Entel maganda pek anlayamadım yazını.Biraz daha açıklayabilirmisin ?
mooniac;
ayrıca yapılan deneylerle insanların onlara korku veren şeylere ne kadar maruz kalırlarsa beyinde korku hissini uyandıran salgıyı giderek daha az salgılamaya başladıkları kanıtlanmıştır,
Bir örnek vereyim.Birkaç sene önce ingilizce kuruna gitmiştim.Sorunumun şiddetli olduğu dönemlerdi.Öğretmen benim çekingen tavırlarımı farkedince benim üstüme özellikle geliyordu.Onu görmezden duymazdan gelsemde hoca özellikle benim başıma dikilip ısrarla beni yapmak istemediğim şeyler için zorluyordu.örneğin bir makale okunması gerektiği zaman ben en sona kalmayı tercih ediyordum.hiçbir konudada katılım için parmak kaldırmıyordum.Oysa hoca bana öncelik tanıyordu ve ısrarla imla kurallarına dikkat ederek tekrar tekrar okutuyordu.Ve ben mecburen onun istediğini yapmak zorunda kalıyordum.Ölüp ölüp diriliyordum tabi.Belki bunu iyi niyetle yapıyordu hoca.Benim çekingenliğimi farketmişti ama ben sadece ya 2 yada 3 sefer girebilmiştim derse.sonra kaçtım...
Demek istediğim burda kursa gidip gitmememeye karar verme yetkisi bizde.Yani zorlandığımız zaman kaçabiliyoruz ve üstelik böyle bir durumda hastalık dahada ilerlemiş olabiliyor.Çünkü bu kadar zorlandığınız bir ortamdan kaçtığınız zaman bir daha asla öyle bir ortama girmemeye karar veriyorsunuz.mooniackın dediği gibi korku veren ortama maruz kalıp korku hissi uyandıran salgıyı daha az salgılama şansını kaybediyorsunuz ve bu kısır döngü böylece sürüp gidiyor.Bu durumda hastalığı yenme konusunda ilerleme değil gerileme kaydetmiş oluyorsunuz.
İşte terapilerin önemi burda çıkıyor ortaya.Doktor kontrolunda bir tedavi uygulandığı zaman tedaviden kaçma olasılığınız olmamalı.Kişinin ısrarla zorlandığı konunun üzerine gidebilmesini sağlayacak tedaviler uygulanmalı..
mooniac;
ayrıca yapılan deneylerle insanların onlara korku veren şeylere ne kadar maruz kalırlarsa beyinde korku hissini uyandıran salgıyı giderek daha az salgılamaya başladıkları kanıtlanmıştır,
Bir örnek vereyim.Birkaç sene önce ingilizce kuruna gitmiştim.Sorunumun şiddetli olduğu dönemlerdi.Öğretmen benim çekingen tavırlarımı farkedince benim üstüme özellikle geliyordu.Onu görmezden duymazdan gelsemde hoca özellikle benim başıma dikilip ısrarla beni yapmak istemediğim şeyler için zorluyordu.örneğin bir makale okunması gerektiği zaman ben en sona kalmayı tercih ediyordum.hiçbir konudada katılım için parmak kaldırmıyordum.Oysa hoca bana öncelik tanıyordu ve ısrarla imla kurallarına dikkat ederek tekrar tekrar okutuyordu.Ve ben mecburen onun istediğini yapmak zorunda kalıyordum.Ölüp ölüp diriliyordum tabi.Belki bunu iyi niyetle yapıyordu hoca.Benim çekingenliğimi farketmişti ama ben sadece ya 2 yada 3 sefer girebilmiştim derse.sonra kaçtım...
Demek istediğim burda kursa gidip gitmememeye karar verme yetkisi bizde.Yani zorlandığımız zaman kaçabiliyoruz ve üstelik böyle bir durumda hastalık dahada ilerlemiş olabiliyor.Çünkü bu kadar zorlandığınız bir ortamdan kaçtığınız zaman bir daha asla öyle bir ortama girmemeye karar veriyorsunuz.mooniackın dediği gibi korku veren ortama maruz kalıp korku hissi uyandıran salgıyı daha az salgılama şansını kaybediyorsunuz ve bu kısır döngü böylece sürüp gidiyor.Bu durumda hastalığı yenme konusunda ilerleme değil gerileme kaydetmiş oluyorsunuz.
İşte terapilerin önemi burda çıkıyor ortaya.Doktor kontrolunda bir tedavi uygulandığı zaman tedaviden kaçma olasılığınız olmamalı.Kişinin ısrarla zorlandığı konunun üzerine gidebilmesini sağlayacak tedaviler uygulanmalı..