç hareket etti. ayrıca iki araba geçemez. buna rağmen yola girdi. benden yol istiyor düşünseniz ya yokuş aşagı inmektesiniz yolun neredeyse sonuna gelmişsiniz yol bana ait diyor ve yokuş yukarı çıktığı için ona yol vermem gerektiğini söylüyor bu kural dogru ama ben zaten yokuştan aşağı inmekteyim o yolda park halindeydi. benim yokuşun sonuna geldiğimi görmüştü buna rağmen yola girdi. yokuş yukarı geri geri gitmek zorunda kaldım (yokuş yukarı ve geri geri gitmek ne kadar zor araba sürücüleri iyi bilir)geri geri gitmeden önce de tartıştık ve bana tek söylediği şey plakandaki amblem aslında senin beyninde dedi beni beyin özürlü olarak gördü, bu sözden sonra sadece güldüm zaten işten gelmişim yorgun argın bu tip insanlarla uğraşıp kime ne kanıtlayacaktım, ne yapabilirdim ki karşımdakinin ne kadar öküz olduğunu anlamıştım. çekip gittim bu olay sanıyorum 2001 yılında başıma geldi ama hatırladığım zaman hala öfke duyuyorum ve allahından bulsun diyorum. ama aynı şey tekrar başıma gelse ne yapabilirim allah bilir.
 
Bencede olmalı...

Bize katmış olduğu kolaylıkları gözardı edemeyiz...
 
slm

deniz su neymiş sana vadedilen avantajlar bence bir avantajı yok bence ayrımcılıkdan başka bişey degil bence
 
Re: İyi ama; engellisiniz!

Bulent_7340: İYİ AMA; ENGELLİSİNİZ BE GÜZEL KARDEŞLERİM!!!

bülent_7340 adlı arkadaşımın yazdıklarına katılıyorum...

selçuk22 bu başlıklı yazıyı okursan, ne demek istediğimi anlamış olursun...
 
PLAKA

BEN PLAKDA ÖZÜRLÜ İŞARETİ OLAMSINDAN YANAYIM.
BUNDAN UTANMIYORUM, SIKILMIYORUM, GOCUNMUYORUM.
BU İMKANI DEVLET BANA NEDEN VERİYOR.
ÖZÜRLÜ OLDUĞUM İÇİN.
PEKİ BEN NEDEN BU İŞARETİN AYRIMCILIK OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM. (BEN DÜŞÜNMÜYORUM)
ÇÜNKÜ KENDİM İLE BARIŞIK DEĞİLİM Kİ PLAKADAKİ İŞARETİ GÖRMELERİNDEN RAHATSIZ OLUYORUM AMA ÖN CAMA TAKILACAK ÖZÜRLÜ İŞARETİNDEN RAHATSIZ OLMUYORUM.
KİMSE KENDİNİ KANDIRMASIN BİR ŞEYLERİ TALEP EDERKEN KENDİ GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELERİMİZLE BİRLİKTE İSTEMİŞ OLDUĞUMUZ TALEBİN ÖNÜNÜ ARKASINI SAĞINI SOLUNU İYİCE DÜŞÜNMELİYİZ.
 
mare,

1- Bu başlığa yazılan mesajları okudun mu?
2- O plakanın (park etme dışında) ne tür faydaları olduğunu düşünüyorsun?
 
Aylardan beri tartışılan ve mutabık kalınan bir konu için yorum yazarken daha yumuşak ifadeler kullanmak gerekmez mi. Nedir bu işaretlenme güdüsü anlamıyorum. Çok isteyen kişi yaptırır bi bayrak asar arabasının önüne, bu uygulamayı istemeyen kişilerin fikirlerinede saygı gösterir.
 
NEDEN BU KADAR TAKIYORSUNUZ Kİ.PLAKA YI BEN HİÇ RAHATSIZ OLMUYORUM. DEDİĞİM GİBİ O AMBLEMİ PLAKADA TAŞIMAKTANDA ONUR DUYUYORUM. BEN ÖZÜRLÜYÜM ARKADAŞLAR. KENDİMİ BU ŞEKİLDE TANIDIM VE SEVDİM. KİMSEYLE YARIŞACAK HALİMDE YOK.
 
mare, insan sakat olduğu için gurur duyar mı yahu!? İnsanın illa gurur saplantısı varsa, ancak kendi beceri, emek ve tercihlerinden gurur duyabilir...
Mesela sen Türklüğünle de gurur duyuruyorsundur büyük ihtimalle. Peki bu gururu dışa vurmak için nüfus cüzdanını, ya da yurt dışına çıktığında pasaportunu boynunda taşıyor musun?

