aşkı tanımlamak zor, fakat platonik olmayan bi aşk kenince mantığını buluyor. aşk bazen ulaşılmaz, üstün gelene karşı olabiliyor, bazense bizi seveceğine inandığımız, mutlu olacağımıza inanığımız kişiye karşı vücud buluyor.
dünya adaletsizliklerle dolu, insanların buna karşı, rüzgara karşı durması çok güç. bu adaletsizlik eğer varsa tanrı kavramına dönük pek çok soru oluşturabilir, fakat bi kişinin gördüğü saygıda, sevgide öle yada böle elinde olmayan pekçok faktörün payı var. vehbi koçun torunu olsanız herkes saygıyla bakacaktı, siz de onu yolda görseniz beyefendi der, tanışmaya çalışır ya da en azından bakarsınız. ama memurun çocuğu olarak doğan önemli bi mevkide değilse kim gidip durup dururken beyfendi der. mankenlerin onlarca platonik aşkı var, o genleri o fiziği taşımasa niye herkes sevsin? onların işaamlarını, işadamlarının da onları sevmesi hep mi tesadüf? onlarınki gerçekdışı ilişki demeyin, aşk kendince mükemmelliği arar, istediği mükemmelliğe karşılık bulabilenlerin ilişkisi belki bu.
kısacası eğer aşık olabilirseniz, engel önemli değildir. ama kimse de rol yapmasın en sevgi pıtırcığı rolleri yapanların güce paraya mevkye nasıl sırnaşabildiğini de biliyorum. fakat aşk, vucud bulmadan önce kendi durumuyla kıyaslayarak karşılık alıp alamayacağı da dahil, fizik de dahil çoğu zaman bisürü artıyı eksiyi kendi kendine tartar. bu yuzden hele günümüzde, üstünlerin ve ideal mükemmelerin gözümüze sokulduğu günümüzde aşk idealler mükemmeller etrafında toplanır, 100 yıl önce köydeki adam yakışıklıysa yakışıklıydı, diğeri de iyi ama belki biraz daha tıknazdı, şimdi telefonlara instgramdan her saniye fiziğiyle, genleriyle milyonlar kazananların fotoğrafları düşüyor.çoğu kişinin buluştuğu aşk deil, sevgi temelli yaşam paylaşım protokolu