Bi sorum daha olacak arkadaşlar:
Manideyken (siz buna alevlenme dönemi diyorsunuz) hızır a.s. ile karşılaştığınızı düşündünüz mü? Ben burda Almanyada sokakta avare avare gezerken, bikaç defa sarışın bir alman çocukla karşılaştım. Bikeresinde elimde kizartilmiş patates vardi, o da yiyebilir miyim diye sordu, bikeresinde de tatli aliyordum o da istedi. Türkiyedeyken de Bursa da Orhan Gazi türbesinin oralarda tepede bir adam oturdu yanima elimden tuttu ve bana şöyle dedi: "Hızır ben hızırım demez", kitap dolu bir çantası vardı, içlerinden bitanesini almamı söyledi, borcum nekadar diyince gönlünden ne koparsa dedi. Imami Gazalinin ölüm ve ötesi kitabini aldim, kitabin arka tarafina baktim 4 TL yaziyordu, 4 TL verdim. Sonra dedi gel beraber çimene oturalim, oturduk, bide baktim kameralar orda ihlas haber ajansiydi yanliş hatirlamiyorsam ve mehter takimi gibi kostümlü insanlar gösteri yapiyordu. Bu olay beni çok etkilemişti. Adamin parmağinda osmanli yüzükleri vardi. Elimi tuttuğunda hiç birakmicak sandim. Ya gerçekten Hızırdı yada üçkağıtçının teki. Siz hiç Hızırla tanıştığınızı düşündünüz mü? Olayı anlatırsanız sevinirim.