Hayat tecrübeyle sabit değildir. Aksine hayat sürprizlerle doludur. Sadece iyi olan bitenden söz etmiyorum. Belki başınıza gelip geçen olayları tecrübeyle sabittir deyip atıp tutabilirsiniz fakat hayat öyle değil. Yaşlıları düşünün, yaşlandığınızı ya da. Belki tüm hayatın boyunca sağlıklı olduğunda 70ine vardığında sen duymazken eşin görmeyecek, sen ona gördüklerini anlatıcaksın o sana duyduklarını. Evliliğin asıl temel yapısı budur, insanlar hayatlarının ilerleyen bölümlerinde "hayat arkadaşı" mayetinde en yakınına tutunmak ona sarılmak, onunla hayatı yaşamak, bir cana ortak olmak..
Ben hala birbirine deliler gibi aşık bir sürü çift tanıyorum. Bu tamamiyle dayanışmadan kaynaklanıyor ve bu dayanışma aralarında ki saygıyı sonrada aşkı canlı tutuyor. Bu konunun herkesin aklında bambaşka fikirler ortaya cıkarması olası çünkü herkesin evlilikten beklentisi öyle farklı ki.
Son olarak, bir anne tanıyorum çocukları ile yapayalnız yaşıyan, kimin sağlık kiminin başka problemleri olan. Ama o anne ben çocuklarımla evliyim diyebiliyor, çocuklarından biri hiç yürüyemiyor, diğeri doğuştan görmüyor. Babaları gibi kaçıp gidebilirdi belki doğduklarında engellerini öğrendiği an bir cami avlusuna atabilirdi ama herşeye rağmen daha sesini bile duymadığı çocugunu seviyor. Peki bu neden? Kabullenmişlik, insanlar birbirlerini her haliyle sevebiliyor, siz sevmeyip istemeyebilirsiniz ama gerçek olan ve sabitlenmemiş sürprizlerle dolu hayatta bu iş böyle yürüyor.