"Takma"ya gelince, ne yapalım ki senin kadar "aşmış" değliz demek! Peki ne önerirsin bize? Ya damalı plakayla gezmeye razı olalım ya da evde mi oturalım?
Tekrar sorayım: bu plaka kimin ne işine yarıyor?

Aslında bunda sorun edilecek bir şey yok. Öyle ya, nasıl ki otomobillerde kadın plakası, erkek plakası, eşcinsel plakası, genç plakası, yaşlı plakası, Müslüman plakası, Hıristiyan plakası, Yahudi plakası, Budist plakası, dinsiz plakası, Türk plakası, Kürt plakası, Laz plakası, Çerkez plakası, Alman plakası vs. varsa, doğal olarak sakat plakasının olması da kaçınılmaz! Değil mi?
 
BEN SAKATLIĞIMI İNKAR ETMİYORUM. BEN FARKLIYIM BUGÜNE KADARDA YAPTIĞIM BÜTÜN KAZANIMLARIMI ÖZÜRLÜ OLDUĞUMU GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURARAK YAPTIM.
BANA GÖRE ÖZÜRLÜLÜĞÜM ALLAHIN BANA VERMİŞ OLDUĞU BİR NİMET.
BENİM İÇİN ASLA IRKIM ÖNEMLİ OLMADI. BU TOPRAKLAR ÜSTÜNDE DOĞAN ERMEARNİSİ DE, RUMUDA, ARNAVUTUDA, ÇERKESİDE, KÜRDÜDE VS. BENİM KARDEŞİMDİR.
NEDEN BU KADAR ABARTTIĞINIZIDA ANLAMIŞ DEĞİLİM. SİZİN İÇİN BU KADAR ÖNEMLİ İSE BU PLAKA GİDER NORMAL EHLİYETİNİZİ ALIR ONA GÖREDE ARABA ALIRSINIZ.

İŞİMİZE GELDİĞİ GİBİ KANUNLARI DEĞİŞTİREMEYİZ.
 
Sakatlığını kim inkar ediyor veya edebilir ki? İstediğin kadar et... Sonuçta sakatsın. Plakada o damga olsa da sakatsın olmasa da sakatsın. Önemli olan, hiç gereği yokken "bu araba sakatın" demek zorunda bırakılmak. Kime ne benim sakatlığımdan? Ben karşıdan gelen arabanın Türk, kadın, lezbiyen, anne, 3 çocuklu, memur... olduğunu merak ediyor muyum da başkaları benim sakat olduğumu merak etsin?

mare: "SİZİN İÇİN BU KADAR ÖNEMLİ İSE BU PLAKA GİDER NORMAL EHLİYETİNİZİ ALIR ONA GÖREDE ARABA ALIRSINIZ. "

Normal araba kullanamam ki. H sınıfı ehliyetim var ve ben damalı plaka olmadan herkes gibi sırandan bir sürücü olmak istiyorum. Olamaz mıyım?

mare: "İŞİMİZE GELDİĞİ GİBİ KANUNLARI DEĞİŞTİREMEYİZ."

:) Peki ya ne zaman değiştiririz? Ben de herkes gibi olabilmek istiyorum... bu benden başka kimin işine gelmeli?


Markete gidiyorum, alışveriş yapıyorum, kasaya geliyorum. Kasiyer hesabı yapıyor. Sonra bana dönüp: "Beyefendi sağlık raporunuz lütfen" diyor!
Ne kadar mantıklı değil mi? Nasıl ki otomobil kullanırken sakat olduğumuzu göstermemiz şart koşuluyorsa, markette de aynı şart aranabilir pekala :) Sonuçta ikisi de aynı mantığa dayanıyor: Hiç gereği yokken sakatlık beyanında bulunmam isteniyor...

Şimdi bir daha sorayım: Plakadaki sakat işareti kimin ne işine yarıyor?
 
İŞTE BÜLENT SEN BEN HERKES DEĞİLİZ. BİZLER ONLARDAN ÖZRÜMÜZDEN DOLAYI AYRICALIKLIYIZ. BENDE SAĞLAM OLARAK ŞÖYLE DÜŞÜNEBİLİRİM. KARDEŞİM BENİM ALDIĞIM ARABAYI BENDEN UCUZA ALIYORLAR BENDE AYNI ŞARTLARDAN YARARLANMAK İSTİYORUM. BUYUR CEVAP VER.

PLAKA DA Kİ AMBLEME TAKIYORSUNUZ EHLİYETE BAKMIYORSUNUZ BİLE. SENİN MANTIĞIN İLE HAREKET EDERSEK EHLİYET AÇISINDAN DA ORTADA BİR AYRIMCILIK VAR NEDE OLSA H SINIFI. SAĞLAMLARA VERMİYORLAR

BENİM İŞİME YARIYOR. İSTEDİĞİM YERE PARK EDEBİLİYORUM. ÖZÜRLÜ PARK YERELERİNE BAŞKASI PARK ETMİŞ İSE KALDIRTTIRIYORUM.

BEN ÖZÜRLÜYÜM. KENDİMİ VE ÖZÜRÜMÜ SEVİYORUM. ÇOK GÜZEL ARABA ALIRKEN VE ALDIKTAN SONRA ÖZÜRLÜ OLDUĞUMU BEYAN EDEREK BİR TAKIM YÜKÜMLÜÜKLERDEN KURTULAYIM YANİ RESMİYETTE VE GERÇEK HAYATTA ÖZÜRLÜ OLAYIM AMA İNSANLARDAN UTANDIĞIM ÇEKİNDİĞİN İÇİN ONLARA ÖZÜRLÜ OLDUĞUMU BEYAN ETMEYEYİM ÇOK GÜZEL.

HEM PLAKADAN DERT YANIYORSUN İŞARET OLMASIN DİYE HEMDE MARKET ÖRNEĞİNİ VERİYORSUN
 
Yahu ben ayrıcalıklı olmak istemiyorum ki... Herkes gibi olmak istiyorum.

"Senin" aldığın aracı senden ucuza almasam da o sakat plakasını takmak zorunda bırakılıyorum. Sakatsan, vergisini versen de ÖTELESEN de damgalanacaksın...

Evet, H sınıfı ehliyete de takıyorum: www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?t=20354
  • a) H sınıfı sürücü belgesi tamamen kaldırılmalıdır.
    Nasıl ki gözlük kullanan sürücüler için otomobil kullanırken gözlük takma zorunluluğu, tek gözü görenler ve işitme engelliler için özel ibareler (B sınıfı) sürücü belgesine işlenmektedir, aynı şekilde, sakat vatandaşların araç kullanırken araçta ne tür düzenlemeler olması gerektiği de (B sınıfı) ehliyetlerine veya ekstra bir belgeye yazılmalıdır. Böylece sakat sürücüye, “sen sadece kendine ait olan ‘bu’ otomobili kullanabilirsin,” denilmemiş ve yukarıda dile getirilen Anayasal ve Yasal haklarına zarar verilmemiş olur. Bu şekilde sakat vatandaş (da) ehliyetinde yazan koşulların bulunduğu tüm otomobilleri kullanabilir hale gelebilecektir.

    ***
    ve sonra bir öneri ve ara formuül tartışması: www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?p=195390#195390
Plakanın amacı nedir? Plaka park etmek iğçin mi takılır otomobilllere? Park için bütün dünyada Park Kartı kullanılıyor... kimse plakayla damgalanmıyor..

Ben sakatım ve sakatlığımla hiç bir sorunum da yok. Sence insanlardan utandığım-çekindiğim için mi bu siteyi kurup kendimi "sakatlığı olan biri" olarak tanımlıyorum!? :)

Market örneğini bir daha okur musun lütfen:
Markete gidiyorum, alışveriş yapıyorum, kasaya geliyorum. Kasiyer hesabı yapıyor. Sonra bana dönüp: "Beyefendi sağlık raporunuz lütfen" diyor!

Sağlık raporu istenmesi mantıklımı sence? Neden?
 
BÜLENT BU KONU UZAYIP GİDECEK. BEN SENİNLE AYNI GÖRÜŞÜ PAYLAŞMIYORUM VE GÖRÜŞÜNÜ ETİK OLARAK HAKLI BULMUYORUM AMA GÖRÜŞLERİNE VE SAHİPLENMENE DE SAYGI DUYUYORUM.

BİR TAKIM DÜZENLEMELER YAPILIRKEN BİREYE DEĞİL TOPLUMA, O TOPLUMUN ÖRF ADET, TEAMÜLLERİNE, ALIŞKANLIKLARINA VS. BAKILIR.

BENCE EHLİYETİMİZ H SINIFI OLMALI
PLAKAMIZDA AMBLEM OLMALI
15 DAKKA PARK ETME HAKKIM OLMALI.

ÇÜNKÜ BEN SAĞLAMLARDAN AYRICALIKLIYIM. BENİM İMTİYAZIM VAR.

BÜLENTÇİĞİM DÜZEYLİ BİR TARTIŞMADAN DOLAYI TŞK. EDERİM.
 
yukarıda yazılanlara ancak şimdi bakabildim konu hakkında epeyce de bir şeyler yazılmış doğrusu hepsini okumayada zamanım olmadığından kısaca şöyle bir göz gezdirdik.

sonuçta kendi fikrimi söyleyeyim bence plakada sakatlık ibaresi olmamalıdır diyorum.
 
SİZE BİR YAKINIMIN BİR ANISINI ANLATIYIM BU KONUYLA İLGİLİ YAKINIM KAMU KURULUŞUNDA ÇALIŞAN BİR ENGELLİ ÖZÜRLÜ PALKALARINDAN İLK EDİNENLERDEN BİRİSİ DERTLEŞMEMİZDE SUNU İFADE ETTİ BEN RAPORUMA UYGUN OLARAK ÖZÜRLÜ PLAKASINI ARABAMA TAKTIM TAKTIGIM GÜN KIRMIZI IŞIKTA DURDUGUMDA HERKEZ ARABAYA VE BANA BAKIYORDU İLK ÖNCE BANA ÖYLE GELDİĞİNİ SANDIM SONRADAN FARK ETTİM Kİ İNSANLAR PLAKAYA BAKIP BENİM DİĞER İNSANLARDAN NE DEGİŞİKLİĞİM OLDUĞUNU ARAŞTIRIYORLAR SONRA ARABAYI GARAJA ÇEKTİM SİNİRİMDEN BİR DAHA KULANMADIM DİYE ANLATMIŞTI SADECE PAYLAŞMAK İSTEDİM
 
Bazı arkadaşlar sürü psikolojisi taşıyorlar. Alışmışız nede olsa. Bize demişki kurallar, bu böyle olacak. Bir kişide çıkıp “kardeşim niye bu böyle olacakmış” dememiş, buda böööylece doğru olduğuna inanılıp dvm etmiş bu güne kadar. Bu arkadaş da o anlayışı taşıyan neslin uzantısı.

Sabit görüşlü bir arkadaşsın anladığım kadarıyla. Hani engelini takmayan :!: ama engelinden başka birşeyde düşünemeyenlerdensin bence =)

BUNDAN UTANMIYORUM, SIKILMIYORUM, GOCUNMUYORUM.
BU İMKANI DEVLET BANA NEDEN VERİYOR.

Olayın içtihatı bu değil arkadaşım. Biraz oku yazılanları yahuu.
Hepimiz engelimizi kabullendik. Ama Sakatlığını inkar etmekle konunun uzaktan yakından ilgisi yok.
Bülent’in de yazdığı gibi.

Aslında bunda sorun edilecek bir şey yok. Öyle ya, nasıl ki otomobillerde kadın plakası, erkek plakası, eşcinsel plakası, genç plakası, yaşlı plakası, Müslüman plakası, Hıristiyan plakası, Yahudi plakası, Budist plakası, dinsiz plakası, Türk plakası, Kürt plakası, Laz plakası, Çerkez plakası, Alman plakası vs. varsa, doğal olarak sakat plakasının olması da kaçınılmaz! Değil mi?

Plakalarda, kişiye özel mezhep, şive, renk, meslek ayrımı yapılıyor mu? E peki engelli ayrımı niye yapılıyor. Fişlenmek bu resmen hep dediğim gibi “ DİKKAT ENGELLİ ARACIDIR”, “ENGELLİ GELİYOR” demektir bence. Niye zorla insanların dikkatini uyandırsın araçlarımız? Biz de aynı koşullardan geçip almıyor muyuz ehliyetimizi?

Evet. Farklıyım. Ama yayaysam farklıyım. Altyapı engelleriyle, toplumun diğer bireylerinden farklı olarak mücadele ediyorum. Ama trafikte farklılığı Kabul etmiyorum. Bana bir hak verilmiş. Beni sıNavsız almamışki, yarım yamalak kullanmıyorumki bu arabayı ben. Herkesle aynı bilgiyle kullanıyorum. Niye “DİKKAT”I gerektirecek bir işaret taşıyım. Trafik canavarı mıyım engelliyim diye.

Yazılanları dikkatli okuyalım lütfen…
 
Üst Alt